Devlet Memurları Kanunu 132. Madde (DMK)
Uygulama
Disiplin cezaları verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve derhal uygulanır. Aylıktan kesme cezası, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygulanır. Verilen disiplin cezaları üst disiplin amirine, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ayrıca Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
Aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenler 5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilenler 10 yıl boyunca daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamazlar.
(Mülga beşinci fıkra: 13/2/2011 – 6111/112 md.)
- İlgili Makale:
- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) Tam Metin:
Devlet Memurları Kanunu 132. Madde Açıklaması
Maddenin 3. fıkrasında yer alan “sıralı sicil amirleri” ibaresi madde metninden çıkartılarak bu ibarenin yerine “üst disiplin amiri” ibaresi eklenmiştir. Ayrıca maddenin dördüncü fıkrası yeniden düzenlenerek, beşinci fıkra mülga kılınmıştır. Daire başkanı dengi kadroların neler olduğu maddede tanımlı değildir. Bu kadroların denkliğinin nasıl belirleneceği hususunda ilgili unvanın hiyerarşik unvan olarak mı, ek gösterge olarak mı veya başka kriterler esas alınarak mı belirleneceği de belli değildir.
Ayrıca; aylıktan kesme veya kademe ilerlemesini durdurma cezası alan memurların atanamayacakları görevler maddede yapılan değişiklikle yeniden belirlenmiştir. Maddede sayılan görevlere aylıktan kesme cezası alanlar cezanın verildiği tarihi takip eden beş yıl içinde, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilenler ise bu cezanın verildiği tarihten itibaren on yıl maddede sayılan görevlere atanamayacaklardır. Uygulamada yaşanan sorunlar da değerlendirilerek taşrada görev yapan bölge ve il müdürlüklerine yapılacak atamalarda madde kapsamına alınmıştır.

Devlet Memurları Kanunu 132. Madde Uygulama Emsal Kararlar
Danıştay Sekizinci Dairesi E:1994/7699, K:1996/3386
- Devlet Memurları Kanunu 132. Madde
- Uygulama
Uyuşmazlık, …Müdür Vekili olan davacının. 657 sayılı Yasanın değişik 125.maddesinin D/h fıkrası uyarınca 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına, ayrıca sözleşmeli personel olması nedeniyle, 399 sayılı KHK’nın 3771 sayılı Kanunla değişik 44. maddesi delaletiyle 657 sayılı Yasanın değişik 125 ile 132. maddeleri çerçevesinde 1 yıl süre ile brüt sözleşme ücretinden 1/8 oranında aylıktan kesinti yapılmasına ilişkin işlemden doğmuştur.
Dosyanın incelenmesinden, davacının ticari kullanımlı … plakalı … marka … tipi kamyonun Temmuz 1993 de amcasıyla birlikte adına tescil edildiği, dolayısıyla ticaret yapmak veya devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunması nedeniyle açılan soruşturma sonunda anılan ceza ile cezalandırıldığı anlaşılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 125. maddesinin 3. fıkrasında, geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve iyi veya çok iyi derecede sicil alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanın uygulanabileceği kuralı yer almaktadır.
Olayda davacının kusurlu eylemi nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasında hukuka aykırılık yok ise de, eylem ile verilen ceza arasında adil bir denge bulunması disiplin hukukunun gereğidir.
Davacıya verilen disiplin cezasının ceza verilmesine neden olan eylemin oluş biçimi samimi ikrar ve ifadeleri geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmalarının olumlu olup, olmadığı ve sicilleri değerlendirilerek daha alt bir cezanın verilip verilemeyeceği hususu dikkate alınmaksızın davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan 657 sayılı Yasanın 132. maddesinde disiplin cezalarının verildiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği ve derhal uygulanacağı aylıktan kesme cezasının, cezanın verilme tarihini takip eden aybaşında uygulanacağı hükmünün yer aldığı, davacının sözleşme ücretinden bir yıl süre ile 1/8 oranında aylıktan kesinti yapılmasına ilişkin işlemde bu yönüyle de hukuki isabet görülmemiştir.
Danıştay İkinci Dairesi E:2004/2902, K:2005/1728
- Devlet Memurları Kanunu 132. Madde
- Uygulama
Dosyanın incelenmesinden; davacının, Müsteşar Yardımcılığı görevinde bulunduğu dönemle ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişlerince hakkında düzenlenen soruşturma raporunda, davacının 4306 sayılı Yasa kapsamında merkezden ihale edilen ilköğretim okulu inşaatları ile ilgili müşavir firma ilerleme raporları ile uyarı yazılarına ve sözleşme hükümlerine rağmen fesih işlemlerini zamanında gerçekleştirmediği, böylece bazı müteahhit firmaların ihalelerden yasaklanması kararının geç alınmasına ve firmaların yeniden ön seçime ve ihalelere katılarak iş almalarına neden olduğu, yüklendikleri işleri sözleşmelerinde yer alan tarihte bitirmeyerek fesih işlemine neden olan firmalara sözleşme hükümlerine göre eksik gecikme cezaları uyguladığı, sözleşmelerin de yer alan işlerin bitim tarihinde fiziki gerçekleşme yüzdeleri düşük olan ve tasfiyesine gidilen 22 inşaatla ilgili olarak müşavir firmaların ilerleme raporlarındaki uyarı yazılarına rağmen sözleşmelerinde öngörülen gerekli ve yeterli önlemi almadığı hususlarının sübuta erdiği, böylece işlerin tam ve zamanında eksiksiz yapılması ilkesi ile hizmet içinde memurun görev ve itibar duygusunu sarsıcı davranışta bulunduğu ve bu eylemin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/C-a-ı maddelerine aykırı olduğu belirtilerek, disiplin yönünden 657 sayılı DMK’nın 125/C-a-ı maddeleri uyarınca tevhiden 1/30 oranında aylıktan kesme ile cezalandırılmasının, idari yönden anılan Kanunun 132. maddesi uyarınca Müsteşar Yardımcılığı görevinin üzerinden alınmasının teklif edildiği, rapor doğrultusunda Personel Genel Müdürlüğünün 29.4.2003 gün ve 31520 sayılı yazısı ile 657 sayılı DMK’nın 125/C-a-ı maddesi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı, idari yönden ise getirilen teklif uyarınca 12.5.2003 günlü, 2003/4274 sayılı Müşterek Kararname ile Müsteşar Yardımcılığı görevinden alındığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacının 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 25.4.2003 gün ve 2199/31520 sayılı işlemin Ankara 1. İdare Mahkemesi’nce verilen 19.11.2003 günlü, E:2003/1768, K:2003/1546 sayılı karar ile iptal edilmiş olması karşısında 657 sayılı Kanunun 132. maddenin 4. fıkrası kapsamında değerlendirilmesine imkan bulunmadığından Müsteşar Yardımcılığı görevinden alınmasına ilişkin işlemin hukuki dayanağı kalmamıştır.
Öte yandan davacının Müsteşar Yardımcılığı görevinde bulunduğu dönemle ilgili olarak hakkında açılan soruşturmada yer alan hususların doğrudan bir katkısının ve kastının varlığının açık olarak saptanmaması karşısında Müsteşar Yardımcılığı görevinden alınmasını gerektirecek nitelikte görülmediği, davacının görevini yürütmede başarısız ya da hizmetine yönelik yetersiz olduğu yolunda başka bir tespitinde bulunmadığı, ayrıca eğitim düzeyi, geçmiş hizmetleri ve nitelikleri de göz önünde tutulduğunda Müsteşar Yardımcılığı görevinden alınmasında kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık görülmemiştir.
Belirtilen duruma göre, dava konusu işlemi gerekli kılacak hukuken geçerli başka bir nedenin de ileri sürülmemesi karşısında dava konusu işlemde sebep ve maksat yönlerinden hukuka uyarlık görülmemiştir.
Davacının işlem nedeniyle doğan zararlarının tazmini istemine gelince, Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında; İdarelerin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü oldukları kurala bağlanmış olup, yargı kararıyla hukuka aykırı olduğu saptanan işlem nedeniyle davacının uğradığı parasal kayıplarının idarece karşılanması gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu müşterek kararnamenin iptaline, bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının davanın açıldığı tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, 17.05.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay Beşinci Dairesi E:2005/4236, K:2007/214
- Devlet Memurları Kanunu 132. Madde
- Uygulama
İncelenen olayda; davacının, … İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nde il müdürü kadrosunda olup, genel müdür yardımcısı vekili olarak görev yapmakta iken İl müdürü olarak görev yaptığı dönem ile ilgili olarak yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen 31.7.2003 tarih ve 09 sayılı soruşturma raporu uyarınca, davacıya uyarma ve kınama cezası verilerek ayrıca, kuruma iş yapan bir müteahhide cep telefonu ve hattı aldırdığı, kuruma bağış yapılan bu telefon ve hattı kendi ihtiyaçları için kullandığı gerekçesiyle 1/15 oranında aylıktan kesme cezası verildiği, bu cezaya karşı açtığı davanın … İdare Mahkemesi’nce reddedildiği, ancak temyiz aşamasında Danıştay On ikinci Dairesi tarafından davacının yürütmenin durdurulması isteminin kabul edilerek işlemin yürütülmesinin durdurulmasına karar verildiği, ayrıca 22.9.2003 günlü soruşturma raporu üzerine 2.10.2003 günlü işlemle verilen 1/30 oranında aylıktan kesme cezasının … İdare Mahkemesi tarafından iptal edildiği, ardından yine il müdürlüğü yaptığı dönemiyle ilgili olarak dava konusu işlemden sonra düzenlenen 16.1.2004 günlü soruşturma raporu uyarınca verilen aylıktan kesme cezasına karşı açılan davanın ise … idare Mahkemesi’nde derdest olduğu, 18.8.2003 günlü disiplin cezasından sonra 16.9.2003 günlü Bakan onayı ile Genel Müdürlük Müşavirliğine vekaleten görevlendirildiği ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’nün 16.10.2003 günlü, 630 sayılı işlemi ile 657 sayılı Yasa’nın 76. maddesi uyarınca … İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nden alınarak Genel Müdürlük Müşaviri kadrosuna atanması üzerine bakılan davanın açıldığı, sicil raporlarının çok iyi olduğu ve il müdürü olarak sosyal hizmetler alanında yaptığı işler ve gösterdiği başarılı çalışmalardan, özellikle de 1999 yılında bölgede yaşanan deprem felaketi sonrasında yaptığı hizmetlerden dolayı birçok ödülü ve takdirnamesinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, 657 sayılı Kanun’un yukarıda açıklanan 132. maddesinde; aylıktan kesme ve/veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanların atanamayacakları görevler arasında İl müdürlüğü görevi sayılmadığına göre, il müdürlüğü görevinin daire başkanlığı görevi ile eşdeğer olduğundan bahisle davacının il müdürlüğü görevi için aranan koşullardan birini yitirdiğinden söz etmeye hukuken olanak bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, almış olduğu disiplin cezalarına konu eylemleri 657 sayılı Kanun’un 76. maddesi uyarınca davacının il müdürlüğü görevinden alınmasını gerektirir nitelikte olmadığından, dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.