İnşaat Durdurma ve Yıkım Kararına Karşı İtiraz ve Dava Süreci

yikim kararina itiraz dava

İnşaat durdurma ve yıkım kararına karşı itiraz, kararın verildiği yapının ilgilileri açısından önemli sonuçlar doğurur. Yapı hakkında yıkım kararı verilmesi ve bu karara itiraz edilmesi süreçleri önemli ayrıntılar içerir. Belediyelerin en temel görevlerinden biri de belediye sınırları içerisinde yapılan yapıların denetlenmesi ve bunlardan imar planına veya inşaat ruhsatına aykırı olarak yapılanların durdurularak yıkılmasıdır. İnşaat durdurma ve yıkım işlemleri hakkında karar alma yetkisi belediyelere aittir. İdare yapıların ruhsat alınarak ve ruhsat ve eklerine uygun olarak yapımını denetlemek zorundadır. Bu zorunluluğun gerekçelerinin başında ise bu tür yapıların kendiliğinden veya deprem sonucu yıkılması neticesinde ortaya çıkan zararlardan diğer sorumlularla birlikte idarelerin de müteselsilen sorumlu olması gelmektedir. Belediye tarafından verilen yıkım kararının hukuka uygun olabilmesi için idari işlemin 5 unsuru olan yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden hukuka uygun olması gerekmektedir. Aksi takdirde hukuka aykırı işlem söz konusu olacaktır. Bu durumda idare mahkemesine iptal davası açılması gereklidir.

Yapı tatil zaptı ve yıkım kararına itiraz ve iptal davası 60 gün içinde yürütme durdurma istemli olarak İdare Mahkemesine açılır. Yapı tatil zaptı ve yıkım kararına itiraz ve iptal davası süreci idarenin fiil ve eylemlerinden kaynaklanması ve bu işlemlerin idare tarafından tesis edilmiş olması gerekçeleriyle idare mahkemesinde yürütülmesi gereken bir idari dava sürecidir. Yıkım kararı, idarenin kolluk eliyle kullandığı, kesin ve icrai bir özellik taşıması nedeniyle idari işlem niteliğinde bir karardır. İdari işlem niteliğinde olan bu kararın idari işlemin tüm unsurlarını haiz olması gerekmektedir. Bu unsurlarından birinde oluşacak sakatlık hali işlemi de hukuka uygunluktan uzaklaştırıp iptali elzem hale getirecektir.

İlgili Makale: İptal Davası

yikim islemi
yikim islemi

Yıkım İşlemlerinin Aşamaları

Belediyeler, kendi sınırları içerisindeki yapıları denetlemek suretiyle imar planına veya inşaat ruhsatına aykırı olanları tespit etmekle yükümlüdür. Aykırılığın tespiti halinde, inşaatı durdurma ve yıkım kararı alma yetkisi belediye encümenindedir. Yıkım kararı, uygulanması halinde geri dönülemez sonuçlar ortaya çıkaracağından, idari işlemin unsurlarına uygun olacak şekilde karar alınmalıdır. Bu unsurlardan birisindeki sakatlık idari işlemi hukuka aykırı hale getirecek ve idari işlemin iptaline neden olabilecektir. İdarenin hukuka aykırı olarak verdiği yıkım kararlarına karşı, hak sahiplerinin itiraz ve/veya iptal davası yoluna başvurmaları mümkündür. Yıkım kararı işleminin iptali davalarında yürütmenin durdurulması talep edilmesi hususu son derece önem arz etmektedir. Yıkım kararının iptali için açılacak davada yetkili mahkeme hakkında yıkım kararı alınan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.

  • Ayrıntılı tespit tutanağının düzenlenmesi
  • İnşaatın tutanakla durdurulması
  • Yapıların mühürlenmesi,
  • Tutanağın bir nüshasının muhtara bırakılması
  • Yapının ruhsata bağlanıp bağlanamayacağının değerlendirilmesi
  • Ruhsata bağlanması mümkün değilse süre verilmeden encümenin yıkım kararı alması
  • Ruhsata bağlanması mümkün ise ruhsat alınması veya ruhsata aykırılığın giderilmesi için bir aylık süre verilmesi
  • Ruhsat alınırsa veya aykırılıklar giderilirse inşaatın devamına izin verilmesi
  • Ruhsat alınmaz veya aykırılıklar giderilmezse ruhsatın iptal edilmesi ve encümenin yıkım kararı alması
  • Yıkım kararının tebliğ edilmesi
  • Yıkım kararı kesinleşirse yıkımın gerçekleştirilmesi

İnşaat Durdurma ve Yıkım İşlemlerinde Hukuka Aykırılık Nedenleri

  • İşlemin yetkisiz kamu idaresi tarafından yapılması
  • İşlemin kamu idaresinin yetkisiz organı tarafından yapılması
  • Yapı durdurma tutanağının yetkili personel tarafından düzenlenmemesi
  • Ruhsat almadan veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapmak (sebep yönünden hukuka aykırılık halleri)
  • Yapı durdurma veya tespit tutanağı düzenlenmeden yıkım kararı alınması
  • İnşaatın durdurulma nedeninin tutanakta açıkça belirtilmemesi
  • Durdurma tutanağının yapıya asılmaması
  • Kısmen aykırı yapının tamamının durdurulması ve mühürlenmesi
  • Yapının ruhsatlandırılmaması veya yıkılmaması durumunda idarece gerçekleştirilecek yıkımın masraflarının yüzde yirmi fazlasıyla tahsil edileceğine dair bildirimde bulunulması
  • Ruhsat alınması için uygun süre verilmemesi
  • Ruhsat ve eklerine aykırı yapıda ruhsat veya yapı kullanma izni iptal edilmeden yıkım kararı alınması
  • Encümen kararı alınmaması
  • Encümen kararında işlemin dayanağının gösterilmemesi

İnşaat Durdurma ve Yıkım İşlemlerine Karşı Açılacak İptal Davası

  • Görev ve Yetki

Görev, bir dava dosyasında konusu itibariyle hangi yargı mercinin ilgileneceğini belirleyen bir usul kuralıdır. Yetki ise bir dava dosyasında yargı yerindeki davaya bakarken hangi coğrafi alanla sınırlı olduğunu düzenleyen bir usul kuralıdır. İnşaat durdurma ve yıkım işlemlerine karşı açılacak iptal davasında görevli mahkeme idare mahkemeleri olacaktır. Bunun yanı sıra yetkili mahkeme ise yasa hükmüne göre taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olacaktır.

İmar Kanunu’nun 32. maddesi kapsamında gerçekleştirilen durdurma ve yıkım işlemleri birer idare işlem olduğundan idari yargı görevlidir. İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 34. maddesine göre, “ İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskân gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir.”

  • İdari Merci Tecavüzü

İdari merci tecavüzü, idari dava açılmadan önce idareye başvuru zorunluluğunun olduğu durumlarda, bu başvuru yerine getirilmeksizin açılan dava türüdür. Özetle taraflar idari başvuru yapmadığı takdirde idari merci tecavüzü söz konusu olacaktır. Bu durumda mahkeme idareye dava dilekçesini gönderir ve idare bu dilekçeye bir cevap verir. Eğer idare süresi içerisinde cevap vermezse ya da olumsuz cevap verirse süresi içerisinde tekrar dava açılabilir. Durdurma ve yıkım kararına karşı encümene itiraz edilmesi zorunlu değildir. Başka bir anlatımla yıkım işlemine karşı doğrudan dava açılması mümkündür. Yıkım kararı idari bir işlem niteliğinde olduğundan bu karara karşı idari yargıda dava açılabilir. Bu anlamada doğrudan iptal davası açılması idari merci tecavüzü olarak değerlendirilemez.

  • Ehliyet

Hukukta ehliyet, bir hukuk süjesinin belirli haklara sahip olması ve bu hakları kullanabilmesi, yükümlülükleri gibi hususlar olarak tanımlanır. İdari yargıdaki ehliyet ise bir kimsenin dava açma hakkına sahip olup olmadığını düzenleyen bir kurumdur. Durdurma ve yıkım işlemlerine karşı taşınmaz malikinin ve taşınmaz maliki ile yapı malikinin farklı kişiler olması durumunda da yapı malikinin dava açma ehliyetine sahip olduğu tartışmasızdır. Danıştay 6. Dairesi’nin 26.06.1993 tarihli ve E:1993/562, K:1993/2506 sayılı kararında yapının, kat karşılığı müteahhit tarafından yapılması durumunda, yapıyı kat karşılığı olarak inşa eden müteahhidin de durdurma ve yıkım işlemine karşı dava açabileceğine karar vermiştir. Aynı şekilde Danıştay 6. Dairesi 04.11.1983, E:1983/737, K:1983/3372 ve 28.11.1984, E:1981/251, K:1984/3103 sayılı kararlarında kiracıların kira konusu taşınmaz hakkında alınan yıkım kararlarına karşı dava açabileceklerine karar vermiştir.

  • Kesin ve Yürütülmesi Gereken Bir İşlem Olup Olmadığı

İdari işlemin kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olması, işlemin tamamlanması için gereken usul kurallarının uygulanması ve yetkili kamu görevlisi tarafından uygulamaya konulan kendi başına hukuki sonuç doğurabilen işlemler anlamına gelmektedir. Bu işlemler idarenin tek taraflı ve emredici işlemleridir. Nitekim davacının hukuki durumunda değişiklik yaratıp hak kaybına yol açabilir. Ruhsatsız veya Ruhsata Aykırı Yapının Yıkılması Gerektiği Yönünde Belediye Başkanlığınca Yapılan Bildirim (Danıştay 14. Dairesi, 01.06.2011, E: 2011/5212, K: 2011/7). Yapı Durdurma Tutanağı (Danıştay 6. Dairesi, 16.11.2005, E: 2005/1641, K: 2005/5523). Encümen Tarafından Alınan Yıkım Kararları (Danıştay 6. Dairesi, 17.11.1998, E: 1997/4788, K: 1998/5520)

  • Süre

Ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapının yıkılması gerektiği yönünde belediye başkanlığınca yapılan bildirimlere karşı açılacak davalarda süre konusunda özel bir hüküm bulunmadığı için tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içerisinde dava açılması gerekir. 3194 sayılı Yasanın 32. maddesinde, ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine veya ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılarda projelerine ve ilgili mevzuatına aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumunun tespit edileceği, yapının mühürlenerek inşaatın derhal durdurulacağı, durdurmanın, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla tebliğ edilmiş sayılacağı, bu tebligatın bir nüshasının muhtara bırakılacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu işlemlerin yapı sahiplerine bizzat tebliği Kanun’da düzenlenmemiştir. Madde metninde “durdurmanın, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı” hüküm altına alındığı için dava açma süresi bu tarihten itibaren başlar. Dava açma süresi konusunda özel bir hüküm bulunmamaktadır, bu nedenle süre 60 gündür. Yıkıma ilişkin encümen kararlarına karşı idari dava açma süresi ise, yazılı tebligattan itibaren başlar. (Danıştay 6. Dairesi, 22.12.2004, E:2003/2824, K:2004/6883)

  • Husumet

Husumet diğer adıyla sıfat dava konusu hakkın taraflara sağladığı yetkiyi ifade eder. bu bir kişinin dava açma hakkını ifade eder. tek bir istisnası vardır ki o da kamu davası açılması gereken durumlarda Cumhuriyet savcısının resen hareket etmesidir. Bunun dışında pasif dava sıfatı vardır ki o da dava konusu hakka uymak zorunda olan kişiye aittir. Husumet yokluğunun ileri sürülmesi husumete itiraz niteliğindedir. Bu durum yargılama aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkeme tarafından resen de gözetilebilir. Durdurma ve yıkım işlemleri belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde belediye encümeni, bu sınırlar dışında ise il encümeni tarafından onaylanmaktadır. İptal davalarında husumetin belediye başkanlığına veya il özel idaresini temsilen valiliğe yöneltilmesi gerekir.

  • Yürütmenin Durdurulması

Yürütmenin durdurulması için dava konusu idari işlemin sonuna kadar tüm hukuki sonuçların geçici olarak durdurulmasına yol açan bir ara karardır. Yürütmenin durdurulması bir ara kararken iptal kararı nihai karardır. Yürütmenin durdurulması için tek başına dava açılmaz yanında iptal davasının açılması gerekmektedir. Yürütmenin durdurulması kararının verilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir. Bunlar, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlar doğurması gerekir ve idari işlem açıkça hukuka aykırı olmalıdır. Gerekli harçlar yatırılıp gerekçeli talep gönderildiği takdirde, mahkeme daha fazla hak kaybı yaşanmaması için yürütmenin durdurulmasına karar verecektir.

Yapı sahibine ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapının yıkılması veya ruhsat alınması, aksi takdirde İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddelerine göre işlem yapılacağı yönündeki bildirimlere karşı açılacak davalarda verilecek yürütmeyi durdurma kararı, bu maddelere göre işlem yapılmasını engeller. İnşaat durdurma işlemine karşı yürütmeyi durdurma kararı verilirse yapının durdurulmasına ilişkin işlemin yürürlüğü ve mühürleme ortadan kalkmış olur.

insaat durdurma davasi
insaat durdurma

Yıkım Yetkisi ve Yıkım Kararı

Yıkım yetkisi ve yıkım kararı Anayasanın 35.maddesinde düzenlenmiş olan temel haklardan “mülkiyet hakkı” ile ilgili ve sınırlandırma hâli olarak karşımıza çıkan bir tasarruf şeklidir. Yıkım kararı, idarenin kamu gücünü en yoğun ve etkili biçimde kullandığı durumlardan biridir. Zira amacı her ne kadar hukuka aykırı şekilde inşa edilmeye çalışılan yahut edilmiş ve değiştirilmek istenen bir yapının hukuka uygun hale getirilmesi olsa da ilgilisinin rızası dışında uygulanmak istenen bir karar olması yönüyle kesin ve uygulanabilir bir idari işlem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Öncelikle belediyeler tarafından verilen yıkım kararının İmar Kanununda düzenlenen şekilde yapılması gerekmektedir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesinde, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar başlığı altında;

  • Bu Kanun hükümlerine göre; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine veya ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılarda projelerine ve ilgili mevzuatına aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. (Ek cümleler: 14.2.2020-7221/10 md.) Yapının imar mevzuatına aykırı olduğuna dair bilgi, tapu kayıtlarının beyanlar hanesine kaydedilmek üzere ilgili idaresince tapu dairesine en geç yedi gün içinde yazılı olarak bildirilir. Aykırılığın giderildiğine dair ilgili idaresince tapu dairesine bildirim yapılmadan beyanlar hanesindeki kayıt kaldırılamaz. 
  • Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. (Değişik cümle: 14.2.2020-7221/10 md.) Bu tebligatın bir nüshası muhtara bırakılır, bir nüshası da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne gönderilir.
  • Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.
  • Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.
  • Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir. (Ek cümleler: 14.2.2020-7221/10 md.) Yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir ay içinde yapı sahibi tarafından yapının ruhsata uygun hale getirilmediğinin veya ruhsat alınmadığının ilgili idaresince tespit edilmesine rağmen iki ay içinde hakkında yıkım kararı alınmayan yapılar ile hakkında yıkım kararı alınmış olmasına rağmen altı ay içinde ilgili idaresince yıkılmayan yapılar, yıkım maliyetleri döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanmak üzere Bakanlıkça yıkılabilir veya yıktırılabilir. Yıkım maliyetleri %100 fazlası ile ilgili idaresinden tahsil edilir. Bu şekilde tahsil edilememesi halinde ilgili idarenin 5779 sayılı Kanun gereğince aktarılan paylarından kesilerek tahsil olunur. Tahsil olunan tutarlar, Bakanlığın döner sermaye işletmesi hesabına gelir olarak kaydedilir.
  • (Ek fıkra: 29.11.2018-7153/15 md.) İdare tarafından ruhsata bağlanamayacağı veya aykırılıkların giderilemeyeceği tespit edilen yapıların ruhsatı üçüncü fıkrada düzenlenen bir aylık süre beklenmeden iptal edilir ve mevzuata aykırı imalatlar hakkında beşinci fıkra hükümleri uygulanır.

Yapı Tatil Zaptı Düzenlenmesi Danıştay Görüşü

Yıkım kararı öncesi yapı tatil zaptının düzenlenmesi usulü ve süreler konusunda Danıştay’a göre;

  • Ruhsata uygun hale getirilebilecek nitelikteki yapıların yapı tatil zaptı aracılığı ile ilgiliye bildirilmesi, ne kadar süre içerisinde yapılması gerektiği, tam olarak eksikliklerin neler olduğu gibi konuların açıkça ifade edilmesi gerekmektedir. Kısaca, yapıdaki hukuka aykırılıklar açıkça ifade edilmelidir.
  • Yapı tatil tutanağı yapıya asılmalı, bir nüshası muhtara bırakılmalı, bir diğer nüshası Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gönderilmelidir. Tutanağın ilgiliye imzalatılması gibi bir zorunluluk olmadığı dikkatten kaçmamalıdır. Yapı tatil belgesinin tebliği usul olarak Tebligat Kanunu uyarınca değil, İmar Kanunu m.32-III’e göre yapılmakta olup, ilgilinin haberi bile olmadan yapının yıkılabilmesine ortam hazırlamaktadır.
  • Aykırılıkların ortadan kaldırılması için en fazla bir aylık bir süre verilmesi gerekmektedir. Somut olaydaki şartlara göre örneğin imarlı yere tecavüz durumlarında süre verilmeden yıkım kararı da ayrıksı olarak alınabilmektedir.
  • Verilen süre zarfında aykırılıkların giderilmemesi durumunda yıkım kararı öncesi yapı tatil zaptının düzenlenmesi usulü ve süreler çiğnenmiş olup yapının yetkili birimlerce yıkılması gerekmektedir.

Taşınmazın ya da diğer tanımıyla yapının muhatabı sahibidir. Fakat dikkat edilmesi gerekir ki paylı mülkiyete ya da elbirliği halinde mülkiyete konu bir taşınmaz hakkında uygulanacak yıkım için tebligatın tüm maliklere yapılması gerekmektedir.

Danıştay’ın sitesinden yıkım kararına ilişkin emsal kararlar bulabilirsiniz. https://www.danistay.gov.tr/

Yıkım Kararı Öncesi Yapı Tatil Zaptının Düzenlenmesi Usulü ve Süreler

Yıkım kararı öncesi yapı tatil zaptının düzenlenmesi usulü ve süreler, özellikle İmar Kanunu kapsamında düzenlenmiş ve açıkça kurala bağlanmıştır. Yıkım kararı öncesinden birtakım hazırlık işlemleri yapılmakta, bu hazırlık işlemlerinden sonra işlem tesis edilmektedir. Bu hazırlık işlemlerinin başında yapı tatil zaptı adı verilen bir tutanak tanzimi gelmektedir. Bu zapt tanzim edilmeksizin yıkım kararı verilmesi tek başına iptal sebebidir.

Yapı tatil zaptının nasıl tanzim edileceği İmar Kanunu m.32’de düzenlenmiştir. Bu kapsamda incelendiğinde görülecektir ki; bu tutanakta yapının ne gerekçeyle tutanağa konu edildiği, ruhsat ve varsa ruhsat ekleri ile ruhsat ile yapı arasındaki uyumsuzlukların neler olduğu yer almak zorundadır. Bu tutanak yetkili makamlar tarafından, ilgilisine; anlayacağı açıklıkta tebliğ edilmelidir. Bu şekilde düzenlenen yapı tatil zaptı bir örneği kapıya asılmak ve diğer bir örneği muhtara bırakılmak suretiyle tebliğ edilmiş sayılır. Bu tutanağın bir nüshası da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gönderilmektedir.

İlgilisine tebliğ edilen yapı tatil zaptı sonrasında idare tutanakta belirtilen eksiklik ya da aykırılıkların giderilmesi için ilgiliye en fazla bir ay olmak üzere bir süre tanımak zorundadır. Bu süre zarfı içerisinde eksiklikleri usulüne göre düzeltilen yapılar hakkında yıkım kararı verilememektedir. Öte yandan yapının ruhsata kaydının mümkün olmadığı durumlarda böyle bir süre verilmesine gerek yoktur.

Belediye encümen kararına itiraz dilekçesi örneğini buradan indirebilirsiniz. https://kadimhukuk.com.tr/makale/belediye-encumen-kararina-itiraz-dilekcesi-ornegi/

Yıkım Kararlarında Yetkili Makamlar/Merciler

Yıkım kararlarında yetkili makamlar/merciler yapının bulunduğu yere göre şekillenmektedir. Belediyelere bağlı bulunan bölgelerde eksikliği giderilmemiş yapıya ilişkin yıkım kararını alırken kamu gücünü belediye encümeni kullanırken valiliğe bağlı yerlerde bu yetki il idaresi tarafından kullanılmaktadır. Kolluk kuvveti marifetiyle gerçekleştirilen bu yıkıma ait tüm masraflar eksikliğin giderilmesi için süre verilen ilgiliden tahsil edilmektedir.

İmar Kanunu m.32 uyarınca yıkım kararlarında yetkili makamlar/merciler arasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sayılmıştır. Şöyle ki; “Yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir ay içinde yapı sahibi tarafından yapının ruhsata uygun hale getirilmediğinin veya ruhsat alınmadığının ilgili idaresince tespit edilmesine rağmen iki ay içinde hakkında yıkım kararı alınmayan yapılar ile hakkında yıkım kararı alınmış olmasına rağmen altı ay içinde ilgili idaresince yıkılmayan yapılar, yıkım maliyetleri döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanmak üzere Bakanlıkça yıkılabilir veya yıktırılabilir.”

Yıkım Kararlarına Karşı İtiraz Yolu ve İptal Davası

Yıkım kararları, yapı tatil tutanağına dayalı olarak ruhsata uygun hale getirilmediği hallerde belediye encümeni veya il idare kurulu tarafından onaylanmak suretiyle ve kolluk kuvvetlerince tatbik edilir. Bu kararın belediye encümeni ya da il idare kurulunca değil de farklı kurumlar tarafından verilmesi hukuka aykırıdır ve iptali gerekmektedir. Bu durumda yıkım kararı iptal davasına konu edilebilir. Yıkım kararlarına karşı itiraz yolu ve iptal davası yetki ve usulde paralellik ilkesine göre kararı vermeye yetkili kuruma karşı kullanılmalıdır. İdari dava açma süresi ise İYUK m.11 uyarınca kararın ilgiliye tebliğinden itibaren 60 gündür. Usulüne uygun verilmiş bir yıkım kararı aşağıdaki özellikleri bünyesinde barındırmalıdır:

  • Yıkım kararı bir “yapı” hakkında verilmiş olmalıdır. Yapı, İmar Kanunu m.5 uyarınca “karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir” şeklinde açıklanmıştır. Bu tanıma İmar Affı Kanunu m.4 ile “temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak şartıyla inşaatına başlanmış olanlar” ibaresi de eklenmiştir. Böylece yapı tanımına binalar, köprüler, tünel, rıhtım, yol, telgraf, telefon, kanalizasyon, elektrik, havagazı ve doğalgaz tesisleri gibi yer altı ve yer üstü tesisleri de ilave edilmiş ve denetim sahası genişletilmiştir.
  • Yapının İmar Kanunu m.32’de belirtilen usulsüzlüklere ya da eksikliklere sahip olması gerekmektedir.
  • Eksikliklerin giderilmesi adına idarenin verdiği ve en fazla bir ay olarak biçilmiş sürenin dolması gerekmektedir.
  • Yıkım kararını vermeye yetkili belediye encümeni ya da il idare kurulunun usulüne uygun sayıda ve koşulda toplanarak bu kararı almış olması gerekmektedir.
  • Yapının ruhsata aykırılıklar içeren bölümüne ilişkin tüm açıklamalar ayrıntılı olarak kararda yazılmalıdır. Bunların yanı sıra tutanakta binanın mevcut durumu, ayrıntılı olarak yazılırken kroki ve yüzölçümlerinden bahsedilmelidir.

Yıkım kararlarına karşı itiraz yolu ve iptal davası, yukarıda belirtilen özelliklere sahip olmaksızın alınan yıkım kararlarına karşı izlenebilecek yoldur. Bu yönde iptal davası açmaya yetkili olanlardan biri de yapıda kiracı olarak bulunan şahıstır.

yikim kararina itiraz dilekcesi
yikim kararina itiraz dilekcesi

Yapı Tatil Zaptı ve Yıkım Kararına İtiraz Dilekçesi Örneği

Yapı tatil zaptı ve yıkım kararına itiraz dilekçesi örneği Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bizlere e-mail yoluyla ya da telefon aracılığıyla danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için ulaşmanız durumunda tarafınıza iletilebilmektedir. İdare mahkemelerine vereceğiniz iptal davası dilekçelerinizde bu örnekten faydalanabilirsiniz. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak tatil zaptı ve yıkım kararına itiraz süreçlerinizde hukuki destek ve danışmanlık vermekteyiz. Kaçırıldığı takdirde hak kaybına yol açan 60 günlük süre esasına dikkat etmeniz büyük önem arz etmektedir.


ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİNE

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

KONU: Mamak Belediyesi Encümenin …/…/… tarih, …/… Sayılı Para Cezası ve Yıkım Kararına Karşı İtirazlarımızın Sunulması ve Söz Konusu Kararın İptali İstemi.

AÇIKLAMALAR

  1. Müvekkilim, … İli, … İlçesi, … Belediyesi sınırları içinde tapunun … Ada, … Parselde ve … adresinde yer alan işyerinin malikidir. Müvekkilim, ecza deposu olarak kullanmak üzere söz konusu işyerini …/…/… tarihinde satın almıştır.
  2. Halen ecza deposu olarak kullanılmakta olan söz konusu işyerinin Ankara Hastanesi karşısındaki dört yol üzerinde yer almasından dolayı işyerinin yan tarafında bulunan ve binaya bitişik bulunan bölümün projeye aykırı olduğu bu nedenle de yaya yolunu daralttığı gerekçesiyle yıkımına ve ayrıca müvekkilim adına para cezasına hükmedilmiş bulunmaktadır. Seyhan Belediye encümeni tarafından alınan yıkım ve ceza kararı haksız ve hukuka aykırı bir karar olduğundan iptali ile kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

HUKUKİ NEDENLER: 3194 S. K. m. 42 ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER: Seyhan Belediyesi encümen kararı, tapu kayıtları, tanık beyanları ve diğer deliller.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, hukuka aykırı ve taraflı olarak Mamak Belediyesi Encümenin …/…/… tarih, …/… sayılı para cezası ve yıkım kararının iptal edilerek kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini Yüce Mahkemenizden saygıyla talep ederim.

                                     Davacı Vekili


İnşaat Durdurma ve Yıkım Kararı Danıştay Emsal Kararları

Danıştay 6. Dairesi, 12.05.2004, E:2004/492, K:2004/2973

  • İnşaat Durdurma ve Yıkım Kararı
  • İmar Kanunu

Belediye encümeni kararıyla tesis edilen yıkım işlemine karşı, 2577 sayılı Yasanın 11. maddesinde öngörülen usule göre dava açılabileceği.

Dosyanın incelenmesinden, olayda, dava konusu belediye encümeni kararının davacının adresine, 7.2.2003 gününde tebliğ edildiği, davacı tarafından 21.2.2003 gününde davalı idareye başvurularak encümen kararının iptalinin istenildiği, davalı idarece 9.4.2003 gününde itirazın reddedilmesi üzerine de 22.5.2003 gününde dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davanın 2577 sayılı Kanunun 11. maddesinde öngörülen usule uygun olarak süresinde açıldığı anlaşıldığından idare mahkemesince, işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir.


Danıştay 6. Dairesi, 17.11.1998, E:1997/4788, K:1998/5520

  • İnşaat Durdurma ve Yıkım Kararı
  • İmar Kanunu

Bir idari işlemin iptal davasına konu olabilmesi için kesin ve yürütülmesi zorunlu olması gerekmektedir. Kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem hukuk düzeninde bir sonuç doğuran başka bir makamın onayına ihtiyaç göstermeyen ve ilgilinin hukukunda değişiklikler meydana getiren işlemdir.

Dosyanın incelenmesinden, ruhsata bağlanması olanağı bulunmayan irtifa fazlası 4. normal katın 3194 sayılı Yasanın 32. maddesi uyarınca yıktırılmasına ilişkin belediye encümenince 16.7.1996 günlü, 2704 sayılı kararın alındığı, ancak belediyenin teknik olanaksızlıkları nedeniyle yıkım işinin uzman bir şirket aracılığıyla gerçekleştirilmesi yolunda dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Bir idari işlemin iptal davasına konu olabilmesi için kesin ve yürütülmesi zorunlu olması gerekmektedir. Kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem hukuk düzeninde bir sonuç doğuran başka bir makamın onayına ihtiyaç göstermeyen ve ilgilinin hukukunda değişiklikler meydana getiren işlemdir.

Bu bağlamda, dava konusu işlemin tek başına ve doğrudan hukuk düzeninde sonuç doğurabilecek nitelikte dava konusu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, işlemin dava konusu edilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolundaki kararda isabet görülmemiştir.


Danıştay 14. Daire 2012/4585 E. 2014/2762 K.

  • İnşaat Durdurma ve Yıkım Kararı
  • İmar Kanunu

Dosyanın incelenmesinden; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselde bulunan yapıda ruhsat ve eklerine aykırı olarak terasın (5,50×9,50 mt.) kısmının kapatıldığı hususunun 15.3.2010 günlü yapı tatil zaptıyla tespit edilmesi üzerine para cezası verilmesine ilişkin dava konusu encümen kararının alındığı, 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca 145,25 metrekare alan üzerinden 3. sınıf, B grubu yapılar için öngörülen birim ceza miktarı esas alınarak hesaplanan para cezasının (c) bendinin 1, 5,, 8. ve 12. alt bentleri uyarınca artırılarak toplam ceza miktarının belirlendiği, İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; yapı tatil zaptında ruhsata aykırı alanın 52,25 metrekare olduğu belirtilmesine rağmen, para cezasının nasıl belirlendiği belli olmayan 145,25 metrekare alan üzerinden hesaplandığı, yapının sınıfının Bayındırlık Bakanlığı tebliğine göre III. sınıf B grubu içerisinde sayılan “Ticari Bürolar” tarifine uygun olduğu belirtilerek, temel para cezasının 52,25 metrekare alan üzerinden III. sınıf B grubu yapılar için öngörülen birim ceza miktarı esas alınarak hesaplanması gerektiği, bu ceza miktarının (c) bendinin 1., 4., 5., 10., 12. ve 13. alt bentleri uyarınca arttırılması suretiyle toplam para cezası miktarının 4.172,96 TL olarak hesaplanabileceği, yapının ruhsat ve projesinin bulunması nedeniyle (c) bendinin 8. alt bendi uyarınca artırım uygulanmasının ise uygun olmadığı yönünde görüş belirtildiği, İdare Mahkemesince karara esas alınabilecek nitelikte olduğu kabul edilen bilirkişi raporunda belirlenen para cezası miktarı yönünden davanın reddine, bu miktarı aşan kısım yönünden ise para cezasının iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Buna göre; İdare Mahkemesince dava konusu para cezasının hukuka uygunluğunun incelenmesi ve bilirkişi raporunda para cezasının yapı tatil zaptında belirtilen alan dışında nasıl belirlendiği belli olmayan bir alan üzerinden hesaplandığı yönünde yapılan tespitin temel cezayı etkileyen nitelikte olduğu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, bu tespit yapıldıktan sonra idarenin yerine geçilerek, temel para cezasının yapı tatil zaptında belirtilen alan üzerinden hesaplanması, bu ceza miktarının idarece uygulanan artırım sebeplerinden (c) bendinin 8. alt bendi dışındaki diğer artırım sebepleri ile birlikte idare tarafından uygulanmayan 4., 10. ve 13. alt bentleri uyarınca da artırılması suretiyle bilirkişi raporunda yeniden belirlenen ceza miktarı esas alınarak dava konusu işlemin kısmen iptaline, kısmen davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesi’nin… günlü, E: K: sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27/02/2014 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.


Danıştay 14. Daire 2012/5631 E. 2014/1596 K. 

  • İnşaat Durdurma ve Yıkım Kararı
  • İmar Kanunu

Uyuşmazlık konusu olayda; Ulaştırma Bakanlığı Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü tarafından 30.09.2010 tarihinde yapılan ihale ile …-…-… Yolu Km:16+200-50+120,60İ-47+041,96G ve 77+500-82+500 arası yapım işinin davacı şirketin uhdesinde kaldığı, davacı şirket ile Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü arasında 20.01.2011 tarihinde anılan yapım işine ilişkin sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşmenin “Şantiyenin Kuruluşu ve Kontrollük Binası” başlıklı 44. maddesinde; yer teslimini takiben, işin iyi bir şekilde yürümesi için gerekli görülen şantiye, bina ve tesislerin, her türlü su, elektrik ve sıhhi tesisatların yapımı ve temininin lazım olduğu, bu bina ve tesislerin personelin sağlık, emniyet ve teknik şartlara uygun olarak barınmasına, çalışmasına ve malzemenin muhafazasına elverişli olacağı, her türlü iç ve dış tesislere yangın, sel, vs. tehlikelere karşı emniyete alınmış olacağı hususlarının belirtildiği, Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü’nün 18.03.2011 günlü, 10771 sayılı yazısı ile sözleşmenin 44. maddesine göre kurulacak olan şantiye ve kontrollük binası için mülkiyeti davacı şirkete ait… parsel sayılı taşınmazın uygun olduğunun davacı şirkete bildirildiği, davacı şirket tarafından 18.03.2011 günlü dilekçe ile; söz konusu yapılarla ilgili davalı… Belediye Başkanlığı’na bildirimde bulunulduğu görülmektedir.

Bu durumda; Ulaştırma Bakanlığı Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü tarafından 30.09.2010 tarihinde yapılan ihale sonucu davacı şirketin uhdesinde kalan ulaştırma hizmeti ile ilgili yapım işi nedeniyle, söz konusu idarenin uygun gördüğü yere yapıldığı anlaşılan işleme konu yapıların, yukarıda alıntısına yer verilen Yönetmelik hükümleri uyarınca yapı ruhsatına tabi olmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesi’nin… günlü, E: K: sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 05/02/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

X
kadim hukuk ve danışmanlık