Adli kontrol kararına itiraz dilekçesi örneği ile adli kontrol kararına itiraz edebilirsiniz. Ceza yargılamasının gecikmeksizin gerçekleştirilebilmesi, maddi gerçeğin ortaya çıkması ve hükmedilen kararların uygulanabilmesini sağlamak amaçlarıyla “ölçülülük ilkesi” uyarınca, tutuklama tedbiri yerine adli kontrol tedbiri uygulanabilir. Tutuklama tedbirinin ölçülü olmayacağı veya tutukluluk sürelerinin dolması halinde alternatif bir koruma tedbiri olarak da adli kontrol tedbiri uygulanır. Kanunun amacı ve tedbirden beklenen netice birlikte değerlendirildiğinde, adli kontrol tedbiri tutuklama tedbirini istisna haline getirmiştir. Amaca daha uygun ve kişi hürriyetini sınırlı bir şekilde kısıtlayan adli kontrol tedbiriyle amaca ulaşma imkânı varsa, tutuklama tedbirine doğrudan başvurulmayacaktır.
Adli kontrol tedbiriyle beklenen amaç, tutuklamada olduğu gibi şüpheli veya sanığın kaçmasını ya da delilleri karartmasını engellemek, yargılamayı bu sayede sağlıklı bir şekilde yapmak ve verilen kararın infazını sağlamaktır. Anayasa Mahkemesi de bir kararında; “şüpheli ve sanığın tutuklama koşullarının varlığı halinde, ölçülülük çerçevesinde ve tutuklamayla ulaşılmak istenen amaca elverişli olduğu takdirde, kişi kanundan sayılan bir veya birkaç adli kontrol tedbirine tabi tutulabilir” şeklinde düzenleme yapmıştır. Ancak adli kontrol kararları da yargı kararları gibi itiraza tabidir. Adli kontrol kararına itiraz dilekçesi örneğinin aşağıdan indirebilirsiniz. Fakat her somut olay kendi içinde değişiklik gösterdiği için Adli kontrol kararına itiraz dilekçesini kendinize göre revize etmeniz gereklidir.
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi
Adli kontrol kararına itiraz edilirken itiraz dilekçesi, itirazı değerlendirecek olan makama gönderilmek üzere kararı veren makama hitaben yazılmalıdır. Bu noktada itiraz talebini değerlendirecek olan mahkeme, kararı veren mahkemenin bir üst mahkemesidir. Örneğin; Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’nce şüpheli hakkında verilen herhangi bir adli kontrol tedbirinin kaldırılması için itiraz dilekçesi Ankara Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’ne başlığı ile yazılmalıdır. Adli kontrol kararı kovuşturma aşamasında verilmiş ise yine aynı şekilde; örneğin; İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başlığı ile yazılmalıdır. Verilecek olan adli kontrol tedbirleri birbirinden farklı olduğu için her bir tedbir kararına itiraz için verilmesi gereken dilekçe farklı olup örnek dilekçe şablonu şeklinde verilmesi mümkün değildir. Adli kontrol kararına itiraz dilekçesi örneği kararı veren mahkemeye verilir. Kararı veren mahkemede kararı inceleyecek mahkemeye gönderir.

ANKARA 4. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
Gönderilmek Üzere
ANKARA 3. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
SORGU NO: 2024/… Sorgu
ADLİ KONTROLE İTİRAZ EDEN
(ŞÜPHELİ): İsim – Soyisim – Tc
MÜDAFİ: Av. Umur Yıldırım
KONU: Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin …/…/2024 tarih ve 2024/… Sorgu numaralı adli kontrol tedbiri kararına ilişkin itirazlarımızın sunumudur.
AÇIKLAMALAR
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu görevlisine hakaret suçuna ilişkin yürütülen 2021/… no.lu soruşturma kapsamında Ankara … Sulh Ceza Hakimliğinin … sayı ve 20.01.2021 tarihli kararıyla müvekkilim “konutunu terk etmeme” yükümlülüğüne tabi tutulmak suretiyle adli kontrol altına alınmıştır.
Soruşturmaya konu eylem, müvekkilin 19.01.2021 tarihinde sosyal medya hesabından ‘e yönelik eleştirel bir yazı yayınlamasından ibarettir. Bu yazıda yer alıp hakaretamiz kabul edilen kelimesinin suç teşkil etmeyeceğine dair daha önce Yargıtay’ın iki ayrı ceza dairesince verilmiş kararları ekte sunuyoruz. Diğer tüm koruma tedbirleri gibi adli kontrol tedbirinin de suç şüphesi üzerine, adli süreç açısından lüzum etmesi halinde ve kanuni şartlar dahilinde uygulanması gerekmektedir. Oysa ekte örneklerini sunduğumuz iki ayrı Yargıtay içtihadından açıkça anlaşıldığı üzere müvekkilin eylemi suç teşkil etmemektedir.
Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru üzerine verdiği 2017/32052 sayı ve 08.10.2020 tarihli kararında vurgulandığı üzere konutu terk etmeme, tutuklama yerine uygulanan, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına müdahale teşkil eden bir adli kontrol tedbiri olarak düzenlenmiş bulunduğundan, kişiler hakkında bu tedbirin uygulanmasının ön koşulu tıpkı tutuklamada olduğu gibi kişinin suçluluğu hakkında kuvvetli belirtinin bulunmasıdır. Bunun için suçlamanın kuvvetli sayılabilecek inandırıcı delillerle desteklenmesi gerekir. Anılan tedbirin niteliği ve özellikleri dikkate alındığında, bunun bilhassa şüphelinin kaçmasını engellemeye yönelik adli bir önlem olarak değerlendirilmesi mümkündür. Ancak somut olayda şüphelinin kaçma ve delil karartma ihtimali de bulunmamaktadır.
Dolayısıyla soruşturmaya konu eylemin suç teşkil etmemesi sebebiyle hukuki temelden tümden yoksun olan bu tedbir, adli makamlarca suçun oluştuğuna kanaat getirilse bile uygulanmasını gerekli kılacak hukuki şartlardan da yoksundur.
Belirtilen sebeplerden dolayı hukuka aykırı olan Hakimliğinizin… sayı ve 20.01.2021 tarihli kararına itiraz etme ihtiyacı ortaya çıkmış olup, itirazımın kabulü ile kararın kaldırılmasına, aksi kanaatte olunur ise dosyanın en geç 3 gün içinde itirazı incelemeye yetkili mercie tevdiine karar verilmesini, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 111/2 ve 267 vd. maddeleri uyarınca talep ederiz.
SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, şüpheli hakkındaki adli kontrol tedbirinin İTİRAZEN KALDIRILMASINA ve şüphelinin koşulsuz serbest bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.
Şüpheli Müdafii
Av. Umur Yıldırım