Ceza Muhakemesi Kanunu 102. Madde
Tutuklulukta Geçecek Süre
- (Değişik: 6/12/2006 – 5560/18 md.) Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek altı ay daha uzatılabilir.
- Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda beş yılı geçemez.
- Bu maddede öngörülen uzatma kararları, Cumhuriyet savcısının, şüpheli veya sanık ile müdafinin görüşleri alındıktan sonra verilir.
- (Ek:17/10/2019-7188/18 md.) Soruşturma evresinde tutukluluk süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işler bakımından altı ayı, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işler bakımından ise bir yılı geçemez. Ancak, Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu olarak işlenen suçlar bakımından bu süre en çok bir yıl altı ay olup, gerekçesi gösterilerek altı ay daha uzatılabilir.
- (Ek:17/10/2019-7188/18 md.) Bu maddede öngörülen tutukluluk süreleri, fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmamış çocuklar bakımından yarı oranında, on sekiz yaşını doldurmamış çocuklar bakımından ise dörtte üç oranında uygulanır.
Ceza Muhakemesi Kanunu 102. Madde Gerekçesi
Tutuklamada geçen sürenin, makul olması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesinde öngörülmüş bir temel ilkedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bazı kararlarında görüldüğü gibi, tutukluluğun bu makul süreyi aşması, tazminat ödenmesini gerektirmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği kararların, tüm Avrupa ülkelerince göz önünde tutularak, kanunlarında gerekli değişikliklerin yapıldığı bilinmektedir. Bu hususlar göz önünde tutularak maddede;
Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok altı ay tutukluluk süresi öngörülmüştür. Ağır cezalı işlerde ise en fazla iki yıl tutuklama süresi öngörülmüştür. Uzatma kararlarının verilmesinde Cumhuriyet savcısının ve savunmanın görüşlerinin alınması zorunluluğu getirilmiştir. Madde, bütünü ile şüpheli ve sanık haklarını koruma amacına yöneliktir.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
Ceza Muhakemesi Kanunu 102. Madde Tutuklulukta Geçecek Süre Emsal Kararlar
Yargıtay 1. Ceza Dairesi E: 2021/9957 K: 2021/12663
- Ceza Muhakemesi Kanunu 102. Madde
- Tutuklulukta Geçecek Süre
Somut olayda, hükümlü hakkında hükmedilen seçenek yaptırımın infazına başlayamama sebebinin, başka suçtan … T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olmasından kaynaklandığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, “Tutuklulukta geçecek süre” başlıklı 102. maddesinde ” (1) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/18 md.) Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek altı ay daha uzatılabilir. (2) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda beş yılı geçemez.” şeklinde yer alan düzenleme ile tutukluluk için azami süreler öngörüldüğü nazara alındığında, hükümlünün ceza infaz kurumundan tahliyesini takiben seçenek yaptırımın infazına başlanabileceği cihetle anılan seçenek yaptırımın infazının imkânsız hale gelmediği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01/04/2021 gün ve 94660652-105-55-4706-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/11/2020 tarihli ve 2020/2023 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 22/09/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi E: 2006/3677, K: 2006/5255
- Ceza Muhakemesi Kanunu 102. Madde
- Tutuklulukta Geçecek Süre
Adam öldürmek suçundan … hakkında verilen hüküm Dairemizce onanarak kesinleşmiş olup 01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi nedeniyle yeniden duruşma açılarak TCK’nın 86/2, 31/3, 62/1. maddeleri gereğince hükümlülüğüne dair Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 18.11.2005 gün ve 117/392 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi hükümlü vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hükümlü müdafiinin duruşma talebinin CMUK’un 318. maddesi gereğince reddine, Hükümlü … hakkında 765 Sayılı TCK’nın 452/2, 59. maddeleri gereğince kurulup, Yargıtay 1. Ceza Dairesince onanmak suretiyle kesinleşen hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 Sayılı TCK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi uyarınca yeniden duruşma açılarak yapılan uyarlama sonucu kurulan hükümde kanuna aykırı cihet görülmediğinden hükümlü ve müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
Hükümlünün 5237 sayılı TCK’nın 86/2. maddesi kapsamında kalan basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek kasten yaralama eylemi sonucu kronik kalp yetmezliği aktif hale gelerek ölümün gerçekleşmesi olayında, 5237 sayılı TCK’nın 87/4. maddesinde bu fıkraya atıf bulunmadığı ve aynı kanunun 23. maddesi dikkate alınarak, 85. maddesi uyarınca somut uygulama yapılarak eski hükümle karşılaştırıldıktan sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ve müdafinin temyiz talebi bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bozulmasına, bozma sebebine, tutuklulukta ve hükümlülükte geçen süreye ve CMK’nın 102. maddesine göre hükümlünün tahliyesine, başka suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde tahliyesinin temini için Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 28.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi E:2021/13825, K:2021/5802
- Ceza Muhakemesi Kanunu 102. Madde
- Tutuklulukta Geçecek Süre
Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan sanıklar … ve….. hakkında yapılan yargılama sırasında; İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesiyle Bursa 11. Ağır Ceza Mahkemesi arasında oluşan olumsuz birleştirme uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi istemiyle gönderilen dosya Yargıtay C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye verilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
İncelenen dosya içeriğine, sanıkların üzerine atılı suçun niteliğine ve iddianamelerde olayın anlatılış biçimine göre; her iki mahkemenin dava dosyaları arasında sanıkları ve suçu yönünden şahsi, hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla, davaların birlikte yürütülmesinde yarar görüldüğünden, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/271 Esas sayılı dava dosyası ile Bursa 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/227 Esas sayılı dava dosyalarının birleştirilmesine, davanın Bursa 11. Ağır Ceza Mahkemesi dosyası üzerinden yürütülmesine, 5271 sayılı CMK’nın 102. maddesinde öngörülen tutuklama sürelerindeki sınırların aşılmadığı, sürdürülen tutuklama tedbirinin orantılı olduğu, tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmadığı, esasa ilişkin inceleme sırasında tutuklama koşullarının mahkemesince değerlendirilme imkanı mevcut olduğunun anlaşılmasına göre bu aşamada sanık müdafinin tahliye isteminin reddine, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdine 24/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi E:2021/12069, K:2021/4173
- Ceza Muhakemesi Kanunu 102. Madde
- Tutuklulukta Geçecek Süre
Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan sanıklar …, … ve … haklarında yapılan yargılama sırasında; … 1. Ağır Ceza Mahkemesiyle Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesi arasında oluşan olumsuz birleştirme uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi istemiyle gönderilen dosya Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye verilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Birleştirme kararlarının esas hükümle birlikte temyiz edilebileceği gözetilerek yapılan incelemede; incelenen dosya içeriğine, sanıkların üzerine atılı suçun niteliğine, iddianamelerde olayın anlatılış biçimine, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 12/02/2021 gün ve 2020/1820 Esas, 2021/169 Karar sayılı ilamına göre her iki mahkemenin dava dosyaları arasında sanık ve suçları yönünden şahsi, hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla, davaların birlikte yürütülmesinde yarar görüldüğünden, … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/38 Esas sayılı dava dosyası ile Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/225 Esas sayılı dava dosyalarının birleştirilmesine, davanın … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/38 Esas dosyası üzerinden yürütülmesine, sanık …’in üzerine atılı suçlar ve tutuklanma tarihi nazara alındığında 5271 sayılı CMK’nın 102. maddesinde öngörülen tutuklama sürelerindeki sınırların aşılmadığı, sürdürülen tutuklama tedbirinin orantılı olduğu ve tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmadığı, esasa ilişkin inceleme sırasında tutuklama koşullarının mahkemesince değerlendirilme imkanı mevcut olduğunun anlaşılmasına göre bu aşamada sanık müdafinin tahliye isteminin reddine, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine 30/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2019/2325, K:2021/1496
- Ceza Muhakemesi Kanunu 102. Madde
- Tutuklulukta Geçecek Süre
Davacının 20.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, davacının tazminat talebinin CMK’nın 141/1-d bendine dayandığı, CMK’nın 141/1-d maddesine dayanılarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilmek için Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin yerleşik kararları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. ve 6. maddeleri gereğince davacının kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul süre içerisinde yargılama mercii huzuruna çıkarılmaması ve bu süre içerisinde de hakkında hüküm verilmemesi gerektiği, davacının da üzerine atılı ve iddia olunan suç nedeniyle usulüne uygun olan ve makul olan gözaltına alma işleminden sonra 08.11.2008 tarihinde tutuklandığı, hakkında tutukluluk halinin devamına karar verildiği, bu kararların da davacıya tebliğ edildiği, yargılamanın davacı ile yargılanan ve birleştirilen dosyalardaki sanık sayısı da gözetildiğinde makul sayılabilecek nitelikte olduğu ve davacının da tutukluluk halinin yine CMK’nın 102/2 maddesinde belirtilen en fazla 5 yıllık olabilecek tutukluluk süresini aşmadan 24.02.2009 tarihinde sona erdirildiği, davacının tutukluluk halinin devamına ve bu tutukluluk durumunun 30’ar günlük sürelerle değerlendirilmesi halinde aynı gerekçelerin tekrarlanmaksızın farklı sebeplerle tutukluluk halinin devamına karar verildiği, kovuşturma aşamasının yargılama safhasında yargılamanın ve tutukluluk halinin Ağır Ceza Mahkemelerinde öngörülen CMK’nın 102/2 maddesindeki 2 yıllık süreyi aşmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 12/04/2011 Tarihli, 2011/1-51 Esas ve 2011/42 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere Yargıtay aşamasında bozma ilamına kadar geçen sürenin de uzun tutukluluk süresinden sayılamayacağı yönündeki tespiti, davacının kanunda belirtilen koşullar kapsamında tutuklandığı ve tutukluluk halinin devamına karar verildiği, ayrıca kanuna uygun olarak tutuklandıktan sonra makul süre içerisinde yargılama merciine çıkarıldığı, yargılamanın sona erdiği, verilen kararların kesinleştiği, bu haliyle makul sürede yargılanmadığı yönündeki iddia bakımından tazminatı gerektiren bir hak ihlalinin bulunmadığı anlaşıldığından, CMK’nın 141/1-d bendi bakımından şartları oluşmayan usulüne uygun gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin davanın kabulü gerektiğine ilişkin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davalı kurum lehine, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca bozulmasına, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 2. paragrafının “Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.600 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, hazineye verilmesine” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün düzeltilerek onanmasına, 15.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.