El atmanın önlenmesi davası diğer adıyla müdahalenin men’i davası mülkiyet hakkına yönelen bir haksız müdahaleyi önlemek/sonlandırmak için malik tarafından açılan bir davadır. El atmanın önlenmesi davasının amacı daha önce de belirtildiği gibi malikin mülkiyet hakkının sağladığı yetkileri önceden olduğu gibi bir müdahale olmaksızın dilediğince kullanabilmesini sağlamaktır. Malik bu davayı icraya elverişli bir karar elde etmek ve bu sayede eşya üzerindeki tam hâkimiyetini tekrar tesis etmek için açar. Müdahalenin meni davası 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Dördüncü Kitap “Eşya Hukuku” Başlığı’nın Birinci Kısım “Mülkiyet” Bölümü’nün Birinci Bölüm “Genel Hükümler” başlığı altında 683. Maddesinin 2. Fıkrasında düzenlenmiştir. El atmanın önlenmesi davası şartları şunlardır;
- TMK m. 683/2 uyarınca el atmanın önlenmesi talebinin ortaya çıkabilmesi için gerekli ilk şart mülkiyet hakkına bir müdahale bulunmasıdır. Başka bir deyişle malik ancak mülkiyet hakkına konu olan taşınmazından gereği gibi faydalanamadığında bu yola başvurabilir.
- Malikin müdahaleye katlanma yükümlülüğünün bulunmaması gerekir.
4721 sayılı TMK’nin 683/2 hükmü şu şekildedir: “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” Yani taşınmaz sahibi kişiler, gerçek ya da tüzel kişiler tarafından taşınmazlarına bir müdahale olduğu takdirde bunu dava edebilir. Devamında idareyi icraya koyarak taşınmazdan da bu kişileri çıkartabilirler. Ancak bu davanın açılabilmesi için haksız olarak yapılan müdahalenin devam etmesi gerekmektedir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu yazımızda el atmanın önlenmesi yani müdahalenin meni davasından bahsedeceğiz.
El Atmanın Önlenmesi Davası Nedir?
El atmanın önlenmesi davası diğer adıyla müdahalenin men’i davası mülkiyet hakkına yönelen bir haksız müdahaleyi önlemek/sonlandırmak için malik tarafından açılan bir davadır. El atmanın önlenmesi davası; malik tarafından açılabilen bir davadır. Bu davanın açılabilmesi için müdahale devam etmelidir. Ancak bu müdahale sona erdiyse malik zararının tazmin edilmesini de isteyebilir. Bu dava kişinin taşınmazına, gayrimenkulüne haksız bir müdahale edilmesi halinde açılır. Bu müdahale hiçbir hakka dayanmadığından üçüncü kişiler; mülkiyet, zilyetlik ya da diğer hakları ihlal etme şeklinde gerçekleştirir.
Müdahalenin men’i yani bir diğer adıyla el atmanın önlenmesi taşınmaz, intifa, oturma gibi ayni hak sahibinin mülkiyet hakkına yönelik haksız müdahalelere karşı maliki koruyan davadır. Kira gibi şahsi hak sahibi de müdahalenin men’i davası açabilmektedir. Taşınmaz, malikin hakimiyeti altında bulunmakla birlikte; malikin taşınmazı kullanması veya taşınmazdan yararlanması kısıtlanıyorsa, engelleniyorsa malikin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkına haksız bir müdahale söz konusu demektir. Müdahalenin men’i davası ile birlikte mülkiyet hakkına yapılan tecavüzlerin kaldırılması mümkündür.
Dava mahkeme önüne geldiğinde, hakim her somut olayı kendi çerçevesinde değerlendirecektir. Bu davalar gerçek ya da tüzel kişilere açıldığı için idareye karşı açılması da mümkündür. İdare kamulaştırma işlemi yapmadan özel mülkiyetteki taşınmaza el atarsa bu dava açılabilir. Bunun dışında idarenin kamulaştırma işlemine başlayıp tamamlamadığı hallerde de müdahale ettiği görülür. Bunlar da dava konusu olabilir. Yani el atmanın önlenmesi davası ile korunan hukuki değer mülkiyet hakkının korunmak istenmesidir. Son olarak el atmanın önlenmesi davası bir eda davasıdır.
El Atmanın Önlenmesi Davasının Şartları
El atmanın önlenmesi davasında haksız bir müdahale olmalıdır. Bu haksız müdahaleye örnek vermek gerekirse idarenin usulsüz kamulaştırma işlemi yapması veya özel mülkiyetteki bir arazideki ağacı izinsiz olarak kesmesi vs. sayılabilir. El atmanın önlenmesi davasının açılması için bu haksızlığın devam etmesi gerekmektedir ya da ileride böyle bir müdahale ihtimalinin olması gerekmektedir. Yani el atmanın önlenmesi davasının açılabilmesi için gerekli şartlar şu şekilde sıralanabilir:
- Haksız bir müdahale bulunmalıdır.
El atmanın önlenmesi davası açabilmek için ayni veya şahsi hakka haksız bir şekilde müdahale edilmiş olması gerekmektedir. Haksız olarak el atma doğrudan yapılabileceği gibi dolaylı olarak da yapılmış olabilir. Örneğin bir taşınmaz üzerine haksız yapı inşa etmek doğrudan müdahale; bir kişinin manzarasını kapatmak dolaylı müdahaledir. Haksız müdahalenin bir yasa hükmüne veya sözleşmeye aykırı olarak yapılması gerekmektedir. Haksız müdahalenin hukuki dayanağı olmaması gerekmektedir. Haksız olduğu iddia edilen müdahalenin kanuna veya sözleşmeye aykırılık oluşturmadığı durumlarda haksız müdahaleden bahsedilemez.
- Müdahalenin devam etmesi veya tekrarlanacağı tehlikesi olması gerekmektedir.
El atmanın önlenmesi davası açılabilmesi için taşınır veya taşınmaz mal üzerindeki ayni veya şahsi hakka haksız bir müdahale yapılmış veya müdahale yapılma tehlikesi altında bulunması gerekmektedir. El atmanın tekrarlanacağı şüphesinin bulunması müdahalenin men’i davası açmak için yeterlidir.
- Davacı mülkiyet hakkını ispat etmelidir.
Ayni hak olan mülkiyet hakkı sahibi veya sınırlı ayni hak sahipleri el haksız mülkiyet haklarına yapılan haksız müdahalelere karşı el atmanın önlenmesi davası açabilirler. Ayrıca şahsi hakkın ispatlanması şartı ile hukuki ilişkiye dayalı şahsi hak sahibi de el atmanın önlenmesi davası açabilir.
El Atmanın Önlenmesi Davası Nasıl Açılır?
El atmanın önlenmesi davası mülkiyet hakkına haksız bir müdahale yapılması durumunda görevli ve yetkili mahkemeye hitaben yazılacak bir dilekçe ile el atmanın önlenmesi istenen haksız müdahalenin ispatı ile birlikte mülkiyet hakkını ispata yarayan evraklarla birlikte yapılmalıdır. El atmanın önlenmesi davası birçok teknik ayrıntı ve ayrıntılı bir dilekçe hazırlanması gerekli olması sebebiyle sürecin avukat yardımıyla birlikte başlatılmasını tavsiye etmekteyiz.
Dava açılırken bir hukuki ön hazırlık yapılmalı, bir takım gerekli ihtarlar gönderilmelidir. Ayrıca davada müdahalenin men’i ile birlikte başka talepler de sünülmesi mümkündür. Örneğin ecrimisil, tazminat gibi talepler el atmanın önlenmesi davası ile birlikte talep edilebilir. Bunlar somut olayın şartlarına ayrıca talepte belirtilmelidir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
El atmanın önlenmesi davasında görevli mahkeme 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun kapsamında düzenlenmiştir. Söz konusu kanunun 6. Maddesi şu şekildedir: “Asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar.” El atmanın önlenmesi davasında görevli mahkeme de asliye hukuk mahkemeleri olacaktır.
Görevli mahkeme, dava şartı olup bir davaya bakmakta görevli olan mahkemeyi belirtmektedir. Dava açılacağı zaman dikkat edilmesi gereken iki temel usul şartı vardır. Bunlardan biri uyuşmazlığa hangi mahkemenin bakacağı yani hangi mahkemenin görevli olduğu; diğeri ise hangi yer mahkemesinin bakacağı yani hangi mahkemenin yetkili olduğu hususudur. El atmanın önlenmesi davasına bakmakla görevli mahkeme genel olarak Asliye hukuk mahkemesidir.
Dava açılırken dikkat edilmesi gereken usuli işlemlerden bir diğeri de davanın yetkili yer mahkemesinde açılmasıdır. El atmanın önlenmesi davasında yetkili mahkeme ise dava konusunun taşınmaz olduğu hallerde taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Dava konusu eğer taşınır olacak ise davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkili mahkemedir. Her ne kadar el atmanın önlenmesi davalarında genel yetkili mahkeme asliye hukuk mahkemesi olarak belirlenmiş ise de bazı özel durumlarda görevli mahkeme değişmektedir. Örneğin, el atmanın önlenmesi davası Kat Mülkiyeti Hukukuna giren sebeplerle açılacak ise görevli mahkeme Kat Mülkiyeti Kanunu 1. Maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesidir. Devletin taraf olduğu davalarda ise artık görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi değil idare mahkemeleri olacaktır.
El Atmanın Önlenmesi Davasının Tarafları
El atmanın önlenmesi davasını açan kişi; haksız olarak müdahale edilen taşınmazın tapusuna sahip olan kişidir. Ki dava görülmeye başlandıktan sonra da bilirkişi vasıtasıyla bu tapunun kontrolü sağlanır. Davayı açan kişi (Davacı) malik olabileceği gibi mirasçıları da olabilmektedir. Ancak mirasçıların bu davayı açabilmeleri için veraset belgesi almaları gerekmektedir. Müşterek mülkiyetin olduğu bir durumda hisse sahiplerinden birisi el atmanın önlenmesi davası açabilir ki diğer hisse sahiplerinden onay almasına da gerek yoktur. Elbirliği mülkiyetinin olduğu bir durumda ise ortaklardan biri davayı açarken diğerlerinin onayını almak zorundadır. Yani davacı çeşitli mülkiyet haklarında şu şekilde belirlenir:
- Taşınmaza tapuda malik olan kişi (Tapu kaydı göstermesi gerekir),
- Taşınmazın malikinin mirasçıları (Veraset ilamı almaları gerekir),
- Müşterek mülkiyette hisse sahiplerinden birisi (Onay almasına gerek yok),
- Elbirliği mülkiyetinde ortaklardan birisi (Diğerlerinin onayını alması gerekir),
Mülkiyet hakkı nesnel bir hak olarak herkese karşı ileri sürülebilir. Bu nedenle davanın davalısı yani hakkında dava açılacak kişi herkes olabilir. Bu kişi gerçek bir kişi olabileceği gibi tüzel bir kişi de olabilir. Ki idare de bu davanın davalısı olabilmektedir. Davalının kusuru aranmamaktadır. Davalı doğrudan müdahale eden kişi olabileceği gibi teşvik eden kişi de olabilir. Bu sıfatlar mahkeme tarafından resen göz önünde bulundurulur. Şöyle bir istisna bulunmaktadır ki; idarenin taraf olduğu bir davada, acele el koyma ya da tescil kararı alınmadan müdahale edilmişse, burada kamulaştırma kararı alınmış demektir. Ayrıca bedel de bankaya yatırıldığından el atmanın önlenmesi davası açılamayacaktır. Ancak yine idarenin taraf olduğu bir durumda, bankaya bedel yatırılmadıysa el atmanın önlenmesi davası açılabilecektir.
El Atmanın Önlenmesi Davasında İspat
El atmanın önlenmesi davasında davacının malik, sınırlı ayni hak sahibi veya rehin hakkı sahibi olduğunu ispat etmesi gerekir. Elbirliği mülkiyeti veya paylı mülkiyetin söz konusu olduğu durumlarda ise paydaş olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. El atmanın önlenmesi davasında ayrıca müdahalenin haksız olduğunun da ispat edilmesi gerekmektedir.
Davalı taraf da müdahalenin haklı olduğunu veya bir hakka dayandığını ispat etmelidir. Davalı kendi müdahalesinin hakka dayandığı yönünde bir ispat ortaya koyabilir. Örneğin, davacının önceden sözlü veya yazılı olarak verdiği izin veya sonradan verdiği icazet öne sürülebilir. Paylı mülkiyette veya elbirliği mülkiyetinde davalı taraf kişiler arasında kullanıma yönelik paylaşım anlaşması yapıldığını ispatlayabilir. Olağan veya olağanüstü kazandırıcı zamanaşımının gerçekleştiğine ilişkin iddialar ileri sürülebilir.
İspatın mutlak surette yazılı senet veya resmi evrakla yapılması gerektiğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar karşılıklı olarak öne sürdükleri ispat unsurlarının çürütülmesi için her türlü ispat vasıtasını kullanmakta serbesttirler. Hakkın ispatına yarayan her unsur mahkemece değerlendirmeye alınacak ve tüm deliller değerlendirilerek karar verilecektir.
El Atmanın Önlenmesi Davasında Zamanaşımı
El atmanın önlenmesi; haksız bir müdahale ile kişilerin taşınmazlarındaki mülkiyet hakkını ihlal eden durumun dava edilmesidir. Yani yapılan haksız müdahale hukuka aykırı bir fiil sayılmaktadır. Haksız olarak müdahale devam ettiği sürece kişiler el atmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak bu haksız fiil sona erdikten sonra el atmanın önlenmesi davasının açılması mümkün değildir. Malik bu haksız müdahaleden haberdar olup bir şey demiyor olsa da davayı sonradan açabilir ancak yine aynı şekilde bu haksız eylem devam ediyor olmalıdır.
El atmanın önlenmesi davası mülkiyet hakkı başta olmak üzere yalnızca ayni bir hakka dayanarak açılabiliyor olması itibariyle ayni bir davadır. Kural olarak ayni hakka dayanan talep ve davalar için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Malikin eşyasından faydalanmıyor olması da (bir başkası eşyanın mülkiyetini zamanaşımı yoluyla kazanmadıkça) bu anlamda herhangi bir hak kaybına sebep olmayacaktır. Ayni hakların sürekliliği ilkesi gereği bu hakların herkese karşı ileri sürülebilmesini temin eden taleplerden olan el atmanın önlenmesi talebi de bu kapsamda ayni hak var olduğu sürece ileri sürülebilecektir.
Ortada haksız bir fiil olduğu için de el atmanın önlenmesi davasında zamanaşımı süreleri yoktur. Bunun dışında hak düşürücü sürelerden de el atmanın önlenmesi davasında bahsedilmez. El atmanın önlenmesi davasının uygulamada, genellikle 1.5 yıl – 2 yıl arasında sürdüğü görülmektedir. Elbette bu sürelerin uzaması da mümkün olup 3-4 yıl sürmesi de mümkündür. Davada uygulanan harçlar; davanın konusu bir taşınmaz olduğu için nispi harç olacaktır. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak el atmanın önlenmesi davalarında da hizmet vermekteyiz.
El Atmanın Önlenmesi Kararının Kesinleşmesi ve İcrası Nasıl Yapılır?
Görevli mahkeme tarafından el atmanın önlenmesi davası kabul edilir ise davalı tarafça karar istinaf edilebilir daha sonra da temyiz edilebilir. Kararın kesinleşmesi için hiçbir kanun yolunun kalmamış olması yani tüketilmiş olması gerekmektedir. El atmanın önlenmesi davasında istinaf ve temyiz aşamalarının tamamlanması ile karar kesinleşmektedir.
El atmanın önlenmesi kararının icra edilebilirlik durumunun ayrımı mülkiyetin kime ait olduğu hususunda uyuşmazlık olup olmamasına göre değişkenlik göstermektedir. El atmanın önlenmesi davası sonucunda mülkiyetin kime ait olduğu hususunda uyuşmazlık yok ise kararın icrası için kesinleşmesine gerek yoktur. Ancak mülkiyetin kime ait olduğu hususunda uyuşmazlık var ise kararın icrası için kesinleşmesinin beklenmesi gerekmektedir.
El Atmanın önlenmesi Davasında Tazminat İstenebilir Mi?
Tazminat, haksız fiilin gerçekleşmesi sonucunda kişinin maddi veya manevi zarar görmesi sonucunda zarara neden olan kişinin zararı tazmin etmek amacıyla ödemesi gereken bedeldir. Tazminat, para olarak ödenebileceği gibi bir borcun ödenmesi şeklinde de yerine getirilebilir. Tazminat borcunun doğmasına neden olan haksız fiil kişilerin hukuka aykırı davranışlarını ifade etmektedir. Hukuka aykırılık, bir hukuk kuralına aykırı davranmak olabileceği gibi sözleşmeye aykırılık da olabilir.
El atmanın önlenmesi davası ile kişinin arazisine veya başka bir eşyasına haksız olarak müdahale eden kişiye el atmanın önlenmesi davası açılabilir. El atmanın önlenmesi davası ile birlikte haksız müdahalede bulunan kişinin kusurlu olduğunu bilerek haksız müdahalede bulunması durumunda bu kişiden aynı dava ile ayrıca tazminat da istenebilmesi mümkündür.
El Atmanın Önlenmesi Davası İdareye Karşı Açılabilir Mi?
El atmanın önlenmesi davasının idareye karşı açılabilmesi için kamulaştırmasız el atma durumunun bulunması gerekmektedir. Kamulaştırmasız el atma, idarenin özel bir kişiye ait araziye herhangi bir kamulaştırma vs. işlemleri yapmadan müdahale etmesi durumunda meydana gelmektedir. Ancak bunun için idarenin kalıcı olarak sahiplenme kastıyla şahsa ait arazi üzerinde bir inşaat faaliyet yapmış olması veya bir altyapı kurması vs. gerekmektedir.
Kamulaştırmasız el atma durumunda idarenin kusuru aranmamaktadır. Dava açılabilmesi için ene burada da idarenin kusurlu olması gerekmez. Haksız olması dava açılabilmesi için yeterlidir. İdareye yöneltilen el atmanın önlenmesi davasının idare mahkemelerinde açılması gerekmektedir.
Kal kelimesi koparma sökme anlamında kullanılmaktadır. Hukuki kullanımında ise haksız olarak başkasının arazisine inşa edilenin sökülmesi veya yıkılması olarak kullanılmaktadır. Türk Medeni Kanunu 722. md. İle ,“Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur. Ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir.” şeklinde belirtilmiştir.
Kal hakkının kullanılabilmesi için söz konusu binanın sökülmesinin aşırı zarara neden olmaması gerekmektedir. Aksi takdirde duruma göre arazinin uygun bir bedel karşılığında bina sahibine verilmesi durumu ortaya çıkabilir.
El Atmanın Önlenmesi Davası ve İstihkak Davası Aynı Mıdır?
Haksız bir saldırı bulunması durumunda hakkın korunması amacıyla el atmanın önlenmesi davasının da istihkak davasının da aöılabilmesi mümkündür. Ancak uygulanmaları bakımından ve etki gösterdikleri alan bakımından iki dava arasında farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklara bakacak olursak;
- El atmanın önlenmesi davası taşınır, taşınmaz ve kira gibi şahsi hak sahipleri tarafından açılabilirken istihkak davasının konusunu sadece taşınır mallara müdahale oluşturmaktadır.
- El atmanın önlenmesi davası mülkiyet, sınırlı ayni hak, rehin gibi haklara dayanmakta iken istihkak davası mülkiyet ve sınırlı ayni hakka dayanmaktadır.
- El atmanın önlenmesi haksız müdahalenin önlenmesi sebebiyle açılır iken istihkak davası dolaysız zilyetliğin elde edilmesi amacıyla açılmaktadır.
- El atmanın önlenmesi davası haksız müdahalede bulunan kişiye karşı yöneltilirken, istihkak davası taşınırı elinde bulunduran kişiye karşı yöneltilmektedir.
El Atmanın Önlenmesi Davasında Ecrimisil Talep Edilebilir Mi?
Ecrimisil, taşınmaz malı kullanma hususunda hak sahibi olan kişinin rızası veya herhangi bir hukuka uygunluk sebebi bulunmaksızın hakka konu taşınmazın üçüncü bir kişi tarafından kullanılması karşılığında talep edilebilen haksız işgalden doğan, haksız işgal tazminatı olarak adlandırılır. El atmanın önlenmesi davası ile birlikte eğer şartları varsa ecrimisil tazminatı da istenebilmesi mümkündür.
Ecrimisil talebi kira bedeli gibi değerlendirilerek ortalama kira bedeli üzerinden hesap edilmektedir. Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi davası açılması durumunda ecrimisil talep edebilmek için özel şart bulunmaktadır. Bu şart ecrimisil talebinde bulunabimek için paydaşa önceden uyarı yapılması, ihtar çekilmesi gerektiğidir. Bu durumuma intifadan men denilmektedir. Paydaşa ihtar çekilmesinden itibaren ecrimisil hesaplanması mümkündür.
El Atmanın Önlenmesi Davası Hakkında Mahkeme Kararları
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2018/15959 E. 2019/7898 K. ve 23.09.2019 Tarihli Kararı
- El Atmanın Önlenmesi Davası
Davacı vekili; davalıların vekil edenlerine ait olan 1293-1294 ve 2804 nolu parsellerde haksız işgalci olduklarını, taşınmazlardan kum çekerek yerine moloz yığınları doldurduklarını iddia ederek davalılar aleyhine el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekili tarafından hüküm temyiz edilmiş Dairemizin 19.09.2018 tarih, 2018/1843 Esas ve 2018/15973 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş, yine davacılar vekili tarafından süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Davacılar vekilinin F2 İnşaat Ltd Şti’ye yönelik karar düzeltme itirazlarına gelince; dosya kapsamında yapılan keşiften de anlaşılacağı üzere davalı F2 İnşaat Ltd.Şti’nin taşınmazlardaki el atması devam etmemektedir. Bu sebeple; el atmanın önlenmesi yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/3767 E. 2014/4675 K. ve 17.04.2014 Tarihli Kararı
- El Atmanın Önlenmesi Davası
Davacı S.. A.., B.. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında, haritasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümü ile tepe niteliğinde tespit harici bırakılan bölümü hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili, maliki bulunduğu 2156 ve tescil talebinde bulunduğu yerlerdeki meyve ağaçlarının B. Belediyesince kesilmesi nedeniyle 5.000,00’er TL maddi ve manevi tazminat, Belediyece; taşınmazlarına yapılan müdahale ve taşınmazlarını suladığı suya vaki müdahalenin men’i istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, ve 28.01.2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A), (D) ve (E) harfiyle gösterilen bölümlere B.Belediyesince yapılan müdahalenin men’ine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Belediye Başkanlığı ve davacı S.. A.. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı Belediye Başkanlığının ise davacının maliki bulunduğu 2156 parsel sayılı taşınmazın içerisindeki fen bilirkişisi raporunda (A) ve (D) harfleriyle gösterilen bölümlere müdahale ettiği anlaşıldığına göre davacının tüm temyiz itirazları ile davalı Belediye Başkanlığının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak 28.01.2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda (E) harfiyle gösterilen bölüm tapulama harici alanda kaldığı ve bu bölümde davacı yararına zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu kanıtlanamadığı halde, bu bölüm yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu bölümün de davacının maliki bulunduğu 2156 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı kabul edilerek davalı Belediye Başkanlığının müdahalesinin men’ine karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Belediye Başkanlığının temyiz itirazları, fen bilirkişisi raporunda (E) harfiyle gösterilen bölüme dair davalı Belediye Başkanlığının müdahalesinin men’iyle ilgili hüküm yönünden yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/2545 E. 2018/3958 K. ve 28.05.2018 Tarihli Kararı
- El Atmanın Önlenmesi Davası
Apartmanının bodrum katında bulunan ve taşınmazın yönetim planı ve mimari projesinde kapalı otopark olarak görünen ortak kullanım alanının davalılar tarafından Eylül 2005 tarihinden itibaren işgal altında tutulması sebebiyle el atmanın önlenmesi ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile Eylül 2005’ten itibaren 1.000.-TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili istenilmiş, davacı vekili 09.01.2014 tarihli dilekçesinde; ecrimisil taleplerinin arttırılarak 12.593.64.-TL olarak ıslah edilmesine, ıslah talebinin kabulü ile davalıların dava konusu apartmanın ortak alanına yaptıkları müdahalenin önlenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul ile kısmen reddine; ecrimisil yönünden mahkeme görevsiz olduğundan bu hususa yönelik talebin tefriki ile ayrı esas numarası alınmak sureti ile mahkemenin görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, men’i müdahale talebinin kabulüne; İzmir ili, … ilçesi, … mahallesi, 504 pafta, 9075 ada 1 sayılı parselde kayıtlı yapıda, ruhsat eki projesine aykırı olarak; ana merdivenden otoparka giriş kapısı kaldırılarak otoparka duvar örülerek koridor açılıp demir kapı yapıldığı, bu hususun projeye aykırı olduğu görülmekle, ortak alana vaki müdahalenin men’ine, diğer kat maliklerinin rıza ve muvafakatı alınmadan ortak yerlere tecavüz edilerek ve imar yönetmeliğine aykırı olarak yapılan bu değişikliğin kabulü mümkün olmadığından ve onaylı mimari proje kamu düzenini ilgilendirdiğinden re’sen dikkate alınarak garajın eski hale getirilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, mahkemece projeye aykırılıklar tespit edilerek eski hale getirilmesine karar verildiği anlaşıldığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA