Ceza Muhakemesi Kanunu 157. Madde
Soruşturmanın Gizliliği
Kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.
Ceza Muhakemesi Kanunu 157. Madde Gerekçesi
Soruşturma evresinin içeriği ve sınırları, bu evrenin ne suretle cereyan edeceği, aktörleri ve yetkileri Tasarıda saptanmıştır. Soruşturma evresi genel olarak ve esas itibarıyla kamuya karşı gizli biçimde cereyan eder. Usul kanunlarının gösterdiği ve belirli işlemler itibarıyla gizli cereyan edeceği saptanan özel hâllerde ihlâlleri ayrıca cezalandıran hükümler vardır. Bu maddede söz konusu olan soruşturma evresindeki gizlilik ilke veya kuralının ihlâli hâllerinde uygulanacak yaptırımın belirlenmesidir.
Soruşturma evresinin gizliliği, ceza adaletinin doğruluk, dürüstlük, gerçeğe ulaşma ilkelerine uyulması için bir zorunluluktur. Ancak her şeyden önce suçsuzluk karinesinin sağlam tutulabilmesi yönünden de vazgeçilemez niteliktedir. Aksi takdirde, bizde ve yabancı ülkelerde örneklerine rastlandığı üzere yargısız infazlar sonucu insanlar ıstıraplara sürüklenmekte ve suçsuzluk karinesi böylece lafta kalmaktadır.
Tasarı, soruşturma evresinde tarafların ve özellikle şüphelinin ve avukatının yetkilerini belirtmektedir. Avukat, belirli istisnalarla soruşturma dosyasını incelemek olanağına sahiptir. Ancak avukat adalete hizmet eden bir mesleğin mensubu olarak dosyadan elde ettiği bilgileri sadece müvekkilini, kanunun verdiği olanaklar çerçevesinde savunması için kullanacak, bunları yayınlamak, örneğin medyaya vermek gibi eylemlere girişemeyecektir. Ancak, elbette ki, soruşturması yapılan suçlar hakkında, halkın bilgi sahibi olmak ihtiyacı da vardır. Medya bu suçlar hakkında bilgilenerek halkın bilgi edinmek ihtiyacını karşılamak görevindedir. Medya mensupları, bu konularda doğru haber elde edemediklerinde öteden beriden devşirilen ve çoğu kez yanlış olan bilgileri halka yansıtmakta ve insanların en temel hakkı olan suçsuzluk karinesi böylece ihlal edilmektedir.
Bu sakıncayı gidermek üzere, maddenin ikinci fıkrasında Cumhuriyet savcıları için kamuyu aydınlatma olanağı tanınmıştır. Ancak Cumhuriyet savcısı bu gereği yerine getirirken soruşturmanın gizlilik ve selâmetine zarar vermeyecek bir üslûbu veya anlatım tarzını seçecek ve bir takım tebliğler vasıtası ile kamuoyuna açıklamalarda bulunabilecektir. Soruşturma evresinde gerçekleştirilen işlemlere katılanlar, gizlilik ilkesine aykırı hareket ettiklerinde Türk Ceza Kanununun bu fiilleri cezalandıran hükümlerine göre cezalandırılacaklardır.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
ceza muhakemesi kanunu 157 madde cmk
Ceza Muhakemesi Kanunu 157. Madde Soruşturmanın Gizliliği Emsal Kararlar
Yargıtay 8. Ceza Dairesi E:2020/11747, K:2021/19941
- Ceza Muhakemesi Kanunu 157. Madde
- Soruşturmanın Gizliliği,
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, eski erkek arkadaşı olan tanık Edip Basri Tuncel’in kendisini rahatsız etmesi nedeniyle Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğu, tanık Edip Basri hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma, tehdit ve hakaret suçlarından başlatılan soruşturmanın da Edirne Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığı Müracaat bürosunda zabıt katibi olarak çalışan katılan tarafından tanık Edip Basri’ye iletildiğini, bu nedenle soruşturmanın gizliliğine aykırı davranılıp tanıklar üzerinde baskı kurulmasına neden olduğu gerekçesiyle katılan hakkında şikayette bulunduğu, bu iddiasına ilişkin katılan hakkında gizliliğin ihlali suçunu işlemediği anlaşıldığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve katılanın sanık hakkında iftira attığı iddiasıyla şikayetçi olduğu anlaşılan somut olayda; katılan hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinin tek başına iftira suçunun oluşması için yeterli olmaması, sanığın aşamalarda tanık Edip Basri ile ortak arkadaşları olan …’ın sanığın tanık Edip Basri hakkındaki şikayetini Hakan isimli katipten öğrendiğini belirtmesi üzerine bu şekilde beyanda bulunduğu yönündeki savunması, sanığın tanık …’ın katılana yönelik beyanının doğruluğunu araştırmak için ertesi gün yeniden Edirne Adliyesi’ne geldiğine dair tanık …’in bilgi ve görgüsü, sanık ile katılan arasında suç isnadını gerektirecek bir husumetin bulunmaması karşısında; duyum üzerine hareket eden sanığın savunmasının aksine, iftira kastı ile hareket ettiğini gösterir her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil olmadığından, yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2020/856, K:2021/2685
- Ceza Muhakemesi Kanunu 157. Madde
- Soruşturmanın Gizliliği
Yukarıda ifade edilen kanuni düzenlemeler, içtihatlar ve görüş yazısı birlikte değerlendirildiğinde, genel olarak soruşturma evresinin gizli olduğu, gizlilikten anlaşılması gerekenin ise suçun işlenmesinden kamu davası açılıncaya kadar geçen sürede şüpheli/şüphelilerin gecikmeksizin tespiti, kaçmalarının önlenmesi ve suçla ilgili delillerin eksiksiz toplanarak kamu davasının açılabilmesi imkanınının sağlanması olduğu, şüpheli müdafii ya da katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlunun vekili olan avukatın soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla soruşturma evrakını inceleyebileceği, ancak bunun için de avukatın müdafi veya vekil olduğuna dair UYAP sisteminde kaydının bulunması ya da görevlendirme yazısı veya vekâletname ibraz etmesi gerektiği, vekaletname ya da görevlendirme yazısı olmadan sadece mahkemelerdeki dava dosyaları ile icra dairelerindeki takip dosyalarının incelenebileceği, soruşturma dosyalarının ise incelenemeyeceği, nitekim bu hususun 1136 sayılı Kanunun 46. maddesinin ikinci fıkrasında vekâletname ibraz etmeyen avukata dosyadaki kağıt veya belgelerin örneği veya fotokopisinin verilmeyeceği belirtilerek açıkça düzenlendiği, öte yandan bir kişinin sırf avukat olmasının müdafi veya vekile tanınan tüm haklardan yararlanması anlamına gelmeyeceği, aksi düşüncenin kabulü halinde her avukatın istediği soruşturma dosyasını inceleyebileceği anlamına gelecektir ki bu husus soruşturmanın gizliliği, masumiyet karinesi, kişilerin lekelenmeme hakkı ve kişisel verilerin korunması ilkelerine aykırı olması nedeniyle kabul edilemez olduğu, bu durumlarda dosyaların incelenebilmesi savcıların takdirinde olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre sadece hakimlik kararlarına karşı itirazın mümkün olduğu, savcılık veya mahkeme kararlarına karşı itiraz edilmesi için kanunda açık hüküm olması gerektiği, savcıların dosya inceletmeme yetkilerinin itiraza tabi olmadığı,
Kabule göre de; Avukatın 16/01/2020 tarihli dilekçesinde soruşturma dosyasını inceleme talebinde bulunmuş, ancak Avukat tarafından, tarafın iznini içeren imzalı dilekçesinin sunulmadığı gözetilmeksizin, merciince yapılan itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olup,
Yargıtay 3. Ceza Dairesi E:2020/21105, K:2020/13935
- Ceza Muhakemesi Kanunu 157. Madde
- Soruşturmanın Gizliliği
1) Soruşturma evresinin gizli olduğu, şüpheli müdafii ya da katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişi vekilinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla soruşturmadan bilgi alması veya soruşturma evrakını inceleyebilmesi için müdafii veya vekili olduğunu beyan ettiği şahıslarla ilgili UYAP’ta kaydının bulunması ya da müdafi veya vekil sıfatını aldığına dair bir görevlendirme yazısı ya da vekaletnameyi Cumhuriyet savcılığına ibraz etmesi gerektiği,
2) Avukatın, lehine inceleme yapmak istediği şahısla ilgili UYAP kaydı, müdafi veya vekil sıfatını aldığına dair bir görevlendirme yazısı ya da vekaletnamesinin bulunmadığı hallerde;
a) Avukat tarafından, soruşturma dosyasının hangi tarafı ile ilgili inceleme yapılmak istendiğine dair kendisinin imzalı beyanını içeren dilekçesi ve ekinde baro kimlik belgesinin bir örneği ile ön büro veya Cumhuriyet savcılığı soruşturma bürosuna başvuruda bulunabileceği,
b) Avukat tarafından, tarafın iznini içeren imzalı dilekçesi ile kendi dilekçesi ve baro kimlik belgesi örneği ile birlikte dosya inceleme talebinde bulunabileceği,
c) Avukatın tarafın inceleme izin dilekçesinin aslı kendisinde bulunuyor ise suretini onaylayarak adli mercilere sunabileceği, aslı kendisinde bulunmayan taraf dilekçesini sunmasının 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 56 . maddesine aykırılık teşkil edeceği,
d) Soruşturma dosyasında kısıtlama kararı bulunuyor ise ilgili tarafın katılma hakkının bulunduğu işlemler ile bilirkişi raporlarının söz konusu avukatın incelemesine sunulabileceği,
3) Tüm bu işlemlere dosya inceleme tutanağında yer verilmesi ve taraflar ya da müdafi veya vekiller tarafından sunulan dilekçeler ile eklerinin taranarak UYAP sistemine aktarılması gerektiği…”
Yukarıda ifade edilen kanuni düzenlemeler, içtihatlar ve görüş yazısı birlikte değerlendirildiğinde, genel olarak soruşturma evresinin gizli olduğu, gizlilikten anlaşılması gerekenin ise suçun işlenmesinden kamu davası açılıncaya kadar geçen sürede şüpheli/şüphelilerin gecikmeksizin tespiti, kaçmalarının önlenmesi ve suçla ilgili delillerin eksiksiz toplanarak kamu davasının açılabilmesi imkânınının sağlanması olduğu, şüpheli müdafii ya da katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlunun vekili olan avukatın soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla soruşturma evrakını inceleyebileceği, ancak bunun için de avukatın müdafi veya vekil olduğuna dair UYAP sisteminde kaydının bulunması ya da görevlendirme yazısı veya vekâletname ibraz etmesi gerektiği, vekaletname ya da görevlendirme yazısı olmadan sadece mahkemelerdeki dava dosyaları ile icra dairelerindeki takip dosyalarının incelenebileceği, soruşturma dosyalarının ise incelenemeyeceği, nitekim bu hususun 1136 sayılı Kanun’un 46. maddesinin ikinci fıkrasında vekâletname ibraz etmeyen avukata dosyadaki kağıt veya belgelerin örneği veya fotokopisinin verilmeyeceği belirtilerek açıkça düzenlendiği, öte yandan bir kişinin sırf avukat olmasının müdafi veya vekile tanınan tüm haklardan yararlanması anlamına gelmeyeceği, aksi düşüncenin kabulü halinde her avukatın istediği soruşturma dosyasını inceleyebileceği anlamına gelecektir ki bu husus soruşturmanın gizliliği, masumiyet karinesi, kişilerin lekelenmeme hakkı ve kişisel verilerin korunması ilkelerine aykırı olması nedeniyle kabul edilemez olduğu, bu durumlarda dosyaların incelenebilmesi savcıların takdirinde olduğu, savcıların dosya inceletmeme yetkilerinin itiraza tabi olmadığının gözetilmemesinde,
Kabule göre de; Avukatın 06.02.2020 tarihli dilekçesinde soruşturma dosyasını inceleme talebinde bulunmuş, ancak Avukat tarafından, tarafın iznini içeren imzalı dilekçesinin sunulmadığı gözetilmeksizin, merciince yapılan itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü: 5271 sayılı CMK’nın 158. maddesine göre savunma hakkına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemlerinin gizli olduğu hükmü ile aynı Kanun’un 137. maddesinin “şüpheli ve müdafisinin soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebileceğine ilişkin hüküm ve anılan Kanun’un 2. maddesinde müdafinin, şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde; ancak şüpheli veya sanığın baro tarafından atanan veya vekalet sözleşmesi olan avukatın müdafi sayılması, dosyayı inceleme yetkisinin de yalnızca şüpheli veya müdafiye tanınması her avukata böyle bir yetkinin verilmemiş olmasına göre itirazın reddine karar verilmesinde isabet yoktur.