Ceza Muhakemesi Kanunu 54. Madde
Tanıklara Yemin Verilmesi
- Tanıklar, tanıklıktan önce ayrı ayrı yemin ederler. Gerektiğinde veya bir kimsenin tanık sıfatıyla dinlenilmesinin uygun olup olmadığında tereddüt varsa yemin, tanıklığından sonraya bırakılabilir.
- Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcıları da tanıklara yemin verirler.
Ceza Muhakemesi Kanunu 54. Madde Gerekçesi
Madde, yeminin esas itibarıyla tanıklıktan önce verileceğini kabul etmiştir; yeminin cezai sonuçları önceden bilinirse doğrunun daha büyük bir olasılıkla söyleneceği düşünülmüştür. Yeminin önemini, anlamını kavraması için, hâkim yemin edecek olanlara, dinlemeden önce yeminin önemini anlatmalıdır.
Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının tanığa yemin verebilmesi ayrık hallerde olasıdır. Zira esas hakkında hüküm verecek olan hâkim tanığı bizzat dinlemelidir. Tasarımın sisteminde hastalık gibi bir nedenle, tanığın duruşmada bulunamayacağının anlaşıldığı hallerde istinabe yolu ile tanığın dinlenmesi istinaen kabul edilmiştir.
İstisna, doğrudan doğruyalık kuralına aykırı olmakla birlikte davaları hızlandırmak amacı ile tanığın Cumhuriyet savcısı huzurunda da ceza tehdidi altında doğruyu söylemesi için, Cumhuriyet savcısının da yemin verebilmesi kabul edilmiştir. Cumhuriyet savcısının yemin verebilmesi, hukukumuzda ilk soruşturmanın kaldırılmış olmasının bir sonucu olarak da kabul edilebilir.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
Ceza Muhakemesi Kanunu 54. Madde Tanıklara Yemin Verilmesi Emsal Kararlar
Yargıtay 5. Ceza Dairesi E:2006/9247, K:2007/1758
- Ceza Muhakemesi Kanunu 54. Madde
- Tanıklara Yemin Verilmesi
Dava: Nitelikli zimmet suçundan sanık Yusuf Tarhan’ın yapılan yargılanması sonunda: sanığın eylemi görevi kötüye kullanma niteliğinde görüldüğünden mahkûmiyetine dair Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 13.10.2005 gün ve 2005/164 Esas, 2005/172 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Sağlık Kurumları 2 Nolu Döner Sermaye Saymanlığında 21.05.2002 tarihinde saymanlık müdür yardımcısı olarak görevlendirilip saymanlık görevini vekâleten yürüten sanığın, görevi gereği kendisine tevdi edilen, muhafaza, denetim ve sorumluluğu altında bulunan Döner Sermaye Saymanlığının Kastamonu Ziraat Bankası 486046 numaralı hesabından, suç tarihlerinde muhtelif kerelerde para çekerek ve bir başkasına ödeme yapılmasını sağlayarak, kendisine ve üçüncü kişilere menfaat temin ederek zimmet suçunu işlediği Kastamonu Defterdarlığı Muhasebe Denetmenliği’nin S.R. 2003/1 sayılı Soruşturma Raporu, Kastamonu Deftardarlığı’nın 11.11.2003 tarihli yazısı, tanık beyanları, sanığın hazırlık aşamasındaki samimi ikrarı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı halde, sanığın yasalara aykırı bir biçimde para çektiği, bu paraları ihtiyacı olanlara daha sonra yasal faizi ile birlikte ödenmek üzere dağıttığı, mal edinmediği gerekçesiyle suçun vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi, Tanıklardan Hasan Mahmutoğlu’nun mahkemede yemin verilmeden dinlenilmesi suretiyle CMUK’un 56. (CMK. 54) maddesine aykırı davranılması, ücreti vekâletin katılan idare yerine, vekiline verilmesi, Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’un 321. maddesi uyarınca bozulmasına, 06.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay 1.Ceza Dairesi E: 2013/4722, K: 2014/848
- Ceza Muhakemesi Kanunu 54. Madde
- Tanıklara Yemin Verilmesi
Dava ve Karar: 1.a- Sanıklar R., H., A. ve F. H. mala zarar verme, kasten yaralamaya teşebbüs ve hakaret suçlarından açılan davaların düşürülmesine, tehdit suçundan açılan davada beraatlarına ilişkin kurulan hükümler yönünden; sanıklar H. verilen beraat ve düşme kararlarını temyizde hukuki yararı bulunmadığından, sanıklar müdafinin gerekçeye yönelik olmayan temyiz isteminin CMUK’un 317. maddesi gereğince,
Mağdur sanıklar vekilinin, yüzüne karşı verilen 10.10.2012 tarihli hükmü, 11.10.2012 tarihinde ve yasal süresi içerisinde sadece sanıklar müdafii olarak temyiz ettiği, 12.11.2012 tarihli gerekçeli temyiz dilekçesinde ise mağdur-sanıklar müdafii olarak temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla, mağdurlar vekili sıfatıyla yasal süresinden sonra yaptığı temyiz isteminin CMUK’un 317. maddesi uyarınca,
Katılanlar M. Ş., V., S. E. ve K.’in hak ve yetkileri olmadığından, vekillerinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK’un 318. maddesi gereğince, reddine karar verilmiştir.
Mağdur-müşteki R. vekilinin 20.07.2011 tarihli oturumda katılma talebinde bulunması karşısında davaya müdahale talebi H. bir karar verilmeden yargılamaya devamla son hükmün kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 237. ve 238. maddelerine muhalefet edilmesi,
Sanıklar H., F. ve A.’in aynı zamanda mağdur olarak dinlenmeleri karşısında, mağdur sıfatıyla beyanları alınırken haklarının hatırlatılmaması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 234. maddesine aykırı davranılması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık S.’ın maktul Ö.’ı kasten öldürme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından mahkumiyetine, mağdur R.’i kasten öldürmeye teşebbüs, mağdurlar H., A. ve F.’i kasten silahla yaralamaya teşebbüs suçlarından beraatına, sanık E.’in mağdur R.’i kasten öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından mahkumiyetine, maktul Ö.’ı kasten öldürme, mağdurlar H., A. ve F.’i kasten silahla yaralamaya teşebbüs suçlarından beraatına, sanıklar R., H., A. ve F. H. mağdurlar S. ve E.’i yaralamaya teşebbüs suçundan açılan davaların düşürülmesine, sanık H.’nın tehdit suçundan beraatına ilişkin kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanıklar müdafilerinin esasa ilişkin savunmalarını yaptığı, sanıkların son sözlerinin sorularak hükmün kurulduğu 10.10.2012 tarihli duruşma tutanağının tüm sayfalarının zabıt katibi Y. Ö. tarafından imzalanması gerektiğinin düşünülmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 219/1 maddesine aykırı davranılması,
Tanık M. O.’ın 20.07.2011 tarihli celsede, tanıklar R. U. ve A. Ö.’in 14.10.2011 tarihli celsede, tanıklıktan ve yeminden çekinme hakları bulunmadığı halde, yeminleri yaptırılmayarak beyanlarının alınması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 54/1 maddesine muhalefet edilmesi,
Sanık S. H. 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılmış bir dava bulunmadığı halde sanığın mahkumiyetine karar verilerek 5271 sayılı CMK’nın 225. maddesine aykırı davranılması,
Sanık S.’a duruşmadan önce iddianame tebliğ edilmeden ve savunmasının alındığı oturumda savunmasını hazırlayabilmesi için süre isteme H’nın bulunduğu açıkça hatırlatılmadan, sanığın sorgusu yapılarak duruşmaya devamla hüküm kurulması suretiyle savunma H. kısıtlanarak 5271 sayılı CMK’nın 176. maddesine aykırı davranılması, iddianame okunmadan, sanık F.’in sorgusu yapılarak 5271 sayılı CMK’nın 191/3-b maddesine aykırı davranılması,
Gerekçeli karar başlığında katılanlar N., C. ve B. A.’nın adı ve soyadının gösterilmemesi, sanıklar S. ve E.’in tahliye olmamalarına rağmen tahliye tarihinin yazılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/2. maddesine aykırı davranılması, 5271 sayılı CMK’nın 324/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin kimden ne şekilde tahsil edileceğinin kısa kararda gösterilmemesi, bozmayı gerektirmiş olup, sanık S. müdafinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemedeki itirazları ile sanık E. müdafinin, Cumhuriyet Savcısının, katılanlar M. Ş., V., S. E. ve K. vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, kısmen resen de temyize tabi bulunan hükümlerin CMUK’un 321. maddesi uyarınca sair cihetleri incelenmeksizin, tebliğnamedeki düşünce gibi bozulmasına, 17.02.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi E:2009/14616, K:2010/27516
- Ceza Muhakemesi Kanunu 54. Madde
- Tanıklara Yemin Verilmesi
Sanık B.. Ç..yönünden, aynen infazına karar verilen, Tortum Sulh Ceza Mahkemesinin 30.01.2001 tarih, 2000/45, 2001/3 sayılı kararı ile hükmolunan erteli mahkumiyetin temyizi kabil olması nedeniyle, kasten yaralama suçundan kurulan hükmün de temyiz kabiliyetinin bulunduğu ve sanıklar B.. Ç.. ile O.. Ç..’nın, daha önce kasıtlı suçlardan mahkumiyetlerinin bulunması nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK.’nın 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun gerçekleşmemesi karşısında, bu sanıklar yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
765 sayılı Yasanın lehe olduğu kabul edilerek kurulan hükümde, anılan yasanın tüm hükümlerinin bütün halinde uygulanması gerekeceğinden, sanıklar B..ve O.. Ç.. hakkında kurulan hükümlerde aynen infaza ilişkin TCK’nın 95/2.maddesinin uygulanmasında isabetsizlik görülmemekle, tebliğnamenin bu husustaki bozma düşüncesine katılınmamış, sanık B.. Ç..’nın, her iki katılana karşı gerçekleştirdiği tehdit eyleminin iki ayrı suç oluşturacağı gözetilmeden, teselsül hükmünün uygulanması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak;
5271 sayılı CMK’nın 51.maddesi uyarınca, ancak tanıklıktan çekinebileceklere yemin verip vermemek hakimin takdirine bağlı olduğu halde, aynı yasanın 45. maddesi kapsamında tanıklıktan çekinme hakları bulunmayan, katılanların babaları M.. G.. ve K.. Ç.. ile katılan Ö..Ç..’nın kardeşi S..Ç..ı’nın, CMK’nın 54.maddesine aykırı olarak yeminsiz dinlenmeleri,
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasada, Cumhuriyet Savcısı’nın hükümlüye ödeme emri tebliği üzerine, belirli süre içerisinde ödenmeyen para cezalarına gecikme zammı uygulanacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, 647 sayılı Yasanın 5/5.maddesi uyarınca gecikme zammına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Sanıklar R.. Ç.. ve B.. Ç.. yönünden, hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa’nın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesi uyarınca ve bu maddenin 6.fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7.maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezaların tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ile yerel C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi bozulmasına, 06.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi E: 2013/37718, K: 2014/22557
- Ceza Muhakemesi Kanunu 54. Madde
- Tanıklara Yemin Verilmesi
Sanığın arkadaşı olup, tanıklıktan ve yeminden çekinme hakkı bulunmayan tanık …’ın CMK’nın 54. maddesine aykırı şekilde yeminsiz dinlenmesi, Kanuna aykırı ve sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/06//2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.