Cezaevine Yasak Eşya Sokma Suçu ve Cezası

cezaevine yasak esya sokma sucu

Cezaevine yasak eşya sokma suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 297. maddesinde düzenlenmiştir. Yasa maddesine göre cezaevine yasak eşya sokan bir kişi hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Cezaevine sokulacak yasak eşyalar yasaklı madde (uyuşturucu-uyarıcı maddeler), silah, bıçak, telefon gibi aletler olarak sıralanabilir. Cezaevine yasak bir eşyanın sokulması ya da bir yere bulundurulması şeklinde işlenen suç olarak tanımlanır. İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçu, iki seçimlik hareketle işlenebilen bir suçtur:

  • İnfaz kurumuna (cezaevi) veya tutukevine silah, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme aracı sokma,
  • İnfaz kurumunda veya tutukevinde silah, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme aracı bulundurma.

İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma veya bulundurma suçu Türk Ceza Kanununun Dördüncü Kısım Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümlerin İkinci Bölümünde Adliyeye Karşı Suçlar bölümünde yer almaktadır. İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma veya bulundurma suçu , infaz kurumu ya da tutukevinde güvenliğin sağlanması amacıyla ihdas edilmiştir. Silah gibi eşyaların anılan kurumlara sokulması gerek oraların güvenliğine gerekse orada bulunan  hükümlülerin güvenliğini tehdit etmektedir. Bu nedenle kişi güvenliği ve kamu güvenliği bu suçla korunan hukuksal değerlerdendir.

Türk Ceza Kanunu’nun 297. Maddesi şu şekildedir:

Madde 297

(1) İnfaz kurumuna veya tutukevine silah, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme aracı sokan veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun konusunu oluşturan eşyanın, temin edilmesi veya bulundurulması ayrı bir suç oluşturduğu takdirde; fikri içtima hükümlerine göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır.

(2) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 7/7/2011 tarihli ve E.:2010/69, K.:2011/116 sayılı Kararı ile.; Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/20 md.) Birinci fıkra kapsamı dışında kalan;

a) Firarı kolaylaştırıcı her türlü alet ve malzemeyi,

b) Her türlü saldırı ve savunma araçları ile yangın çıkarmaya yarayan malzemeyi,

c) Alkol içeren her türlü içeceği,

d) Kumar oynanmasına olanak sağlayan eşya ve malzemeyi,

e) 188 inci maddede tanımlanan suçlar saklı kalmak üzere, yeşil reçeteye tabi ilaçları,

f) Kurum idaresince incelenmek üzere alınanlar hariç, mahkemelerce yasaklanmış veya suç örgütlerini temsil eden yayın, afiş, pankart, resim, sembol, işaret, doküman ve benzeri malzemeler ile örgütsel haberleşme araçlarını,

g) Yetkili makamlarca izin verilenler hariç, ses ve görüntü almaya yarayan araçları,

ceza infaz kurumuna veya tutukevine sokan, buralarda bulunduran veya kullanan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların hükümlü veya tutukluların muhafazasıyla görevli kişiler tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

(4) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların konusunu oluşturan eşyayı yanında bulunduran veya kullanan hükümlü veya tutuklu, bunu kimden ve ne suretle elde ettiği hususunda bilgi verirse, verilecek ceza yarı oranında indirilir.

İlgili Makale: İnfaz Hesaplama

Cezaevine Yasak Eşya Sokma Suçunun Cezası

Cezaevine yasak eşya sokma suçu, Türk Ceza Kanunu’nda ‘adliyeye karşı suçlar’ başlığı altında düzenlenen suç türlerinden biridir. Bu itibarla, cezaevine uyuşturucu madde, elektronik haberleşme aracı, silah gibi yasak maddeler sokan kimse, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Kesin cezanın hesaplanması somut olayın özelliklerine göre hakimin takdirindedir. Hakim kararını verirken suçun işleniş şeklini, zamanını, işlendiği yeri ve meydana gelen zararı dikkate alır.

Ceza infaz kurumları ve tutukevlerine silah, uyuşturucu-uyarıcı madde, elektronik haberleşme araçları sokan veya ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bu eşyaları bulunduran kişiler TCK’da belirlenen cezaevine yasak eşya sokma suçunu işlemiş sayılır. Her ne kadar suç eşyasının temin edilmesi veya bulundurulması ayrı suçları oluştursa da fikri içtima hükümleri uygulanacaktır. Böylece verilecek ceza yarı oranında arttırılacaktır. Birinci fıkra dışında kalan bazı durumlarda ise kişiye verilecek ceza farklı olarak belirlenmiştir. Yasak eşyalar ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Silah (TCK 297/1)
  • Uyuşturucu ve uyarıcı madde (TCK 297/1)
  • Elektronik haberleşme cihazı (TCK 297/1)
  • Firarı kolaylaştıran aletler (TCK 297/2)
  • Her türlü saldırı/savunma araçları, yangın çıkarma malzemeleri (TCK 297/2)
  • Alkollü içecekler (TCK 297/2)
  • Kumar oynanmasını sağlayan eşyalar (TCK 297/2)
  • Yeşil reçete ilaçları (İstisnaları bulunmaktadır.) (TCK 297/2)
  • Örgüt pankartı, afişi (TCK 297/2)
  • Ses görüntü almaya yarayan araçlar (TCK 297/2)

Yukarıda yer alan araçları cezaevine sokan kişi hakkında uygulanacak ceza hapis cezasıdır. Birinci fıkrada yer alan durumlarda kişiye verilecek ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. İkinci fıkrada ise belirlenen ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Eğer görevlilerin işlediği bir suç için hükümlü veya tutuklu olan şahıslar için verilecek ceza 1 kat arttırılır. Bununla birlikte eşyayı kimden aldığını söyleyen bir kişi hakkında da verilecek ceza yarı oranında indirilir.

cezaevine yasak esya sokma sucu cezasi
cezaevine yasak esya sokma sucu cezasi

Cezaevine Yasak Eşya Sokma Suçunun Unsurları

Fail Türk Ceza Kanunu’nda suç kabul edilen hukuka aykırı bir eylemi yapan kişidir. Yani failin bir hareket yeteneği bulunmakta olup suçun gerçekleşmesi için birtakım eylemler gerçekleştirir. Cezaevine yasak eşya sokmaya çalışan kişi yani eşyayı kullanan ve bulunduran kişi suçun faili olacaktır. Bu nedenle suçu işleyecek kişi cezaevine girip çıkabilen görevliler olabileceği gibi mahkumlar da olabilir. Mağdur ise kendisine karşı işlenen bir suçtan dolayı vücut bütünlüğünde veya ekonomisinde zarara uğrayan kişidir. Yani mağdurun hak ve menfaatleri ihlal edilmektedir. Ancak suçun mağduru devlet ve kamu düzenini oluşturan toplumdur.

Suç teşkil eden her hareketin bir konusu vardır ve suçun hukuki konusu denilince bundan tipik hareketin üzerinde icra edildiği kişi veya şey anlaşılmaktadır. Suçun hukuki konusu silah, uyarıcı maddeler ve telefon gibi sıralanan eşyalardır. Nitekim suç konusu eşyalar suçun hukuki konusunu oluşturacaktır. Manevi unsur suçu işleyen fail ile eylemleri arasındaki manevi bağdır. Suçun manevi unsurunda suçun kast veya taksirle işlendiğiyle ilgilenmekteyiz. Türk Ceza Kanununda taksirle işlenen suçlar bellidir.  Söz konusu suçun taksirle işlenme imkanı yoktur.

Cezaevine Yasak Eşya Sokma Suçunda Teşebbüs ve İştirak

Kural olarak bir kişi hakkında cezaya hükmedilebilmesi için bu davranışların ceza kanununda yasaklanan suçlardan olması gerekir. Eğer fail suç işleme kastıyla hareket etmesine rağmen elinde olmayan sebeplerle suçu gerçekleştiremezse teşebbüsün varlığından bahsedilir. Cezaevine yasak eşya sokma suçu için de teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkündür. Örneğin bir gardiyandan bıçak almak için para veren mahkumun parayı vermesine rağmen bıçağı tam alacakken başka bir gardiyan tarafından yakalanmaları halinde teşebbüs hükümleri uygulanacaktır.

İştirak esas itibariyle suça yardım etme ve suça azmettirme şeklinde iki şekilde işlenebilir. Azmettirme aklında suç işleme düşüncesi olmayan bir kişinin başka biri tarafından ikna edilerek suç işlemeye karar vermesinin sağlanmasıdır. Yardım etme ise suç işleme kararı vermiş olan bir kişinin suçu işlemesi için maddi-manevi olarak katkı sağlamak şeklinde gerçekleşir. Cezaevine yasak eşya sokma suçunda ise iştirak hükümlerinin uygulanması mümkündür. Nitekim birden fazla kişinin bu suçu işlemeye irade ve kararı ile iştirak durumu ortaya çıkar.

Cezaevine Yasak Eşya Sokma Suçunda Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve HAGB

  • Adli Para Cezasına Çevirme: Adli para cezaları, mahkemenin, suçun failine verilen hapis cezasının süresine göre belirlenecek bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesi konusunda karar vermesi ve failin hapis cezasından kurtulması durumudur. Burada bir hapis cezasının adli para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın bir yılın altında olması gereklidir yani bu çevirme ancak kısa süreli hapis cezalarında mümkündür. Bazı durumlarda hapis cezasının bir kısmı para cezasına dönüştürülür ve fail hem hapis cezası hem de para cezasına çarptırılır. Türk Ceza Kanununda adli para cezası direkt verilebilmekle birlikte hapis cezasına ek olarak da verilebilir. Cezaevine yasak eşya sokma suçunda verilecek ceza 1 yıl ve altında belirlenirse adli para cezasına çevrilmesi de mümkün olacaktır.
  • Erteleme: Erteleme bir kişi hakkında hapis cezasına hükmedildikten sonra infazının ertelenmesi olarak adlandırılır. Kişi deneme süresi içerisinde iyi halli olarak hareket ederse cezaevine hiç girmeden cezası infaz edilmiş sayılır. Yani kişi hakkında hükmedilen cezanın infazı belirli bir süre geri bırakılır ve o süre içerisinde herhangi bir suç işlenmediği takdirde de infaz edilmiş sayılır. Erteleme kararı kapsamında mahkeme tarafından yargılaması yapılan kişinin suçlu olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte kişiye belirli bir hapis cezası da verilmiştir. Ancak mahkeme kişiye vermiş olduğu bu hapis cezasını, kişi ceza infaz kurumuna girmeden, şartlı olarak vazgeçilmesi yoluna gidilebilir. Bu durumda hapis cezasının ertelenmesinden bahsedilecektir. Cezaevine yasak eşya sokma suçu hakkında erteleme kararı verilmesi de mümkündür.
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı: Ceza Muhakemeleri Kanununa göre hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için sanığın suçun işleniş biçimi, suçun işlenişindeki amaç ve saikler, yanında sanığın kişiliği, yaşayışı, iş ve güç durumu vb. durumlar önem arz eder. Bu durumların değerlendirilmesi sonucu mahkeme kişinin gelecekte topluma zarar doğurmayacağına kanaat getirmesi halinde bu kararı verebilir. HAGB alan sanığın belli süreler içerisinde başka bir suça karışması durumunda cezası uygulanabilir hale gelecek ve hapis cezası ile karşı karşıya kalacaktır. Bununla birlikte yapılan son değişikliklere göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı artık sanığın rızasına bağlı olmaktan çıkarılmış olup bu karara karşı itiraz değil istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir. Bununla birlikte 2 yıl ve altında ceza alan suçlarda HAGB kararı verilmesi mümkün olduğundan cezaevine yasak eşya sokma suçu açısından, HAGB kararı verilmesi mümkündür.

Cezaevine Yasak Eşya Sokma Suçunda Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme

  • Uzlaşma: Uzlaşma, suçtan mağdur olan kişinin suç şüphelisi ile anlaşması sonucunda ceza yargılamasının sona ermesidir. Cezaevine yasak eşya sokma suçu uzlaşma kapsamında değildir. Bu nedenle cezaevine yasak eşya sokma suçunda uzlaşma söz konusu olmaz. Nitekim uzlaşma Türk Ceza Hukukunda belli başlı suçlarda kullanılır.
  • Etkin Pişmanlık: Etkin pişmanlık, kişilerin işledikleri suçtan sonra kendi iradeleri ile pişman olması, suçtan dolayı meydana gelen olumsuzlukların giderilmesi ve adalete katkı sunması ile bazı ceza indirimleri öngören bir kurumdur. Kanunda ceza infaz kurumuna yasak eşya sokma suçunda etkin pişmanlık hali mümkündür. Nitekim eşyayı kimden temin ettiğini söyleyen bir kişi hakkında verilecek cezada yarı oranında indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
  • Zamanaşımı: Zamanaşımı hususu, Türk Ceza Kanunu m.66’da düzenlenmiştir.  TCK Madde 66/d’ ye göre, beş yıldan fazla ve 20 yıldan az hapis cezalarını gerektiren suçlarda kamu davası açılması 15 yıl geçmekle düşer. Ceza infaz kurumuna yasak eşya sokulması halinde uygulanacak zamanaşımı süresi 8 yıl olarak belirlenmiştir.
  • Görevli Mahkeme: ’Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır.’’ (5235 sayılı kanun m. 11) Yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere ceza infaz kurumuna yasak eşya sokan kişinin yargılaması asliye ceza mahkemelerinde yürütülecektir.

Cezaevine Yasak Eşya Sokma Suçunun Soruşturma Evresi ve Sonunda Verilebilecek Kararlar

Cezaevine yasak eşya sokma suçu takibi şikayete bağlı suçlardan değildir. Bu nedenle suç hakkında yürütülecek soruşturma resen yürütülmektedir. Bununla birlikte bir kişinin şikayet ve ihbarda bulunması da suç hakkında soruşturma yürütülmesini mümkün kılar. Ancak sonrasında kişilerin şikayetlerinden vazgeçmeleri halinde kamu davasının açılması kararının önüne geçilemez. Nitekim suçun takibi şikayete bağlı değildir. Cumhuriyet savcısının delilleri araştırması ile soruşturma başlar.

Soruşturma evresinde yeterli delil ve suç şüphesi olduğu kanaatine varıldığı takdirde Cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenlenebilir. Tam aksi kanaatte olduğu takdirde ise kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilebilir. İddianame düzenlendiği takdirde kamu davası açılır ve ceza infaz kurumuna yasak eşya sokan kişi hakkında yargılama başlar. Bu kişilerin yargılaması basit yargılama usulüne göre yürütmez yalnızca genel yargılama hükümleri uygulanır. Aynı zamanda kanunda yer alan suçun temel halinin cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası olduğundan kişiye verilecek ceza da buna göre belirlenir.

alkol uyusturucu madde etkisinde olma tck 34

Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma – TCK 34. Madde

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

beraat derhal beraat karari

Beraat Kararı (CMK Madde 223/2)

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

ek savunma

Ceza Hukukunda Ek Savunma – CMK Madde 226

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

X
kadim hukuk ve danışmanlık