Güvenlik soruşturması itiraz müessesi hukukumuzda öngörülmemiştir. Güvenlik soruşturmasına itiraz mümkün değildir. Bu sebeple güvenlik soruşturması red gelenler İdare Mahkemesin yürütme durdurma istemli iptal davası açmaları gereklidir. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, başvuru yapılan kurumdan gelen talep üzerine yetkili makamlar tarafından kişi hakkında hazırlanan, kişinin başvurulan kamu kurumunda çalışmasının sakıncalı olup olmadığına yönelik bir rapordur. Kamu hizmetine girme hakkını kısıtlamaya yönelik bu uygulama bir çok kişiyi mağdur etmektedir.
Güvenlik soruşturması çok tartışmalı bir uygulamadır. Sebebi arzı anayasal kurallarla çelişkili olduğu iddialarından kaynaklanmaktadır. Tartışmalı olmasının bir başka nedeni de, eski düzenlemenin yasal dayanağının bulunmamasıydı. 8.3.1990 tarihli ve 90/245 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile “Güvenlik Soruşturması Yönetmeliği” çıkarılmıştır. Fakat bu yönetmelik, herhangi bir kanuna dayandırılmamış; yönetmelikte “dayanağı kanun” hanesi boştur. 26.10.1994 tarihinde halen yürürlükte olan 4045 sayılı Kanun ve bu kanuna dayanılarak 14.2.2000 tarihinde 2000/284 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği” çıkarılmıştır. Bu yönetmeliğin 16. maddesi ile yasal dayanağı olmayan “Güvenlik Soruşturması Yönetmeliği” tamamen yürürlükten kaldırılmıştır.
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yönetmeliğinde arşiv araştırmasında bakılacak hususların saptanmasından bahsedilmektedir. Fakat güvenlik soruşturması uygulamasında ise hususların saptanmasından ile bu hususların ayrıca değerlendirilmesinden bahsedilmektedir. Yani arşiv araştırmasında idare sadece durumu saptarken, güvenlik soruşturmasında durumu saplamakla birlikte gerekli değerlendirmeyi yapar. Güvenlik soruşturmasında araştırılacak hususların, idarenin takdirine bağlı olarak “sakıncalı” bulunup bulunmayacağını yönetmelik de baştan kabul edilmiş, idareye takdir hakkı tanınmıştır. Saptamanın yeterli olmayacağı, idarenin gerektiğinde takdir hakkını kullanmasını gerekli görülmektedir.
Örneğin ahlaki zafiyet konusunda yapılacak saptama ve değerlendirme hangi hukuksal ölçütlere göre yapılabilir? Kişinin kaldığı otel kayıtları değerlendirmeye esas teşkil edebilir mi? Güvenlik soruşturması ahlaki durum kriterleri nelerdir? Kamu kurumunda çalışmaya engel teşkil eden güvenlik soruşturması uygulamasının, kişileri ahlaki zafiyeti olduğu değerlendirirken daha nesnel ölçütlerden yararlanması gerekmektedir. Zira otel kayıtları verileri analiz edilirken; birlikte konaklama yapılan kişinin cinsiyeti, konaklama yapılan süre ile akrabalık ilişkileri titizlikle değerlendirilmediği sürece bu durum güvenlik soruşturmasının olumsuz olarak neticelenmesine sebep olsa da idare mahkemesi tarafından iptal edilecektir.
Güvenlik soruşturmasının tamamlayıcı parçaları olarak, sabıka kaydı ve istihbari faaliyetleri bulunmaktadır.Sabıka kaydı araştırması; kişi hakkında mahkemeler tarafından verilmiş mahkumiyet kararının bulunup bulunmadığının, soruşturma altında olup olmadığı hususunun araştırılmasıdır. Bu araştırma, adli sicil kayıtlarından yararlanılarak yapılmaktadır. Güvenlik soruşturması uygulaması, sabıka kaydı araştırmasını kapsamaktadır.
İstihbari bilgi ise; kişiler hakkındaki bilgilerin, güvenlik ve istihbarat kuruluşları tarafından resen toplanması ve kayıt altına alınmasıdır. Güvenlik soruşturması, adli sicil kayıtları gibi istihbari bilgilerden de yararlanılmaktadır.
Açılan bir çok davada davalı idare savunmasında istihbari bilgiye dayanarak güvenlik soruşturmasının olumsuz neticelendiğini mahkemeye göndermektedir. Fakat bu bilgilerin kaynağı, dayanağı ve elde ediliş biçimi hakkında bilgi verilmemektedir. Buda elde edilen bilgilerin doğruluğu ve ciddiyetini idare mahkemesi tarafından sorgulanması sonucunu doğurmaktadır.
Güvenlik soruşturması ve istihbari araştırma gizlilik içinde yürütülmektedir ve birbirlerini desteklemektedir. Ayrıldıkları bir nokta ise; istihbari bilgi, güvenlik ve istihbarat kuruluşlarının kendiliklerinden bilgi toplamalarına rağmen güvenlik soruşturmasının yapılabilmesi için ilgili makamlardan gelen bir talep gerekmektedir. Yani kişi hakkında uzun yıllar boyunca kurumlar resen bilgi toplamakta.Fakat güvenlik soruşturması yapılabilmesi için kişinin bir kamu kurumuna başvurması ve hakkında ilgili kamu kurumu tarafından güvenlik soruşturması talebi gereklidir.
İdare Hukukunda davacının avukat ile temsil edilmesi gibi bir zorunluluk düzenlenmemiştir. Aksine kişilerin idare mahkemelerinde kendisini temsil etme hakkı vardır. Bu sebeple idari davalarda avukat tutma zorunluluğundan söz edilemez. Esasında tüm davalar için aynı gerekçe geçerlidir. Türkiye sınırları içerisinde açılacak davalarda avukat ile temsil zorunluluğu yoktur.
Ancak hayatın her alanında olduğu gibi hukuki konularda uzmanlık gerektirir.Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik, Danıştay içtihatları ve mahkeme uygulamaları karşısında hak kaybına uğramamak, hayatınızı, mesleğini etkileyecek bu derece önemli bir konuda uzman bir avukattan hukuki yardım almanız gereklidir. Bu derece hayati öneme sahip güvenlik soruşturması iptal davalarında, gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olmadan hareket etmek telafisi imkânsız zararlara yol açabilir. Avukat ile dava yürütüldüğü takdir de zaman, emek ve maddi kayıplarınızın önüne geçilecektir. Zira avukatlar en kısa sürede, en iyi çözüm için en pratik yolu bilmekte ve uygulamaktadır. Yargılama faaliyetlerinin de ücretsiz olmadığı unutulmamalıdır. Kendiniz davayı açsanız dahi yargılama giderlerini mahkeme veznesine yatırmak zorundasınız.
İdari davalar spesifik davalar olup özel bilgi ve tecrübeyi gerekli kılmaktadır. İdare mahkemelerinde açılacak yürütme durdurma istemli iptal davalarında kişilerin hak kaybına uğramaması için avukat ile çalışmaları önemlidir. Güvenlik soruşturmanız olumsuz neticelenmesi sonucunda 30 yıl icra edeceğiniz meslek elinizden alınmış olacak. Bu sebeple kanunları çok iyi bilen, emsal kararları dosyanıza ekleyebilecek ve mevzuatta lehinize hükümleri mahkemeye aktarabilecek avukattan profesyonel destek almanızı tavsiye ederiz.