İdari Yargılama Usulü Kanunu 55. Madde
Yargılamanın Yenilenmesi Usulü
- İsteğin ilişkin olduğu konu, diğer bir daire veya mahkemenin görevine girmiş ise karar bu daire veya mahkemece verilir.
- Karşı tarafın savunması alındıktan sonra istekler incelenir ve kanunda yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilir.
- (Değişik: 10/6/1994-4001/25 md.) Yargılamanın yenilenmesi istemleri, kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilir.
- Yargılamanın yenilenmesi istemlerinde duruşma yapılması, görevli daire veya mahkemenin kararına bağlıdır.
- Bu madde ile 53. madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yargılamanın yenilenmesinde bu Kanunun diğer hükümleri uygulanır.
İdari Yargılama Usulü Kanunu 55. Madde Açıklaması
İdari Yargılama Usulü Kanununun 55. Maddesi “Yargılanmanın Yenilenmesi Usulü” başlığı altında düzenlenmiştir. Madde, yargılamanın yenilenmesinin usulüne dair, yargılamanın hangi dairenin veya mahkemenin görev alanına girmiş ise o kararı bu daire veya mahkemenin vereceğini, kanunda yazılı olması koşuluyla davaya yeniden bakılarak karar verilebileceğini, istemlerin kanunda yazılı sebeplere dayanması gerektiğini belirtmiştir.
Ayrıca Kanun maddesinin 3. fıkrasında duruşma yapılmasının görevli daire veya mahkemenin kararına bağlı olduğunu düzenlendiğini ve bu madde bile aynı Kanunun 53. Maddesindeki hükümler saklı tutularak Kanunun diğer maddelerinin yargılamanın yenilenmesinde uygulanacağını görmekteyiz.
- İlgili Makale:
- 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Tam Metin:
İdari Yargılama Usulü Kanunu 55. Madde Yargılamanın Yenilenmesi Usulü Emsal Kararlar
Danıştay 2. Dairesi E:2016/5116, K:2018/480
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 55. Madde
- Yargılamanın Yenilenmesi Usulü
İdari Yargılama Usulü Kanununun 6545 sayılı Kanun ile değişik “Yargılamanın yenilenmesi usulü” başlıklı 55. maddesinde, isteğin ilişkin olduğu konu, diğer bir daire veya mahkemenin görevine girmiş ise kararın bu daire veya mahkemece verileceği, karşı tarafın savunması alındıktan sonra isteklerin inceleneceği ve kanunda yazılı sebeplerin varlığı durumunda davaya yeniden bakılarak karar verileceği, yargılamanın yenilenmesi istemlerinin, kanunda yazılı sebeplere dayanmaması durumunda ise istemin reddine karar verileceği ve yargılamanın yenilenmesi istemlerinde duruşma yapılmasının, görevli daire veya mahkemenin kararına bağlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun’un 1. maddesinde Kanunun amacının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılmış bazı başvuruların tazminat ödenmek suretiyle çözümüne dair esas ve usullerin belirlenmesi olduğu; 4. maddesinde, bu Kanun kapsamında yapılacak müracaatlar hakkında karar vermek üzere Bakanlığın merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında çalışan hâkim ve savcılar arasından Adalet Bakanı tarafından atanacak dört kişi ile Maliye Bakanı tarafından Maliye Bakanlığı personeli arasından atanacak bir kişiden oluşan toplam beş kişilik bir Komisyon kurulacağı; 7. maddesinde ise, Komisyonun, müracaat hakkında dokuz ay içinde karar vermek zorunda olduğu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin emsal kararlarını da gözetmek suretiyle müracaat konusunda gerekçeli olarak karar vereceği, Komisyon kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Komisyon aracılığıyla … Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebileceği, Mahkeme tarafından Komisyon kararı yerinde görülmezse işin esası hakkında karar verileceği ve itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, mülga Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nda … olarak görev yapmakta iken bu görevinden alınarak Bakanlık …. görevine 13/03/2003 günlü, 2003/3988 sayılı müşterek kararname ile atandığı, söz konusu müşterek kararnamenin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların iadesi istemiyle açtığı davada, Danıştay Beşinci Dairesi’nin 13/06/2005 günlü, E:2003/1158, K:2005/2966 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, karara karşı temyiz yoluna başvurulduğu ancak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 05/04/2007 günlü, E:2005/2942, K:2007/543 sayılı kararı ile Daire Kararının onandığı ve karar düzeltme talebinin de yerinde görülmemesi üzerine kararın 20/03/2008 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine davacı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesine dayanarak adil yargılanma haklarının ihlal edildiğinden bahisle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne 15/10/2008 tarihinde başvuruda bulunduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce başvurunun, yargılama sürecinin uzun sürmesiyle ilgili şikayetler hususunda başvuranların 6384 sayılı Kanunla kurulan Tazminat Komisyonu’na başvurmaları gerektiğinden kabul edilemez olduğuna karar verdiği, bu karar üzerine davacının, 13/05/2014 tarihinde Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı’na müracaat ettiği ve adı geçen Komisyonca idari yargılamanın süresinin makul olmadığı gerekçesiyle “makul sürede yargılanma hakkı”nın ihlal edildiğine 04/03/2015 tarihinde karar verildiği, bu kapsamda takdiren … tazminat olarak davacıya ödenmesine hükmedildiği, söz konusu Komisyonca verilen bu kararın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yönlendirmesi üzerine alındığı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı niteliği taşıdığı gerekçesiyle Danıştay Beşinci Dairesi’nin 13/06/2005 günlü, E:2003/1158, K:2005/2966 sayılı kararı ile ilgili olarak 2577 sayılı İdari yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesindeki şartların gerçekleştiği ileri sürülerek yargılamanın yenilenmesinin istenildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesinde yargılamanın yenilenmesi sebepleri sayma yoluyla belirlenmiştir. Öğreti ve yargı içtihatlarında, tahdidi olarak sayılan bu sebepler dışında herhangi bir nedenle yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulamayacağı gibi, kıyas yoluyla da bu sebeplerin genişletilemeyeceği konusunda fikir birliği bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle; yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine, aşağıda dökümü yapılan … yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen … vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine; artan posta ücretinin davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 06.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay 14. Dairesi E:2018/3964, K:2019/342
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 55. Madde
- Yargılamanın Yenilenmesi Usulü
İstanbul İli, Kartal İlçesi, …. Mahallesi, 139 pafta, 1099 ada, 1 parsel sayılı Hazineye ait taşınmazdaki gecekondu nedeniyle düzenlenen tapu tahsis belgesinin iptaline 09.12.2005 günlü, 14378 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; taşınmazın 15.12.1981 günlü, 1/1000 ölçekli …. İmar Planında kısmen okul, kısmen yol, kısmen de kamuya ayrılan alanda kaldığı, başvuru tarihi itibariyle yürürlükte olan imar planında başka amaçlar için ayrıldığından, 2981 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davacının hak sahibi olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, bu kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 11.05.2009 günlü, E:2007/5001, K:2009/5467 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, davacı tarafından; Kartal Belediye Başkanlığı tarafından Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan davada sunulan 03.03.2011 günlü yazıda ise, tapu tahsis belgesine konu taşınmazın bulunduğu alanın 15.12.1981 günlü, 1/1000 ölçekli imar planında, ortaokul, konut ve yol alanında kaldığının belirtildiği, hükme esas alınan belgenin hatalı olduğunun ortaya çıktığı, bu nedenle yargılamanın yenilenmesi isteminin kabul edilerek, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Yargılamanın Yenilenmesi” başlıklı 53. maddesinin 1. fıkrasında; “Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.” kuralı yer almış, a) bendinde; zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması, yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında sayılmış, 2. fıkrasında; yargılamanın yenilenmesi isteklerinin esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanacağı, 3. fıkrasında; yargılamanın yenilenmesi süresinin, (1) numaralı fıkranın (h) bendinde yazılı sebep için on yıl, (1) numaralı fıkranın (ı) bendinde yazılı sebep için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl ve diğer sebepler için altmış gün olduğu, bu sürelerin, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanacağı, “Yargılamanın yenilenmesi usulü” başlıklı 55. maddesinin 5. fıkrasında ise “Bu madde ile 53. madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yargılamanın yenilenmesinde bu Kanunun diğer hükümleri uygulanır” kurala bağlanmıştır.
Yargılamanın yenilenmesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesinin 1. fıkrasında sayılan nedenlerin varlığı halinde başvurulabilecek olağanüstü bir kanun yolu olup, anılan kanunda sayılan kanun yollarına davanın taraflarınca başvurulabileceği açıktır.
Bu itibarla, İstanbul İli, Kartal İlçesi, …. Mahallesi, 139 pafta, 1099 ada, 1 parsel sayılı Hazineye ait taşınmazdaki gecekondu nedeniyle düzenlenen tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin 09.12.2005 günlü, 14378 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ve Danıştay Altıncı Dairesince onanarak kesinleşen İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 29.03.2007 günlü, E:2006/380, K:2007/1106 sayılı dosyanın tarafı olmayan davacıların yargılamanın yenilenmesi isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Danıştay 2. Dairesi E:2020/251, K:2020/2721
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 55. Madde
- Yargılamanın Yenilenmesi Usulü
Bir yargı kararı, yasalarda belirlenen usullere uygun olarak verildikten, itiraz ya da yasa yollarından geçerek veya bunlara ilişkin başvuru süreleri sona ererek kesinleştikten sonra değişmez bir nitelik kazanır. Yargı kararlarının bu değişmezlik kuvvet ve niteliğine “kesin hüküm” denilmektedir [TELLİ S. Tekin, “İdari Yargıda Kesin Hüküm”, İdare Hukuku ve İdari Yargı ile İlgili İncelemeler I, Ankara 1976, s. 103]. Yargı yerlerinin bu şekilde verdiği kararlar kesin hüküm halini alınca, hukuksal gerçek olarak kabul edilir. Kararı veren mahkeme de dahil olmak üzere hiçbir merci kural olarak (yargılamanın yenilenmesi hariç) bu karara dokunamaz. Bu durum hukuki barışın ve yargıya güvenin amaçlanmasının bir sonucudur. Kesin hükümler, yargılamanın iadesi yoluyla ortadan kaldırılmadıkça tarafları bakımından varlığını ve hukuki sonuçlarını muhafaza eder. Bu yön kamu düzenine taalluk edip re’sen dikkate alınması gereken bir husustur.
Ancak bu kuralın mutlak olarak uygulanması adaletin gerçekleşmesine ters düşebilir. Kararın gerçeğe aykırı olduğu, kesin hükümden sonra yeniden bir muhakemenin yapılmasını haklı gösterecek önemde bir hatanın yapılmış olduğu sonradan anlaşılabilir. Bu durumda ortada bir kesin hüküm vardır denilerek, karara dokunulmaması, başka bir haksızlık teşkil edecektir. Yargılama faaliyeti sonucunda verilen hükümde hata yapılmışsa, hüküm gerçeğe aykırılık teşkil ediyorsa, kesin hüküm, bu gerçeğe tercih edilerek başka bir adaletsizliğe mahal vermek kabul edilemez. İşte bu gibi durumlarda, kanunda sayılmış sebeplere dayanılarak, kesin hükmün ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesini sağlamak üzere, yargılamanın yenilenmesi denilen kanun yolu hukuk sistemlerinde kabul edilmiştir [GÖZÜBÜYÜK A. Şeref/TAN Turgut, İdare Hukuku C. II, İdari Yargılama Hukuku, Ankara 1999, s. 1082].
Yargılamanın yenilenmesi kanun yolu, kesinleşmiş bir karara karşı öngörülmüş olduğu için, gerek literatürde gerekse Danıştayın istikrar kazanan içtihatlarında olağanüstü bir kanun yolu olarak nitelendirilmektedir [aynı yönde bknz. GÖZÜBÜYÜK/TAN, age., s. 1023; KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü El Kitabı, İstanbul 1995, s. 762. ].
Yukarıda yer verilen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesinde, yargılamanın yenilenmesi sebepleri sayma yoluyla belirlenmiştir. Öğreti ve yargı içtihatlarında, tahdidi olarak sayılan bu sebepler dışında herhangi bir nedenle yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulamayacağı gibi, kıyas yoluyla da bu sebeplerin genişletilemeyeceği konusunda fikir birliği bulunmaktadır.
Buna göre, yargılamanın yenilenmesi istemiyle başvuru yapıldığında kanunda yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilecek, yargılamanın yenilenmesi istemleri, kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilecektir. Bununla birlikte yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilmedikçe, daha önce verilmiş ve kesin hüküm niteliğini kazanmış olan karar varlığını sürdürecek, değişmezlik kuvvet ve niteliğini devam ettirecektir.
Bir hüküm kesinleşmedikçe ona karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyeceği gibi, kural olarak, sadece esasa ilişkin nihai kararlara karşı, hüküm aleyhine olan tarafça bu yola başvurulabilir.
Nitekim, 2577 sayılı Kanun’un 53/2. maddesinde, “Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır.” hükmü ile, yargılamanın yenilenmesi yoluna başvuru yapılabilecek kararlar açısından bir sınırlandırmaya gidildiği, bir başka ifadeyle, yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulabilmesi için, ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen ve davanın tarafları arasındaki maddi uyuşmazlığı çözümleyen nitelikte bir karar olması gerektiği vurgulanmıştır. (Danıştay Beşinci Dairesinin 19/12/1995 günlü, E:1995/4339, K:1995/4159; Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 11/06/1999 günlü, E:1998/385, K:1999/339; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/02/2015 günlü, E:2013/4669, K:2015/406 sayılı karar gerekçeleri de bu yöndedir.) Kaldı ki, 2577 sayılı Yasa’nın 53. maddesindeki 05/04/1990 günlü, 3622 sayılı Kanun değişikliğinin tasarı gerekçesi, “Kanunun 53 üncü maddesine göre, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı yargılamanın yenilenmesi istenememektedir. Yerine göre işin esası hakkında karar veren bölge idare mahkemesi kararlarına karşı da yargılamanın yenilenmesinin istenebilmesi uygun olacağından 53 üncü maddede bunu sağlayacak değişiklik yapılmaktadır.” şeklinde olup, bu değişiklikten de anlaşıldığı üzere, ancak işin esası hakkında verilen ve maddi uyuşmazlığı çözümleyen kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilmektedir.
Dava konusu olayda; Genel Sekreter olarak görev yapan davacının, iş akdinin feshedilerek görevine son verilmesine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açtığı davada, dava konusunun, özel hukuka ilişkin olduğu ve İş Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle Denizli İdare Mahkemesince verilen ve temyiz edilmeden kesinleşen “Görev Ret” kararının, yargılamanın yenilenmesi suretiyle kaldırılarak işlemlerin iptaline hükmedilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; yargılamanın yenilenmesi, dava konusu uyuşmazlık hakkında verilmiş bir kararın, aynı mahkemede, tekrar ele alınarak incelenmesine olanak veren, mahkeme kararlarının dayandığı maddi nedenlerin sakatlığının söz konusu edildiği olağanüstü bir kanun yolu olduğundan ve davanın tarafları arasındaki maddi uyuşmazlığı çözümleyen esasa ilişkin kararlara karşı başvurulabildiğinden; İdare Mahkemesince verilen -usuli nitelikteki- “Görev Ret” kararına karşı yapılan yargılamanın yenilenmesi isteminin incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu hukuki durum karşısında, belirtilen husus göz ardı edilmek suretiyle, yargılamanın yenilenmesi istemine yönelik başvurunun incelenmeksizin reddedilmesi gerekirken, işin esasına girilerek istinaf başvurusunun reddi yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Danıştay 2. Dairesi E:2021/10310, K:2021/1163
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 55. Madde
- Yargılamanın Yenilenmesi Usulü
Dava Konusu İstem: Dava;, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 8/6. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla tecziyesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun kararının iptali istemiyle açılan davada, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen İdare Mahkemesinin kararına karşı davacı tarafından yargılamanın yenilenmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İdare Mahkemesince verilen kararla; davacının, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına dayanak teşkil ettiği ileri sürülen ”hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma” suçu isnadıyla yargılandığı ceza davasında beraat ettiğinden bahisle yargılamanın yenilenmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, ceza mahkemesinin anılan beraat kararı, Mahkemelerinin … tarihli E:… ve K:… sayılı ilamıyla davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilerek kesinleşen kararı hakkında yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanunu’nun 53. maddesinde belirtilen sebep ve koşulları bulunmayan yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince temyize konu kararıyla; İdare Mahkemesinin … kararıyla davanın süre aşımı nedeniyle reddine hükmedildiği, akabinde ise davacı tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine anılan Mahkemenin sayılı kararıyla, posta ücreti ve yargılama harçlarına dair noksanlıkların tamamlanmadığı gerekçesiyle kararın temyiz edilmemiş sayılmasına hükmedildiği ve akabinde de 12/06/2015 tarihi itibarıyla kararın kesinleştiğine yönelik 06/01/2016 tarihli kesinleşme şerhinin düzenlendiği, Mahkemenin işin esasına girmeden yargılama usulüne yönelik olarak verdiği ve kesinleşmiş olan süre ret kararına karşı işin esasına dair olan söz konusu iddialarla yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulması karşısında, bu talebin karşılanmasına 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesi veya başkaca bir mevzuat kapsamında imkan bulunmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin kısmına yönelik olarak davacı istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddine, “1,362,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye verilmesine” ilişkin hüküm fıkrası yönünden ise; istinaf başvurusunun kabulü ile kararın davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına ve idare lehine vekalet ücreti hükmedilmemesine karar verilmiştir
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.