Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma TCK 34. maddede düzenlenmiştir. TCK 34. madde, kişinin kusur yeteneğini ortadan kaldıran bu türde sebeplerin varlığı halinde kişiye ceza verilmesinin mümkün olup olmadığını düzenlemiştir. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 34. maddesinde geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu maddenin etkisiyle kusur yeteneği ortadan kalkan veya önemli ölçüde azalan kişilerin ceza sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmektedir. Geçici nedenler veya alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma; akıl sağlığı gibi devamlılık göstermeyen ve bu düzeye ulaşmayan yalnızca geçici bir süre kişinin algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyen hallerdir. Bu nedenlerin mutlaka patalojik (hastalıklı) bir hal olması da şart değildir. TCK 34. maddenin uygulanması için alınan maddenin kendi iradenizle olmaması gereklidir.
Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisi etkisiyle suç işlenmesi durumu bir şahsi cezasızlık halidir. Bu şekilde suç işleyen kişinin kusur yeteneği söz konusu değildir. Bu nedenle cezai sorumluluğu da yoktur. CMK’nin 223/3-a maddesine göre ceza ehliyetini tam etkileyen “geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle” suç işleyen kişinin ceza ehliyeti olmadığı için hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. Bu kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanır.
Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma Nedir?
“Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma” hali, Türk Ceza Kanunu’nun “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı 2. Kısım’ının “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler” başlıklı 2. Bölümü’nde yer alan 34. maddesinde düzenlenmektedir. Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisi etkisiyle suç işlenmesi hali bir şahsi cezasızlık sebebidir. Bu şekilde suç işleyen kişinin kusur yeteneği bulunmadığından cezai sorumluluğu da yoktur.
CMK’nın 223/3-a maddesine göre ceza ehliyetini tam etkileyen “geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle” suç işleyen kişinin kusurunun bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. Bu kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanır. İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi, işlediği fiilin tüm sonuçlarından sorumludur. Bu kişi, TCK m.34’te yer alan şahsi cezasızlık sebebinden yararlanamaz. Kusurdan bahsedilebilmek için kişinin, gerçekleştirdiği davranışın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğine haiz olması gerekir. Ancak kişi, söz konusu algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyen bir şeyin etkisine bilinç veya iradesi dışında girmiş olabilir. Bu gibi durumlarda kanun koyucu, şartların varlığı halinde fail açısından kusur yeteneğinin ortadan kalktığını kabul etmiştir.
Kanun koyucu, madde metninde kusur sorumluluğunu ortadan haller olarak “geçici nedenler” ve alkol veya uyuşturucu etkisinde olmayı kusur sorumluluğu ortadan kaldıran sebepler olarak zikretmiştir. Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan ya da bu eylemle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede kaybeden kişiye ceza verilmez. Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisi etkisiyle suç işlenmesi hali bir şahsi cezasızlık sebebidir. Bu şekilde suç işleyen kişinin kusur yeteneği bulunmadığından cezai sorumluluğu da yoktur. İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi, işlediği eylemin tüm hukuki sonuçlarından sorumludur. Bu kişi, TCK m.34’te yer alan şahsi cezasızlık sebebinden yararlanamaz.
Geçici Nedenler
Kusur yeteneği ortadan kaldıran durumlardan biri olan “geçici nedenler” kavramına hangi hallerin girebileceğini önceden tespit etmek ve şu hususlar geçici nedendir demek mümkün değildir. Burada önemli olan husus, kişinin akıl sağlığı içinde bulunduğu durumun onda geçici bir süre algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldırılması veya önemli ölçüde azaltılmış olmasıdır. Örneğin kimyasal madde üretiminin yapıldığı bir tesiste çalışan kişi, kimyasal maddelerin yayılan kokunun etkisinde kalarak geçici bir süre algılama ve irade yeteneğini yitirmiş olabilir. Bu gibi durumda, kusur yeteneğinin olduğundan söz edilemez. Yine uyku hali, ateşli hastalık halleri, zehirlenme, sar’a nöbeti geçirme gibi fiziksel ve ruhsal durumlar da şartların varlığı kusur yeteneğini ortadan kaldırabilir.
Alkol veya Uyuşturma Etkisinde Olma
Alkol ve uyuşturucu maddeler de kişinin algılama ve irade yeteneğini etkilemektedir. Bu nedenle alkol ve uyuşturucu madde kullananların bir suç işlemesi halinde ceza sorumluluklarının ne olacağı TCK’da düzenlenmiştir. Ancak kanunda alkol ve uyuşturucunun bir tarifi veya tanımı yapılmamıştır. İrade dışı alınan alkol ve uyuşturucu etkisiyle kişinin kusur yeteneğinin ortadan kalkmış olması, bir hastalık hali olmayıp bu etkiyle kusur yeteneğinin, algılama ve irade yeteneğinin ortadan kalkması durumudur.
Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma – TCK 34. Madde Metni
- Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez.
- İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma – TCK 34. Madde Gerekçesi
Kişi, gerçekleştirdiği davranışın hukukî anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyen bir nedenin etkisine bilinci olmaksızın veya iradesi dışında girmiş olabilir. Örneğin, kimyasal madde üretiminin yapıldığı bir tesiste çalışan kişiler, kimyasal maddelerden yayılan kokunun etkisinde kalarak, geçici bir süre algılama ve irade yeteneğini tümüyle yitirmiş olabilir. Bu gibi durumunda, kusur yeteneğinin olduğundan söz edilemez.
Yine yatağında bebeğini emzirdiği sırada uykuya dalan anne, uykudayken bebeğin havasızlıktan dolayı ölümüne neden olabilir. Bu durumda ölüm olayının gerçekleştiği anda anneye izafe edilecek bir fiil bulunmamaktadır. Yani, uyku hâlinde iken kişi hareket yeteneğini yitirmektedir. Ancak, annenin bu ölüm neticesinden dolayı sorumluluğunu belirlerken, uyku hâlindeki davranışlarını değil, uykuya geçmeden önceki dönemde gerçekleştirdiği davranışları göz önünde bulundurmak gerekir. Anne, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, emzirmek üzere bebeğini yatağına almış ve bu esnada uyuya kalmıştır. Aynı şekilde, hipnotik telkin altına girmiş olan kişinin de bu hâldeyken hareket yeteneğinin varlığından söz edilemez.
Kişi, alkol veya uyuşturucu madde almak kastıyla hareket etmemesine rağmen, yanılarak bu maddeleri almış olabileceği gibi, alkol veya uyuşturucu madde almaya zorlanmış da olabilir. Gerek bilmeyerek gerek zorla alınan alkol veya uyuşturucu maddenin etkisindeyken işlenen suç açısından kişinin kusur yeteneği bulunmamaktadır. Ancak, belirtmek gerekir ki, geçici bir neden olarak istemeyerek alkol veya uyuşturucu madde alınması dolayısıyla failin taksirinin dahi olmaması gerekir.
Kişinin algılama yeteneğini etkileyen sistemik hastalıkları da geçici neden olarak kabul etmek gerekir. Örneğin diyabet, gebelik sonrası ortaya çıkan psikozlar ve üremi gibi hastalıklar, kişinin algılama yeteneğini ortadan kaldırabilmektedir. Kişi, önceden kararlaştırdığı suçu işlemeye başlamadan önce, isteyerek alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde alabilir. Keza, kişi herhangi bir suç işlemeyi kastetmediği hâlde, isteyerek alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde almış ve bu maddelerin etkisinde iken bir suç işlemiş olabilir. Bu durumlarda, işlediği suç açısından kişinin kusur yeteneğinin var olduğu kabul edilir.

Geçici Nedenlerle Kusur Yeteneğinin Ortadan Kalkması
Kusur yeteneğinin varlığı bakımından gerekli olan algılama ve irade yeteneğini geçici bir süre ortadan kaldıran nedenler, geçici nedenler olarak adlandırılmıştır. Geçici nedenler bir hastalık hali değildir. Herhangi bir etki ile oluşabilir. Kanunda, kişinin fiilinin hukuki sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini geçici olarak kaldırabilecek olan nedenler açıklanmamış, fakat madde gerekçesinde bazı örnekler verilmiştir. Bu nedenle, algılama ve davranışı yönlendirme yeteneğini geçici olarak kaldıran herhangi bir nedenin bu kapsamda görülmesi mümkündür.
Geçici nedenin kusuru kaldırdığının kabul edilebilmesi için, bu nedenin algılama yeteneğini tamamen ortadan kaldırması veya algılama yeteneği tam olsa dahi, davranışını yönlendirme (irade) yeteneğini önemli derecede azaltmış olması gerekir. Bu durumun varlığı, gerektiğinde tıbbi yönden incelenerek saptanabilir. Geçici nedenin algılama yeteneğini ortadan kaldıracak derecede olmaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneği üzerindeki etkisinin önemli bir dereceye ulaşmaması durumunda 34 madde uygulanamayacak ve faile suçun karşılığı olan yaptırım uygulanacaktır. Buna karşın, bu boyutlara ulaş mayan geçici bir nedenin suçun işlenmesinde etkili olduğu kanısı oluşmuşsa, cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesinde bu hususun fail yararına gözetilmesi uygun olacaktır.
Geçici nedenlere örnek olarak, çalışma ortamında bulunan bazı kimyasal maddelerin etkisi veya ateşli bir hastalığın tesiri ya da uyku hali nedeniyle bilincin yitirilmesi gösterilmektedir. Bilinç veya iradeyi etkileyen bir etkenin kusuru kaldıran geçici bir neden olarak kabul edilebilmesi için, bu nedenin meydana gelmesinde failin bir kusuru bulunmamalıdır. Fail, bu nedenin oluşmasına kusuruyla, başka deyişle kasten veya taksirle neden olmuşsa, bu neden dolayısıyla 34. maddeden yararlanamaz. Örneğin yolda uykusu gelen sürücünün aracı durdurmayıp yola devam etmesi ve uyuduğu için kazaya neden olması durumunda uyku hali geçici neden olarak kabul edilemez.
Geçici nedenlerin, suçun işlenmesinden önce var olması ya da gerçekleşmesi gerekir. Buna karşın, bir suç işlemeye karar veren kişinin fiili icra sırasında geçici bir nedenle bilincini yitirmesi ve suçu bu şekilde işlemesi durumunda 34. madde uygulanamayacak, tamamlanmış suçtan dolayı sorumlu tutulacaktır.
Alkol veya Uyuşturucu Maddenin Etkisiyle Kusur Yeteneğinin Ortadan Kalkması
- İrade Dışı Alkol veya Uyuşturucu Madde Kullanımı
İradesi dışında alkol veya uyuşturucu madde alması dolayısıyla işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli ölçüde azalmış olan kişiye ceza verilemez. Başka bir anlatımla kanunun 34. maddesi ile, irade dışı olarak alkol veya uyuşturucu madde alınmasının kusur yeteneğini kaldırabileceği kabul edilmiştir. Alkol veya uyuşturucu madde alınması sonucunda bir suçun işlenmesi durumunda 34/1. madde gereği faile ceza verilememesi için bazı koşulların ger çekleşmesi zorunludur. Bu koşular;
Alkol veya uyuşturucu maddenin irade dışı alınmış olması bu maddeler iradi veya irade dışı alınmış olabilir. Alkol veya uyuşturucu madde iradi olarak alınmış ise, 34. madde uygulanamaz. Alkol veya uyuşturucu maddenin irade dışı alınması durumunda kusur yeteneğini kaldıran bu nedenler dolayısıyla ceza verilmemektedir. İrade dışı alkol veya uyuşturucu alımı, başka kimselerin kandırıcı davranışlarıyla ya da zor kullanmaları nedeniyle olabilir. Şaka maksadıyla failin meşrubatına alkol katılması, tehdit veya cebir ile uyuşturucu aldırılması bu şekildedir. İradiliğin belirlenmesinde, alkol alınırken sarhoş olmak amacının bulunup bulunmaması önemli değildir. Kışı isteği ile ve de neme maksadıyla da olsa alkol veya uyuşturucu madde kullanmış ve arzu etmediği halde maddenin tesiri altında kalmış ise, bu kullanımın iradi olduğu kabul edilmelidir.
Bu maddelerin algılama yeteneğini ortadan kaldırması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğini önemli derecede azaltmış olması Alkol veya uyuşturucu madde kullanılması sonucunda fail, fiilinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaz hale gelmeli ya da davranışlarını yönlendirme yeteneğinde önemli ölçüde azalma meydana gelmelidir. Başka bir anlatımla, algılama ve irade yeteneğindeki bu kayıp veya azalma ile alkol veya uyuşturucu madde kullanılması arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Kişi alkol veya uyuşturucu madde kullanmış olmakla birlikte, henüz bunların tesiri gerçekleşmeden başka bir nedenle (örneğin sara krizine girdiği için) kusur yeteneğini yitirmişse 34/1.madde uygulanamaz.
Fiilin, alkol veya uyuşturucu maddenin yol açması sonucu algılama yeteneğinin kalkması ya da davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış iken işlenmiş olması Alkol veya uyuşturucu maddenin irade dışı kullanılması sonucunda kusur yeteneğini yitiren failin, eylemini bu ruhsal hal içerisinde işlemiş olması gerekir. Fail irade dışı alkol veya uyuşturucu kullanmış olmakla birlikte, eylemini bu maddelerin irade yeteneği üzerindeki tesiri azaldıktan sonra veya henüz bu maddelerin tesiri başlamamış iken işlemesi durumunda 34/1 madde uygulanmamalıdır.
- İradi Olarak Alkol veya Uyuşturucu Madde Kullanılması
Alkol veya uyuşturucu alınması iradi ise, fail bunun sonuçlarına katlanmalıdır. Esasen 34. maddenin ilk fıkrasından sonra ikinci fıkraya yer verilmesi dahi aynı sonucun kabul edilmesi gerekirdi. Ancak, kanun koyucu özellikle hukukçu olmayan kişilerin maddeden başka bir anlam çıkarmamaları maksadıyla konuyu 2. fıkrada açıklamayı yararlı görmüştür. Bu nedenle, failin isteği ile aldığı alkol veya uyuşturucu maddenin tesiri altında ve algılama yeteneğini yitirmiş veya irade yeteneği önemli ölçüde azalmış halde iken suçu işlemesi durumunda, ceza sorumluluğunun tam olduğu kabul edilmiştir.
Failin alkol veya uyuşturucu maddeyi, bu maddelerin niteliğini bilerek kullanmış olması durumunda iradi hareket ettiği kabul edilmelidir. Bu bakımdan, aldığı miktarın azlığı veya maddeye karşı dayanıklı olduğu gibi bir kanaatle ve örneğin sarhoş olmayacağını düşünerek hareket etmiş olması durumunda da sarhoşluğun iradı olduğu söylenmelidir. Kanun ile, alkol veya uyuşturucu maddeyi iradi olarak kullanan kişinin, bu madde tesiri ile kusur yeteneğinin ortadan kalkması sonucunda bir suç gündeme gelmesi halinde, fiil sırasında kusur yeteneği bulunmamasına karşın cezalandırılması gerektiği kabul edilmiştir. Bu kabul, kusur teorisiyle çelişir durumdadır. Bu nedenle doktrinde, “sebebinde serbest hareket kuramı geliştirilmiş ve cezalandırma bu kurama dayandırılmıştır. Sebebinde serbest hareket kuramı uyarınca, kusur yeteneğinin ortadan kalkmasına kendi kusuru ile neden olan kışı, bundan yararlanamaz. Bu bakımdan, kasten veya taksirle uyuşturucu madde ya da alkol kullanan kışı, bu maddelerin tesiriyle kusur yeteneğini yitirmiş olduğu sırada bir suç işlerse, sebebinde serbest hareket kuramı gereği kusurlu imiş gibi kabul edilir.
Alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, Kanunun 57/son maddesindeki düzenleme dolayısıyla akıl hastalığı kapsamında görülmektedir. Alkol veya uyuşturucu madde bağımlısı olan kişilerin irade yetenekleri azalabilmektedir İlgili madde açıklamasında değinildiği gibi, bu durumun tıbben saptanması halinde 32. madde uyarınca karar verilmelidir. Bu kişiler bakımından güvenlik tedbiri 57/7 maddede düzenlenmiştir.
Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olmanın Şartları Nelerdir?
Geçici Nedenlerin Varlığının Kabulünün Şartları
Geçici bir nedenin varlığının kabulü için gereken ilk şart, bu nedenin meydana gelmesinde failin herhangi bir kusurunun bulunmamasıdır. Şayet fail, geçici nedenin meydana gelmesine kasten veya taksirle sebebiyet vermişse artık geçici bir sebebin varlığından ve bunun kusur yeteneğini ortadan kaldırdığından bahsedilemez. Örneğin bir maddenin zehirli olduğunu bilmesine rağmen o maddeyi vücuduna alarak zehirlenen kişinin söz konusu zehrin tesiriyle algılama yeteneğini kaybetmesine rağmen yine de kusur yeteneği ortadan kalkmayacaktır. Ancak, kişinin zehirli olduğunu bilmeksizin zehirli maddeyi vücuduna alması halinde algılama yeteneği ortadan kalkarsa o halde kusur sorumluluğunun olmadığı söylenebilecektir. Yine uyku hali de geçici nedenler arasında değerlendirilebilir. Ancak uykusu geldiğini bilmesine rağmen yoluna devam eden bir kişinin kazaya sebebiyet vermesi sonucu insanların ölmesine veya yaralanmasına yol açarsa söz konusu geçici nedenin varlığından yararlanamaz.
Geçici bir nedenin varlığının kabulü için gereken ikinci şart, bu nedenin failde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğini ortadan kaldırması veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini önemli derecede azaltmış olmasıdır. Geçici nedenin kusur yeteneği üzerindeki etkisi bu yeteneğin tamamen ortadan kalkmasına yol açacak nitelikte ise kişiye hiç ceza verilmeyecektir. Ancak geçici sebep kişinin işlediği fiilin hukuki anlamını algılama yeteneğini ortadan kaldıracak boyuta ulaşmamışsa veya işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli sayılmayacak derecede azaltmışsa ya da geçici neden bu yetenekleri hiç etkilememişse fail işlediği suçtan dolayı cezalandırılacaktır.
Geçici bir nedenin kusur yeteneği üzerindeki etkisinin derecesi belirlemek çoğu zaman tıbbi bir konu olduğu için bu konuda bilirkişiye başvurmak veya söz konusu geçici nedenin varlığına sebep olan şey konusunda uzman olan bu konuda uzman görüşüne başvurmak icap edecektir. Bunun dışındaki geçici halin varlığını ve etkisini hakim takdir edecektir.
Alkol veya Uyuşturma Etkisinde Olmanın Şartları
Kanun koyucu alkol ve uyuşturucu maddenin etkisinde olmanın kusur yeteneği üzerindeki etkisinin belirlenmesinde bu maddelerin alınışındaki duruma göre ikili bir ayrım yapmıştır. Bunlardan ilki alkol ve uyuşturucunun irade dışında (istemeyerek) alınması, diğeri de iradi olarak (isteyerek) alınmış olmasıdır. İrade dışı alkol ve uyuşturucu madde alınması halinde kanun koyucu kişilerin bu madde nedeniyle işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olacağının kabulü ile bu kişiye ceza verilemeyeceğini belirtmiştir.
Kaynağını failin iradesinde bulunmayan sarhoşluğa irade dışı sarhoşluk denir. Böyle bir sarhoşluk kişinin yanılması, zaruri bir sebepten veya başkasının fiilinden kaynaklı olabilir. Örneğin şaka maksatlı bir kişiye meyve suyu içerisinde alkollü içecek verilmiş ve bu surette o kişi sarhoş olmuş olabilir. Yine şişedeki alkollü içkiyi kişi su sanarak içmiş olabilir. Un veya tuz sanarak kişi uyuşturucu maddeyi vücuduna almış olabilir. Bu hallerde irade dışılık söz konusu olacaktır.
Ancak irade dışı sarhoşlukta kusur sorumluluğunun ortadan kalktığı söyleyebilmek için failin sarhoş olmasında veya uyuşturucu madde etkisinde bulunmasında taksirinin dahi olmaması gerekir. Failin sarhoşluk verici maddeyi bu nitelikte olduğunu bilerek almışsa sonucu istemese dahi iradi olarak madde almış olduğu kabul edilecektir. İradi olarak alkol veya uyuşturucu madde alınması halinde kanun koyucu bu durumun failin kusur yeteneğine bir etkisi olmadığını belirtmiştir. Bu halde fail cezalandırılabilecektir. Failin alkol veya uyuşturucu maddeyi alması işleminde kastının veya taksirinin bulunmasının veya öncesinde bir suçu işlemeden önce cesaretlenmek, cezasızlık sebebi oluşturmak için önceden tasarlamış bulunmasının bir önemi söz konusu değildir. Her üç halde de fail cezalandırılabilecektir.

Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma Yargıtay Kararları
Yargıtay 6. Ceza Dairesi, K.T.: 3.5.2011, 2010/25993 E, 2011/6572 K. sayılı Kararı
- Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma
- TCK 34. Madde
Sanığın, uyuşturucu bağımlısı olduğunu iddia etmesi ve Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliği’nin 24.10.2007 tarihli yazısında “Karışık madde kullanımı + Antisosyal Kişilik Bozukluğu” tanısıyla olay öncesinde anılan hastanede tedavi gördüğünün belirtilmiş olması karşısında; 5237 sayılı TCK`nın 32 ve 34. maddeleri ışığında, sanığın suç tarihinde işlediği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinde tamamen ya da önemli derecede azalma olup olmadığı araştırılıp, yöntemince raporla saptandıktan sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiş olup…
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.T.: 23.2.2017, 2014/53814 E., 2017/5506 K. sayılı Kararı
- Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma
- TCK 34. Madde
Sanığın olay tarihinde uyuşturucu madde bağımlısı olduğu ve tedavi gördüğü, uyuşturucu krizine girdiği zamanlarda ne yaptığını bilmediğinin sanık ile mağdur tarafından beyan edilmesi karşısında, suç tarihi itibariyle TCK`nın 32 ve 34. maddeleri uyarınca “akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış veya önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda usulünce sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi…
Yargıtay 17. Ceza Dairesi, K.T.: 21.04.2015, 2015/994 E., 2015/1160 K. sayılı Kararı
- Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma
- TCK 34. Madde
Sanığın babası …‘ın 08.03.2010 tarihli mahkemeye hitaben dilekçesinde, oğlu … adına düzenlenmiş 31.12.2008 tarihli … Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu Raporunu ibraz edip, sanığın akıl zayıflığı olduğunu belirterek duruşmalardan vareste tutulmasını istemiş olup, bahsedilen raporda sanık …‘ın konuşma ve işitme engeli olup “ Orta düzeyde mental reterdasyon” (sosyal beceriler, akıl yürütme alanlarında takvim yaşından geri olup, orta düzeyde öğrenme yetersizliği) olduğunun belirtilmiş olması karşısında; 5237 sayılı TCK`nın 32 ve 34. maddeleri ışığında, sanığın suç tarihinde işlediği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinde tamamen ya da önemli derecede azalma olup olmadığı araştırılıp, yöntemince raporla saptandıktan sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiş…
Yargıtay 15. Ceza Dairesi, K.T.: 03.11.2015, 2015/7898 E., 2015/30649 K. sayılı Kararı
- Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma
- TCK 34. Madde
Suç tarihinde acil yardım talebinde bulunan sanığın ambulansa alındığı, tedavisine başlandığında sanığın önceden aldığı alkolün etkisiyle ambulans içindeki cihazlara görgü tespit tutanağında belirtildiği gibi zarar verdiği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda, TCK’nın 34/2 maddesindeki “iradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz” hükmü de dikkate alındığında, olay günü alkollü olan ve tedavi amacıyla alındığı Sağlık Bakanlığının 112 Acil Servisine ait ambulanstaki defibilatör cihazının kablolarını kopartarak zarar veren sanığın, sabit olan atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, “aşırı alkollü olan sanığın suç kastı ile hareket etmediğinden” bahisle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi…
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.T.: 13.11.2014, 2013/9811 E., 2014/32842 K. sayılı Kararı
- Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma
- TCK 34. Madde
Suça sürüklenen çocuk hakkında düzenlenen sosyal inceleme raporunda “madde bağımlısı olduğu, ruhsal bozukluklarının ve madde kullanımının etkisi ile yaptığı davranışlarının uzun vadeli sonuçlarını hesaplamadan suçlu davranışları içerisinde bulunduğu”, Muğla Devlet Hastanesi’nin 20/04/2010 tarihli raporunda ise depresyon ve madde kullanımı bozukluğu tanılarıyla psikiyatri bölümünde yatarak tedavi gördüğünün belirtilmesi karşısında, suç tarihi itibariyle TCK’nın 32 ve 34. maddeleri uyarınca “akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda usulünce sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi…
Yargıtay 6. Ceza Dairesi, K.T.: 18.04.2011, 2010/15257 E., 2011/5527 K. sayılı Kararı
- Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma
- TCK 34. Madde
Uyuşturucu madde bağımlısı olması sebebiyle suç tarihinde krize girmesi sebebiyle hırsızlık eylemini gerçekleştirdiğini ileri sürmesi ve dosya içerisinde bulunan adli sicil kaydında da bu iddiasını destekler mahiyetteki hükümlülüklerinin bulunduğunun anlaşılması karşısında, 5237 Sayılı T.C.K.’nun 32 ve 34. maddeleri ışığında, sanığın suç tarihinde işlediği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinde önemli derecede azalma olup olmadığı araştırılıp, yöntemince raporla saptanarak…
Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma TCK 34 Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
- Alkolün suça etkisi var mı?
İrade dışında alkol etkisi altında suç işlemeniz durumunda hakkınızda ceza verilmez. Fakat alkolü irade ile almışsanız ceza tam verilir.
- Alkollü iken hakaret etsem ceza alır mıyım?
Alkol etkisi altında hakaret ederseniz TCK 34 kapsamında değilse ceza alabilirsiniz. Burada önemli olan alkolün irade ile mi alındığı yoksa irade dışı mı alındığı. İrade dışı alındıysa ceza verilmez.
- Sarhoş olmayacağımı düşünerek az miktarda alkol almıştım. Ancak araba kullanırken algımın kaybolması neticesinde kazaya sebebiyet vererek bir kişinin yaralanmasına sebep oldum. Alkollü olmam ceza almama engel olur mu? Tck 34’den faydalanabilir miyim?
Her ne kadar sonucunu istemeseniz de bilerek, iradi olarak alkol aldığınız için Tck 34’den faydalanmanız mümkün değildir.
- Tarlada arkadaşla otururken arkadaşın çıkardığı poşetin içindeki tuz zannederek yemeğime dökmüştüm. Meğer uyuşturucuymuş. Bir süre sonra algımı yitirmişim ve arkadaşıma taş fırlatarak yaralanmasına sebep olmuşum. Acaba durumum ne olur?
İradeniz dışında bir yanılma sonucu uyuşturucu madde alımı neticesinde algılama yeteneğini kaybettiğiniz için, bu durumun da mahkemece kabulü halinde Tck 34. maddesinden faydalanırsınız. Bu halde size ceza verilmeyecektir.
- Kafam ağrıması nedeniyle almış olduğum ağrı kesicinin etkisiyle derin bir uyku halindeyken bir suç işlemem halinde ceza alır mıyım?
Aldığınız ilacın prospektüsünde bu hususun yazıp yazmadığı ve sizin bu durumu bilip bilmediğiniz hususları ile birlikte söz konusu ilacın uyku üzerindeki etkisinin belirlenmesine göre ceza sorumluluğunuzun durumu tayin olunacaktır. Şayet almış olduğunuz ilacın uyku haline sebep olduğunu önceden bilmenize rağmen yine de içmeniz halinde ceza sorumluluğunuz söz konusu olacaktır. Yine almış olduğunuz bu ilacın, uyku hali üzerinde pek tesirinin olmadığı tıbben ortaya konursa yine ceza sorumluluğu söz konusu olabilecektir.