Devlet Memurları Kanunu 145. Madde (DMK)

devlet memurları kanunu 145 madde

Devlet Memurları Kanunu 145. Madde (DMK)

Süre

Görevden uzaklaştırma; bir disiplin kovuşturması icabından olduğu takdirde en çok 3 ay devam edebilir. Bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği takdirde memur görevine başlatılır.

Devlet Memurları Kanunu 145. Madde Açıklaması

Görevden uzaklaştırma önlemi; Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği haller de, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir önlemdir. Bu önlem memurun işlediği ya bir disiplin suçu ya da ceza yasasına göre bir suç nedeni ile alınır. Ancak, memur hakkında alınan bu önlemin de muayyen bir süre ile sınırlı olması gereklidir.

Bu konuyu düzenleyen 657 sayılı Yasanın 145. maddesinde, “Görevden uzaklaştırma; bir disiplin kovuşturması icabından olduğu takdirde en çok 3 ay devam edebilir. Bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği takdirde memur görevine başlatılır.

  • İlgili Makale: 
  • 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) Tam Metin: 

devlet memurları kanunu 145 madde dmk
devlet memurları kanunu 145 madde dmk

Devlet Memurları Kanunu 145. Madde Süre Emsal Kararlar

Danıştay On İkinci Dairesi E:1997/3319, K:1999/1785

  • Devlet Memurları Kanunu 145. Madde
  • Süre

Sağlık Meslek Lisesinde memur olan davacının, “taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet” suçundan dolayı yargılanması sonucunda 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı ve bu cezanın infazı için 19.2.1997 tarihinden itibaren cezaevinde bulunacağını aynı günlü dilekçeyle idareye bildirdiği, bunun üzerine, 657 sayılı Yasanın 48/A-4 maddesindeki şartı kaybettiğinden bahisle aynı Yasanın 98/b. maddesi uyarınca 14.3.1997 günlü onayla davacının görevine son verildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.

Bu durumda, hakkında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan, herhangi bir suçtan tutuklanan ya da gözaltına alınan memurlar hakkında uygulanacak işlemler 657 sayılı Yasanın 137. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup, davacının da taksirli suç nedeniyle yargılanması ve bunun sonucunda aldığı 1 yıl 3 aylık hapis cezasının infazı aşamasında hakkında yukarıda bahsi geçen hükümler uyarınca işlem tesis edilmesi ve cezanın infazından sonra görevine iade edilmesi gerekirken 657 sayılı Yasanın 48/A-4. maddesindeki şartı taşımadığından bahisle aynı Yasanın 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Öte yandan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48.maddesinin A/4. fıkrasında; “kamu haklarından mahrum bulunmamak” koşulunun devlet memurluğuna alınmada aranan genel şartlar arasında olduğu belirtilmiş ise de: dava konusu işlemin tesisine neden olan mahkumiyete ilişkin ceza mahkemesi kararında, davacının kamu haklarından mahrumiyetine dair ayrı bir hüküm bulunmayıp, temyize konu mahkeme kararında sözü edilen medeni hakları kullanma bakımından getirilen kısıtlama, cezanın süresi ile sınırlıdır. Daha sonra böyle bir sınırlama kalmadığından kararın gerekçesinde bu yönden de isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, Kayseri İdare Mahkemesince verilen 16.9.1997 günlü, E:1997/278, K:1997/629 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3.fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 11.10.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Danıştay Beşinci Dairesi E:1987/550, K:1987/2124

  • Devlet Memurları Kanunu 145. Madde
  • Süre

Maddenin de açıkça ortaya koyduğu gibi 137. madde; hakkında soruşturma açılan memurların, kamu hizmetlerinin esenlikle yürütülmesini sağlamak amacıyla ve bu amacın zorunlu kılması halinde, memurların görevden uzaklaştırılmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanımaktadır. Yasa koyucunun idareye bu yetkiyi tanımasındaki amaç göz önünde tutulduğunda, yetkinin ancak kamu hizmetinin gerekli kılması halinde ve belirli bir süreyle kullanılabileceği açıkça belli olmaktadır.

Olayda, sahte evrak düzenleyerek zimmetine para geçirmek suçundan 2.3.1983 tarihinde tutuklanan davacının, tutukluluk halinin 11.10.1985 tarihinde sona ermesine rağmen bu tarihi izleyen on gün içinde izinsiz ve mazeretsiz olarak göreve başlamadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu duruma göre, davacı hakkında 657 sayılı yasanın 94. maddesinin uygulanmasında ve kendisinin görevden çekilmiş sayılmasında yasaya aykırılıktan söz edilemez. Her ne kadar  3. İdare Mahkemesinin iptal kararında, görevden uzaklaştırılan bir memura bu tedbirin kaldırıldığı yolunda idaresince tebligat yapılması gerektiği, bu yapılmadıkça ilgilinin izinsiz ve mazeretsiz olarak göreve gelmediğinden bahsedilmeyeceği gerekçesine dayanılmakta ise de, tutuklama kararının mahiyeti ve Yasanın tutuklanan memurların durumlarının, ceza kovuşturması nedeniyle görevden uzaklaştırılan memurlardan farklı olarak, belirli zaman aralıklarıyla incelenip göreve dönüp dönmemeleri hakkında bir karar vermek ve ilgiliye de yazı ile tebliğ etmek konusunda idareye herhangi bir görev yüklememiş olması karşısında anılan gerekçede yasaya uyarlılık görülmemiştir. Yasayla idareye böyle bir ödev verilmediğine ve davacının görevi başında bulunmaması idarenin 140. maddeye göre aldığı görevden uzaklaştırma kararında değil tutuklama kararından ileri geldiğine göre, bu hususun dikkate alınmamasında ve davacının tahliye edildikten sonra göreve başlaması için kendisine görevden uzaklaştırma tedbirinin kaldırıldığı yolunda bir tebligat yapılması gerektiği gerekçesinden hareketle hüküm tesisinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle  3. İdare Mahkemesinin 25.12.1986 günlü, E: 1986/584, K: 1986/1205 sayılı kararının 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin l/b fıkrası uyarınca bozulmasına, uyuşmazlık sadece hukuki noktalara ilişkin bulunduğundan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca davanın reddine, 10250 lira temyiz gideri ile 7700 lira avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, posta pulundan artan 2800 liranın isteği halinde davalıya iadesine, diğer yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 30.12.1987 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Devlet Memurları Kanunu 145. madde emsal karar aramak için https://karararama.danistay.gov.tr/

1 yorum

  1. Turgay 2 Aralık 2023 6:44 PM

    Hocam; muvazzaf Jandarma personeliyim, hakkımda yürütülen Adli soruşturma (Kovuşturmaya dönmedi) sebebiyle Kurum tarafından meslekten ihraç ile ilgili olarak dosyam Jandarma yüksek disiplin kuruluna sevk edildi ve ben 04.10.2023 tarihinde açığa alındım. 04.12.2023 tarihinde açığımın 2 ay daha uzatılacağı söylendi. Hakkımda Disiplin kurulunca henüz bir karar verilmedi ve adli soruşturmam da devam ediyor. 657- 145 madde de açığın en fazla 3 ay sürdürülebileceği belirtilmiş ancak bunlar benim açığımı 2+2 şeklinde uzatıyorlar, bu konudaki fikrinizi alabilirmiyim

Yorum Gönderin

3600 gunden emeklilik

3600 Günden Emeklilik Nedir? Şartları Nelerdir?

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

vakif nasil kurulur

Vakıf Nasıl Kurulur?

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

itibar koruma

İtibar Koruma Nedir ve Nasıl Yapılır?

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

X
kadim hukuk ve danışmanlık