Ceza Muhakemesi Kanunu 10. Madde
Görülmekte Olan Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması
- Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
- Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
- İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur.
Ceza Muhakemesi Kanunu 10. Madde Gerekçesi
Madde, davanın her aşamasında aralarında bağlantı bulunan davaların yüksek görevli mahkemece re’sen birleştirilerek yargılamaya devam edilebileceğini veya birleştirilen davaların gerek görüldüğünde aynı şekilde ayrılabileceğini belirtmektedir. Cumhuriyet savcısı veya taraflar da bu hususu mahkemeden isteyebilirler; ancak mahkeme takdirine göre gerekli kararı verecektir.
Soruşturması ve kovuşturulması ayrı ayrı yürütülen davaların sonradan birleştirilmesine veya daha önce birleştirilen davaların ayrılmasına karar vermek yetkisinin yüksek görevli mahkemeye ait olduğu belirtildiğinden ve kovuşturma yüksek görevli mahkemede yapılacağından, izlenecek yargılama usulünün, bu mahkemenin tâbi bulunduğu usul olması davaların süratle sonuçlandırılması ilkesi gereği uygun görülmüştür.
Dava ekonomisinin sağlanması, yargılamanın süratlendirilmesi amacı ile öngörülen bu madde düzenlenirken ikinci fıkrada işin esasına girildikten sonra ayırma kararı verildiğinde, ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunması kabul edilmiştir. Davanın esasına girmeden maksat, iddianamenin okunmasından sonraki aşamalardır.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
Ceza Muhakemesi Kanunu 10. Madde Görülmekte Olan Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması Emsal Kararlar
Yargıtay 5. Ceza Dairesi E: 2020/1262, K: 2020/9978
- Ceza Muhakemesi Kanunu 10. Madde
- Görülmekte Olan Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması
Bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık, nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından suça sürüklenen çocuklar … ve … haklarında yapılan yargılama sonunda, dosyalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu ve delillerin bir arada değerlendirilmesinin zorunlu olduğu gerekçesiyle dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/65 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair Sakarya … Mahkemesinin 13/04/2018 tarihli ve 2018/73 esas, 2018/244 esas sayılı kararının itiraz edilmeksizin kesinleşmesini müteakip, birleşen dosyanın tefrik edilmesine ilişkin Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli ve 2018/165 esas, 2018/855 sayılı kararına istinaden aynı Mahkemenin 2019/186 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde, birleşen dosya yönünden Mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili ve görevli Sakarya … Mahkemesine gönderilmesine dair Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli ve 2019/186 esas, 2019/223 sayılı Kararının; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesinde yer alan “(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.” şeklindeki düzenleme ile anılan Kanunun “Bağlantılı suçlarda yetki” başlıklı 16. maddesinde yer alan “(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. (2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir. (3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir.” düzenleme nazara alındığında; Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin yargılamasına konu suç tarihi ve müştekiler ile, birleşen Sakarya … Mahkemesinin 2018/73 esas sayılı dosyasındaki suç tarihi ve müştekilerin farklı olması nedeniyle dosyalar arasında hukuki ve fiili bağlantının olmadığının anlaşılması nedeniyle birleştirmenin uygun görülmediğine ve mahkemeler arasında birleşme uyuşmazlığı meydana geldiğinden bahisle birleştirme hususunda bir karar verilmek üzere dosyanın ortak yüksek görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 24/01/2020 gün ve 94660652-105-54-19501-2019-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte gönderilmekle gereği düşünüldü:
Ceza Muhakemesi Kanununun 10. maddesine göre birleştirme uyuşmazlığının ortak yüksek görevli mahkemece çözülmesi gerektiği anlaşılmakla, Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli ve 2019/186 Esas, 2019/223 sayılı Kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin reddine, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdine 09/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi E: 2019/9189, K: 2020/49
- Ceza Muhakemesi Kanunu 10. Madde
- Görülmekte Olan Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması
Mühür bozma suçundan sanıklar… ve… Haklarında İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/226 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında, İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/563 esas sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan dava ile şahsî ve fiilî irtibat bulunduğundan bahisle her iki davanın birleştirilmesine dair İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/05/2019 tarihli ve 2019/226 esas, 2019/214 sayılı kararı üzerine, birleştirme koşulları oluşmadığı ve bu hususta muvafakat alınmadığından bahisle dosyanın İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine ilişkin İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/06/2019 tarihli ve 2018/563 esas sayılı yazısını müteakip, dosyanın gönderildiği merci İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesince birleştirmeye muvafakat verilmemesine ilişkin müzekkerenin karar vasfı taşımaması nedeniyle henüz olumsuz birleştirme uyuşmazlığı çıkmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/07/2019 tarihli ve 2019/610 Değişik iş sayılı Kararının;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesinde yer alan “(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.” şeklindeki hüküm ile anılan Kanunun “Bağlantılı suçlarda yetki” başlıklı 16. maddesinde yer alan “(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. (2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir. (3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir.” biçimindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesince verilen birleştirme kararını takiben İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/06/2019 tarihli yazısıyla birleştirmenin uygun görülmeyerek dosyanın iade edilmesi üzerine, mahkemeler arasında birleştirme uyuşmazlığının meydana geldiği, ortak yüksek görevli mahkeme olan merciince işin esasına girilmek suretiyle birleştirme hakkında bir karar vermesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/11/2019 gün ve 94660652-105-34-15166-2019-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte gönderilmekle gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05/07/2019 tarihli ve 2019/610 Değişik iş sayılı Kararın CMK’nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 13/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi E: 2019/8079, K: 2019/10741
- Ceza Muhakemesi Kanunu 10. Madde
- Görülmekte Olan Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması
Nitelikli hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuklar … ve … haklarında yapılan yargılama sonunda, Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/474 esas sayılı dosyası ile fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, delillerin bir arada değerlendirilmesinin zorunlu olduğundan bahisle dosyanın Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/474 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesinin 07/07/2015 tarihli ve 2015/420 esas, 2015/400 sayılı kararının itiraz edilmeden kesinleşmesini müteakip, resen yapılan birleştirme kararına uyulmamasına, merci tayini konusunda dosyanın Bakırköy Nöbetçi Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine ilişkin Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2018 tarihli ve 2015/474 esas sayılı kararını takiben, Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2018 tarihli ve 2015/474 esas sayılı dosyasında resen birleştirme kararına uyulmamasına dair verilen kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 8 ve 10. maddeleri gereğince kaldırılmasına ilişkin Bakırköy 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin tarihsiz ve 2018/544 Değişik iş sayılı Kararının;
Dosya kapsamına göre, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 17. maddesinde yer alan “(1) Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür. (2) Bu hâlde de çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla beraber, mahkeme lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir. (3) Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür.” şeklindeki hüküm ile 5271 sayılı Kanunun “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesinde yer alan “(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir. (2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır. (3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur.” şeklindeki hüküm karşısında, Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesince öncelikle birleştirme hususunda Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin muvafakati alınmaya çalışılıp, alınamaması halinde yüksek görevli mahkemeye başvuruda bulunulup, merci tayini yoluna gidilmesi gerektiği gözetildiğinde, anılan Kanun maddesi gereği Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesince birleştirme hususunda muvafakat talep edilmeden birleştirme kararı verilerek kesinleşmesini müteakip dosyanın Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildiği, anılan mahkemenin de birleştirmeye muvafakat etmediği, bu haliyle Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesinin 07/07/2015 tarihli ve 2015/420 Esas, 2015/400 sayılı Kararının kanuna aykırı bulunduğu, Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesince bu aşamadan sonra ancak anılan kararın kanun yararına bozulması talebinde bulunabileceği dikkate alınmadan yüksek görevli mahkemeden merci tayini yoluna gidildiği ve Bakırköy 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince de talep hususunda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesi yerine işin esasına girilerek Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin birleştirmeye uymama kararının kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 03/10/2019 gün ve 94660652-105-34-1711-2019-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte gönderilmekle gereği düşünüldü: Her ne kadar Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinden muvafakat alınmadan Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesince 07/07/2015 tarihli ve 2015/420 Esas, 2015/400 sayılı Karar ile davaların birleştirilmesine karar verilmiş ise de; Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesince 22/12/2015 tarihli celsede birleştirilen dava dosyasının dosya arasına eklenmesine karar verilerek birleştirilen davaya ilişkin esaslı işlemler yapılmak suretiyle yargılamaya devam olunduğu, suça sürüklenen çocukların savunmalarının dahi alındığı, bu itibarla birleştirmeye zımnen muvafakat verildiği anlaşıldığından, uyuşmazlığı çözen Bakırköy 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen bila tarihli ve 2018/544 Değişik iş sayılı Kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, vaki karara yönelik kanun yararına bozma talebinin reddine, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 18/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi E: 2019/4155, K: 2019/5917
- Ceza Muhakemesi Kanunu 10. Madde
- Görülmekte Olan Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması
Nitelikli hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuklar … ve … haklarında yapılan yargılama sonunda, …10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/474 esas sayılı dosyası ile fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, delillerin bir arada değerlendirilmesinin zorunlu olduğundan bahisle dosyanın …10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/474 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair …2. Çocuk Mahkemesinin 07/07/2015 tarihli ve 2015/420 esas, 2015/400 sayılı kararının itiraz edilmeden kesinleşmesini müteakip, resen yapılan birleştirme kararına uyulmamasına, merci tayini konusunda dosyanın … Nöbetçi Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine ilişkin …10. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2018 tarihli ve 2015/474 esas sayılı kararını takiben, …10. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2018 tarihli ve 2015/474 esas sayılı dosyasında resen birleştirme kararına uyulmamasına dair verilen kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 8 ve 10. maddeleri gereğince kaldırılmasına ilişkin … 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin tarihsiz ve 2018/544 Değişik iş sayılı Kararının; Dosya kapsamına göre, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 17. maddesinde yer alan, “(1) Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür. (2) Bu hâlde de çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla beraber, mahkeme lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir. (3) Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür.” şeklindeki hüküm ile 5271 sayılı Kanunun “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesinde yer alan “(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir. (2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır. (3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur.” şeklindeki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, …2. Çocuk Mahkemesince öncelikle birleştirme hususunda …10. Asliye Ceza Mahkemesinin muvafakati alınmaya çalışılıp, alınamaması halinde yüksek görevli mahkemeye başvuruda bulunulup, merci tayini yoluna gidilmesi gerektiği gözetildiğinde, …2. Çocuk Mahkemesince belirtilen hususa riayet edilmeksizin resen birleştirme kararı verilerek kesinleşmesini takiben, …10. Asliye Ceza Mahkemesince bu aşamadan sonra ancak anılan kararın kanun yararına bozulması talebinde bulunabileceği dikkate alınmadan yüksek görevli mahkemeden merci tayini yoluna gidildiği ve … 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince de talep hususunda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesi yerine işin esasına girilerek …10. Asliye Ceza Mahkemesinin birleştirmeye uymama kararının kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 08/04/2019 tarihli ve 94660652-105-34-1711-2019-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdi kılınmakla gereği düşünüldü: 5395 sayılı Kanunun 17. maddesinde “Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür. Bu hâlde de çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla beraber, mahkeme lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir. Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür.” hükmünün yer aldığı, anılan Kanun maddesi gereği …2. Çocuk Mahkemesince birleştirme hususunda muvafakat talep edilmesi gerekirken bu usule uyulmadan birleştirme kararı verilerek kesinleşmesine müteakip dosyanın …10. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildiği, anılan mahkemenin de birleştirmeye muvafakat etmediği, bu haliyle …2. Çocuk Mahkemesinin 07/07/2015 tarihli ve 2015/420 Esas, 2015/400 sayılı Kararının kanuna aykırı bulunduğu ve açıklanan noksanlığın bozma nedenleri arasında gösterilmediği anlaşıldığından, bu yönden de kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği Yüksek Adalet Bakanlığının takdirinde olduğundan, belirtilen husus değerlendirildikten sonra 08/04/2019 tarihli ve 94660652-105-34-1711-2019-Kyb sayılı yazıda belirtilen kanun yararına bozma istemi ile birlikte bir karar verilmesi için Dairemize iade edilmek üzere dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 29/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi E: 2018/7976, K: 2019/1025
- Ceza Muhakemesi Kanunu 10. Madde
- Görülmekte Olan Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması
Tehdit suçundan sanık … hakkında devam eden yargılama sırasında, aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu gerekçesiyle dosyanın Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/225 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 16. maddesinde yer alan, “(1)Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. (2)Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir” hükmü karşısında, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesince dosyaların birleştirilmesine muvafakat istenmediği ve bu haliyle mahkemelerin uyuşması şartının gerçekleşmediği olayda birleştirme kararı verilemeyeceği 5271 sayılı CMK’nın “Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddesi; “(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır. (2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır” şeklinde, anılan Kanun’un “Davaların birleştirilerek açılması” başlıklı 9. maddesi; “Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir” biçiminde düzenlenmiştir.
Anılan Kanun’un “Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı 11. maddesinde; mahkemenin, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görmesi halinde, bu bağlantı 8. maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yine anılan Kanun’un “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesi; “(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
CMK’nın “Görülmekte Olan Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması” başlıklı 10. maddesinde, kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemede yer alan yüksek görevli mahkeme tanımından anlaşılması gereken, bağlantılı davaları görmekte olan mahkemelerden yüksek görevli olanıdır. Yani bağlantılı davalar, davalardan birini görmekte olan yüksek görevli mahkemenin kararıyla birleştirilebilecektir. Bu durumda alt görevli mahkemenin muvafakati gerekmemektedir. Tabi ki yüksek görevli mahkeme öncelikle bağlantılı gördüğü davaya ilişkin dosyayı inceleyecek, dava dosyaları arasında sanıklar ve suçlar yönünden şahsi, hukuki ve fiili irtibat bulunduğunda ve davaların birlikte yürütülmesinde yarar görüldüğünde birleştirme kararı verecektir. Avukat olan sanık … hakkında 27/10/2015 tarihli tehdit eylemi nedeniyle son soruşturmanın Manavgat Ağır Ceza Mahkemesinde açılıp yapılmasına karar verilmesi üzerine Manavgat Ağır Ceza Mahkemesinin 25/09/2017 tarihli ve 2017/255 esas, 2017/238 sayılı kararıyla sanık hakkında uzlaştırma işlemlerinin yapılması için kovuşturmanın durmasına karar verildiği, tarafların uzlaşması üzerine Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/01/2018 tarihli ve 2018/27 esas, 2018/7 sayılı kararıyla kamu davasının düşmesine hükmolunduğu, hükmün 01/02/2018 tarihi itibariyle kesinleştirildiği, aynı sanığın aynı mağdura aynı eylemi nedeniyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde son soruşturmanın açılıp yapılmasına dair karar kurulması üzerine İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 sayılı tensip kararıyla, dosyanın Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/225 esas sayılı dava dosyası ile CMK’nın 8. ve devamı maddeleri uyarınca birleştirilmesine karar verildiği, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 karar sayılı dosyası incelendiğinde, birleştirmeye ilişkin Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin muvafakatinin sorulmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; farklı yetki alanlarında bulunan mahkemeler arasında birleştirmeye dair CMK’nın 16. maddesinin 2. fıkrasında; bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsinin veya bir kısmının bu mahkemelerin birinde birleştirilebileceğinin, 3. fıkrasında ise; mahkemeler arasında uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkemenin birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar vereceğinin hüküm altına alınması, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 karar sayılı dosyasında, Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesine dosyaların birleştirilmesine dair muvafakatin sorulmaması karşısında, mahkemeler arasında birleştirmeye dair uyuşmanın bulunmadığı gözetilmeden kurulan, dosyanın Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/225 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.