Raporluyken il dışına çıkmak suç değildir. 06.02.1981 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Memurların Hastalık Raporlarını Verecek Hekim ve Sağlık Kurulları Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinde; “Memurlar hastalık izinlerini ancak hastalık raporlarında gösterilecek tıbbi zorunluluk üzerine veya merkezde kurum amirinin, illerde mülki amirin, yurt dışında misyon şefinin onayı ile görev yerinden başka bir yerde geçirebilirler.” düzenlemesi vardı. Ancak bu yönetmelik kaldırılmış olduğundan ve polis memurlarının hastalık döneminde amirin izni olmadan il sınırları dışına çıkmasını yasaklayan başka bir düzenleme de olmadığından polis, bekçi, jandarma veya sahil güvenlik personellerine raporluyken il sınırları dışına çıktıkları için ceza verilemez.
Türk Borçlar Kanunu’na göre, işçinin işverenine karşı özen ve sadakat borcu bulunmaktadır (m. 396). İşçinin raporlu ya da izinli olduğu dönemde de işverene karşı sadakat borcu devam eder. İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanarak doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan davranışlarda bulunması, işçinin sadakat borcunu ihlal etmesi sonucunu doğurur. Bu kapsamda işçinin istirahat raporlu olduğu dönemde iyi niyet kurallarına aykırı bir biçimde başka bir işyerinde çalışması ya da tatile gitmesi güveni kötüye kullanma, doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranış sayılabilir.
Raporlu iken esas olan hasta olduğu belirtilen çalışanın dinlenmesi ve olduğu yerde kalmasıdır. Ancak uygulamada çalışanların izin alamadığı durumlarda hastaneden rapor alarak seyahate çıktıkları görülmektedir. İşverene rapor sunulması ancak rapor süresinde sağlık sebepleri dışında il dışına çıkılması durumunda esasen çalışanın işverene karşı özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak davrandığı kabul edilmekte olup bu durumun tespit edilmesi halinde çalışanın sözleşmesinin feshine gidilebilmektedir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu makalemizde raporluyken il dışına çıkmak ve raporlu iken il dışına çıkılırsa ne olabilir sorularını cevaplamaya çalışacağız.
Raporlu İken İl Dışına Çıkılabilir Mi?
Öncelikle belirtmek gerekir ki Anayasamızın 23. Maddesi ile düzenlendiği üzere “Herkes yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.” İlgili maddeye göre herkes istediği şekilde seyahat etmek ve isterse il dışına çıkmakta özgürdür. Ancak sorun işçinin hasta olduğu gerekçesi ile rapor alıp il dışına çıkarak bir nevi iyiniyeti suiistimal etmesi halidir. Türk Borçlar Kanunu’na göre işçinin işverene karşı özenle çalışma ve sadakatli davranma borcu bulunmaktadır. İşçinin özenle çalışma ve sadakat borcu işçinin raporlu olması halinde de devam eder.
İşçinin kötüniyetli olarak raporlu olduğu süreçte il dışına çıkması esasen işverene karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış sebebi ile iş sözleşmesini feshetme sebebidir. İş Kanunu hükümlerine göre işçi veya işveren bir takım sebeplerin oluşması halinde iş sözleşmesini derhal feshetme hakkına sahiptir. Derhal fesih hallerinde gerek işçi gerek işveren süre beklemeksizin fesih yapabilir. Rapor iken il dışına çıkıldığının anlaşılması ve bu durumun işverence öğrenilmesi halinde bu durum işverence fesih sebebi olarak kullanılabilir.
Raporluyken il dışına çıkma durumunda ne olur? Raporlu iken il dışına çıkarsam işyeri için sorun olur mu? Soruları zaman zaman tarafımıza sorulmaktadır. İş hayatında iş kazası, meslek hastalığı, gebelik veya iş yapamayacak duruma gelmeniz neticesinde istirahat etmenizi gerektiren durumlar ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlar için iş göremezlik raporu alınması gündeme gelmektedir. İş göremezlik raporu, Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtlı olarak çalışan kişilerin hastalık, iş kazası ya da gebelik gibi durumlarda gelir kaybı yaşamamasını sağlayan belgedir. Çalışanlar rapor almaları durumunda hastalıklar veya özel durumlar sebebi ile işe rapor süresince gitmeyerek dinlenme hakkına sahiptirler.

İşçi Raporlu İken İl Dışına Çıkarsa İşveren Ne Yapabilir?
İş Kanunu 25. Maddesi ile işverenin sözleşmeyi derhal fesih halleri düzenlenmiştir. İş Kanunu 25. Maddesinin ikinci fıkrasında “ Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” sebebi ile işverenin sözleşmeyi derhal feshedebileceği haller belirtilmiştir. İlgili maddeye göre;
- İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
- İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.
- İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
- İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.
- İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
- İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.
- İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
- İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
- İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
İş Kanunu’nun 25. maddesi 2. Fıkrasına dayanılarak işveren işçinin raporluyken il dışına çıktığını öğrenir ise ve işçinin il dışına çıkmasının sebebi kötüniyetli ise “İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.” fıkrası gereğince işçinin iş sözleşmesi derhal feshedilebilir.
İşçinin feshin haksız olarak yapıldığını düşünmesi halinde şartların sağlanması durumunda işe iade veya işçilik alacakları davası açabilmesi mümkündür. Açılacak dava ile hakim sözleşmenin feshinin gerçekten haklı sebebe dayanmadığına kanaat getirebilir. Bu durumda işçinin işverenden bir takım taleplerde bulunması söz konusu olabilir. İşçi-işveren arası uyuşmazlıklarda hak kayıplarının yaşanmaması adına avukat yardımı almanızı tavsiye ederiz.
Raporluyken İl Dışına Çıkmak Yargı Kararları
Yargıtay Kararı – 9. HD., E. 2018/5003 K. 2021/159 T. 11.1.2021
- Raporluyken İl Dışına Çıkmak
Taraflar arasında davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur. Somut uyuşmazlıkta; davacı 09-12/07/2015 tarihleri arası için 2’şer gün şeklinde ardışık tarihlerde istirahat raporu almış, aynı işyerinde çalışan bir diğer işçi …de aynı tarihlerde aynı hastane ve aynı doktordan aynı teşhis ile istirahat raporu almıştır. Davacının raporlu olduğu tarihte sosyal medyada diğer şirket çalışanı Melih, sosyal medya hesabında; “… turu başlasın, biz yaşayalım siz dedikodusunu yaparsınız” yazısını paylaşmış, paylaşımın altına da “… ile (davacı) birlikte … yolunda” notunu düşmüştür. Davalı işverence bu olayın ardından davacıdan 21/07/2015 tarihinde savunması talep edildiğinde, davacı 21.07.2015 tarihli savunmasında bu durumu kabul ederek ‘istirahatliydim, doktor temiz hava al dedi, ben de memlekete gittim’ şeklinde beyanda bulunmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının ve iş arkadaşının aynı tarihte aynı doktordan ve aynı sebeple rapor aldıkları, arkadaşının sosyal medya hesabından raporlu olduğu gün davacı ile birlikte … turuna çıktıklarını yazdığı, davacının işbu davranışı ile işverenin güvenini kötüye kullandığı, eyleminin yasada öngörülen doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olduğu, davacının seyahatinin turizm amaçlı olduğu açıkça ortadadır. Davacı savunmasında da bu durumu kabul etmiştir. Bu delil durumu karşısında, davalı işveren tarafından gerçekleştirilen fesih haklı sebebe dayandığından kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin reddi yerine, kabulü hatalıdır.
Yargıtay Kararı – 9. HD., E. 2016/17532 K. 2017/12196 T. 6.7.2017
- Raporluyken İl Dışına Çıkmak
İş Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle iş akdinin feshi için işçinin savunmasının alınmaması feshin geçersizliği sonucunu doğurmaktadır. 4857 sayılı Yasanın 19. maddesi “hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenle feshedilemez” düzenlenmesini yapmıştır. İşçinin ücretsiz izin kullanmasının yasal hakkı olduğu, bunun işçi aleyhine olumsuz davranış olarak değerlendirilemeyeceği açıktır.
Yine işçinin sağlık sorunları nedeni ile doktordan rapor alması, bu raporun sahte olduğu kanıtlanmadıkça yasal bir mazeret olduğu, çalışanın olumsuz bir davranışı olarak değerlendirilemeyeceği açıktır. Davacının iş akdinin olumsuz tutum ve davranışları nedeniyle feshedildiğinden bu hususlarla ilgili savunmasının alınmaması iş akdinin feshini geçersiz hale getirecektir. Davalı delillerini ibraz etmiş, yazılı savunma istendiğine ilişkin kayıtları ibraz etmemiştir.
Savunma hakkının kullandırılması açısından işçinin savunma vermeye davet edilmeli, savunma yazısında belirlenen yer ve zamanda savunmaya hazır bulunması, bulunmadığı takdirde yazılı savunma verebileceği bildirilmeli, hazır bulunmadığı ya da yazılı savunma vermediği takdirde savunma vermekten vazgeçmiş sayılacağının hatırlatılması gereklidir.
Davalı, yazılı olarak savunma hakkı verdiğini kanıtlayamamıştır. Gerek davacının davranışları hakkında yazılı savunmasının alınmamış olması gerek de olumsuz davranış olarak gösterilen ücretsiz izin kullanması, doktor raporu alması çalışanın yasal hakları olduğundan davalı tarafından yapılan fesih geçersiz olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gereklidir.” gerekçesiyle iş aktinin feshinin isabetsiz olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
…
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının istirahat raporu aldığı dönemde Giresun iline gittiği ve orada plajda tatil kıyafetleri ile çekilmiş fotoğraflarını paylaştığı, dosya kapsamıyla sabittir. Bu durum, kullanılan istirahat raporunun gerçeğe aykırı olduğunun açık delili olup raporlu olduğunu bildiren işçinin raporun aksine tatile gitmesi doğruluk ve bağlılığa aykırı olup haklı fesih için yeterlidir.
Açıklanan nedenle işveren feshinin haklı nedene dayandığının kabulü ile davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Yargıtay Kararı – 9. HD., E. 2007/33533 K. 2008/5332 T. 18.03.2008
- Raporluyken İl Dışına Çıkmak
Karar: İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesi raporlu olduğu dönemde evinde bulunmadığı gerekçesi ile feshedilmiş ise de, raporlu işçinin evinde bulunması zorunluluğu olmadığı, işçinin iyileşme süresinde kişinin konutuna kapanmasının söz konusu olamayacağı, bu durumun insan haklarına aykırı olduğu, feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine, davacı işçinin işe iadesine karar verilirken, işe başlatılmama tazminatı, davacı işçinin 4 aylık ücret tutarında belirlenmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, an çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmelidir. Maddenin alt ve üst sınırları aşılamaz. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir. Bu maddede sendikal neden halinde işe başlatmama tazminatının işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirleneceği açıklanmıştır.
Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta davacı işçinin davalıya ait işyerinde 16 yıl çalıştığı, iş sözleşmesinin raporlu olduğu dönemde, istirahatını evinde geçirmemesi, bu konudaki genelge ve talimata aykırı davranması nedeni ile feshedildiği, işverence gerçekleştirilen feshin, raporlu işçinin evinde bulunması zorunluluğu olmaması, bu durumun insan haklarına aykırı olması nedeni ile geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetlidir. Ancak davacı işçinin kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 4 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru bulunmamıştır. Bu tazminatın davacının 6 aylık ücreti oranında belirlenmesinin dosya içeriğine uygun düşecektir.