Trafik kazası kusur oranları ve kusur oranının tespiti trafik kazasında en önemli durumdur. Trafik kazası kusur oranı tespiti şu şekilde yapılır; tutulan tutanak, olayı yeri fotoğrafları, bilirkişi raporları, kamera görüntüleri, uzman görüşleri ve adli tıp kurumu raporlarının birlikte değerlendirilmesi ile yapılır. Fakat uygulamada sıklıkla yapılan yanlış kaza tespit tutanağı üzerinden kusurun belirlenmesidir. Bu kusur genellikle sürücü veya yardımcı kişilere yükletilmektedir. Trafik kazalarından sonra bir tazminat davası konu olduğunda veyahut zararlarınızın sigorta tarafından karşılanması aşamasında kusurun bir “zarara neden olduğu kanıtlanmalı; başka bir anlatımla, “kusur” ile “zarar” arasında uygun nedensellik bağı kurulabilmelidir.
Trafik kazalarında sorumluluğun sınırı kişilerin şahsi araçlarıyla karıştıkları kazalar ile sınırlı değildir. 2918 Sayılı KTK’nun 85/Son maddesine göre “işleten, sürücünün veya yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu” olduğundan ve bu sorumluluk Yasa’nın 91 ve devamı maddelerine göre belli bir sınıra kadar sigortacı tarafından üstlenilmiş bulunduğundan, tümü için sorumluluğun ölçüsü “kusur oranı”dır. Motorlu araç işletenler ve taşımacılar teknik arıza nedeniyle de sorumludurlar. Her ne kadar motorlu araç işletenlerin sorumluluğuna “ tehlike sorumluluğu” denilmekte ve bu tür sorumluluklar “kusursuz sorumluluk” olarak nitelenmekte ise de tazminat hesaplarında söz konusu değer ölçütü yine “kusur oranı” olacaktır. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak “Trafik kazası kusur oranları ve kusur tespitini” detaylı bir şekilde bu makalemizde hukuki çerçevede değerlendirilecektir.
Trafik Kazası Kusur Oranları Ne Demek
Karayolları trafik kanununda ve yönetmeliğinde trafik kazalarında kusur oranlarının ne anlama geldiği, nasıl hesaplandığı düzenlenmiştir. İlgili kanun ve yönetmeliğe göre adli mevzuatta ve yargılama hükümleri saklı kalmak üzere, trafik kazalarına karışmış olan sürücülerin kazaya ilişkin kusur oranları, kazayı meydana getiren olay ve olguların bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda tespit edilir. Genellikle bu kusur oranları 100 üzerinden değerlendirilerek hesaplanmaktadır. Tam kötü puan yani %100 kusur, tek başlarına asli kusurlu harekette bulundukları tespit edilen sürücüler için verilmektedir. Trafik kazalarındaki illiyet bağına göre görevli trafik ekibi tarafından kusur dağılımı gerçekleştirilmektedir. Asli kusur tali kusur yüzde oranları ise;
- %100 asli kusurlu,
- %75 asli kusurlu
- %25 tali kusurlu,
- %50 her iki taraf da kusurlu şeklindedir.
Tutanaklar hazırlandıktan sonra kusur durumuna itiraz hakkı bulunmaktadır. Her iki tarafında asli kusurlu bulundukları tespit edilen kazalarda ise bu tam kusur puanı, kişilerin kusurlarının kazaya sebebiyet verme oranları bağlamında taraflara dağıtılmaktadır.

Trafik Kazasında Kusurun Oranı Nasıl Tespit Edilir?
Trafik kazalarında belirlenen trafik kazası kusur oranı genellikle %0 ile %25 ve %50 ile %75 ve %100 şeklinde ifade edilir. Trafik kazalarında kusur oranları Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM) tarafından belirlenir ve bu oranlar kazaya karışan sürücülerin sorumluluk payını gösterir. Karayolları trafik Yönetmeliğinin 157. Maddesinde Trafik Kazalarında Asli Kusur Sayılan Haller ve Sürücü Kusurlarının Tespiti düzenlenmiştir. Bu maddeye göre kusur oranı tespit edilirken tarafların kazaya sebebiyet verirken yapmış oldukları kusurlu hareketler esas alınır. Bu kusurlu hareketlere göre tam asli kusur puanı olan 100 tam puan taraflar arasında paylaştırılır. Asli kusurlu hareketin birden fazla sürücü tarafından yapıldığı hallerde de kusurun paylaştırılması usulü uygulanır. Bir trafik kazasında kusur oranları şu şekilde olabilir:
- %0
- %25
- %50
- %75
- %100
Kusur oranın %0 olması, kusursuzluk halini yani karşı tarafın asli kusurlu olma durumu ifade eder. Bu sebeple, asli kusur, %100 kusur demektir. Diğer yandan, kusurun %25 olması ise, karşı tarafın %75 kusurlu olması demektir. Son olarak, kusurların %50 olması durumun da her iki tarafın aynı oranda kusurlu olduğunu anlamına gelmektedir. Örneğin; kusurunuz %25 ise, karşı aracın maddi zararının %25’ini sizin sigorta şirketiniz limitleriniz dahilinde karşılar.
Kazada asli kusurlu hareketlerden herhangi biri, kazaya karışan araç sürücülerinden birden fazlası tarafından yapılmış veya kaza bu hareketler dışında kurallarla, yasaklamalara, kısıtlamalara ve talimatlara uyulmaması nedenlerinden doğmuşsa, karayolunu kullananlar için kusur oranı yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir. Asli kusurlu hareketleri yapanların, bu hareketi yapmalarına, zorlayıcı bir başka hareket veya durumun varlığı açıkça tespit edilmedikçe kusur oranları düşürülemez. Trafik kazalarına karışan ve sürücüler dışında kalan kişilerin kusur durumları trafik kurallarına, kısıtlama, yasaklama ve talimatlara uymamadaki tutum ve davranışlara göre belirlenir.
Kaza mahallinde yapılan incelemeler sonunda tespit edilen iz ve delillere ilave olarak kazaya karışanların olay hakkındaki ifadeleri ile varsa şahit ifadeleri, kusur tayininde dikkate alınır. Meydana gelen kazada taraflar arasında kolluk kuvveti olmaksızın bir kaza tespit tutanağı tutulması halinde kusur oranı kaza tespit tutanağı değerlendirilerek tramer heyeti tarafından belirlenecektir. Ancak trafik kazası yaralanmalı ve ölümlü bir kaza ise kusur oranları kolluk kuvvetlerince yani kazanın meydana geldiği yerde görevli jandarma trafik ekipleri veya trafik polisler tarafından belirlenecektir.
A. Trafik Kurallarına Göre Belirlenmesi
Trafik kurallarının büyük çoğunluğu, sürücü ve yayaların karayolu üzerindeki hal ve hareketlerini önceden teknik olarak belirlemiş objektif hukuk normlarıdır. Bunlara aykırı davranış kusuru oluşturur; kesin ölçü bu kurallardır. Bu nitelikteki kurallar sürücüden ve yayadan beklenilen özeni, açıkça ve hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlediği için ayrıca başka bir ölçüye örneğin kusurun objektifleştirilmesi işlemine ihtiyaç yoktur. Çünkü kuralın kendisi objektiftir. Sürücü ve yayanın görevi bu kurallara mutlak olarak uymaktır. Uymama yolunda gösterilecek bir irade eksikliği kusuru oluşturur.
Bu objektif kurallar karşısında, trafik kurallarını ihlal edenlerin kişisel mazeretleri göz önünde bulundurulmaz.
aa. Asli Kusurlu Sayılan Durumlar
Trafik kazalarının meydana gelmesine birincil derede kusurlu olarak sebep olanlar asli kusurlu sayılırlar. Karayolları trafik yönetmeliğinin 157. Maddesinde asli kusurlu sayılan haller şöyledir;
- Kırmızı ışıklı trafik işaretinde veya yetkili memurun dur işaretinde geçme,
- Taşıt giremez trafik işareti bulunan karayoluna veya bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullanıldığı şerit, rampa ve bağlantı yollarına girme,
- İkiden fazla şeritli taşıt yollarında karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit veya yol bölümüne girme,
- Arkadan çarpma,
- Geçme yasağı olan yerlerden geçme,
- Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma,
- Şeride tecavüz etme,
- Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama,
- Kaplamanın dar olduğu yerlerde geçiş önceliğine uymama,
- Manevraları düzenlenen genel şartlara uymama,
- Yerleşim birimleri dışındaki karayolunun taşıt yolu üzerinde, zorunlu haller dışında park etme ve duraklama ve her durumda gerekli tedbirleri almama,
- Park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma
Yukarıda sayılan hal ve hareketlerde bulunan sürücüler asli (esas) kusurlu sayılırlar. Ancak, sürücülerin veya yayaların kural dışı hareketleri veya taşıtların teknik arızaları bir başka sürücüyü tehlikeye düşürmüş ve bu sürücü, oluşması muhtemel bir kazayı önlemek, can ve mal güvenliğini korumak amacı ile Karayolları Trafik Kanununun öngördüğü temel kurallardan birini ihlal etmeye mecbur kalmış ve bütün tedbirlere rağmen bir kazaya neden olmuşsa, asli kusurlu sayılamaz.
bb. Tali Kusurlu Sayılan Durumlar
Asli kusurda saydığımız kusurlu hareketleri olmadan kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunanlar tali kusurlu sayılırlar. Tali kusur sayılan en önemli hareket hızdır. Bu tali kusurlara örnek olarak şunlar verilebilir;
- Aracın gerekli ışıkları çalışmadan kullanmak
- Kaza anında araç içerisindekiler için tehlike oluşturabilecek aksesuar kullanmak
- Araç cinsine ve özelliğine göre yönetmelikte belirtilen bulundurulması zorunlu gereçleri bulundurmamak
- Hayvan sürülerinin taşıt yoluna çıkartmak
- Trafik işaret ve levhalarına uymamak
- Trafiği ve yol kullanıcılarını tehlikeye düşürecek şekilde araç kullanmak
- Hız sınırını %10 aşmak
- Hız sınırını %30 aşmak
- Hız sınırını %50 aşmak
- Kavşaklara, yaya geçitlerine ve virajlara yaklaşırken aracın hızını azaltmamak
- Aracın hızını yol ve trafik durumuna göre ayarlamamak
- Aracının fiziki durumunu göz önünde bulundurup öndeki araçla yeterli mesafe bırakmamak
- Konvoy halinde araç kullanırken gerekli mesafe bırakmamak
- Başka araç tarafından geçilirken, geçilme kurallarına uymamak
- Yolcu indirme veya bindirmeyi hatalı yapmak
- Yük veya yolcu, indirme bindirme kurallarına aykırı davranmak
- Bisiklet sürücülerinin uyması gereken kurallara uymamak
- Yerleşim yerleri dışında binek hayvanla seyretmek
- Başıboş hayvan bırakma yasağına riayet etmeyerek, trafik kazasına sebebiyet vermek
Sürücünün yukarıda sayılan kusurlu hareketleri yapması durumunda tali kusur meydana gelir. Ve bu kusuru oranında sorumluluğu doğmaktadır. Genellikle tali kusurlu kişilerin kusur oranı %25 ve %50 olarak karşımıza çıkmaktadır.
B. Özen Kurallarına Göre Belirlenmesi
Trafikte tehlikeleri azaltmak can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla uyulması zorunlu olan kurallar, bütün bir trafiği emniyet altına alabilecek yeterlilikte olmayabilir. Zaten her durumda insanların dikkatli ve özenli davranması gereklidir. Çünkü trafik tehlikelerle doludur. Gerek KTK ve yönetmeliğinde özel olarak getirilmiş kurallar ve gerekse başkalarına zarar verilmemesi yolundaki genel davranış kuralları hal ve şartlara göre sürücülere ve yayalara özen görevini yüklemiştir. Bu kurallarda beklenilen özenin ölçüsü önceden belirtilmemiş hal ve şartlara bırakılmıştır. Bu nedenle bu gibi durumlarda kusurun belirlenmesi için özel bir değerlendirmeye ihtiyaç duyulmaktadır.

Kusurun Derecelendirilmesi
Sorumluluk hukukunda, kusurun subjektif yönünü, kusur ehliyeti oluşturur. Kusur ehliyeti ise, kişinin sergilemiş olduğu hal ve hareketlerin sonuçlarını algılayabilme ve bu sonuçların anlamını idrak edebilme yeteneğinin varlığında söz konusu olur. Bir nevi Medeni Kanun kapsamında fiil ehliyetine sahip olanlar kusur ehliyetine de sahiptirler. Medeni kanun kapsamında haksız kusur sorumluluğu olmayanlar yani ehliyetsizler; çocuklar, akıl hastaları ve sarhoşlardır.
Temyiz kudretinden yoksun olan ehliyetsizlerin kusur ehliyeti yoktur. Ancak, trafik kazalarında işletenin kusur ehliyetine sahip olmaması sorumsuzluk getirmez. Çünkü işletenin sorumluluğu için kusur aranmamaktadır (KTK m. 85); bu nedenle kusur ehliyetine sahip olmayan işleten motorlu araç işletilmesinden sorumlu olabilir. Ne var ki, zarardan sorumlu olmakla beraber sorumluluğu ağırlaştıran ek kusur söz konusu olamaz.
Motorlu araç işleteni olmayan sürücü veya yayanın veya bisiklet sürücüsünün sorumluluğu için kusur ehliyeti sorumluluğa doğrudan doğruya etkili olabilir. Borçlar Kanunu’nun 65. (eski BK 54) maddesine göre; hakkaniyet gerektiriyorsa hâkim, temyiz kudretine sahip kimseyi ika ettiği zararın tamamından veya bir kısmından sorumlu tutabilir.
a. Ağır Kusur
Kusur sorumluluğu olan herkesten beklenebilecek olan dikkat ve özenin gösterilmemesi halidir. Ağır kusur halinde, bu haksız eylemi gerçekleştiren kişi hukuk sınırlamalarına aldırış etmeden zararların doğabileceğini bile bile hareket etmiştir. Karayolları Trafik Kanunundaki yansımalarına baktığımızda; örneğin, KTK’nın 52. maddesinin (b) bendine göre: Sürücüler, hızlarını, kullandıkları aracın yük teknik özelliklerine, yol, hava ve trafik durumunun şartlarına uydurmak zorundadır. Bu trafik kuralı, sürücülere araçlarını zararlı sonuçları önleyecek derecede dikkatli tedbirli ve ustalıkla sürmeleri görevini yüklemiştir; gösterilecek özenin ölçüsü ise hal ve şartlara göre sürücülere bırakılmıştır. Buzlu olduğu bilinen veya bilinmesi gereken yolda hız ve sert fren yaparak aracın savrulmasına veya devirtmesine sebebiyet veren sürücünün davranışı ağır kusurludur. Çünkü ortak deney kuralları buzlu yolda hız ve sert fren tedbirinin zararlı sonuç meydana getireceğini ortaya koyar; bunu tüm sürücülerin bilmesi gerekir.
Burada en ilkel (basit) özenin gösterilmemesi yeterlidir. Somut olayda ilkel özen ise ortak deney kurallarına göre belirlenecektir. Buna karşın, karayolunda başka bir araçtan kayıcı madde (sut kostik) döküldüğünü son anda anlayan sürücünün ani fren yaparak kazaya sebebiyet vermesi ağır kusur sayılmaz; burada ancak çok dikkatli sürücülerin gösterebileceği özen gösterilmemiştir. Bunların dışında Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, “Alkollü olarak ölümlü ya da yaralamalı trafik kazasına neden olunması halinde ağır kusurun varlığı kabul edilir.” denilmektedir.
b. Hafif kusur
Ağır kusur derecesine ulaşamayan kusur, hafif kusurdur. Ancak dikkatli ve özenli gösterebileceği özenin gösterilmemiş olması hafif kusuru oluşturur. Davranış biçimi önceden objektif olarak belirlenmiş trafik kurullarında hafif kusur, kural olarak, söz konusu olmaz; normatif nitelikteki bu çeşit trafik kurallarına tüm sürücüler ve yayalar aynen uymak zorundadırlar, bunlara uymak için en ilkel dikkat ve özenin gösterilmesi yeterlidir. Ne var ki somut olay içinde gelişen özel durumlar, bu nitelikteki kurallara aykırı davranışlarda da özünde ağır kusur bulunmakla birlikte somut olayda hafif kusur kabul edilebilir.
c. Orta Kusur
Ağır kusur ya da hafif kusur olarak nitelendirilemeyen kusurlar orta kusur olarak kabul edilmektedir. Öğreti ve uygulamada bu yöndedir.
Trafik Kazası Kusur Oranları Nasıl Hesaplanır?
Trafik kazası kusur oranları, bir trafik kazasının meydana gelmesi sonucu, kazanın taraflarından hangisinin daha hatalı olduğunu anlamamıza yardımcı olan oranlardır. Bu kusur oranları kazanın karşı tarafının zararının ne kadarının sizin sigorta şirketinizden karşılanacağını ve ilerleyen süreçte açılan tazminat davalarını etkilemektedir. Adli mevzuat ve yargılama hükümleri saklı kalmak üzere; trafik kazalarına karışan sürücülerin kusur oranları, olay bir bütün kabul edilip, yüz veya sekiz sayısı tam kötü puan esas alınarak değerlendirmek suretiyle hesaplanır. Yani kaza sonucu %100 veya 8/8 kusur verilen taraf kazanın asli kusurlusu olarak değerlendirilir.
Bu %100 ve 8/8 tam kötü puanlar, tek başlarına asli kusurlu hareketi yaptıkları tespit edilenler ile diğer trafik kural, kısıtlama, yasaklama ve talimatlarına uymayanlardan tam kusurlu sayılanlar dışında taraflar arasında kusur durumuna göre paylaştırılmaktadır. Asli kusurun birden fazla sürücü tarafından yapıldığı hallerde de kusurun paylaştırılması usulü uygulanmaktadır. Kazada asli kusurlu hareketlerden herhangi biri, kazaya karışan araç sürücülerinden birden fazlası tarafından yapılmış veya kaza bu hareketler dışında kurallarla, yasaklamalara, kısıtlamalara ve talimatlara uyulması nedenlerinden doğmuşsa, karayolunu kullananlar için kusur oranı yönetmelikte belirtilen esaslara göre yapılır.
Trafik kazası kusur oranı belirlenirken kullanılan iki önemli kavram asli kusur ve tali kusur kavramlarıdır. Asli kusur; kazanın ana sebebi olarak belirlenen tarafı temsil eder. Tali kusur ise kaza sırasında gereken önlemi almamış olan ya da dikkatli davranmayan taraf anlamına gelir. Tramer heyeti tarafından belirlenen kusur oranları şu şekilde sıralanabilir:
- Asli kusur: %100
- Tali kusur: %0 %50
Sigorta şirketleri tarafından belirlenen kusur oranlarında asli ve tali kusur için kullanılan sınırlar farklılık gösterir. Bu bağlamda sigorta şirketleri %75 oranındaki kusurları asli, %25 oranındaki kusurları tali saymaktadır. Son olarak adli ve sigorta tahkim heyeti tarafından belirlenmiş olan kusur oranları asli kusur için %70, tali kusur için %30 şeklindedir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa Göre Kusur Durumları
Bir trafik kazasında kusur oranları genellikle yüz tam puan üzerinden hesaplanır ve şu şekilde olabilir:
- %0
- %25
- %50
- %75
- %100
Kusur oranın %0 olması, kusursuzluk halini yani karşı tarafın asli kusurlu olma durumu ifade eder. Bu sebeple, asli kusur, %100 kusur demektir. Diğer yandan, kusurun %25 olması ise, karşı tarafın %75 kusurlu olması demektir. Son olarak, kusurların %50 olması durumun da her iki tarafın aynı oranda kusurlu olduğunu anlamına gelmektedir. Örneğin; kusurunuz %25 ise, karşı aracın maddi zararının %25’ini sizin sigorta şirketiniz limitleriniz dâhilinde karşılar.
- Trafik Kazası Yüzde 0 Kusur: Trafik kazalarında tarafınızın kusur oranı %0 olarak belirlenmesi demek, meydana gelen kazada sizin herhangi bir kusurunuzun olmadığını ve karşı tarafın %100 tam ve asli kusurlu olduğu anlamına gelmektedir. Bu sebeple bu oranın belirlendiği bir kazada karşı tarafın sigorta şirketi tarafından tüm maddi zararların karşılanması gerekmektedir. Tabi ki de bu hasar karşılama miktarı poliçedeki miktar ile sınırlı olacaktır.
- Trafik Kazası Yüzde 25 Kusur: Kaza sonucu tarafınıza verilen kusur oranının %25 olması demek hafif kusurlu olduğuz anlamına gelmektedir. Ama bu durum karşı tarafın asli kusurlu olmasını değiştirmez. Bu durumda karşı tarafın sigorta şirketi tarafından maddi hasarlarınızın %75’i karşılanacaktır.
- Trafik Kazası Yüzde 50 Kusur: Bu durum kazanın taraflarını eşit oranda kusurlu olduğu anlamına gelmektedir. Sigorta şirketleri tarafların maddi hasarlarının yarısını karşılayacaktır.
- Trafik Kazası Yüzde 75 Kusur: Tarafınıza %75’lik bir kusur oranının belirlenmesi durumu kazada asli kusurlu taraf olduğunuz anlamına gelmektedir. Bu durumda karşı taraf %25 hafif kusurlu olarak nitelendirilir. Bu durumda karşı tarafın sigorta şirketi sizin maddi hasarlarınızın %25’lik dilimini karşılayacaktır.
- Trafik Kazası Yüzde 100 Kusur: Tarafınıza %100’lük bir kusur oranı tespit edilmesi halinde tam ve asli kusurlusunuz demektir. Karşı tarafın sigorta şirketince her hangi bir maddi hasarınız karşılanmamakla birlikte, sizin sigorta şirketinizce karşı tarafın bütün maddi hasarları karşılanacaktır. Tabi ki de bu hasar karşılama miktarı poliçedeki miktar ile sınırlı olacaktır.
Trafik Kazası Kusur Oranı Nasıl Tespit Edilir?
Trafik kazası sonrasında kusur oranı belirleme işlemleri için kazaya karışan taraflar belirli aşamaları gerçekleştirmelidir. Eğer bu aşamaların gerçekleşmesi için tarafların müdahalesi söz konusu olamıyor ve anlaşmazlık doğuyorsa kolluk kuvvetlerinin belirleme aşamalarını gerçekleştirmesi için müracaat edilir. Tarafların trafik kazası için kusur oranı belirlenmesi adına takip etmesi gereken adımlar şu şekildedir:
- Tutanak Tutmak: Maddi hasara sebep olan kazalarda ilk yapılması gereken tarafların tutanak tutmasıdır. Bu tutanaklar tarafların uzlaşması sonucunda kendilerince tutulabilir. Eğer taraflar arasında anlaşmaya varılamazsa, tutanak tutma işlemlerinin yapılması için kolluk kuvvetlerine (jandarma, polis vb.) müracaat edilir.
- Sigorta Şirketine Tutanak İletme: Kaza için tutulan tutanakların, kaza sonrası fotoğraflarla birlikte ilgili sigorta şirketine gönderilmesi gerekir. Buradaki temel maksat şirketlerin kusur oranını ve hangi tarafın kusurlu olduğunu belirlemesidir.
- Tutanakların Trafik Sigortaları Bilgi Merkezine Gönderimi: Kazaya karışan araç sahiplerinin poliçe yaptıkları şirketler, ilgili dosyayı açar ve TRAMER kaydı oluşturur. TRAMER; Trafik Sigortaları Merkezi’dir. Bu merkezde araçlar için sağlıklı sigorta fiyatları belirlenmesine ilişkin çalışmalar yürütülür ve kazaya karışan araçların kusur oranları belirlenir. Sigorta şirketi ve taraflar TRAMER incelemesine 5 iş günü içinde itiraz etmezse tespit edilen oranlar kabul edilmiş sayılır.
İnternet Üzerinden Trafik Kazası Kusur Oranı Öğrenme – Sorgulama
Trafik kazalarında kusur oranları internet üzerinden kolaylıkla öğrenilebilmektedir. Bu konuda kişilerin yapması gereken Sigorta bilgi ve Gözetim Sistemi Üzerinden sorgulama yapmaktır. Kazaya ait kusur oranını https://www.sbm.org.tr/ üzerinden giriş yaparak öğrenebilmeleri mümkündür. Kişi tutanak, bildirim ve tasdik sürecinin ardından kusur oranını öğrenmek için Sigorta bilgi ve Gözetim Sistemi sitesine giderek “Kaza Tespit Tutanağı Sorgulaması” başlığı üzerinden ilerleyerek kazaya karışan aracın bilgilerini girerek hızlı bir şekilde öğrenebilir.
Trafik Kazası Kusur Oranı Tespitine İtiraz
Kazaya karışan araçlar için düzenlenmiş trafik sigortası poliçesinin sigortacısının aynı şirket olduğunda, oluşan kazanın taraflarının sigorta şirketi tarafından yapılan kusur değerlendirmesinin kendilerine iletilir. Bundan sürecin sonunda Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Tutanak Değerlendirme Komisyonuna 5 iş günü içinde bu kusur değerlendirmesine karşı bir defa için özel olmak üzere itiraz hakları saklıdır. Bu söylenen itiraz süresinin tamamlandığının ispat yükü iddia edene aittir.
SBM, belirlenen sorumluluk oranlarını eş zamanlı olarak ilgili sigorta şirketlerine ve iletilen iletişim bilgileri üzerinden sigortalılara bildirir. Sigorta şirketlerinin kusur değerlendirmesinde mutabakata varmaları durumunda her bir sigortalı bir defaya mahsus olmak üzere sorumluluk oranlarının bildiriminden itibaren 5 iş günü içinde bu Genelgede tanımlanan usullere göre, değerlendirmeye etki edebilecek ilave bilgi ve belge sunmak kaydıyla, sigorta şirketlerinden kusur oranlarının tekrar değerlendirilmesini isteyebilir. Bu başvuru üzerine sigorta şirketleri bu Genelgede tanımlanan usul çerçevesinde 3 iş günü içerisinde kusur oranlarına yönelik yeniden değerlendirmede bulunur.

Polisin Tuttuğu Kusur Oranına İtiraz
Trafik kazalarında sanıklara hükmedilecek cezalar kusurun derecesine göre sekiz de bire kadar indirilebilir. Olaya karışmış her fail için ayrı ayrı 8/8 oranına göre kusur paylaştırması yapılır. Baka bir deyişle paylaştırmaların toplamı hiçbir şekilde cezada 8/8′ i, hukukta %100 oranını aşamaz. Kusur oranı bu kapsamda değerlendirilir. Örneğin bir trafik kazasında yayanın kusuru faraza 3/8, sürücünün kusuru faraza 6/8 oranda olarak paylaştırılamaz. Aksi halde kusur oranlarının toplamı 8/8 nispeti geçmiş olur. Oysa ki yanlara 3/8 + 5/8 olarak kusur yüklenmesi gerekmektedir.
Kusurun tespiti ölümlü ya da ağır yaralanmalı kazalarda bilirkişi huzuruyla olay yerinde kesif yapılarak; olay yerinin özellikleri, fail ve mağdurların (veya ölenlerin) bulundukları yerler, sürücünün seyir yönü, vs. saptanıp, göz önünde tutularak düzenlenecek krokiyle belirlendikten sonra kusura etkili tüm faktörler rapora göre kusur derecesi belirlenecektir. Kanunlarımızda polisin tuttuğu kusur oranına itiraz hususunda bir hüküm bulunmamaktadır. Fakat uygulamada polisin tuttuğu kusur oranına itiraz farklı şekillerde yapılmaktadır. Bunlar;
- Polis tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağına öncelikle Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü nezdinde itiraz etmeniz ve bu tutanağın düzeltilmesini talep edebilirsiniz.
- Kazanın gerçekleştiği yer Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edebilirsiniz.
- Son çözüm ise Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmaktır.
Kaza Tespit Tutanağına İtiraz
Trafik kazası sonucunda kaza tespit tutanağı ve diğer belgelerin incelenmesi sonucu dağıtılan kusur oranlarını gösteren rapora trafik kazası bilirkişi raporu denir. Bilirkişi tarafından kazaya ilişkin olarak geniş çaplı bir incelemede bulunulur. Bilirkişi tarafından Kazanın oluş şeklini gösteren kroki incelemesi, Olayın özeti, kazaya karışan kişilerin ve var ise görgü şahidi beyanlarının incelemesi, Araçların hasarlı fotoğraflarının incelenmesi, Ölen veya yaralanan var ise epikriz raporunun incelenmesi, Kaza anına ait var ise video kayıtlarının incelenmesi ve Kaza yerinin incelenmesi gibi araştırmalar yapılarak bir bilirkişi raporu tanzim edilir. Bu raporlar genellikle en geç 1 hafta içerisinde çıkmaktadır.
Kişiler kaza kusur oranının olması gerektiğinden fazla gösterildiğini düşünmeleri durumunda kaza tespit tutanaklarına itirazda bulunabilirler. Bu hususta kişiler sulh ceza hâkimliğine ve asliye hukuk mahkemelerine itirazda bulunabilirler. Ve bilirkişi raporuna esas alınan kaza tespit tutanaklarının iptal edilmesi talebinde bulunabilirler. Bu hususta daha detaylı bilgiye ulaşmak için kaza tespit tutanağına itiraz makalemizi inceleyebilirsiniz.(https://kadimhukuk.com.tr/makale/kaza-tespit-tutanagina-itiraz/)
Trafik Kazalarından Kaynaklanan Tazminat ve Ceza Davalarında Kusur
Tazminat hesaplarında kusur temel ölçülerden biridir. Kusursuz sorumluluklarda dahi, bazı ayrık durumlar dışında, kusur(sorumluluk) ölçüsü belirlemek gerekmektedir. kusur incelemesi yapılırken, eylemin yasa, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen kurallara aykırılığını saptamak yeterli olmayıp, ayrıca hangi eylem ve davranışın zararı doğurduğu üzerinde durulmalıdır. Bir eylem ve davranış, kurallara aykırı olmakla birlikte, zarar bu eylemin sonucu değilse, eylem ile zarar arasında nedensellik bağı kurulamıyorsa, kurallara aykırı davranan kişi, zarardan sorumlu tutulmaz.
Trafik kazalarında kusur değerlendirmesi için görevlendirilen bilirkişilerin çoğu, yalnızca trafik kurallarına uyulup uyulmadığı yönünden değerlendirme yapmakta, eyle ile zararlı sonuç arasındaki nedensellik bağını, zararın hangi eylem ve davranıştan doğduğunu dikkate almamaktadır. Trafik kazalarında “kusur” ögesi temel ölçüdür ve bu genellikle sürücü veya yardımcı kişilerin kusurudur. 2918 sayılı KTK’nın 85.maddesine “işleten, sürücünün veya yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu” olduğundan ve bu sorumluluk kanunun 91 ve devamı maddelerine göre belli bir sınıra kadar sigortacı tarafından üstlenilmiş bulunduğundan, tümü için sorumluluk ölçüsü “kusur oranı” dır. Motorlu araç işletenler ve taşımacılar teknik arıza nedeniyle de sorumludurlar. Her ne kadar motorlu araç işletenlerin sorumluluğuna “tehlike sorumluluğu” denilmekte ve bu tür sorumluluklar “ kusursuz sorumluluk” olarak nitelenmekte ise de, tazminat hesaplarında söz konusu değer ölçüsü “kusur oranı”dır.
- Trafik kazaları (TCK 455, 459) taksirli suçlardan sayılmaktadır. Taksirin tanımı TCK’ da yapılmamış ise de; 4785 sayılı Yasanın 1. maddesiyle TCK’nın 45. maddesine failin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde ceza üçte bir oranında artırılır” seklinde son fıkra eklenerek “bilinçli taksir”in tanımına yer verilmiştir.
- Ayrıca, 4785 sayılı Yasanın 2. maddesiyle de taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hürriyeti bağlayıcı ceza fiil şuurlu (bilinçli) taksir halinde ise para cezasına çevrilemeyeceği seklinde düzenleme getirilmiştir. Kanunumuzun şuurlu ve şuursuz olarak ayırdığı taksir çeşitlerini doktrinin söyle tanımladığını görmekteyiz.
- “Hukuki anlamda taksir neticenin fail tarafından öngörülebilir (tahmin edilebilir) olduğu halde öngörülmemesi (şuursuz taksir, bilinçsiz taksir) seklinde ortaya çıkabileceği gibi, neticenin öngörüldüğü halde istenmemesi şeklinde de (şuurlu taksir, bilinçli taksir, öngörülü taksir) olabilir. Diğer bir deyişle öngörülebilir nitelikteki neticenin öngörülmemesi seklindeki taksire şuursuz taksir, öngörülen neticenin gerçekleşmesinin istenmemesine rağmen harekete devam edildiği durumdaki taksire şuurlu taksir denir.

Kusur Oranında Kast ve Taksir
Mevzuatımıza yeni bir kavram olarak giren “şuurlu taksir”de fail, hareketiyle zararlı bir neticeye sebep olabileceğini öngörmekte ancak, bu neticenin gerçekleşmesini istemeyip, gerçekleşmeyeceğini ummakta, buna güvenmektedir. Başka bir deyişle bilinçli taksir; iyice düşünmemek, temkinli hareket etmekte ağır kusurlu olmaktır. Bu durumda fail arzulamadığı bir sonuçtan sorumlu tutulmaktadır.
Örneğin, buzlu bir yolda yolcu yüklü aracın tekerleklerine zincir takmaksızın kendisine güvenerek yolculuğa çıkan bir sürücü, istiap haddinden fazla bir yükle. sefere çıkıp da lastiğin patlaması sonucu kazaya neden olan sürücü, kalabalık ya da yerleşim alanlarında yarışa çıkarak yayalara çarpan sürücüler, karşı şeritten bir diğer aracın geldiğini gördüğü ve aralarında az bir mesafe kaldığını fark ettiği ve sollayamadığı takdirde, gelen araçla çarpışacağını tahmin ettiği halde becerisine güvenerek sollamaktan çekinmeyen ve araçla çarpışan sürücünün taksiri birer bilinçli taksirdir.
Bilinçsiz taksirde fail, öngörmesi gereken neticeyi öngörmemekte; bilinçli taksirde ise, öngördüğü halde neticenin gerçekleşmemesi için çalışmakta ancak neticenin meydana gelmesini önleyememektedir. Bu gibi durumlarda failler sebep oldukları bir trafik kazasında bir veya birkaç kişinin yaralanması veya ölümüne neden olmuşlardır. Kendilerinde belli bir olayın gerçekleşmesini muhtemel addedilecek düşünme yeteneği vardır. Tabir caizse fail neticeyi öngördüğü halde, gerçekleşmeyeceğine olan güveni, gerçekleşeceği düşüncesinden güçlüdür. Yoğunlaşmış taksirde fail, tecrübesine, mesleğinin gerekli kıldığı yükümlülüğe aykırı bir biçimde güvenerek; “bir şey olmaz” düşüncesiyle buzlu havada zincir takmamış, haddinden fazla yükle sefere çıkmıştır. O, bir kazanın olmayacağına güvenmiş ve bu güvenle hareketine devam etmiştir. Örneğin, kalabalık bir caddede süratli araç kullanan sürücü genel bir düşünce ile birine çarpabileceğini öngörür, ancak kendi mahareti ve hünerine güvendiği için çarpma sonucunun oluşmayacağına inanır. O halde “bir şey olmaz” düşüncesiyle bir kazaya sebebiyet verildiğinde bilinçli taksirden fail sorumlu tutulacaktır.
Kanuna Göre Taksirin Çeşitleri:
- Dikkatsizlik
- Tedbirsizlik
- Meslek ve Sanatta Acemilik
- Nizamlara Emirlere Talimatlara Uyuşmazlık
Kusuru Etkileyen Hususlar:
- Mağdurun Kusuru
- Üçüncü Kişinin Kusuru
- Teknik Kusur
Bu hususlar kusurun hesaplanmasında yardım alınan değerlendirilen hususlardır. Bu sebeplerle, gerçekleşen bir kazada kusurun oranı tayin edilir.
Uygulamada Kusur Belirleme Yöntemi ve Eleştiriler
Mahkemeler, hemen her konuda, fırsat buldukça ve en küçük duraksamada araştırma ve inceleme yapmadan bilirkişi görüşüne başvurmakta; kusurla ilgili sorunların incelenmesinde de bilirkişiler, düzenledikleri raporlarda olguları, değerlendirmeye esas alınacak normatif ve ortak deney kurallarının ortaya koyduğu kural ve bilgileri belirleyip mantık ve usa vurma yoluyla kusur bulunup bulunmadığı ve kusur varsa oranlama suretiyle (%80-%20 gibi) derecesine tayin etmektedirler. Doktrinde bu yöntem iki açıdan eleştirilmektedir. Bunlar:
- Kusur kavramının; illiyet bağı, hukuka aykırılık kamu düzeni gibi hukuki bir kavram olduğu unutulmaktadır. Kusur kavramının hukuki niteliği göz ardı edilince de değer yargılarının değişeceği kabul edilmelidir. Uygulamada, kusur kavramı ile bunu ya çıkaracak olguların ve teknik kuralların karıştırıldığı için hatalı yöntem yerleşmiştir.
- Diğer taraftan kusurun belirlenmesinde yalnız teknik kurallar değil hukuki bilgi ve kurallar ile somut olayın özelliğinden kaynaklanan hak ve adalet gibi kavramlarda etkili olmaktadır. Bilirkişiler ise, çoğunlukla hukuki konuya, uyuşmazlıkla ileri sürülen savunmalar, özellikle hak ve adalet kavramına yabancıdırlar. Bu nedenle, çoğu kez, kusur açısından adalet somutlaştırılan sonuca varılmaktadır.
Kusurun derecelendirilmesinde oranlama yönteminin kullanılmasıdır. Halbuki böyle bir yöntemin hiçbir dayanağı olmadığı gibi bu yolda varılacak sonuçların, değerlendirilmelerin kontrol olanağı bulunmamaktadır. Kusurun derecelendirilmesinde hukuk alanında kabul edilen ölçülerle (ağır – hafif – orta) belli bir denetimin yapılması olanağı vardır. Oranlama işi tamamen bilirkişilerin takdirine kalmaktadır. Yapılan haklı eleştirilerine bizde katılmaktayız. Zira bilirkişiler hükmü tesis eden kişiler haline gelmiş durumdadır.
Ceza Mahkemesinde Tespit Edilen Olguların Kusurun Belirlenmesine Etkisi
Sorumluluk hukukunda kusur kavramı Ceza hukukuna oranla özellikler gösterir. Sorumluluk hukukunda kusur kavramı daha geniştir. Burada bir davranış ceza hukukuna oranla daha kolay kusurlu olarak nitelendirilebilir. Sorumluluk hukukunda kusur, objektifleştirilmiştir. Oysa ceza hukukunda sübjektif kusur teorisi hakimdir. Ayrıca ayırt etme gücü de ceza hukukundan farklıdır. Bu nedenle hukuk hakimi, kusur ve ayırt etme gücünü, ceza hakiminin kararlarından bağımsız olarak araştırıp değerlendirmek zorundadır.
Bu nedenle hukuk hâkiminin, ceza mahkemesinde tespit edilen kusur derecesiyle (oranı) bağlı olmadığı her türlü tartışmanın dışındadır. Hukuk hâkimi bunun bağımsız olarak tespit edecektir, özellikle cezanın bireyleştirilmesiyle tazminatın belirlenmesinin ayrı ayrı amaçlara yöneldiği unutulmamalıdır. Ancak, kusurun derecelendirilmesindeki yanlış yöntem ceza hukuku uygulamasında da devam etmektedir; ceza hâkimi de kanunen kendisine verilen 1/8 oranında indirme yetkisini (cezanın bireyleştirilmesi) bilirkişilerin takdiriyle kullanmaktadır. Aslında ceza hâkimi, bilirkişiler kusuru oranını nasıl belirlerse belirlesin, cezayı somut olayın özelliğini gözeterek bireyselleştirmesi gerekir.

Trafik Kazasında %100 Kusurlu Olmak
Trafik kazasında tarafınıza belirlenen kusur oranının %100 olması demek, sizin kazada tam ve asli olarak kusurlu olduğunuz anlamına gelmektedir. Kaza sonrası karşı tarafın aracının zararları sigorta şirketiniz tarafından tamamen karşılanacaktır. Ancak karşı tarafın zararı sigorta şirketinizin teminat miktarından yüksek olduğu durumlarda sizin sorumluluğunuz doğacaktır. Bununla birlikte kendi aracınızın masraflarını karşı tarafın sigorta şirketine yaptırma şansınız yoktur. Ve aracınızın kaskosunun da bulunmaması durumunda aracınızı kendi cebinizden yaptırmanız gerekecektir. Bunlar dışında cezai sorumluluk doğuran kazalarda da yürütülen cezai soruşturma ve kovuşturmalarda aleyhinize büyük bir delil teşkil edecektir. Bu sebeple bu oranın hatalı olarak tespit edildiğini düşünmeniz halinde kaza tespit tutanağına itiraz etmenizi önermekteyiz.
Sadece maddi hasarlı trafik kazasına karışanlar ve kendi aralarında trafik kaza tespit tutanağı tutanlar bu tutanağı sigorta şirketlerine vermeleri gerekmektedir. Sigorta şirketleri bu tutanaklara ilişkin olarak bir değerlendirmede bulunurlar. Sigorta şirketleri 1 hafta içerisinde ilgili tutanakları değerlendirir ve bunun sonucunda şirketlerin mutabakata vardıkları oranlar kusur oranı olarak yansıtılır. Kişiler sigorta şirketlerinin mutabakata vardıkları oranlara Sigorta Bilişim Merkezi’nin sitesi üzerinden kolaylıkla ulaşabilirler. Bunun için SBM sitesine e-devlet bilgileri ile giriş sağlanması mümkündür.
Arkadan Çarpma Kusur Oranı Nedir?
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi asli kusurlu sayılan hallerden birisi öndeki araca arkadan çarpma durumudur. Bunun sebebi arkadan gelen aracın araç takip mesafesini koruma yükümlülüğünden kaynaklanmaktadır. Arkadan çarpmalı kazalarda genellikle kişiye %100 kusur atfedilmektedir. Ancak tabi her olayın bir istisnası mevcuttur. Aynı şeritte gittiğiniz bir araç değil de farklı şeritteki bir aracın önünüze aniden kırarak fren yapması durumunda karşı tarafında kusurlu hareketi mevcut olacak ve taraflara verilen kusur oranı değişecektir.
Kırmızı Işıkta Geçme Kusur Oranı Nedir?
Asli kusurlu sayılan hallerden bir diğeri de kırmızı ışıkta geçmekten kaynaklı olarak kazaya sebebiyet vermektir. Bu halde kişi %100 tam ve asli kusurlu olacaktır.
Kontrolsüz Kavşakta Trafik Kazasına Sebebiyet Verme Kusur Oranı Nedir?
Kontrolsüz kavşaklarda kaza oranı belirlenirken aracınızın hangi yönden geldiği önem arz etmektedir. Bununla birlikte yolda bulunan trafik levhaları da kişilerin kusur oranlarını etkilemektedir. Örneğin sol şeritten giderken sağ şeritten gelen araca çarpmanız durumunda %100 kusurlu olarak sayılacaksınızdır. Ancak kontrolsüz kavşakta sağ şeritten giderken sol şeritten aniden gelen araca çarpmanız durumunda %25 kusurlu sayılacaksınız.
KTK 47/1-C Kusur Oranı Nedir?
KTK m. 47/1-c’de yer alan trafik kurallarına uyulmaması hali tali kusur olarak değerlendirilmektedir. Yani ikincil bir kusurdur olayın özelliğine göre kişiye %25 ve %50 gibi tali kusurlar atfedilebilir.
KTK 53/1-a Kusur Oranı Nedir?
KTK m. 53/1-a’da yer alan dönüş kurallarına uyulmaması asli kusur olarak değerlendirilmektedir. Bu sebeple kişiye verilecek kusur oranları %50, %75 ve %100 olarak değişmektedir.
KTK 54/1-a Kusur Oranı Nedir?
KTK m. 54/1-a’da yer alan Geçme Kural Ve Yasaklarına uyulmaması asli kusur olarak değerlendirilmektedir. Bu sebeple kişiye verilecek kusur oranları %50, %75 ve %100 olarak değişmektedir.
KTK 31/1-a Kusur Oranı Nedir?
KTK m. 31/1-a’da yer alan araçta bulunması zorunlu gereçlerin olmaması da tali kusur olarak değerlendirilmektedir. Yani ikincil bir kusurdur olayın özelliğine göre kişiye %25 ve %50 gibi tali kusurlar atfedilebilir.
KTK 52/1-d Kusur Oranı Nedir?
Karayolları Trafik Kanunu’nun 52. Madde 1. Fıkra d bendi hükmü tali kusur olarak kabul edilmektedir. Yani ikincil bir kusurdur olayın özelliğine göre kişiye %25 ve %50 gibi tali kusurlar atfedilebilir.
KTK 67/1-a Kusur Oranı Nedir?
KTK m. 67/1-a’da yer alan sürücünün manevra yaparken trafikteki diğer kişilerin hareketlerini zorlaştırması ya da tehlikeye sokması eylemi asli kusur olarak değerlendirilmiştir. Bu sebeple kişiye verilecek kusur oranları %50, %75 ve %100 olarak değişmektedir.
Trafik Kazası Kusur Oranı Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları
4. Hukuk Dairesi 2021/9643 E. 2021/4268 K.
- Trafik Kazası Kusur Oranı Tespiti
Dosya kapsamında bulunan ATK … Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 13.09.2017 tarihli raporunda davalı sürücü Rıfat’ın yönetimindeki ambulans ile seyri sırasında seyir istikametine göre yolun sol tarafından orta refüj üzerinden kontrolsüz ve aniden yola giren yaya Gültekin’e çarptığı, kazanın ani şekilde olduğu, mahal şartları ve CD çözüm tutanağı dikkate alındığında, davalı …’a atfı kabil kusur bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Olayın gece saati 22:15 sıralarında karanlıkta ve aniden meydana gelmesi, davacılar murisinin dava dışı kişiler tarafından kovalanması sonucu yola atlaması gözetildiğinde, dosyada bulunan ATK … Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı kusur raporunun oluşa uygun olup, bu haliyle davalı sürücünün kusursuz olduğu kabul edilerek davalı tarafın sorumlu tutulmaması gerekir. Bu yön gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesince davalı sürücünün (2/8) oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesi ve davalı … harçtan muaf olduğu ve sorumlu tutulmaması gerektiği halde sorumlu tutulmuş olması doğru değildir. Anılan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.