Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Suçu ve Cezası

kasten oldurmenin ihmali davranisla islenmesi

Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu TCK 83. maddede düzenlenmiştir. Kanunumuzun 83.maddesinde düzenlenen suç tipi, failin, yükümlülüğü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumluluk halini düzenlemektedir. Kanunda düzenleme alan suçta fail, belirli bir hareketi yapmayarak neticenin meydana gelmesinde katkıda bulunarak, kasten ölüm neticesine sebebiyet vermektedir. Failin, belirli bir hareketi yapmaması, ihmali davranış kavramını ortaya çıkarmaktadır. İhmal, bir norm denetiminde yapılması gereken hareketin yapılmaması olarak tanımlanabilir. Harekette bulunma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, yani ihmali, belli bir hukuki değerin ihlali mahiyetini taşıyacak ve bir haksızlık teşkil edecektir. Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçuna ilişkin ihmali davranış şekilleri Türk Ceza Kanunumuzun 83. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;

  • Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması (TCK 83/2-a)
  • Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturmasıdır. (TCK 83/2-b)

İhmali suçlar, gerçek ihmali suç ve görünüşte ihmali suç olarak ikiye ayrılmaktadır. Gerçek ihmali suç, ihmali hareketin kanun metninde tanımlanan suç tipinde gösterildiği suçlardır. Gerçek ihmali suçlar, failin, suç tipinde yer alan icrai davranışta bulunma yükümlülüğünü kasten yerine getirilmemesi ile oluşur. İhmali davranışın sonucunda ayrıca bir neticenin meydana gelmesi suçun oluşumu için zorunlu değildir. Gerçek ihmali suçlar sırf hareket suçudur. Fail kanunda tarif edilen yükümlülüğü kasten yerine getirmediği için cezalandırılır. Görünüşte ihmali suç ise, kanunun gerçekleşmesini istemediği bir neticenin, önleme yükümlülüğü olan kişinin engel olmaması nedeniyle gerçekleştiği suçlardır. Burada failin cezalandırılabilmesi için neticeyi önleme hususunda hukuki bir yükümlülüğünün olması gerekir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu makalemizde kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu hakkında detaylı bir şekilde ele alacağız.

İlgili Makale: İnfaz Hesaplama

Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Nedir?

Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu, kişiye belli bir icrai davranışta bulunma yükümlülüğünün yüklendiği hallerde, bu yükümlülüğe uygun davranılmamasıdır. İhmali davranışla sebebiyet verilen ölüm neticesinden dolayı sorumlu tutulabilmek için, neticeyi önlemek hususunda soyut bir ahlaki yükümlülüğün varlığı yeterli değildir, bu hususta hukuki bir yükümlülüğün varlığı gerekmektedir. Örnek olarak, bir hekim, durumu acil olan bir hastaya tıbbi müdahale etmez ve hasta ölür, veya belli bir icrai davranışta bulunmak zorunda olan bu davranışını yapmaması sonucunda bir kişinin ölümüne sebebiyet verebilir. İşte kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinde bu yönde bir ihmalin varlığı gerekmektedir. Bununla birlikte failin suçtan sorumlu tutulabilmesi için neticeyi önleme yükümlülüğüne aykırı davranması da gerekmektedir.

Neticeyi önleme yükümlülüğü; kanun tarafından veya velayet ilişkisinin gereği olarak ana ve baba tarafından bazı durumlarda koruma ve gözetim yükümlülüğüne ve belli kişilere karşı belli durumlarda belli bir yönde icrai davranışta bulunma konusunda yükümlülük yüklenmesine dayanan sorumluluktur.  Giriş kısmında da bahsettiğimiz üzere ihmal unsuru ve neticeyi önleme yükümlülüğünün varlığı noktasında işlenen suçlar gerçek ve gerçek olmayan ihmali suç olarak ikiye ayrılmaktadır. Gerçek ihmali suçlar, failin, suç tipinde yer alan icrai davranışta bulunma yükümlülüğünü kasten yerine getirilmemesi ile oluşmakta iken, Görünüşte ihmali suç ise, kanunun gerçekleşmesini istemediği bir neticenin, önleme yükümlülüğü olan kişinin engel olmaması nedeniyle gerçekleştiği suçlardır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunumuzun 83. Maddesinde yer alan kasten öldürme suçunun ihmali davranışla islenmesine ilişkin kanun metni şöyledir;

Madde 83

(1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.

(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;

a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,

b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması, gerekir.

(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.

Kasten Öldürme Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesiTCK 83. Madde
Kanun Maddesi5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 83
ŞikâyetŞikâyete tabi değildir. Resen soruşturulur.
ZamanaşımıBasit hal bakımından 18 yıl
Tutuklama ve Adli KontrolTutuklama ve adli kontrol kararı verilebilir.
UzlaşmaUzlaşmaya tabi değildir.
Etkin PişmanlıkEtkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.
İndirimŞartları varsa 62 indirimi uygulanabilir.
Memurluğa EtkiMemuriyete engeldir.
Görevli MahkemeAğır Ceza Mahkemesidir.

Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Suçunun Şartları Nelerdir?

Türk Ceza Kanunumuzun 83. Maddesinde düzenlenen kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunun oluşabilmesi için bir takım şartların bir arada bulunması gerekir. Bu şartlar şöyle sıralanabilir;

  • Hareketsiz Kalma Durumu: Failin, suça vücut verebilmek için hukuki olarak yerine getirmesi gereken icrai davranışları yerine getirmemektedir. Bir örnek ile açıklamak gerekir ise, acil müdahale gereken ve hastanın ölümü ile sonuçlanan bir olayda doktor tarafından gerekli müdahalenin herhangi bir gerekçe olmada yapılmaması verilebilir.
  • Ölüm Sonucu: Failin ihmalinin sonucu itibari ile bir kişinin ölmesi gerekmektedir. ihmali davranışın sonucunda ölümün meydana gelmediği durumlarda ihmali davranış ile kasten öldürme suçundan bahsedilmesi mümkün değildir.
  • Failin Niyetinin Olması: İhmali davranış ile kasten öldürme suçuna vücut verebilmek için failin niyetinin öldürme yönünde olması veya sonucun ölüm olacağını öngörmesi ve buna rıza göstermesi gerekmektedir.
  • Kasıt ve İhmal: Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi suçunda en önemli husus kastın varlığıdır. İhmali davranışı gerçekleştirirken failin kişinin öleceği öngörmemesi veya bu yönde bir kastının olmaması durumunda bu suçun varlığından bahsedilemeyecektir.
  • Yasal Yükümlülük: Failin ihmalinin, yasal bir yükümlülükten kaynaklanması gerekmektedir.  Örnek olarak gerekirse aileler açısından çocuklarına bakım yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemesi durumunda bu şartın oluşacağı verilebilir.
kasten oldurmenin ihmali davranisla islenmesi sucu tck 83
kasten oldurmenin ihmali davranisla islenmesi sucu tck 83

Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Suçunun Unsurları

  • Fail: Kasten öldürme suçunun faili herkes olabilmekte iken bu durum ihmali davranışla kasten öldürme suçunda daha dardır.  Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunun faili, maddenin ikinci fıkrasında bahsedilen kişilerden olmak koşuluyla icrai bir hareket yapmayarak ölüm neticesinin oluşmasına neden olan kişidir. Yani ihmali davranışla kasten öldürme suçunun faili, sadece yasadan, sözleşmeden veya önceki davranışlardan kaynaklanan bir yükümlülüğü yerine getirmek için belli bir icrai davranışı gerçekleştirmeyen kişi olabilmektedir. İçtihadi görüşlerde, maddede belirtilen kişiler tarafından belli bir icrai davranışı gerçekleştirmeyerek suçun işlenmesinin zorunluluğu nedeniyle suçun özgü suç olduğu ileri sürülmektedir. Yine bir takım hukuksal görüşlerde ise, neticeyi önleme konusunda yükümlülüğü bulunan kişiye, maddenin ikinci fıkrasındaki kanuni yükümlülükten hareketle garantör de denilmektedir.
  • Mağdur: Mağdur, suçun kendisine karşı işlendiği kişidir. İhmali davranış ile kasten öldürme suçunun mağduru herkes olabilmektedir. Buna ek olarak mağdur yalnızca insan olabilmektedir. Kişinin mağdur olabilmesi için aynı zamanda canlı olması gerekmektedir. Suçun canlı olmayan ölü bir kişiye karşı işlenmesi durumunda bu suçun gerçekleştiğinden bahsedilemez. Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunda failin bir kişinin hayatını kaybetmesine sebebiyet veren ihmali veya yetersiz hareketleri suçu oluşturmaktadır. Bu yönde ele alındığında mağdur, ölüm sonucunu doğuran eylem veya ihmali davranışlar sebebi ile vefat eden kişidir. Maddede tanımlanan suçta, mağdurun kim olacağı, failin kim olduğu ile yakından ilgilidir. Bu suç tipinde mağdur, faile göre belirlendiği için şöyle ele alınabilir; örneğin failin yasadan kaynaklanan bir bakım yükümlülüğü gibi yükümlülüğü yerine getirmemesi durumunda fail aile bireyleri olurken mağdur yine aile içerisinde yaşlı anne-baba olabileceği gibi küçük çocukta olabilir.
  • Suçun Hukuki Konusu: İhmali davranış ile kasten öldürme suçunda korunan hukuki yarar kişinin yaşam hakkıdır. Yaşam hakkı, genel olarak insan hakları öğretisinde kişinin en temel hakkı olarak açıklanmaktadır. Bunun sebebi ise kişinin yaşam hakkının ihlal edilmiş olması durumunda diğer haklarının bir anlamı kalmayacağıdır. Bir nevi diğer insan hakları bakımından bir ön şart olarak kabul edilebilir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinde de “Herkesin yaşam hakkı kanunla korunur. Kanunun ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın yerine getirilmesi dışında, hiç kimse, kasten öldürülemez.” denilerek yaşam hakkının ne kadar önemli olduğuna vurgu yapılmıştır. Yine Anayasa’nın 17. maddesinde de “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” denilerek yaşam hakkı anayasal olarak da güvence altına alınmıştır. Bu suçta kişinin yaşam hakkı fail tarafından yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin ihmal edilmesi sonucu ihlal edilmektedir. Devlet tarafından da koruma altına alınan yaşama hakkı, oldukça büyük öneme sahiptir. Bu sebeple kanun koyucu tarafından yaşam hakkının ihlal edilmesi suç olarak düzenlenmiştir. Bu suçta kişinin yaşam hakkı fail tarafından yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin ihmal edilmesi sonucu ihlal edilmektedir.  Bir başkasının yaşam hakkını ihmali davranışlar ile ölüm neticesini öngörerek ihlal eden kişi kasten öldürme suçunu işlemiş olacaktır.
  • Suçun Maddi Konusu: Suçun maddi unsuru, önleme yükümlüsünün, belli bir icrai davranışta bulunma yükümlülüğüne rağmen buna uygun davranmaması sonucu ölümün meydan gelmesidir. Önleme yükümlüsüne “belirli bir icrai davranışta” bulunma yükümlülüğü yüklendiğine göre, yapması istenen hareketin ne olacağı sorusu da cevaplanmalıdır. İhmal kavramının karşıtı olarak önleme yükümlüsünden beklenen davranış, objektif olarak fiilen yapması mümkün olan ve neticeyi önlemeye yönelik harekettir. Meydana gelen netice ile önleme yükümlüsünün ihmali arasında illiyet bağının bulunması, neticenin önleme yükümlüsünün ihmalinden kaynaklanması da zorunlu kılmaktadır.
  • Suçun Manevi Unsuru:  Suçun manevi unsuru kasttır. Kastın doğrudan öldürmeye yönelik olmadığı, aksi halde failin kasten öldürme suçundan sorumlu olacağı açıktır. Bahsedilen kast, önleme yükümlüsünün hareketsiz kalarak, bir şey yapmama konusunda karar alıp, hukuki olarak yapmakla yükümlü olduğu şeyi geçerli bir nedene dayanmaksızın yapmamasıdır. Suçun olası kasıtla da işlenmesi mümkündür. Madde gerekçesine göre “ belli bir yönde icrai davranışta bulunma yükümlülüğü altında bulunan kişi, bu yükümlülüğün gereği olan icrai davranışta bulunmaması sonucunda bir insanın ölebileceğini öngörmüş ise, olası kastla işlenmiş olan öldürme suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir. Buna karşılık belli bir yönde icrai davranışta bulunma yükümlülüğü altında bulunan kişi, bu yükümlülüğü aykırı davrandığının bilincinde olduğu halde bunun sonucunda bir insanın ölebileceğini objektif özen yükümlülüğüne aykırı olarak öngörmemiş ise, taksirle işlenmiş öldürme suçundan dolayı sorumlu tutulması gerekir.

Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Suçunun Cezası

Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Suçunda fail hakkında temel ceza olarak, TCK 81. Madde kapsamına giren basit adam öldürme suçu kapsamında değerlendirilen durumlarda, onbeş yıldan yirmi yıla kadar, failin TCK 82. Maddedeki nitelikli adam öldürme suçu kapsamında değerlendirilen durumlarda ise yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar hapis cezası belirlenir. TCK’nın 83/3. Maddesine göre diğer hallerde ise faile, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilebilir. Burada, kanun koyucu süreli hapis cezasından nasıl indirim yapılacağını da belirleme yoluna gitmiştir. Peki hangi halde, adam öldürme suçu nedeniyle süreli hapis cezası verilecektir. Bu konuda farklı görüşler mevcut olup, bir kısım düşünceye göre, suça yardım eden kişi olarak katılan kimse açısından TCK’nın 81 ve 82. Maddeleri uyarınca belirlenecek temel ceza üzerinden, aynı yasanın 38.maddesi uyarınca indirim yapılacak buradaki diğer hallerin içerisine katılan kişiler de girecektir.

Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Suçu CezasıKanuni Dayanağı
Tck 83. Madde Temel Hal Cezası10-25 yıl arası hapis cezası
Ağırlaştırılmış Müebbet gerektiren hallerde Cezası20-25 yıl arası hapis cezası
Müebbet gerektiren hallerde Cezası15-20 yıl arası hapis cezası
Kanunda Sayılan Diğer Haller Sebebi İle Hükmedilecek Cezası10-15 yıl arası hapis cezası

  • Tck 83. Madde Temel Hal Cezası: Tck 83. Maddede düzenlenen suç, kasten öldürmenin basit ya da nitelikli şekli olmayıp, unsurları yönünden kasten öldürmenin basit ve nitelikli halinden bağımsızdır. Ancak suç tipi, ceza yaptırımı yönünden kasten öldürmenin basit ve nitelikli haline yollama yaparak temel cezadan indirim içerdiğine göre öldürme eyleminin öncelikle basit öldürme mi yoksa nitelikli öldürme mi olduğuna göre belirlenmektedir. Maddenin 3. Fıkrasındaki metne göre; belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar, müebbet hapis cezası gereken durumlarda ise onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmedilebileceği gibi suçta indirim uygulanmayabilecektir.
  • Suçun Olası Kastla ya da Bilinçli Taksirle İşlenmesi Durumunda Hükmolunacak Ceza: 5237 sayılı Kanun, 61/4 maddesinde belirlenen, artırma ve eksiltme kuralından aynı yasanın 61/2 maddesiyle ayrılmış ve suçun olası kastla veya bilinçli taksirle işlenmesi durumunda, ağırlaştırıcı sebepler uygulanmadan önce, temel ceza üzerinden TCK’nın 21/2 maddesindeki indirimin ve 22/3 maddesindeki artırımın yapılacağı öngörülmüştür. TCK’nın 21/2 ve 22/3 maddeleri temel ceza belirlendikten hemen sonra uygulanacak maddelerdir. Geriye kalan tüm artırım ve indirim maddeleri, bu maddeler uygulandıktan sonra elde edilen ceza üzerinden tatbik edilecektir.
  • Birden Fazla Nitelikli Halin Varlığı Halinde Uygulama Sırası: bir suçun temel şekline nazaran, daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli halin gerçekleşmesi durumunda, temel cezadan veya 61/2 maddesi de uygulanarak belirlenen cezanın üzerinden, önce artırım maddeleri uygulanacak, ondan sonrada sırasıyla indirim maddeleri uygulanacaktır. Eğer bir çok sebep birleşmiş olursa, artırıp eksiltme hususu, ondan evvelki artırma ve eksiltme sonucu bulun ceza miktarı üzerinden yapılır.
  • Cezanın Belirlenmesinde Azaltıcı ve Artırıcı Nedenler: 765 sayılı TCK’nın 29.maddesinin 3. Fıkrasında, en son nazara alınacak hususlar belirlenmişti. 5237 sayılı kanun en son nazara alınacak sebepleri ayrı ayrı ve sayıca daha fazla olarak belirlemiştir. Burada, bu nedenin artırma veya eksiltme nedeni olup olmadığına bakılmaksızın, failin lehine olup olmadığı değerlendirilmeksizin, bu sıraya göre uygulama yapılacaktır. Buna göre uygulamada gözetilecek hususlar;
  • Teşebbüs
  • İştirak
  • Zincirleme suç
  • Haksız tahrik
  • Yaş küçüklüğü
  • Akıl hastalığı
  • Sağır ve dilsizlik
  • Etkin pişmanlık
  • Takdiri indirim nedenleri
kasten oldurmenin ihmali davranisla islenmesi cezasi
kasten oldurmenin ihmali davranisla islenmesi cezasi

Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Suçu Örnekleri

  • Bir Çocuğun Sorumluluğu: Bir ebeveyn, çocuğunun sağlık sorunları olduğunu bilmesine rağmen gerekli tıbbi yardımı almadığı durumda, çocuğun durumu ağırlaşabilir ve bu ağırlaşma sonucunda çocuk hayatını kaybedebilir. Ebeveynin ihmali, kasten öldürme niteliğinde değerlendirilebilir.
  • Yaşlıya Şiddet: Örnek olarak vermek gerekirse bir bakım evinde çalışan bir personel, yaşlı bir hastanın ihtiyaç duyduğu ilaçları zamanında vermemesi veya ona gerekli bakımı sağlamaması sonucunda hasta hayatını kaybedebilir. Burada, bakım görevlisinin ihmali kasten öldürme olarak değerlendirilebilir.
  • Denetim Yetersizliği: Bir denetleyici pozisyondaki kişinin (örneğin, bir öğretmen ya da kreş sahibi) çocukların tehlikeli bir ortamda (örneğin, açık havada su birikintisi veya yüksek bir yer) oynamalarına izin vermesi sonucunda, çocuklardan birinin kaza geçirip ölümüne neden olması.
  • Hükümet veya Kurum Sorumluluğu: Kamu sağlık hizmetlerinin yetersizliği ya da halkın güvenliğini sağlama yükümlülüğü altında olan bir kurumun, bu yükümlülüğü ihmal etmesi sonucunda, bir salgın ya da kaza sebebiyle birçok kişinin ölmesine yol açması.

Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Suçunun Özel Görünüş Biçimleri

  • Teşebbüs: İhmali davranışla kasten öldürme suçuna teşebbüsün mümkün olup olmadığı doktrinsel görüşlerde tartışmalı bir konudur. Bir görüşe göre fail yapmakla yükümlü olduğu bir davranışı, mağdurun ölüm sonucu doğması için yapmayıp da, elinde olmayan nedenlerle sonuç gerçekleşmez ise, bu durumda failin eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığından söz edilir. Örneğin bir hasta bakıcı, aslında düşmanı olan hastayı öldürmek için ona verilmesi gereken ilacı vermemekte, ancak kalbi durması sonucu olaya müdahale eden doktorun kalbi çalıştırarak hastanın ölümünü engellemesi durumunda ihmali davranışla kasten öldürme suçuna teşebbüs edilmiş olacaktır. Bir başka görüşe göre ise, ihmali suçlarda failin neticenin gerçekleşmesine yönelik iradi bir davranışından söz edilemez, fail neticeyi meydana getiren nedensellik sürecine hakim değildir, esasında bu suçlarda garantör fail, çoğu zaman başkaları tarafından başlatılan nedensellik sürecine sadece müdahale etmemektedir. Bu nedenle, fail yükümlülüğüne aykırı davranmış olmasına rağmen, netice başkalarının müdahalesi ile gerçekleşmemiş ise, teşebbüsten değil, gerçekleşen duruma göre işlenmiş olan suçtan dolayı failin sorumlu tutulması gerekmektedir denmektedir.
  • İştirak: TCK’nın 83.maddesindeki suçu, ölüm sonucunu önleme yükümlülüğü altında bulunan birden fazla kimse tarafından, müşterek fail olarak birlikte işlenmesi mümkündür. Örneğin anne baba, küçük çocuğun yaşamını koruma bakımından birlikte yükümlülük altında olduklarından, bu yükümlülüğün birlikte ihlal edilmesi halinde müşterek failliğin söz konusu olabilmesi için, her iki failin de ihmali davranışının söz konusu olması gerekmektedir. ancak icrai davranışla adam öldürme suçunu işleyen kimsenin eylemine, ihmali davranışta bulunan kimse, müşterek fail olarak sorumlu tutulamaz. Bu durumda icrai davranışla işlenen suça ihmali davranışla katılan kimse, icrai davranış yönünden yardım eden konumunda, ancak ihmali davranış yönünden ise asıl fail niteliğinde bulunduğundan, failin TCK’nın 83.maddesinden sorumlu tutulması gerekir.
  • İçtima: Bir kimse, bir ihmali hareketi ile birden fazla kimsenin ölümüne sebebiyet verir ise, TCK’nın 43/3.maddesi uyarınca kasten öldürme suçlarında zincirleme suç hükümleri uygulanmayacağından ölen mağdur sayısınca gerçek içtima söz konusu olacaktır. Fail önce birisini kasıtlı veya taksirli olarak yaralamış ve daha sonra da bilerek ona yardım etmemiş ve mağdur ölmüş ise bu durumda TCK’nın 86 veya 89. Maddesi de, TCK’nın 83. Maddesi de birlikte uygulanacaktır. Çünkü olayda farklı hareketler ve farklı neticeler gerçekleşmiştir, bu nedenle de olayda farklı hareketler ve farklı neticeler gerçekleşmiştir, bu nedenle de olayda iki suç ve gerçek içtima hükümlerine göre cezalandırma söz konusu olacaktır.

Uzlaşma, Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı

  • Uzlaşma: Uzlaşma ile amaçlanan bir uzlaştırmacı huzurunda fail ve mağdurlar bir araya getirilerek iletişim yolu ile aradaki uyuşmazlıkların giderilmesidir. Uzlaştırma kapsamındaki suçlar kanunda tadadı olarak sayılmıştır. Bunlar basit kasten insan yaralama, taksirle insan yaralama, kasten yaralama suçunun ihmali davranışla işlenmesi, tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal etme, iş ve çalışma hürriyetini ihlal etme, dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma, suç eşyasının satın alınması ve satılması, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçları olarak sıralanmaktadır. Ancak kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi uzlaşma kapsamında olan bir suç değildir. Bu sebeple kanunda düzenlenen uzlaşma hükümlerinin kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinin mevcut olduğu olaylara uygulanması mümkün değildir.
  • Adli Para Cezasına Çevirme: Adli parasına çevirme, Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinde düzenlenmiştir. Hükme göre verilen kısa süreli hapis cezası sanığın kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre adli para cezasına çevrilebilir. Kısa süreli hapis cezası ise, yargılama sonucunda verilen cezanın 1 yıl ve altı olması durumunda söz konusu olmaktadır. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi bakımından adli para cezasına çevirme söz konusu olmayacaktır. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinin cezası yukarıda da bahsedildiği üzere 10 ila 25 yıl arasındadır. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, hiçbir ihtimalde verilecek ceza bir yıl veya altı hapis cezası olamayacaktır. Bu sebeple 50. maddede öngörülen adli para cezasına çevirme, kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi bakımından mümkün değildir.
  • Erteleme: Hapis cezasının ertelenmesi, Türk Ceza Kanunu’nun 51. maddesinde düzenleniştir. Hükme göre sanığa verilen cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis cezası olması durumunda hapis cezası ertelenebilecektir. Ancak hapis cezasının ertelenebilmesi için aynı zamanda daha önce kasıtlı bir suçtan ceza almamış olması, suçu işledikten sonra duyduğu pişmanlık sebebiyle bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşması gerekmektedir. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi bakımındansa hapis cezasının ertelenmesi söz konusu değildir. Hapis cezasının ertelenmesi, verilen cezanın iki yıl veya altı süreli hapis cezalarında mümkündür. Bahsedildiği üzere kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinden verilecek cezanın hiçbir zaman iki yıl veya daha altında bir sürede olması mümkün değildir.
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Karar Verilmesi: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre sanığa verilen ceza iki yıl veya daha az süreli olması durumunda mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinde, verilen ceza infaz edilmez. Fail beş yıl süreyle denetimli serbestlik koşullarına tabii tutulur. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi suçunda ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir. Bunun sebebi ise kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinde verilecek cezanın iki yıl veya daha az süreli olmasının imkânsız olmasıdır. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinden dolayı verilecek hükmün açıklanması, hiçbir zaman geri bırakılamayacaktır.

Kasten Öldürme Suçunun İhmali davranışla İşlenmesi Soruşturma ve Kovuşturma Evresi

  • Soruşturma Evresi

Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunda soruşturma evresinin başlayabilmesi için, suçun işlendiğinin savcılığa bildirilmesi yeterlidir. Cumhuriyet başsavcılığınca suçun öğrenilmesinden itibaren soruşturma işlemleri başlatılmaktadır. Olayın oluş biçimine göre deliller toplanacaktır. Bu aşamada özellikle şüphelilerin belirlenmesi, şüphelilerin ifadelerinin alınması ve olay hakkında bilgi sahibi kişilerden beyanların alınması gerekir. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinde soruşturma evresinde tutukluluk kararı verilebilecektir. Soruşturma evresi, savcının toplamış olduğu deliller sonucunda yeterli şüpheye ulaşması durumunda tamamlanacaktır. Savcılık tarafından toplanan delillerin, suçun işlendiğine ilişkin şüpheye yer vermesi halinde savcı gerekçeleriyle birlikte iddianamesini hazırlar. Aynı zamanda değerlendirilen deliller hakkında gerekçeler belirtilir. Eğer savcılık tarafından toplanan deliller yeterli şüphe oluşturmazsa savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir. Bu kararın halk arasında bilinen adı takipsizliktir. Soruşturma evresi iddianamenin hazırlanmasıyla veya takipsizlik kararının kesinleşmesiyle sona ermektedir.

  • Kovuşturma Evresi

Kovuşturma evresi esasen ceza davasıdır. Hazırlanan iddianamenin kabulü kararı ve iddianameye 15 gün süreyle cevap verilmemesi durumunda kamu davası açılmış olur. Ceza yargılamasında sözlü yargılama esastır ve yargılama duruşma esnasında gerçekleştirilir. Taraflar duruşma esnasında toplanan delilleri değerlendirir ve deliller hakkında beyanlarını belirtir. Duruşma evresinin tamamlanmasından sonra olay örgüsü hakkında mahkemenin bir kanaati oluşmuştur. Mahkeme oluşan kanaati neticesinde karar vermektedir. Kovuşturma evresinde sanık açısından dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Özellikle daha az cezayı gerektiren hallerin kanıtlanması sanık bakımından hayati önem taşımaktadır. Mahkemenin yargılama sonucunda vereceği karara karşı taraflar kanun yolu başvurusunda bulunabilir. Mahkemenin 15 yıl veya daha uzun süreli hapis cezasına hükmetmesi halinde dosya bölge adliye mahkemesi tarafından re’sen incelenecektir.

Kasten Öldürme Suçu Gözaltı ve Tutukluluk Hali

Gözaltı: Gözaltı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 91. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre yakalanan kişi cumhuriyet başsavcılığınca bırakılmadığı takdirde soruşturma işlemlerinin tamamlanması için gözaltına alınabilir. Gözaltı süresinde, şüphelinin ifadesi alınır ve şüpheliye ilişkin tamamlanması gereken işlemler tamamlanmaktadır. Gözaltının asıl amacı, suçun ilk öğrenildiği aşamalarda şüphelinin kaçma ihtimalinin engellenmesidir. Gözaltı kararı, en çok 24 saatliğine verilebilir. Şüphelinin en yakın hâkimin önüne çıkarılması için gereken süre ise 1 saati geçemez. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinde de gözaltı kararı yaygındır. Kişinin gözaltına alınabilmesi, soruşturma için zorunlu olmasına ve suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır.  

Birden fazla kişinin bir şekilde karıştığı (3’ten fazla) ve olayın çözülmesi için birden fazla kişi hakkında işlem yapılması gereken durumlarda, 24 saatlik sürenin, cumhuriyet savcılığınca toplamda 3 gün daha uzatılması mümkündür. Ancak bu uzatma her seferinde 1 gün için yapılabilmektedir. Sürenin sonu geldiğinde, cumhuriyet savcısı ya tutuklanması için, ya da adli kontrole tabi tutulması için sulh ceza hâkimine sevk eder veya salıverme kararı verir. CMK madde 91/4 hükmü, gözaltı ile ilgili olarak özel bir düzenleme öngörmektedir. Burada, gözaltı kararını yalnızca cumhuriyet savcısının verebiliyor olması kuralına önemli bir istisna getirilmiştir. Kolluk amiri 24 saate kadar ve kamu düzenini bozacak toplumsal olaylar sırasında 48 saate kadar gözaltı kararı gözaltı kararı verir ve bu sürenin sonunda cumhuriyet savcısına haber verir. Yani cumhuriyet savcısına haber verilmeden önce, bu süreler boyunca gözaltında kalabilecektir.

Tutukluluk: Tutukluluk hali Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre somut suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması ve bir tutukluluk nedeni bulunması halinde şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilecektir. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi 100. maddede sayılan katalog suçlar arasındadır. 100. maddede yer alan katalog suçlarda tutukluluk kararı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığı yeterlidir. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi bakımından sanık veya şüpheli konumunda bulunan kişi hakkında da kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığı halinde tutuklama kararı verilebilecektir. Tutuklama kararı, soruşturma evresinde cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından kovuşturma evresinde ise yargılamayı yürüten mahkeme tarafından verilmektedir. Tutukluluk kararı ağır ceza mahkemesinin görevine giren hallerde en çok iki yıldır. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinde öngörülen ceza bakımından ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmektedir. Bu sebeple kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi kapsamında yargılanan sanık hakkında en fazla iki yıl süreyle tutuklama kararı verilebilecektir.

İfade, Savunma ve Yargılama Süreci

İfade, şüpheli hakkında yapılan suç duyurusu neticesinde ve şikâyet konusu olay hakkında bilgi ve savunma alınmak için yapılan bir soruşturma usulüdür. Ancak kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi şikâyete tabi bir suç değil resen araştırılması gereken bir suçtur. Bu nedenle, resen soruşturulması yapılacak olan suç ile alakalı kişinin ifadesi alınmaktadır. Eğer şüpheli şahıs ifadeye gitmez ise bu durumda hakkında yakalama kararı çıkarılacaktır. İfade kolluk görevlileri tarafından alınabileceği gibi bizzat Cumhuriyet Savcısı tarafından da alınabilir. Buna benzer şekilde sorgu ise şüpheli ya da sanığın hakim ya da mahkeme huzurunda kovuşturma evresinde suç hakkında dinlenmesidir.

Kasten Öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinde savunma davanın seyrini değiştirebilecek en etkili yöntemdir. Burada sanık müdafii şüpheli/sanığın cezai sorumluluğu açısından önem taşıyan şu hususlara ve benzer hususlara dikkat etmelidir;

  • Olayın adli makamlara kim tarafından ve hangi yolla ihbar edildiği, ihbarda eylemi gerçekleştiren kişiye ilişkin bilgi verilip verilmediği, ihbar eden kişinin beyanının alınıp alınmadığı, beyanında eylemi gerçekleştirdiği iddiasıyla somut olarak bir kişiyi belirtip belirtmediği, beyanında bildirdiği eşkalin şüphelinin/sanığın fiziki özellikleriyle uyumlu olup olmadığı ve ihbar eden kişiye usule uygun teşhis yaptırılıp yaptırılmadığı.
  • Tanık ve mağdur beyanlarının “maktul ile şüpheli/sanık arasında husumet bulunup bulunmadığı, olayın nasıl geliştiği, eylemin kim tarafından ve ne şekilde gerçekleştirildiği” hususları ayrıntısıyla sorulmak suretiyle alınıp alınmadığı, bu kişilere usule uygun teşhis yaptırılıp yaptırılmadığı.
  • Eylemin şüpheli/sanık tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin tanık ve mağdur beyanları doğrultusunda gerekli araştırmalar yapılarak bu soyut beyanların başka delillerle doğrulanıp doğrulanmadığı ve beyanlar arasındaki çelişkilerin giderilip giderilmediği.
  • Olay yerinde usule uygun inceleme/keşif yapılıp yapılmadığı, olay yerinin, olay yerinde bulunan cesedin ve diğer bulguların görüntü kayıtlarının alınıp alınmadığı, olayın mahiyetine göre gerekli bulguların usulünce temin edilip edilmediği ve incelenip incelenmediği.
  • Olay yerinden temin edilen ve şüpheliye/sanığa ait olduğu izlenimi uyandıran kan, kıl, elbise, parmak izi vs. bulguların şüpheli- den/sarıktan alınan örnekler veya ele geçirilen eşyalardan temin edilen örneklerle usule uygun biçimde mukayese ettirilip ettirilmediği.
  • Olay yerini, olay yerinin çevresini ve olay yerine ulaşan güzergâhları gösterir kamera kayıtları temin edilerek olayın nasıl gerçekleştiğine ve eylemi gerçekleştiren kişinin eşkâline dair ayrıntılı inceleme yapılıp yapılmadığı.

Suçun yargılamasına ilişkin olarak; 26/09/2004 tarihinde kabul edilen 07/10/2004 tarihinde 25606 sayılı Resmi Gazete yayımlanan 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 48 maddesi ile değişik) 10. maddesinin (Ceza Mahkemeleri Başlıklı, Sulh ceza mahkemesinin görevi) şeklinde olan başlığıyla birlikte değiştirilip ” Sulh ceza mahkemesi” kaldırılarak artık “Sulh ceza hakimliği” düzenlenmesi ile üçüncü mahkeme türü olan sulh ceza mahkemesi ortadan kaldırılmış ve sulh ceza hakimliğine dönüştürülmüştür. Bu nedenle de artık sadece “Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesi adlarıyla suçlara cezai müeyyidelerine göre, görev bakımından iki tür ceza mahkemesi olarak düzenlenmiş olduğu dikkate alınarak, Ağır ceza mahkemesinin görevi; “Kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m.148), ırtikap (m. 250/1 ve 2), resmi belgede sahtecilik (m.204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflas (m. 161) sup ları ile ağırlaştırılmış müebbet hapıs, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir.” Şeklindeki amir hükmüne göre “…müebbet hapis, …” cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir.

Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme

  • Şikayet Süresi: Şikayete bağlı suçlarda şikayet süresi 6 aydır. Mağdur, faili ve fiili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde şikayette bulunmak zorundadır. Aksi takdirde suçun soruşturulması ve kovuşturulması imkansız hale gelecektir. Ancak kanunda, bazı suçlar şikayete bağlı tutulmuştur. Bazı suçların soruşturulması ve kovuşturulması ise şikayete bağlı değildir. Soruşturma ve kovuşturma aşamasına geçilmesi işin cumhuriyet başsavcılığının suçun işlendiğinden haberdar edilmesi yeterlidir. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinde, özellikle yaşam hakkına ilişkin olduğundan soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan değildir. Soruşturma işlemlerine başlanması için suçun işlendiğinden savcılığın haberdar edilmesi yeterlidir. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinde kişiler tarafından soruşturma işlemlerine başlanmasının talebi suç duyurusu şeklinde gerçekleşmektedir. Bu sebeple maktulun yakınları tarafından suç duyurusunda bulunabilmesi mümkündür.
  • Zamanaşımı: Zamanaşımı, dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımı olarak ikiye ayrılmaktadır. Dava zamanaşımı, işlenen suç sebebiyle ceza davasının açılabileceği süreyi ifade etmektedir. Dava zamanaşımı Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeye göre Dava zaman aşımı başlıklı 5237 sayılı TCK’nın 66 maddesinin (1) fıkrasında, kanunda başka türlü yazılmış olan håller dışında kamu davası; “c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl, Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl, …Geçmesiyle düşer.” Amir hükmüne göre Kasten Öldürme Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesinde normal dava zaman aşımı süresi; (c)bendi için 20 yıl; (d) bendi için 15 yıldır.
  • Uzlaşma: Uzlaşma, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemede failin, mağdurun zararını gidermesi yoluyla tarafların anlaşması ve bu sayede ceza kovuşturmasına gerek kalmaması amaçlanmıştır. Aynı zamanda suç işleyen kişilerin infaz kurumlarından uzak tutulması da genel amaçtır. Uzlaştırma, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda ve maddede yer alan katalog suçlarda uygulanabilmektedir.  Makalemizin şikayet süresi kısmında da bahsedildiği üzere kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Aynı zamanda 253. maddede düzenlenen katalog suçlar arasında da bulunmamaktadır. Bu sebeple kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinde uzlaştırma kurumu uygulanamayacaktır. Failin mağdurun zararını giderek anlaşılması mümkün değildir.
  • Etkin Pişmanlık: Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanununda düzenlenmiş bir kişisel cezasızlık ya da ceza da indirime sebep olan kurumdur. Etkin pişmanlık hükümleri, Türk Ceza Kanunu’nda her suç tipi için düzenlenmemiştir. Kimi suç tipleri için öngörülen etkin pişmanlık hükümleri, kanunilik ilkesi gereğince yalnızca düzenlenmiş olduğu suç tipleri bakımından uygulanabilecek bir hukuki müessesidir. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
  • Görevli ve Yetkili Mahkeme: Ceza yargılamasında görevli mahkeme, 5235 sayılı kanunun 12. maddesine göre belirlenmektedir. İlgili maddeye göre müebbet hapis ve 10 yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarda görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinde öngörülen ceza ise 10 ila 25 yıl arasında, hapis cezasıdır. Bu sebeple kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinden dolayı yapılan yargılama ağır ceza mahkemelerince gerçekleştirilecektir. Yetkili mahkeme ise, yargılamanın nerede yapılacağına ilişkindir. Yetkili mahkeme Türk Ceza Kanunu’nun 12. maddesine göre belirlenir. Maddeye göre yargılamakla yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir. Neticede kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinden dolayı yapılacak yargılamada görevli ve yetkili mahkeme suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesidir.

Kasten Öldürme Suçunun İhmali davranışla İşlenmesine İlişkin Yargıtay Kararları

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 23.10.2019 T. , 2831/4557 E.,K.

  • Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi
  • TCK 83. Madde

Maktul hakkında düzenlenen Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesinin 26.01.2018 tarihli raporun sonuç kısmında” maktulün maruz kaldığı genel beden travması ile ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu, ölüm olayında başkaca ortak bir neden bulunmadığı tespitinin yapıldığı, ayrıca “maktulün klinik durumu ve ölüme neden olan travmatik değişimlerin lokalizasyonlan, özellikleri ağırlıkları ile ölüm sebebi dikkate alındığında (travma sonrası yaklaşık 3 gün bekletilmeksizin) zamanında hastaneye götürülerek tedavisine başlanmış olması durumunda kurtulma ihtimalinin bulunduğu”nun belirtilmesi karşısında, Olay tarihi olan 03.10.2016 günü maktulle tartışan ve kendi beyanına göre maktulün kafasını defalarca yere vurup maktulün hareketsiz kaldığını görmesi üzerine maktulü evde kendi başına terk etmek suretiyle kasten ölümüne neden olduğu anlaşılan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 83/2-b maddesi gereğince ceza verilmesi yerine yazılı şekilde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi,


Yargıtay 1. Ceza Dairesi. 14/03/2018 T. , 3056/1201 E.,K.

  • Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi
  • TCK 83. Madde

Sanıklar Ferdi, Kudbettin ve Naciye hakkında, maktul Melck’e yönelik ihmali davranışła kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerde sanıklar hakkında TCK’nın 21/2 maddesinde düzenlenen olası kast indirimi uygulanmış ise de, sanıklar Ferdi. Kutbettin ve Naciye hakkında maktul Melek’e yönelik eylemlerinin TCK’nın 83 madde de düzenlenen kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunu oluşturduğunun kabul edilmesi ve sanıklar hakkında TCK’nın 83. maddeye göre hüküm kurulması ile yetinilmesi gerekirken, suçun manevi unsuru bakımından birlikte uygulanma olanağı olmadığı halde sanıklar hakkında ayrıca TCK’nın 21/2 maddesinde düzenlenen olası kast hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini…


Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 08.11.2013 T., 8496/6037 E., K.

  • Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi
  • TCK 83. Madde

Sağlık meslek lisesi mezunu olup bir hastanede hemşire olarak görev yapan sanık Bahar’ın, Ahmet isimli kişi ile yaşadığı cinsel ilişki sonucu hamile kaldığı, hamile olduğunu ailesinden ve çevresinden gizlediği, 27.10.2008 günü sabah saatlerinde ailesi ile birlikte oturduğu evin banyosunda doğum yaptığı, bir süre dinlendikten sonra bebeğini, göbek kordonunu kesmeden plasenta ile birlikte yüzü açık kalacak şekilde bir havluya sardığı, evlerinin karşısında bulunan çöp konteynırına saat: 06.30 civarın da bırakıp ikametine döndüğü, balkona çıkıp baktığında bebeğin halen kıpırdadığını gördüğü, ailesinin durumu fark etmemesi için hazırlanıp çalıştığı hastaneye gittiği, gece saat:24.00 civarında temizlik görevlilerinin çöp konteynırını çöp arabasına boşalttıkları ve çöpleri presledikleri sırada yere dökülen kandamlalarını görünce durumu kolluk kuvvetlerine bildirdikleri, Adli Tıp Genel Kurulu 21.10.2010 gün ve 431 sayılı raporuna göre, canlı doğan bebeğin ölümünün intrauterin anaoksiye bağlı amnion ve mukenyum aspirasyonu ile terk edilme sonucu bebeğin sağlığı açısından oluşan olumsuz koşulların ortak etkisi sonucu meydana geldiği olayda,

Sanığın yükümlü olduğu bakım, koruma ve gözetime ilişkin icrai davranışları gerçekleştirmemesi nedeniyle, kasten öldürme suçunu ihmali davranışla işlediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nın 83 maddesi uyarınca cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan hüküm kurulması…


Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 04/06/2013 T., 24745/15126 E.,K.

  • Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi
  • TCK 83. Madde

Sanığın 13.6.2009 günü saat 03:45 sıralarında kapalı kasa kamyonet ile Manavgat istikametine seyri sırasında, Çavuşköy yol kavşağına yaklaştığında, seyir istikametine göre yolun sağından karşıya geçmek isteyen yaya Ahmet Altıntaş’a çarparak kaçtığı olayda,

Olay günü saat 04 36 sıralarımda tanık Ramazan tarafından tesadüfen bulunarak hastaneye kaldırılan Ahmet’in tedaviye yanıt vermeyerek 16.06.2009 tarihinde öl- düğü, olay yerinden kaçtıktan sonra kazalı aracı damadına ait garaja koyup, bir süre sonra tamir ettirmeye çalışan, başaramayınca da 5.7.2009 tarihinde Jandarma ya teslim olmuş bulunan sanığın 13 10.2009 tarihli duruşmadaki ifadesinde “Kızılot mevkiinde aniden önüme bir şahıs çıktı. Ne olduğunu anlayamadan ben şahsa çarptım. Sonra paniklediğim için olay yerinden kaçtım” şeklinde beyanda bulunmuş olması nazara alındığında sanığın eyleminin TCK’nın 83. maddesinde düzenlenen ihmali davranışla kasten öldürme suçunu oluşturma olasılığı bulunduğu, bu suçtan yargılama yapma ve delil takdirinin Ağır Ceza Mahkemesine ait bulunduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması…


Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 20.12.2011 T. , 4068/9095 E.,K.

  • Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi
  • TCK 83. Madde

Sanığın alkollü vaziyette, süratli araç kullanarak direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu sebep olduğu trafik kazasının akabinde, araç içinde bulunan ve kaza sonrasında araçtan fırladığı için göremediğini beyan ettiği arkadaşını olay yerinde bırakıp, yakındaki fabrikaya giderek tanıdığı kişilerin kendisini oradan almalarını sağlaması, ancak olay sonrası yaralı olması ihtimali bulunan arkadaşı hakkında kimseye bilgi vermemesi şeklindeki eyleminin TCK’nın 83. maddesinde düzenle nen ihmali davranışla kasten öldürme suçunu oluşturma olasılığı bulunduğu, bu suçtan yargılama yapma ve delil takdirinin Ağır Ceza Mahkemesine ait bulunduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması…

Yargıtay Kararlarına Buradan Ulaşabilirsiniz: https://karararama.yargitay.gov.tr/

Kasten Öldürme Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesi Suç Duyurusu Dilekçesi

(Suçun İşlendiği Yer) CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

MÜŞTEKİ: İsim Soyisim (TC Kimlik No) – (Adres Bilgileri)

VEKİLİ: Av. Umur YILDIRIM

Söğütözü Mah. Söğütözü Cad. No:2 Koç İkiz Kuleleri B Blok Kat:4 Daire:7,  06530 Çankaya

ŞÜPHELİ İsim Soyisim (TC Kimlik No) – (Adres Bilgileri)

SUÇ: Kasten Öldürme Suçunun İhmali davranışla İşlenmesi (TCK Madde 83)

SUÇ TARİHİ: …/…/…

SUÇ YERİ: (…)

KONU: Şüpheli şahıs hakkında işlemiş olduğu Kasten Öldürme Suçunun İhmali davranışla İşlenmesi nedeniyle soruşturma başlatılması ve soruşturma neticesinde şahıs hakkında kamu davası açılması taleplerimizi havidir.

AÇIKLAMALAR

  • Giriş kısmında müvekkilin kim olduğu, şüpheli şahsın kim olduğu, tarafların nasıl tanıştığı ve iletişime geçtiği gibi hususlar ayrıntılı olarak anlatılır. Bununla birlikte suç nedeniyle müvekkilin uğradığı maddi-manevi zarar da giriş kısmında özetlenebilir.
  • Şüpheli şahsın, müvekkile yönelik Kasten Öldürme Suçunun İhmali davranışla İşlenmesi suçunu ne şekilde işlediği ayrıntılı olarak anlatılır. Yaşanılan olaydan bahsedildikten sonra ayrıntılı olarak deliller sunulur. Aynı zamanda ek olarak bu delillerin sunulması gerekmektedir.
  • Sonuç kısmında ise dilekçenin ekinde yer alacak deliller toparlanır. Gerekli görüldüğü takdirde suça ilişkin açıklamalara ve mahkeme kararlarına yer verilir.

HUKUKİ SEBEPLER: TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER: Tanık, yemin, sözleşmeler, fotoğraf görüntüleri, mesajlar ve ilgili her türlü yasal delil.

SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheli şahıs hakkında soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımızla vekâleten arz ve talep ederiz. (Tarih)

                 Av. Umur YILDIRIM

                            (e-İmza)


Kasten Öldürme Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesi Suçu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

  • İhmali Suçlara Teşebbüs Mümkün Mü?

 İhmal suçlarına teşebbüs mümkün değildir; zira ihmal, bir eylemsizlik durumunu ifade eder ve bu nedenle teşebbüs kavramı ile örtüşmez.

  • İhmali Kast Nedir?

İhmali kast, bir kişinin belirli bir eylemi gerçekleştirmemekle birlikte, bu davranışın sonuçlarının meydana geleceğini bilmesine rağmen, bu sonuçları dikkate almadan hareket etmesidir.

  • Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Ne Demek?
Neticeyi önleme yükümlülüğü altında olan veya insan hayatına karşı önceden bir hareket yapan kimsenin pasif davranarak başkasının ölümüne sebebiyet vermesidir.
X
kadim hukuk ve danışmanlık