Anlaşmalı boşanma davası, eşlerin birbirleriyle anlaşarak boşanma protokolü hazırlaması, hazırladığı bu protokolü de dava dilekçesi ile birlikte aile mahkemesine sunması, hakimin kabulü ile de tarafların evlilik birliğinin sona erdirilmesine denir. İki taraf da anlaşmalı boşanma davasında hakim huzuruna çıkar ve protokolü onayladıklarını beyan etmeleri gerekir. Avukatın gitmesi yetmez. bizzat tarafların duruşmada hazır bulunması gerekir. Böylece halk arasında tek celsede boşanma diye tabir edilen anlaşmalı boşanma davası gerçekleşmiş olur. Anlaşmalı boşanma davası şartları şu şekildedir:
- Evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalıdır.
- Boşanmak için eşler ya birlikte mahkemeye başvurmuş olmalıdır ya da eşlerden birinin açtığı boşanma davasını diğer eş kabul etmelidir.
- Tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına dair kanaat getirilmelidir.
- Tarafların mahkeme huzurunda boşanma beyanlarını sunmuş olmaları gerekir.
- Tarafların hazırlamış olduğu sözleşme, hakim tarafından kabul edilmelidir.
‘’Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.’’ (TMK m. 166/3)
Anlaşmalı Boşanma Davası Nedir?
Anlaşmalı boşanma davası evlilik birliğini sona erdiren, eşlerin birbirlerine uygun ortak beyanları ile bazı hususlarda anlaşarak dava açtıkları boşanma türüdür. Anlaşmalı denmesinin sebebi eşlerin; nafaka, tazminatlar, ortak çocukların durumu gibi hususlarda tarafların ortak karara varmasıdır. Taraflar bu hususları ve boşanma isteklerini içeren protokolü ve dava dilekçesini mahkemeye sunarak davayı açarlar. Protokolün yasaya uygun olması yani usul olarak eksiksiz olması boşanmanın gerçekleşmesi için yeterli değildir. Eğer eşlerden biri hakimin eşleri bizzat dinlediği duruşmada boşanmak istemediğini söylerse hakim tarafların boşanmasına karar vermez.
Anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli boşanma davasından farkı genellikle aynı gün sona ermesi ve tek celse sürmesidir. Tarafların evlilik birliğini sona erdiren en kısa yol budur. Dava aile mahkemelerinde görülürken her il ve ilçede aile mahkemesi olmayabilir. Bu durumda dava asliye hukuk mahkemelerince görülecektir. Eşlerden birinin yabancı uyruklu olması tarafların anlaşmalı boşanmasına engel değildir. Anlaşmalı boşanma davasında saik incelemesi yapılmaz. Maddi tazminat konusunda anlaşma yapılması şarttır, hakkın saklı tutulması durumunda anlaşmalı boşanma olmaz. Söz konusu ortak çocuğun üstün yararı olduğu için iştirak nafakasında ise çocuğun üstün yararı söz konusu olduğundan iştirak nafakası sonradan istenebilir veya artırılabilir. Yoksulluk nafakası, manevi tazminat, velayet ve kişisel ilişki konusunda da taraflar arasında bir anlaşma sağlanmış olmalıdır.
Maddeye göre evlilik birliğinin en az 1 sene sürmüş olması gerekmektedir. Davayı iki eş birlikte açabileceği gibi eşlerden birinin açtığı davaya diğeri katılım da gösterebilir. Hakim iki tarafı da bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmelidir. Taraflar boşanma protokolünde boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususunda belirleme yapmalıdır. Hakim tarafların ve ortak çocukların menfaatlerini göz önüne alarak boşanma hususunda bir karara varır. Hakim boşanma protokolünde bir değişiklik yapabilir ancak bu değişikliğin taraflarca kabul edilmesi gerekir. Taraflar arasında yapılan anlaşma protokolü şarta bağlı yapılamaz. Anlaşmalı protokol hükümlerinin uygulanmasında zaman aşımı 10 yıldır. Protokolün yerine getirilebilir olması için tereddüte neden olmayacak şekilde hazırlanması gerekir. Protokolde oluşacak kısmi hükümsüzlük tüm protokolü hükümsüz hale getirir. Kesinleşen protokolün haklı sebeplerin varlığı halinde iptali istenebileceği gibi değişiklik yapılması da talep edilebilir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Şartları
- Evlilik birliği en az 1 sene sürmelidir: Bu süre evlilik tarihinden itibaren başlayacaktır. 1 yıllık süre evlilik tarihi ile dava tarihleri arası esas alınarak belirlenir. Bir yıllık süre eğer dava sırasında yani dava açıldıktan sonra dolarsa dava çekişmeli boşanma davasına dönüşecektir. Çekişmeli boşanma davasına dönünce mahkemenin yapacağı bazı hususlar ortaya çıkmaktadır. Örneğin taraflara iddia ve savunmalarının dayanaklarını içeren dilekçelerini vermeleri için bir süre verilir. Daha sonra da ön inceleme yapılır ve usulüne uygun bir karara varılır. Tarafların bu 1 yıl boyunca aynı çatı altında beraber yaşamalarına gerek yoktur. Eşler daha önce boşandıysa ve sonra tekrar evlendilerse anlaşmalı boşanma davası açtıkları zaman 1 yıllık süre yine mevcut olacaktır. Yaptıkları ilk evliliklerindeki süre dikkate alınmadan ikinci evliliklerinden itibaren 1 yıl hesaplanmalıdır. 1 yıllık bu süre herhangi bir dava şartı değildir. Yalnızca evlilik birliğinin temelinden sarsılacağına ilişkin yasal karinenin temel unsurudur. Bu nedenle dava açıldığı tarihte bir yıllık süre mevcut olmalıdır. Dava açıldıktan sonra 1 yıllık sürenin dolması yasal karinenin gerçekleşmesi için yeterli değildir.
- Tarafların boşanma isteklerini içeren karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları olmalıdır: İki durumda mevcut olan bu şart ya eşlerden birinin açtığı davayı diğeri kabul ettiği zaman gerçekleşir ya da eşlerin birlikte mahkemeye giderek başvurması ile gerçekleşir. Eğer taraflar birlikte başvuru yaparsa; eşlerden biri davalı-davacı sıfatına, diğeri de davacı-davalı sıfatına sahip olur. Tek bir dava olduğu için de tek seferlik başvurma harcı alınır. Dava birlikte açılmasına rağmen davalı duruşmaya gelmeyebilir. Bu durumda da dava yine çekişmeli boşanma davasına dönüşür. Önce dava dilekçesi tebliğ edilir, ön inceleme yapılarak karara varılır. Bir eşin açtığı davayı diğer eş kabul ederse eşlerden biri anlaşmalı boşanma dava dilekçesini mahkemeye sunar. Dilekçenin içeriğinde tarafların boşanma hususunda anlaştıkları ve yargılama aşamasında da bunu onayladıkları mevcuttur. Eğer dava süresince taraflardan biri anlaşmalı boşanma davası dilekçesine aykırı beyanda bulunursa dava çekişmeli boşanma davasına dönüşür. Bunun tam tersi olarak da evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılırsa ve taraflar her konuda anlaştıklarını belirtirse dava anlaşmalı boşanma davasına dönüşür. Ancak bu koşulun gerçekleşmesi için anlaşmalı boşanma davasının koşullarının (Örneğin 1 yıllık süre şartı) gerçekleşmesi gerekir.
- Taraflar duruşmada bizzat dinlenilmelidir: Diğer bir şart da her iki eşin hakim huzurunda bizzat dinlenmesidir. Davalının bizzat dinlenmesi gerektiği kadar davacının (Her ne kadar davayı açan taraf olsa da) da dinlenmesi gerekir. Taraflar birlikte dinlenebileceği gibi ayrı ayrı da dinlenebilir. Tarafların vekilleri varsa, hatta bu konuda özel yetkileri mevcutsa yine de vekilin dinlenmesi yeterli değildir. Tarafların dinlenmesi gerekir. Eşlerden biri cezaevindeyse vasisinin dinlenmesi ile boşanmaya karar verilmez. Cezaevinde bulunan davalı oradan getirtilir, iki tarafın da beyanları alınır ve anlaşmalı boşanmaya karar verilir. Eşler bizzat dinlenmezse boşanmanın koşulları oluşmamış demektir. Kısıtlanmış eş için vasisinin dinlenmesi (beyanı) ile de boşanma hükmü kurulmaz. Eşlerin bizzat dinlenmesinden kasıt istinabe yoluyla da dinlenemeyeceğidir. Yani talimatla da eşlerin dinlenmesi mümkün değildir. Ancak eşlerin SEGBİS yoluyla dinlenmesi mümkündür. Çünkü talep halinde taraflardan birinin aynı anda ses ve görüntüsü nakledilmektedir.
- Tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına dair kanaat getirilmelidir: Hakim tarafları dinler. Bu dinleme sonucunda da tarafların iradelerinin serbest olduğunu takdir etmelidir. Yani boşanma yönündeki iradeler serbest irade olmalıdır. Hakim tarafların iradelerinin tehdit ya da herhangi bir baskı ile kurulduğunu tespit ederse dava çekişmeli boşanma davasına döner. Bunların dışında eşlerin boşanmak istememeleri ancak boşanmanın hukuki sonuçlarından yararlanmak istemeleri mümkündür. Buna örnek vermek gerekirse; vefat eden babasından gelen yetim aylığı ya da boşanma ile hacizden kurtulmak için eşler boşanmak istiyor olabilir. Bu boşanmaya kağıt üzerinde boşanma da denir. Yargıtay’ın kararlarına göre de boşanmada sebeplere (saiklere) bakılmamalıdır.
- Hakim, tarafların hazırladığı düzenlemeyi (boşanmanın mali sonuçlarını ve çocukların durumunu) uygun bulmalıdır: Anlaşmalı boşanma davasında hakim tarafların hazırladığı protokolü onaylamalıdır. Protokolün içeriği boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumudur. Çocukların durumundan kasıt: Velayet, nafaka, kişisel ilişki, maddi manevi tazminatlardır. Bu hususlar hazırlandıktan sonra hakim bunları uygun bulmalıdır. Anlaşmalı boşanma davası sonucunda bir karar verilir. Bu karar kesinleştikten sonra mali sonuçlar hakkında taraflar talepte bulunamaz. Kesinleşme tarihinden önce ferilere ilişkin açılan davalar da konusuz kalacaktır. Taraflar herhangi bir hususta anlaşamadıysa yine de delil toplanır. Delil toplanmadan karar verilmez.

Anlaşmalı Boşanma Davasının Mali Sonuçları
Boşanmanın mali sonuçları nafaka, maddi, manevi tazminat ve çeşitli mallar hakkındaki anlaşmalardır. Nafaka hususunda tarafların anlaşmış olmaları gerekir. Nafakaya ilişkin talep yoksa da protokolde açıkça belirtilmelidir. Davacı kişi, boşanma davasında çocuk için iştirak nafakası talep etmemişse sonradan nafaka talep edilebilir. Çocukların velayeti anneye bırakıldığı takdirde her zaman iştirak nafakası talep edilebilir. Boşanmanın mali sonuçları ise üç ana başlık altında toparlanabilir. Bunlar; maddi ve manevi tazminat, nafaka yükümlülüğü ve mal rejiminin tasfiyesidir. Eşlerin anlaşarak boşanma kararı vermeleri durumunda, tazminat, nafaka ve malların paylaştırılmasına ilişkin konularda karşılıklı iradelerinin uyuşması beklenir.
Maddi ve manevi tazminatlar hususunda taraflar anlaşmadıkça hakim protokolü onaylamaz. Taraflar anlaşamıyorsa davaya çekişmeli olarak devam edilecektir. Yine aynı şekilde başlangıçta anlaşıp yargılama sürecinde anlaşamıyorlarsa dava çekişmeli davaya dönüşür. Tarafların boşanmalarına karar verilirken tazminat hakları saklı tutulmaz. Ayrıca anlaşmalı boşanma davası kesinleştikten sonra ferilerin sonradan istenilmesi mümkün değildir.
Anlaşmalı boşanma davasında yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunda anlaşılmasına gerek yoktur. Aynı şekilde tarafların mal rejimleri hususunda da anlaşmaları zorunlu değildir. Eğer mal rejimi hususunda bir anlaşma yapıldıysa hakimin bu anlaşmayı kabul edebilmesi için tüm malların tek tek sayılıp belirlenmesi gerekir. Boşanma davası için hazırlanan boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptali/tescili davaları da maktu harca tabi olacaktır.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Taraflar
Anlaşmalı boşanma davasında farklı dava açma şekilleri mevcuttur. Bu nedenle davacı ve davalı sıfatlarında değişkenlik olabilir. Eğer eşler birlikte dava açıyorsa mahkemeye giderek birlikte başvuru yapmaları gerekir. Bu şekilde açılan her davada her iki eş de davalı ve davacı sıfatına sahip olacaktır. Yani her iki eş de dilekçeyi davalı – davacı sıfatıyla imzalayacaktır. Ancak taraflardan biri boşanma davasını açarsa diğeri de bunu onaylayabilir. Bu durumda davacı açan eş davacı olurken, davayı onaylayan diğer eş de davalı sıfatına sahip olur.
Taraflar anlaşmalı boşandıkları kimi durumlarda örneğin davacı anne ise ve velayet anneye bırakılmışsa lehine eğitim giderleri tahsis edilen ortak çocuk boşanmanın bir tarafı olmayacaktır. Ortak çocuk ilerleyen tarihlerde ergin olursa yine de taraf sıfatını kazanmaz. Boşanma davası devam ederken eşlerden biri vefat edebilir. Ölen eşin mirasçıları davaya devam ederse ve sağ kalan eşin kusuru ispatlanırsa TMK m. 181 hükmü uygulanır. ‘’ Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. ‘’ (TMK m. 181/1)
Anlaşmalı Boşanma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Görev hususu 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ile aile mahkemelerine verilmiştir. Ancak her yerde aile mahkemeleri olmayabilir. Aile mahkemeleri olmayan yerlerde bu davalara aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri bakacaktır. Boşanma protokolünde yer alıp karara geçirilmeyen tapu iptal, tescil isteklerinde genel mahkemeler görevlidir. Ancak anlaşmalı boşanma davasından kaynaklı tapu iptal/tescil davası aile mahkemesinde görülür. Bu davalar da maktu harca tabidir.
Boşanma davaları ve ayrılık davalarında yetkili mahkeme TMK m. 168 ile belirlenmiştir. Maddeye göre eşlerden birinin yerleşim yeri ya da davadan önce son kez 6 aydır birlikte oturdukları yer mahkemesi yetkili mahkemedir. Yani boşanma davası eşlerden birinin ikametgâhındaki yer mahkemesinde açılabilir. Bu yer, eşlerden birinin yerleşmek için oturduğu yerdir. Anlaşmalı boşanma davasından sonra manevi tazminat istenebilir, bu dava da genel mahkemeler görevli olacaktır. Hakimin onaylamadığı protokollerden kaynaklı istemler de genel mahkemelerde görülecektir. Şunu belirtmek gerekir ki boşanma davasında yetki itiraz edilebilir bir husustur. Dolayısıyla taraflar anlaştıkları sürece istedikleri yerde dava açabilirler. Sonuçta taraflar anlaşma protokolüyle anlaştıklarından yetkiye itiraz etmeyeceklerdir. Önemli olan en hızlı davanın görüleceği yer mahkemesidir.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Harç ve Yargılama Giderleri
Boşanma davası maktu harca tabidir. Buna benzer şekilde vekalet ücreti de maktu harca tabidir. Boşanma davası ile birlikte maddi manevi tazminat talep edilebilir. Bu durumda da maktu harç alınır. Boşanmanın feri (eki) olarak iştirak nafakası istenebilir. Bu durum kabul edilirse yoksulluk nafakası için ayrıca harç ödenmesine gerek kalmaz. Boşanma davasının eki olarak açılmayan tazminat ve nafaka davalarından dava değerine göre nispi harç alınır. Aynı şekilde vekalet ücreti de nispidir. Anlaşmalı boşanma davalarında vekalet ücretleri ve yargılama giderleri hususunda anlaşılmasına gerek yoktur. Anlaşmalı boşanma davasına aykırılık nedeniyle açılan tazminat davaları da nispi harca tabidir. Türkiye’de her il kendi yerel barosuna sahiptir. Birde tüm baroların bağlı olduğu Türkiye Barolar Birliği (TBB) (https://www.barobirlik.org.tr/) vardır. Bu baroların yayınladığı ücret tarifeleri anlaşmalı boşanma davası ücretinin belirlenmesi için klavuz görevi görür. Buna göre;
- İstanbul anlaşmalı boşanma davası avukatlık ücreti 35.000 TL;
- Ankara anlaşmalı boşanma davası avukatlık ücreti 28.500 TL;
- İzmir anlaşmalı boşanma davası avukatlık ücreti 28.130 TL;
- Antalya anlaşmalı boşanma davası avukatlık ücreti 30.000 TL tutarındadır.
Bu rakamlar üzerinden %8 KDV uygulanır. Dava harç ve masrafları bu ücrete dahil değildir.
Bir uyuşmazlık sebebiyle mahkemeye başvurulması halinde devlet tarafından davanın açılması için alınan harç miktarına dava harcı denilmektedir. Dava türüne göre maktu olabileceği gibi nispi olarak da alınabilmektedir. Dava harçları her sene Adalet bakanlığı tarafından belirlenmektedir. Gider avansı ise her türlü tebligat ücreti ile posta ücretleri gibi giderleri kapsar. Harçlar Kanunu gereğince boşanma davası maktu harca tabi olması sebebiyle dava açarken maktu harcın yatırılması şarttır. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Yönetmeliğine göre gider avansının da yatırılmış olması gerekmektedir. Gider avansının kullanılmayan kısmı hükmün kesinleşmesinden sonra davacıya iade edilir.
Tahsil Edilecek Harç/Masraf Bilgileri | ||
---|---|---|
Masraf Açıklama | Adet | Tutar (TL) |
Başvurma Harcı | 1 | 427,60 |
Vekalet Harcı | 1 | 60,80 |
Peşin Harç | 1 | 427,60 |
Gider Avansı | 2 | 1.120,00 |
Vekalet Pulu | 1 | 96,00 |
Harç Toplam | Masraf Toplam | Toplam Tutar |
916,00 | 1.120,00 | 2.132,00 |
Anlaşmalı Boşanma Davasında Kadının Hakları
TMK 166/3. maddeye göre 1 yılı dolduran evliliklere anlaşarak boşanma imkanı tanımıştır. Anlaşmalı boşanma için eşler anlaşmalı boşanma protokolü ve dava dilekçesi ile birlikte aile mahkemesinde dava açabilir. Davayı birlikte açmaya gerek yoktur. Taraflardan biri açabilir. Ardından belirlenen duruşma gününde her iki tarafta duruşmaya çıkarak hakim huzurunda boşanma protokolünü onayladıklarını ve boşanmak istediklerini beyan etmelidir. Bu şekilde tek celsede anlaşmalı boşanma gerçekleşir. Anlaşmalı boşanma en hızlı boşanma türüdür. Bu nedenle halk arasında tek celsede boşanma davası şeklinde de bilinir. Anlaşmalı boşanma davasında kadının normal çekişmeli boşanma davasındaki gibi her türlü hakkı vardır. Sadece burada anlaşmaları ve protokole yazmaları gereklidir.
Anlaşmalı boşanma davasının açılması için iki yol vardır. Bunlardan ilki eşlerin birlikte başvurması ile dava açmasıdır. Eşler ortak bir boşanma protokolü hazırlayarak, bir dava dilekçesi imzalarlar. Anlaşmalı boşanma protokolü boşanma dilekçesinin ekine sunulur. Eşler protokolü davacı-davalı sıfatıyla imzalar ve mahkemeye sunar. Mahkemenin dava dilekçesini kayda geçirmesinden itibaren dava süreci başlar. Anlaşmalı boşanma davasının ikinci yolu ise bir eşin açtığı boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi ile gerçekleşir. Eşlerden biri TMK m. 166/3’e uygun olarak bir dava dilekçesi hazırlar ve mahkemeye sunar. Dilekçede tarafların boşanma hususunda anlaştıkları ve yargılama aşamasında bunu teyit edeceklerini yazar. Bunun dışında anlaşma protokolü varsa o da dilekçe ile beraber sunulur. Yargılama aşamasında taraflar da bunu teyit ederse kişilerin boşanmalarına karar verilir.
Anlaşmalı Boşanma Davası ve Çekişmeli Boşanma Davasının Birbirine Dönüşmesi
Dava çekişmeli olarak açılmış olabilir. Yargılama aşamasında, taraflar anlaşarak davayı anlaşmalı boşanma davasına döndürebilir. Davacının TMK m. 166/1’e göre bir dava açtığını varsayalım. ‘’Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.’’ (TMK m. 166/1) Açılan bu davaya cevap olarak davalı, davacı ile her durumda anlaştığını belirtir ve davayı kabul ederse dava anlaşmalı boşanma davasına dönüşür. Davanın dönüşmesi için anlaşmalı boşanma davasının diğer koşullarının da gerçekleşmesi gerekir. Örneğin en önemli şart olarak 1 sene evlilik birliği devam etmelidir.
Boşanma davası anlaşmalı şekilde açılırsa dava yine de çekişmeli boşanma davasına dönebilir. Çünkü evlilik birliği içerisinde karar verilmesi gereken birçok husus vardır. Yargıtay’a göre anlaşmalı boşanma yönünde verilen karar kesinleşinceye kadar dava çekişmeli boşanma davasına dönebilir. Anlaşılamayan hususlar şöyledir; boşanmanın mali sonuçları, çocukların durumu vs. aşağıdaki durumlarda dava çekişmeli boşanma davasına döner:
- Yargılama sırasında eşlerden birinin boşanmak istemediğini beyan etmesi halinde.
- Anlaşmalı boşanma protokolünde olmayan bir talepte bulunulması halinde.
- Anlaşmalı boşanmaya ilişkin hükmün temyiz edilmesi halinde.
- Davalının duruşmaya katılmaması halinde çekişmeli boşanma davasına döner.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Yargılama Süreci
Boşanma davası açıldıktan sonra usul işlemlerinin eksiksiz bir şekilde tamamlanması gerekir. Boşanma davalarında yazılı yargılama usulü uygulanır. Mahkeme boşanma davalarında resen delil toplamaz çünkü tarafların ileri sürdüğü delillerle bağlıdır. Eşlerden birinin başvurması ile dava açılırsa tensip hazırlanır ve davalıya tebliğ edilir. Usulüne uygun tebliğ edilmezse davalının cevap süresi başlamaz.
Davalının kabulü boşanmanın gerçekleşmesi için yeterli değildir. Hakimin tarafların belirlediği düzenlemeyi uygun bulması gerekir. Düzenleme hem boşanmanın mali sonuçlarını hem de çocukların durumunu içermelidir. Anlaşmalı boşanma davası sırasında eşlerden biri ölebilir. Bu durumda mirasçıların sağ kalan eşin herhangi bir kusurunu kanıtlamasına gerek yoktur. Yani anlaşmalı boşanma davalarında TMK m. 181/2 hükmü uygulanmaz. Anlaşmalı olarak açılan davada davalı eşin duruşmaya gelmemesi halinde davanın reddine karar verilmeyip çekişmeli olarak görülmek üzere davacı eşe vakıa ve delillerini sunmak üzere süre verilmelidir.
Anlaşmalı Boşanma Davasına Hazırlık İçin İlk Neler Yapılmalı?
- Eşlerin boşanma ve boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu konusunda öncelikle anlaşma sağlamış olmaları gereklidir.
- Anlaşmalı boşanma dilekçesi hazırlanması gereklidir. Anlaşma, yazılı metin halinde bir protokol olarak düzenlenebileceği gibi, hakimin huzurunda sözlü olarak da anlaşma hususlarının dile getirilmesi suretiyle de yapılabilir. Bu durumda anlaşma içeriğinin tutanağa geçirilmesi gereklidir.
- Ayrıca anlaşmanın, boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin kısmının hakim tarafından uygun bulunması için eşlerin malvarlığı konusunda bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bu nedenle taraflar, açacakları anlaşmalı boşanma davasında, mahkemeye mali konulara ilişkin bilgi ve belgeleri anlaşmalı boşanma talebi ile birlikte vermelidir.
Bir Yıl Şartı Sağlanmadan Anlaşmalı Boşanma Yoluna Başvurulabilir Mi?
Anlaşmalı boşanma davasının şartlarından bir tanesi, evlenme töreninden itibaren en az bir yıllık sürenin dava tarihi itibariyle dolmuş olmasıdır. Aksi halde anlaşmalı boşanma olarak açılan dava, çekişmeli boşanma hükümlerine göre devam ettirilir.
- Yargıtay 2. H.D. 12.03.2003 tarih, 2003/1951E. 2003/3412 K. sayılı kararı “… Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi ile evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır hükmü getirilmiştir. Dosyadaki nüfus kaydından tarafların 09.11.2001 tarihinde evlendikleri ve davanın açıldığı 05.02.2002 tarihinde henüz bir yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, tarafların gösterdikleri delillerin toplanarak, Medeni Kanunun 166/1-2. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal şartlar oluşmadan tarafların kabulüne dayanılarak boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”
- Yargıtay 2. H.D. 13.01.2014 tarih, 2013/24061E. 2014/275 K. sayılı kararı “… Türk Medeni Kanunun 166. maddesinin üçüncü fıkrası ile “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır” hükmü getirilmiştir. Dosyadaki nüfus kaydından tarafların 11.01.2012 tarihinde evlendikleri ve davanın açıldığı tarihte henüz bir yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, tarafların gösterdikleri delillerin toplanarak Türk Medeni Kanunun 166. maddesinin bir ve ikinci fıkrasındaki şartların oluşup oluşmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Türk Medeni Kanunun 166’ncı maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen bir yıllık süre şartı gerçekleşmeden davanın kabulüyle boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur…” Yargıtay içtihatları ile de açıkça düzenlendiği üzere bir yıl dolması şartı dikkate alınmadan boşanmaya hükmedilmiş olması halinde karar usul ve yasaya aykırılık gerekçesi ile bozulmuştur.
Eşlerden Birinin Anlaşmalı Boşanmak İstememesi Durumunda Ne Yapılabilir?
Anlaşmalı boşanma davasının temelinde, eşlerin boşanma yönünde iradelerinin birleşmesi yatmaktadır. Bir diğer deyişle her iki eşin de boşanmak istemesi gerekmektedir. Bu nedenle eşlerin boşanmayı birlikte istemeleri gerekmektedir. Aksi durumda, iki taraftan birinin boşanmayı istememesi halinde çekişmeli boşanma hükümleri devreye girecektir.
Anlaşmalı boşanma hükümlerine göre boşanma kararı verilebilmesi için ilk koşul; evlilik birliğinin en az bir yıl sürmesidir. Aksi takdirde hakim diğer şartları incelemeden boşanma davasını reddetmektedir. İkinci koşul, eşlerin mahkemeye birlikte başvurması veya bir eşin diğerinin açtığı boşanma davasını kabul etmesidir. Burada önemli olan tarafların boşanma iradelerini aynı anda ve duruşmada hakime beyan etmesidir. Üçüncü koşul, eşlerin iradelerini hakime bizzat açıklamalarıdır. Hakimin eşleri dinleyerek serbest iradelerinin oluşup oluşmadığına karar vermesi gerekir. Duruşmada tarafların her türlü baskı ve tehditten uzak olarak özgür iradeleri ile beyanda bulunduklarının denetlenmesini amaçladığından, hakimin bu hususta her türlü özeni göstermesi gerekmektedir. Son koşul ise; anlaşmalı olarak boşanmak isteyen eşlerin boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda da anlaşmış olmaları ve buna ilişkin düzenlemeyi hakimin onayına sunmaları gerekir. Taraflar bu hususta mahkemeye bir protokol sunabilecekleri gibi, belirtilen tüm bu hususlarda mahkemeye sözlü olarak da beyanda bulunabilirler.

Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Boşanmak hususunda anlaşan eşlerin anlaştıkları ortak noktaları anlaşmalı boşanma dilekçesinde özellikle belirtmeleri gerekmektedir. Nafaka, anlaşılması halinde ödenmesi ödenecek maddi ve manevi tazminat ve çocuk varsa çocuğun velayetinin kimde kalacağı hakkında eşlerin ne şekilde anlaştığı belirtilmelidir. Anlaşmalı boşanma davası açarken, anlaşmalı boşanma dilekçesi ile birlikte bir de hem mahkemeye sunulmak hem de taraflarca saklanmak üzere hazırlanmış, her iki eşin de imzaladığı anlaşmalı boşanma protokolü olması gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma protokolü 3 nüsha olacak şekilde düzenlenmelidir. Boşanma protokolü iki eş tarafından da imzalanmalıdır. Nüshalardan sadece bir tanesi mahkemeye sunulur, geri kalan ikisi eşlerde kalır. Bu protokol ile birlikte bir anlaşmalı boşanma davası dilekçesi hazırlanır. Yazılan bu dilekçenin eşlerden en az biri tarafından imzalanması gereklidir. Anlaşmalı boşanma davası iki şekilde talep edilebilmektedir;
- Birincisi eşlerin birlikte talepte bulunması,
- Eşlerden birinin açtığı boşanma davasını diğerinin kabul etmesi şeklinde gerçekleşmektedir.
Eşlerin birlikte talep etmesi halinde, eşlerin birlikte tek dilekçeyle ve tek harç yatırarak anlaşmalı boşanma talebinde bulunabilir. Eşlerden birinin açtığı boşanma davasının, diğer eş tarafından kabul edilmesi ile de anlaşmalı boşanma mümkündür. Genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılan davada, diğer eşin davayı kabul etmesi halinde anlaşmalı boşanma hükümleri uygulanacaktır.
Açılan boşanma davasının anlaşmalı boşanma nedenine dayalı olarak açılması gerekmemekte olup herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak açılan davanın, diğer eş tarafından kabul edilmesi yeterli olmaktadır. Ancak özel boşanma sebeplerine dayanarak açılan boşanma davasının, diğer eş tarafından kabul edilmesi halinde anlaşmalı boşanmaya karar verilmemesi gerektiği fakat usule uygun şekilde ıslah yapılması halinde mümkün olacağı yönünde görüş de mevcuttur.
Anlaşmalı Boşanma Davası İçin Neler Gereklidir?
Anlaşmalı Boşanma Dilekçesi
Eşlerin birlikte talep etmesi halinde dava dilekçesinde tarafların sıfatlarının ne olacağı, ne şekilde başvuruda bulunacakları tek dilekçe ile mi yoksa iki aynı dilekçe ile mi dava açılacağı konusunda kanunda açık bir düzenleme yoktur. Yargıtay, eşlerin birlikte tek bir dilekçeyle anlaşmalı boşanma talebinde bulunabileceklerini ve dolayısıyla da tek harç alınmasının yeterli olduğunu kabul etmektedir. Eşler, boşanma konusunda serbest iradeleri ile karar aldıklarını, evliliğin bir yıldan fazla sürdüğünü, dava dilekçesinin ekinde boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu konusunda anlaştıkları hükümleri içerir protokolün mevcut olduğunu belirtir tek bir dilekçe ile boşanma davasını açabilirler.
Anlaşmalı Boşanma Protokolü
Tarafların boşanmanın mali sonuçları hakkında yani maddi tazminat, manevi tazminat ve nafaka konusunda anlaşmaları ve bu hususları hazırlayacakları boşanma protokolünde belirtmeleri gerekmektedir. Ayrıca çocukların durumu yani çocuğa ödenecek nafaka, çocuk ile kişisel ilişkinin nasıl olacağı ve süreleri ve çocuğun velayeti konularında da anlaşmış olmalı ve bu hususları da protokolde belirtmeleri gerekmektedir. Mali sonuçlar ve çocukların durumu hususlarının hakim tarafından da uygun bulunması gerekmektedir. Yani taraflar boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumlarını belirleme konusunda tam bir serbestiye sahip değillerdir. TMK 166/3 maddesine göre hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak, kendisine sunulmuş olan anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilme yetkisine sahiptir.
Anlaşmalı Boşanma Dilekçesinde Neler Yer Alır?
Hukuk Muhakemesi Kanunu Md. 119 ile dava dilekçesinde bulunması gerekenler açıkça sayılmıştır. Boşanma dava dilekçesinde de aynı hususlar aranacaktır. Bu sebeple boşanma dava dilekçesinde bulunması gerekenler şunlardır:
- Mahkemenin adı.
- Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.
- Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
- Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
- Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.
- Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
- İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
- Dayanılan hukuki sebepler.
- Açık bir şekilde talep sonucu.
- Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.
Protokolde Hakimin Yaptığı Değişikliklerin Taraflarca Kabul Edilmemesi Durumunda Ne Olur?
Anlaşmalı boşanma protokolü ile taraflar boşanmanın mali sorunları ve çocukların durumu ile ilgili anlaşsalar dahi bu hükümler hakimi bağlamamaktadır. Hakim Bu hususlara dair protokolde değişiklik yapabilmektedir. Anlaşmalı boşanma davasında hakim tarafından protokolde yapılmasını öngördüğü değişiklik eğer eşler tarafından uygun bulunmaz ve kabul edilmez ise dava çekişmeli boşanma davasına kendiliğinden dönüşmektedir.
Yargıtay 2. H.D. 20.06.2017 tarih, 2016/2475E. 2017/7811 K. sayılı kararı “… Taraflar arasında görülen anlaşmalı boşanma davasında, velayeti anlaşma uyarınca anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında taraflarca düzenlenen kişisel ilişki mahkemece değiştirilmiştir. Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak anlaşmada gerekli gördüğü değişikliği yapabilir ise de bu durumda yapılacak iş, kişisel ilişki konusunda taraflara bir öneride bulunmak, öneri kabul edildiği takdirde buna göre karar vermek, kabul edilmediği ve taraflarca anlaşmaya varılarak mahkemenin de uygun bulacağı yeni bir düzenleme de yapılmadığı takdirde, dava Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi uyarınca çekişmeli boşanma olarak sürdürülüp sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir. Yasal koşullar oluşmadan, Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”
Anlaşmalı Boşanma Davasına Sonradan Protokol Sunulabilir Mi?
Eşlerin anlaşmalı boşanma davasında protokol hazırlamaları şartı bulunmamaktadır. Anlaşmalı boşanma davasında önemli olan eşlerin boşanma ve boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu konusunda öncelikle anlaşma sağlamış olmasıdır. Anlaşma yazılı bir metin halinde bir protokol olarak düzenlenebileceği gibi, hakimin huzurunda sözlü olarak da anlaşma hususları açıklanabilir. Bu durumda anlaşma içeriğinin duruşma tutanağına geçirilmesi ve taraflarca imzalanması yeterlidir.
Yargıtay HGK 18.04.2019 Tarih, 2017/2-2643 E. 2019/484 K sayılı kararı”…TMK’nın 166. maddesinin 3. fıkrasında; “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz” düzenlemesi yer almaktadır. Uygulamada anlaşmalı boşanma adı verilen ve yukarıya alıntılanan fıkra uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için ilk koşul; evlilik birliğinin en az bir yıl sürmesidir. Aksi takdirde hakim diğer şartları incelemeden boşanma davasını reddetmelidir. İkinci koşul, eşlerin mahkemeye birlikte başvurması veya bir eşin diğerinin açtığı boşanma davasını kabul etmesidir. Burada önemli olan tarafların boşanma iradelerini aynı anda ve duruşmada hakime beyan etmesidir. Üçüncü koşul, eşlerin iradelerini hakime bizzat açıklamalarıdır. Hakimin eşleri dinleyerek serbest iradelerinin oluşup oluşmadığına karar vermesi gerekir. Madde hükmü, duruşmada tarafların her türlü baskı ve tehditten uzak olarak özgür iradeleri ile beyanda bulunduklarının denetlenmesini amaçladığından, hakimin bu hususta her türlü özeni göstermesi gerekmektedir. Son koşul ise; anlaşmalı olarak boşanmak isteyen eşlerin boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda da anlaşmış olmaları ve buna ilişkin düzenlemeyi hakimin onayına sunmaları gerekir. Taraflar bu hususta mahkemeye bir protokol sunabilecekleri gibi, belirtilen tüm bu hususlarda mahkemeye sözlü olarak da beyanda bulunabilirler. Ancak ikinci durumda sözlü beyanın zapta geçirilmesi ve taraflarca imzalanması gerekir.”
Protokol Hazırlamak Boşanmak İçin Yeterli Midir?
Anlaşmalı boşanma davasında tarafların özgür iradeleri ile hazırladıkları ve imzaladıkları protokol hakim tarafından onaylandığı zaman geçerli olmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak hakim tarafından onaylanmayan protokol hukuki sonuç doğurmadığından ve boşanma kararı ancak hakim tarafından verildiğinden sadece protokol hazırlanması hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Yargıtay 2 H.D. 19.02.2009 Tarih, 2008/484 E. 2009/2761 K sayılı kararı “… Taraflar arasında evlenmeden önce düzenlenen ve noter tarafından onaylanan 21.10.2005 tarihli sözleşme; akti mal rejimine dair olup, boşanma protokolü niteliğinde değildir. Bu sözleşmede yer alan ‘evlilik birliğinin boşanma sebebiyle sona ermesi halinde boşanma nedenine ve kusura bakılmaksızın davalının davacıya aylık 2000 TL. nafaka ödeyeceğine olan hüküm boşanmanın fer’i sonucuna dair olup, boşanma ayrılığın fer’i sonuçlarına dair anlaşmalar, hakim tarafından onaylandığı takdirde geçerlilik kazanır. (TMK. m.184/5) B bakımdan nafakaya dair hakimin onayını taşımayan bu hüküm geçerli değildir. Hukuki sonuç doğurmaz…”
Genel boşanma sebeplerine dayanılarak boşanma davası açıldığında eşler ortak hayatın çekilmez bir hal aldığını veya dayandıkları özel boşanma sebebini ve evlilik sırasında yaşanan olaylarda davalının kusurunun olduğunu kanıtlamak zorunda iken anlaşmalı boşanma davasında eşlerin ortak hayatın çekilmez bir hal aldığını kanıtlaması istenmemektedir. Eşlerin boşanma konusunda anlaşmış olmaları, ortak yaşamın çekilmez hale geldiğinin kesin karinesini oluşturmaktadır. Bu nedenle evlilik sırasında yaşanan olaylar değerlendirilmez başka bir ifade anlaşmalı boşanma davasında kusur araştırılması yapılmaz. Anlaşmalı boşanma şartlarının (evliliğin en az bir yıl sürmüş olması, eşlerin birlikte başvurması ya da diğer eşin diğerinin davasını kabul etmesi, boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilen düzenlemeyi hakim uygun bulması) varlığı halinde hakim başka hiçbir hususta inceleme yapmadan tarafların boşanmasına karar verir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Hüküm
Anlaşmalı boşanma davasında protokol hükümleri de hüküm fıkrasına geçirilmelidir. Ancak hakim protokoldeki hükümleri uygun bulmazsa bunlarda değişiklik yapacaktır. Bu değişiklikleri taraflara kişisel ilişki için öneride bulunarak yapabilir. Eğer önerisi kabul edilirse buna uygun karar verir ancak kabul edilmezse taraflarca anlaşılarak mahkemenin uygun bulacağı yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Taraflar velayet konusunu hakimin takdirine bırakabilirler. Ancak sonrasında hakimin vereceği karar konusunda anlaşmış olmaları gerekir. Esas ilke çocukların çıkarının gözetilmesidir. Hakim kardeşler arasındaki aile bağlarını korumak ve ebeveynle ilişkilerini canlı tutmak zorundadır.
Anlaşmalı boşanma kararından sonra istinaf yoluna/ temyiz kanun yoluna başvurması halinde istinaf/ temyiz yoluna başvuran tarafın anlaşma iradesinden döndüğü (anlaşmalı boşanmanın tüm feriler konusunda anlaşma sağlanmış olması şartı gerçekleşmemiş olacağından) kabul edildiğinden davanın çekişmeli boşanma davası olarak görülmek üzere kaldırılmasına /bozulmasına karar verilmektedir. Bu aşamadan sonra ilk derece mahkemesi artık, davacıya dava dilekçesini ve iddialarını bildirmesi için bir süre vermekte ve dilekçeler aşamasını tamamlamaktadır. Kısacası anlaşmalı boşanma kararından sonra taraflardan birinin istinaf/temyiz yoluna başvurması o davayı çekişmeli boşanma davası haline dönüştürmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Hakkında Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2009/16482 E. 2010/18312 K. ve 03.11.2010 Tarihli Kararı
- Anlaşmalı Boşanma Davası
Davacı SD.in 09.04.2007 tarihinde davalı OD. aleyhine açığı boşanma davasının, tarafların boşanma konusunda anlaştıklarına dair beyanları doğrultusunda kabul edildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3.maddesi ile “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte baş- vurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır” hükmü getirilmiştir. Dosyadaki nüfus kaydından tarafların 14.06.2006 tarihinde evlendikleri ve davanın açıldığı tarihte henüz bir yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, tarafların gösterdikleri delillerin toplanarak, Medeni Kanununun 166/1-2.maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Medeni Kanununun 166/3.maddesinde öngörülen bir yıllık süre şartı gerçekleşmeden tarafların kabulüne dayanarak boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/20562 E. 2015/4949 K. ve 19.03.2015 Tarihli Kararı
- Anlaşmalı Boşanma Davası
Davacı tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.md166/1) sebebine dayalı olarak açılan davada mahkemece, tarafların boşanma ve mali sonuçları yönünden anlaştıkları, anlaşmalı boşanma koşullarının oluştuğu gerekçe gösterilerek Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Ancak, davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş, bizzat mahkeme huzurunda hazır bulunarak boşanma ve sonuçları hakkında bir irade açıklamasında bulunmamıştır. Vekâletnamesinde özel yetki bulunsa bile vekilin beyanı sonuç doğurmaz. Hal böyle olunca anlaşmalı boşanma koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Bu husus nazara alınmadan mahkemece tarafların Türk Medeni Kanununun 166/3maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; bu yöne ilişkin temyiz bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/7706 E. 2017/2213 K. ve 02.03.2017 Tarihli Kararı
- Anlaşmalı Boşanma Davası
Taraflar 6.6.2008 tarihinde anlaşmalı boşanmış olup, hükümde velayeti davalı anneye bırakılan ortak çocuk Berk’e davacı baba tarafından ödenecek 1250 TL iştirak nafakası dışında ortak çocuğun “anaokulu, okul, eğitim” masraflarının da davacı baba tarafından ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davalı anne tarafından ortak çocuğun özel anaokulu masrafları baba tarafından ödenmediğinden bahisle baba aleyhine icra takibi başlatılmış, baba tarafından iş bu menfi tespit davası açılmıştır. Toplanan delillerden anlaşmalı boşanma hükmünde ortak çocuğun gönderileceği anaokulunun “özel anaokulu” olarak da anlaşılabileceğine dair bir karar mevcut değildir. Açıklanan sebeple davanın kabulü yerine yetersiz gerekçe ile reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/7351 E. 2015/21810 K. ve 18.11.2015 Tarihli Kararı
- Anlaşmalı Boşanma Davası
Davacı kadın dava dilekçesi ile Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde belirtilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma talebinde bulunmuş, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerini de bildirmiştir. Yargılamanın tahkikat aşamasında ise taraflarca imzalanmış karşılıklı olarak birbirinden nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerinin olmadığına dair beyan içeren anlaşmalı boşanma protokolü ibraz edilmiş ise de anlaşmalı boşanma gerçekleşmediğine göre bu beyan yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinden feragat niteliğinde kabul edilemez. Mahkemece davalı tam kusurlu bulunarak boşanmaya karar verildiğine ve bu kusurlu davranışların kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunun ve yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasından davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği de anlaşıldığına göre davacı kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası (TMK.m.175), maddi ve manevi tazminata (TMK.m.174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile taleplerin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Anlaşmalı Boşanma Dilekçe Örneği
ANKARA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ ’NE
Davacı : İsim Soyisim – TC
Vekili : Av. Umur Yıldırım
Davalı : İsim Soyisim – TC
Dava Konusu: Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Anlaşmalı Boşanma Talebimiz hakkındadır.
Açıklamalar:
Davalı ile …….yılından bu yana evli bulunmaktayız ve evliliğimizden …..isimli müşterek bir çocuğumuz bulunmaktadır.
Şahsım ile davalı arasında, evlendiğimiz tarihten bu yana duygu ve düşünce birliği sağlanamamış, karşılıklı olarak sevgi ve saygı azalarak yok olma noktasına gelmiştir. Davalı ile yaklaşık bir yıldır fiilen ayrı yaşamaktayız. Aynı evi paylaşmamaktayız. Davalı ile olan evliliğimizin tek bağlayıcı unsuru müşterek çocuğumuzdu. Artık müşterek çocuğumuz da belli bir yaşa geldiği için fiili olarak bitmiş olan bu evliliğimizi resmi olarak da sonlandırmaya karar vermiş bulunmaktayız.
Davalı ile aramızda baş gösteren şiddetli geçimsizlik evlilik birliğimizin devamını imkânsız hale getirmiştir. Davalı ile tekrar bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirmemiz mümkün değildir. Davalı da aynı düşüncededir. Davalı ile ekte sunulan …….. tarihli protokolü düzenleyerek boşanmanın mali sonuçları ile müşterek çocuğumuzun durumu hakkında anlaşma yapmış bulunmaktayız.
Yukarıda saymış olduğumuz sebepler çerçevesinde evlilik birliğinin devam etmesi gerek şahsım gerekse de davalı eşim için mümkün olmadığından ve evlilik hayatı katlanılamaz bir hale gelmiş olduğundan dolayı evlilik birliğin temelden sarsılmış olması sebebiyle ekte sunulan protokol gereğince boşanmamıza karar verilmesi için sayın mahkemeye müracaat zarureti hasıl olmuştur.
İşbu sebeplerle, ekteki protokolde göz önünde bulundurularak davalı ile boşanmamıza karar verilmesini talep ediyoruz.
Hukuki Sebepler: MK 166/3, HUMK ve sair yasal deliller.
Deliller : Nüfus Kayıtları, Protokol ve her türlü yasal delil.
Netice ve Talep : Yukarıda izah ettiğim sebep ve gösterilen delillere binaen davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve davalı ile tekrar bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirmemiz mümkün olmadığından ve davalı taraf da boşanmayı kabul ettiğinden …….. tarihli protokol de göz önünde bulundurularak, davalı ile boşanmamıza karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 01.01.2024
Davacı
İsim imza
Ekler:
- Nüfus Cüzdan Fotokopisi
- … Tarihli Boşanma Protokolü