Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde (CMK)

Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde (CMK)

ceza muhakemesi kanunu 51 madde

Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde

Tanıklıktan Çekinebilecek Kimsenin Çekinmemesi

45.madde gereğince tanıklıktan çekinebileceklere yemin verip vermemek hâkim veya mahkemenin takdirine bağlıdır. Ancak, tanık yemin etmekten çekinebilir. Bu hususun kendisine bildirilmesi gereklidir.

Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde Gerekçesi

45.madde gereğince tanıklıktan çekinebileceklere yemin verilip verilmemesini hâkim veya mahkemenin takdirine bırakmıştır. Ancak madde ile tanığa yemin etmekten çekinme olanağı da verilmiş ve bu hususun hâkim veya mahkeme tarafından bildirilmesi zorunlu hâle getirilmiştir. Bu hatırlatma yapılmadan yemin ettirilen ve yalan beyanda bulunan kişi suçlu sayılamaz.

  • İlgili Makale: 
  • 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin: 

ceza muhakemesi kanunu 51 madde cmk
ceza muhakemesi kanunu 51 madde cmk

Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde Tanıklıktan Çekinebilecek Kimsenin Çekinmemesi Emsal Kararlar

Yargıtay 4. Ceza Dairesi E:2018/7269, K:2018/20256

  • Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde
  • Tanıklıktan Çekinebilecek Kimsenin Çekinmemesi

Keşan Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2009 tarihli ve 2008/428 esas, 2009/228 sayılı kararıyla “Müşteki ile sanığın yaklaşık 10 yıldır evli oldukları olay tarihinde tartıştıkları, sanığın görev silahını ağzına mermiyi verip bulundukları odadaki masanın üzerine koyarak “hadi bakalım ne konuşacaksan konuşun” diyerek tehdit ettiği herhangi bir şekilde silahı şikayetçiye doğrultmadığı, olaya şikayetçinin annesi … ın tanık olduğu ve şikâyetçinin iddialarını doğruladığı, sanığın daha sonra çocuklarını ve eşyalarını alarak evde gittiği, şikâyetçinin beyanı, olayın tek görgü tanığı Sevgican Demirtaş’ın beyanı ve tüm dosya kapsamından sabit olduğundan…” biçimindeki gerekçeyle sanığın TCK’nın 106/2-a, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine ve sanığın 1 yıl 8 ay süre ile denetime tabi tutulmasına, zarar tazmininden söz edilemeyeceğinden yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine takdiren yer olmadığına karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Yargılama sırasında mağdur Zeynep Olcay’ın şikayetinden vazgeçtiği, sanığın kendisini tehdit etmediğini, sanıkla anlaşamadığını, sanığın kendisine silah çekmediğini, hazırlık aşamasındaki ifadesini sinirle verdiğini ve mahkeme ifadesinin doğru olduğunu beyan ettiği, tanık Sevgican Demirtaş’ın aşamalarda sanığın görev silahının ağzına mermiyi verip bulundukları odadaki masanın üzerine koyarak “konuşun bakayım” dediğini beyan ettiği, sanığın atılı suçlamayı kabul etmediği, silahı emniyete almak için ağzında olan mermiyi çıkarmak amacıyla koridorda doldur boşalt yaptığını, ağzından mermiyi çıkarıp silahını emniyetli bir hale getirdiğini, eşiyle sorunlarının kaynağının kayınvalidesi olduğunu beyan ettiği, sanığın kayınvalidesi olan tanık Sevgican Demirtaş’ın 04/03/2009 tarihinde talimat yoluyla ifadesi alınırken tanıklığa engel halinin bulunmadığının belirtildiği, adı geçen tanığın beyanının hükme esas alındığı, yine kararda sanığın olay sırasında görev silahını kullandığının ve taraflar arasında tartışma olduğunun kabul edildiği, gümrük muhafaza memuru olan sanığın hazırlık beyanında silahın kendisine çalıştığı kurum tarafından verildiğini beyan ettiği görülmüştür.

1) CMK’nın tanıklıktan çekinme başlıklı 45. maddesinin birinci fıkrasının c bendinde; şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyunun tanıklıktan çekinme hakkının bulunduğu belirtilmiş, anılan Kanun’un tanıklıktan çekinebilecek kimsenin çekinmemesi başlıklı 51. maddesinde; 45. madde gereğince tanıklıktan çekinebileceklere yemin verip vermemenin hâkim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu, ancak, tanığın yemin etmekten çekinebileceği ve bu hususun tanığa bildirilmesinin gerekli olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, beyanı hükme esas alınan ve sanığın kayınvalidesi olan tanık Sevgican Demirtaş’ın, 04/03/2009 tarihinde talimat yoluyla ifadesi alınırken, tanıklıktan ve yeminden çekinme hakkının hatırlatılmadığı, tanıklığa engel halinin bulunmadığının belirtildiği ve bu suretle de yasaya aykırı davranıldığı anlaşılmıştır.

2) TCK’nın “Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma” başlıklı 266. maddesi; “Görevi gereği olarak elinde bulundurduğu araç ve gereçleri bir suçun işlenmesi sırasında kullanan kamu görevlisi hakkında, ilgili suçun tanımında kamu görevlisi sıfatı esasen göz önünde bulundurulmamış ise, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.” şeklindedir. Somut olayda, gümrük muhafaza memuru olan ve hazırlık beyanında silahın kendisine çalıştığı kurum tarafından verildiğini beyan eden sanığın, söz konusu silahı tehdit suçunda kullandığının kabul edilmesine karşın, TCK’nın 266. maddesi uyarınca cezada artırıma gidilmeyerek eksik ceza tayin edildiği ve bu şekilde yasaya aykırı davranıldığı belirlenmiştir.

3) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun birinci kitap, ikinci kısımda, “Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler” başlıklı ikinci bölümde yer alan “haksız tahrik” 29. maddede; “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on sekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir” şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır. 5237 sayılı TCK’da tahrikle ilgili olarak, 765 sayılı TCK’da yer alan ağır tahrik-hafif tahrik ayırımına son verilmiş ve tahriki oluşturan fiilin, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilmesi ve sanığın iradesi üzerindeki etkisi göz önüne alınarak maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda indirim yapılması şeklinde bir düzenlemeye gidilmiştir. Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.


Yargıtay 1. Ceza Dairesi E:2009/45, K:2010/4053

  • Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde
  • Tanıklıktan Çekinebilecek Kimsenin Çekinmemesi

R.. K..’yı olası kastla öldürmeye teşebbüsten sanık B.. Ö..’in yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (BURDUR) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 25/03/2008 gün ve 272/62 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafi ile müdahil vekili taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C. Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Anlatımları hükme esas alınan olayı gören tek tanık, sanığın eşi Saniye’nin, yeminden çekinip çekinmeyeceği konusunda beyanı alınmadan, yeminli ya da yeminsiz dinlenmesi konusunda bir karar verilmeden ifadesinin alınması suretiyle CMK’nın 51. maddesine aykırı davranılması, Usul ve Kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafi ile müdahil vekilinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün, öncelikle bu nedenle, tebliğnamedeki düşünce gibi bozulmasına, 01/06/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.


Yargıtay 2. Ceza Dairesi E: 2009/13834, K: 2010/16410

  • Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde
  • Tanıklıktan Çekinebilecek Kimsenin Çekinmemesi

Sanık M.. Y..’ın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK’nın 231/6. maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle, bu sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;

1) Kerim ve Hatice oğlu, 1974 doğumlu sanık K.. Y.. hakkında kamu davası açıldığı ve hüküm kurulduğu halde, 11.07.2006 tarihli celsede kimliği tespit edilirken aynı isimde olan ve 15.03.1974 tarihinde ölen babası Mustafa ve Fatiş oğlu, 1938 doğumlu K.. Y..’ın kimlik bilgileri yazılarak sorgusunun yapılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 191/3-a maddesine aykırı davranılması,

2) Sanık K.. Y..’nın eşi ve sanık M.. Y..’ın kardeşinin eşi olan tanık Halide Yağman’ın tanıklıktan ve yeminden çekinme hakkı hatırlatılmadan dinlenmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 45. maddesine muhalefet edilmesi,

3) 5271 sayılı CMK’nın 232/2-c maddesi uyarınca, gerekçeli karar başlığında, suçun işlendiği yer ve zaman diliminin gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

4) Oluşa, dosya içeriğine, mağdur-sanıkların savunmalarına ve tanık beyanına göre, mağdur-sanık M.. Y..’ın mağdur-sanık K.. Y.. ve eşine küfür etmesi ve kendisine terlikle vurmasının etkisi ile kardeşine karşı kasten yaralama suçunu işleyen mağdur-sanık K.. Y.. hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,

5) Mağdur-sanık K.. Y..’a Bahçe Sulh Ceza Mahkemesi’nin 13.12.2000 tarih, 2000/64-244 esas-karar sayılı ilamı ile hırsızlık suçundan verilen 27.03.2002 tarihinde kesinleşen erteli mahkumiyetinin karar tarihinden itibaren 765 sayılı TCK’nın 95/2. maddesinde öngörülen beş yıllık deneme süresi geçtiğinden esasen vaki olmamış sayıldığı ve adli sicilden çıkarılma koşulları gerçekleştiğinden tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,

6) Mağdur-sanık M.. Y..’ın tekerrüre esas alınan Alanya Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16.01.2001 tarih, 2000/1516 esas ve 2001/59 karar sayılı ilamının Yargıtay denetime olanak sağlayacak şekilde kesinleşme ve infaz tarihlerini içeren onaylı bir suretinin mahkemesinden getirtilerek dosyaya konulması gerektiğinin nazara alınmaması,

7) Mükerrerlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu hususta karar verecek merci 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5. fıkrası ile tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.

Bu nedenlerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilerek 5237 sayılı TCK. nun 58. maddesinin 6. ve 7. fıkraları uyarınca hükmolunan sanıklar hakkında hükmoluna hapis cezalarının mükerirlere özgü infaz rejimine çektirilmesine ve hükümlü hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar biçimde birer yıl süre ile denetim serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi,

8) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olan mağdur-sanıkların suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlıklarının değerlendirildiği yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeden cezalarının kanuni olanak bulunmadığından ertelenmesine yer olmadığına hükmolunması,

9) Mağdur-sanıklar hakkında kasten işlemiş oldukları suçtan dolayı hükmolunan hapis cezalarının kanuni sonucu olduğu halde, 5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasındaki haklarından yoksun bırakılmalarına karar verilmemesi,

10) Mağdur-sanıklara sebebiyet verdikleri yargılama giderleri ayrı ayrı yükletilmesi gerekirken ortaklaşa alınmasına karar verilerek 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,

11) Mağdur-sanık K.. Y..’ın adli sicil kaydında gösterilen önceki erteli mahkumiyetinin adli sicilden çıkarılma koşulları gerekçekleştiğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel oluşturmadığı gözetilerek hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa’nın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre, bu sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi bozulmasına, 24.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Yargıtay 2. Ceza Dairesi E: 2010/3660, K: 2010/10560

  • Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde
  • Tanıklıktan Çekinebilecek Kimsenin Çekinmemesi

02.02.2005 tarihli tensip tutanağında şikayetçi kurum vekiline duruşma gününü bildiren davetiye çıkartılmasına karar verildiği halde, davetiyenin tebliğ edildiğine dair davetiye parçasının dosyada bulunmadığı anlaşılmakla;

5271 Sayılı CMK’nın 260/1. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören şikayetçi kuruma duruşma gününü bildiren tebligat yapılmadığı ve davaya katılma olanağı tanınmadığından şikayetçi kurum vekilinin de sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı olduğu belirlenerek yapılan incelemede;

Şikayetçi kuruma duruşma gününü bildiren usulüne uygun tebligat yapılarak davaya katılma olanağı tanınmadan eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Tutanak tanıkları tarafından doğru olduğu beyan edilen kaçak elektrik tespit tutanağında. sayaca film takılı olduğunun belirtilmesi ve dosya içeriğine göre, suç tarihinde suça konu evde sanık ve ailesinin oturduğunun sabit olması karşısında; sanığın suç tarihinden iki ay kadar önce geçici olarak evden ayrılıp İstanbul’a çalışmaya gitmesinin suçu işlemediği anlamına gelmeyeceği gözetilerek, şikayetçi kurumdan tespit tarihinden geriye doğru bir yıllık dönemi kapsayan enerji tüketim föyü de getirtilip, suç tarihinden önceki ihtilaflı dönemdeki tüketim ile suç tarihinden sonraki ihtilafsız dönemdeki tüketim miktarları karşılaştırılarak, suç tarihinden sonra tüketimde bariz bir artma olup olmadığı belirlenip, bariz bir artma var ise, bunun nedeni sanığa açıklattırılarak sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken bu araştırmalar yapılmadan eksik kovuşturma ile yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,

Sanığın eşi olduğu belirtilen ve beyanı hükme esas alınan tanık M. U..’un tanıklıktan ve yeminden çekinme hakkı hatırlatılmadan dinlenmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 45. ve 51. maddelerine aykırı davranılması,

Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet Savcısı ve şikâyetçi kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi bozulmasına, 05.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.


Yargıtay 4.Ceza Dairesi E: 2013/11813, K: 2015/24527

  • Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde
  • Tanıklıktan Çekinebilecek Kimsenin Çekinmemesi

Sanığın aynı olayla ilgili 1. Sulh Ceza Mahkemesinde ifade verdiğini savunması karşısında, Çorum 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2009/229 E.- 2010/227 K. sayılı dava dosyası getirtilerek, gerekirse bu dava ile birleştirilmesi, tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek aynı olayla ilgili dava açılıp açılmadığının, zincirleme suç hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının ya da ayrı ayrı ceza verilip verilmeyeceğinin tartışılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle karar verilmesi,

Olayın tek tanığı olup, sanığın eşinin kardeşi olan ve anlatımı hükme esas alınan tanık Elmas Güner’in tanıklığa engel kayın hısımlığı olması sebebiyle tanıklıktan ve yeminden çekinme hakkı hatırlatılmadan dinlenilmesi suretiyle CMK’nın 45 ve 51. maddelerine aykırı davranılması,

5237 sayılı TCK’nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun süresi ve kapsamı açısından anılan Kanun maddesinin 3. fıkrası hükmünün gözetilmemesi,

Kanuna aykırı ve sanık ilhan … temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


 Yargıtay 4.Ceza Dairesi E: 2012/16908, K: 2014/3259

  • Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde
  • Tanıklıktan Çekinebilecek Kimsenin Çekinmemesi

Beyanı hükme esas alınan tek tanık A.. A..’un sanığın baldızı olduğu ve CMK’nın 45/1-d ve 3. maddesi uyarınca tanıklıktan ve 51. maddesi uyarınca yeminden çekinme hakkı hatırlatılmadan dinlenen tanığın anlatımına itibar edilerek mahkumiyet hükmü kurulması,

Kanuna aykırı ve sanık A.. K..’nun temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün bozulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Ceza Muhakemesi Kanunu 51. Madde Hakkında Emsal Karar Aramak İçin: https://karararama.yargitay.gov.tr/ 

Yorum Gönderin

X
kadim hukuk ve danışmanlık