Devlet Memurları Kanunu 155. Madde (DMK)
Memurlara Ödenecek Aylık Tutarlar
Bu kanunun 36. maddesinde yer alan sınıflara ait gösterge tablosundaki rakamların, genel bütçe kanununda o yıl için tespit edilen katsayı ile çarpılması sonunda bulunacak miktar, sınıfların derece ve kademelerindeki memurların aylık tutarlarını gösterir.
Devlet Memurları Kanunu 155. Madde Açıklaması
Memur aylıklarının hesaplanma şekli 155. maddede açıklanmıştır. Bu maddeye göre, 36’nci maddede yer alan sınıflara ait olup 43’üncü maddenin (A) ve (B) bentlerinde yer alan gösterge rakamlarına, o yıl için saptanan katsayı ile çarpıl maaşı sonunda bulunacak miktar, sınıfların derece ve kademelerindeki memurların aylık tutarlarını gösterir.
Söz konusu maddede “… sınıflara ait göstergesi tablosundaki rakamlar… ibaresi. sadece 43. maddenin (A) bendinde yer alan aylık gösterge tablosunu değil, aynı zamanda maddenin (B) bendi uyarınca Kanuna ekli cetvellerde yer alan ek gösterge rakamlarını da ifade etmektedir. Bu husus 43. maddenin (B) bendinde şöyle ifade edilmiştir: “Bu kanuna tâbi Kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıkları; hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceler dikkate alınarak bu Kanuna ekli I ve II sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanır. Ek göstergelerin, aylıkların bir unsuru olması nedeniyle 155. maddenin buna uygun şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
- İlgili Makale:
- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) Tam Metin:
Devlet Memurları Kanunu 155. Madde Memurlara Ödenecek Aylık Tutarlar Emsal Kararlar
Danıştay Birinci Dairesi E:1999/55, K:1999/55
- Devlet Memurları Kanunu 155. Madde
- Memurlara Ödenecek Aylık Tutarlar
İstem, kamu iktisadi teşebbüsleri, bazı büyükşehir belediye başkanlıklarına bağlı genel müdürlük şeklinde teşkilatlanmış kuruluşlar ile özel bütçeli diğer kuruluşlarda çalışan personele ödenmekte olan ikramiye miktarının tespitinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun aylık tanımı dışında kalan diğer ödeme unsurlarının da (kıdem aylığı, taban aylığı, tazminatlar, zamlar ve benzerleri ile kurumsal olarak ödenen fazla çalışma ücreti, fon ödemeleri gibi) dikkate alınıp alınmayacağı hususunda düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkindir.
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 25. maddesinin (a) fıkrasında, ekli 1 sayılı cetvelde kadro unvan ve dereceleri gösterilen personelin aylık ve özlük hakları bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi oldukları, anılan Kanunun ek geçici 21. maddesinde öngörülen ikramiyelerden yararlandırılacakları, ikramiyelerle ilgili olarak kuruluşların özel kanunlarındaki hükümlerin saklı olduğu hükmü yer almaktadır. Bu itibarla; sözü edilen kurumların personeli, yılda iki aylığı geçmeyecek şekilde kendilerine ödenen ikramiye dışında, Devlet Memurları Kanunu kapsamındaki personele tanınan aylık, diğer ödemeler ve haklar bakımından aynı statüye tabi tutulmuşlardır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamındaki kamu görevlileriyle, bu Kanunun Ek Geçici 7, 9, 12, 13 ve 14. maddeleri kapsamına giren ve aylık ile diğer ödemeler bakımından bu Kanun hükümlerine tabi olan kurum ve kuruluşların personeline, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesiyle taban ve kıdem aylıkları, 657 sayılı Kanunun mülga 213. maddesinden sonra gelen Ek Maddesiyle iş güçlüğü, iş riski, mali sorumluluk, eleman temininde güçlük zamları, çeşitli tazminatlar, aynı Kanunun ek 26. maddesiyle de belli önemli görevler için makam tazminatı, kurumsal olarak da fazla çalışma ücreti, fon ödemeleri gibi ödemeler yapılmaktadır.
Yukarıda belirtildiği üzere, görüş istemine konu kurumların personelinin aylık, diğer ödemeler ve haklar açısından ek geçici maddeler dolayısıyla tabi olduğu 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda, aylığın tanımı açık bir şekilde yapılmıştır. Bu nedenle günün ekonomik koşulları dikkate alınarak Devlet Memurları Kanunundaki aylık tanımı, diğer ödeme unsurlarını da kısmen ya da tamamen kapsayacak biçimde ancak yeni bir yasal düzenlemeyle değiştirilebilir. Böyle bir düzenleme yapılmadıkça, 657 sayılı Kanunda yer alan aylık tanımının, yukarıda sayılan diğer ödeme unsurlarını da kapsayacak şekilde yorum yoluyla değiştirilmesinin mümkün olamayacağı görüşüne varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; kamu iktisadi kuruluşlarında, bazı büyükşehir belediye başkanlıklarına bağlı genel müdürlük şeklinde teşkilatlandırılmış kuruluşlar ile özel bütçeli diğer kuruluşlarda çalışan personele ödenen ve yılda iki maaşı geçmeyen ikramiye uygulamasına ilişkin tutarın hesaplanmasında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda tanımı yapılan aylık tutarın dışında kalan diğer ödeme unsurlarının dikkate alınmasına hukuken olanak görülmediği görüşüne varılmakla dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 6.5.1999 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Danıştay Beşinci Dairesi E:1987/2391, K:1989/338
- Devlet Memurları Kanunu 155. Madde
- Memurlara Ödenecek Aylık Tutarları
İdare Mahkemesi kararıyla; 2954 Sayılı Yasanın 51. Maddesinde, yılda iki aylık ücret tutarını aşmamak üzere ikramiye verileceğinin öngörüldüğü, ancak aylık ücret kavramı konusunda bu yasada açıklık bulunmadığı, kamu görevlilerine, gösterge rakamı ile katsayının çarpımı sonunda bulunan aylık dışında, çeşitli adlar altında yan ödeme, çeşitli yardımlar ve hizmetin özelliklerine göre tazminatların ödendiği ancak bunların sabit ve maktu ödemeler olmadığı bu nedenle aylık ücretin sadece gösterge (ek gösterge dahil) rakamı ile katsayının çarpımı sonucunda bulunan miktarı ifade edeceği, bu kavrama diğer zam, tazminat, yardım ve yan ödemelerin dahil edilemeyeceği, bu durumda 1986 yılına ilişkin ikramiyelerin hesaplanması ve ödenmesinde aylığın esas alınmasına yönelik işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; 1984 ve 1985 yılları ikramiyelerine ilişkin istemin ise bu yıllardaki ödemeler için davacının 2577 Sayılı Yasada öngörülen altmış günlük dava açma süresi geçtikten sonra 3.2.1986 tarihinde davalı idareye başvurduğu ve verilen olumsuz cevap üzerine 26.3.1986 gününde dava açtığı bu duruma göre davanın bu kısmında süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle dava kısmen süre aşımı yönünden reddedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemin iptali için süresinde dava açtığını, yürürlükteki mevzuata göre ikramiyelerin maaş ve tazminatların toplamı üzerinden ödenmesi gerektiğini öne sürmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. Davacının 1986 yılı ikramiyesine ilişkin istemi hakkında mahkemece verilen karar hukuk ve usule uygun olup, bozmayı gerektiren bir yön bulunmamaktadır.
Kararın 1984 1985 yılı ikramiyelerinin maaş tazminat toplam üzerinden ödenme si istemine ilişkin kısmına gelince; 2577 İdari Yargılama Usulü Kanununun madde sinde dava açma süresinin yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı hükme bağlanmış anılan yıllarda ikramiye davacıya herhangi bir yazılı bildirim yapılmadığı, dosyadaki belgelerin incelenmesinden anlaşılmıştır. Bu durum nedeniyle 1984, 1985 1986 yıllarında ödenen ikramiyeler için 3.2.1986 tarihli başvuru üzerine, davacı idarece tesis edilen 3.3.1986 günlü, işleme karşı 26.3.1986 tarihinde açılan dava süresinde olduğundan Mahkeme kararının noktaya ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamakta de, 657 sayılı Yasanın 155. Maddesinde “aylık” kavramının; “Bu Kanunun maddesinde yer alan sınıflara ait gösterge tablosundaki rakamların, Genel Bütçe Kanununda o için tespit edilen katsayı çarpılması sonunda bulunacak miktarı ifade açıklan olup, Kanunun maddesinde göstergelerin aylık ek göstergelerden oluştuğu belirtilmiş bulunmaktadır. durumda aylık ücret kavramının gösterge (ek dahil) rakamlarının Genel Bütçe Kanununda için tespit katsayı çarpılması sonucun da bulunacak miktarı ettiğinde duraksamaya yer bulunmadığından davacının ikramiyelerinin ve tazminatlarının dayanaktan kalmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 1986 yılına ait yönünden davacının temyiz isteğinin reddiyle İdare Mahkemesi kararının bu kısmının onanmasına, davanın 1984 1985 yılları ait ikramiyelere ilişkin kısmında davacının temyiz isteminin kabulüyle kararın kısmının 2577 Sayılı Yasanın maddesinin 1/b uyarınca bozulmasına uyuşmazlık sadece hukuki noktalara ilişkin bulunduğundan aynı maddenin fıkrası uyarınca davanın bu noktaya ilişkin kısmının reddine oy birliği ile karar verildi.