İdari Yargılama Usulü Kanunu 45. Madde
İstinaf
- İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
- İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir. İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyalar bölge idare mahkemesine gönderilir.
- Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.
- Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.
- Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.
- Bölge idare mahkemelerinin 46.maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir. (Ek cümle: 20/7/2017-7035/6 md.) Bu kararlar, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.
- İstinaf başvurusuna konu edilen kararı veren ya da karara katılan hâkim, aynı davanın istinaf yoluyla bölge idare mahkemesince incelenmesinde bulunamaz.
- İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamaz.
İdari Yargılama Usulü Kanunu 45. Madde Açıklaması
İstinaf kurumu İYUK’ta, Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 19.maddesi ile yapılan değişiklik ile idari yargılama usulünde olağan kanun yollarından biri olarak hukuk sistemimize dahil olmuştur. İstinaf yolunun idari yargılama usulü içerisinde yer almasının temelinde, belirtilen kanun değişikliğini öngören Kanun’un genel gerekçesinde de yer aldığı üzere, Danıştay’ın iş yükünün azaltılması ve bir içtihat mahkemesi şeklinde çalışmasının sağlanması yatmaktadır.
Bu bağlamda İdari Yargılama Hukuku’nda kanun yolları, İYUK’un “Kararlara Karşı Başvuru Yolları” başlıklı Üçüncü Bölümü’nde 45 ila 55. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre istinaf ve temyiz olağan kanun yolları olarak kanun yararına temyiz ve yargılamanın yenilenmesi ise olağanüstü kanun yolları olarak düzenlenmiştir.
İstinaf, ilk derece mahkemesi tarafından verilen nihai kararların maddi ve hukuki açıdan tekrar incelenerek yeniden karar verilmesini niteleyen olağan kanun yolu olarak tanımlanmaktadır. İstinaf incelemesi ile istinaf mercii önüne gelen kararın hem denetimi hem de yeniden yargılaması yapılmaktadır. İstinaf kanun yolunda hem maddi hem de hukuki açıdan bir inceleme yapılması söz konusudur. İstinaf usulü ile yargılamaya konu davanın ilk derece mahkemelerinden daha bilgili ve tecrübeli hakimler önünde bir kere daha görüşülmesi ve dolayısıyla adaletin tesis edilmesi amaçlanmıştır.
- İlgili Makale:
- 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Tam Metin:

İdari Yargılama Usulü Kanunu 45. Madde İstinaf Emsal Kararlar
Danıştay 2.Dairesi E:2015/2592, K:2015/5352
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 45. Madde
- İstinaf
2577 sayılı Kanun’un, temyize konu kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan ve 6352 sayılı Yasa ile değişik “itiraz” başlıklı 45. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, idare ve vergi mahkemelerinin; valilik, kaymakamlık ve yerel yönetimler ile bakanlıkların ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının taşra teşkilatındaki yetkili organları tarafından kamu görevlileri hakkında tesis edilen geçici görevlendirme, ikinci görev, vekaleten atama, görev ve unvan değişikliği içermeyen il içi naklen atama, görevden uzaklaştırma, yolluk, lojman ve izinlerine ilişkin idari işlemlerden, kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak verdikleri nihai kararlar ile tek hakimle verilen nihai kararlara, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebileceği hüküm altına alınmış; 47. maddesinde ise, idare ve vergi mahkemelerinin itiraz yolu açık olan kararlarının temyiz edilemeyeceği belirtilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin ekinde yer alan “Görev Süreleri Uzatılacak Eğitim Kurumu Müdürleri Değerlendirme Formu” gereğince yapılan değerlendirme sonucunda davacının 60 puanla başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile buna bağlı olarak İzmir İli, Bornova İlçesi, Hilal Necmiye Ataberk Ortaokulundaki görev süresinin uzatılmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada, İzmir 1. İdare Mahkemesi’nce verilen 26/02/2015 günlü, E:2014/1480, K:2015/292 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmiş ise de; davacının ikinci görev kapsamında Valilik nezdinde yapılan değerlendirme işleminin ve buna bağlı olarak ikinci görev süresinin uzatılmaması işleminin iptali talebinde bulunduğu dikkate alındığında, işlemin konusu ve işlemi tesis eden yetkili makam bakımından, uyuşmazlığın, 2577 sayılı Yasa’nın 45. maddesinin 1/b fıkrası kapsamında olması nedeniyle temyizen Danıştay’da incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin görev yönünden reddine ve 2577 sayılı Kanun’un 45/1. maddesi uyarınca dosyanın İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 13.05.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Danıştay 12.Dairesi E:2015/4847, K:2015/5858
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 45. Madde
- İstinaf
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinde; bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen on beş gün içinde taraflarca belirtilen hallerde kararın düzeltilmesinin istenebileceği, 45/5. maddesinde ise, bölge idare mahkemesi kararlarının kesin olup temyiz edilemeyeceği hükümlerine yer verilmiştir. Öte yandan, 2577 sayılı Kanun’da Bölge İdare Mahkemelerince verilen karar düzeltme kararlarına karşı Danıştay nezdinde temyiz yoluna başvurulabileceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; Kayseri Tapu ve Kadastro 11.Bölge Müdürlüğü’nde 657 sayılı Kanun’un 4/C maddesi kapsamında personel olarak görev yapan davacı tarafından, 375 sayılı KHK uyarınca tarafına ek ödeme yapılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 04/07/2014 tarihli ve 541 sayılı işleminin iptali ile mahrum kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; Kayseri 2.İdare Mahkemesi’nin 28/11/2014 tarihli ve E:2014/950, K:2014/1071 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı tarafından yapılan itiraz başvurusunun Kayseri Bölge İdare Mahkemesi’nin 03/03/2015 tarihli ve E:2015/156, K:2015/132 sayılı kararıyla bozulduğu, bu karar için davalı idare tarafından yapılan karar düzeltilme başvurusunun ise, Kayseri Bölge İdare Mahkemesinin 13/07/2015 tarihli ve E:2015/846, K:2015/940 sayılı kararıyla, karar düzeltme istemi kabul edilerek Mahkeme kararının gerekçe değiştirerek onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Bu kez davacı tarafından, Kayseri Bölge İdare Mahkemesinin anılan karar düzeltme isteminin kabulüne ilişkin kararının Danıştay nezdinde temyiz edilerek bozulması istenilmiştir.
Bu itibarla; 2577 sayılı Kanun’da Bölge İdare Mahkemelerince verilen karar düzeltme kararlarına karşı Danıştay nezdinde temyiz yoluna başvurulabileceğine dair bir düzenleme bulunmadığından, davacının temyiz isteminin esastan incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin incelenmeksizin reddine, temyiz giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, dosyanın Kayseri Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 11.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay 15.Dairesi E:2016/3550, K:2016/3100
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 45. Madde
- İstinaf
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinde, idare ve vergi mahkemelerinin tek hakimle verilen nihai kararlarına, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebileceği öngörülmüştür.
Temyiz edilen idare mahkemesi kararının Van 2. İdare Mahkemesince tek hakimle verildiği ve Danıştay’da temyizen incelenme olanağı bulunmadığı anlaşıldığından, istemin görev yönünden reddine, yukarıda sözü edilen Yasa hükmü gereğince itirazen Van Bölge İdare Mahkemesince incelenmek üzere dosyanın Van 2. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 04.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay 2.Dairesi E:2012/11279, K:2013/174
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 45. Madde
- İstinaf
2577 sayılı Kanun’un 6352 sayılı Yasa ile değişik itiraz başlıklı 45. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, idare ve vergi mahkemelerinin; Valilik, kaymakamlık ve yerel yönetimler ile bakanlıkların ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının taşra teşkilatındaki yetkili organları tarafından kamu görevlileri hakkında tesis edilen geçici görevlendirme, ikinci görev, vekaleten atama, görev ve unvan değişikliği içermeyen il içi naklen atama, görevden uzaklaştırma, yolluk, lojman ve izinlerine ilişkin idari işlemlerden, kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak verdikleri nihai kararlar ile tek hakimle verilen nihai kararlara, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebileceği hükmü düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 88.maddesi ile, 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 56.maddesine dayanılarak hazırlanan ve 13.8.2009 günlü, 27318 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin, Kapsam başlıklı 2.maddesinde, bu Yönetmeliğin, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumları yöneticiliklerini ikinci görev olarak yürütecek personeli kapsayacağı belirtilirken, Tanımlar başlıklı 4.maddesinde de atamanın, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumları yöneticiliklerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 88. maddesine göre ikinci görev kapsamında yapılan görevlendirmeyi ifade edeceği kurala bağlanmış olup,190sayılıGenel Kadro Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de ise, eğitim kurumları yöneticilikleri için herhangi bir kadronun tahsis edilmediği görülmekle, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumları yöneticiliklerinin ikinci görev olarak yürütüldüğü açıkça anlaşılmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Hatay İli, Merkez, (…) İlköğretim Okulu Müdür Yardımcısı olan davacının, hakkında başlatılan soruşturma sonucunda, ikinci görev olarak yürüttüğü yöneticilik görevinin üzerinden alınarak aynı İl, Merkez, …İlköğretim Okulu Öğretmenliğine atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada, Hatay İdare Mahkemesi’nce verilen 7.8.2012 günlü, E:2011/2075, K:2012/1078 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmiş ise de; davacının kadro unvanının korunduğu ve müdür yardımcılığı görevinin ikinci görev olarak yürütüldüğü dikkate alındığında, işlemin konusu ve işlemi tesis eden yetkili makam bakımından, uyuşmazlığın, 2577 sayılı Kanun’un 45.maddesinin 1/b fıkrası kapsamında olması nedeniyle, temyizen Danıştay’da incelenmesine olanak bulunmamaktadır.