İdari Yargılama Usulü Kanunu 24. Madde (İYUK)

idari yargilama usulu kanunu 24 madde

İdari Yargılama Usulü Kanunu 24. Madde

Kararlarda Bulunacak Hususlar

Kararlarda:

a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları yahut unvanları ve adresleri,

b) Davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti istem sonucu ile davalının savunmasının özeti,

c) Danıştay’da görülen davalarda tetkik hakimi ve savcının ad ve soyadları ile düşünceleri,

d) Duruşmalı davalarda duruşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hazır bulunan taraflar ve vekil veya temsilcilerinin ad ve soyadları,

e) Kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hüküm: tazminat davalarında hükmedilen tazminatın miktarı,

f) Yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiği,

g) Kararın tarihi ve oybirliği ile mi, oyçokluğu ile mi verildiği,

h) Kararı veren mahkeme başkan ve üyelerinin veya hakiminin ad ve soyadları ve imzaları ve varsa karşı oyları,

ı) Kararı veren dairenin veya mahkemenin adı ve dosyanın esas ve karar numarası, belirtilir. (Ek cümle:8.7.2021-7331/4 md.) Kararlar, verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yazılır ve imzalanır.

İdari Yargılama Usulü Kanunu 24. Madde Açıklaması

İdari davaya ilişkin verilen nihai kararda İYUK’un 24. maddesinde sıralanan hususlara yer verilmesi gereklidir. Kararda yapılan esaslı hatalar kararın kanun yolunda kaldırılmasını veya bozulmasını gerektirir. Örneğin görüşme tutanağında yer alan azlık oyunun kararda yazılmaması; görüşme tutanağın davanın kabulü yönünde olmasına rağmen kararın kısmen kabul kısmen ret şeklinde hükmolunması; kararın gerekçesiz verilmesi, karar gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki olması gibi sebepler kararın hukukiliğini etkileyen ciddi meselelerdir.

Uygulamada idari yargı kararları için ileri sürülen eleştirilerden biri de kararların gerekçesiz veya yeterli gerekçe sunulmadan oluşturulduğudur. Birçok karara bakıldığında, dava konusu olayın ve mevzuatın kararlarda oldukça uzun tutulduğu ve gerekçe kısmının yeterli şekilde oluşturulmadığı görülmektedir. İdari yargı mercilerinin Anayasa’da yer alan kararların gerekçeli olması ilkesini göz önünde bulundurarak gerekçe kısmını daha geniş bir şekilde ortaya koymasında yarar bulunmaktadır.

Danıştay, gerekçenin mahkeme kararlarının hüküm fıkrası ile birlikte esas unsurlarından biri olduğunu belirterek; gerekçeyi yargı mercilerinin yargısal kararlarının doğru, haklı, yasal, makul ve denetlenmesine olanak verecek şekil de temellendirilmesi olarak tanımlamıştır.

  • İlgili Makale: 
  • 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Tam Metin: 

idari yargilama usulu kanunu 24 madde iyuk
idari yargilama usulu kanunu 24 madde iyuk

İdari Yargılama Usulü Kanunu 24. Madde Kararlarda Bulunacak Hususlar Emsal Kararlar

Danıştay 13.Daire E: 2007/ 2822, K: 2008 / 4487

  • İdari Yargılama Usulü Kanunu 24. Madde
  • Kararlarda Bulunacak Hususlar

Dava, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, Bağdat Caddesi’nde bulunan hazine adına kayıtlı 106 pafta, … ada, … parsel sayılı 21.440,50 m2 yüz ölçümlü bağ vasıflı taşınmazın, kat karşılığı inşaat yaptırılması amacıyla ihale edilmesine ilişkin 23.08.2004 tarihli işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün görevlerini belirleyen 13. maddesinin (a) fıkrasında, Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaz malların yönetimine ilişkin hizmetlerin, gerektiğinde diğer kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği yaparak yürütmenin, (b) fıkrasında, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların satışı, kiralanması, trampası ve üzerinde sınırlı ayni hak tesisi işlemlerini yapmanın, (m) fıkrasında ise, kamu mallarına ilişkin politikaları tespit etmenin Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayıldığı, dava dosyasının incelenmesinden, ihaleye konu bağ vasıflı taşınmazın İl Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmak üzere Tarım ve Köy işleri Bakanlığı’na tahsisli iken Maliye Bakanlığı’nın 24.05.2004 tarih ve 347 sayılı Olur’u ile taşınmaz üzerinde yapılacak konut ve ticari bürolardan Hazinece pay alınmak suretiyle kat karşılığı inşaat yapılması amacıyla ihale edilmesi ve bu taşınmaza karşılık Tarım Köy işleri Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne Küçükçekmece Halkalı Mahallesinde bulunan mülkiyeti Hazineye ait… pafta, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde yeni hizmet binası yapılması teklife konu plan ve projesine göre Hazineye ait taşınmazların imar planı tadilatlarının yüklenici tarafından yaptırılmasının uygun görülmesi üzerine taşınmazın pazarlık ihalesinin 23.08.2004 tarihinde yapıldığı ve verilen tekliflerin tercihe layık görülmediğinin anlaşıldığı, öte yandan, ihaleye ilişkin şartnamede, istekliler tarafından tüm teklif projelerinin düzenleneceği, teklife konu olan plan ve projelere göre Hazineye ait taşınmazların imar planı tadilatlarının yüklenici tarafından yaptırılacağı, yaptırılmaması halinde Hazineden herhangi bir tazminat talep edilmeyeceğinin kurala bağlandığı, anılan mevzuat hükümleri ile dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler birlikte incelendiğinde, 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin davalı idareye verdiği yetki uyarınca Hazineye ait taşınmazın kat karşılığı inşaat yapılması amacıyla ihale edilmesine ilişkin işlemde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyizen incelenen Mahkeme kararında, konuyla ilgili mevzuat hükümlerine yer verildikten sonra, dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu tesis edilen işlemde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, ancak yargısal incelemeyle varılan sonucun hukuki dayanakları ortaya konulmamış, karar yukarıda belirtilen anlamda denetlenmesine ve temyiz hakkının kullanılmasına yeterli açıklıkta gerekçelendirilmemiştir.

Belirtilen bu duruma göre, Anayasanın ve 2577 sayılı Yasa’nın açık ve bağlayıcı hükmü karşısında yukarıda değinilen anlamda gerekçe içermeyen mahkeme kararının bozulması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin 31.05.2006 tarih ve E: 2004/2041, K: 2006/1367 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca bozulmasına, dava dosyasının yeniden bir karar verilmek üzere adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine 28.05.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


İdari Yargılama Usulü Kanunu 24. Madde Hakkında Emsal Karar Aramak İçin: https://karararama.danistay.gov.tr/

Yorum Gönderin

X
kadim hukuk ve danışmanlık