Anlaşmalı velayet değişikliği, çocukların kimde kalacağı, çocuklarla kişisel görüşmenin sınırlarının ne olacağı, ne aralıkla göreceği noktasında eşlerin anlaştığı durumun adıdır. Türk Medeni Kanunu’na göre, ebeveynler arasında anlaşma sağlanarak çocuğun velayetinin değiştirilmesi mümkündür. Bu süreç, velayet değişikliği davası ile yürütülür ve genellikle basit yargılama usulüne tabidir. Kanunen reşit olmayan çocukların doğumundan reşit olana kadar olduğu dönem içerisinde çocuğun anne ve baba tarafından bakılması, eğitimi, korunması, yetiştirilmesi, sahip olduğu hakları, mallarının yönetilmesine kadar hepsine velayet denilmektedir. Velayet hakkının kime ait olacağı hususu farklı ihtimallere göre değişiklik gösterebilir. Ama, velayet hakkı kural olarak birbiriyle evli ana ve babaya aittir. Buna ilişkin özellikle boşanma halinde ortaya çıkan en önemli meselelerden biri, velâyetin kime ait olacağının belirlenmesidir. Bu belirlendikten sonra ise yeni olgular meydana gelebilir.
Anlaşmalı velayet değişikliği, boşanan eşlerin ortak çocuğunun kimde kalacağı, çocukla kurulacak olan kişisel ilişki vb. hususlarda eşlerin ortak noktada bulunmasına verilen addır. Taraflar bu hususlarda daha önceden mahkeme önünde anlaşabilirler. Ancak bu anlaşmayı dahi değiştirme hakkına sahiptirler. Tarafların anlaşması velayette değişiklik yapılması için yeterli değildir. Değiştirilmiş olan yeni anlaşmanın mutlaka hakim tarafından kabulü gerekir.
Medeni Kanuna Göre Anlaşmalı Velayet Değişikliği Nasıl Yapılır?
Ebeveynlerin boşanmasıyla beraber müşterek çocuğun hayatında pek çok değişim meydana gelir. Boşanma davası süresince çocuğun üstün yararı gözetilmesi gereken en önemli husustur. Bu nedenle velayette bu süreçte çocuğun üstün yararı gözetilerek gerekli şartları taşıyan ebeveyne verilir. Dava süreci sonrasında ebeveynler velayetin değiştirilmesi gerektiği hususunda hem fikir olabilirler. Ebeveynlerin, müşterek çocuklarının daha iyi standartlarda yaşam sürmeleri için işbirliği yaparak velayet değiştirmesi gerektiğinde çözüm; anlaşmalı velayet değişikliğidir.
Bu değişikliğin yapılabilmesi için ebeveynlerin bazı adımları izlemesi gerekir. Buna göre ebeveynler; verecekleri kararlara iletişim halinde olarak ortak bir şekilde almalıdır. Belirlenen hususlarda ortak kararlar alan ebeveynler neticesinde velayet değişikliğine ilişkin bir anlaşmaya varırlar. Ancak tarafların ortak karar alması velayet değişikliği için yeterli değildir. Taraflar aldıkları kararın onaylanması için mahkemeye başvurmalıdır.
Taraflar gerekirse anlaştıkları hususlardan bir protokol ile gerekirse de mahkemede sözlü olarak anlaşmalı velayet değişikliğine dair hususları mahkemeye aktarmalıdır. Mahkeme boşanma davası sürecinde olduğu gibi burada da çocuğun üstün yararını gözeterek ileri sürülen husus hakkında değerlendirmede bulunacaktır. Mahkeme değerlendirmesi neticesinde tarafların anlaşmalı velayet değişikliğine ilişkin koşulları uygun bulursa velayet değişikliği de kesinleşmiş olur. Böylece kolay bir şekilde taraflar müşterek çocuğun velayetini ortak bir kararla değiştirebilirler.
Anlaşmalı Velayet Değişikliği Protokolü
Velayet ile ilgili konularda alınmış olan kararları boşanmış olan eşler ortak noktada bulunmak suretiyle değiştirebilirler. Ancak eşlerin yapmış olduğu değişiklikler neticesinde doğan yeni anlaşmayı yazıya dökmesi gerekir. Yazıya dökülen bu değişiklikler neticesinde anlaşmalı velayet değişikliği yazılı bir protokol halini alır. Fakat bu husus velayette değişiklik yapılması için gereken olmazsa olmaz şartlardan değildir. Nitekim tarafların bu protokolü hazırlamadığı hallerde mahkeme huzurunda bu şartları hakime beyan etmeleri de mümkündür.
Hakim kendisine beyan edilen değişiklikleri inceler. Velayette yapılan değişiklikleri hakimin uygun bulması önem taşımaktadır. Hakim yapmış olduğu değerlendirmenin neticesinde uygun bulduğu hususlarla beraber yapılan anlaşmalı velayet değişikliğini karara çevirir. Anlaşmalı velayet değişikliği protokolü ebeveynler arasında çocuk yetiştirme konusundaki anlaşmanın kesin bir belgesi niteliğindedir. Tarafların yapmış olduğu anlaşmayı bir protokol haline getirmesi her iki tarafında haklarını koruması açısından önem arz eder.
Hazırlanacak olan bu protokolde taraflar müşterek çocuğa ilişkin her hususta anlaşmaya varmaya özen göstermelidir. Çocuğun eğitim durumundan, sağlık hizmetlerine erişimine kadar pek çok hususa protokolde yer verilebilir. Bu şekilde detaylıca hazırlanan protokol tarafların uzun vadede yaşayacakları olası anlaşmazlıklarında önüne geçer. Hazırlanan anlaşmalı velayet değişikliği protokolü noterde tasdik edilerek resmi bir belge haline getirilebilir. Bu tasdik taraflarca hazırlanmış olan protokolün hukuk dünyasında daha sağlam yer edinmesi sonucunu doğurur.
Hazırlanan protokole tarafların imza atması gerekmektedir. Son aşamada taraflar hazırlamış oldukları protokolü mahkemeye sunarlar. Taraflar anlaşmalı velayet değişikliği protokolünü mahkemeye sunarken tüm belgeleri eksiksiz şekilde sunduklarından emin olmalıdır. Hakim önüne gelen protokolü inceler. Tarafların ortak olarak belirlemiş oldukları değişiklikleri onaylarsa velayet değişikliği de kesinleşmiş olur.

Velayetin Değiştirilmesi Davası
Velayet, çocuğun sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını ve bakımını anne ve/veya babanın üstlenmesi hakkı ve yükümlülüğüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 336. maddesine göre evlilik birliği içerisinde ana ve babanın birlikte kullandığı velayet, aynı madde hükmü gereğince boşanma ile mahkeme kararıyla ana veya babadan birine bırakılmaktadır. Velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan davaya ise velayetin değiştirilmesi davası adı verilir. Velayetin değiştirilmesi davasını, on sekiz yaşını doldurmamış çocuğun velayetini alamamış olan ebeveyn açabilir. Çocuğun üstün yararı veya güvenliği gibi hususlar gerektirdiğinde velayet sahibi kişi velayetin değiştirilmesi davası neticesinde değiştirilebilmektedir.
Bazen çocuğun menfaati gerektirirse velayet her iki tarafa da verilmeyebilir. Ya da velayet sahibi olan kişinin velayet hakkı kaldırılabilir. Böyle bir durumda çocuğa vasi atanır. Velayet hususu kamu düzenine ilişkin önem arz eden bir konudur. Bu konuya ilişkin verilen kararlarda hakim mutlaka çocuğun üstün yararını gözetmelidir.
Ortak velayet, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen velayet türlerinden biridir. Buna göre ortak velayet; boşanma veya ayrılık sürecinde çocukların haklarının her iki ebeveyn tarafından eşit bir şekilde paylaşılmasını sağlar. Bu sistemde ebeveynler, çocuklarıyla ilgili kararları ortaklaşa alırlar. Bununla beraber çocuğa ilişkin sorumlulukları da ebeveynler paylaşırlar. Ortak velayet durumunda çocuk, bir ebeveynle yaşarken diğer ebeveyniyle belirli sürelerde kişisel ilişkiler geliştirir.
Boşanma davalarında, ergin olmayan yani 18 yaşından küçük müşterek çocukların varlığı söz konusu olduğunda mahkemenin karar vermesi gereken önemli hususlardan biri çocuğun velayetinin hangi tarafa verileceğidir. Velayet, çocuğun sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılama ve bakımını üstlenme hakkı ve sorumluluğunu içerir. Türk Medeni Kanunu’nun 336. maddesi gereğince, evlilik birliği içerisinde ana ve babanın birlikte kullandığı velayet, boşanma durumunda mahkeme kararıyla bir tarafa devredilmektedir. Fakat uluslararası düzenlemelerle ortak velayette düzenlenmiştir. Her ne kadar hukukumuzda böyle bir düzenlemeye yer verilmiş olsa da uygulamada ortak velayete pek sık rastlanmaz. Bunun sebebi de ortak velayet kararının verilebilmesi için tarafların tüm hususlarda anlaşmış olması gerekir.
Yeniden Evlenme Nedeniyle Velayet Değişikliği
Velayet değişikliği pek çok nedenden ötürü olabilmektedir. Velayet konusu çocuk için olduğu kadar ebeveynler için de önemli bir husustur. Velayet değişikliğine neden olan durumlar çocuk tarafından olabileceği gibi ebeveynler sebebi ile de doğabilmektedir. Bu sebepler arasında velayet sebebi ebeveynin yeniden evlenmesi de görülebilir. Yeniden evlenme, ebeveynin mevcut velayet hakkını etkileyebilecek bir husustur.
Ebeveynin yeniden evlenmesi çocuğun bakımı, eğitimi gibi önemli hususların etkilenmesine neden olabilir. Velayet sahibi ebeveyn yeniden evlenmesi ile çocuğun yaşam standartlarında oluşabilecek olası değişiklikleri dikkatle gözetmelidir. Yeniden evlenme durumu mutlak bir şekilde velayet değişikliğine neden olmaz. Ancak velayet sahibi ebeveynin bu yeni evliliği çocuğun bakımı, eğitimi, sağlığı gibi önemli huşuları olumsuz bir şekilde etkiliyorsa ve mahkeme çocuğun üstün yararı gereği gerekli görürse velayet değiştirilebilir.