Ceza Muhakemesi Kanunu 127. Madde (CMK)

ceza muhakemesi kanunu 127 madde

Ceza Muhakemesi Kanunu 127. Madde

Elkoyma Kararını Verme Yetkisi

  1. Hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri, elkoyma işlemini gerçekleştirebilir.
  2. Kolluk görevlisinin açık kimliği, elkoyma işlemine ilişkin tutanağa geçirilir.
  3. Hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi, yirmi dört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını elkoymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde elkoyma kendiliğinden kalkar.
  4. Zilyetliğinde bulunan eşya veya diğer malvarlığı değerlerine elkonulan kimse, hakimden her zaman bu konuda bir karar verilmesini isteyebilir.
  5. Elkoyma işlemi, suçtan zarar gören mağdura gecikmeksizin bildirilir.
  6. Askeri mahallerde yapılacak elkoyma işlemi, Cumhuriyet savcısının nezaretinde askeri makamların katılımıyla adli kolluk görevlileri tarafından yerine getirilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle de askeri makamların katılımıyla adli kolluk görevlileri tarafından elkoyma işlemi yapılabilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu 127. Madde Gerekçesi

İspat aracı olarak yararlı görülen veya müsadereye tabi eşyayı yanında bulunduran kişi bunu rızası ile teslim etmediği takdirde bu tür eşyaya zor kullanılarak elkonulabileceği yukarıdaki maddelerde belirtilmiştir. Maddede bu eşyaya hangi merciin kararı ile elkonulacağı gösterilmektedir. Maddenin birinci fıkrasına göre, zor kullanarak elkoymaya esasta hakim karar verecektir. Kişinin rızası olmadan eşyasına elkonulması o eşya üzerindeki tasarruf hakkını kaldırmış olacağından, zorla elkoymaya hakim karar vermelidir. Diğer yönden elkoyma, delilleri koruma açısından önemli olduğu için, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının emri ile zor kullanarak elkoyma işlemini gerçekleştirebileceklerdir. Elkoyma ile ilgili düzenlenecek tutanağa bu işlemi yapan kolluk görevlisinin açık kimliği yazılacaktır. Elkoyma hakim kararı olmadan, yetkili merciin başka bir ifadeyle Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle gerçekleştirilmiş ise bu karar yirmi dört saat içinde hakimin onayına sunulacaktır. Onaya sunma durumunda hakimin kararını elkoymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklayacağı aksi hâlde elkoymanın kendiliğinden kalkacağı da birinci fıkrada ayrıca belirtilmek suretiyle 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunla Anayasanın 20. maddesinde yapılan değişikliğe uygulama yeteneği kazandırılması amaçlanmıştır. (5353 sk değ.)119. maddenin birinci fıkrasıyla paralellik sağlamak üzere 127. maddenin birinci fıkrası değiştirilmiştir.

Buna göre, gecikmesinde sakınca bulunan ve Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan hallerde adli kolluk amirinin yazılı emriyle de elkoyma işlemi yapılabilecektir. Üçüncü fıkradaki değişiklik, birinci fıkradaki değişikliğin zorunlu bir sonucudur. Böylece adli kolluk amirinin elkoymaya ilişkin yazılı emri de hakim onayına tabi kılınmıştır. Son fıkradaki “hakim veya” ibaresi, 119. maddenin son fıkrasındaki değişikliğe paralel olarak ve aynı gerekçeyle metinden çıkarılmıştır. Hâkimin kararı olmaksızın yapılan elkoyma işleminin, birinci fıkrada belirtilenler dışında hangi hâllerde hakimin onayına sunulacağı hangi hallerde hâkimden bu hususta bir karar vermesinin istenebileceği maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında gösterilmiştir. Elkoyma işlemi sırasında ilgili kişi veya bunun ayırt etme gücüne sahip hısımlarından birinin hazır bulunmadığı veya bunlardan biri veya avukatı hazır bulunup da elkoyma işlemine karşı çıktığı takdirde, elkoyma işlemi yirmi dört saat içinde hâkimin onayına sunulacaktır.

Maddenin üçüncü fıkrasında, elkonulan eşya yanında bulunan kişi, kendi nezdindeki eşyaya elkonulduğu, dolayısıyla tasarruf yetkisinin kaldırılmasından etkilendiği için, hâkime başvurarak bu hususta yani elkoymanın gerekip gerekmediği hakkında bir karar vermesini isteyebilecektir. Maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen hâllerde:

  1. Kamu davası açılmış ise karar verme yetkisi, kuşkusuz kamu davasına bakan hâkim veya mahkemeye aittir.
  2. Henüz kamu davası açılmamış ise karar verme yetkisi, elkoyma işleminin yapıldığı yerin sulh ceza hakimine ait olacaktır.

Kamu davası açıldıktan sonra da, delillerin korunmasının zorunlu olduğu hâllerde, Cumhuriyet savcısı ve bunların yardımcısı sıfatıyla emirlerini yerine getirmeye memur olan kolluk görevlileri tarafından bir kısım eşyaya elkonulabilecektir. Bu takdirde davaya bakan hâkim veya mahkemeye hemen ve her halde en geç yirmi dört saat içinde bilgi verilecek ve eşya, hakim veya mahkemenin emri gereğince işleme tâbi tutulmak üzere hazır bulundurulacaktır. Maddenin beşinci fıkrası bu hususu düzenlemektedir. Maddenin altıncı fıkrası ise askerî mahalde yapılacak elkoymaya ilişkin hükümleri düzenlemektedir: “Askerî mahal” başta Anayasa olmak üzere mevzuata girmiş bir kavramdır. Anayasanın 145. ve Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun 9. maddelerinde, asker kişilerin “askerî mahallerde” işledikleri suçlara da askerî mahkemelerde bakılacağı belirtilmiştir. Bu hâle göre askerî yargının görevinin belirlenmesinde yasal esaslardan biri olan “askerî mahal” uygulamada yerleşmiş bir deyim olup, bugüne kadar askerî yargı ve uyuşmazlık mahkemesi kararlarında açıklığa kavuşmuş ve herhangi bir tereddüde neden olmamıştır. 4/1/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk  Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 12. maddesinde tarif edilen, kıt’a, taktik birlik, idarî birlik, karargâh ve askerî kurumlar ile aynı Kanunun 51. maddesinde açıklanan kışla ve benzeri yerler bu nitelikleri bakımından askerî mahallerdir. Aynı Kanunun 100. maddesinde askerî mahal olma durumları uygulamada tereddütlere neden olabileceği düşünülen “orduevleri, askeri gazinolar ve kışla gazinoları”nın da askerî bina olup askerî mahal niteliğini haiz olduğu açıklanmıştır. Öte yandan, 9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununun 21. maddesinin son fıkrasında, Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı askerî mahaller açıklanmıştır.

  • İlgili Makale: 
  • 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin: 


ceza muhakemesi kanunu 127 madde cmk
ceza muhakemesi kanunu 127 madde cmk

Ceza Muhakemesi Kanunu 127. Madde Elkoyma Kararını Verme Yetkisi Emsal Kararlar

Yargıtay 7. Ceza Dairesi E:2020/4296, K:2021/2557

  • Ceza Muhakemesi Kanunu 127. Madde
  • Elkoyma Kararını Verme Yetkisi

Şüphelinin tezgah altında ele geçirilen, TAPDK bandrolü bulunmayan ve 5607 sayılı Kanunun 3/5. maddesi gereğince gümrük kaçağı eşya olarak değerlendirilen 645 adet sigaranın, 5237 sayılı Kanun’un 54/4. maddesi gereğince bulundurulması ve satımı suç oluşturması nedeniyle bizatihi müsadereye tabi olduğu, bu nedenle bizatihi suç teşkil eden gümrük kaçağı eşya hakkında el koymanın onaylanması kararı alınmasının zorunlu olmadığı gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;

Yargıtay içtihatlarında ve öğretide muhafaza altına alma ile elkoyma farklı kavramlar olarak kabul edilmektedir. İspat aracı ya da müsadereye konu eşya veya malvarlığı değerlerinin rıza ile teslim edilmesi muhafaza altına alma, bu tür eşya ya da malvarlığının rıza ile teslim edilmemesi hali ise elkoyma olarak adlandırılır. Muhafaza altına almada, elkoymadan farklı olarak, eşyanın ya da malvarlığının koruma altına alınması için hakim kararına ya da Cumhuriyet Savcısı veya kolluk amirinin yazılı iznine gerek yoktur.

Somut olayda ise kolluk kuvvetleri tarafından sanığa ait işyerinde ele geçirilen suça konu sigaraların alınmasına sanık tarafından rıza gösterilmediğine ilişkin bir delil dosyada bulunmamaktadır. Dolayısıyla kolluğun yapmış olduğu müsadereye konu eşyanın muhafaza altına alınması olup, CMK’nın 127/3. madde ve fıkrası uyarınca hakimin onayına sunmaya gerek bulunmadığından yerel Mahkeme kararının sonucu itibarıyla doğru olması nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden CMUK’un 309. maddesi uyarınca kanun yararına kararın bozulmasına dair talebinin reddine, 22/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Yargıtay 16. Ceza Dairesi E:2020/7349, K:2020/6876

  • Ceza Muhakemesi Kanunu 127. Madde
  • Elkoyma Kararını Verme Yetkisi

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 5325 sayılı Kanunun 21. maddesi gereği “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğü Bozma ve Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçlarından, Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan fezlekeye istinaden Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonunda hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen şüphelinin,  Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine  Sulh Ceza Hakimliğinin 10.01.2017 tarih 2017/116 değişik iş sayılı kararı ile 5271 sayılı CMK’nın 128/1-2 ve 668 sayılı KHK’nın 3/1-ı maddelerince mal varlığına el konulması sureti ile soruşturma aşamasında uygulanan tedbirlerin kaldırılmasına yönelik Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan istemi, 3713 sayılı Kanunun kapsamına giren suçlar sebebiyle açılan soruşturmaların suçun işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüleceği ve bu kapsamda hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği de gözetilerek; 5235 sayılı Kanunun 10/1 maddesine göre yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları almakla görevli olan Sulh Ceza Hakimliğinin, etkin soruşturma ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılması zorunluluğu nazara alındığında soruşturmayı yürüten İl Cumhuriyet Başsavcılığının bulunduğu yer Sulh Ceza Hakimliği olduğunda kuşku bulunmamakla somut olay yönünden … Sulh Ceza Hakimliğinin de görev ve yetkili olduğu nazara alınmadan, Cumhuriyet savcısınca yapılan itirazın reddine dair verilen mercii kararında isabet bulunmadığından istemin kabulüne karar verilmiştir. Açıklanan sebeplerle; Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 09.08.2019 tarihli ve 2019/4320 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-a maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde icrasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 18.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Yargıtay Ceza Genel Kurulu E:2019/449, K:2019/611

  • Ceza Muhakemesi Kanunu 127. Madde
  • Elkoyma Kararını Verme Yetkisi

FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında verilen arama ve elkoyma emirleri uyarınca, sanığın iş yerinde yapılan arama sırasında suç delili barındırabileceği şüphesiyle inceleme yapılmak üzere el konulan, Yargıtay eski Üyesi olan sanığa Yargıtay üyesi olarak görevli olduğu dönemde kurum tarafından tahsis edilen Lenovo marka dizüstü bilgisayar ve bu bilgisayara takılı Seagate marka sabit disk içeriğinde herhangi bir suç ve suç unsurunun tespit edilemediği dosyada bulunan tutanak, belge ve raporlardan anlaşılmaktadır.

Söz konusu Lenovo marka bilgisayar ve bu bilgisayara takılı Seagate marka sabit disk ile adaptörün bizzat suç konusu oluşturmaması, yapılan inceleme üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda suç unsuru tespit edilemediğinin belirtilmesi, bu eşya hakkında herhangi bir müsadere talebi bulunmaması, söz konusu eşyanın Yargıtay eski Üyesi olan sanığa çalıştığı kurum olan Yargıtay Başkanlığınca görevi nedeniyle tahsis edilmesi, ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin aidiyet durumu gözetilerek mevzuat çerçevesinde değerlendirilme yapılması için Yargıtay Başkanlığına iadesine karar vermesi, sanığın ise 19.03.2019 tarihli dilekçesiyle bilgisayarın Yargıtay Başkanlığına iadesi kararının kaldırılarak şahsına teslim edilmesi gerektiğinden bahisle itiraz etmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde;

Soruşturma aşamasında suç delili tespit edilebileceğinin değerlendirilmesi nedeniyle el konulan ancak üzerinde gerekli incelemeler yapılmasının ardından suç unsuru bulunmadığı belirlenen, hakkında herhangi bir müsadere talebi olmayan söz konusu bilgisayar, adaptör ve sabit diskin, 5271 sayılı CMK’nın 131. maddesi uyarınca muhafazasına gerek kalmayan, bizzat suç konusu oluşturmaması nedeniyle de müsadereye tabi tutulmayacağı anlaşılan eşya durumunda olduğunun, sanığın eşyanın kendisine teslimine ilişkin isteminin, eşya hakkında Yargıtay Başkanlığına iadesine karar verilmek suretiyle reddedildiğinin kabulü ile bu karar karşı başvurulacak yargı yolunun 5271 sayılı CMK’nın 131. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi uyarınca itiraz kanun yolu olduğu, bu nedenle sanığın itirazının Yargıtay Ceza Genel Kurulunca incelenerek bir karar verilmesine yer olmadığına, 19.03.2019 tarihli itiraz dilekçesi ile ilgili gerekli inceleme yapılıp karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesi sıfatı ile yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

  1. Müdafisiyle birlikte hazır bulunduğu oturumda yüzüne karşı verilen karar kendisine açıklanan sanığa, ceza infaz kurumunda “okumak/almak” suretiyle yapılan gerekçeli karar tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğuna, 01.10.2019 tarihli birinci müzakerede, oy çokluğuyla,
  2. Süresi içerisinde verdiği temyiz dilekçesinde gerekçeli kararın tebliğini talep eden sanığa, 5271 sayılı CMK’nın 295. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin, tebliğden itibaren (7) gün içerisinde verilmesi gerektiğinin bildirilmesinin zorunlu olmadığına, 17.10.2019 tarihli ikinci müzakerede, oy çokluğuyla,
  3. Sanık ve müdafisinin süresi içerisinde sundukları temyiz dilekçelerinin bir temyiz nedeni içermediği, sanık müdafisi tarafından temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçe verilmediği, sanığın temyiz nedenlerini bildirdiği ek dilekçesinin ise CMK’nın 295. maddesinde öngörülen (7) günlük süreden sonra verildiği anlaşıldığından; CMK’nın 298. maddesi uyarınca, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 12.03.2019 tarihli ve 51-28 sayılı hükmüne yönelik sanık ve müdafisinin temyiz istemlerinin reddine, 17.10.2019 tarihli ikinci müzakerede oy çokluğuyla,
    Sanık ve müdafisinin salıverilme istemlerinin reddine, 17.10.2019 tarihli ikinci müzakerede oy birliğiyle,
  4. Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararın niteliğine göre, soruşturma aşamasında suç delili tespit edilebileceğinin değerlendirilmesi nedeniyle el konulan ancak bizzat suç konusu oluşturmadığı gibi içeriğinde suç unsuru da tespit edilemeyen, hakkında herhangi bir müsadere talebi de olmayan Lenovo marka bilgisayar ve bu bilgisayara takılı Seagate marka sabit disk ile adaptörün iadesine ilişkin başvurulacak yargı yolunun 5271 sayılı CMK’nın 131. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi uyarınca itiraz kanun yolu olduğu, sanığın 19.03.2019 tarihli itiraz dilekçesi hakkında itiraz mercisince inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, bu hususta Yargıtay Ceza Genel Kurulunca bir karar verilmesine yer olmadığına, 17.10.2019 tarihli ikinci müzakerede oy birliğiyle
  5. Dosyanın, ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine, oy birliğiyle karar verilmiştir.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2016/11643, K:2019/7862

  • Ceza Muhakemesi Kanunu 127. Madde
  • Elkoyma Kararını Verme Yetkisi

5271 sayılı CMK’nın “Elkoyma kararını verme yetkisi” başlığı altında düzenlenen 127. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre, hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlilerinin elkoyma işlemini gerçekleştirebileceği, aynı maddenin (3) numaralı fıkrasında da, hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işleminin, yirmi dört saat içinde görevli hakimin onayına sunulacağının, hakimin kararını elkoymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklayacağının, aksi halde elkoymanın kendiliğinden kalkacağının hükme bağlandığı; Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin “Aramada emir ya da karar kapsamı dışında elde edilen bulgular ve ele geçirilen kişiler” başlıklı 10. maddesinde, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan, ancak diğer bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse kolluk kuvvetlerince ne yapılması gerektiğinin düzenlendiği, buna göre, bu tür bir delil elde edildiğinde, delilin koruma altına alınması ve durumun Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilerek elkoyma işleminin gerçekleştirilmesi için Cumhuriyet savcısından yeni bir yazılı emir istenmesi gerektiği, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde, kolluk amirinin yazılı emriyle de elkoyma işleminin gerçekleştirilebileceği, maddenin devamında, hakim kararı olmaksızın elkoyma işleminin, yirmi dört saat içinde görevli hakimin onayına sunulacağı, hakimin, kararını elkoymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklayacağı, aksi halde elkoymanın kendiliğinden kalkacağı düzenlemelerine yer verildiği;

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, Kocaeli 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 21/07/2014 tarih ve 2014/2 değişik iş sayılı kararı ile, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca uyuşturucu madde ticareti yapma ve sağlama suçundan yürütülen soruşturma kapsamında, sanığın ikametinde uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçu ile ilgili olarak arama yapılmasına, arama sonucunda ele geçen suç eşyalarına elkonulmasına karar verildiği, anılan karara istinaden “örgütlü olarak uyuşturucu madde ticareti yapmak” suçuna ilişkin delillerin elde edilebilmesi amacıyla kolluk kuvvetlerince sanığın ikametinde arama yapıldığı ve arama işleminin 22/07/2014 tarihi, saat 07:02 itibariyle düzenlenen tutanağa bağlandığı, arama sonucunda, 2863 sayılı Kanun kapsamında bir adet eser ele geçirildiği, Cumhuriyet savcısı ile görüşme tutanağının ise aynı tarih, saat 09:00 itibariyle düzenlendiği ve imzasız olduğu, tutanakta Cumhuriyet savcısı tarafından, arkeolojik eser ile ilgili olarak ayrıca tahkikat evrakı düzenlenmesi ve bu konu ile ilgili de ifadesinin alınması şeklinde talimat verildiğinin kaydedildiği anlaşılmakla;

Yukarıda kısaca özetlenen kanun ve yönetmelik hükümleri gereğince, Kocaeli 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 21/07/2014 tarih ve 2014/2 değişik iş sayılı kararına istinaden uyuşturucu madde ele geçirmek için yapılan aramada suça konu kültür varlığı bulunduğunda, bunların koruma altına alınarak derhal Cumhuriyet savcısına bilgi verilmesi ve elkoyma işleminin gerçekleştirilebilmesi için Cumhuriyet savcısından yazılı emir istenmesi, ardından hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işleminin yirmi dört saat içinde görevli hakimin onayına sunulması gerektiği, ancak, somut olayda bunların hiçbirinin yapılmadığı ve kültür varlıklarına yönelik elkoymanın hakim onayına sunulmadığı, dolayısıyla Kocaeli 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 21/07/2014 tarih ve 2014/2 değişik iş sayılı kararına dayanılarak yapılan elkoyma hukuka uygun olmadığından, elde edilen delillerin hükme esas alınmasının da mümkün bulunmadığı, sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartının, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte hukuka uygun olarak elde edilmiş delillerle ispat edilebilmesi olduğu, bu itibarla, hukuka uygun olmayan elkoyma işlemi sonucunda ele geçen delillerin hükme esas alınamayacağı anlaşılmakla; atılı suçtan sanığın beraatine ve dosyada yalnızca davanın tarafı konumundaki Müze Müdürlüğü bilirkişileri tarafından düzenlenen rapor bulunmakla; suça konu eşyanın 2863 sayılı Kanun kapsamında kalıp kalmadığının tespiti için bağımsız bilirkişi raporu aldırılarak, anılan yasa kapsamında kalması durumunda suça konu kültür varlığının, 2863 sayılı Kanunun 75. maddesi uyarınca müzeye teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi, kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak bozulmasına, 27/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Ceza Muhakemesi Kanunu 127. Madde Hakkında Emsal Karar Aramak İçin: https://karararama.yargitay.gov.tr/ 

Yorum Gönderin

istanbul icra mahkemesi

İstanbul İcra Mahkemesi Adres ve Telefon Bilgileri

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

adli yardim ucretsiz avukat

Adli Yardım (Ücretsiz Avukat)

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

gorevde yukselme davalari

Görevde Yükselme Davaları

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

X
kadim hukuk ve danışmanlık