Taşınmazların tapu kaydındaki malikinin ya da diğer hak sahibinin kimlik bilgileri yanlış ya da eksik yazılmış olabilir. Tapu kaydının eski olması, memurlar tarafından yapılan birtakım dikkatsizlikler gibi nedenlerle tapu kaydında hatalar meydana gelebilir. Örneğin tapu sahibinin ismi “Hüseyin Mustafa” iken tapuda “Hüseyin M.” yazılmış olabilir. Böyle bir durumda kişinin kendisi veya mirasçıları tapuda işlem yaparken problem yaşar. Bu nedenle tapu kaydının düzeltilmesi davası açılmalıdır. Bu şekilde hataların giderilmesi mümkündür. Basit bir hata bizzat tapu memuru tarafından düzeltilebilir, ancak basit nitelikte olmayan hataların düzeltilmesi için tapu kaydının düzeltilmesi davası açılmalıdır. Tapu kaydının düzeltilmesi idari yolla aşağıdaki durumlarda mümkündür.
- Malik adının noksan veya yanlış yazılması,
- Malikin soyadının yanlış yazılması veya hiç yazılmamış bulunması,
- Malikin baba adının yanlış yazılması veya hiç yazılmamış olması,
- Malikin baba adı ile birlikte soyadının yanlış yazılmış olması,
- Malikin cinsiyetinin mülkiyet hanesine yanlış yazılmış olması, yani oğlu yerine “kızı”, kızı yerine “oğlu” yazılmış bulunması,
- Malik veya baba adı iki isim iken, tek isim yahut tek isim iken iki isim yazılmış olması, ya da tek veya iki ismin rumuzla yazılmış olması, gibi hatalar idari yoldan düzeltilmesi mümkün maddi hatalardır.(Tapu müdürlüğü 17.1.1984-1458 tarih ve sayılı genelgesinde bu durumu açıklamıştır.)
Tapuda kayıtların eski olmasından, kadastrodan veya tapuda yapılan işlemler sırasındaki hatalardan dolayı tapu kaydında yanlışlıklar meydana gelebilir. Uygulamada en çok tapu sahibinin adı, soyadı, baba adı, anne adı, tc kimlik numarası, doğum tarihi gibi hususlarda tapu sicilinde hata meydana gelmektedir. Tapudaki bu hataların düzeltilmesi için “Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davası” açılması gerekmektedir. Zira 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesi uyarınca tapudaki tüm ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, resen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazım hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz. Bu dava Tapu Tashih Davası ve Tapuda İsim Düzeltme Davası olarak da adlandırılmaktadır. Tapu Kaydının Düzeltilmesi davası taşınmazın bulunduğu yer Sulh Hukuk Mahkemesi’nde, bu yer tapu sicil müdürlüğüne karşı açılır.
Tapu sicili, Tapu Sicil Tüzüğündeki tanıma göre “Devletin sorumluluğu altında, tescil ve açıklık ilkelerine göre taşınmazlar ile üzerindeki hakların durumlarını göstermek üzere tutulan sicildir.” Tapu sicilinin devletin kontrolü altında bir sicil oluşu, tapu sicilinde meydana gelen yanlışlıkların düzeltilmesinin de bir prosedüre bağlanmasını gerektirmiştir. Tapu kaydının düzeltilmesi davası, Tapu Sicil Müdürlüğü’ne karşı açılır.

Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davası Nedir?
Tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmaza ait ayni hakka ilişkin olmayıp, ayni hakkın ait olduğu kişinin tapudaki bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin açılan dava türüdür. Tapuda yer alan kayıtlarda, adı soy adı, anne adı, baba adı, doğum tarihi gibi basit kimlik bilgilerinin yanlış kaydedilmesi sonucu açılan davadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1027.maddesi uyarınca; ‘Tapudaki tüm ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, resen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz.’
Tapu kaydında adı soy adı, anne adı, baba adı, doğum tarihi gibi bilgilerin eşleşmemesi üzerine gerçek malik ve hak sahiplerinin mağduriyet yaşamaması adına açılan bir davadır. Tapu kütüğündeki hatalar iki şekilde görülmektedir. İlki, yapılan işlemin asli şartları veya kurucu unsurlarındaki eksiklik ya da geçersizlikten kaynaklanan hatalar ve tapu memuru tarafından yapılan yazım hatalarıdır. Tapu kütüğündeki işlemin asli şartları veya kurucu unsurlarındaki eksiklik ya da geçersizlikten kaynaklanan hatalar, yolsuz tescil oluşturmaktadır. Yolsuz tescilin düzeltilmesine ilişkin olarak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1025.maddesi uyarınca tapu iptal ve tescili davası açmak mümkündür.
Tapu kaydının düzeltilmesine ilişkin kanuni dayanak Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesidir. Söz konusu madde hükmüne göre;
“İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir.
Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir.
Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelik uyarınca resen düzeltir.”
Bu madde düzenlemesi ile asıl amaçlanan Tapu Sicil Müdürlüklerinin tapu sicillerinde resen değişiklik yapmasını engellemektir. İstisnai haller dışında tapu memurları ilgililerin talebi ve mahkeme kararı olmadan tapu kayıtlarında değişiklik ve düzeltme yapamazlar.
Bunun yanında kanuni düzenlemenin de açıkça öngördüğü gibi tapu sicil kaydına ilişkin düzeltmeler doğrudan mahkemeye başvurmadan ilgililerin yazılı istemi üzerine de yapılabilmektedir. Bu konuda tercih tapu kaydının düzeltilmesini isteyen ilgiliye kalmıştır. İlgili Tapu Sicil Müdürlüğü’ne başvuruda bulunabileceği gibi doğrudan mahkemeye başvurarak da tapu sicil kaydının düzeltilmesini talep edebilir.
Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davasının Davacı ve Davalısı Kimlerdir?
Tapu kaydının düzeltilmesi davalarında, davacı taraf başvuruda bulunan tarafı ifade etmektedir. Bu konuya ilişkin başvuruda bulunacak kişiler ise sınırlıdır. Tapu kaydının düzeltilmesi davasını;
- Tapu maliki
- Tapu malikinin mirasçıları
- Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 702. maddesine dayanılarak taşınmaz ortaklarından her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Dolayısıyla tapu kaydının düzeltilmesini de ortaklardan her biri isteyebilir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 702.maddesi uyarınca, mirasçıların tapu kaydının düzeltilmesi davası açabilmesi mümkündür.
Tapu kaydının düzeltilmesi davası;
- Taşınmaz kaydının bulunduğu Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılmaktadır.
Tapu kaydının düzeltilmesine ilişkin davalar esasında bir dava değil çekişmesiz yargı işi olduğundan davalı değil hasım göstermek daha doğru olacaktır. Tapu kaydının düzeltilmesinde hasım olarak Tapu Sicil Müdürlüğü gösterilmektedir.

Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davası Dava Şartı
Tapu kaydının düzeltilmesi davası açmak için eskiden tapuya başvuru şarttı. Bu şart Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararıyla kaldırıldı. Artık tapu müdürlüğüne başvurulmadan tapu kaydının düzeltilmesi davası açılabilir. Tapuda yapılan işlem sırasında bazen tapu memurlarınca tapuya veya malike ilişkin bilgilerde eksiklik ve yanlışlık yapılabilmektedir. Bu eksiklik veya yanlışlıklar çoğu zaman memurlarca ve maliklerce fark edilmemektedir. Ancak tapuya ilişkin bir işlem tesis edilmesi sırasında bu eksiklik ve yanlışlığın fark edilmesi birtakım sorunlar yaratmaktadır. Tapu kayıtlarında meydana gelen bu sorunların giderilmesi için tapu kaydının düzeltilmesi gerekir.
Tapu kaydının düzeltilmesi davaları çekişmesiz yargı işleri arasında yer almaktadır. Çekişmesiz yargı işleri mahkeme tarafından karara bağlanması gereken işler olarak tanımlanabilir. Ancak çekişmesiz yargı işlerinde bir hak ihlali ve uyuşmazlık söz konusu değildir. Bu bağlamda tapu kaydının düzeltilmesi davaları da esasında bir dava değil çekişmesiz yargı işi niteliğindedir.
Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davasını Açmadan Önce Tapu Sicil Müdürlüğüne Başvurmak Gerekli midir?
Tapu kaydının düzeltilmesi davasını açmadan önce tapu sicil müdürlüğüne başvurma konusunda; Yargıtay 1.Hukuk Dairesi’nin, 2021/8016 E. , 2021/6063 K. Sayılı kararı uyarınca; ‘…Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesi “(1) Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine;….(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur” şeklinde düzenlenmiştir.
Yine aynı Tüzüğün 26. maddesine göre ise mevzuat ve bu Tüzükte yer alan hükümlere uygun olmayan ve 4721 sayılı Kanun’un 1011 inci maddesine göre geçici tescil şerhine de imkân bulunmayan istemlerin geciktirilmeden, gerekçesi, itiraz yeri ve süresi de belirtilmek suretiyle reddedileceği, ret kararının, istem sahibine elden veya 11.02.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edileceği ve ret kararına, tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde müdürlüğün bağlı bulunduğu bölge müdürlüğüne, bölge müdürlüğünün kararına karşı da tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Genel Müdürlüğe itiraz edilebileceği belirtilmektedir. Yine bu maddenin son fıkrasında ise “Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur.” hükmü bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1. maddesinde dava şartlarının neler olduğu hüküm altına alınmış, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu düzenlemiştir. Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi 2018/23929 başvuru numaralı ve 10.02.2021 tarihli kararında “… Yukarıda yer alan ilkelerde temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği belirtilmesine karşın somut olayda kanuna dayanmayan ve Tüzük hükümleriyle getirilen dava şartı uyarınca başvurucuların dava açma haklarına müdahalede bulunulduğu ve bu suretle söz konusu hakkın sınırlandırıldığı görülmektedir. Buna göre somut olayda ilk derece mahkemesinin Tüzük’te belirtilen yasal başvuru ve itiraz prosedürü tamamlanmadan dava açıldığı gerekçesiyle davayı usulden reddetmesinin kanuni dayanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Yani, tapu kaydının düzeltilmesi davasında ön koşul olarak, Tapu Sicil Müdürlüğü’ne başvuru yer almamaktadır.

Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davasında İzlenecek Kurallar Nelerdir?
Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti talep konusu taşınmazın tapu kayıtlarının dosyaya getirtilmesi gerekir. (ilk tesis ve tedavülleriyle dosyaya celbi gerekmektedir.) Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazın tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişi ya da kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığıyla kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi ya da kişilerin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. Tüm bu araştırmalar konusunda hala kesin bir kanaat oluşmamışsa, mahallinde keşif yapılarak taşınmaz başında tanıklar ve bilirkişiler dinlenmelidir. Taşınmazın mirasçıları huzurda dinlenmelidir.
Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Tapu kaydının düzeltilmesi davasında, taşınmazın bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 383. Maddesine göre “Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir.” Bu nedenle tapu kaydının düzeltilmesi davaları da birer çekişmesiz yargı işi olduğundan görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleridir.
Çekişmesiz yargı işlerinde yetkili mahkemeye ilişkin olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 384. Maddesine göre “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir.” Bu hüküm genel kuralı oluşturmakla birlikte tapu kaydının düzeltilmesi davası taşınmaza ilişkin olduğundan yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olacaktır.
Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davasında Zamanaşımı Süresi Nedir?
Tapu kaydının düzeltilmesi davası bir ayni hakka dayanmadığı için, herhangi bir zamanaşımı süresine tabi değildir. Tapu kaydının düzeltilmesi davasında zamanaşımı öngörülmemiştir. Tapu kaydının düzeltilmesi davasının herhangi bir zamanaşımına tabi olmamasının nedeni ise, ilgili davanın bir ayni hakka dayanmasıdır.
Ayni haklar, kişilerin eşya üzerinde doğrudan doğruya hâkimiyetini sağlayan ve bu nedenle herkese karşı ileri sürülebilen haklardandır, bu nedenle tapu kaydının düzeltilmesi davasına konu olan hukuki hakkın ayni hak olması ilgili davada bir zamanaşımı öngörülmemesine sebep olmuştur.
Tapu Kaydının Düzeltilmesi Dava Dilekçesi
- Öncelikle başvuruda bulunacak olan kişi davacı taraf olarak adını, soyadını, TC kimlik numarasını ve adresini yazmalıdır. Davacının vekili varsa vekilin adı, soyadı ve adresi de dava dilekçesine eklenmelidir.
- Davalı olarak ise ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü hasım olarak gösterilmeli ve adresi dilekçeye yazılmalıdır.
- Dava konusu olarak tapu sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin talep ile hangi taşınmaza ilişkin kaydın düzeltilmesinin istendiği il, ilçe, mahalle, ada ve parsel şeklinde belirtilmelidir.
- Davalı ve davacı tarafın gösterilip dava konusunun izah edilmesinden sonra tapu kaydının düzeltilmesi talebine ilişkin olarak gelişen olaylar, değişim talebinin sebepleri, gerekçeleri ve düzeltmeyi haklı kılacak deliller açıklanmalıdır.
- Dilekçenin sonuç ve istem kısmında ilgili ada ve parselde bulunan taşınmaza ilişkin tapu kaydının düzeltilmesine karar verilmesi talebi yer almalıdır. Tarih ve imza ile dilekçe tamamlanmalıdır.
- Dilekçenin eki olarak; davaya konu taşınmazın tapu senedi ve düzeltilmesi istenen bilgilere ilişkin belgeler ile ve sair belgeler de mahkemeye sunulmalıdır.
Tapu Sicil Müdürlüğünce Düzeltmenin Yapılması
Tapu Sicil Müdürlüğü’nün ilgili başvurusu veya mahkeme kararına istinaden yapacağı düzeltmenin usulü Tapu Sicili Tüzüğü ile düzenlenmiştir. Tapu Sicili Tüzüğü’nün 72. maddesine göre;
“Tapu sicilinde değişiklik, hak sahibinin istemine ya da yetkili makam veya mahkeme kararına istinaden yapılır.
Tapu sicilindeki değişiklikler, üzerinin kırmızı mürekkepli kalemle çizilip, değişiklik tarih ve yevmiye numarasıyla yeni kaydın yazılması suretiyle yapılır.
Önceki kayıt bir harfle yazılı ise, değişiklikte de aynı harf kullanılır.
Rehinli alacağın kısmen ödenmesi veya rehnin miktar, faiz, derece, süre gibi unsurlarında yapılacak değişiklikler, düşünceler sütununda ilgili rehnin harfi kullanılmak suretiyle belirtilir.”
Aynı Tüzüğün 76. maddesinde ise düzeltme şekline ilişkin olarak;
“Yanlış yazım okunacak şekilde, kırmızı mürekkepli kalemle çizilir ve ilk boş satıra doğrusu yazılır.
Kazıntı, silinti, satır aralarına veya sayfa kenarına çıkıntı veya kayda ek yapılmak suretiyle düzeltme yapılamaz.
Yevmiye defterine kaydedilerek yapılan düzeltmelerde tarih ve yevmiye numarası, düzeltmeler siciline kaydedilerek yapılanlarda ise, bu sicilin numarası düzeltilen işlemin üzerine “D.S.” şeklinde başlayarak yazılır. Düzeltme ile ilgili belgeler taşınmaza ait dosyada saklanır.”
hükmüne yer verilmiştir. Tapu Sicil Müdürlükleri kanun hükümleri ile Tapu Sicili Tüzüğüne uygun olarak tapu kaydı düzeltmelerini dava açılmadan da yapar.
Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davasında Harç, Vekalet Ücreti ve İspat
Tapu kaydının düzeltilmesi davasında yargılama harcı vekalet ücreti maktu olarak belirlenmektedir. Davalı Tapu Sicil Müdürlüğü yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaz. Davanın kabulünde ya da reddinde de yargılama harcı, davacı tarafa aittir. Davanın reddi halinde, Tapu Sicil Müdürlüğü lehine vekalet ücretine hükmedilir.
“Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Talebin niteliği gereğince yargılama harcı ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalıdır” (1. HD. 26.3.2014-3678/6441)
Tapu sicilini düzeltme davasında ispat yükü davacının üzerindedir. O, davayı kazanabilmek için ya mevcut tapu sicili işleminin (mesela tescilin) yolsuz olduğunu, ya da hakkının tapu kütüğünden haklı bir sebebe dayanılmadan terkin edildiğini ispatlamak zorundadır. Üçüncü kişi durumundaki yeni hak kazanan (müktesip) aleyhine dava açılıyorsa, onun kötüniyetli olduğunu ispatlayacaktır. Davacıya karşılık, davalı da bazı savunma yollarına müracaat edebilir. Bu amaçla onun, iptal edilebilir nitelik taşıyan bir satış sözleşmesinde sözleşmeyi iptal süresinin geçirilmiş olduğunu; davacının açtığı davanın hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğini; iyiniyet esası çerçevesinde veya zamanaşımı sonucunda ayni hakkı kazanmış olduğunu ileri sürmesi mümkündür.