İntifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar ve mal varlığı üzerinde kurulabilen ve sahibine kullanma ve ondan yararlanma hakkı veren bir irtifak hakkıdır. İntifa hakkı belirli bir gerçek veya tüzel kişiye, hakkın konusunu teşkil eden mülkiyeti bir başkasına ait bir eşya üzerinde tam olarak yararlanma yetkisini veren ayni bir hak olarak tanımlanabilir. İntifa kelimesi Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlüğünde “bir şeyden yararlanma, faydalanma” şeklinde açıklanmıştır. Türk Medeni Kanunun 794.maddesinde intifa hakkı ile ilgili olarak ‘‘Aksine bir düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi verir.’’ İbaresinde hak sahibinin yetkisi açıkça belirtilmiştir. İntifa hakkı, tekrar belirtmek gerekirse taşınır, taşınmaz ve kişisel haklardan her biri hakkında yetki vermektedir. İntifa hakkı, ona sahip olan kişinin (en fazla) yaşamı ile sınırlı olarak, başkasına ait bir taşınmazdan tamamıyla yararlanmak ve kullanmak hakkıdır.(MK. 794-822)
İntifa hakkı, bir ayni haktır. İntifa hakkı sahibinin, hakkın konusu mal üzerinde doğrudan hakimiyeti vardır. İntifa hakkı sahibi, malın dolaysız zilyedi olma yetkisine de sahiptir ve zilyetliği koruyan bütün dava ve imkânlardan yararlanabilir. İntifa hakkı sahibi, zilyetliğini kazandığı intifa konusu malın fer’î zilyedi, malik ise asli zilyedidir. Kanun, intifa hakkı sahibi ile malike bir takım haklar tanımış, bir takım yükümlülükler yüklemiştir. Bunlar, malın maliki ile intifa hakkı sahibi arasında, kanundan doğan bir borç ilişkisi oluşturur. Bununla beraber, taraflar intifa hakkı kurma borcu yükleyen sözleşmede alacak ve borçlarını kanunun çizdiği sınırlar içinde istedikleri gibi belirleyebilirler. İntifa hakkı sahibi ile malik arasındaki akdi ve kanuni borç ilişkisine aykırılık, Borçlar Kanunu’nun 112. Maddesi hükmü uyarınca borçların ifa edilmemesi hükümlerine göre sorumluluğa sebep olur.
İntifa Hakkı Nedir?
İntifa hakkı, belirli bir gerçek veya tüzel kişiye, hakkın konusu olan şey üzerinde tam bir yararlanma yetkisi veren, devredilemeyen ve miras yoluyla geçmeyen bir irtifak hakkıdır. İntifa hakkının kurulmasıyla malik hakkın konusu olan eşya veya hak üzerinde tasarruf yetkisini kendisinde tutmakta, ondan yararlanma yetkisini hak sahibine tanımaktadır. İntifa hakkı, hakkın konusunun ekonomik yararlarını tümüyle kapsadığından, malike yalnız çıplak (kuru) mülkiyet kalmaktadır; malik mal üzerinde yalnız hukuki tasarruf yetkisini korumaktadır. İntifa hakkı, sahibine konu olan eşya üzerinde kullanma ve yararlanma hakkı veren, devredilmez ve mirasçılara geçmez nitelikte sınırlı ayni bir haktır. İntifa hakkının sona ermesi MK md. 796 vd. hükümlerinde düzenlenmiştir. İntifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar, haklar ve bir malvarlığı üzerinde kurulabilmektedir. İntifa hakkının ne şekilde tesis edileceği Medeni Kanunun 795 inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre üç şekilde kurulabilir:
- Kanundan doğan,
- Sözleşmeyle kurulan,
- Mahkeme kararı ile kurulan.
Taşınmaz eşyalarda intifa hakkı tapu kütüğüne tescil anında doğarken taşınır eşyalarda sözleşmede aksine bir hüküm yoksa sözleşme anında hakkın doğduğu kabul edilir.
Sona erme, bazen çeşitli şartların meydana gelmesiyle kendiliğinden gerçekleşebileceği gibi bazen de bir hukuki işlem veya mahkeme kararıyla meydana gelebilecektir. Hakkın konusu eşyanın yok olması, hak sahibinin ölümü, süreye bağlı haklarda sürenin dolması, yasal intifa hakkında onu kuran sebebin ortadan kalkması, eşyanın kullanılmayacak derecede harap olması gibi durumlar meydana geldiğinde intifa hakkı kendiliğinden sona ermektedir. buna karşılık hak sahibinin tek taraflı veya malikle anlaşarak haktan vazgeçmesi, taşınmazların parsellere bölünmesi ve birleştirilmesi, MK md. 785’in kıyasen uygulanması ile hakkın yarar sağlamaması, paylı mülkiyete özgü sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi, cebri icra ve kamulaştırma gibi sebepler de intifa hakkının sona ermesi için hukuki işleme veya mahkeme kararına ihtiyaç duyulan hallerdir.
İntifa Hakkının Özellikleri Nelerdir?
- İntifa Hakkının El Değiştirememesi: İntifa hakkı, hak sahibine ayrılmaz bir biçimde bağlı bulunduğundan, devredilemez, miras yoluyla geçmez. Sözleşmede aksine hüküm yoksa veya durum ve koşullardan hak sahibi tarafından bizzat kullanılması gerektiği anlaşıyorsa, intifa hakkının, sahibi tarafından bizzat kullanılması zorunda değildir, intifa hakkının kullanılması bir başkasına devredilebilir. Ancak, intifa hakkının kullanılmasının bir başkasına devredilmesi, yalnız borçlandırıcı bir etkiye sahiptir. İntifa hakkı sahibi ölür veya hakkından vazgeçerse, üçüncü kişinin hakkı da sona erer.
- Malikin İntifa Konusu Mal Üzerinde Tasarruf Yetkisini Muhafaza Etmesi: Malik, mal üzerinde hukukî tasarruflarda bulunabilir; onun mülkiyetini başkasına geçirebilir, üzerinde aynı haklar kurabilir. Ancak bu tasarruflar, intifa hakkının varlığı ve kapsamı üzerinde etkili olamaz. İntifa hakkı, mülkiyeti ekonomik yararından ayırdığı (soyutladığı) için, malikin çıplak mülkiyete sahip olduğu söylenir.
- Payın İntifa Hakkına Konu Olabilmesi: İntifa hakkı paylı mülkiyete konu olan bir malın bir payı üzerinde kurulabilir. Bu durumda dahi intifa hakkının konusu malın kendisidir.
- İntifa Hakkının Hak Sahibine Sadece Yararlanma Yetkisi Sağlaması: Aksine düzenleme olmadıkça, intifa hakkı, sahibine hakkın konusu üzerinde tam bir yararlanma yetkisi sağlar. Mal üzerinde tasarruf yetkisi malikte kalmaktadır. Bu yüzden intifa hakkı sahibi, intifa hakka konusu mal üzerinde hukuki tasarruflarda bulunamayacağı gibi, mala zarar verebilecek fiili tasarruflarda da bulunamaz.
İntifa Hakkının Konusu Nedir?
Medeni Kanunun 794. Maddesi birinci fıkrası uyarınca: “İntifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir.” Kanun maddesini inceleyecek olursak intifa hakkının konusunu oluşturanlar;
- Taşınırlar: Taşınırlar üzerinde intifa hakkına sahip olan kişi kural olarak tasarruf yetkisine sahip değildir. İntifa hakkının konusu tüketilebilen bir taşınır mal ise, bu malın mülkiyeti, aksi kararlaştırılmamışsa intifa hakkı sahibine geçer. Bu şekilde mülkiyeti kazanan intifa hakkı sahibi, geri verme sırasında malın o günkü değerini ödemekle yükümlü olur. Bu bakımdan, tüketilebilen mallar üzerindeki intifaya, gerçek olmayan intifa denilmektedir.
Medeni Kanunun 819.maddesinin birinci fıkrası uyarınca intifa hakkının konusu taşınırlar, tüketilebilen mallardan olmasa da, intifa hakkı sahibine değeri biçerek teslim edilmişse, intifa hakkı sahibi aksi kararlaştırılmadıkça bunlar üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir. İntifa hakkı sahibi hakkın konusu olan malların mülkiyetini devredebilir, üzerinde rehin hakkı kurabilir, onları fiilen tüketebilir ve yok edebilir. İntifa hakkı sahibi bu yetkisini kullanıp taşınırlar üzerinde tasarruf etmişse, bunların değerini malike borçlanmış olur. İntifa hakkı sahibinin kendisine değer biçilerek teslim edilen taşınırlar üzerinde tasarruf yetkisi bulunmasına rağmen bunların mülkiyeti üçüncü bir kişiye devredilinceye kadar maliktedir.
- Taşınmazlar: Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkına sahip olan kimse, tasarruf yetkisine sahip değildir. İntifa hakkı sahibi, kullanma ve yararlanma yetkilerini kullanırken malın özüne zarar verecek aşırı hareketlerden kaçınmak zorundadır. Medeni Kanunun 817. maddesinin 1. fıkrasına göre, intifa hakkı sahibi, intifa hakkı konusu taşınmazın ekonomik özgülenme yönünü, malike önemli zarar verecek şekilde değiştiremez, özellikle onu yeni bir şekle dönüştüremez, onda önemli bir değişiklik yapamaz.
Medeni Kanunun 818. maddesinde de özel ormanlar üzerinde kurulan intifa hakkına ilişkin hükümler yer almaktadır. Buna göre, bir orman üzerinde intifa hakkına sahip olan kimse ondan özel kanun hükümlerine uygun bir işletme planı çerçevesinde yararlanabilir. Malik ile intifa hakkı sahibi işletme planı yapılırken, kendi haklarının gözetilmesini isteyebilirler. Fırtına, kar, yangın, sel, zararlı böcek akını ve diğer sebeplerle olağan yararlanma önemli ölçüde aşılmışsa, orman bu kaybı giderek azaltacak şekilde işletilir veya işletme plânı yeni duruma uygun hale getirilir. Aşırı yararlanma dolayısıyla elde edilen bedel, faiz getirecek şekilde yatırılarak verim noksanını gidermeye ayrılır.
- Haklar: Haklar, özellikle alacaklar da intifa hakkının konusunu oluşturabilir. İntifa hakkına konu olabilmesi için, bir hakkın, doğrudan doğruya veya kapsadığı edim yönünden yararlanmaya elverişli ve devredilebilir nitelikte olması gerekir. Medeni Kanun 820-822. Madde hükmüne göre, bir alacak üzerinde intifa hakkı kurulduğu takdirde, alacak yine alacaklıya ait kalır; intifa hakkı sahibi sadece bu alacağın getirisini (faiz, kâr payı vs.) elde etmekle yetinir.
Alacak hakkı dışında malvarlığı üzerinde de intifa hakkı kurulabilir. Belirlilik ilkesi gereği, tüm malvarlığı üzerinde ayni hak kurulamaz. Malvarlığı üzerinde intifa hakkının kurulabilmesi için, malvarlığında yer alan eşya ve haklar tek tek intifa hakkı konusu olabilir. Bu bakımdan malvarlığında yer alan taşınmazlar, taşınırlar ve haklar üzerinde ayrı ayrı, kendilerine özgü şekillere uyularak intifa hakkının kurulması gerekir.
İntifa Hakkı Nasıl Kazanılır?
Medeni Kanunun 795. Maddesine bakıldığında;
- Birinci fıkrası hükmüne göre , “intifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur.”
- İkinci fıkrası hükmüne göre, “taşınırlarda ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılmasında ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır.”
- Üçüncü fıkrası hükmüne göre , “taşınmazlar üzerindeki yasal intifa hakkı tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, durumu bilenlere karşı ileri sürülebilir. Tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürülebilir.” Kanun ile belirtildiği üzere esasen intifa hakkı olağan kazanma yolu hukukî işleme dayanır. Ayrıca intifa hakkı mahkeme kararıyla, zamanaşımıyla kazanılabilir veya kanun gereği doğabilir.
- İntifa Hakkının Hukukî İşleme Dayanılarak Kazanılması: İntifa hakkının hukuki işleme dayanılarak kazanılması borçlandırıcı veya tasarruf işlemi ile olabilir. İntifa hakkının kurulmasını hedefleyen işlem genellikle intifa hakkını kurma borcunu yükleyen bir sözleşmedir. İntifa sözleşmesi olarak anılan bu sözleşme ivazlı veya ivazsız olabilir. Üzerinde intifa hakkı kurulacak olan şeyin ya da hakkın sahibi intifa hakkını ivazsız olarak kurmayı borçlanmışsa, bu bir bağışlama sözü vermedir; şekil ve esas yönünden bağışlamaya ilişkin kurallar uygulanır. İntifa hakkını kurma borcunun kaynağı ölüme bağlı bir tasarruf, bir vasiyetname veya bir miras sözleşmesi de olabilir.
İntifa hakkının kurulması için borçlandırıcı işlem yeterli değildir, ayrıca tasarruf işleminin de yapılması gerekir. Bu tasarruf işlemi intifa hakkının konusuna göre değişmektedir. Taşınmazlarda intifa hakkı, taşınmaz malikinin intifa sözleşmesi veya ölüme bağlı tasarruf gibi bir kazanma sebebine dayanarak yaptığı tescil istemi üzerine gerçekleştirilen tescille doğar. Taşınırlarda intifa hakkının kurulmasını sağlayan tasarruf işlemi bir ayni sözleşme olup, bu sözleşme tarafların intifa hakkının kurulması konusunda anlaşmaları ve zilyetliğin intifa hakkını kazanacak olan kişiye geçirilmesiyle kurulmuş olur. Bu aynî sözleşmenin sebebe bağlı olup olmadığı tartışmaları, taşınır mülkiyetinin devredilmesinde olduğu gibi burada da söz konusudur.
Haklar üzerinde intifa hakkının kurulabilmesi için, bunların devrine ilişkin şekillere uymak zorunludur. Alacaklar üzerinde intifa hakkını kurmak için, intifa amacını güden yazılı bir devir sözleşmesi gereklidir. Kıymetli evrak üzerinde intifa hakkı kurulması için senedin zilyetliğinin intifa edilmek üzere hakkı kazanacak kişiye geçirilmesine; senet, nama yazılı ise yazılı devir beyanına, emre yazılı ise ciroya gerek vardır. Hamile yazılı senetlerde ise, intifa hakkı kurmak amacıyla senedin zilyetliğinin hakkı kazanacak kişiye geçirilmesi yeterlidir.
- İntifa Hakkının Mahkeme Kararıyla Kazanılması: İntifa hakkını kurma borcunu yükleyen bir borç ilişkisinin varlığına rağmen, intifa hakkını kurmakla yükümlü kişinin bu borcunu yerine getirmekten kaçınması halinde; intifa hakkının konusu bir taşınmaz ise, mahkemenin intifa hakkının kurulmasına ilişkin olarak vereceği karar, yenilik doğuran bir karar olacaktır. Mahkeme karan kesinleştiği anda intifa hakkı, tescile gerek olmaksızın doğar.
- İntifa Hakkının Zamanaşımıyla Kazanılması: Medeni Kanunun 795. Maddesi hükmü gereği taşınmaz üzerindeki intifa hakkının olağan ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımıyla kazanılması mümkündür. Taşınmazlar üzerinde zamanaşımı yoluyla intifa hakkının kazanılmasında taşınmaz mülkiyetinin zamanaşımıyla kazanılmasına ilişkin hükümler uygulanır. İntifa hakkı, taşınırlarda mülkiyet gibi zamanaşımıyla kazanılabilir, buna karşılık alacak üzerinde intifa hakkının zamanaşımıyla kazanılması söz konusu olmaz.
- İntifa Hakkının Kanundan Doğması: Taşınmazlar üzerindeki yasal intifa hakkı, tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa dahi, durumu bilenlere karşı ileri sürülebilir, tescil edilmiş ise herkese karşı ileri sürülebilir. Bu hükümde sözü edilen yasal intifa hakkı, eski Medenî Kanunda 1990 tarihinde yapılan değişiklikten önce sağ kalan eşe (eskiMK m. 444) ve dördünce zümre mirasçılarına (eskiMK m. 442) tanınan intifa hakkıdır. Bu intifa hakkı miras bırakanın taşınmazları, taşınırları ve hakları üzerinde kanun gereği kazanılmaktaydı. Ancak taşınmazlarda tescil, taşınırlarda zilyetliğin kazanılması, alacaklarda borçluya haber verilmesi intifa hakkı sahibinin yararına olmaktaydı. Aksi halde iyiniyetli üçüncü kişi taşınmazın veya taşınırın mülkiyetini intifa hakkı yokmuş gibi kazanabilmekte; alacaklarda borçlu eski alacaklıya iyiniyetle ödemede bulunarak borçtan kurtulabilmekteydi. Taşınmazlar üzerinde kazanılan yasal intifa hakkıyla tescilin iyiniyetli üçüncü kişiler bakımından olumlu hükmü Medeni Kanunun 795. Maddesinin üçüncü fıkrası ile tekrarlanmaktadır.
İntifa Hakkı Nasıl Sona Erer?
- Hakkın Konusunun Yok Olması İle Sona Erme: Hakkın konusu olan taşınmazın suyun altına çökmesi gibi bir sebeple yok olması ya da yararlanılamayacak şekilde harap olması durumunda intifa hakkı sicil dışı sona erer. Taşınmazın bir kısmının yok olması durumunda ise, intifa hakkı kalan kısım üzerinden varlığını sürdürür. Malik harap olan eşyayı yenileyerek yararlanılacak hale getirmek zorunda değildir. Eğer malik harap olan malı kendi isteğiyle yeniden yararlanılacak hale getirmişse, intifa hakkı yeniden kendiliğinden doğar. Tamamen harap olan malı intifa hakkı sahibi yararlanılacak hale getirmişse, giderlerini kendisi karşılar. Ancak, mal malikin kusuru nedeniyle yok olmuşsa, örneğin, malik kendisine düşen önemli onarımları yapmamışsa, intifa hakkı sahibi giderleri malike ait olmak üzere malı yeniden yapabilir. İntifa konusu malın yok olması halinde, intifa hakkı kanun gereği, malikin haksız fiilde bulunarak taşınmazın yok olmasına ya da yararlanılamayacak şekilde harap olmasına sebebiyet veren kişiden aldığı tazminat veya sigorta bedeli üzerinde devam eder.
- Sürenin Dolması İle Sona Erme: Belirli bir süre için kurulmuş olan intifa hakkı, bu sürenin dolmasıyla birlikte sona erer. Tüzel kişi yararına kurulan intifa hakkı, bir süre ile sınırlanmamışsa, en çok yüz yıl için kurulmuş sayılır ve bu sürenin bitiminde son erer. Yüz yıl dolduktan sonra, intifa hakkının aynı tüzel kişi yararına yeniden kurulması mümkündür. Eğer intifa hakkının konusu bir taşınmaz ise, sürenin dolmasıyla tescil hukuki değerini kaybetmiş olacağından, malik intifa hakkının sicilden terkini isteyebilecektir. Terkinin işlevi açıklayıcıdır.
- İntifa Hakkı Sahibinin Ölümü veya Kişiliğinin Sona Ermesi ile Sona Erme: Bir gerçek kişi lehine kurulmuş olan intifa hakkı, bu gerçek kişinin ölümüyle sona erer. İntifa hakkı bir süreyle sınırlandırılmamışsa, gerçek kişinin ölümüne kadar devam etmek için kurulmuş sayılır. İntifa hakkı, belirli bir süre için kurulmuş ve hak sahibinin ölümünde bu süre henüz dolmamış olsa dahi, mirasçılara geçmez. İntifa hakkının sona ermesi yönünden gaiplik kararı, ölümle aynı sonuçları doğurur.
- Mahkeme Kararı İle Sona Erme: Bir taşınmaz üzerinde, intifa hakkını terkin etme borcunu yükleyen bir hukuki ilişkinin varlığına rağmen, intifa hakkı sahibi terkin isteminde bulunmazsa, malik dava yoluyla intifa hakkının terkinini isteyebilir. Mahkeme kararıyla intifa hakkı, sicil dışı, terkinden önce sona erer, yapılacak terkin açıklayıcı niteliktedir.
- Vazgeçme İle Sona Erme: İntifa hakkı, hak sahibinin tek taraflı olarak vazgeçmesiyle sona erebilir. İntifa hakkı sahibi taşınırlarda vazgeçme amacıyla taşınırı geri verdiği, taşınmazlarda ise terkin isteminde bulunarak hakkın terkinini sağladığı takdirde, intifa hakkı sona erer.
- Kamulaştırma İle Sona Erme: İntifa konusu mal kamulaştırılırsa, kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmasıyla üzerindeki intifa hakkı sona erer ve intifa hakkı kamulaştırma bedeli üzerine geçer.
- Cebri İcra İle Sona Erme: İntifa hakkından önce gelen bir taşınmaz rehninin kurulmuş olması durumunda, intifa hakkının varlığı alacaklıları zarara uğrattığı takdirde, intifa hakkının terkini istenebilir.
İntifa Hakkının Sona Ermesinin Sonuçları Nelerdir?
- İntifa Konusunun Geri Verilmesi: Medeni Kanunun 799. Maddesi hükmüne göre, intifa hakkı sona erince, intifa hakkı sahibi zilyetliğindeki hakkın konusu olan malı malike geri vermekle yükümlüdür. Malik, intifa hakkının sona ermesiyle, intifa hakkının doğurduğu borç ilişkisinden kaynaklanan kişisel talep hakkına dayanarak malın geri verilmesini isteyebilir. Geri verme talebinin muhatabı, intifa hakkının sona erdiği anda intifa hakkı sahibi olan kişi veya onun mirasçılarıdır.
- İntifa Konusunun Geri Verilmesinde İntifa Hakkı Sahibinin Sorumluluğu: Medeni Kanunun 800. Maddesi birinci fıkrasına göre, intifa hakkı sahibi, intifa konusu malın yok olmasından veya değerinin azalmasından sorumludur. Malik ile intifa hakkı sahibi arasında bir borç ilişkisi bulunduğundan, malın zarara uğramasında intifa hakkı sahibinin kusurlu bulunduğu karine olarak kabul edilir; kusursuzluğunu ispat ederek sorumluluktan kurtulma yükü intifa hakkı sahibine düşer.
İntifa hakkı sahibi, yararlanması için gerekli olmadığı halde tükettiği şeyleri de tazmin etmekle yükümlüdür. Fakat, tüketime tabi eşya üzerinde intifa hakkı kurulmuş ise, bu eşyadan tam yararlanma eşyanın tüketilmesiyle mümkün olduğundan, intifa hakkı sahibi bakımından bu tür eşyanın tüketilmesi nedeniyle bir sorumluluk söz konusu olmaz. İntifa hakkı sahibi sadece geri verme sırasında bu şeylerin o günkü değerini ödemekle yükümlü olur.
Medeni Kanunun 800. Maddesi hükmüne göre olağan yararlanmalar sonucunda meydana gelen değer azalmalarından intifa hakkı sahibi sorumlu değildir. Malın olağan ölçüleri aşacak şekilde kullanılması nedeniyle elde edilen yararlar, özellikle yeniden meydana gelmeyen ve malın özüne zarar vererek çıkarılan bütünleyici parçalar için intifa hakkı sahibi malike tazminat ödemek zorundadır.
- İntifa Hakkı Sahibinin Giderleri Talep Hakkı: Medeni Kanunun 801. Maddesine göre , “intifa hakkı sahibi, yükümlü olmadığı halde yaptığı giderler, yenilemeler ve eklemeler için, hak sona erdiğinde, vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca tazminat isteyebilir.” İntifa hakkı sahibinin yapmakla yükümlü olduğu giderler Medeni Kanunun 812. ve 813. Maddelerinde belirtilmiştir. İntifa hakkı sahibi bunların dışında yaptığı giderler ve eşyada meydana getirdiği yenilikler için malikten vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca tazminat isteyebilir. Buna göre, intifa hakkı sahibi işin malikin menfaatine yapılması halinde, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün giderleri faiziyle birlikte talep edebilir.
- İntifa Hakkı Sahibinin Söküp Alma Hakkı: Medeni Kanunun 801.maddesi hükmüne göre , “malikin tazminat vermekten kaçınması halinde intifa hakkı sahibi, yaptığı eklemeleri, malı eski hâline getirmek kaydıyla söküp alabilir.” Bunlar intifa hakkı sahibinin vekâletsiz iş görme hükümlerine göre malikten isteyemeyeceği lüks giderler karşılığında yaptığı eklemelerdir. İntifa hakkı sahibinin söküp alma hakkını kullanabilmesi için, malikin bunların değerini ödemekten kaçınmış olması gerekir. Ancak, bu durum bütünleyici parça niteliğindeki eklemeler için söz konusudur. İntifa hakkı sahibi, bütünleyici parça niteliğini taşımayan kendi mülkiyetindeki eklemeleri götürebilmek için malike bunların karşılığını ödeme fırsatını tanımak zorunda değildir. İntifa hakkı sahibi söküp alma hakkını kullandıktan sonra, intifa hakkı konusu malı eski haline getirme ve malikin bu nedenle uğradığı zararı tazmin etme yükümü altındadır. İntifa hakkı sahibinin söküp alma ve giderleri isteme hakkı, intifa hakkı konusu malın geri verilmesinden başlayarak bir yıl içinde zamanaşımına uğrar.
İntifa Hakkı Sahibinin Hakları Nelerdir?
- İntifa Konusu Mala Zilyet Olma Yetkisi: İntifa konusu maldan yararlanma doğrudan doğruya olacağından, intifa hakkı sahibi malın zilyetliğini elde etme hakkına sahiptir. İntifa hakkı sahibi zilyet kılınınca, malik, dolaylı asli zilyet, intifa hakkı sahibi dolaysız fer’i zilyet durumunda olur.
- İntifa Konusu Malı Kullanma Yetkisi: Medeni Kanunun 803. Maddesine göre intifa hakkı sahibi malı fiilen kullanabilir. Bu kullanma yetkisi, intifa hakkı sahibine malı yok etme veya zarara uğratma yetkisi vermez; intifa hakkı sahibi malı kullanırken onun özünü korumakla yükümlüdür.
- İntifa Konusu Malın Ürünlerini ve Gelirlerini Elde Etme Yetkisi: Medeni Kanun 803.maddesi birinci fıkrası hükmüne göre, İntifa hakkı sahibi maldan yararlanma yetkisine sahiptir. Maldan yararlanma, o şeyin doğal ürünlerini elde etme yetkisini sağlar. MK 804/l’e göre, intifa hakkı süresi içinde olgunlaşan doğal ürünler intifa hakkı sahibine aittir. İntifa hakkı sahibi hukuki ürünleri de elde etme yetkisine sahiptir. Sermaye alacaklarında hukuki ürün faizdir. İntifa konusu eşyadan elde edilen dönemsel edimlere örnek olarak da kiraya verilen maldan elde edilen kira bedelleri gösterilebilir. Medeni Kanunun 805. Maddesi uyarınca intifa konusu olan sermayenin faizleri ve diğer dönemsel gelirleri, daha geç muaccel olsalar dahi, intifa hakkının başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar intifa hakkı sahibine aittir.
- İntifa Konusu Malı Yönetme Yetkisi: İntifa konusu malın yönetimi Medeni Kanunun 803.maddesi birinci fıkrası hükmüne göre münhasıran intifa hakkı sahibine aittir. İntifa hakkı sahibi bu yetkisinin sınırları içinde istediği kararları alabilir, isterse malı bizzat yönetebilir, isterse yönetimi bir başkasına bırakabilir.
- İntifa Konusu Mal Üzerinde Tasarruf Yetkisi: İntifa konusu malın mülkiyeti malikte kaldığından, intifa hakkı sahibinin eşya üzerinde tasarruf işlemi yapma yetkisi yoktur. İntifa hakkı sahibi malın mülkiyetini bir başkasına devredemeyeceği gibi, üzerinde bir sınırlı aynı hak da kuramaz. Bununla beraber, tüketilebilen eşya üzerinde kurulan gerçek olmayan intifada eşyanın mülkiyeti aksi kararlaştırılmadıkça intifa hakkı sahibine geçtiğinden, intifa hakkı sahibi bu eşya üzerinde tasarruf yetkisine de sahiptir.
- Defter Tutma Talebi: Medeni Kanunun 811. maddesi uyarınca malik veya intifa hakkı sahibi, intifa hakkının başlangıcında ve devamı sırasında hakkın konusu olan malların noterlikçe resmen defterinin tutulmasını isteyebilir. Kanunun 819.maddesi ikinci fıkrası gereğince eğer taraflar intifa konusu malları, bunların değerini biçerek deftere yazdırmışlarsa, bu takdirde aksi kararlaştırılmadıkça, intifa hakkı sahibi bu taşınır mallar üzerinde tasarruf yetkisi kazanır.
İntifa Hakkı Sahibinin Yükümlülükleri Nelerdir?
- Bakım ve Koruma Yükümlülüğü: İntifa hakkı sahibi, intifa konusu malı koruma borcu altındadır; intifa konusu malın kötüleşmesini önlemek ve onu her türlü tehlikeye karşı korumakla yükümlüdür. İntifa konusu malın muhafazası ve olağan bakımı intifa hakkı sahibine aittir. Bu nedenle, intifa hakkı sahibi malın muhafazası ve olağan bakımı için gerekli onarımları ve yenilemeleri yapmak zorundadır. Bunların giderlerini intifa hakkı sahibi karşılayacaktır. Nelerin olağan bakım olduğu yerel âdete göre belirlenir. Örneğin, fırtına sonucunda çıkan camların takılması, akmakta olan damın aktarılması olağan bakım işleri arasındadır.
- Giderlerin ve Vergilerin Ödenmesi: Medeni Kanunun 813. Maddesi hükmüne göre, “intifa hakkı konusu olan malın olağan bakım ve işletme giderleri, güvencesini oluşturduğu borçların faizleri, vergi ve resimleri, intifa süresince intifa hakkı sahibine aittir. İntifa hakkı sahibinin ödemesi gereken yükleri ödeyen malik, bunları intifa hakkı sahibinden talep edebilir.
- İntifa Konusu Malı Sigorta Ettirme Yükümlülüğü: Medeni Kanunun 815. Maddesi 1.fıkrası hükmüne göre , “yerel adetlere göre, iyi bir yönetimin gereği olduğu takdirde, intifa hakkı sahibi, malikin lehine mali yangına ve diğer tehlike karşı sigorta ettirmekle yükümlüdür.” Bu durumda veya intifa hakkı sigortalı bir mal üzerinde kurulmuş olduğu takdirde, intifa hakkı sahibi intifa süresince sigorta primlerini ödemekle yükümlüdür.
İntifa hakkı sahibi bu yükümlülüğünü yerine getirmezse, malikin bu yüzden uğrayacağı zararları tazmin etmekle yükümlü olur. Malik bu halde intifa konusu malı sigorta ettirip, ödediği primlerin tazminini intifa hakkı sahibinden isteyebilir. İntifa konusu mal zarara uğrar ve sigorta tazminatının ödenmesi gerekirse, intifa hakkı doğrudan doğruya sigorta tazminatı üzerine geçer.
İntifa Hakkında Malikin Hakları Nelerdir?
- İntifa Konusu Üzerinde Tasarruf Yetkisi: İntifa konusu üzerinde tasarruf yetkisi malike aittir. Malik intifa konusu eşyanın mülkiyetini devredebilir, üzerinde rehin hakkı kurabilir. Ancak bu tasarruf işlemleri intifa hakkı sahibinin haklarını ihlâl edemez.
- Gözetme ve Denetleme Yetkisi: İntifa hakkı sahibi intifa konusu malı yönetirken, iyi bir yönetimin gerektirdiği özenle davranmak zorundadır. Malik, intifa konusu malın hukuka aykırı veya eşyanın niteliğine uygun olmayan bir şekilde kullanılmasına itiraz ederek buna engel olabilir.
- Güvence (Teminat) İsteme Yetkisi: Malik haklarının tehlikeye düştüğünü ispat ederse, intifa hakkı sahibinden güvence vermesini talep edebilir. Malikin itirazına rağmen, intifa hakkı sahibinin malı hukuka aykırı şekilde kullanmayı sürdürmesi durumunda, malikin haklarının tehlikeye düştüğü kabul edilir. Bunun için objektif olarak tehlikenin varlığı yeterlidir; intifa hakkı sahibinin kusurlu olması aranmaz.
- İntifa Konusu Eşyanın Zilyetliğinin İntifa Hakkı Sahibinden Alınmasını Talep Yetkisi: Medeni Kanun’ un 810. Maddesi hükmüne göre, malik iki halde hâkimden intifa hakkı sahibinin intifa konusu mal üzerindeki zilyetliğinin sona erdirilmesini isteyebilir. İntifa hakkı sahibi kendisine tanınan uygun süre içinde Medeni Kanun’un 808. Maddesi uyarınca istenilen güvenceyi vermez veya malikin itirazına rağmen intifa konusu malı hukuka aykırı şekilde kullanmaya devam ederse, sulh hâkimi yeni bir karara kadar intifa hakkı sahibinin zilyetliğini kaldırarak hakkın konusu olan malı atayacağı bir kayyıma verir. Burada bir önlem söz konusudur; intifa hakkı sahibinin dolaysız zilyetliğine son verilmiş olur; ancak intifa hakkı sona ermez; devam eder. Kayyım, yeni bir karara kadar intifa konusu malı yönetir. İntifa hakkı sahibi güvence verir ya da hâkim artık, malın hukuka aykırı kullanılmayacağı kanısına varırsa, yeni bir kararla zilyetlik intifa hakkı sahibine geri verilir.
- Resmi Defter Tutulmasını Talep Yetkisi: İntifa hakkı sahibi gibi, malik de Medeni Kanunun 811. Maddesi hükmüne göre gerek intifa süresinin başlangıcında, gerek intifa devam ederken intifa konusu eşyanın noterlikçe resmî defterinin tutulmasını talep edebilir.
- Yönetime Katılma Yetkisi: Medeni Kanunun 820.maddesi hükmüne göre alacak üzerinde intifada alacak hakkı sahibinin alacağın yönetimine katılma yetkisi vardır.
İntifa Hakkında Malikin Yükümlülükleri Nelerdir?
- Büyük Onarımların Giderlerinin Karşılanması: Olağan bakım ve koruma önlemleri dışında kalan önemli işlerin görülmesi ve önlemlerin alınması için yapılan giderler malike aittir. İntifa hakkı sahibinin durumu malike bildirmesine rağmen, malik gereken işleri yapmazsa, intifa hakkı sahibi malın muhafazası için zorunlu oldu olduğu ölçüde bunları malik hesabına yapabilir ve yaptığı giderleri intifa hakkı sona erdiğinde malikten talep edebilir.
- Diğer Giderler: Medeni Kanunun 813. Maddesi hükmüne göre, eşyanın olağan bakım giderleri, işletme giderleri, eşyaya yüklenen sermaye borcunun faizleri, eşyanın geliriyle karşılanan vergi borcu gibi intifa hakkı sahibinin ödemekle yükümlü olduğu giderler dışında kalan diğer bütün giderler malike aittir. Malik bu giderleri karşılayabilmek için intifa hakki sahibinden kendisine faizsiz ödünç vermesini talep eder. İntifa hakkı sahibi bu talebi kabul etmezse, malik bu giderlerin karşılanabilmesi için intifa hakkı konusu malın bir kısmını veya tamamını paraya çevirebilir.
İntifa Hakkı Nasıl Sona Erer?
İntifa hakkı konusunun tamamen yok olması; taşınmazlarda tescilin terki, kamulaştırılması, alacağın sona ermesi, taşınırın işlenmesi, başka eşya ile karışması, birleşmesi, hak sahibinin vazgeçmesi halinde veya yasal intifa sebebinin ortadan kalkması ile sona erer. Süreye bağlı ise sürenin dolması ile de sona erer. Ancak intifa için herhangi bir süre öngörülmemiş ise hak sahibinin ölmesi ve tüzel kişilerde tüzel kişiliğin sona ermesi veya süresinin yüz yılı bulması ile hak sona erer (TMK m. 797).
Ayrıca TMK m. 869’a göre, tarihi daha eski olan rehin hakkı, aynı taşınmaz üzerinde alacaklının izni olmadan daha sonra kurulan irtifak haklarından önce gelir. Sonradan kurulan ve rehnin paraya çevrilmesi sırasında daha eski tarihli rehinli alacaklılara zarar veren irtifakların terkini istenebilir. Buna göre bir taşınmaz üzerinde bu haktan önce gelen bir rehin hakkı varsa, taşınmazın üzerinde kurulmuş olan ve rehinli alacaklılara zarar veren hak terkin edilebilecektir. İntifa hakkı sebebiyle hakkınızda dava açılmış veya siz dava açacaksanız profesyonel destek almak için Kadim Hukuk ve Danışmanlık ile irtibata geçebilirsiniz.