Devlet Memurları Kanunu 76. Madde (DMK)
Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi
(Değişik: 30/5/1974 – KHK-12; Aynen kabul: 15/5/1975 – 1897/1 md.) Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.
Memurlar istekleri ile, kurumlarında kazanılmış hak derecelerinin en çok üç derece altında aynı veya başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler. Aşağı dereceye atananların 68. maddede yazılı süre kaydı aranmaksızın eski derecelerine tekrar atanmaları mümkündür.
Kazanılmış hak derecelerinden aşağı derecelere atananların aylık derece ve kademeleri genel hükümlere göre tespit edilmekle beraber, atandıkları bu derecelerde geçirdikleri süreler (kesenek ve karşılık farklarının kendileri tarafından her ay T.C. Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri şartıyla) emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirilir.
- İlgili Makale:
- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) Tam Metin:
Devlet Memurları Kanunu 76. Madde Açıklaması
Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeksizin kazanılmış hak dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya daha üst dereceden kurum içinde aynı veya başka yerdeki diğer kadrolara atayabilir. Yer değiştirme suretiyle veya aynı yerdeki bir başka göreve atanma, idareye tanınmış olan en geniş yetkilerden birisidir. Buna karşın memur güvencesini tümden ortadan kaldıran idari bir işlem olması nedeniyle de en geniş ölçüde kötüye kullanılan bir yetkidir. Bu şekilde bir yetkinin kullanılması üzerine en çok idari dava, memurların kurumlarınca görev ve unvan eşitliği gözetmeksizin görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi nedeniyle açılmaktadır.
Devlet Memurları Kanunu, kurumlara, memurlarının rızalarını almaksızın veya istekleri olup olmadığına bakmaksızın yer ve görevlerini değiştirme yetkisi vermiştir. Sözü edilen kanunun konuya ilişkin 76. maddesinin 657 sayılı Kanundaki ilk metninde, kurumlara, sadece memurlarının görev yerlerini değiştirme yetkisi tanınmış, fakat görevlerinde de değişiklik yapabilme olanağı sağlanmamıştı. Bu durum madde metninde memuriyet unvanı değişmeksizin… kurumlarınca görev yerleri değiştirilen… memurlar, aynı derecenin aynı kademe aylığı ile atanırlar…” sözcükleri ile ifade edilmiştir.
76. madde hükmünde, yapılan değişiklikle bir adım daha ileri gidilerek kurumlara, memurlarının görev yerlerinden başka görevlerini de değiştirebilme yetkisi verildi. Daha sonraları, 5 ve 12 sayılı KHK’lerle yapılan ek ve değişikliklerle madde metnine başka ilaveler de yapıldı. 5 s. KHK ile kurumlara, memurlarımı, istekleri üzerine, kazanılmış hak aylık derecelerinden “en çok üç derece altındaki görevlere atama yetkisi verildi. Son olarak madde metni, 12 s. KHK ile yapılan ve 1897 sayılı Kanunla da benimsenen değişiklikle bugünkü şeklini aldı.
Devlet Memurları Kanunu 76. Madde Memurların Kurumlarınca Görevlerinin Ve Yerlerinin Değiştirilmesi Emsal Kararlar
Danıştay İkinci Dairesi E:2021/14132, K:2021/4910
- Devlet Memurları Kanunu 76. Madde
- Memurların Kurumlarınca Görevlerinin Ve Yerlerinin Değiştirilmesi
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 71/2. maddesinde, kurumların, memurlarını meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından meslekleri ile ilgili sınıfa, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabilecekleri hükme bağlanmış; aynı Yasa’nın “Memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi” başlıklı 76. maddesinde de; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst veya kurum içinde aynı veya başka yerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Anılan maddeler ile davalı idareye, personelini sınıflarının da değiştirilmesi suretiyle atama konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de, takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Atama işlemi, kamu hizmetinin rasyonel ve verimli bir biçimde görülmesi için tesis edilmesi gereken bir tasarruf olduğundan, bunun, hizmetin en iyi şekilde yerine getirilmesi ve kamu görevlisinin en yararlı olabileceği yer ve görevde çalıştırılması maksatlarıyla yapılması, nihayet kamu yararının sağlanması amacına dayalı bulunması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının geçmiş hizmetlerinin, davalı idare bünyesinde görev yaptığı Fen İşleri Daire Başkanlığı görevi ile uyumlu olduğu, kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak daire başkanlığına atandığı, daire başkanı olarak görev yaptığı süre zarfında, söz konusu göreviyle ilgili olarak hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı gibi, disiplin cezası da almadığı ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının görevinden alınmasını gerektirecek somut bir tespitin davalı idarece sunulamaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının daire başkanlığı görevinden alınarak İmar Şube Müdürlüğü emrine mühendis olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin kabulüyle anılan kararın kaldırılması ve davanın reddi yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu E:2021/1027, K:2021/2261
- Devlet Memurları Kanunu 76. Madde
- Memurların Kurumlarınca Görevlerinin Ve Yerlerinin Değiştirilmesi
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi” başlıklı 76. maddesinde; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst veya kurum içinde aynı veya başka yerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen hükümlere göre, memurların atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargı içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının idareye tanınan takdir yetkisi kapsamında vekaleten … ve asaleten … görevlerine atamasının yapıldığı, dava konusu işlemle de Daire Başkanlığı görevinden alınarak … Başkanlığı emrine birinci dereceli uzman olarak atandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 657 sayılı Kanun’un 76. maddesi kapsamında, memurların naklen atanmaları hususunda idareye, kazanılmış hak aylık derecelerine ve 68. maddedeki esaslara uygun olmak şartı ile başkaca bir sınırlama olmaksızın takdir yetkisi tanındığı, somut olayda idarenin mevzuat uyarınca sahip olduğu takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullandığına dair hukuken geçerli herhangi bir bilgi belgenin de bulunmadığı dikkate alındığında; daire başkanı olarak görev yapan davacının, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek …Başkanlığı emrine uzman olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir. Bu itibarla, temyize konu İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Danıştay İkinci Dairesi E:2021/15416, K:2021/2842
- Devlet Memurları Kanunu 76. Madde
- Memurların Kurumlarınca Görevlerinin Ve Yerlerinin Değiştirilmesi
Dava dosyasının incelenmesinden; Denizcilik Müsteşarlığında … olarak görev yapan davacının, 06/02/2007 tarihinde Samsun İl Özel İdaresinde … görevine atandığı, Samsun İl Özel İdaresinin 6360 sayılı Kanun uyarınca tüzel kişiliğinin kaldırılması sonucu kadrosunun Samsun Büyükşehir Belediyesine devredildiği tarihe kadar bu görevini sürdürdüğü, devir sonrasında Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığının 04/04/2014 tarihli işlemiyle … olarak atamasının yapıldığı, anılan işlemin iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı iptal kararı gereğince daire başkanlığı görevine tekrar atandığı, 12/09/2019 tarihli dava konusu işlemle de daire başkanlığından alınarak memur olarak atanması üzerine, anılan işlemin iptali ile mahrum kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini ve maaşından kesilen ek gösterge farkının tarafına iadesi istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi” başlıklı 76. maddesinde; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst veya kurum içinde aynı veya başka yerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesi ile davalı idareye, personelini atama konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de, takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Atama işlemi, kamu hizmetinin rasyonel ve verimli bir biçimde görülmesi için tesis edilmesi gereken bir tasarruf olduğundan, bunun, hizmetin en iyi şekilde yerine getirilmesi ve kamu görevlisinin en yararlı olabileceği yer ve görevde çalıştırılması maksatlarıyla yapılması, nihayet kamu yararının sağlanması amacına dayalı bulunması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının geçmiş hizmetlerinin değerlendirilmesinde, davacının Samsun İl Özel İdaresi bünyesinde yaklaşık 7 yıl … olarak görev yaptığı, 6360 sayılı Kanun’la davalı idare bünyesine devrinden sonra uzman olarak atanmasına ilişkin işlemin mahkeme kararıyla iptal edildiği, anılan iptal kararının süresinde temyiz edilmemesi nedeniyle aynı mahkemece verilen süre aşımı nedeniyle temyiz isteminin reddi kararının Danıştay Beşinci Dairesinin 14/03/2016 günlü, E:2016/80, K:2016/1326 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, anılan mahkeme kararı uyarınca daire başkanlığı görevine yeniden atanan davacının bu süre zarfında, söz konusu görevi ile ilgili olarak hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı gibi, disiplin cezası da almadığı ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, yargı kararı gereği daire başkanlığı görevine iade edilen davacının görevinden alınmasını gerektirecek somut bir tespitin davalı idarece sunulamaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının daire başkanlığı görevinden alınarak kaynak geliştirme ve iştirakler dairesi başkanlığı emrine memur olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddi yolunda verilen … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Danıştay İkinci Dairesi E:2018/2946, K:2021/38
- Devlet Memurları Kanunu 76. Madde
- Memurların Kurumlarınca Görevlerinin Ve Yerlerinin Değiştirilmesi
Davalı idare bünyesinde 2000 yılında teknisyen olarak göreve başlayan davacı, 2004 yılında Trakya Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun olmuş, akabinde, 2005 yılında unvan değişikliği suretiyle mühendis kadrosuna atanmıştır. 2013 yılında … Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü bünyesine müdür olarak atanmasının ardından 12/01/2015 günlü işlemle Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü emrine … olarak atanmış ve 28/12/2016 günlü dava konusu işlemin tesisine kadar yaklaşık iki yıl süreyle daire başkanlığı görevini yürütmüştür.
Davalı idarece, davacı hakkında yürütülen tahkikat sonucunda hazırlanan İnceleme Raporunda yer alan hususlar dikkate alınarak, takdir yetkisi kapsamında dava konusu işlemin tesis edildiği ileri sürülmektedir.
İsimsiz şikayet dilekçesi üzerine başlatılan tahkikat sonucunda düzenlenen 12/08/2016 günlü, 7-2016/9-5 sayılı İnceleme Raporunda; şikayet dilekçesinde yer alan; Daire Başkanının personele mobbing uyguladığı, bir kısım personele hakaretamiz tavırlarda bulunurken diğer bir kısım personele ise ayrıcalıklı muamelede bulunduğu yolundaki iddiaların sübuta ermediği, ancak, Daire Başkanının çalışanlara karşı tutumundan ve “burası huzur evi gibi” şeklindeki beyanlarından duyulan rahatsızlıkların, çalışanların çoğunluğu tarafından dile getirildiği, bu sebeple, Daire Başkanının “Dairesinde huzurlu ve verimli bir çalışmayı tesis etmeye yönelik olarak, görevinde daha dikkatli ve özenli bir tutum izlemesini sağlamak bakımından” yazılı olarak bilgilendirilmesinin teklif edilmesi üzerine, davacı 24/11/2016 günlü işlem ile inceleme raporunda yer alan tavsiye doğrultusunda yazılı olarak bilgilendirilmiş, akabinde 28/12/2016 günlü dava konusu işlemle daire başkanlığından alınarak araştırmacı kadrosuna atanmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi” başlıklı 76. maddesinde; kurumların görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükme bağlanmıştır.
657 sayılı Kanun’un 76. maddesi ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun, dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği hususu yerleşmiş yargı içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli şekilde yürütülmesini sağlamakla yükümlü olan davalı idarenin, bu amacına yönelik olarak görevli memurları yasal takdir yetkisinin hukuksal sınırları içerisinde atayabileceği ve dava konusu işlemin bu çerçevede tesis edildiği; takdir yetkisinin hukuka aykırı olarak kullanıldığına dair geçerli bilgi ve belgenin ortaya konulamaması karşısında, davacının geçmiş hizmetleri ve hakkında düzenlenen inceleme raporlarında yer alan hususlar da göz önüne alındığında, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak tesis edildiği sonucuna varılan dava konusu atama işleminde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Danıştay İkinci Dairesi E:2018/1920, K:2020/3299
- Devlet Memurları Kanunu 76. Madde
- Memurların Kurumlarınca Görevlerinin Ve Yerlerinin Değiştirilmesi
Dosyanın incelenmesinden; davacının, ilk atama kapsamında 14/09/2004 tarihinde (aday) öğretmen kadrosunda göreve başladığı, 09/10/2012 tarihine kadar da öğretmen kadrosunda öğretmen, okul müdür yardımcısı, bölüm şefi, müdür başyardımcısı ve müdür vekilliği görevlerinde bulunduğu, 09/10/2012 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı … Genel Müdürlüğüne Grup Başkanı olarak, 15/03/2014 – 30/10/2014 tarihleri arasında ise anılan Genel Müdürlük emrine Daire Başkan Vekili olarak görevlendirildiği, 23/10/2014 tarihinde asaleten Daire Başkanlığı kadrosuna atamasının yapıldığı, 22/01/2016 tarihli dava konusu işlemle, 657 sayılı Kanun’un 76. maddesi ile 375 sayılı KHK’nin Ek 18. maddesi gereği Araştırmacı (Şahsa Bağlı) kadrosuna atanması üzerine de temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi” başlıklı 76. maddesinde; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst veya kurum içinde aynı veya başka yerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükmü ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargı içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Bu durumda; dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, dava konusu işlemin, davalı idarelere tanınan takdir yetkisi çerçevesinde, davacının geçmiş hizmetleri göz önünde bulundurularak, kamu hizmetinin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla kamu yararı ile hizmet gereklerine uygun olarak tesis edildiği anlaşıldığından, davacının, Daire Başkanlığı görevinden alınarak Araştırmacı (Şahsa Bağlı) kadrosuna atanmasında hukuka aykırılık, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.