Sözlü mülakat, gerek özel sektör gerekse kamuya girecek kişiyi seçmek amacıyla, yazılı sınavın ardından yapılan adaylarla genellikle tek tek görüşülen, adayın kendi alanı ve genel kültür- genel yetenekle ilgili sorular sorulan sınav türüdür. Sözlü mülakatın tanımı böyle olmakla birlikte, sözlü sınavın nasıl yapılacağına, içeriğine ve özelliklerine ilişkin tek tip bir düzenleme bulunmamaktadır. Genellikle “kayırmacılık” veya gündelik hayatta daha yaygın kullanıldığı şekliyle “torpil” ile birlikte anılan ve bu yönüyle bir anlam ve misyonu olduğu düşünülen; gerek öğrencilik döneminde gerekse meslek hayatımızın en başında ve belli aşamalarında bir şekilde tabi tutulduğumuz sözlü mülakat sınavı; tipik bir idari işlem olmakla birlikte kendine özgü bazı hususiyetleri nedeniyle ve bu uygulamaya muhatap olanların sayısının fazlalığı da dikkate alındığında, İdare Hukuku bakımından özel bir incelenmeye değer görülmüştür. Mülakat iptal davası bu bakımından neredeyse herkesin karşılaşabileceği bir dava türüdür. Mülakat iptal davasında idari işlemin 5 unsuruna dikkat edilir. Bunlar;
- Yetki
- Şekil
- Konu
- Neden
- Amaçtır.
Bu unsurlardan biri sakatsa işlem iptal edilir. Kamu görevlilerinin hizmete alınmaları, ücretleri, hizmet süreleri, asli ve yardımcı olmaları ve uygulanan hukuk dalları yönünden kümelendirmek mümkündür. Bu açıdan bakıldığında kamu görevlilerini hizmete alınmaları yönünden; kendi istekleri ile hizmete girenler ve zorla hizmete alınanlar olarak ikiye ayrılır. Normal olarak kamuda esas kendi isteği ile hizmete girmedir. Zorla hizmete alınma askerlik ve orman yangınları gibi durumlarda görülmektedir. İşte bu şekilde polis, öğretmen veya bir yüksek öğretim kurumuna kendi isteği ile kamu görevine hizmet etme durumunda sonra ya da alım aşamasında mülakata tabi tutulmaktadır. Usulsüz yapılan mülakatlar için ise mülakat iptal davası yürütülür.
Mülakat iptal davası açmak için Kadim Hukuk ve Danışmanlık ile irtibata geçebilirsiniz.
Mülakat İptal Davası Nedir?
Mülakat iptali davası, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarına alınacak kişinin yazılı sınav için geçerli puanı almasının ardından girdiği sözlü sınavda başarısız sayılması sonucunda işlemin iptali nedeniyle açılan bir davadır. Bu yazımızda mülakat veya diğer adıyla sözlü sınavdan elenme ya da sözlü mülakat iptal davası hakkında detaylı bilgiye ulaşabileceksiniz. Mülakat iptal davası son zamanlarda birçok öğretmen, polis, komiser yardımcısı, araştırma görevlisi, doçent, subay ve astsubay gibi personel alımlarında yaşanan mağduriyetlerden dolayı başvurulan bir hukuki yoldur. Bu kurumlarda KPSS puanı veya diğer şartları sağlayan adaylara ayrıca mülakat ismini verdiğimiz sözlü bir sınav uygulamaktadır. Adaylar tüm şartları yerine getirse de sözlü sınavdan başarılı olamadıkları takdirde atamaları yapılamamakta veya iptal edilmektedir. Bu durum birçok mağduriyete aynı zamanda İdare Mahkemesi’ne iptal davası açılmasına neden olmaktadır.
Mülakat (Sözlü sınav), yazılı sınavı tamamlayıcısı niteliğinde olup, bilgi ve liyakati ölçmek, adayın mesleğine uygun yeteneğe, kültüre, çağdaş yaşam anlayışına sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan bir uygulamadır. Bu kapsamda, mülakatın temel amacı, yazılı sınav yapılmak suretiyle nesnel bir biçimde belirlenen en başarılı adaydan başlayarak mesleğe en uygun aday personelin belirlenmesidir. Üstte mülakat tanımından anlaşılacağı üzere, aday personelin yarıştırıldığı bir sınavda veya KPSS puanına göre sözlü sınava çağrılacak aday sayısı belirlenirken yazılı sınavın objektif sonuçlarının ortadan kaldırılmaması, alım yapılacak mesleğe olabildiğince yazılı sınavda en başarılı olanların alınmasının sağlanması gerekmektedir. Bu şekilde, idarenin takdir yetkisinin kullanılmasında sübjektif sebeplerin etkili olması önlenebilir, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun bir belirleme gerçekleştirilebilir. Hukuk devleti ilkesinin gereği olarak idare bütün faaliyetlerinde hukuk kurallarına uygun hareket etmelidir.
Sözlü Sınav Nedir?
Anayasanın Siyasal Haklar ve Ödevler bölümünde yer alan 70. maddesinde, her Türk vatandaşının kamu hizmetine girme hakkına sahip olduğu belirtilmiş, hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrımın gözetilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Buna göre idare, kamu personeli alımında sadece görevin gerektirdiği nitelikleri, yani liyakat şartını esas almak zorundadır. Diğer bir ifade ile, idare kamu personel alımında, liyakati esas alma konusunda bağlı yetki ile donatılmıştır. Bilindiği üzere, bağlı yetki ile donatıldığı durumlarda idare, alacağı kararın yasal koşullarının gerçekleşmesi halinde kanunun öngördüğü kararı almak zorundadır. Dolayısıyla, kamu personeli alımında, liyakat ilkesinin gereğini yerine getirme bağlamında idarenin takdir yetkisinden söz edilemez. Her idari işlem için sebep ve amaç unsuru bakımından kamu yararı ve hizmet gereklerinin gözetilmesi kuralı, kamu hizmetine alımda liyakat ilkesinin gözetilmesi şeklinde somutlaştırılabilir.
İdarenin liyakati ölçmek için en önemli enstrümanı sınavlar olmakla birlikte, özellikle sözlü-mülakat sınavlarının, idarenin bu alanda nasıl ve ne kadar sahip olduğu çok tartışmalı olan takdir yetkisinin sınırlarını zorlama, kamu yararı ve hizmet gereklerini göz ardı etme ve liyakat ilkesine aykırı karar alma aracına dönüştürüldüğü, genel bir tespit ve değerlendirme olarak ifade edilmektedir. Bu bağlamda, tipik bir idari işlem olarak idare tarafından gerçekleştirilen sözlü-mülakat sınavlarının; yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları bakımından idari yargı denetimine açık olduğu bilinmekle birlikte, bu denetimin, hangi unsurlar bakımından ne şekilde ve ne ölçüde yapılabilir olduğu tartışmalıdır. Bu nedenle açılacak idari dava hassasiyetle yürütülmelidir.
Sözlü ve yazılı sınavlar okul hayatına başladığımız yıllardan itibaren hayatımızın bir parçası olmaktadır. İlköğretim, ortaöğretim, lise, üniversite ve meslek sınavlarının tamamında kişiler sınava tabi tutulmaktadır. Bu sınavların sonucuna göre istedikleri okullara veya mesleklere yerleşebilmektedir. SBS, YKS, TYT, AYT, ÖSS, KPSS, E-KPSS gibi farklı isimlerde birçok yazılı sınav yapılmaktadır.
Mülakatlarda yönetmelikte açıkça düzenlenmediği takdirde ses veya video kaydı yapılması zorunlu değildir.
Sınavlar sadece eğitim kurumlarında yapılmamaktadır. Kişilere belli kamu görevlerine atanabilmek, yüksek lisans, doktora ve meslekte yükselme için de yazılı ve sözlü sınavlar yapılmaktadır. Yazılı sınavın tamamlayıcısı niteliğinde olan mülakatlar ise adayların en korkulu rüyasıdır. Mülakat; kamu görevine, yüksek lisansa, doktoraya, polis okulu veya jandarmada yıl sonunda mesleğe atanabilmek amacıyla, adaylarla tek tek ve yüz yüze konuşmak suretiyle liyakat, mesleki bilgisi ve belirlenen alanlarda bilgi düzeyinin ölçülmesidir. Tanım bu şekilde olmakla beraber, mülakatın nasıl yapılacağına, içeriğine ve özelliklerine ilişkin tek ve genel bir düzenleme yoktur. Hep tartışma konusu olmuştur.
Sözlü Mülakat İptal Davası
Bir ölçme ve değerlendirme aracı olan sözlü sınavların da yazılı ve test sınavları gibi geçerli, güvenilir ve denetlenebilir olması gerekmektedir.
Sınav Geçerli Olmalıdır.
- Bir ölçme aracı onunla ölçülecek olan özelliği başka bir özellikle karıştırmadan ölçebilmelidir. Sözlü sınavlarda anlatım düzgünlüğü, konuşma güzelliği ve genel görünüş gibi istenmeyen değişkenler belirleyici olmamalıdır.
- Her konudan dengeli bir şekilde ve yeterli sayıda soru sorularak kapsam geçerliliği de yüksek olmalıdır. Genelde mülakatlarda az sayıda soru sorulduğundan kapsam geçerliliği düşüktür.
- Ayrıca bir sınavın çok zor veya çok kolay olmaması gerekir.
Sınav Güvenilir Olmalıdır.
- Güvenirlik, bir ölçme aracının ayrı ayrı ölçümlerde benzer, kararlı sonuçlar elde etme yeteneği ya da araştırma tekrarlandığında benzer bulguların elde edilme derecesi olarak tanımlanabilir.
- Güvenilir sınavlarda şans faktörünün etkisi yoktur. Sözlü sınavlarda az sayıda soru sorulduğu için şansın etkisi yüksek, güvenirliği düşüktür.
- Değerlendirmenin verilen cevaplara göre objektif yapılması da güvenirlik açısından çok önemli bir unsurdur. Fakat sözlü sınavlarda sınavı yapanların sübjektif yargıları belirleyici olur.
Sınav Denetlenebilir Olmalıdır.
- Anayasa’nın 125. maddesi gereği diğer tüm idari eylem ve işlemlerde olduğu gibi mülakat sınavlarına karşı da yargı yolu açıktır. Aşağıda bu konu detaylıca incelenecektir.
Mülakatta Elenen Aday Ne Yapmalı?
Mülakat sonucuna idari dava açmak mümkündür. İdarenin tüm eylem ve işlemlerine karşı idari dava açma yolu açıktır. Sözlü sınav (mülakat) sınavların da idari yargı yoluyla denetlenmesi gerektiği açıktır. Ancak yapılacak denetimin ne şekilde olması gerektiği ve özellikle Danıştay’ın son zamanlarda mülakat ile ilgili olarak vermiş olduğu kararların tüm mülakatlarda geçerli olup olmayacağı konusu önem taşımaktadır.
Mülakatın İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olması, davacının ilgili kadroya doğrudan atanması anlamına gelmez. Nitekim Danıştay 5. Dairesi’ne göre, sözlü sınavın iptaline ilişkin mahkeme kararı “davacının söz konusu göreve doğrudan atanması sonucunu doğuran bir karar niteliğinde olmadığı, yalnızca, yukarıda belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde yeniden alınacağı sözlü sınav sonucunda ortaya çıkacak olan değerlendirme ve puana göre, işlem tesis edilmeye yönelik olduğu tabiidir.” şeklinde hükmüyle bu durumu ortaya koymuştur.
Birçok kurum mülakat sonucuna itiraz edilemeyeceğini ilgili yönetmeliğinde belirtmektedir. Örnek olarak; 03 Haziran 2015 tarihli ve 29375 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği” 8. maddesi 8. Fıkrası uyarınca sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemez. Polis okulu yıl sonu mülakatından elenen adaylar bu makalemizi okuyabilir. https://kadimhukuk.com.tr/makale/paem-pmyo-pomem-yil-sonu-mulakati-sene-eleneler-iptal-davasi/
Mülakat sonucuna dava açmak için öncelikle 60 gün süreniz vardır. Bu süre hak düşürücü süredir. 60 günlük süre geçirilmesi durumunda dava açma hakkınız son bulacaktır. Mülakat sonucuna idari dava açma süreniz mülakat sonuçlarının size tebliğ edildiği tarihten veya sonuçlar toplu olarak internet ortamında açıklanmışsa açıkladığı tarihten itibaren başlar. 60 günlük süre hafta sonuna veya resmi tatile denk gelmesi durumunda ilk mesai günü 17.00’a kadar dava açma süre uzar. Mülakat iptal davası İdare Mahkemesi’ne açılır. Açılacak idari davada yürütme durdurma talep edilmelidir. İdare Mahkemesi tarafından yürütme durdurma kararı verilmesi durumunda davalı kurum 30 gün içerisinde kararı uygulamak zorundadır.
Mülakat İptal Davalarında Nelere Dikkat Edilir?
Şüphesiz diğer idari işlemlerde olduğu gibi mülakat iptal davası da yetki, şekil, sebep, amaç ve konu unsurlarında hukuka aykırılıkları tek tek incelenir ve yargısal denetime açıktır. Fakat, genel olarak mülakat iptal davası süreçlerini incelediğimizde, idare mahkemeleri daha çok işlemin şekil unsurundaki hukuka aykırılık halleri üzerinde durmuştur. İşlemin konu unsuru yönünden sözlü sınavların niteliği gereği sonradan bilirkişi incelemesi yaptırılamayacağı, çoğu zaman idarenin takdir yetkisi gerekçeleriyle denetim imkanı olmadığı yönünde kararlar vermiştir. Sözlü sınavların yapılış usulünde görülebilecek hukuka aykırılık halleri;
- Sınav komisyonunun yönetmelikte belirlenen usulüne uygun oluşturulmaması,
- Adaylara soruyu cevaplama fırsatı tanınmaması veya ilgisiz sorular sorulması,
- Sınavın ses ve görüntü kaydının alınması Danıştay’ın birçok kararında sözlü olarak yapılan sınavlara ait yazılı delil bulunamadığı için delil tespiti yapılamayacağı, dolayısıyla bu sınavların denetlenemeyeceği,
- Adayın cevabının tutanağa geçirilmemesi veya tutanakların eksik doldurulması,
- Mülakat soru ve cevaplarının önceden hazırlanarak tutanağa bağlanması,
- Mülakat heyeti tarafından adaya fahiş fark bulanacak şekilde değerlendirme yapılmasıdır.
Bunlar İdare Mahkemelerinin iptal gerekçeleridir. Hukuk devletinin gereği mülakatlar objektif ve denetlenebilir olmalıdır. Aksi durumda mahkemeler tarafından iptal edilecektir.
Yani aldığınız notun düşük olmasına idarenin takdir yetkisi sınırları içerisinde olup İdare Mahkemeleri tarafından yerindelik denetimi yapılamaz.
Mülakatın iptali için açılan mülakat iptal davası kararlarının büyük çoğunluğunda Danıştay tarafından işlemin şekil unsuru yönünden hukuka aykırılık tespit edilerek mülakatın iptaline karar verilmiştir. 2019 ve 2020 yıllarında özellikle polis okulu yıl sonu mülakatına ve Jandarma Genel Komutanlığı yeterlilik sınavlarına açılan idari davalar şekil unsuru yönünden iptal edilmiştir. Uygulamada sözlü sınavların asıl belirleyici sınav haline getirilmesi, mülakat sınavlarında çok sayıda ve belirgin usulsüzlüklerin saptanması zamanla yargı kararlarına da yansımış ve Danıştay’ın sözlü olarak yapılan sınavlara ait yazılı delil bulunmadığı için delil tespiti yapılamayacağını ve bu nedenle bu sınavların denetlenemeyeceğine ilişkin içtihatları değişmeye başlamıştır. Mülakat öncesinde adaylara sorulacak soruları ve cevapları sınav komisyonunca belirlenmelidir. Sınav sırasında, adaylara hazırlanmış olan bu sorulardan kart çekme suretiyle sorular yöneltilecektir.
Sözlü Mülakata İtiraz Nasıl Yapılır?
Sözlü mülakat sınavı sonunda mülakata tabi tutulan adaylara ilişkin değerlendirme bir idari işlemdir ve Anayasa’da açıkça ayrık tutulmayan her idari işlem gibi, Anayasa’nın 125/1. maddesi uyarınca yargı denetimine tabidir. Ancak sözlü mülakat sınavlarının denetimi bakımından sorun, sözlü mülakat sınavına dair etkin ve etkili bir yargı denetimini gerçekleştirme koşullarının bulunup bulunmadığı ile ilgilidir. Aşağıda ayrıntılı olarak inceleneceği üzere, doktrin ve yargı kararlarındaki mülakat sınavının sadece biçimsel (usul-şekil bakımından) olarak yargı denetimine tabi tutulabileceği yaklaşımı bu sorunu daha da derinleştirici etki yapmaktadır.
Halbuki, diğer tüm idari işlemlerin yargısal denetimlerinde olduğu gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat olmak üzere işlemin tüm unsurları yönünden yargısal denetiminin yapılması esas olmalıdır. İdari işlemin yetki, şekil gibi salt usule ilişkin unsurları ile sınırlı olmak üzere yapılan bir yargısal denetimin, hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi temin etmeyeceği açıktır. Nitekim 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (1/a) bendi gereğince iptal davalarında, idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden yargısal denetime tabi tutulması zorunlu bulunmaktadır. Dolayısıyla; sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin yargısal denetimini sağlayacak altyapının tüm unsurlarıyla oluşturulmasını sağlamak hukuka bağlı idarenin görevidir.
Tipik bir idari işlem olarak sözlü-mülakat sınavlarının idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları bakımından denetlenebilir olduğunu peşinen kabul etmekle birlikte, sözlü mülakat sınavı sonunda tesis edilen idari işlemin özellikle yetki, şekil ve usul unsurları açısından etkin bir şekilde denetlenmesinin önünde bir engel bulunmadığı, ancak aynı işlemin sebep, konu ve amaç unsurlarını denetlemenin son derece güç olduğu söylenebilir.
Bu kapsamda, amaç unsurundaki sakatlık daha çok işlemi yapanın kamu yararı dışındaki “niyeti” ile ilgili olduğu için ispatı güç bir sakatlıktır. Söz konusu niyetin anlaşılmasını tam olarak sağlamasa da şeffaflığa ilişkin usul güvencelerinin bu açıdan da önemli olduğu hemen anlaşılabilir. Öte yandan, sözlü mülakat sınavında tesis edilen idarî işlemin konusunu “başarılı” ya da “başarısız” olma sonucu olarak belirleyebiliriz. Bu sonucun da bir ölçüde takdir yetkisiyle ilişkili olduğu açıktır. Bu çerçevede konu unsurunun yargısal denetimi, takdir yetkisinin mevcudiyeti nedeniyle güçtür.
Diğer taraftan, sözlü mülakat sınavı sonunda tesis edilen idari işlemin sebep unsuruna ilişkin denetimin güçlüğü üzerinde daha ayrıntılı durmak gerekecektir. Başarılı ya da başarısız sonucuna yol açan idari işlemin sebebi sözel diyalog, diğer bir deyişle mülakat sürecinin bizatihi kendisidir. Sebep unsurunda bir sakatlık olup olmadığını anlamak için sözel diyalog sürecini fiziksel olarak gözden geçirme olanağına sahip olmak gerekir. İşte şeffaflığı sağlayan usul güvenceleri bu noktada da önem kazanmaktadır. Diğer bir deyişle işlemin usul unsurundaki eksikliklerin olumsuz sonuçlarından birisi işlemin sebep unsurunun yargısal denetimini güçleştirmek şeklinde ortaya çıkmaktadır. O halde sorun dönüp dolaşıp işlemin usul unsurunda yoğunlaşmaktadır.
Polislikte Mülakat Sınavı
Polis Meslek Eğitim Merkezleri Giriş Yönetmeliği 15. maddede mülakat sınavı düzenlenmiştir. Bu maddeye göre;
- Fiziki yeterlilik sınavında başarılı olan adaylar, kendilerine duyurulacak yer ve zamanda mülakat sınav komisyonu tarafından mülakat sınavına tabi tutulurlar.
- Mülakat sınavı komisyonu; başarılı olan adaylar hakkında “Polis Meslek Eğitim Merkezi Öğrenci Adayı Olur”, başarısız adaylar hakkında “Polis Meslek Eğitim Merkezi Öğrenci Adayı Olamaz” kararı verir. Puanlama ve karar, değerlendirme karar formuna işlenir.
- Sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemez.
- Adayların psikolojik yeterliliği; duygusal dengesizlik, dışa dönüklük, uyumluluk, sorumluluk, açıklık ve adayın polislik mesleğine istekli olması kıstaslarına göre psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu üye tarafından değerlendirilir ve bu değerlendirme mülakat komisyonu ile paylaşılır. Adaylara, Soru Hazırlama Komisyonunca hazırlanıp Soru Denetleme Komisyonunca uygun görülen soruların yazılı olduğu bir kart çektirilir. Konu hakkında düşünmesi ve sunum yapması için süre verilir. Konu ile ilgili komisyonca adaya sorular sorulabilir. Değerlendirmede adayın;
a) Konu hakkında bilgi düzeyi,
b) Kendisinden istenileni kavrama,
c) Özgüveni,
ç) İfade etme yeteneği,
d) Beden dilini kullanma becerisi,
olmak üzere beş ayrı kritere göre ve her bir kriter yirmi puan olmak üzere toplam yüz tam puan üzerinden yapılır. Adayın mülakat sınavından başarılı olabilmesi için yüz puan üzerinden en az yetmiş puan alması gerekir.
Öğretmenlikte Mülakat Sınavı
Öğretmenlikte mülakat sınavı Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmeliğin 9-13. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu yönetmeliğe göre:
- Sözlü sınav komisyonu; Bakan veya görevlendireceği birim amiri tarafından Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında şube müdürü ve üstü unvanlı kadrolarda görev yapan personel arasından belirlenen bir başkan, iki asıl ve ihtiyaç duyulduğunda değerlendirilmek üzere iki yedek üyeden oluşur.
- Adaylar, sözlü sınav komisyonunca yüz tam puan üzerinden değerlendirilir. Sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alanlar başarılı sayılır ve sözleşmeli öğretmenliğe atanmak üzere tercih yapma hakkına sahip olur.
- Sözlü sınav sonuçlarına, sonuçların açıklanmasını takiben duyuruda belirtilen süre içinde sınava girilen sınav merkezinin bulunduğu İl Millî Eğitim Müdürlüğü’ne itiraz edilebilir.
- Sözlü sınav konuları ve ağırlıkları şunlardır:
a) Eğitim bilimleri ve genel kültür: %20,
b) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü: %20,
c) İletişim becerileri, özgüveni ve ikna kabiliyeti: %20,
ç) Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı: %20,
d) Topluluk önünde temsil yeteneği ve eğitimcilik nitelikleri: %20.
Mülakatlarda Elenip Mahkeme Sonucu Mülakat İptal Edilenler
Üstte belirttiğimiz gibi mülakattan elenenler, İdare Mahkemesine 60 gün içinde yürütme durdurma istemli iptal davası açmaları gereklidir. İdare mahkemesine yürütme durdurma veya iptal kararı vermesi durumunda davalı idare bu kararı 30 gün içinde uygulamak zorundadır. Davalı idarenin kararı uygulama süresi İdare Mahkemesi’nin verdiği kararın kendilerine tebliğden itibaren başlar. Bu süre hiçbir şekilde 30 günü geçemez. Mülakatlarda elenip mahkeme sonucu mülakat iptal edilenler hakkında yürütme durdurma veya iptal kararı verilmesi durumunda kişi tekrar mülakata tabi tutulur. Bazı kişiler mülakattan direkt muaf tutulursun şeklinde bilgiler vermektedir. Bu bilgi doğru değildir. Kişi tekrar mülakata alınır.
Danıştay 5. Dairesi, hukuka aykırılığı mahkeme kararıyla tespit edilen sözlü sınavdan sonra, yeniden sınava tabi tutularak müfettişliğe atanan kişiye “davacının başarısız sayıldığı ilk sözlü sınavının usule aykırı olduğu mahkeme kararıyla saptandığı ve usule uygun olmayan bir sınav nedeniyle davacının ilgili kadroya geç atanmasında idarenin hizmet kusurunun olduğu’’ gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat ödenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak uzman yardımcılığı kadroları, polis okulu yılsonu mülakatı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı yeterlilik sınavları, öğretmen mülakatları yüksek lisans ve doktora mülakatları başta olmak üzere açtığımız mülakat iptal davası süreçlerinde danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Danıştay Mülakat Emsal Kararlar
Sözlü-Mülakat sınavı sonunda mülakata tâbi tutulan adaylara ilişkin değerlendirme bir idari işlemdir ve Anayasa’da açıkça ayrık tutulmayan her idari işlem gibi, Anayasa’nın 125/1. maddesi uyarınca yargı denetimine tabidir. Ancak sözlü mülakat sınavlarının denetimi bakımından sorun, sözlü mülakat sınavına dair etkin ve etkili bir yargı denetimini gerçekleştirme koşullarının bulunup bulunmadığı ile ilgilidir.
Yukarı ayrıntılı olarak incelendiği üzere, doktrin ve yargı kararlarındaki mülakat sınavının sadece biçimsel (usul-şekil bakımından) olarak yargı denetimine tabi tutulabileceği yaklaşımı bu sorunu daha da derinleştirici etki yapmaktadır. Halbuki, diğer tüm idari işlemlerin yargısal denetimlerinde olduğu gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat olmak üzere işlemin tüm unsurları yönünden yargısal denetiminin yapılması esas olmalıdır. İdari işlemin yetki, şekil gibi salt usule ilişkin unsurları ile sınırlı olmak üzere yapılan bir yargısal denetimin, hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi temin etmeyeceği açıktır.
Nitekim 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (1/a) bendi gereğince iptal davalarında, idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden yargısal denetime tabi tutulması zorunlu bulunmaktadır. Dolayısıyla; sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin yargısal denetimini sağlayacak altyapının tüm unsurlarıyla oluşturulmasını sağlamak hukuka bağlı idarenin görevidir. Tipik bir idari işlem olarak sözlü mülakat sınavlarının idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları bakımından denetlenmelidir.
Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı ve Liyakat İlkesi
1982 Anayasasının 70. maddesinde her Türk vatandaşının kamu hizmetlerine girme hakkına sahip olduğu belirtilmiş olup hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrımın gözetilemeyeceği ifade edilerek kamu hizmetine girme hakkı anayasal bir hak olarak düzenlenmiştir. Böylece sadece görevin gerektirdiği nitelikler esas alınarak liyakat şartı aranacaktır.
Liyakat ilkesi kamu hizmetlerini yerine getirecek personel seçiminde, o iş için en yeterli ve uygun kişinin seçilmesini emreden hukuki ilkedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 3/C maddesinde ise liyakat ilkesi ‘ Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır’ şeklinde tanımlanmaktadır. Ancak benimsenen bu ilkenin uygulamaya tam olarak yansıtılabildiği söylenemez.
Sözlü Mülakat Emsal Karar
- Sözlü Mülakat İptal Davası
Danıştay 8. Dairesi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı öğrencisi olan davacının kaydının silinmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, İstanbul 4. idare Mahkemesi’nce, davacıya doktora yeterlilik sınavının yazılı kısmında aynı jüri üyelerin tamamı tarafından 80 puan verildiği halde, sözlü sınavda aynı jüri üyelerince değişik notlar verilerek objektif değerlendirme kriterinden uzaklaşıldığı ve sözlü sınavda farklı ve düşük verilen notların hangi objektif kritere ve maddi olguya dayandırıldığı idarece ortaya konulamadığından bahisle verilen 30.09.2003 gün ve E:2002/1725, K:2003/1073 sayılı iptal kararına karşı yapılan temyiz başvurusunda,
“… sözlü sınavın doğası gereği, ilgilinin sınav sırasındaki performansının değerlendirilmesi söz konusudur. Ses, görüntü kaydı ya da detaylı tutanak tutulmadıktan sonra, ilgilinin sözlü sınav performansının sonradan değerlendirilmesinin yapılamayacağı, bilirkişi incelemesine de konu edilemeyeceği açıktır. Dolayısıyla, yazılı ya da sözlü sınav arasındaki değerlendirme farklılığı, tek başına hukuka aykırılık sonucunu doğurmaz. Bu durumda aksi yöndeki kabule dayanılarak verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır”, demiş ve sözlü sınavların yargısal denetiminin sonradan yapılmasına imkan olmadığını vurgulamıştır.
- Sözlü Mülakat İptal Davası
Danıştay 8. Dairesi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı’na öğrenci alınması için yapılan mülakat sınavının iptali istemiyle açılan davanın temyiz incelemesinde “jürisi başkanının mülakata katılmadığının ve bir başka idari görevde olduğunun davalı idare savunmasıyla sabit olması, ilgili mevzuat gereği mülakat jürilerinin en az üç kişiden oluşması gerektiğinin açık olması ve dava konusu edilen mülakatı iki kişilik jürinin yapmış olması karşısında, ilgili mevzuatta aranan en az sayıdaki jüri üye sayısı sağlanmadan yapılan mülakatta ve değerlendirmede yasal düzenlemelere uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur. Danıştay’ın kararı doğru bir karardır. Zira burada idari işlemin kurucu şekil unsurlarından birisinde eksiklik söz konusudur. Jüri Başkanının idari bir görev nedeniyle jüriye katılamayacak olması halinde yedek jüri üyesi çağrılma imkanı var iken iki kişilik jürinin mülakat yapması hukuka aykırıdır.
(Kararın tamamına buradan ulaşabilirsiniz. http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2010-86-580 )
- Sözlü Mülakat İptal Davası
Ankara 6. İdare Mahkemesi 15.03.2019 tarihli kararında; “Bakılan davada, gerçekleştirilen sözlü sınavda sorulacak soruların Polis Akademisi Başkanlığı’nca mevzuata uygun şekilde önceden belirlendiği, sınav öncesinde belirlenen soruların cevaplarının da hazırlandığı, sınava giren davacının söz konusu sorular arasından kendi çektiği soruyu cevaplandırdığı, ancak komisyon üyelerince yapılan değerlendirme sonuçlarının ayrı ayrı tutanağa bağlanması gerekirken tek bir tutanağa bağlandığı, komisyon üyelerince hangi notun takdir edildiğinin tutanakta ayrı ayrı gösterilmemesinin sınavın hukuken denetlenebilir olmasını imkansız hale getirdiği, dolayısıyla sınavda usul hükümleri yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle davacının mülakatını iptal etmiştir.
- Sözlü Mülakat İptal Davası
Danıştay 2. Dairesi İlköğretim Okulu Öğretmeni olan davacının, 29.5.2005 tarihinde yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Müfettiş Yardımcılığı yazılı sınavına katıldığı ve bu sınavda (95.420) puan almak suretiyle başarılı olması üzerine çağrıldığı ve 29.6.2005 tarihinde gerçekleştirilen sözlü sınavda ise (56.800) puan almak suretiyle başarısız olduğu sözlü sınavın iptaline ilişkin kararda: ‘Bu durumda, tüm unsurları itibariyle yargısal denetimin yapılabilmesi ve hukuk devleti ilkesinin temini açısından; sözlü sınav komisyonu üyelerinin her biri tarafından değerlendirme yapılarak tutanağa bağlanmış soruların ve yanıtlarının neler olduğunun, bu yanıtlara komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmamış olması, ayrıca sözlü sınavda verilen yanıtların, teknolojik imkânlardan yararlanılarak sesli ve görüntülü kayıt altına alınmaması nedeniyle davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.’ gerekçesiyle işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir.
- Sözlü Mülakat İptal Davası
Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdari Dava Dairesi bir kararında: “…davacının katılmış olduğu sözlü sınava ilişkin olarak tutulan tutanakların incelenmesinden; tutanaklarda sadece komisyon üyeleri tarafından davacıya verilen puan ve not ortalamasının yazıldığı, ancak adaya yöneltilen sorulara verilen cevaplar ve verilen puanların gerekçelerinin yer almadığı, komisyon üyelerince takdir edilen ve yönetmelikte belirlenen başarı düzeyinin altında kalan puanların veriliş gerekçelerinin ortaya konulmadığı anlaşılmış olup, söz konusu sözlü sınavda davacının bilgi ve yeterliliğinin objektif bir biçimde değerlendirildiğinden söz etmeye olanak bulunmadığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir’ gerekçesiyle mülakatı iptal etmiştir.
- Sözlü Mülakat İptal Davası
Danıştay 12. Dairesi:
Davacı hakkında düzenlenen sözlü sınav puan değerlendirme formu incelendiğinde; bir başkan ve dört üyeden oluşan sınav komisyonu tarafından 40 puan üzerinden değerlendirilen mesleki bilgi düzeyine bütün komisyon üyelerinin her biri tarafından 15 puan takdir edildiği, yine 20’şer puan üzerinden yapılan değerlendirmede bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü kriterine, öz güveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı kriteri ile liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu kriterine bütün komisyon üyeleri tarafından her bir kriter için yine ayrı ayrı 10 puan takdir edildiği, başka bir deyişle davacıya her bir komisyon üyesi tarafından her bir değerlendirme kriteri için aynı puanın verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı hakkında her bir kriter yönünden yapılan değerlendirmede bütün komisyon üyeleri tarafından ayrı ayrı değerlendirme yapılmasına rağmen bütün kriterler için komisyon üyelerinin aynı puanı takdir etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, takdir yetkisinin objektif kullanılmadığı sonucuna varıldığından, davacının yapılan sözlü sınav neticesinde başarısız sayılması işleminde hukuka uygunluk görülmemiştir.’ gerekçesiyle Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını bozmuştur.