Eser sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde; “yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Burada geçen eser meydana getirme deyiminin kapsamına yeni bir eser meydana getirmenin yanında, mevcut bir eserin değiştirilmesi, onarılması, bakımı veya ortadan kaldırılması (yıkımı) da girer ve bunlar TBK m. 470 anlamında bir eser sözleşmesine konu olabilir. Eser sözleşmesinin hangi konuları ve ne tür ilişkileri kapsadığını örneklerle açıklamak ve bazı bölümlendirme yapmak gerekirse;
- Satın almak yerine “ısmarlamak” ve “yaptırmak”
Hazır gelinlik satın almak yerine, beden ölçülerinize, seçtiğiniz modele göre önceden niteliklerini kararlaştırarak gelinlik dikimi için bir terzi ile anlaşma yaparsanız veya mobilya, halı, kilim, yatak, yorgan, masa örtüsü gibi ev gereçlerini hazır satın almak yerine, zevkinize göre özel yapım yeğlerseniz bu eser sözleşmesinin konusu olur.
- Ev ve daire satın almak yerine “inşa ettirmek”
Eğer yapılmış, kullanıma hazır bir binayı, bir apartman dairesini, bir işyerini “satın” alırsanız, bu “taşınmaz satım sözleşmesi” olur. Buna karşılık, bir yükleniciyle anlaşarak arsanıza bir bina veya kat karşılığı inşaat yaptırırsanız, sizin payınıza düşecek daireler satın alınmış olmaz; burada söz konusu olan, özel bir sözleşme türü olarak “inşaat sözleşmesi” veya genel adlandırmayla “eser sözleşmesi”dir. Yasa’daki eser sözleşmesine ilişkin hükümlerin en fazla uygulandığı alan ve en fazla anlaşmazlık konuları inşaat ve özellikle kat karşılığı inşaat sözleşmeleridir.
- Bakım ve onarım işleri
Evinizin, apartmanınızın, işyerinizin boya ve badana işlerini; çatının, elektrik ve su tesisatının, asansörün, bozulan beyaz eşyaların, elektrikli aygıtların, işyerinizdeki makinelerin bakım ve onarımını bu işleri yapan kişi veya firmalara yaptırırsanız; Bozulan veya düzenli bakımı gereken aracınızı bir oto tamircisine bırakırsanız; Bunlar da Borçlar Yasası’ndaki anlamında eser sözleşmeleridir.
- Görüş ve rapor alınması
Bir mimar veya mühendise proje çizdirilmesi; bir ticari veya sınai işe girişme, bir parasal yatırım öncesinde konunun uzmanına uygunluk ve yapılabilirlik (fizibilite) raporu hazırlatılması ve maliyet hesabı yaptırılması; bir uzmandan veya bilim adamından özel bir konu hakkında yazılı görüş alınması da Borçlar Yasası hükümlerine göre eser sözleşmeleridir.
- Bir işin yaptırılması ve düzenletilmesi
Bir işyerinin, bankanın, hastanenin, okulun düzenli temizlik işlerinin bir firma veya kişiler tarafından üstlenilmesi, bir fabrikanın makinelerinin belirli zamanlarda bakım, temizlik ve onarım işlerinin yapılması; işyeri, hastane gibi yerlere yemek hizmeti verilmesi;
Bir konser veya gösterinin, bir düğün veya kutlamanın, bir konferansın düzenlenme işinin üstlenilmesi; İlan ve reklam işleri, bir mağazanın belirli zamanlarda vitrininin düzenlenmesi Borçlar Yasası kapsamında eser sözleşmeleridir.
Eser Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Özelliği
- Eser sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir. Eser sözleşmesinin kurulmasıyla taraflardan yüklenici bir eser meydana getirme, iş sahibi ise bedel ödeme edimini borçlanmış olur.
- Eser sözleşmesi rızai bir sözleşmedir. Eser sözleşmesi tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla kurulur; eserin teslimi ifa süreci ile alakalı bir husustur.
- Eser sözleşmesi sürekli bir borç ilişkisi doğurmaz. Eser sözleşmesinde, yüklenicinin eser meydana getirme ve teslim borçlarının ifası zaman içinde süreklilik arz eden bir ifada yönelik olmayıp, ifa ile sona erer.
Eser Sözleşmesinin Unsurları
Eser sözleşmesi temel olarak 2 unsura dayanır. Bunlar “bir eser meydana getirme” ve “bedel ödeme” borcudur. Eser sözleşmesinde yüklenicinin borçlandığı bir eser meydana getirme ediminin konusu, bir iş görme sonucudur. Hizmet sözleşmesinde işçinin ve vekâlet sözleşmesinde vekilin iş görme borcunun aksine, yüklenicinin eser meydana getirme borcu bir edim fiili değil, bir edim sonucudur. Borçlanılan bu iş görme sonucuna da eser adı verilmektedir.
Bununla birlikte, eser sözleşmesinde iş sahibinin meydana getirilecek eser karşılığı olarak bir bedel ödemeyi taahhüt etmesi, bu sözleşmenin asli yükümlülüklerindendir. Sözleşmede bedel ödeme taahhüdünün bulunması yeterli olup, bunun miktarının önceden belirlenmiş olması şart değildir. Taraflar kararlaştırmamış olsa dahi bedel ödeneceği biliniyorsa veya bilinmesi gerekiyorsa eser sözleşmesinin bulunduğu kabul edilir.
Eser Sözleşmesinin Tarafları
Eser sözleşmesi, bir eserin ortaya çıkarılması ve teslim edilmesi işini üstlenen kişi (müteahhit veya yüklenici) ile bu eseri satın almayı taahhüt eden kişi (iş sahibi veya müşteri) arasında yapılan hukuki bir anlaşmadır. Eser sözleşmesinin tarafları şunlardır:
- Müteahhit (Yüklenici): Müteahhit, eser sözleşmesi kapsamında belirlenen işi gerçekleştirmeyi ve sonuç olarak ortaya çıkan eseri iş sahibine teslim etmeyi üstlenen taraf olarak tanımlanır. Müteahhit, genellikle malzeme ve işçilik sağlayarak, sözleşme kapsamındaki işleri tamamlar.
- İş Sahibi (Müşteri): İş sahibi, eser sözleşmesi ile müteahhitten hizmet satın almayı taahhüt eden ve bu hizmet karşılığında belirlenen bedeli ödemeyi üstlenen kişidir. İş sahibi, eserin tamamlanması ve teslim edilmesi sonrasında, eseri kabul etmek ve kararlaştırılan bedeli ödemekle yükümlü kişidir.
Eser sözleşmesinin tarafları, iş sahibi ve yüklenicidir. Her iki tarafın da gerçek veya tüzel kişi olması mümkündür. Bununla birlikte sözleşme taraflarından biri tüketici sıfatı taşıyorsa, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uygulama alanı bulabilir. Tüketici işlemlerinde, Kanunun özellikle ayıplı hizmete ilişkin hükümleri göz önünde tutulmalıdır.
Eser Sözleşmesinin Şekli
Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmedi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Yüklenici bir eser meydana getirmeyi üstlenirken iş sahibi de ücret ödemeyi vaad eder.
Eser sözleşmesinin geçerliliği kural olarak herhangi bir şekil şartına bağlı değildir. Bu bakımdan sözlü veya yazılı yahut resmî biçimde yapılabilir. Ancak, sözlü olarak yapılan eser sözleşmelerinin, ileride bir uyuşmazlık çıkması ve taraflardan birinin bu sözlü sözleşmeyi veya bazı hükümlerini inkâr etmesi hâlinde, diğer taraf bu sözleşmeyi ispat zorluğu ile karşı karşıya kalabilir. Dolayısıyla, ispat kolaylığı açısından eser sözleşmelerinin yazılı olarak yapılmasında fayda görülmektedir.
Eser Sözleşmesinde Yüklenicinin Borçları
TBK m. 471’e göre; Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir. Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır. Öyleyse, söz konusu kanun hükmü kapsamında eser sözleşmesinde yüklenicinin borçlarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
- İşi sadakat ve özenle yapma borcu: Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
- İşi doğrudan doğruya kendisinin yapması borcu: Kural olarak yüklenici işi kendisi yapmakla mükelleftir. Ancak borcun yüklenici tarafından şahsen ifa edilmesinin, yüklenicinin kişisel niteliklerinin ifa için önemli olmaması sebebiyle gerekli olmadığı vs. gibi durumlarda iş başkası tarafından da yapılabilir.
- Araç, gereç ve malzeme sağlama borcu: Aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça, eserin meydana getirilmesi için gerekli olan araç ve gereçleri, yüklenici sağlamakla mükelleftir.
- İşe zamanında başlama ve devam etme borcu: Yüklenici işe başlamak ve başladığı işe devam etmekle yükümlüdür. Ancak bu sorumluluğunu iş sahibinin kusuru olmaksızın yerine getirmezse, bir başka ifadeyle yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da iş sahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, iş sahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir.
- Yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim etme borcu: Eser sözleşmesinde yüklenicinin eseri meydana getirme borcunu tam olarak ifa etmiş olması için eseri sahibine teslim etmesi gereklidir. Diğer bir deyişle, eser sözleşmesinde yüklenicinin bir eser meydana getirme borcu, teslim borcunun yerine getirilmesi anında tam olarak ifa edilmiş olmaktadır. Yüklenici, eseri yapmakla borcunu ifa etmiş olmayıp, ayrıca meydana getirmiş olduğu eseri iş sahibine teslim etmesi gerekir. İş sahibinin borcun ifasına olan menfaati tamamlanan eserin kendisine teslimiyle gerçekleşir.
- Yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğü: Yüklenici, eseri meydana getirirken, iş sahibinin sağladığı araç ve gerecin veya eserin meydana getirileceği yerin ayıplı olduğunu anlar veya eserin zamanında ya da taahhüt edildiği gibi meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum fark ederse, bunu iş sahibine derhal bildirmekle mükelleftir. Aksi takdirde bu zarardan sorumlu olur.
Eser Sözleşmesinde Yüklenicinin Ayıp Sebebiyle Sorumluluğu
Yüklenicinin, meydana gelen eserdeki ayıplardan sorumlu tutulabilmesi için, eser tamamlanarak iş sahibine teslim edilmiş olmalıdır. Henüz bitmemiş bir eser teslim edilmiş sayılamayacağı için, mevcut haliyle beklenen nitelikleri taşımasa dahi ayıp sebebiyle sorumluluk hükümleri de uygulanmaz. Yüklenicinin eserdeki ayıp sebebiyle sorumluluğuna başvurulabilmesi için, aranan ikinci şart, eserin ayıplı olmasıdır. Eserdeki ayıp, yüklenici tarafından vaad edilen niteliklerin veya eserde bulunması zorunlu vasıfların bulunmaması durumunda ortaya çıkmaktadır. Eserdeki ayıp, maddi ve hukuki ayıp, önemli-önemsiz ayıp veya açık veya gizli ayıp olarak ortaya çıkabilir.
Eserdeki ayıp nedeniyle kanun koyucu iş sahibine birtakım haklar tanımıştır. Ancak eserin ayıplı olması dolayısıyla sahip olunan hakların kullanılabilmesi için gözden geçirme ve bildirim külfetlerinin yerine getirilmiş olması gerekir. Nitekim TBK m.474’te de düzenlendiği üzere; İş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.
Teslim edilmiş eseri gözden geçirme ve bulduğu ayıpları bildirme mükellefiyetlerini yerine getiren iş sahibi TBK m.475’te bir takım seçimlik haklar tanınmıştır. Söz konusu kanun hükmüne göre, eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde iş sahibi;
- Eser iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme,
- Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme,
- Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme seçimlik haklarından birini kullanabilir.
Öte yandan yüklenicinin kusurlu olması durumunda iş sahibine eserdeki ayıpların neden olduğu zararların tazminin talep etme hakkı da tanınmaktadır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki, iş sahibi tam tazminat yoluyla sözleşmeyi feshettiği takdirde sözleşmeden dönme hakkını kullanması mümkün değildir.
Aynı şekilde, Eser, iş sahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa iş sahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz. Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, iş sahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple iş sahibine yüklenebilecek olursa iş sahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz.
Bununla birlikte, eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.
Eser Sözleşmesinde İş Sahibinin Borçları
TBK iş sahibinin borçları başlığı altında yer alan 479-481. Maddelerinde sadece bedel ödeme borcunu düzenlemiş bulunmaktadır. Bedel ödeme borcu, eser sözleşmesinde iş sahibinin bazı yan yükümleri, koruma yükümleri ve yerine getirmesi gereken külfetler bulunmaktadır. Bunların ihlali, iş sahibini alacaklının temerrüdüne düşürebilir, bazı haklardan yoksun bırakabilir veya yükleniciye tazminat ödeme sonuçlarını doğurabilir.
İş sahibinin asli edim yükümünü ve eser sözleşmesinin zorunlu unsurunu teşkil eden bedel ödeme borcu, genellikle taraflarca eser sözleşmesinde tayin edilir. Taraflar arasında bedelin miktarı konusunda bir anlaşma bulunmadığı takdirde, TBK m.481 gereğince, bedel işin değerine ve yüklenicinin yaptığı masraflara göre belirlenir.
TBK m.479’a göre; iş sahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur. Eserin parça parça teslim edilmesi kararlaştırılmış ve bedel parçalara göre belirlenmişse, her parçanın bedeli onun teslimi anında muaccel olur.
Eser Sözleşmesinin Sona Ermesi
Eser sözleşmesi, her sözleşme gibi, kendisinden doğan bütün borçların zamanında ve gereği gibi ifa edilmesi halinde sona erer. Ancak eser sözleşmesinin ifa dışında sona erdiği haller de mevcuttur. Bu haller TBK m. 482 vd. maddelerinde şu şekilde sıralanmıştır:
- Yaklaşık Bedelin (Keşif Bedeli) Aşılması Sebebiyle Sona Erme: Başlangıçta yaklaşık olarak belirlenen bedelin, iş sahibinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa iş sahibi, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönebilir. Eser, iş sahibinin arsası üzerine yapılıyorsa iş sahibi, bedelden uygun bir miktarın indirilmesini isteyebileceği gibi, eser henüz tamamlanmamışsa, yükleniciyi işe devamdan alıkoyarak, tamamlanan kısım için hakkaniyete uygun bir bedel ödemek suretiyle sözleşmeyi feshedebilir.
- Eserin Veya Eseri Oluşturan Malzemenin Yok Olması Sebebiyle Sona Erme: Eser teslimden önce beklenmedik olay sonucu yok olursa iş sahibi, eseri teslim almada temerrüde düşmedikçe yüklenici, yaptığı işin ücretini ve giderlerinin ödenmesini isteyemez. Bu durumda malzemeye gelen hasar, onu sağlayana ait olur. Eserin iş sahibince verilen malzeme veya gösterilen arsanın ayıbı veya iş sahibinin talimatına uygun yapılması yüzünden yok olması durumunda yüklenici, doğabilecek olumsuz sonuçları zamanında bildirmişse, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerinin ödenmesini isteyebilir. İş sahibinin kusuru varsa, yüklenicinin ayrıca zararının giderilmesini de isteme hakkı vardır.
- Tam Tazminat Vermek Suretiyle Sona Erme: İş sahibi, eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin bütün zararlarını gidermek koşuluyla sözleşmeyi sona erdirebilir.
- İş Sahibi Yüzünden İfanın İmkânsızlaşması Nedeniyle Sona Erme: Eserin tamamlanması, iş sahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. İfa imkânsızlığının ortaya çıkmasında iş sahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı vardır.
- Yüklenicinin Ölümü Veya Yeteneğini Kaybetmesi Nedeniyle Sona Erme: Yüklenicinin kişisel özellikleri göz önünde tutularak yapılmış olan sözleşme, onun ölümü veya kusuru olmaksızın eseri tamamlama yeteneğini kaybetmesi durumunda kendiliğinden sona erer. Bu durumda iş sahibi, eserin tamamlanan kısmından yararlanabilecek ise, onu kabul etmek ve karşılığını vermekle yükümlüdür.
Eser Sözleşmesinin İspatı
Eser sözleşmesi kural olarak zorunlu şekil şartına tabi değildir. Bununla birlikte taraflardan birinin sözleşme ilişkisini inkar etmesi halinde diğer taraf, eser sözleşmesi ilişkisinin varlığını kural olarak yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekmektedir. (HMK m.200). Bu noktada karşı tarafın açık muvafakati olması halinde (HMK m.200/2) veya senetle ispata ilişkin parasal sınırın altında kalan ilişkiler bakımından tanıkla ispat mümkün olabilecektir.
Öte yandan, taraflar arasında yazılı sözleşme olmasa dahi sözleşme ilişkisinin kesin delil niteliğindeki ikrar ve yemin ile ispatlanması da mümkündür. Bununla birlikte, sözleşme ilişkisinin ispatı bakımından delil başlangıcı niteliğindeki belgelerin (e-posta, SMS, WhatsApp yazışmaları vb.) de kullanılması mümkündür. Ancak, delil başlangıcının delil niteliğini haiz olabilmesi için tanık deliliyle desteklenmesi gerektiği de unutulmamalıdır (HMK m.202).
Eser Sözleşmesinde Zamanaşımı
Eser sözleşmelerinde, Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Türk Borçlar Kanunu’na göre, eser sözleşmelerinde:
- Ayıplı İfada Zamanaşımı: İş sahibinin, eserin ayıplı olduğunu ileri sürerek müteahhite başvurma hakkının zamanaşımı süresi, genellikle eserin kabulünden itibaren 2 yıldır (TBK Madde 478). Bu süre zarfında iş sahibi, eserdeki ayıpların giderilmesini veya uygun bir indirim talep edebilir.
- Ücret Alacağı Zamanaşımı: Müteahhidin ücret alacağı hakkının zamanaşımı süresi, genellikle eserin tesliminden itibaren 10 yıldır (TBK Madde 146).