Sınav sonucuna itiraz diğer adıyla not tespit davası, her kademe eğitim ve öğretim kurumunda öğretim gören öğrencilerin, öğrenim gördükleri eğitim ve öğretim kurumunda girmiş oldukları her türlü yazılı veya sözlü sınav sonucunda idare tarafından (ilgili öğretmen ya da öğretim üyesince) takdir edilen sınav sonucunun (notunun) yanlış takdir verildiği ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile takdir edilen bu notun iptali istemiyle idare mahkemelerinde açılan sınav notunun iptaline yönelik bir idari işlemin iptali davasıdır. Bu tür durumlarda not tespit davası açarak notun değiştirilmesi ve hak ettiğiniz notu almanız mümkün hale gelir. Sınav sonucuna itiraz (not tespit davası) idare mahkemesinde açılır. Sınav sonucuna itiraz diğer adıyla not tespit davası genel itibariyle;
- İlköğretim,
- Lise ve
- Yükseköğretim kurumlarında yapılan sınavlara karşı açılır.
Eğitimin her kademesinde öğrenci olan kişilerin (ilköğretim, ortaöğretim, üniversite) girmiş oldukları sınavlarda öğretmen ve öğretim üyelerince yani idarece tesis edilen not verme işlemi sonucunda aldıkları not bazen beklentilerini karşılamamaktadır. Öğrenci bu notu hak etmediğini düşünmekte ise not verme işlemine itiraz edebilir. Notlandırma işlemindeki hata şüphesi yani beklenenden düşük not verildiğinin düşünüldüğü durumlarda öğrencinin kendi not tahmini hakkında hatalı bir değerlendirmesi olabileceği gibi idarece tesis edilen not verme işleminde yetki, şekil, sebep, konu, amaç bakımından bir hukuka aykırılık da bulunabilir. İdare mahkemesine açılan iptal davasında bu 5 unsur denetlenir.
Sınav Sonucuna İtiraz (Not Tespit Davası) Nedir?
Not tespiti davası, öğrenim kurumu fark etmeksizin öğrencinin aldığı notun değerlendirmesinin hukuka aykırı yapıldığı ve dolayısıyla ilgili not verme işleminin hukuka aykırılık içerdiği ileri sürülerek açılan davalardır. Sınav sonucuna itiraz diğer adıyla not tespit davası, her kademe eğitim ve öğretim kurumunda öğretim gören öğrencilerin, öğrenim gördükleri eğitim ve öğretim kurumunda girmiş oldukları her türlü yazılı veya sözlü sınav sonucunda idare tarafından (ilgili öğretmen ya da öğretim üyesince) takdir edilen sınav sonucunun (notunun) yanlış takdir verildiği ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile takdir edilen bu notun iptali istemiyle idare mahkemelerinde açılan sınav notunun iptaline yönelik bir idari işlemin iptali davasıdır.
Bazı kurumlar yapmış oldukları sınavlara ilişkin itirazları kendi bilişim sistemleri üzerinden kabul etmektedir. Bazı kurumlar ise yazılı usulden devam etmekte, internetten yapılan başvuruları kabul etmemektedir. Yani bu kurumlarda öğrenim gören öğrencilerin sınav sonucuna itirazda bulunacakları dilekçeyi fiziki olarak hazırlayıp öğrenci işlerine teslim etmeleri gerekmektedir. Sonuç olarak sınav sonuçlarına itiraz konusunda her üniversitenin kendi yönetmeliğinde farklı bir usul geçerlidir. Sınav sonucuna itiraz etmek için önce ilgili kurumun sınav yönetmeliğine bakılmalıdır. O usule uygun bir itiraz süreci geçirilmelidir. Bu süreç sonucunda itiraz haklı görülürse sınav sonucu değiştirilir. İtiraz haksız görülürse dilekçe reddedilir ve sınav sonucu değiştirilmez. İtirazın reddi işleminin hukuka aykırı olduğunu düşünen öğrenci bu işlemin iptali ve sınav notunun tespiti istemiyle idari yargı merciinde idari dava açmalıdır.
Bu hukuka aykırılığı iddia eden öğrenci ilgili idareye başvurup notun tekrar değerlendirilerek değiştirilmesini isteyebilir. Bu itiraz prosedürü her eğitim öğretim kurumunda ve aşamasında farklılık gösterebilmektedir. Yükseköğretim Kanununun 43.maddesine göre “Yükseköğretim kurumlarında, kuruluş özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre yapılan eğitim, öğretim ve buna dayalı olarak verilen diplomalarla ilgili esaslar her üniversitece hazırlanacak eğitim, öğretim ve sınav yönetmeliğinde belirtilir.” Bu ifadeden çıkarılacağı üzere sınav sonuçlarına nasıl ve ne şekilde itirazda bulunulacağına dair genel bir düzenleme bulunmamaktadır. Yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen sınavlara ilişkin düzenlemeler her üniversitenin kendi çıkaracağı ve Resmi Gazetede yayınlatacağı öğretim ve sınav yönetmeliğinde belirlenmektedir. Öncelikle öğrenci bağlı olduğu yükseköğretim kurulunun yayımladığı yönetmelikteki itiraz prosedürünü uygulamalı ve o süreci işletmelidir.
Not Tespit Davası | |
---|---|
Davanın tarafları | Davacı öğrenci veya yasal temsilcisi, davalı kaymakamlık, valilik veya rektörlük |
Dava açma süresi | Notun öğrenilmesinden itibaren 60 gün |
Masrafları | Maktu başvuru harcı, tebligat giderleri, karar harcı, yürütmeyi durdurma harcı, delil tespiti harcı, bilirkişi ücreti vs. Ortalama 2023 yılında 5.000 TL civarındadır. |
Görevli ve yetkili mahkeme | Notu veren eğitim kurumunun bulunduğu yerdeki idare mahkemesi |
Yürütmenin durdurulması | Açık hukuka aykırılık ve telafisi güç zarar ihtimali varsa yürütme durdurulabilir. |
Bilirkişi işlemleri | Sınav kağıdını bilirkişi inceler. Bilirkişinin hazırlayacağı rapora itiraz edilebilir. |
Tazminat | Sırf notun eksik verilmesinden ötürü tazminat talep edilemez. Ancak başka türlü doğan zarar varsa tam yargı davası açılır. |
Mahkemenin verebileceği kararlar | Mahkeme davayı kabul edip notu iptal edebilir, davayı reddedebilir, bazı sınavlar bakımından kısmi kabul bazıları bakımından kısmi red verebilir. |
Mahkeme kararına itiraz | Mahkeme kararı istinaf edilebilir ancak temyizi mümkün değildir. |
Sözlü ve uygulamalı sınavlara karşı açılan davalar | Sözlü sınavların hukuka uygunluğu denetlenemeyeceğinden çoğu zaman dava reddedilir. Ancak şekil eksikliği veya bariz aykırılıklar değerlendirilir. |
ÖSYM ve Milli Eğitim Bakanlığı sınavları | Yurt genelinde yapılan bu sınavlara karşı açılan davalar farklı yapıya sahiptir. |
Sınav Sonucuna İtiraz Davasında Davanın Tarafları
Sınav notuna itiraz etmek isteyen öğrenci, sınavın açıklanmasını takip eden günden itibaren 60 gün içinde itiraz dilekçesini kuruma sunmalıdır. Bu dilekçede öğrencinin bilgileri ve hangi sınavın bahse konu olduğu, tarih bilgisi de dahil olmak üzere belirtilir. Dilekçenin devamında, itiraz konusuna yer verilir. Not tespit davasında bütün idari davalarda olduğu gibi davacı ve davalı olmak üzere iki taraf bulunmaktadır.
Davacı
Burada davacı taraf öğrenci statüsünde olan kişilerdir. İdari Yargılama Usulü Kanunu 2. madde uyarınca bu not verme işleminden dolayı menfaati ihlal edilen öğrenci davacı olabilir. Ancak 18 yaşını doldurmamış bir öğrenci dava açma ehliyetine sahip olmadığı için davanın yasal temsilcileri tarafından açılması gerekir.
Davalı İdare
Bu davada hasım gösterilecek idare, ilgili idari işlemi tesis eden idari merciidir. İlköğretim ve lise öğrencileri tarafından açılan davalarda davalı idare; dava açan öğrencinin okulu bir ilçe idaresi sınırları içerisinde ise kaymakamlık, il sınırları içinde ise valilik olacaktır. Bu tür davalarda hasım ehliyeti yalnızca kaymakamlık ve valilikler için söz konusudur. Hasım olarak milli eğitim müdürlüğü veya okul gösterilse bile İdari Yargılama Usulü Kanunu 15. Madde uyarınca davada resen hasım düzeltme yapılacaktır. Üniversite öğrencileri (ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora vb. öğrencileri) tarafından açılan not tespit davalarında ise hasım olarak ilgili üniversite rektörlüğü (listesini buradan öğrenebilirsiniz. https://www.yok.gov.tr/universiteler/universitelerimiz) gösterilmedir.
Sınav Sonucuna İtiraz Dava Açma Süresi
Not tespit davası bir iptal davasıdır. İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 2/1-a’da belirtildiği üzere bu davada tesis edilen işlemin idari işlem unsurları olan yetki, şekil, sebep, maksat ve konu yönlerinden birinden hukuka aykırı olduğundan dolayı iptali talep edilerek işlemin tesis edildiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğurmaması amaçlanır. İYUK madde 28 gereğince mahkeme kararı sonucunda ortaya çıkan hükme uygun bir işlem tesis etmek zorunda olan idarenin mahkeme kararına uygun yeni bir notlandırma işlemi yapması amaçlanır.
Not tespit davası adında açılan iptal davalarında dava açma süresi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda öngörülen genel dava açma süresi olan altmış (60) gündür. Bu süre sınav sonucuna dair idari işlemin tebliğinden (sınav sonuçlarının duyurulması, sınav panolarında ya da internette yapılan ilanlar tebliğ yerine geçer) itibaren başlar. Ancak not tespit davaları alelade iptal davaları gibi değildir. Uygulamada da çok hızlı bir şekilde bu davaların açıldığını yani 60 günün beklenmediği görülür. Çünkü bu dava erken de açılsa geç de açılsa eğitim – öğretim yılı devam etmektedir.
Dava Açma Usulü
İdare mahkemelerinde iptal davası açma usulü İdari Yargılama Usulü Kanununda düzenlenmiştir. İdari Yargılama Usulü Kanunu 3. maddeye göre idare mahkemesi başkanlığına hitaben yazılan bir dava dilekçesi ile dava açılır. Dilekçede davacı öğrencinin adı, soyadı, adresi ve davalı idarenin adı ve adresi yazılmalıdır. Dava konusu edilen sınavın hangi sınav olduğu, sınavın ne zaman açıklandığı, sınav notuna itirazın olup olmadığı, alınan notun kaç olduğu ve neden iptalinin istendiği dava dilekçesinde belirtilmelidir. Dava dilekçesine idareden alınan sınav sonucu varsa idareye başvuru, idarenin cevabı ve ilgili belgeler eklenmelidir.
Dava dilekçesi bizzat ilgili şahıs tarafından idare mahkemesine verilebileceği gibi, kişi bir ilçede bulunuyorsa ilçedeki asliye hukuk mahkemesi kanalıyla dava dilekçesini ilgili idare mahkemesine gönderebilir. Dilekçenin verilmesinden sonra dilekçe mahkemece İdari Yargılama Usulü Kanunu 14. madde uyarınca ilk incelemeye tabi tutulur. İlk inceleme sonucunda İdari Yargılama Usulü Kanunu 15. maddede sayılan kararlardan biri verilir ve daha sonra esas incelemesine geçilir.
Sınav Sonucuna İtiraz Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Not tespit davaları, idareye karşı açılan davalardır. Bu davalarda görevli mahkeme idare mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise İdari Yargılama Usulü Kanunu 32. Madde genel yetki kuralı gereğince dava konusu idari işlemi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.
- Görevli Mahkeme: Sınav notuna karşı açılan iptal davalarında idare mahkemeleri görevlidir.
- Yetkili Mahkeme: Genel yetki kuralı gereği, dava konusu olan idari işlemi yapan idarenin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
Not Tespit Davasında Yürütmenin Durdurulması
İdari merciler tarafından tesis edilen idari işlemler icraidir. Herhangi bir işleme gerek olmaksızın direkt uygulanmaktadır ve kamu yararı gereği hukuka uygun varsayılarak uygulanmaya devam etmektedir. Buna hukuka uygunluk karinesi denir. Dava konusu işlem dava açıldığı süreçte de hukuka uygunluk karinesinden yararlanmaya ve uygulanmaya devam eder. Bu durumu engelleyebilmek adına İYUK madde 27’de geçen ve iptal davalarında söz konusu olan yürütmenin durdurulmasından faydalanılır. Bu yolla hukuka uygunluk karinesinden yararlanılması engelleneceği gibi idari işlemin dava sonuna kadar uygulanmasının da önüne geçilmiş olur. Çünkü idare mahkemesi kararı ile hukuka aykırılığı tespit edilmedikçe o işlem hukuka uygun olarak kabul edilecektir.
Ancak bazı durumlarda idari işlem hakkında henüz karar verilmemiş olsa bile İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 27 gereğince o işlemin açıkça hukuka aykırı olduğu görülüyor olabilir. Mahkeme karar verene kadar hukuka uygun kabul edilen işlem bu süre zarfında telafisi güç zararlara neden olabilir. Bu iki şartın (açıkça hukuka aykırılık ve telafisi güç veya imkansız zararların gerçekleşebileceği) birlikte gerçekleşmesi durumunda davalı idarenin savunması alınarak yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Sınav sonucuna itirazın iptali ve not tespit davasında yürütmenin durdurulması talebinde bulunmak, kişinin iptalini talep ettiği sınav notunun hüküm ve sonuç doğurmamasını sağlar. Notun sonucu olan işlemlerin tesisi için yargılamanın sonu beklenir.
Mahkeme Kararına İtiraz | |
---|---|
Yürütmenin Durdurulmasına İtiraz | Yürütmenin durdurulması talebi hakkında verilen karara karşı 7 gün içinde istinaf mahkemesine itirazda bulunulabilir. |
Bilirkişi Raporuna İtiraz | Bilirkişi raporuna karşı yargılamayı yapan mahkemeye 7 gün içinde itiraz edilebilir. |
Mahkemenin Esastan Verdiği Karara İtiraz | Mahkemenin esastan verdiği karara karşı 30 günlük süre içerisinde istinaf mahkemesine itirazda bulunulabilir. |
İstinaf Mahkemesinin Kararına İtiraz | İstinafta verilen karara karşı temyiz imkanı bulunmaz. |
Sınav Sonucuna İtiraz ve Not Tespit Davasında Bilirkişi Süreci
Not tespit davalarında bilirkişi süreci önemlidir çünkü bilirkişinin tayin edeceği rapor direkt hükme esas alınabilecektir. Bilindiği üzere mahkemede devam eden yargılamalarda hâkimler uzmanlık gerektiren konularda o konuda uzman ve bilgi sahibi kişilere yani bilirkişilere danışabilir ve onların hazırlayacağı rapor doğrultusunda karar verir. Bu davada sonuç olarak uzmanlık gerektiren bir alan yani bir ders bir yetkinlik alanı bir disiplinden sözlü veya yazılı sınav uygulaması söz konusu olduğu için tayin edilen notun bu alanda uzman bilirkişilerce incelenmesi adaletin ve hakkaniyetin gereğidir.
Bu yargılama sürecinde bilirkişi, bilirkişi heyeti ve bilirkişi raporu oldukça önem taşımaktadır. Hâkim; sınav sonucuna itiraz edilen derste bilgi sahibi, o alanda akademik yetkinliğe sahip bir öğretim görevlisinin veya öğretmenin veya bu özelliğe sahip birden fazla kişiden seçeceği bilirkişi heyetinin sınavı incelemesi sonucunda takdim edeceği raporu hükme esas alacaktır. Bu inceleme şu şekilde işlemektedir: Yukarıda özellikleri belirtilen heyet oluşturulduktan sonra veya bir bilirkişi görevlendirildikten sonra itiraz eden öğrencinin sınav kağıdı, sınavın cevap anahtarı ve bu sınava giren en düşük ve en yüksek de dahil olmak üzere farklı notlar alan öğrencilerin kağıtları incelenmektedir. Ders içeriği, sorulan sorular, cevap anahtarı ve diğer sınav kağıtları ışığında yeni bir değerlendirme yapılmaktadır. Tüm bunların sonucunda bilirkişi yeni ve kendince olması gereken doğru not tayini konusunda görüşünü belirtmektedir.
Bilirkişinin raporu gerekçeli olmak zorundadır. Ulaştığı sonuca hangi yollarla ulaştığını ve nedenlerini belirtmelidir. Bilirkişi incelemesi sonucunda bilirkişi, öğrencinin tayin edilenden daha düşük bir not hak ettiğini düşünebilir. Ancak uygulamada bilirkişinin notun düşürülmesi konusunda görüş belirttiğine rastlanmamaktadır. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmek ve değerlendirilmek üzere mahkemeye sunulduğunda bilirkişi raporunun aleyhine tanzim edildiğini düşünen taraf tebliğden sonra 7 gün içinde bilirkişi raporuna itiraz edebilir. İtiraz reddedilebilir veya kabul edilebilir. Kabul edildiği durumda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulup yeni bir rapor tanzim ettirilebilir.
Bilirkişi Daha Yüksek Not Takdir Ederse | Bilirkişi Daha Düşük Not Takdir Ederse |
---|---|
İşlemin iptaline karar verilir. | Davanın reddine karar verilir. |
Uygulamada hocalar, bilirkişinin takdir ettiği notu sınav notu olarak sisteme girer. | Hocanın verdiği not geçerliliğini korur. |
Davayı kaybeden idarenin istinaf hakkı doğar | Davayı kaybeden öğrencinin istinaf hakkı doğar. |
Not Tespit Davasında Tazminat
Bu dava daha önce de açıkladığımız gibi bir iptal davasıdır. Ancak idari işlemlerden de zarar doğabilir. Kişi hakkında tesis edilen not verme işlemi bu kişinin birtakım zararlara uğramış olmasına sebebiyet verebilir. Bu takdirde kişinin bu zararları talep etme hakkı doğar. Bu da ancak tam yargı davası ile söz konusu olabilir. Çünkü tam yargı davası idari işlem ve eylemlerden doğan zararları tazmin etmeye yönelik bir davadır. Bu dava İdari Yargılama Usulü Kanunu 12. Madde gereğince iptal davası ile birlikte açılabileceği gibi iptal davasının sonuçlanması veya bu dava sonucu verilen kararın kesinleşmesi üzerine de açılabilir.
Dersin hocasının yanlış not takdir etmesi bir hizmet kusuru sayılmamaktadır. Tek başına tazminat nedeni olmamaktadır. Ancak bu hukuka aykırı not verme işlemi sonucunda kişi başka nedenlerden zarara uğramışsa (örneğin dersten kalması sonucu o dersi yaz okulu ücreti ile almışsa) bu zarar kalemlerini idareden talep edebilir ve zararını bu yolla tazmin ettirmiş olur.
Sınav Sonucuna İtirazın Reddinin İptali ve Not Tespit Davasında Verilebilecek Kararlar ve Sonuçları
Bilirkişi raporu sonucunda ve hâkimde oluşan kanaat neticesinde öğrencinin hak ettiğinden düşük not aldığının tespit edilmesi durumunda idari işlem iptal edilir. Yani bilirkişi; incelemiş olduğu cevap anahtarı, diğer öğrencilere ait sınav kağıtları ve bunlardan yola çıkarak hazırladığı rapor sonucunda öğrencinin daha yüksek not alması gerektiğini, dersin hocası tarafından takdir edilen notun doğru olmadığını raporunda söyleyebilir. Bunun sonucunda hâkim, öğrencinin muhatabı olduğu not verme işlemini hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi gerektiği kararını verir.
İdari Yargılama Usulü Kanunu 28. Madde gereğince idare mahkeme kararını geciktirmeksizin ve değiştirmeksizin uygular. Daha sonra bu karara uygun yeni bir işlem tesis eder. Eski işlem hiç var olmamış sonucu doğar ve idare, mahkeme kararındaki esaslara uygun bir not vererek bu kararın gereklerini yerine getirir. Öğrencinin iddia edip mahkemenin tespit ettiği hukuka aykırılık giderilmiş olur. Bu karara karşı idarenin istinafa gitme hakkı doğar. Kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde idare, Bölge İdare Mahkemesine istinaf başvurusunda bulunabilir.
Not verme işleminin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi durumunda ise bu sefer aleyhine karar verilen öğrenci kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde istinaf merciine başvurma hakkına sahiptir. Bu davada İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 45 ve 46 uyarınca istinaf kararları kesindir. Dolayısıyla temyiz yolu kapalıdır. İdari Yargılama Usulü Kanunu 46. maddede sayılan temyiz edilebilir kararlar arasında bu dava sonucunda verilen kararlar sayılmamıştır.
Merkezi Ortak Sınav Sonuçlarına İtiraz ve Not Tespit Davası Süreci
Milli Eğitim Bakanlığının veya ÖSYM’nin düzenlemiş olduğu merkezi ve ortak sınavlar sürecinde ilgili idareler tarafından tesis edilen sınava ilişkin idari işlemlere de iptal davası açılabilmektedir. Ancak diğer sınavlara veya idari işlemlere ilişkin uygulanan muhakeme süreci bu davalarda uygulanmamaktadır. Bu sınavlara yönelik tesis edilen idari işlemlerden biri olan notlandırma işlemi de bu özel idari yargılama usulüne tabidir. Çünkü bu sınavlara ilişkin uyuşmazlıkların hızlıca çözümlendirilmesi gerekmektedir.
Bu özel yargılama usulü İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 20/B’de geçen bir usuldür. Bu uyuşmazlıklarda usul şöyledir:
1. Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalara ilişkin yargılama usulünde:
a) Dava açma süresi on gündür.
b) Bu Kanunun 11 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.
c) Yedi gün içinde ilk inceleme yapılır ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılır.
ç) Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren üç gün olup, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla üç gün uzatılabilir. Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılır.
d) Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez.
e) Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç on beş gün içinde karara bağlanır. Ara kararı verilmesi, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılır.
f) Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
g) Temyiz dilekçeleri üç gün içinde incelenir ve tebliğe çıkarılır. Bu Kanunun 48 inci maddesinin bu maddeye aykırı olmayan hükümleri kıyasen uygulanır.
ğ) Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi beş gündür.
h) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.
ı) Temyiz istemi en geç on beş gün içinde karara bağlanır. Karar en geç yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.
2. Milli Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalarda verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararları, söz konusu sınava katılan kişilerin lehine sonuç doğuracak şekilde uygulanır.
Sözlü ve Uygulamalı Sınavlarda Sınav Sonuçlarının Yargısal Denetimi
Sözlü ve uygulamalı sınavların yargısal denetimi ve bu sınav sonuçlarının iptali yargı kararlarının birçoğuna konu olmuştur. Günlük hayatta hâkimlik, savcılık, kaymakamlık başta olmak üzere kamu görevlerine alımlarda yapılan mülakat adlı sözlü sınavlar, doktora ve yüksek lisans tez mülakatları, uygulamalı eğitim veren tıp, mühendislik ve laboratuar dersleri için bazı fakültelerde gerçekleşen sınavlar, özellikle hazırlık geçme sınavlarında sıklıkla karşımıza çıkan yabancı dil konuşma (speaking) sınavları sözlü ve uygulamalı bir ölçme ve değerlendirme sistemi içerdiği için bu formattaki sınavların yargısal denetimi son derece önemlidir.
Yukarıda bahsi geçen formattaki sınavlar, bu sınava tabi tutulan kişiler tarafından sıklıkla iptal davalarına konu edilmektedir. Sözlü ve uygulamalı sınavların idari yargısal denetimi ise yazılı sınavlara nazaran daha hassas bir konudur. Bunun sebebi sözlü ve uygulamalı sınavların yazılı bir kaydının yapılmamasıdır. Yazılı sınavlarda rastladığımız objektif değerlendirme ölçütlerinin, cevap anahtarlarının uygulamalı ve sözlü sınavlarda ya bulunmadığı ya da çok sınırlı ve genel düzeyde bulunduğu aşikardır. Bu sınavlarda bilirkişi incelemesi yapılması da mümkün değildir. Sözlü ve uygulamalı sınav metotları hukuka aykırı sonuç doğuran, liyakate dayalı olmayan haksız sınav sonuçlarının doğmasına yol açabilmektedir. Toplumda bu idari işlemlere karşı duyulan güveni tesis edebilmek ve bu sınavların hukuka uygun sonuçlandırılmasını sağlamak için yargı denetimi son derece önemlidir. Ancak yargı kararlarında bu konuda bir birlik sağlandığını söylemek zordur.
Bu konuya ilişkin Danıştay kararlarına baktığımızda Danıştay’ın sözlü sınavın denetlenemeyeceğine ilişkin içtihatları ön plana çıkmaktadır: ” Dava, doçentlik bilim sınavına giren davacının sözlü sınav aşamasında başarısız sayılmasına ilişkin jüri kararının iptali isteğidir. Doçentlik Sınav Yönetmeliğinin 7.maddesinde adayların sınav jürisi tarafından belirlenen gün ve yerde sözlü sınava alınacağı, jürinin sözlü sınavı değerlendirerek adayın doçentlik sınavını başarmış olup olmadığına oy çokluğu ile karar verileceği kuralı bulunmaktadır. Dosyanın incelenmesinden, 12 Ekim 1988 günü doçentlik bilim sınavının sözlü aşamasına giren davacının bu sınavda başarısız sayıldığı anlaşılmıştır. Sözlü yapılan sınavlarda sınavla ilgili yazılı kanıt bulunmaması nedeniyle, bu sınavda ilgilinin başarılı olup olmadığının bilirkişi incelemesi yaptırılarak yargı yolu ile denetlenmesi olanağı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle, davanın reddine karar verildi.” Denilmiştir. Bu eleştirilebilir bir karardır. Zira sözlü sınav yöntemi ile de yapılsa ortaya çıkan sonuç kişi hakkında bir idari işlem doğurmaktadır. Yazılı kanıt bulunmaması gerekçesiyle davacı aleyhine bir sonuç ortaya çıkması kabul edilemez bir durumdur. Bu takdirde yapılması gereken sözlü sınavları kayıt altına alabilecek yöntemler geliştirmektir. Bu yöntemlerin başında sözlü sınavların kamera sistemi ile kaydedilmesi veya sözlü sınavda sorulan ve cevaplanan her hususun sınav esnasında bir katip tarafından direkt yazıya geçirilmesi gelir.
Danıştay, sözlü ve uygulamalı sınavları daha çok usulü yönden denetime tabi tutup bariz düzeyde mevzuata aykırılık içermesi halinde sınav sonucunu iptal edebilmektedir. Örnek olarak: Danıştay icra müdür ve müdür yardımcıları kadrosuna atama için yapmış olduğu sözlü sınavlarda, sözlü sınava ilişkin tutanağın sınav tarihinden sonra düzenlendiği anlaşıldığından, anılan sınavın ve bu sınav sonucunda yapılan değerlendirmenin usule uygun olmadığına karar vermiştir. Burada Danıştay sözlü sınavın esas denetimini yapmamış ancak bu sınavda uygulanması gereken şekil kurallarına uyulmamasını iptal sebebi olarak görmüştür.
Ancak Danıştay’ın farklı bir dairesi ise bir kararında yukarıda eleştirdiğimiz kararlardan farklı şekilde bir karar vermiştir Sözlü sınavlarla ilgili olarak sadece sınavın sözlü olmasının yargı denetimine tabi olmamasında bir ölçüt olamayacağı hususu üzerinde durmuştur. Nitekim, Adalet Bakanlığı tarafından idari ve adli hâkimlik alımlarına ilişkin sınavların sözlü mülakat kısmına ilişkin denetimlerde, davacının katılmış olduğu idari yargı hakim adaylığı mülakat sınavında başarısız sayılmasının, idare mahkemesince, adli ve idari yargıda hakim ve savcı adaylığı yazılı sınav, mülakat ve atama yönetmeliğinin 31.maddesinde öngörülen biçimde yapılıp yapılmadığının tespitinden sonra bir karar verilmesi gerekirken, mülakat sınavına ilişkin soru ve cevapların somut bilgilere dayanmaması sebebiyle yargısal denetimin yapılması olanağının bulunmadığından bahisle davanın reddedilmesinde hukuki isabet görülmediğine karar vermiştir. Sonuç olarak sözlü ve uygulamalı sınavların yalnızca usul değil esas bakımından da denetlenmesi gerektiğini vurgulamış, buna uygun yöntem ve delil tespiti yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Sınav Sonucuna İtiraz (Not Tespit Davası) Emsal Kararlar
- Sınav Sonucuna İtiraz (Not Tespit Davası)
Danıştay 8. Dairesine göre, uyuşmazlığın, tarafsız, etkin ve verimli çözümlenebilmesi için en az jüri üyesi yetkinliğinde birden fazla ve tek sayıdan oluşan bilirkişilerce incelenmesi gerekirken, tek kişilik bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır. Anılan karara bakıldığında, İdare Mah. kemesince, sınav kağıtlarının değerlendirilmesi için.. Üniversitesi .. Fakültesi … Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. . bilirkişi olarak seçilmiş ve düzenlediği rapor doğrultusunda karar verilmiş ise de, yükseköğretim kurumlarında giriş sınavı jürisinin ilgili yönetim kurulu tarafından seçilecek üç kişiden oluşacağının kurala bağlanması karşısında, uyuşmazlığın tarafsız, etkin ve verimli bir şekilde çözümlenebilmesi için, en az jüri üyesi yetkinliğinde birden fazla ve tek sayıdan oluşan bilirkişilerce inceleme yapılması ve buna göre karar verilmesi gerektiğinden, tek kişilik bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
- Sınav Sonucuna İtiraz (Not Tespit Davası)
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen bir kararda, davacının Af Kanunu’ndan yararlandırılarak öğrenciliğe intibakının yapılması isteminin reddine ilişkin işleme karşı açtığı davada verilen iptal kararı üzerine Af Kanunu’ndan yararlandırılması sonrasında sınava girip başarılı olması sonucunda düzenlenen geçici mezuniyet belgesinin, söz konusu iptal kararının bozulması üzerine iptal edilmesi, hakkaniyete ve hukuka aykırıdır”. Anılan karara bakıldığında; uyuşmazlıkta, davacının, daha önce başarısız olduğu dersten, İstanbul 5. İdare Mahkemesinin iptal kararının davalı idarece uygulanması sonucu sınava girip başarılı olmak suretiyle mezun olmaya hak kazanmış olması nedeniyle geçici mezuniyet belgesi düzenlendiği görülmekte olup, sınava girip başarılı olmak suretiyle aldığı mezuniyet belgesinin, söz konusu iptal kararının bozulduğundan bahisle iptal edilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
- Sınav Sonucuna İtiraz (Not Tespit Davası)
…Üniversitesi… Fakültesinde 4. sınıf öğrencisi olan davacının GRA 408 Grafik Tasarım 6, GRA 406 Proje 2 ve GRA 314 İllüstrasyon 3 derslerinde daha evvel NA olarak açıklanan notunun, Adana 2. İdare Mahkemesinde açılan davalar sonucu yürütmenin durdurulması kararı verilmesine üzerine FF olarak belirlenmesine ilişkin 04.03.2016 tarih ve 9435 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; Adana 2. İdare Mahkemesinin üç dersle ilgili vermiş olduğu yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararları üzerine davalı idarece bu üç ders için bir sınav takvimi belirlenmek suretiyle öğrenciye sınav hakkı verilerek Mahkeme kararlarının uygulandığı, ancak her üç dersin de uygulamalı dersler olduğu, buna göre bu dersler için dönem içerisinde yapılacak proje konusu kapsamındaki uygulamalar için yapılan araştırma, sunulan eskizler üzerinden karşılıklı fikir alışverişleri ile uygulamanın sonlandırılması yoluna gidilerek sonrasında her öğrencinin belirlenen sınav tarih ve saatinde ders yürütücüsüne son düzeltmelerini yapıp sunum dosyası şeklinde teslimlerini gerçekleştirdiği; uyuşmazlıkta da, devamsız sayılıp teslimleri alınmayan davacının, Mahkemenin yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararları uyarınca derse devam etmiş öğrenci olarak kabul edildiğinden, tıpkı diğer öğrencilerde olduğu gibi Mahkeme kararı uyarınca davacının Dekanlığa teslim ettiği yılsonu teslimlerinin değerlendirilerek her üç ders için bu teslimler üzerinden not tespiti yapılması gerekirken, bu usule uyulmaksızın tesis edilen işlemde Mahkeme kararlarına ve hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yönünde verilen Adana 1. İdare Mahkemesi’nin 21/02/2017 gün ve E: 2016/284 K: 2017/291 sayılı kararının onanmasına karar verilmiştir.
- Sınav Sonucuna İtiraz (Not Tespit Davası)
… Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü lisans 3-4sınıf öğrencisi olan davacının, … dersinin 14/01/2014 tarihinde yapılan final ve 04/02/2014 tarihinde yapılan bütünleme sınavlarında başarısız sayılmasına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davada, .. dersinin 14/01/2014 tarihinde yapılan final sınavından 35 puan ve 04/02/2014 tarihinde yapılan bütünleme sınavından da 42 puan alarak başarısız sayıldığı, Mahkemelerinin 05/06/2014 tarihli talimat kararı üzerine İstanbul 2. İdare Mahkemesi tarafından, “davacının dersinin 14/01/2014 tarihinde yapılan final ve 04/02/2014 tarihinde yapılan bütünleme sınav notlarının tespiti için davacıya ait sınav kaydına ait CD’ler ile dosyada bulunan diğer bilgi ve belgelerin incelenerek final ve bütünleme sınav notlarının tespiti için” konusunda uzman bir öğretim görevlisi ve iki öğretim elamanından oluşan 3 kişilik bilirkişi kuruluna dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, bilirkişilerce düzenlenen 18/09/2014 tarihli raporlarda; davacının girmiş olduğu final sınavına 35 puan (başarısız), bütünleme sınavına ise 39 puan (başarısız) takdir edildiği anlaşılmakta olup; dolayısı ile davalı idare tarafından, davacıya final ve bütünleme sınavlarında verilmiş bulunan puanların yerinde olduğu ve mevzuat hükmü gereğince başarılı sayılmak için final ve bütünleme sınavlarında yeterli puanı alamayan davacının final ve bütünleme sınavlarında başarısız sayılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar veren İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin 30/12/2014 gün ve E:2014/534, K:2014/1804 sayılı kararının onanmasına karar verilmiştir.