Boşanma davasında kadının hakları nelerdir? Bu soru boşanacak her kadının merak ettiği konulardan biridir. Evlenmenin gerçekleşmesi ile kurulan evlilik birliği her ne kadar sürekli hayat ortaklığına yönelik olarak kurulmuş olsa da, zaman zaman evlilik birliğinin gerekliliklerine riayet edilmemesi durumunda evlilik birliği zarar görmekte ve telafisi mümkün olmayan bir mertebeye varılmasının nihayetinde evlilikler boşanma ile son bulmaktadır. Boşanma birçok toplumda olduğu gibi maalesef ülkemizde de bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. TÜİK verilerine göre ülkemizde boşanan çiftlerin sayısı 2021 yılında 175 bin 779 iken 2022 yılında 180 bin 954 olmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile boşanma davasında tarafların neler talep edebilecekleri ve hangi hususlara dayanarak dava açılabileceğine dair düzenlemeler yapılmıştır. TMK düzenlemelerine göre boşanma davasında kadının hakları;
- Velayet Hakkı,
- Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma Hakkı,
- Tedbir Nafakası Talep Hakkı,
- Yoksulluk Nafakası Hakkı,
- İştirak Nafakası Hakkı,
- Maddi Tazminat Hakkı,
- Manevi Tazminat Hakkı,
- Aile Konutu Şerhi Konulmasını Talep Hakkı,
- Ziynet Eşyalarının İadesini Talep Hakkı,
- 6284 Sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dan kaynaklanan Koruyucu Tedbirlerin Uygulanmasını Talep Hakkı,
- Mal Rejiminden Doğan Alacak Hakkı,
- Ortak Konutun Kendisine Tahsis Edilmesini Talep Hakkı,
- Kişisel Eşyanın İadesini Talep Hakkı,
- Ücretsiz Avukat Talep Hakkı.
Boşanma davasını açma hakkı kişiye mutlak sıkı sıkıya bağlı haklar arasında olması nedeniyle ancak eşler tarafından boşanma davası açılabilmektedir. Makalemizde genel olarak boşanma davasında kadının haklarının neler olduğuna dair inceleme yapılacak olup, boşanma davaları ve boşanma ile ilgili diğer hususlar bakımından sitemizin boşanma ve aile hukuku başlıklı yazılarından bilgi alabilirsiniz. Boşanma davasında kadının hakları konulu makalemizi iyi okumalar dileriz.
Boşanma Davasında Kadının Hakları Nelerdir?
Boşanma davasında kadının hakları şunlardır;
- Velayet Hakkı,
- Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma Hakkı,
- Tedbir Nafakası Talep Hakkı,
- Yoksulluk Nafakası Hakkı,
- İştirak Nafakası Hakkı,
- Maddi Tazminat Hakkı,
- Manevi Tazminat Hakkı,
- Aile Konutu Şerhi Konulmasını Talep Hakkı,
- Ziynet Eşyalarının İadesini Talep Hakkı,
- 6284 Sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dan kaynaklanan Koruyucu Tedbirlerin Uygulanmasını Talep Hakkı,
- Mal Rejiminden Doğan Alacak Hakkı,
- Ortak Konutun Kendisine Tahsis Edilmesini Talep Hakkı,
- Kişisel Eşyanın İadesini Talep Hakkı,
- Ücretsiz Avukat Talep Hakkı.
Boşanma Davasında Kadının Velayet Hakkı
Türk Medeni Kanunu hükmüne göre evlilik birliği devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmiş ise hakim eşlerden birine verebilir hükmü düzenlenmiştir. Kanunumuz çocukların velayetinin hangi tarafa bırakılacağı hususunda hakime takdir yetkisi tanımıştır.
Hakim velayetin kime verileceği hususunu araştırırken çocuğun menfaatini göz önüne almak zorundadır. Velayet hususunda hakim çocuğun menfaatine uygun karar vermek adına çocuğun yaşı ve çocuk ile ilgili özel bir durumun bulunup bulunmamasına göre karar verilmektedir. Hakim çocuğun menfaatine olacağı kanaatinde ise maddi durumu iyi olmayan veya boşanmada asli kusurlu olan tarafa da velayetin verilmesine hükmedebilir.
Boşanma davası ile kadın, boşanma davası sürecinde tedbiren ve kararın kesinleşmesinin akabinde kesin olarak velayetin kendisine bırakılmasını talep edebilir. Uygulamada boşanma davalarında yaşça küçük çocuğun anne şefkat, bakım ve ilgisini yaşayabilmeleri için annenin bu görevi üstlenmesinde engel bir durumu bulunmadıkça çocuğun velayetinin anneye bırakılması tercih edilmektedir.
Boşanma Davasında Kadının Çocuk İle Kişisel İlişki Kurulmasını Talep Hakkı
Boşanma davası sonucunda velayet boşanan eşlerden hangisine bırakılmış ise velayet sadece tarafa ait olmaktadır. Mahkeme tarafından ortak velayete hükmedilmesi de mümkündür. Ancak velayet yetkisinin tek eşe verildiği durumlarda diğer eşin velayet hakkı sona ermektedir. Velayet hakkı sona eren tarafın mahkemeden çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını talep etmesi en doğal hakkı olmaktadır. Aileler boşansalar da çocukları üzerindeki yükümlülükleri devam etmektedir.
Anayasa 41/2 maddesine göre, “Her çocuk korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.” Ayrıca konu ile ilgili olarak Türk Medeni Kanunu 323. Maddesine göre, “Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.
Boşanma davasında velayet kendisine bırakılmayan kadın, Anayasa ve TMK hükümleri uyarınca mahkemeden çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını talep etme hakkına sahiptir. Hakim çocuk ile diğer tarafın kişisel ilişkisini düzenlerken bir taraftan çocuğun yaşını ve öğrenim durumunu, diğer taraftan kişisel ilişki kurulacak tarafın oturduğu yeri, mesleği göz önünde bulundurmalı ve görüşme, buluşma ve birlikte olma süre ve yerini hem anne hem babanın hem de bizzat çocuğun durumuna ve şartlarına en uygun düşecek şekilde düzenlemektedir.
Boşanma Davasında Kadının Tedbir Nafakası Talep Hakkı
Nafaka yasaların belirlediği durumlarda, genellikle zor durumda bulunan kimselere kanunda belirtilen yükümlüler tarafından verilmesi gereken yardımdır. Tedbir nafakası ise; evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin kendisi için ve müşterek çocuklar için talep ettiği nafakaya tedbir nafakası adı verilmektedir.
Boşanma davasının açılma tarihinden, dava sonuçlanıncaya ve mahkeme tarafından verilen hüküm kesinleşinceye kadar devam edecek nafakaya tedbir nafakası denilmektedir. Boşanma davası içerisinde takdir edilen tedbir nafakası, boşanma ile ilgili kararın kesinleşmesi ile sona ermektedir. Boşanma davasında kadın kendisi ve müşterek çocukları için mahkemeden dava sonuçlanıncaya kadar ödenmek üzere tedbir nafakasına hükmetmesini talep edebilir. Mahkeme tarafından kadının ve çocukların ihtiyaçları ayrıca erkeğin ekonomik durumu göz önüne alınarak uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmedilebilir.
Boşanma Davasında Kadının Yoksulluk Nafakası Talep Hakkı
Türk Medeni Kanunu 175. Maddesi ile “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” düzenlemesi yapılmıştır. Türk Medeni Kanunu 175. Maddesine göre yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için bulunması gerekenler;
- Boşanmaya karar verilmesinin akabinde kararın kesinleşmiş olması,
- Taraflardan birinin talep etmiş olması,
- Talep eden tarafın boşanma sebebiyle yoksulluğa düşüyor olması,
- Nafaka talep eden eşin kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekmektedir.
Boşanma davasında da boşanma kararı ile yoksulluğa düşen kadın mahkemeden yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep edebilir. Mahkemece kadının talebi neticesinde gerekli incelemeler yapılarak ve erkeğin mali durumu dikkate alınarak uygun bir miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilir.
Türk Medeni Kanunu 176/3. Maddesine göre, “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkmaktadır. Alacaklı tarafın evlenme olmadan fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. “ hükmü verilmiştir.
Boşanma Davasında Kadının İştirak Nafakası Talep Hakkı
Çocukların bakımına katkıda bulunmak üzere diğer eş tarafından ödenecek olan nafaka türüne iştirak nafakası adı verilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 182/2 maddesinin son cümlesine göre, “Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” Hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile velayet hakkı kendisine verilmeyen eşin çocuklar için ödeyeceği nafakayı düzenlemektedir. Zira tarafların boşanmış olması, velayet kendisine verilmemiş olan anne ya da babanın çocuğun bakım giderlerine katılma yükümlülüğüne son vermez. İştirak nafakası belirlenirken,
- Çocuğun ihtiyaçları,
- Çocuğun yaşı,
- Anne ve babanın ekonomik durumu,
- Günün ekonomik koşulları dikkate alınır.
Boşanma davasında kadın çocuğun velayetinin kendisinde bırakılması ile çocuğun giderlerinin karşılanmasını sağlamak adına mahkemeden iştirak nafakasına hükmedilmesini talep edebilir. Mahkemece erkeğin mali durumu ve çocuğun menfaatleri dikkate alınarak uygun bir iştirak nafakası miktarına hükmedilir. İştirak nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile ödenmeye başlanır ve kural olarak çocuk ergin olunca sona erer.
Boşanma Davasında Kadının Maddi Tazminat Talep Hakkı
Türk medeni Kanunu 174/1 maddesine göre; “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Kanun koyucu uygun bir tazminatın belirlenmesinde hakime takdir yetkisi vermektedir. Hakim tazminat miktarının belirlenmesinde uğranılan zarara, davalının kusurunun ağırlığına ve ekonomik durumlarına bakacaktır. Kanunda belirtilen tanıma göre maddi tazminat talep edilebilmesi için gereken şartlar;
- Tazminat isteyen tarafın kusursuz veya daha az kusurlu olması,
- Davalının kusurunun mevcut olması,
- Tazminat isteyen tarafın mevcut veya beklenen bir menfaatinin boşanma yüzünden zedelenmiş olmasıdır.
Boşanma davasında kadın kusursuz veya daha az kusurlu olması halinde maddi tazminat talep edebilir. Hakimin tazminat miktarını takdir ederken dikkat ettiği hususlar;
- Kusurun ağırlığı,
- Tarafların sosyal ve ekonomik durumları,
- Tarafların evlenme şansları,
- Tarafların ortalama yaşam süreleri,
- Tarafların yaşam seviyeleri ve geçim koşullarıdır.
Boşanma Davasında Kadının Manevi Tazminat Talep Hakkı
Türk Medeni Kanunu 174/2 maddesine göre, “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” Kanunda belirtilen tanıma göre manevi tazminat isteyebilmek için gereken şartlar;
- Tazminat talep eden eşin boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkının saldırıya uğramış olması,
- Davalının boşanmada kusurlu olmasıdır.
Kanun koyucu uygun bir tazminatın belirlenmesinde hakime takdir yetkisi vermektedir. Hakim tazminat miktarını, saldırının ağırlığına, tarafların ekonomik durumlarına ve kusur derecesine göre belirleyecektir. Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde dikkat edilen manevi tazminat talep eden tarafın zenginleşmesine yol açmayacak miktarın tespit edilmesidir.
Boşanma davasında kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın, eşinin boşanmada kusurlu olması halinde manevi tazminat talebinde bulunabilecektir. Manevi tazminat talep eden kadının karşı taraftan daha az kusurlu veya kusursuz olması gerekmektedir. İki tarafın kusurlarının eşit olması durumunda manevi tazminata hükmedilmemektedir.
Boşanma Davasında Kadının Aile Konutu Şerhi Konulmasını Talep Hakkı
Aile konutu eşlerin beraber seçerek varsa çocuklarıyla birlikte içinde yaşadıkları ortak konuttur. Türk Medeni Kanunu 194. Maddesi hükmüne göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.” düzenlemesi yapılmıştır.
Boşanma davasında kadın ortak konuta aile konutu şerhi konulmasını talep edebilir. Aile konutu şerhi ile boşanma davasında eşin evi tasarruf yetkisi kısıtlanarak kadının hakları koruma altına alınmış olmaktadır. Aile konutu şerhi ile kötüniyetli tasarruflar engellenmiş olunmaktadır. Yazlık, yayla evi, dağ evi gibi ikincil nitelikteki konutlar aile konutu sayılmamakta olup bu konutlar üzerine aile konutu şerhi konulması talepleri reddedilmektedir.
Boşanma Davasında Kadının Ziynet Eşyalarının İadesini Talep Hakkı
Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindendir. Evlenme sözleşmesinden çnce veyahut evlenme anında ya da sonrasında yapılan düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen veya nakden iadesi talep edilebilmektedir.
Boşanma davası ile birlikte kadın evlilik sırasında kendisine takılan takıların iade edilmesini talep edebilir. Burada önemli olan hususun ziynetler için ayrıca nıspi harç yatırılması gerektiğidir. Kadın düğün ile birlikte kendisine bağışlanmış olan ziynet eşyalarını evlilik süresinde kocasına bağışlamış olmadığı sürece talep edebilir. Burada talep edilen ziynet eşyalarının gram, ayar ve miktarlarının belirtilmesi ve belirtilen hususların ispat edilmesi önem arz etmektedir.
Boşanma Davasında Kadının 6284 Kapsamında Koruyucu Tedbirlerin Uygulanmasını Talep Hakkı
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un amacı şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Kapsamında talep edilebilecek tedbirler;
- İşyerinin değiştirilmesi,
- Kişinin evli olması halinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi,
- Korunan kişi bakımından hayati tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması halinde Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi,
- Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmasının önlenmesi,
- Müşterek konuttan veya bulunduğu veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi,
- Koruna kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması,
- Çocukla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması veya tümüyle kaldırılması,
- Gerekli görülmesi halinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin haller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması,
- Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi,
- Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi,
- Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi,
- Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi,
- Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu ya da uyarıcı maddenin kullanılmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığın olması halinde, hastaneye yatmak dahil, muayene ve tedavisinin sağlanması,
- Bir sağlık kuruluşuna muayene ve tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanmasıdır.
Hakim kişiler tarafından talep edilen koruma tedbirlerini dikkate alacağı gibi durumun şartları dikkate alınarak re’sen belirlediği tedbirlerin uygulanmasına hükmedebilir. Boşanma davasında şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehdidi altında bulunan kadın mahkemeden koruma tedbirlerinin uygulanmasını talep edebilir. Mahkeme tarafından talep edilen tedbirlerin yanında diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasına da hükmedilebilir. Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için şiddetin uygulandığı hususunda herhangi bir delil veya belge aranmamakta olup şiddet tehlikesine maruz kalan kadın mahkemeden talep edebilir.
Boşanma Davasında Kadının Mal Rejiminden Doğan Haklarını Talep Hakkı
Mal rejimi; eşlerin evlenmeden önce ve evlenmeden sonra edindikleri mallarda mülkiyet, tasarruf, ve yönetim hakları ile boşanma halinde bunların nasıl paylaşılacağının belirtildiği kurallar bütünüdür. Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar kanunda belirtilen mal rejimi türlerinden herhangi birini seçmemiş ise edinilmiş mallara katılma rejimini seçmiş olarak kabul edilirler ve edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde mal paylaşımı yapılır.
Boşanma davası ile birlikte kadın mal rejiminin tasfiye edilmesini talep edebilir. Mal rejiminin tasfiyesi talebi ile taraflar arasında seçilmiş olan mal rejimi çerçevesinde eğer herhangi bir seçim yapılmamış ise edinilmiş mallara katılma mal rejimi kuralları uygulanarak mal paylaşımı yapılmaktadır. Kadın boşanma davası ile birlikte mal paylaşımını talep edebileceği gibi ayrıca açacağı dava ile de, paylaşım talep edebilir.
Boşanma Davasında Kadının Ortak Konutun Kendisine Tahsis Edilmesini Talep Hakkı
Boşanma davası ile birlikte eşlerin barınmasına yönelik olarak tedbir alınması durumu ortaya çıkmaktadır. Boşanma davası açılması ile birlikte eşler ayrı yaşamaya başlarlar ve aile konutunun eşlerden birine tahsis edilmesi durumu gündeme gelir. Hakim aile konutundan yargılama süresince hangi eşin yararlanacağına karar verirken eşlerin,
- Çalışma durumlarına (İş ve mesleklerine),
- Yaş ve sağlık durumlarına,
- Çocukların hangi eş yanında kaldığına,
- Yeni ev bulmada avantajlı olma durumuna dikkat ederek ev tahsisine karar vermektedir.
Boşanma davasında kadın da mahkemeden boşanma davası sürecinde aile konutunun kendisine tahsis edilmesi talep etmesi mümkündür. Uygulamada çoğunla ev tahsisinin kadına yapıldığı görülmektedir. Ancak her boşanma durumu kendi içerisinde farklılık göstereceğinden ev tahsisi şartları dikkate alınarak hakim tarafından hakkaniyete göre karar verilecektir.
Boşanma Davasında Kadının Kişisel Eşyanın İadesini Talep Hakkı
Boşanma sürecine girmiş kişilerin kişisel eşyalar hususunda anlaşamama veya evden ayrılma durumunda kişisel eşyaların alınamaması durumunda mahkemeden kişisel eşyaların iade edilmesini talep hakkı bulunmaktadır. Kişisel eşyanın iadesi, boşanma sürecinde görüşmek istemeyen eşlerin karşılaşmak istememesi durumunda veya bir tarafın talep etmesine rağmen diğer tarafın zorluk çıkarması durumunda gündeme gelmektedir.
Boşanma davası sürecinde kişisel eşyalarını alamayan kadın mahkemeden kişisel eşyalarının iadesini talep edebilmektedir. Mahkemeden talep edilebilecek eşyalar kişiye özgülenen, kişinin kendi kullanımına ait eşyalar olmaktadır. Edinilmiş mallara katılma rejiminin bir sonucu olarak evlilik öncesinde kadına ait bulunan mallar, evlilik sırasında kadına bağışlanan mallar, kadının kendi şahsi kullanımına ait olan kıyafet, makyaj malzemesi, çanta gibi mallar kadının kişisel alı sayılır. Kadın mahkemeden kişisel eşyalarının iade edilmesini talep edebilir. Mahkeme tarafından kadının talebi neticesinde kişinin kişisel mallarını evden alabilmesi için gün belirleyerek düzenleme yapmaktadır
Boşanma Davasında Kadının Ücretsiz Avukat Talep Hakkı
Adli yardım, dava açmak isteyen ancak maddi gücü yetersiz olan kişilerin dava açma hakkından mahrum kalmaması için kişilere baro tarafından ücretsiz avukat görevlendirilmesinin yapılması ve bazı koşullar ile dava harç ve masraflarından muaf olmalarının sağlanmasıdır. Adli yardım dolayısıyla avukatlık ücreti ve dava masraflarından muaf tutulabilmek için mali açıdan dava için gerekli giderleri ödeyemeyecek durumda olmak gerekmektedir. Mali gücü bulunmayan kişiler adli yardım başvurularını adli yardım kurullarınca talep edilen gerekli belgeleri sunmak suretiyle yapabilirler.
Boşanma davası açmak isteyen ancak avukatlık ücretini ve yargılama giderlerini ödeyemeyecek olan kadınlar da adli yardımdan yararlanabilmektedirler. Kadının talep etmesi ve talebinin uygun görülmesi sonucunda kadına baro tarafından bir avukat atanmaktadır. Ayrıca adli yardım hükümleri kapsamında yargılama giderleri ve dosya masrafları da hazine tarafından karşılanmaktadır. Adli yardım hakkında baroların web sayfalarına bakabilirsiniz. https://adliyardim.adalet.gov.tr/