Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu, başkasına ait banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı bir şekilde kullanılması veya başkası adına sahte olarak kredi kart üretilmesi, satılması, devredilmesi, sahte kartın kabul edilmesiyle sübut bulan bilişim suçudur (TCK md.245). Bu suç tipine halk arasında “kredi kartı dolandırıcılığı suçu” da denilmektedir.
Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu ve cezası, TCK’nin “Bilişim Alanında Suçlar” başlığı altında hüküm altına alınmıştır. Bu suç tipi, bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi yeni iletişim araçları veya pos makinası gibi alışveriş araçları kullanılarak elektronik ortamda işlenen suçlardır.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu üç farklı şekilde işlenebilir:
- Başkasına ait gerçek bir banka veya kredi kartının kötüye kullanılması (TCK md.245/1),
- Sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek (TCK md.245/2),
- Sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamak (TCK md.245/3).
[vc_message]Yürütmenin Durdurulması Şartları ve İtiraz | İYUK 27. Madde[/vc_message][vc_row][vc_column]
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Nedir?
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, başkasına ait banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı bir şekilde kullanılması ya da başkası adına sahte olarak kart üretilmesi, satılması, devredilmesi, sahte kartın kabul edilmesiyle oluşan bir bilişim suçu olup, bu suça halk arasında “kredi kartı dolandırıcılığı suçu” da denilmektedir.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu ve cezası “Bilişim Alanında Suçlar” bölümünde TCK m. 245’de düzenlenmiştir.
[vc_row][vc_column][vc_column_text] [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_message message_box_style=”outline” message_box_color=”blue” icon_fontawesome=”fas fa-balance-scale”]
TCK 245 madde;
(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
(5) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
[/vc_message]
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hükümler kitabının Üçüncü Kısmının “Bilişim Alanında Suçlar” başlıklı onuncu bölümünde düzenlenmiştir. TCK m. 245 hükmü Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması suçuna ilişkindir. Bu makalemizde, Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak sizlere TCK m. 245’de düzenlenen, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun özelliklerini, unsurlarını, cezasını, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda görevli mahkemeyi, zamanaşımını, uzlaşmayı, şikâyet süresini, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda adli para cezası, erteleme ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılması hususlarını açıklayacağız.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Şartları Nelerdir?
Bilişim suçlarının genel olarak, ekonomik bir yarar ya da zarar sağlayan mahiyetleri itibariyle bir tür “ekonomik suç” kategorisinde olduğu kabul edilmektedir. Zaten TCK’nın 245. maddesinde, “kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi” şeklindeki ifadelerle bu suçun ekonomik niteliği vurgulanmaktadır. Maddenin gerekçesinde de; “Madde, banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı olarak kullanılması suretiyle bankaların veya kredi sahiplerinin zarara sokulmasını, bu yolla çıkar sağlanmasını önlemek ve failleri cezalandırmak amacıyla kaleme alınmıştır” demektedir. Gerekçede belirtildiği üzere, bu suç ile hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve sahtecilik suçlarının kredi kartları kullanılarak işlenmiş hali düzenleme altına alınmak istenmiştir. Diğer bir anlatımla, TCK 245. madde ile korunmak istenen hukuki değer karma bir nitelik taşımaktadır. Çünkü hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve sahtecilik suçlarıyla korunmak istenen hukuki değerler TCK 245. madde ile de korunmaktadır. Hırsızlık suçuyla kişilerin malvarlığı, güveni kötüye kullanma suçuyla kişilerin birbirine karşı duyduğu güven, sahtecilik suçuyla ise devlet tarafından verilen güvence ile belgelere olan güven korunmak istenmektedir. Ancak bu karma niteliğe rağmen, suçla korunan hukuki değerler arasında en baskın olanı kişinin malvarlığıdır. Zira söz konusu suçun işlenmesiyle, kişinin malvarlığı üzerinde ciddi kayıplar ortaya çıkmaktadır.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun şartları ise şu şekilde ifade edilebilir:
- Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, seçimlik hareketli bir suç olduğundan TCK m.245’de öngörülen herhangi bir hareketin yapılmasıyla suç meydana gelir.
- Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Taksirle işlendiğinde de cezalandırılacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığına göre bu suçun taksirle işlendiğinde cezalandırılabilmesi mümkün değildir.
- Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun faili herhangi bir kimse olabilir.
- Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda mağdur hangi seçimlik hareketin gerçekleştirildiğine göre, kart hamili ve/veya bankadır.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Unsurları
Fail
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun faili herhangi bir kimse olabilir. TCK m. 245’de suçun faili olmak bakımından herhangi bir özellik aranmamıştır. 1. fıkradaki düzenlemeye aykırı davranabilecek kişi, kartın kullanıcısından başka herkestir. Kartın kullanıcısı kartı kötüye kullandığı takdirde güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, belgede sahtecilik gibi suçlardan yargılanacaktır. Zira kanun metninde açıkça başkasına ait olan kartın kullanılmasından bahsedilmektedir. 2. fıkrada ise herkes bu suçun faili olabilmektedir.
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda, failin haksız yarar elde etmesi aranmaktadır. Bu yararı kendisi için sağlayabileceği gibi bir başkası için de sağlayabilmektedir, her iki durumda da ceza tipi değişmemektedir. Başka bir deyişle, suçun oluşumu için gerekli olan yararın bizzat failin kendisi tarafından elde edilmiş olması suçun oluşumu için bir önkoşul değildir. Bu yararın, fail tarafından bir başkası adına da elde edilmesi mümkündür. Failin başkası için haksız yarar sağladığı durumda, bahse konu başkası ile fail arasında suça dahil olma iradesi (iştirak) bulunduğu durumlarda bu kişi iştirakten dolayı cezalandırılacaktır.
Mağdur
Bu suçun mağdurunu her fıkra için ayrı ayrı değerlendirmek gerekmektedir. Birinci fıkrada düzenlenen banka ve kredi kartının kötüye kullanılması suçunun mağduru, kart hamilidir. İkinci fıkrada düzenlenen sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek suçunun mağduru ise Yargıtay uygulamalarına göre kartın henüz kullanılmamış olması nedeniyle hesap sahibi olmayıp, banka veya kredi kartını çıkarma yetkisine sahip bankadır. Üçüncü fıkrada düzenlenen sahte banka ve kredi kartını kullanarak kendisine yarar sağlama suçunun mağduru ise kendisine ait banka veya kredi kartında sahtecilik yapılarak kullanılan kartın sahibi ile bu kartı üreten bankanın kendisidir.
Suçun Hukuki Konusu
Suç teşkil eden her hareketin bir konusu vardır ve suçun hukuki konusu denilince bundan tipik hareketin üzerinde icra edildiği kişi veya şey anlaşılmaktadır. Banka ve kredi kartları, bu suçun konusunu oluşturmaktadır.
Fiil
Maddenin ilk fıkrasında, ne şekilde ele geçirilmiş olursa olsun, başkasına ait bir banka veya kredi kartını elinde bulunduran kimsenin, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kimsenin rızası olmaksızın, söz konusu kartı kullanarak veya kullandırtarak kendisine ya da bir başkasına çıkar sağlaması hali yaptırıma bağlanmıştır. İkinci fıkrada ise, başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretmek, satın almak, satmak, devretmek kabul etmek suç olarak kabul edilmiştir. Maddenin üçüncü fıkrasında ise, ikinci fıkradaki eyleme bağlı olarak, yani sahte olarak üretilmiş olan ya da üzerinde sahtecilik yapılan bir kredi kartını kullanmak yoluyla kendisine ya da başkasına yarar sağlamak eylemi yaptırıma bağlanmıştır.
Konunun daha iyi anlaşılması bakımından kısaca banka kartı ve kredi kartı üzerinde durmak gerekmektedir. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun “Tanımlar” başlığını taşıyan 3. maddesinde; “Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kart; Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını ifade ettiği belirtilmiştir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımlamadan da anlaşıldığı üzere, banka kartına sahip olabilmek için, kart hamilinin öncelikle bankada bir mevduat hesabının veya özel cari hesabının bulunması gereklidir. Banka kartı, kart hamiline ATM’ler üzerinden kendi hesabına ulaşmayı, hesabından para çekmeyi, havale yapmayı ve diğer bankacılık işlemleri yapmayı sağlamaktadır. Kredi kartı ise, kredi kartı ile ödeme yapmayı kabul eden işyerlerinde nakit ödemeden mal ve hizmet alımını sağlamakta, ayrıca kolay kredi kullanma imkanı vermekte, banka ile kart hamili arasında yapılan sözleşme gereğince kişinin bankanın belirli koşullarla sağladığı kredi olanağından yararlanması sonucunu doğurmaktadır. Kredi kartının ödeme aracı olarak kullanılabilmesi, taşıyanın hesabında karşılık olmasına bağlı olmadığı gibi, bu hesabın varlığını da gerektirmez.
Seçimlik hareketli olan bu suçun işleniş şekilleri aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır:
Başkasına Ait Gerçek Bir Banka veya Kredi Kartının Kullanarak Yarar Sağlama (TCK m. 245/1): Başkasına ait kart herhangi bir şekilde ele geçirilip kart sahibinin rızası dışında fail tarafından kullanılarak kendisine veya başkasına yarar sağlanması ile suçun bu şekli oluşur. Banka veya kredi kartının failin eline ne şekilde geçtiğinin bir önemi yoktur. Fail kartı hileli davranışlarla mağdurun rızası dışında ele geçirmiş olabileceği gibi, mağdur sadece belirli bir amaçta kullanması için faile rızası dahilinde vermiş olabilir. Yine mağdur, faile sadece kartını vermekle ve kullanmasına rıza göstererek şifresini de vermiş olabilir. Burada failin kartı kullanmasında herhangi bir hukuka aykırı durum bulunmamaktadır. Ancak fail, kart taşıyıcısının rızası dışında ve onu zarara uğratmak amaçlı veya taşıyıcı adına yapılan ilk alışverişten sonra aynı yerde yapılan bir ikinci alışveriş de hileli davranış göstergesi olarak kabul edilmektedir.
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu fiilen kartı elinde bulundurmadan da işlenebilir. Örneğin kart üzerinde yazan bilgiler kullanılarak yapılan internet alışverişleri yapıldığında da bu suçu oluşmaktadır.
Suçun tamamlanması için failin banka ve kredi kartı ile maddi bir yarar sağlamış olması gerekmektedir. Burada failin yararı elde etmiş olması şart değildir, yarar üzerinde tasarrufta bulunma imkanı eline geçtiği anda suç tamamlanır. Örnek olarak, başkasının banka kartından kendi hesabına para aktaran fakat parayı çekmeyip veya harcamayan failin eylemi tamamlanmış suç niteliğindedir.
Aşağıdaki tüm hallerde suçun bu şekli işlenmiş olur:
- Banka veya kredi kartı sahibinin rızası ile (izinli) elde edilmesine rağmen rızasına aykırı bir şekilde iade edilmeyerek kullanılması,
- Banka veya kredi kartının hırsızlık suçu işlenerek çalınarak kullanılması,
- Banka veya kredi kartının herhangi bir yerde bulunması ve kullanılması,
- ATM cihazına düzenek kurarak kartı elde ettikten sonra kullanılması.
Kartın sahibinin rızası dışında, hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma veya yağma suçu işlenerek elde edilmesi halinde fail, işlemiş olduğu suçtan ve ayrıca TCK m. 245/1 hükmü uyarınca cezalandırılacaktır.
Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretmek, Satmak, Devretmek, Satın Almak veya Kabul Etmek (TCK m.245/2): Ceza hukukunda bu tarz seçimlik hareketler “bağlı seçimlik hareketler” olarak nitelendirilmektedir. Fail seçimlik hareketlerden herhangi birini işlediğinde banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu işlenmiş olur. Bu seçimlik hareketle suçun işlenebilmesi için sahte olarak üretilen, satılan, devredilen, satın alınan ya da kabul edilen kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir. Yani, sahte kart ile gerçek bir hesap arasında bağlantı kurulmalıdır. Çünkü, kartın kullanılması ve yarar sağlanması ancak kartın bir hesap ile ilişkilendirilmesine bağlıdır. Kartın bağlı olduğu gerçek bir hesap yoksa suçun vücut bulması mümkün değildir.
Sahte Banka veya Kredi Kartını Kullanarak Yarar Sağlama (TCK m.245/3): Failin bu seçimlik hareket nedeniyle cezalandırılabilmesi için sahte banka veya kredi kartını kullanması yeterli değildir. Failin kartı kullanarak kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekir. Fail sahte banka veya kredi kartını kullanmasına rağmen hiçbir yarar elde edememişse, fiil teşebbüs aşamasında kalır, fail suça teşebbüs nedeniyle cezalandırılır. Suçun tamamlanmış sayılması için bir zarar doğmasını arayan bu tarz suçlara ceza hukukunda “zarar suçları” denilmektedir.
Manevi Unsur
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu ancak kasten işlenebilir. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun manevi unsuru olarak, suçun oluşumunda “genel kast” yeterli görülmektedir. Ayrıca failin, yaptığı fiilin hukuka aykırı olduğunu bilmesi aranmayacaktır. TCK’nın 4. Maddesinde “Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz” hükmünde bu durum açıkça belirtilmiştir. Failin bilerek ve isteyerek fiili gerçekleştirmiş olduğunun belirlenmesi cezalandırılması için yeterlidir. Maddede yazılı suçun taksirle işlenmesi ise mümkün değildir.
Kural olarak kasten işlenen suçların olası kastla da işlenmesi mümkündür. Suç tipinde aksine sonuca ulaşmaya yönelik bir düzenleme bulunmadığına göre bu suçun olası kastla işlenebilmesi mümkündür. Bu halde verilecek ceza belli oranda indirilir (TCK m.21/2).
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Cezası
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Temel Hali Cezası
Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunun cezası 3 yıldan 6 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır (TCK m.245/1).
Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek suçunun cezası 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve 10 bin güne kadar adli para cezasıdır (TCK m.245/2).
Sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlama suçun cezası 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ve 5000 güne kadar adli para cezasıdır (TCK m.245/3).
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Nitelikli Hali Cezası
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda kanun koyucu tarafından cezayı ağırlaştıran nitelikli hale yer verilmemiştir.
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu İndirim Halleri
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda cezayı azaltan bir indirim haline yer verilmemiştir. Ancak koşulların gerçekleşmesi halinde genel hükümlerde düzenlenen indirim nedenleri uygulanabilir.
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Şahsi Cezasızlık Sebepleri
Şahsi cezasızlık sebepleri, suçun icrası sırasında mevcut olan sebeplerdir. Somut olayda failin, şahsi cezasızlık sebebinin varlığını bilmesine gerek yoktur. TCK m. 245/4’de belirtilen bazı yakın akrabalara ait gerçek bir kartın izinsiz bir şekilde kötüye kullanılması halinde faile ceza verilmez. Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunun;
- Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
- Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,
- Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
TCK’nın 245/4 fıkrasının uygulanması için; birinci fıkradaki suçun gerçekleşmiş olması şarttır. Maddenin diğer fıkralarındaki suçlar işlenmişse 245/4’teki şahsi cezasızlık sebebi uygulanamayacaktır.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Özel Görünüşleri
Teşebbüs
TCK’nın 35. maddesinde belirtilen teşebbüs, failin işlemeyi amaçladığı bir suçun elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle sonuca ulaşamaması halidir. TCK m. 245’te tanımlanan suç, teşebbüse elverişli olan suçlardandır. TCK’nın 245/1-3. fıkralarında suç, haksız yararın elde edilmesiyle tamamlanır. Bu aşamaya kadar gerçekleştirilen ancak failin elinde olmayan nedenlerle tamamlanamayan suçtan dolayı fail teşebbüs hükümleri gereğince sorumlu olacaktır.
TCK 245/2. fıkrasında ise, yukarıda anlatıldığı üzere, tehlike suçu düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre, başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretme, satma, devretme, satın alma veya kabul etme eylemleri cezalandırılmıştır. Suç, sahte kart üretme, satma, devretme veya kabul etme anında oluşur. Bu fıkradaki suçun oluşması için haksız yarar elde etmek şart değildir. Failin elinde olmayan nedenlerle fiilinin tamamlanamaması halinde hakkında teşebbüs hükümleri uygulanacaktır.
İştirak
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu iştirak bakımından herhangi bir özellik taşımaz ve iştirakin her şekli gerçekleşebilir. Bu suçtaki tipik fiili birlikte gerçekleştirenlerin her biri TCK m. 37/1 uyarınca müşterek fail olarak sorumludur. Aynı şekilde bir başkasını araç olarak kullanmak suretiyle banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun işlenmesi halinde TCK m. 37/2 uyarınca dolaylı fail olarak sorumluluk söz konusudur yahut bir kimseyi banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu işlemeye azmettirerek, yasanın öngördüğü suçu işleten kişi, azmettirmeden (TCK m. 38) veya banka veya kredi kartlarını kötüye kullanan kimseye yardımda bulunan kişi, bu suçun işlenmesine yardım eden olarak (TCK m. 39) şerik sıfatıyla sorumludur.
İçtimaı
Suçun farklı zamanlarda birden fazla kez işlenmesi, yani bir mağdura ait kartın birden fazla kez aynı fail tarafından kullanılması durumunda, içtima yani 43. maddede düzenlenen zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır. 43. maddede uygulanacak hüküm: “(1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/6 md.) Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır. (2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır. (3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.” şeklindedir.
Maddenin birinci fıkrası kapsamında, fail, başkasına ait banka veya kredi kartını ele geçirerek, rızası olmadan birden fazla kullandığında, zincirleme suç hükümleri uygulanır. Fail, aynı kişiye ait birden fazla banka veya kredi kartını ele geçirerek, birden fazlasını sahibinin rızası olmaksızın kullandığında ise kart sayısınca suç oluşur. Fail birden fazla kişilere ait birden fazla banka veya kredi kartını kullandığında, kart sayısınca suç oluşur. Kart birden fazla olup da, bu kartlar birden fazla kullanılarak suç işlenmiş ise her bir kart ile ilgili olarak kendi içinde zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır. Burada kartın kullanıldığı işyerinin birden fazla olması sonuca etkili değildir. Fail, başkasına ait bu kartı örneğin, hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, yağma gibi suçları işleyerek ele geçirmiş ise gerçek içtima söz konusu olacak ve fail hem ele geçirirken işlediği suçtan, hem de TCK’nın 245. maddesinin birinci fıkrasındaki suçtan cezalandırılacaktır.
Maddenin ikinci fıkrası kapsamında, fail birden fazla kartı üretmiş, satmış, devretmiş, satın almış veya kabul etmiş ise burada suçun mağduru banka olduğundan, kaç bankanın kartı var ise o kadar suç oluşacaktır. Bir bankaya ait birden fazla kart söz konusu ise bu bankalar için kendi içinde zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır. Burada kredi kartının sahte olarak üretilmesi eylemi suç haline getirilerek özel bir sahtecilik suçu yaratıldığından, failin eylemi artık özel belgede sahtecilik olarak nitelendirilemeyecektir.
Maddenin üçüncü fıkrası kapsamında, aynı kişi, sahte banka kartını, bu niteliğini bilerek hem üretmiş veya kabul etmiş hem de bu kartı kullanmışsa, hem ikinci fıkraya hem de üçüncü fıkraya göre cezalandırılacaktır.
Üçüncü fıkradaki suçun oluşması için, bu şekilde kartın ele geçirilmesi yetmez. Sadece kabul ile yetinilmiş ise, ikinci fıkradaki suç söz konusu olur. Bu fıkranın uygulanabilmesi için, sahte kartın kullanılmış olması da gerekir. Bu suçun oluşması için, bu eylemin daha ağır bir suçu oluşturmaması gerekir. Eylem TCK veya bir başka kanunda daha ağır bir suç oluşturuyorsa artık bu suç değil, daha ağır olan suçtan ceza verilecektir. Bu fıkrada düzenlenen, sahte banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle yarar sağlama suçu da kart sayısınca oluşacaktır. Bu kartların aynı kişiye ait olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Önemli olan kartın sayısıdır. Bir kartla suç işlenmiş ise tek suç, birden fazla banka ve kredi kartı kullanılarak suç işlenmiş ise birden fazla suç söz konusu olur. Ancak aynı kartın birden fazla kullanılarak yarar sağlanması durumunda, zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir. Burada, kartla alışveriş yapılan işyerinin birden fazla ve farklı kişilere ait olması önemli değildir.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türü olup banka veya kredi kartının hukuka aykırı bir şekilde kötüye kullanılması suçu nedeniyle verilen hapis cezası ceza miktarı nedeniyle adli para cezasına çevrilemez.
Erteleme
Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Erteleme, TCK m. 51/1’de; “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır” şeklinde düzenlenmiştir. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasına etkin pişmanlık uygulandığında ceza miktarı düşeceğinden erteleme hükümlerinin uygulanması mümkündür.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine sebebiyet veren bir ceza muhakemesi kurumudur. Suçun cezasının 2 yıl veya altında belirlendiği hallerde HAGB kararı mümkündür. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulandığından hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmesi imkanı doğar.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Soruşturma Kovuşturma Aşaması
Soruşturma Aşaması
Şikayet, TCK m. 73’te; “Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz” şeklinde düzenlenmiştir. Bir suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olabilmesi için kanunda bu durumun açıkça belirtilmesi gerekir. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun düzenlendiği kanun maddesinde, bu suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu belirtilmediği için şikayet gerekmeyecek, soruşturma ve kovuşturma makamları tarafından re’sen takip edilecektir.
Savcı, suçun işlendiği ile ilgili bilgi edindikten sonra araştırmaya koyulacak ve bu araştırmada şüphelinin aleyhine ve lehine olan delilleri toplayacaktır. Savcı, araştırması sonucunda yeterli delile ulaşırsa iddianame düzenleyerek dava açacak; aksi takdirde kovuşturmaya yer olmadığı (takipsizlik) kararı verecektir. Savcının bir iddianame düzenlemesi için, suçun işlendiği yönünde yeterli şüphenin varlığı gerekmektedir. Yeterli şüphe şartının aranmasının temel nedeni ise kişilerin gereksiz yere yargılanmalarının önüne geçilmesini sağlamaktır.
Kovuşturma Aşaması
Soruşturma aşamasının iddianame düzenlenip kamu davası açılarak tamamlanmasının akabinde artık bir ceza davasının varlığından bahsedilir ve kovuşturma aşamasına geçilmiş demektir. Başka bir deyişle, kovuşturma evresi, iddianamenin kabul edilmesi veya kabul edilmiş sayılması ile başlar. Kovuşturmanın içinde farklı evrelerden bahsedilebilir; duruşma hazırlığı, duruşma, hüküm ve kanun yolu bu evrelerdendir. Soruşturmanın tamamlanması sonrasında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna ilişkin kovuşturma aşaması gerçekleştirilecek ve kovuşturma aşamasının sonunda faile verilecek sonuç ceza belirlenecektir.
Gözaltı ve Tutukluluk Hali
Gözaltı
Gözaltı hali, CMK’nın 91.maddesinde düzenlenmiştir. Usule uygun olarak (CMK m.90) yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saatten fazla olamaz. O halde gözaltı süresi toplam 36 saati geçemez.
Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır. Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhâl tebliğ edilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan bu düzenlemelere göre banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu açısından Cumhuriyet Savcısı’nın gözaltı kararı vermesiyle gözaltı halinin gerçekleşmesi mümkündür.
Tutukluluk Hali
Tutuklama, koruma tedbirlerinin en ağırıdır; zira kişi, kısıtlı bir süreyle de olsa hakkında bir kesin hüküm bulunmadan özgürlüğünden mahrum bırakılmaktadır. Tutuklama, CMK m. 100 ve devamında yer alan hükümlerde düzenlenmiştir. Tutuklama kararını, sadece hâkim verebilir; savcının veya kolluk amirinin tutuklama kararı vermesi hiçbir şekilde mümkün değildir. Muhakemenin yürütülmesinde esas olan sanığın/şüphelinin tutuksuz olmasıdır; tutuklama ise her zaman bir istisna niteliğindedir. Tutuklama koruma tedbirinin zorunlu tutulduğu bir hal bulunmamaktadır. Olayda muhakeme şartı varsa, tutuklama kararı verebilmek için bunun gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Tutuklamanın somut koşulları bulunmaktadır. Bu koşullar;
- Kuvvetli suç şüphesi bulunmalıdır.
- Bir tutuklama nedeni bulunmalıdır.
- Tutuklama, somut olayda orantılı bir tedbir olmalıdır.
Sadece adlî para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. İzah edilenler doğrultusunda, TCK m. 245’de banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna ilişkin ceza miktarı dikkate alındığında, tutuklama şartlarının varlığı halinde bu suç bakımından tutuklama koruma tedbirinin uygulanabilmesi mümkün olabilecektir. Bu suçla ilgili tutukluluk süresi CMK’nın 102/1. maddesi uyarınca
en çok 1 yıldır. Zorunlu hallerde 6 ay daha uzatılabilir. Bu süreye kanun
yolunda geçen süre dahil değildir.
Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme
Şikayet Süresi
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur; dolayısıyla bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Söz konusu suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir.
Zamanaşımı
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna ilişkin dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren sekiz yıldır (TCK m. 66/1-e). Suç, bu zamanaşımı süreleri içerisinde her zaman soruşturulabilir; bu zamanaşımı süreleri geçtikten sonra ise soruşturma yapılamaz.
Uzlaşma
Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, failin suçu işlemesinden sonra, suçun neden olduğu olumsuz sonuçları gidererek pişmanlığını göstermesidir.
Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlanmasını düzenleyen TCK 245. maddesinin 1. fıkrası açısından malvarlığı suçlarında etkin pişmanlığı düzenleyen TCK m. 168/ 1-2 hükümleri aynen uygulanacaktır.
Başkasına ait banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu nedeniyle oluşan zarar giderildiğinde ceza indirimi aşağıdaki gibi uygulanır:
- Fail, mahkemede dava açılmadan önce yani savcılık aşamasında, suça ilişkin bilgi verir ve suçu birlikte işlediği kişileri, azmettireni, yardım edeni açıklarsa veya mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse, suça ilişkin cezada 2/3 oranına kadar ceza indirimi yapılır.
- Fail, mahkemede dava açıldıktan sonra, fakat hüküm verilmeden önce suça ilişkin bilgi verir veya mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse kendisi hakkında 1/2 oranına kadar ceza indirimi yapılır.
Etkin pişmanlık, kişisel bir ceza indirim nedeni olup, iştirak halinde gerçekleştirilen suçlarda faillerden birinin duyduğu pişmanlık sonucu tüm zararı gidermesinin diğer suç ortaklarının da bu maddenin sağladığı olanaktan yararlanmasını gerektirmez.
- Görevli Mahkeme
Ceza miktarı göz önünde bulundurulduğunda görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise, bilişim sisteminin bulunduğu yer mahkemesidir. Örneğin, ATM cihazından para çekilmiş ise ATM cihazının bulunduğu yer mahkemesi veya banka şubesinden çekilmişse banka şubesinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkemedir.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Yargıtay Kararları
Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar:2015/21415
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- Türk Ceza Kanunu 245. Madde
Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi 5237 sayılı TCK’nun 245/2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçlar olarak düzenlenmiştir. Üçüncü fıkrada yazılı sahte kartın kullanılarak çıkar sağlanması suçunun oluşması için, 2. fıkrada kabul edilen suçun işlenmesi zorunlu olmayıp üretme, satın alma veya kabul etmenin dışında bir başka yolla kartın edinilmesi örneğin sahte kartın bulunması üzerine kullanımı suretiyle çıkar sağlanması olanaklıdır. Bu durumda, 2. fıkrada yazılı suçun oluştuğundan söz edilemeyeceği için, kullanma suçunun 2. fıkrada yazılı suçu da kapsadığı kabul edilemez. Ayrıca sahte kartı satan veya devreden kişinin kartı kullanımından ve 3. fıkradaki suçu işlediği de ileri sürülemez.
5237 sayılı TCK’nun 245. Maddesinin 5237 sayılı TCK’nun 245. maddesinin 2, 3. fıkralarının geçitli suç kabulü halinde, kullanmaya teşebbüs durumunda hükmolunacak asgari hapis cezası, 2. fıkrada düzenlenen sahte banka veya kredi kartını satın alma veya kabul etmenin asgari cezasının üçte biri olacaktır. Diğer bir anlatımla sahte kartı kullanmayan, kullanmaya teşebbüs etmeyen sadece bulunduran fail en az üç yıl hapis ve adli para cezası ile cezalandırılırken, satın aldığı veya ürettiği sahte kartı kullanmaya teşebbüs eden sanığın ise 1 yıl hapis ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilecek ve bu durum yasa koyucunun amacına, yasanın ruhuna, cezada orantılılık ilkesine aykırı olacaktır.
Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu malvarlığı aleyhine işlenen suçlardan olup, yasada “bilişim alanında suçlar” bölümünde düzenlenmesi niteliğini değiştirmeyecektir. 245. maddesinin 2. fıkrası banka ve kredi kartlarında sahteciliği, 3. fıkrası ise sahte belgenin kullanılmak suretiyle çıkar elde edilmesini düzenlemiştir. 212. maddesi gözetildiğinde, bu şekilde düzenleme ve her iki fiili işleyen failin, 245. maddesinin 2., 3. fıkraları ile ayrı ayrı cezalandırılmaları yasada düzenlenen benzer suçlarla uyumlu ve yasa koyucunun amacına uygun olacaktır. Ayrıca 2. fıkrada yazılı fiillerle 3. fıkrada yazılı suçun unsurlarını oluşturan fiiller farklı olup ‘‘işlenen bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşması’’ gerçekleşemeyeceğinden farklı nev’iden fikri içtimayı düzenleyen 44. maddesinin uygulanması da mümkün değildir. TCK.nun 245/2 maddesinde belirtilen suç seçimlik hareketli bir suç olup, belirtilen hareketlerden birinin yapılması suçun oluşumu için yeterli olup, suçun oluşması için üretme tek hareket değildir, sahte kart fail tarafından üretilmese de kabul edilmesi de suçu oluşumu için yeterlidir.
TCK’nun 245/2-3 maddesinde tanımlı olan bu suçların mağduru sahte banka veya kredi kartı ile ilişkilendirilen hesapların bulunduğu bankadır. Suçun mağdurunun ilgili banka olması nedeniyle, adlarına kart üretilen gerçek kişi sayısınca değil, banka sayısınca suç oluşacaktır. 245/2. maddesi ile aynı bankanın birden fazla kartının değişik zamanlarda üretilmesi halinde 43. maddesinin, sahte olarak üretilen kartların alışverişte kullanılması halinde ise banka sayısınca 245/3. maddesi ile aynı bankaya ait birden fazla kart ile veya bir kart ile değişik zamanlarda para çekilmesi veya harcama yapılması halinde ise 43. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Aynı bankaya yönelik olarak birden fazla gerçek kişi adına sahte kredi kartı ürettirmek amacıyla başvuru yapılması üzerine, bu başvurulardan bir kısmının kabul edilip kredi kartının üretilmesi durumunda ilgili bankaya yönelik olarak 245/2, 43 maddesindeki suç oluşacak olup, 5464 sayılı Yasanın 37/2 maddesindeki suçun mağduru da banka olduğundan, aynı banka tarafından bir kısım başvuruların reddedilerek kartın üretilmemesi durumunda ayrıca 5464 sayılı Yasanın 37/2 maddesindeki suç oluşmayacak olup bu durum teşdit nedeni olarak değerlendirilmelidir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar:2017/1630
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- Türk Ceza Kanunu 245. Madde
Sanığın, ATM’ye maaşını çekmeye gelen katılanlar A. ve M.’ye yardım edeceği bahanesi ile onların bankamatik kartlarını kullanarak hesaplarında bulunan parayı ATM üzerinden daha önce bankamatik kartını çaldığı şikayetçi T’nin hesabına aktardıktan sonra çaldığı kartı kullanıp çekmek şeklinde gerçekleşen eylemini bankanın bilişim sisteminden yararlanmak suretiyle gerçekleştirdiği, bu haliyle eylemin TCK.nun 245/1 ve 142/2-e maddesinde düzenlenen suçları oluşturduğu ancak TCK.nun 44. maddesi uyarınca sanığın işlediği bir fiil ile birden fazla suçun oluşması nedeniyle bunlardan en ağırı olan TCK.nun 142/2-e maddesi uyarınca, her bir katılan yönünden ayrı ayrı bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık nedeniyle cezalandırılması gerekir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/15294
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- Türk Ceza Kanunu 245. Madde
Mağdur İ. T.’in önceden kaybettiği nüfus cüzdanını bir şekilde ele geçiren sanığın kendi fotoğrafını yapıştırarak oluşturduğu sahte nüfus cüzdanıyla mağdur HSBC Bankası Mersin Şubesine kredi kartı talebiyle başvurup, başvuru formu ve sözleşmeler imzalayıp suça konu kredi kartını teslim alması eyleminin bütün halinde mağdur HSBC Bankasına karşı “kredi kartının sahte olarak üretilmesi” suçunu oluşturduğu, sanık hakkında TCK.nun 245/2. madde ve fıkrasıyla uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Mağdur İ. T.’in Finansbank Şanlıurfa Şubesindeki hesabına bağlı kredi kartının bulunduğu, bu kartın suç tarihinde de fiziken kendisinde olduğu, mağdurun önceden kaybettiği nüfus cüzdanını bir şekilde ele geçiren sanığın, kendi fotoğrafını yapıştırarak, anılan banka şubesine 11.11.2008 tarihinde giderek kendisini mağdur İ. T. olarak tanıttığı, akabinde mağdurun kredi kartı hesabına tanımlattığı kolay avanstan 1000 TL parayı çektiği, sanığın bu eyleminin TCK.nun 158/1-d madde, fıkra ve bendinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçu oluşturduğu gözetildiğinde, yargılama yapmanın 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleriyle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 12. maddesi uyarınca ağır ceza mahkemesinin görevinde bulunduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm kurulması hukuka aykırı olup hükmün bozulması gerekir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/4706
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- Türk Ceza Kanunu 245. Madde
Sahte banka veya kredi kartı üretme, kabul etme ve sahte oluşturulmuş banka veya kredi kartı ile ATM cihazından para çekme ya da alış veriş yapma eylemlerinin mağduru, kredi ya da banka kartını üreten banka veya finans kuruluşu olması nedeniyle; sanığın, F. K.’ya ait nüfus cüzdanı fotokopisiyle katılan F…Bank’tan sahte kredi kartı çıkartmak eyleminin bir bütün halinde TCK.nun 245/2., 43. maddelerine uyan suçu (başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretme suçu) oluşturduğu ve bu kartlarla değişik zamanlarda harcama yapmaktan ibaret eyleminin ise yine TCK.nun 245/3. ve 43. maddesine uyan suçu (zincirleme şekilde sahte kredi veya banka kartını kullanma suçu) oluşturduğu gözetilmeden, eylem kül halinde değerlendirilerek sadece TCK.nun 245/1. maddesinden hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini hukuka aykırı olup hükmün bozulması gerekir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2018/144
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- Türk Ceza Kanunu 245. Madde
Başkasına ait kimlik bilgileri kullanılarak sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi eylemleri 5237 sayılı TCK.nun 245/2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçlar olarak düzenlendiği, başkaları adına sahte banka veya kredi kartı üretme, satma, devretme, satın alma veya kabul etme eylemlerinde suçun mağduru kartı üreten banka ya da finans kuruluşu olması nedeniyle, kartı çıkaran banka sayısınca ve aynı bankaya ait birden fazla kart üretildiğinde ise aynı suç işleme kararı ile işlendiğinin kabulüyle kendi içerisinde zincirleme şekilde 245/2 ve 43., bu sahte kartları değişik yer ve zamanda kullanarak menfaat temin etmesinin ise banka sayısınca 245/3, 43. maddelerine uygun bulunacağı cihetle; bu itibarla, sanığın farklı bankalara yönelik gerçekleştirdiği eylemlerin birbirinden bağımsız ayrı suçları oluşturduğu ve sanık hakkında katılan …‘a yönelik açılmış mükerrer dava bulunmadığı anlaşıldığı halde; toplanan deliller değerlendirilip sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması hukuka aykırıdır.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2016/949
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- Türk Ceza Kanunu 245. Madde
5237 sayılı TCK.nun 245/1. madde ve fıkrasında düzenlenen başkasına ait banka veya kredi kartını kötüye kullanmak suçunun mağduru kart sahibi olan gerçek ya da tüzel kişiler olduğu, aynı kişiye ait birden fazla banka veya kredi kartının değişik tarih ve zamanlarda kullanılması halinde, kart sayısına göre bağımsız ayrı suçlardan bahsedilemeyeceği, kart ve kullanım sayısı ile yarar miktarına göre TCK.nun 3 ve 61. maddeleri uyarınca temel ceza ile zincirleme suç hükümleri nedeniyle cezada yapılacak artırım oranının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, somut olayda; sanıkların, aynı banka tarafından mağdura tahsis edilen iki bankamatik kartı ile değişik zamanlarda para çekme ve harcama yapma şeklindeki eylemlerinin TCK.nun 245/1, 43. maddelerine uyan tek suç oluşturacağı gözetilmeden, sanıklar hakkında yazılı şekilde iki ayrı suçtan hüküm kurulması, bozma nedenidir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar:2018/4871
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- Türk Ceza Kanunu 245. Madde
Sanığın, katılana ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle oluşturulan sahte belgelerle mağdur bankalara müracaatla kredi kartları çıkartmak ve bu kredi kartlarını kullanmaktan ibaret eylemlerinin TCK.nun 245/2., 43/1 ve 245/3., 43/1 maddelerine uyan suçları oluşturduğu gözetilmeden tek suç kabulüyle yazılı biçimde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/12389
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- Türk Ceza Kanunu 245. Madde
5237 Sayılı TCK.nın 245/1. maddesinde, failin başkasına ait bir banka veya kredi kartını, haksız olarak kullanılması suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlaması yaptırıma bağlanmış olup, incelemeye konu olayda, katılanın banka veya kredi kartı kullanmadan ATM aracılığıyla, bir başkasına havale yapmak için, ATM cihazının yanında bulunan sanıktan yardım istemesi üzerine, sanığın katılandan aldığı parayı, katılanın belirttiği hesap numarası yerine kendi hesabına aktarıp daha sonra çekmesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın, suçu işlerken başkasına ait bir banka veya kredi kartını kullanmadığı anlaşıldığından TCK.nın 245/1. maddesinde belirtili suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ancak sanığın, katılan tarafından başka birinin hesabına havale edilmek üzere zilyetliği devredilmeksizin verilen parayı, kendi hesabına aktarması eylemi hırsızlık suçu oluşturur.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/2496
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- Türk Ceza Kanunu 245. Madde
Sahte oluşturulan aynı bankaya ait birden fazla kredi kartının kullanılması halinde eylemin TCK. nın 245/3. maddesinde düzenlenen ve teselsül eden sahte kredi kartı kullanarak haksız yarar sağlamak suçunu oluşturacağı cihetle; sanıkların farklı bankalara ait sahte kredi kartları ile değişik zamanlarda nakit para çektikleri ve alışveriş yaptıkları da gözetilerek, faillerin banka sayısınca TCK.nın 245/3 madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılmaları ve tayin edilen cezalarının da TCK.nın 43. maddesi ile arttırılması gerekir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2016/6802
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- Türk Ceza Kanunu 245. Madde
TCK 245/1. maddesinde düzenlenen kredi kartının kötüye kullanması suçunun oluşabilmesi için başkasına ait kredi kartı veya kart bilgileri kullanılarak menfaat sağlanması gerekmekte olup, suça konu kredi kartıyla yapılan işlemlerin satıcı firma tarafından iptal edilip edilmediği, satın alınan ürünlerin teslimat adreslerine gönderilip gönderilmediği ve kredi kartından yapılan çekimlerin kredi kartına iade edilip edilmediği kesin biçimde saptanıp menfaat sağlama unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği tespit olunarak teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Şikayet Dilekçesi Örneği
……… (Suçun İşlendiği Yer Buraya Yazılacak) Cumhuriyet Başsavcılığı’na
Müşteki : İsim Soyisim (TC Kimlik No)
Vekili : Av. Umur YILDIRIM Adres
Şüpheli : İsim Soyisim (TC Kimlik No) Adres
Suç : Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu (TCK m. 245)
Suç Tarihi ve Yeri : …/…/…
Konu : Şüpheli hakkında işlediği suç nedeniyle soruşturma başlatılması ve soruşturma sonucunda kamu davası açılması talepli şikâyet dilekçesidir.
Açıklamalar
- Burada müvekkil hakkında kim olduğu, şüpheli tarafından banka veya kredi kartlarının nasıl kötüye kullanıldığına ilişkin bilgilere yer verilmelidir.
- Yaşanılan olay ayrıntılı biçimde izah edilmelidir.
- Burada ise, yaşanılan olaya ilişkin hangi delillerin olduğundan bahsedilmelidir.
- Dilekçenin ekinde verilecek delillerin neler olduğu belirtilmelidir.
Hukuki Sebepler : TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.
Hukuki Deliller : Tanık, yemin, video kaydı, fotoğraf görüntüleri, mesajlar ve ilgili her türlü yasal delil.
Sonuç ve İstem : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheli hakkında soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ve talep ederiz.
Müşteki Vekili
Av.Umur YILDIRIM
İmza
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Sık Sorulan Sorular
- Kredi Kartı Dolandırıcılığı Nedir?
Kredi kartının sahibinin rızası ile elde edilmesine rağmen rıza dışındaki amaçlar ile kullanılması, kartın bulunmuş olması, kartın hırsızlık suçu işlenerek elde edilmesi, ATM cihazlarına kurulan mekanizmalar ile kart ve kart bilgilerinin elde edilmesi ile suç oluşmaktadır.
- CC Suçu Nedir?
Halk arasında “kredi kartı dolandırıcılığı” veya kredi kartı kopyalama suçu olarak bilinen bu suç TCK’da bilişim suçları arasında “banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu” olarak düzenlenmektedir.
- Sahte Kredi Kartı Suç Mudur?
Sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlama suçun cezası 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ve 5000 güne kadar adli para cezasıdır (TCK md.245/3).
- İnternet Üzerinden Dolandırıcılık Nereye Şikayet Edilmelidir?/ Kredi kartı Dolandırıcılığı Mağdurları Ne Yapmalıdır?
Mağdur olduğunuz böylesi bir durum karşısında derhal şikayet etmek için en yakın emniyet birimine ya da Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek suç duyurusunda bulunmanız gerekmektedir.