Sahte Gübre Satışı ve Suç Duyurusu

sahte gubre satisi

Sahte gübre satışı suçtur. Gübreler piyasaya arz edilmeden önce mutlaka ama mutlaka tarımda kullanılan kimyevi gübrelere dair yönetmelik ve tarımda kullanılan gübrelerin piyasa gözetimi ve denetimi yönetmeliği hükümlerine uygun olmak zorundadır. Gübrelerin içermesi gereken değerler de bu sayede saptanabilir. Bunlara aykırılık olması halinde idari para cezaları uygulanabileceği gibi yetkili kuruluşun uygulanacak cezaları tespit gündeme gelebilir.

Tarım sektörü, yalnızca bir ekonomik faaliyet alanı olmakla kalmayıp aynı zamanda ülkelerin gıda güvenliğini sağlayan, kırsal kalkınmayı destekleyen ve çevresel sürdürülebilirliği doğrudan etkileyen temel sektörlerden biri olarak kabul edilmektedir. Bu sektörde kullanılan çeşitli girdiler, üretim kalitesini ve verimliliğini doğrudan belirleyen etkenler arasında yer almakta olup, bu girdilerin başında ise hiç şüphesizki toprak verimliliğini artırma, bitki gelişimini destekleme ve uzun vadeli tarımsal kapasiteyi koruma fonksiyonlarına sahip olan gübre gelmektedir.

Gübre gibi teknik kriterlere ve mevzuatla tanımlanmış içerik şartlarına tabi bir ürünün, üretim aşamasından nihai tüketiciye ulaşana kadar geçen tüm süreçlerinde belirli yasal kurallara, analiz standartlarına ve ruhsatlandırma prosedürlerine tabi tutulması, sadece ürün kalitesini güvence altına almakla kalmaz, aynı zamanda tüketicinin korunması, tarımsal emeğin güvence altına alınması ve toprak sağlığının bozulmaması açısından da son derece önem arz eder.

Ancak ne yazık ki zaman zaman piyasada gerek gerekli izinler alınmadan, gerekse içerik açısından gübre tanımını dahi karşılamayan, bilimsel analiz sonuçlarına göre bitkiye ve toprağa herhangi bir fayda sağlamadığı gibi zarar da verme riski taşıyan ürünlerin, çeşitli satıcılar veya dağıtım kanalları aracılığıyla “gübre” adı altında dolaşıma sokulduğu ve çiftçilere pazarlanarak haksız kazanç elde edildiği gözlemlenmektedir. Bu gibi durumlar yalnızca bireysel mağduriyetlerle sınırlı kalmamakta; aksine, genel tarımsal üretim dengelerini, kamu düzenini ve çevresel sürdürülebilirliği de olumsuz etkilemektedir.

Bu çalışmada, söz konusu fiilin Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil edip etmediği hususu tartışılacak; eğer suç teşkil ettiği sonucuna varılırsa, bu fiilin basit dolandırıcılık mı, yoksa nitelikli dolandırıcılık mı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği detaylı olarak ortaya konulacaktır.

İlgili Makale: İnfaz Hesaplama

Sahte Gübre Piyasasına İlişkin Hukuki Yükümlülükler

Sahte gübre satışının hukuki niteliğini tartışmadan önce, piyasaya sunulan gübrenin hangi şartlara tabi olduğu belirtilmelidir. Belgede yer alan bilgiye göre:

  • Gübre üretimi ve satışı, Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik ve Gübrelerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmektedir.
  • Her bir ürün için tescil belgesi, satıcılar için ise lisans belgesi alınması zorunludur.
  • Gübrenin içeriği, yasal olarak belirlenmiş besin değerlerini taşımalı, ambalaj ve etiketleme de bakanlık standartlarına uygun olmalıdır.

Bu kurallara aykırılık hâlinde:

  • 50.000 TL idari para cezası,
  • Ürünün piyasadan toplatılması,
  • Tescilliymiş gibi gösterilen ürünlerde 2 ila 4 yıl arası hapis ve 250.000 TL para cezası,
  • Gerekli hâllerde Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu zorunluluğu gündeme gelir.

Bu bilgiler, sahte gübre satışının salt bir idari kabahat değil, cezai sorumluluğu doğurabilecek bir eylem olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

sahte gubre satisi suc mu
sahte gubre satisi suc mu

Sahte Gübre Satışı: Teknik Aykırılık mı? Kasten Aldatma mı?

Sahte gübre olarak adlandırılan ve gerçekte gübre niteliği taşımayan bu ürünler, belgedeki açıklamalara göre, bilimsel içerik bakımından toprak ve bitki gelişimine katkı sağlayacak herhangi bir besin maddesi içermemekte; bazı durumlarda ise yüksek oranda tuz veya zararlı kimyasal barındırarak doğrudan toprak yapısını bozmakta, ürün verimliliğini azaltmakta, hatta çevreye zarar verecek etkiler yaratabilmektedir.

Bu ürünlerin piyasaya sunulmasında kullanılan etiketleme, pazarlama ve satış yöntemleri ise çoğunlukla tüketiciyi yanıltıcı nitelik taşımaktadır. Gerçekte tescil edilmemiş ve lisanssız olan bu maddeler, çoğunlukla bakanlıkça ruhsatlandırılmış ve teknik denetimden geçmiş yasal gübrelerle benzer şekilde ambalajlanmakta, piyasaya bu izlenimle sürülmekte ve çiftçilere bu doğrultuda sunulmaktadır.

Dolayısıyla burada söz konusu olan fiil, yalnızca mevzuata aykırılık ya da eksik belge ile sınırlı bir teknik hata değil, açıkça tüketiciyi yanıltma amacı güden, planlı bir aldatma süreci içeren ve bu suretle haksız kazanç sağlamayı hedefleyen bir yapının sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle ceza hukuku perspektifiyle değerlendirilmesi zorunlu hale gelmektedir.

Sahte Gübre Satışının Dolandırıcılık Suçu Açısından Değerlendirmesi

Türk Ceza Kanunu’nun 157. Maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçu, failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatarak onun ya da bir başkasının zararına olacak şekilde kendisine veya başkasına haksız bir menfaat temin etmesini cezalandırmaktadır. Bu suçun oluşması için, öğreti ve yargı kararları doğrultusunda, üç temel unsurun birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir:

  • Hileli davranış,
  • Aldatma ve hataya sürükleme,
  • Zarar ve haksız menfaat.

Sahte gübre satışı olayında bu üç unsurun da gerçekleştiği açıktır.

Sahte Gübre Satışı Basit Dolandırıcılık mı Nitelikli Dolandırıcılık mı Kapsamındadır?

Dolandırıcılık suçunun bazı hâlleri, Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesi kapsamında “nitelikli dolandırıcılık” başlığı altında düzenlenmiş olup, bu hâllerin varlığı hâlinde uygulanacak ceza miktarı artırılmış ve failin eylemi, suça yüklenen hukuki değer bakımından daha ağır bir kategoriye sokulmuştur. Bu bentler altında düzenlenen durumlar, çoğu zaman suçun sistematik, organize, çok sayıda mağdur içeren veya kamusal güveni sarsıcı biçimde işlendiği senaryolara yöneliktir.

Sahte gübre satışı gibi teknik içeriği manipüle edilerek yapılan ve çoğu zaman ticari sıfat taşıyan kişilerce gerçekleştirilen fiiller ise ilk bakışta yalnızca TCK m.158/1-h bendi kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte görünse de, somut olayın özelliklerine ve belgedeki açıklamalara göre, aynı maddenin farklı bentleriyle de ilişkilendirilmesi mümkün hale gelmektedir. Bu nedenle, aşağıda bu bentlerin her biri açısından ayrı ayrı değerlendirme yapılacaktır.

Sahte Gübre Satışının TCK m. 158/1-h – Tacir veya Şirket Yöneticisi Sıfatıyla Ticari Faaliyet Sırasında İşlenmesi

  • Söz konusu bentte, “Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin, ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık suçunu işlemeleri” düzenlenmiş olup, sahte gübre satışı fiilinin bu tanımla doğrudan örtüştüğü açıktır. Zira belgede açıklandığı üzere bu ürünler, fail tarafından ticari faaliyet görünümünde piyasaya sürülmekte; lisanslı satıcı ya da üretici izlenimi verilerek organize biçimde çeşitli çiftçilere sunulmaktadır.

Sahte Gübre Satışının TCK m. 158/1-f – Kamu Kurumunun Araç Olarak Kullanılması Suretiyle İşlenmesi

  • Bu bentte düzenlenen nitelikli hâl, “kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” şeklinde ifade edilmiştir. Sahte gübre satışında ürünlerin bakanlıkça onaylanmış, resmi sistemde kayıtlıymış veya devletçe ruhsatlandırılmış gibi sunulması, kamu otoritesine duyulan güvenin bilinçli şekilde kötüye kullanılması sonucunu doğurmakta ve bu nedenle bu bendi gündeme getirmektedir.

Sahte Gübre Satışının TCK m. 158/1-k – Kamu Görevlisi Gibi Davranmak Suretiyle İşlenmesi

  • Bazı sahte ürün vakalarında, faillerin kendilerini ziraat mühendisi, denetim görevlisi veya kamu personeli gibi tanıttığı görülmekte; bu suretle çiftçilerin güveni kazanılarak sahte ürünün satışı sağlanmaktadır. Böyle bir davranış biçimi somut delillerle sabit olduğu takdirde, bu bent de uygulanabilir.

Sahte Gübre Satışının TCK m. 158/1-d – Kamu Kurumu Zararına İşlenmesi

  • Tarım İl Müdürlüklerinin tekrar eden denetim faaliyetleri nedeniyle kamu kaynaklarının kötüye kullanılması, kamu görevlilerinin mesaisinin suistimal edilen faaliyetlere yönlendirilmesi gibi durumlar değerlendirildiğinde, dolaylı zararlar sebebiyle bu bent de hukuken gündeme alınabilir.

Sonuç

Sonuç olarak, sahte gübre satışı gibi sistemli, planlı ve çoklu mağduriyet doğuran bu tip eylemler, yalnızca basit dolandırıcılık kapsamında değerlendirilemeyecek kadar ağır nitelikler taşımakta; TCK m.158/1-h başta olmak üzere, olayın özelliklerine göre f, k ve d bentlerinin de uygulanabilirliği gündeme gelebilmektedir.

sahte gubre satisi cezasi
sahte gubre satisi cezasi

Sahte Gübre Satışı  Hakkında Suç Duyurusu ve Yargısal Süreç

Dolandırıcılık suçu, şikâyete bağlı olmayan suçlardandır. Dolayısıyla mağdurun şikâyetçi olup olmaması fark etmeksizin, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı doğrudan soruşturma başlatma yetkisine sahiptir. Ayrıca nitelikli dolandırıcılık suçu, uzlaştırma kapsamı dışında bırakılmıştır. Yani taraflar arasında anlaşma sağlansa bile kamu davası açılmasına engel teşkil etmez.

Bununla birlikte, failin zararı karşılaması ya da suça dair pişmanlık duyması hâlinde, etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir ve cezada indirim yapılabilir. Tarım İl Müdürlükleri tarafından düzenlenen teknik analiz raporları, savcılık açısından delil niteliği taşıyan belgeler olarak kabul edilir. Bu nedenle idari kurumların hazırladığı bu tür belgeler, cezai süreçte oldukça belirleyici olur.

Öte yandan, olayın sadece ceza hukuku boyutuyla değil, tüketici hukuku bakımından da değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira sahte gübre ürününü, ticari bir ilişki içinde ve çoğunlukla ürün hakkında yanıltıcı bilgiler verilerek satın alan çiftçi, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun anlamında tüketici sıfatını taşımasa da, TKHK m.54 uyarınca “ayıplı mal” kapsamında koruma talep edebilir. Ayrıca, ürünün etiketinde yer alan içerik, miktar, ruhsat bilgisi gibi unsurlar gerçeği yansıtmıyorsa, bu durum TKHK m.61 çerçevesinde “aldatıcı ticari uygulama” teşkil edecek; Reklam Kurulu nezdinde idari yaptırımların uygulanmasını da gündeme getirebilecektir.

Buna ek olarak, eğer ürünün ambalajında veya etiketinde yer alan ruhsat numarası, barkod, bakanlık onayı gibi bilgilerin sahteliği söz konusuysa ve bu ibareler resmi belge görünümündeyse, TCK m.204 anlamında resmî belgede sahtecilik suçu da ayrıca değerlendirilebilecektir. Bu durumda fail yalnızca dolandırıcılık fiilinden değil, resmi evrak düzenleme veya mevcut belgeyi tahrif etme yoluyla devletin belge güvenliğini zedelemekten dolayı da ceza sorumluluğu altına girecektir.

Sahte Gübre Satışının Çevreyi Kirletme Suçu Açısından Değerlendirilmesi

Sahte gübre satışı, ilk bakışta ekonomik bir dolandırıcılık fiili gibi değerlendirilse de, kullanılan maddenin kimyasal içeriğine ve kullanım sonrası doğada meydana getirdiği tahribata göre, çevre hukuku bakımından da suç teşkil eden bir eylem niteliği kazanabilmektedir. Bu tür ürünlerin bilimsel analiz raporlarına göre toprağa ve suya zararlı kimyasallar içerdiği, tarım alanlarında kalıcı verim kaybı, toprak yapısında bozulma, mikroorganizma dengesinin tahribi ve su kaynaklarının kirlenmesi gibi çok yönlü etkiler yarattığı gözlemlenmektedir. Bu durumda, Türk Ceza Kanunu’nun çevreyi kasten veya taksirle kirletme suçlarını düzenleyen 181 ve 182. Maddeleri gündeme gelir.

Sahte gübrelerin çoğu, tarımsal anlamda hiçbir faydası olmayan, aksine doğaya zararlı nitelikte kimyasal içerikler barındırmaktadır. Bunlar arasında:

  • Yüksek oranda sodyum ve klor gibi tuz bileşikleri (toprakta tuzlulaşmaya neden olur),
  • Fazla miktarda ağır metal (örneğin kurşun, kadmiyum),
  • Organik olmayan ve parçalanmayan katkı maddeleri (plastic türevli taşıyıcılar),
  • Asidik ya da bazik pH değeri olan sıvılar (mikroorganizma dengesini bozar) gibi bileşenler yer alabilmektedir. Bu içerikler, doğrudan toprak sağlığına ve yer altı su kaynaklarına zarar verebilmekte, dolayısıyla çevrenin bozulmasına ve geri döndürülmesi güç zararların oluşmasına neden olmaktadır.

Sahte Gübre Satışının TCK m.181 – Çevreyi Kasten Kirletme Açısından Değerlendirilmesi

Türk Ceza Kanunu’nun 181. maddesine göre: “Atık veya artıkları, çevreye zarar verecek şekilde toprağa, suya veya havaya kasten bırakan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Sahte gübre üreticileri veya satıcıları, ürünün içeriğinde doğaya zarar verecek unsurlar bulunduğunu bilerek ve bu bilgiyi gizleyerek piyasaya sunuyorsa, bu eylem “kasten kirletme” kapsamına girer. Zira failin, ürünün doğaya vereceği zararı öngörme ve engelleme imkânı vardır ancak buna rağmen satışı gerçekleştirmiştir. Özellikle içeriği analiz edilmiş, çevreye zararlı olduğu belgelenmiş ürünlerin satışında bu suçun unsurları net şekilde oluşmuş olur.

Ayrıca dikkat çekici olan husus, bu ürünlerin toprakta kalıcılık süresi ve etkilerinin uzun vadeye yayılmasıdır. Kalıcı zararlar, 181. maddeye göre cezayı artıran unsur olarak dikkate alınabilir.

Sahte Gübre Satışının TCK m.182 – Taksirle Çevreyi Kirletme Açısından Değerlendirilmesi

Sahte gübre satışında failin çevreye zarar verme kastı olmasa dahi, yeterli teknik denetim yapmadan, analiz zorunluluğuna uymadan veya yanlış bilgi vererek ürün satışına sebebiyet vermesi durumunda taksirle çevreyi kirletme suçu gündeme gelir. Bu suçta da bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ön görülmüştür.

Örneğin, düşük maliyetli ürün sunma amacıyla kimyasal yapısı test edilmemiş bir maddeyi “gübre” olarak sunan bir tacirin, ürünün içeriğinin toprağa ve çevreye zarar vereceğini öngörememesi, onu ceza sorumluluğundan kurtarmaz. Tarım ve çevre mevzuatı gereği, piyasaya sunulan her gübre ürününün analiz zorunluluğu bulunduğundan, bu ihmalin sonuçları hukuki olarak taksirli sorumluluk doğurur.

Sahte Gübre Satışının Teknik Olarak İncelenmesi ve Suçun Tespiti

Çevreyi kirletme suçlarının somutlaştırılabilmesi için çevresel etkilerin objektif, teknik raporlarla desteklenmesi gereklidir. Bu bağlamda;

  • Tarım İl Müdürlükleri tarafından yapılan toprak analiz raporları,
  • Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ölçüm belgeleri,
  • Ziraat fakülteleri veya akredite laboratuvarlardan alınan kimyasal analiz sonuçları

Cezai sürecin en önemli delil unsurlarını oluşturur. Bu raporlarla ürünün içeriğindeki zararlı maddelerin düzeyi, çevreye etkisi ve toprağın hangi ölçüde bozulduğu tespit edilebilir.

Sahte Gübre Satışının Hukuki Değerlendirmesi ve Suç Duyurusu

Sahte gübre satışı eyleminin, yalnızca dolandırıcılık (TCK m.157 – 158) kapsamında değil, çevreye etkisi yönüyle çevreyi kirletme suçu (TCK m.181-182) yönünden de soruşturmaya tabi tutulması gerekmektedir. Suç duyuruları yalnızca mağdur çiftçilerin zararı üzerinden değil, toplumun ortak menfaati olan çevrenin korunması temelinde de yapılmalıdır.

Bu bağlamda:

  • Toprak, su ve hava kaynaklarına kalıcı zarar veren ürünlerin piyasaya sürülmesi,
  • Zararın bilimsel olarak ölçülebilir olması,
  • Failin kasten ya da ağır ihmal ile hareket etmesi hâllerinde savcılık makamı hem dolandırıcılık hem çevreyi kirletme suçlarından kamu davası açabilir. Gerekli şartların oluşması hâlinde bu suçların birlikte cezalandırılması mümkündür (fikri içtima).

Sahte gübre satışı eylemi, tarımsal faaliyetleri sekteye uğratan, çiftçiyi ve toprağı zarara sokan ve güven temelli ekonomik faaliyetleri bozan nitelikte ciddi bir ihlaldir. Yasal düzenlemelere ve belgedeki açıklamalara göre bu fiil, nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilmesi gereken bir eylemdir. Bu tür fiillere karşı yalnızca idari yaptırımlarla yetinilmemeli; ceza hukuku araçları da etkin şekilde devreye sokulmalıdır. Aksi hâlde, tarım piyasasında güven zedelenir, küçük üretici korunamaz ve toplumun gıda güvenliği dahi tehdit altına girer.

sahte gubre satisi suc duyurusu
sahte gubre satisi suc duyurusu

Sahte Gübre Satışına Yönelik Örnek Suç Duyurusu Dilekçesi

YETKİLİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

ŞİKAYETÇİNİN

ADI VE SOYADI:

T.C. KİMLİK NO:

ADRES:

VEKİLİ  (VARSA)

ADI VE SOYADI:

ADRES

ŞÜPHELİNİN:

ADI VE SOYADI:

KONU: Şüphelinin sahte gübre satışı yaparak dolandırıcılık, çevrenin kirletilmesi suçlarını işlediği iddiasıyla ilgili suç duyurusudur.

AÇIKLAMALAR

  1. Olayın Özeti:

Şikayetçi sıfatıyla ben, [adınız soyadınız], [tarih] günü tarımsal üretimimde değerlendirmek amacıyla [şüpheli] isimli kişiden gübre temin ettim. Şüpheli bu ürünü tamamen organik içerikli ve üstün kaliteli bir gübre olarak tanıtmış, bu niteliklerine dair de güvence vermiştir. Ancak yapılan analizler ve ürünün kullanım sürecinde elde edilen sonuçlar, gübrenin sahte olduğunu, vaat edilen özellikleri taşımadığını ve beklenen verimi sağlamadığını göstermiştir.

  1. Gübrenin Sahte Olduğunun Tespiti:

Tarımsal alanlarda yapılan uygulamaların ardından, gübrenin belirtilen özellikleri taşımadığı ve ekili ürünlerde zarara yol açtığı anlaşılmıştır. Ürünün içeriğine dair yapılan analizler ve yetkili laboratuvarlardan temin edilen raporlar, gübrenin gerçek dışı nitelikler taşıdığını ve tarımsal üretimde kullanıldığında mahsullere zarar verdiğini ortaya koymuştur. Bu durumu belgeleyen laboratuvar raporları dilekçemizin ekinde sunulmuştur (EK-1: Laboratuvar Raporu).

  1. Şüphelinin Dolandırıcılık Faaliyeti:

Şüpheli, bilerek ve kasıtlı şekilde gerçeğe aykırı bilgilerle hareket ederek sahte gübre satışı gerçekleştirmiş ve bu yolla haksız kazanç sağlamıştır. Bu fiil, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen dolandırıcılık suçları çerçevesinde değerlendirilerek, şüpheli hakkında gerekli adli yaptırımların uygulanması gerekmektedir. Bununla birlikte, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliklerine aykırı olarak gerçekleştirilen bu tür aldatıcı tarım ürünü satışları, hem kamu düzenini bozmakta hem de çiftçilerin ekonomik yapısına ciddi zararlar vermektedir..

  1. Mağduriyetin Boyutu:

Şikayetçi olarak, tarım arazilerimde kullanılan sahte gübre nedeniyle ciddi düzeyde ekonomik zarara uğradım. Ürünlerim zarar görmüş, beklediğim verimi alamamış bulunmaktayım. Bu sebeple, uğradığım maddi kayıpların giderilmesi ve şüphelinin cezai sorumluluğunun sağlanması amacıyla yasal yollara başvurmuş durumdayım.

HUKUKİ NEDENLER:

  • Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesi kapsamında basit dolandırıcılık, maddesi uyarınca nitelikli dolandırıcılık (özellikle meslek, sanat ya da ticaret faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması nedeniyle),maddesi kapsamında resmi belgede sahtecilik,
  • Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilgili yönetmelikleri.

DELİLLER:

  • Satış işlemine ilişkin fatura ve sair ticari belgeler,
  • Gübren numunelerine yönelik laboratuvara analiz sonuç raporları,
  • Varsa, olaya tanıklık eden kişilerin beyanları,
  • Tarım ve Orman Bakanlığı nezdinden temin edilecek resmi bilgi ve belgeler,
  • Tarafımca sunulabilecek ve yargılamayı aydınlatmaya elverişli her türlü yasal delil.

NETİCE VE TALEP:

Yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda;

  • Şüpheli [Adı Soyadı] hakkında dolandırıcılık ve sahte gübre satışı eylemleri nedeniyle soruşturma açılmasına,
  • İlgili fiiller kapsamında şüphelinin yargılanarak gerekli cezai yaptırıma tabi tutulmasına,
  • Uğradığım maddi zararın giderilmesi amacıyla tarafıma tazminat ödenmesine karar verilmesini saygılarımla talep ederim/ederiz.[Tarih]

                                 [Adınız ve Soyadınız]

                        [Varsa vekilinizin adı ve soyadı]

                                         [İmza]


Sahte Gübre Satışına Yönelik Yargıtay Kararları

Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 16/09/2019 Tarihli  2019/4710 E. , 2019/8289 K. Sayılı Kararı

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanığın, yanında temyiz dışı sanıklar …. ve …. ile birlikte, ….’un sahibi olduğu şirkete ait kamyonlara sahte plakalar takıp …. Nakliyat isimli şirketin deposuna gittikleri, sanığın kendisini …. olarak tanıtarak ve bu isime ait sahte ehliyet kullanarak temyiz dışı sanıklarla birlikte toplam 66 ton gübreyi Konya ili Yunak ilçesine götürmek üzere teslim aldığı ancak yükü Gölbaşı ilçesinde bulunan kendilerinin ayarladığı depoya naklettikleri, sanığın çocuğunun hasta olduğunu söyleyerek olay yerinden ayrıldığı, temyiz dışı sanıkların gübrenin satışı konusunda anlaştıkları şahıslara teslim etmek istedikleri esnada yakalandıkları, bu suretle sanığın resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın, temyiz dışı sanıkların eylemine iştirak etmediğini beyan etmesine rağmen, yükü alırken sahte belgeler kullanması, katılan ifadesi, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre, mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiş olup; sanığın dosyasının, ek savunma hakkı sağlanması amacıyla temyiz dışı sanıkların dosyasından tefrik edildiği ve 17/03/2015 tarihinde sanığa ek savunma imkanı verilerek ifadesinin alındığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir… Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

X
kadim hukuk ve danışmanlık