Ceza Muhakemesi Kanunu 141. Madde
Tazminat İstemi
1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;
a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,
b) Kanuni gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan,
c) Kanuni hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,
d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,
e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,
f) Mahkum olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,
g) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan,
h) Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,
i) Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,
j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,
k) (Ek: 11/4/2013-6459/17 md.) Yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmayan, Kişiler, maddî ve manevi her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.
2) Birinci fıkranın (e) ve (f) bentlerinde belirtilen kararları veren merciler, ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildirirler ve bu husus verilen karara geçirilir.
3) (Ek:18/6/2014-6545/70 md.) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.
4) (Ek:18/6/2014-6545/70 md.) Devlet, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hakimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl içinde rücu eder.
Ceza Muhakemesi Kanunu 141. Madde Gerekçesi
Usul kurallarına uymama veya keyfi adli işlemler nedeniyle, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişilerin uğrayabilecekleri maddî veya manevi zarar hâllerini, maddenin 1 ila 8 numaralı bentleri teker teker göstermektedir. Bu haller gerçekleştiğinde zarar gören kişiler Devleti dava etmek ve zararlarının giderilmesini istemek hakkına sahiptirler. Maddi tazminat istemini haklı kılan hâller şunlardır:
Kişinin:
- Kanunların belirlediği koşullar dışında yakalanması veya tutuklanması yahut tutukluluğunun devamına karar verilmiş olması,
- Yasal gözaltı süresi içinde hakim huzuruna çıkarılmaması ve böylece 131. maddenin gereklerinin yerine getirilmemiş olması,
- Yasal hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanması,
- Tutuklandıktan sonra makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmaması veya makul süre içinde hüküm verilmemesi,
- Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatine karar verilmiş olması,
- Mahkûm olduktan sonra, hükümlülük süresinin gözaltı ve tutuklulukta geçirilen süreden az olması veya kişinin sadece para cezası ile mahkûmiyetinin hukuken zorunlu olması,
- Yakalama veya tutuklama nedenlerinin ve suçlamalarının kendisine yazılı veya olanaklı bulunmadığı hâllerde sözlü olarak açıklanmaması,
- Yakalanması veya tutuklanmasının yakınlarına bildirilmemiş olması.
Yukarıda 1 ile 6 numaralı bentlerde belirtilen hallerde, usulsüz işlemlere muhatap olmuş veya bu gibi hallerle karşılaşmış bulunan kişi, uğradığı her türlü maddi ve manevi zararlarını Devletten dava etmek, isteyebilmek hakkına sahip olacaktır. 7 ve 8 numaralı bentlerde ise manevî zararlarını istemek ve dava etmek hakkını kullanabilecektir. Maddenin son fıkrasına göre 5 ve 6 numaralı bentlerde belirlenen kararları veren merciler, esas kararları verirken ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildireceklerdir; bu husus karara ayrıca geçirilecektir.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
Ceza Muhakemesi Kanunu 141. Madde Tazminat İstemi Emsal Kararlar
Yargıtay 6. Ceza Dairesi E:2021/4902, K:2021/20598
- Ceza Muhakemesi Kanunu 141. Madde
- Tazminat İstemi
Sanık müdafinin, temyiz itirazının sanık hakkında verilen beraat hükmünde, CMK 141/1-e ve 141/2. maddelerine göre tutuklu ve gözaltı sürelerine ilişkin tazminat isteme hakkının belirtilmemiş olması gerekçesi ile sınırlı olarak yapıldığı anlaşılmakla, temyiz incelemesinde,
Kanuna uygun olarak yakalandıktan ve tutuklandıktan sonra hakkında beraatine karar verilen sanık hakkında CMK’nın 141/1-e ve 141/2 madde ve fıkraları uyarınca tazminat hakkının bulunduğunun bildirilerek karara geçirilmemesi, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak bozulmasına, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasına “Kanuna uygun olarak yakalandıktan ve tutuklandıktan sonra hakkında beraatine karar verilen sanık hakkında CMK’nın 141/1-e ve 141/2 madde ve fıkraları uyarınca tazminat hakkının bulunduğunun bildirilmesine” şeklinde ekleme yapılmak suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin düzeltilerek onanmasına, 29/12/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2021/7865, K:2021/9030
- Ceza Muhakemesi Kanunu 141. Madde
- Tazminat İstemi
Davacının Bafra Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu esnada tedavi için sevk edildiği Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji bölümündeki hastane odasına yasak eşya soktuğu gerekçesiyle Samsun E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunca verilen 12 gün hücre ve 1 aylık disiplin cezasının Samsun İnfaz Hakimliğinin 2013/223 Esas sayılı kararı ile onandığını, ayrıca aynı suç nedeniyle davacı hakkında Samsun 6. Asliye Ceza Mahkemesine açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda 2013/440 Esas ve 2014/546 sayılı kararı ile beraat ettiğini, suçsuz olduğu halde 12 günlük hücre ve 1 aylık disiplin cezası ile cezalandırıldığını, bu sebeple denetimli serbestlik tedbirinden de faydalanmadığını, tahliye tarihinden 1 yıl 2 ay sonra tahliye olduğu için maddi ve manevi zarara uğradığından, davacı lehine haksız tutukluluk sebebiyle 20.000,00 TL manevi tazminat ve 13.000,00 TL maddi tazminat talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, disiplin cezası ve infaz hukukuna ilişkin aykırılıkların CMK 141.ve devamı maddelerinde tahdidi olarak sayılmış bulunan koruma tedbirlerinden olmadığı gibi ceza yargılamasında beraat edilmesinin disiplin hukuku açısından disiplin cezası verilmesine de engel teşkil etmediğinden, hukuki dayanaktan yoksun olan talebin reddine hükmedildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tazminat istemine ilişkin CMK’nın 141. maddesinde suç soruşturması ve kovuşturması sırasında gerçekleşen koruma tedbirlerindeki hukuka aykırılıklar yönünden bu kanun hükümlerine göre tazminat istenebileceği belirtilerek tazminat istenebilecek hallerin tahdidi şekilde sıralandığı, davacının Bafra Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu esnada tedavi için sevk edildiği Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji bölümündeki hastane odasına yasak eşya soktuğu gerekçesiyle Samsun E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunca verilen 12 gün hücre ve 1 aylık disiplin ile cezalandırıldığını, bu sebeple denetimli serbestlik tedbirinden de faydalanmadığı nedeniyle tazminat istemine ilişkin davanın gereğinin takdirinin idari yargı görev alanında kaldığı ve bu mahkemeler önünde tazminat isteminde bulunulabileceği gözetilip; görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak bozulmasına, 20.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E: 2019/9732, K:2021/3201
- Ceza Muhakemesi Kanunu 141. Madde
- Tazminat İstemi
Tazminat talebinin dayanağı olan … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/388 Esas – 2015/410 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama suçundan 29.08.2015-15.12.2015 tarihleri arasında 108 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 23.12.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacı hakkında net asgari ücret üzerinden maddi tazminata hükmedilmiş olması karşısında hesaplamada hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılamayacağının dikkate alınmaması suretiyle maddi tazminatın eksik tayini ve nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, temyiz eden sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır. Gerekçeli karar başlığında, ”Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” olan dava türünün ”5271 Sy. CMK. 141 maddesi uyarınca tazminat talebi” olarak yazılması ve ”14.03.2016” olan dava tarihinin gösterilmemesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Davacının 6.500,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 3.146,91 TL maddi, 3.500,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargıtay 12., Ceza Dairesi E:2019/3898, K:20221/2097
- Ceza Muhakemesi Kanunu 141. Madde
- Tazminat İstemi
Tazminat talebinin dayanağı olan Ankara 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/508 Esas 2015/94 Karar sayılı dosya kapsamında, davacının görevi yaptırmamak için direnme, hakaret ve 2911 sayılı kanuna muhalefet suçundan 11/04/2010 – 12/04/2010 tarihleri arasında 2 gün gözaltında kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 24/04/2015 tarihinde kesinleştiği, gözaltı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 5.000,00 TL manevi tazminatın yakalama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece davacı vekili tarafından dava dilekçesine ekli olarak sunulan 28/05/2010 tarihli vekaletnamede tazminat davası açılması hususunda özel yetkinin bulunmadığı, CMK 141. madde ve devamı maddelerinden dolayı açılacak tazminat davalarında vekaletnamede özel yetki şartının bulunması gerektiği, bunun eksikliğinin dava şartı eksikliği doğuracağı anlaşıldığından davanın reddine hükmedildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
- Davacı vekilinin dava dosyasına sunduğu Ankara 11. Noterliğinin 28.05.2010 tarih, 006203 yevmiye numaralı genel vekaletname ile dava açtığı, 5271 sayılı kanun gereğince tazminat davası açma hususunda vekaletnamede ayrıca özel yetki bulunmasının zorunlu olmadığının anlaşılması karşısında; yargılamaya devamla esas hakkında bir hüküm kurulması gerekirken vekaletnamede tazminat davası açılması hususunda özel yetki bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi,
- Gerekçeli karar başlığında dava türünün “koruma tedbirleri nedeni ile tazminat” yerine “Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat” olarak gösterilmesi ve “03/07/2015” olan dava tarihinin “29/06/2015” olarak gösterilmesi kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak bozulmasına, 01.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2019/3969, K:2021/2087
- Ceza Muhakemesi Kanunu 141. Madde
- Tazminat İstemi
Tazminat talebinin dayanağı olan Harran Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/30 Esas 2014/168 Karar sayılı dosya kapsamında, davacının bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan 02/01/2013 – 06/05/2013 tarihleri arasında 4 ay 4 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 14/07/2014 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece Harran Asliye Ceza Mahkemesinin 01/04/2014 tarih ve 2013/30 esas, 2014/168 karar sayılı dava dosyası incelendiğinde kararın davacı vekilinin yüzüne karşı tefhim edildiği ve 18/04/2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği, davanın ise davacı vekili tarafından 01/06/2015 havale tarihli dilekçe ile açıldığı, davanın 5271 sayılı CMK’nın 142/1. maddesi gereğince süresinde açılmadığından bahisle reddine hükmedildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
- Tazminat isteminin dayanağı olan Harran Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/30 Esas 2014/168 Karar sayılı beraat hükmü, davacı (sanık) müdafinin yüzüne karşı verilmekle birlikte davacının dolandırıcılık suçundan beraat ettiği ve karar içeriğine göre katılanların da bulunduğu ancak kararın katılanların yokluğunda verildiği dikkate alınarak yokluklarında verilen kararın katılanlara hangi tarihte tebliğ edildiği dolayısıyla kesinleşme şerhinde kesinleşme tarihi olarak belirtilen tarihin doğru olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre davanın 5271 sayılı CMK 141/2. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının tespiti gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile beraat hükmünün davacının müdafinin yüzüne karşı verildiği gerekçesiyle süresinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi,
- Gerekçeli karar başlığında dava türünün “koruma tedbirleri nedeni ile tazminat” yerine “Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat” olarak gösterilmesi, kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak bozulmasına, 01.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2019/3790, K:2021/1734
- Ceza Muhakemesi Kanunu 141. Madde
- Tazminat İstemi
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış, UYAP üzerinden yapılan sorguda mükerrer davanın bulunmadığının belirlenmesi karşısında; herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma isteyen görüşlere iştirak edilmemiş, ”Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” olan dava türünün gerekçeli karar başlığında ”5271 S. CMK. 141 Maddesi Uyarınca Tazminat Talebi” olarak yazılması ve “03/09/2015” olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin davanın reddi gerektiğine, karşı vekalet ücreti istemine, manevi tazminat miktarlarının fazla olduğuna, davacı vekiline vekalet ücreti olarak dilekçe yazım ücreti verilmesi gerektiğine, usul ve yasaya aykırı karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Geliri ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının, bahse konu döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak 4.595,28 TL’nin gelir kaybı olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak bu miktarın üstünde kalacak şekilde ”7.168,03” TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca bozulmasına, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının maddi tazminat miktarının 4.595,28 TL’ye indirilmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak düzeltilerek onanmasına, 22.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.