Gaiplik Davası (Kararı – Şartları – Dilekçesi)

gaiplik davasi

Gaiplik davası; kişinin ölüm tehlikesi altında kaybolması ve ölüm tehlikesinin üzerinden en az 1 yıl veya son haber alınmasından itibaren 5 yıl geçmiş olması durumunda kişinin ölü kabul edilmesi için Sulh Hukuk Mahkemesine açılan davaya denir. Gaipliğe dair düzenlemeler, Türk Medeni Kanunu’nun 32. ve 35. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kişinin ölüm tehlikesi altında kaybolması halinde kendiliğinden gaiplik kararı verilmez. Kanunda sayılan kişilerin dava açması gereklidir. Bir kimse hakkında gaiplik kararının alınabilmesi için ölüm tehlikesinin üzerinden en az 1 yıl veya son haber alınmasından itibaren 5 yıl geçmiş olması gerekmektedir. (TMK madde 33/1) Gaiplik davası için öncelikle;

  • Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na uygun bir dava dilekçesi yazılmalı, dilekçe görevli ve yetkili mahkemeye hitaben yazılmalıdır.
  • Dava açan kişi (davacı), kanunda belirtilen sürelere uygun olarak açmalıdır. Süre uygun olmadığı halde mahkeme tarafından ret kararı verilecektir.
  • Dilekçenin düzenlenmesi sonrasında kişi, sunacağı delilleri de dilekçe ekine koymalıdır.
  • Görevli ve yetkili mahkemenin bulunduğu adliyede tevzi bürosuna başvurarak davayı açılır.
  • Dava açılırken mutlaka mahkemenin tevzi bürosuna davanın masrafları ile harçları da yatırmalıdır.
  • Cumhuriyet Savcısın gaiplik davası açma yetkisi bulunmamaktadır.
  • Mutlak surette iki ilan yapılmalıdır. İkinci ilan yapılmadan gaiplik kararı verilmemelidir.
  • Ölmüş kişi hakkında gaiplik kararı verilemez.
  • Gaiplik kararı verilen kişi hakkında uzun zamandır haber alınamamakla birlikte ölümü hakkında kuvvetli şüpheler bulunmalıdır.
  • Davanın nüfus ya da hazineye yöneltilmesi mümkün değildir. Dava hasımsız açılmalıdır.

Gaiplik kararı ancak dava üzerinden verilmektedir. Resen  gaiplik kararı verilemez. Türk Medeni Kanunu’nun 32. maddesinde dava açacak olan kimselere dair düzenleme bulunmakta ve “… hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu…” üzerine denilmiştir. Böylelikle davayı hakları ölüme bağlı olan kimseler tarafından açılmaktadır. Dava açılmasına dair genel prosedür bu şekildedir. Fakat herhangi hukuki bir hata yapılmaması adına mutlaka uzman bir avukattan avukatlık hizmeti almanızı tavsiye etmekteyiz.

 

gaiplik davasi sartlari
gaiplik davasi nedir

Gaiplik Kararı Nedir?

Ölüm halinde ortada kişiye ait bir ceset bulunduğu için, kişiliğin sona erdiği
konusunda bir tereddüt yaşanmamakta ve onun kişiliğe bağlı hakları son bulurken,
geçişi mümkün olan hakları ise mirasçılarına intikal etmektedir. Bazı durumlarda kişinin cesedi bulunamamasına rağmen onu ölmüş varsayabilecek olaylar gerçekleşebilmektedir. Bu gibi durumlar için kanun koyucu kişinin ölmüş sayılmasına olanak tanıyan bazı karineler düzenlemiştir. Kişiliğin doğal olarak değil ancak varsayımsal olarak sona ermesi sonucunu doğuran bu karineler, ölüm ve gaiplik karinesi olmak üzere iki türlüdür;

  • Kişinin karineyle ölmüş kabul edileceği hallerden ilki, onun ölümüne kesin
    gözüyle bakmayı gerektirecek durumlar içerisinde kaybolmuş ve cesedinin de
    bulunamamış olması hâlidir. Türk Medeni Kanunu’na göre bu durumda kişi, ölmüş olarak kabul edilmekte ve bu karineye de “ölüm karinesi” adı verilmektedir. Kanun’da ölüm karinesine ilişkin olarak yer alan düzenleme şu şekildedir: “Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır.” 
  • Kişiliği varsayımsal olarak sona erdiren ikinci durum gaiplik karinesinin uygulandığı hallerdir. Bu durumda kişi, ortadan kaybolmuştur ve kendisinden uzun zamandan beri haber alınamamaktadır ya da ölümünü kuvvetle muhtemel gösterecek olaylar içerisinde kaybolmuştur. Başka bir ifadeyle kişi ölmüş olması kadar hayatta olmasının da imkân dâhilinde olduğu bir durum içerisinde kaybolmuştur. Böyle bir durum içinde kaybolan kişinin, sağ mı yoksa ölü mü olduğunun bilinmesinde hem kayıp kişinin hem de hakları onun ölümüne bağlı olan kişilerin menfaati vardır. Bunu göz önünde bulunduran kanun koyucu, böyle bir durumda kaybolan kişinin de karineyle ölmüş kabul edileceğini düzenlemiş ve bunu “Gaiplik Kararı” başlığı altında ele almıştır.

Gaip, “kayıp, nerede olduğu bilinmeyen” demektir. Hukukta ise, uzun süredir kendinden haber alınamayan ya da ölüm tehlikesi içinde kaybolan kişiye gaip denir. Bu duruma ise “gaiplik” denmektedir. Gaipliğe örnek olarak; Everest dağına çıktıktan 10 saat sonra çığ düşmesi ve kişinin o günden bu yana haber alınamaması halinde ölümüne kesin gözle bakılacak bir durum teşkil edebilecektir.

 

“Türk Medeni Kanununun (TMK.) 32. maddesine göre; “Kendisinden uzun süre haber alınamayan veya ölüm tehlikesi içinde kaybolan bir kişi hakkında ölüm olasılığı kuvvetli ise hakları bu kişiye bağlı olanlar tarafından başvurulan mahkemece kişinin gaipliğine karar verebilir.”

Burada “hakları bu kişiye bağlı olanlardan kasıt, öncelikle o kişinin mirasçılarıdır. Mirasçılar mahkemeye başvuru yapabilirler. Mahkeme gaiplik kararı verirse, ölüm tehlikesi içinde kaybolan ya da uzun zamandır kendinden haber alınamayan kişi hukuken ölmüş kabul edilir.  Fakat burada kesin ölüm yoktur. Dolayısıyla gaipliğin sonuçları, biyolojik ölümden farklı olur.

Gaiplik kararıyla bazı hukuki sonuçlar doğar. Bu sonuçlar içinde en önemlisi bu kişinin kişiliğinin son bulmasıdır.  Gaiplik kararı sadece gerçek kişiler için verilebilir; tüzel kişiler hakkında gaiplik kararı verilemez.

Gaiplik Davası Nedir?

Gaiplik davası, hakları bu ölüme bağlı yukarıda belirttiğimiz kişiler tarafından açılan çekişmesiz bir davadır. Yani bu davada “hasım bulunmamaktadır.” Bu dava, basit yargılama usulüne göre yürütülür. Dava açılınca, mahkeme kaybolan veya kendinden haber alınamayan kişi hakkında bilgisi olanlara yönelik ilan verir. Bu ilanın üzerinden en az 1 yıl geçince, ikinci ilan verilir.

Her iki ilanda da bilgisi olanların bilgi vermeleri için süre belirlenir. Ayrıca bu ilanlar, gazeteler aracılığıyla da yapılabilir. Hakim gerekli görürse, ikiden fazla ilanın yapılmasına da karar verebilir. Davanın ilerleyen aşamalarında deliller toplanır, tanıklar varsa onlar dinlenir. İlgililer gaiplik iddialarını her türlü delille ispatlayabilirler. Davada kişi hakkında bilgiye ulaşılamazsa veya kişiden haber alınamazsa, mahkeme gaiplik talebini haklı bulur. Bu durumda mahkeme kişinin gaipliğine karar verir.

 

Gaipliğin Şartları Nelerdir?

Gaiplik kararı, ölüm tehlikesi içinde kaybolmuş ya da kendisinden uzun bir süre haber alınamayan ve ölme olasılığı yüksek olan kişilerin, mahkeme kararı ile hukuki olarak kişiliğine son verilmesine denir. Gaipliğe kendiliğinden karar verilemez. Ölüm tehlikesi içinde kaybolan kişinin, kaybolmasından itibaren 1 yıl geçtikten sonra ilgililer mahkemeye başvurabilir. Uzun zamandan beri haber alınamayan hallerde son haber alma tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra ilgililer mahkemeye başvurabilir. Gaiplik kararı verilebilmesi için bazı şartlar gerekmektedir. Bu şartlar şunlardır:

  • Kişiden uzun zamandır haber alınamaması veya kişinin ölüm tehlikesi içinde kaybolması,
  • Kişinin ölümün kuvvetle muhtemel olması,
  • Belirli bir sürenin geçmesi,
  • Yasada öngörülen kişilerin mahkemeye başvurması,
  • Mahkemenin gaiplik kararı vermesi.
gaiplik davasi sartlari
gaiplik davasi sartlari

Gaiplik Davası İçin Gereken Süreler

Türk Medeni Kanunu gaiplik kararının ancak habersiz geçen uzunca bir süreden
sonra verilebileceğini öngörmüş olmakla beraber, gaiplik kararının verilebilmesi için
söz konusu olan iki halde geçmesi gereken habersizlik süresinin uzunluğunu birbirinden
farklı olarak düzenlemiştir. Zira iki halde de kişinin hayatından aynı derecede ümit
kesilmez. Bu süreler;

  • Ölüm tehlikesi içerisinde kaybolma halinde gaiplik kararı istenebilmesi için
    tehlike anından itibaren bir yıl geçmiş olmalıdır. Süre, tehlike bir anda gerçekleşmiş ise bu andan itibaren, bir süre devam etmiş ise tehlike durumunun bitmesi gerektiği andan itibaren işlemeye başlar.
  • Uzun zamandan beri haber alınamama halinde, gaiplik kararı istenebilmesi için geçmesi gereken süre beş yıldır. Daha önce de ifade edildiği gibi haberin muhakkak kaybolanın kendisinden alınmasına gerek yoktur, başkaları aracılığıyla da haber alınmış olabilir. Süre, eğer haber kaybolanın kendisi tarafından gönderilmişse, gönderme tarihinden itibaren, başkası tarafından gönderilmişse, bu durumda kaybolanın hayatta olduğunu gösteren son tarihten itibaren işlemeye başlar.

Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağırır. Bu süre, ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır. Mahkeme ayrıca nüfus müdürlüğü, kolluk ve ilgili diğer kurumlardan araştırma yapmalıdır.

Gaipliğine karar verilecek kişi, ilan süresi dolmadan ortaya çıkar veya kendisinden haber alınırsa ya da öldüğü tarih tespit edilirse gaiplik istemi düşer. İlandan sonuç alınamazsa, mahkeme gaipliğe karar verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. İkinci bir ilan yapılmadan gaiplik kararı verilemez. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, gaiplik kararı için belli sürenin geçmesi lazımdır.

 

“TMK. Madde 33/1 uyarınca; “Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir.”

Burada “son haber tarihi” ile kastedilen, o kişiden son haber alma tarihidir. Bu süreler geçtikten sonra, her zaman gaiplik için başvurulabilir. Bunun için herhangi bir süre sınırlaması bulunmamaktadır.

Gaiplik Davasını Kimler Açabilir?

Türk Medeni Kanunu, gaiplik kararını düzenlerken bu kararın verilmesinde menfaati bulunan kişiler ile durumu bilinmeyen kişinin menfaatini dengelemeye, onlar arasında bir ahenk kurmaya çalıştığından gaiplik kararının re’sen değil, ancak ilgililer tarafından yapılacak bir istem üzerine verilebileceğini kabul etmiştir. Türk Medeni Kanununun 32. maddesinde gaiplik kararını isteyebilecek kişiler “… hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine …” denilerek ifade edilmiştir. Hakları bu ölüme bağlı olanlardan maksat, ilk etapta kanuni mirasçılar, atanmış mirasçılar ve lehine vasiyet yapılmış olanlardır.

Ayrıca gaip kimseden dolayı mirastan mahrum kalanlar ile alacaklılar da gaiplik davasını açabilir.  Öte yandan hazine ile askerlik şubesi de gaiplik kararı talep edebilir. Türk Medeni Kanunu 588. maddesi, Hazineye belirli şartlar altında gaiplik kararı almak için başvurma yetkisi tanımaktadır. Ayrıca hiç mirasçı bırakmaksızın ölen kişiler için devlet, TMK m. 501’de düzenlenen mirasçılık sıfatı dolayısıyla gaiplik kararı verilmesini isteme yetkisine sahiptir. 

Gaiplik Kararı İlan Süreci

Gaiplik kararı verilmesi için kendisine başvurulan mahkeme, şartların mevcut olduğunu belirledikten sonra, usulüne uygun olarak bir ilan yapılmasına karar verir. Söz konusu ilan sayesinde, hakkında gaiplik kararı verilecek kişi, eğer hayatta ise, durumdan haberdar olarak yaşamakta olduğunu bildirme imkânı bulabileceği gibi, yine bu sayede hakkında gaiplik kararı verilecek kişinin hayatta olduğunu bilen ya da ondan haber alan kişiler de bilgilerini mahkemeye iletme imkânına sahip olurlar. Ayrıca yapılacak ilan gaibin mirasında hak sahibi olan kişilerin durumdan haberdar olarak haklarını aramak üzere mahkemeye başvurmalarına da imkân sağlar.

Türk Medeni Kanunu’nun 33. maddesinin 3. fıkrasına göre, ilanın süresi, ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır. Kanunda ilk ilandan itibaren altı ay geçmedikçe gaiplik kararı verilemeyeceği düzenlenmiş olmasına rağmen, ilanın kaç kez yapılması gerektiğine ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Uygulamada ilanın en az iki kez yapılmaktadır. 

İlan aleni olarak kamuya karşı yapılır. Hakimin tanıyacağı bekleme süresi altı aydan az olamaz ancak hakim daha uzun bir bekleme süresi öngörebilir. Bu durumda, ölüm tehlikesi içinde kaybolma hâlinde ölüm tehlikesinden itibaren bir buçuk yıl, uzun zamandan beri haber alamama durumunda ise son haber alma tarihinden itibaren beş
buçuk yıl geçmedikçe bir kişinin gaipliğine karar verilemez. 

Mahkemece yapılan ilanın sonuçsuz kalması, yani hakkında gaiplik kararı verilecek kişi ile ilgili herhangi bir bilgi elde edilememesi de söz konusu olabilir. Bu durumda söz konusu kişi hakkında gaiplik kararı verilir ve karar, hakimin bildirmesi üzerine ölüm kütüğüne kaydolunur.

Ölüm Karinesi ve Gaiplik Farkı

Ölüm karinesi ve gaiplik birbirinden farklıdır. Ölüm karinesinde kişinin ölümüne kesin gözüyle bakılacak bir durum söz konusudur. Bu iki kavramın temel farkları aşağıda tabloda değinilmiştir.

Ölüm KarinesiGaiplik
Kişinin öldüğüne kesin gözü ile bakılır.Kişinin ölmüş olması olasıdır.
Süre şartı yoktur.1 ve 5 yıllık süreler vardır.
Ölüm, kütüğe ilgisi bulunan kişilerce işletilebilir.Ölüm; kütüğe, hakkı karineye bağlı kişiler tarafından işletilebilir.
Tespit davası ya da mülki amir kararı ile ortaya konulur.Karar mahkeme tarafından verilir.
Evlilik, talep gerekmeksizin kendiliğinden son bulur.Evlilik kendiliğinden sona ermez.
Kişi ölmüş gibi mirasının paylaşımı yapılır.Miras paylaşımı yapılması için teminat ve geri verme hükümleri uygulanır.
Ölüm karinesi verilmesinin ardından kişi geri dönerse, malları için sebepsiz zenginleşme davası açarKişi geri dönerse, istihkak davası açar.

Gaiplik Kararının Nüfusa Etkisi

Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden çok uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli bir olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine, mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir. Gaipliğine karar verildikten sonra kişinin cesedi bulunursa, aile kütüklerine ölümü işlenir. Kişinin hakkında gaiplik kararı verilmesi ölümün hukuki sonuçlarını doğurur.

  1. Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez. Gaiplik kararları kesinleşince, mahkeme yazı işleri müdürleri tarafından on gün içerisinde iki örnek olarak o yer ilçe nüfus müdürlüğüne gönderilir. Bu karara dayanılarak ilgilinin aile kütüğündeki nüfus kaydına işlenir.
  2. Gaip erkeğin eşi evliliğin feshini istememişse, koca hanesinde kalır.
  3. İlgili hakkında gaiplik kararı ile birlikte evliliğinin feshine de karar verilmiş ise, her iki olay da ilgililerin kayıtlarına bu Yönergenin 269 uncu maddesinde açıklandığı şekilde işlenir.

Gaiplik Nedeniyle Evliliğin Feshi

Türk Medeni Kanununun 94. maddesi uyarınca, eşlerden biri hakkında gaiplik kararı verilmişse, diğer eş evliliği feshettirmedikçe, yeniden evlenemez. Bu nedenle gaiplik kararı verilmişse, evliliğin feshi davasının da açılması gerekmektedir. Gaiplik nedeniyle evliliğin feshi davası için öncelikle diğer eş hakkında gaiplik kararı verilmiş olmalıdır.

Öte yandan gaiplik hakkında mahkemeye başvurulurken evliliğin feshi de talep edilebilir.  Bu durumda ayrıca evliliğin feshi davası açmaya gerek yoktur. Bu hallerde ilgili hâkimin yapacakları şunlardır:

  • Gaiplik kararı verilmişse, bu kararın hukuka uygun olup olmadığını araştırmak,
  • Nüfus kayıtlarını incelemek,
  • Gaiplik kararı kesinleştiğinde evliliğin feshedilmesine karar vermek.

Gaiplik Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Gaiplik davasının hangi mahkeme açılacağı, ilgili kişilerin sorduğu sorulardandır. Hemen belirtelim: Gaiplik davasında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.

Peki dava hangi sulh hukuk mahkemesinde açılacaktır? Gaiplik davası “kişinin son yerleşim yeri mahkemesinde” açılacaktır. Hakkında gaiplik kararı verilecek kimsenin Türkiye’de yerleşim yerinin olmaması halinde ise, dava “bu kişinin nüfusa kayıtlı olduğu yerde” açılır. Bu kimsenin Türkiye’de nüfusa kayıtlı olduğu yer de yoksa, “anne veya babasının nüfusa kayıtlı olduğu yerde” dava açılır.

Gaibin Mirası

Gaiplik kararı miras açısından da sonuçlar doğurur mu? Evet. Gaiplik kararı ile miras bakımından da bazı sonuçlar doğar. Bu husus, TMK. madde 584 ile madde 588 arasında düzenlenmiştir. Bir kişi hakkında gaiplik kararı verildiği takdirde, bu kimsenin mirası açılır. Mirasın açılması demek, o kimsenin mirasının mirasçılarına geçmesi demektir.

Burada dikkat edilmesi gereken bir husus da şudur: Gaiplik kararı, kişiden son haber alınan tarihten itibaren hüküm doğurur. Dolayısıyla miras, kişinin ölüm tehlikesi içinde kaybolduğu andan veya ondan son haber alındığı andan itibaren mirasçılara geçer.

Burada akla gelebilecek bir ihtimal gaip kişinin yeniden ortaya çıkmasıdır.  Gaip kişi yeniden ortaya çıkarsa ne olur? Kanun koyucu bu ihtimali de göz önünde bulundurmuş ve ona göre düzenleme yapmıştır. Şöyle ki; “asa gereği, mirasçılar mirası teslim almak için teminat göstermek zorundadırlar.  Bu teminat göstermek zorunluluğu, gaiplik kararının nedenine göre değişir. “

Mirasçı, gaibin ölüm tehlikesi içinde kaybolması halinde, miras üzerinde fiilen hakimiyet kurmasından itibaren 5 yıl; gaipten uzun süredir haber alınamaması halinde ise, son haber tarihinden itibaren 15 yıl süreyle teminat gösterme yükümlülüğü altındadır. Çünkü, gaibin geri gelmesi veya hayatta olduğunun ortaya çıkması halinde malları iade edilecektir. Gaip ne zaman geri gelirse gelsin, yasal mirasçının, atanmış mirasçının ve kendisi lehine vasiyet edilenin hakkı düşer.

Gaiplik kararından sonra, ancak teminat yükümlülüğü yerine getirilirse, miras taksim edilebilir ve mirasçılar kendilerine düşen mirası alabilirler. Öte yandan, teminat yükümlülüğü sınırsız değildir. Bu yükümlülük, gaibin yüz yaşını doldurmasıyla son bulur. Şunu da belirtelim ki; ilgililer, gaiplik kararı verildikten sonra mirasçılık belgesi çıkartabilirler.

Gaiplik Kararından Sonra Kütük İşlemleri

Mahkemece belirlenen ilan süresi içinde hakkında gaiplik kararı verilecek kişinin,
ölmüş ya da hayatta olduğuna ilişkin olarak bir bilgi verenin çıkmaması durumunda,
hâkim gaiplik kararı verir.  Bir kimsenin gaipliğe karar verildikten sonrasına ilişkin kütük işlemleri hususu Türk Medeni Kanununun 45. Maddesinde yer almaktadır. Gaiplik kararı, mahkemece on gün içinde o yerin nüfus müdürlüğüne bildirilir ve nüfus memurlarınca aile kütüğüne tescil edilir. Tescil, sadece açıklayıcı niteliktedir, zira kişiliği sona erdiren mahkemenin kesinleşmiş kararıdır. Bu surette gaibin kişiliği sona erer ve kişi kararın verildiği andan itibaren gaip kişisel durumunu alır.

Türk Medeni Kanunu’nun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre; “ Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.”
Hükümden de anlaşılacağı üzere, gaiplik kararı, verildiği andan itibaren değil, kararın verilmesini gerektiren sebeplerin gerçekleşmiş olduğu andan itibaren hukuki sonuçlar doğurmaya başlar. Başka bir ifadeyle gaiplik kararı, geçmişe etkilidir. Dolayısıyla hakkında gaiplik kararı verilen kişi, ölüm tehlikesinin gerçekleştiği ya da son haberin alındığı günden itibaren gaip olmuş sayılır ve hukuki sonuçlar da bu andan itibaren doğar.

Gaiplik kararı, kural olarak ölüme eşdeğer sonuçlar doğurur. Ancak kişi hakkında gaiplik kararı verilmiş olması, söz konusu kişinin ölmüş olduğunun mahkeme kararıyla tespit edilmiş olduğu anlamına gelmez. Gaiplik kararı, aksi iddia ve ispat edilebilen bir adi karine niteliğinde olduğundan, bu karar ile ancak gaibin ölmüş olduğu karine olarak kabul edilir. Dolayısıyla gaibin halen sağ olduğunu veya belirli bir tarihte ölmüş bulunduğunu iddia ve her türlü delille ispat eden her ilgili, bu karineyi çürütebilir.

Gaiplik Dava Dilekçe Örneği

… Sulh Hukuk Mahkemesine

Talep Eden : (Ad soyad- TC No) – (Adres)

Vekili   : Av. Umur Yıldırım

Konu   : Gaiplik kararı verilmesi talebimiz hakkındadır.

Açıklamalar

Müvekkilimizin babası … …, dağ sporuyla uğraşmakta idi. Kendisi, kalabalık bir ekiple birlikte Ağrı Dağı’na tırmanmaya gitmiş; Ağrı Dağı’na çıkarken ekipten uzaklaşmış ve kaybolmuştur. Günlerce süren arama kurtarma faaliyetlerinde kendisi bulunmaya çalışılmış, ama bulunamamıştır.

Kendisini bulmak için değişik gazetelere ilanlar verilmiştir. Ama anılan olayın üzerinden iki yıldan fazla zaman geçtiği halde kendisinden hiçbir haber alınamamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkilimizin babası hakkında gaiplik kararı almak üzere sayın Mahkemenize başvurma mecburiyeti doğmuştur.

Hukuki Nedenler: TMK, HMK, ilgili tüm sair mevzuat.

Hukuki Deliller: Nüfus Kayıtları, gazete kayıp ilanları, arama ekibinin raporları, yetkili makamların açıklamaları ve sair tüm deliller.

Sonuç ve Talep: Yukarda açıklanan ve sayın Mahkemenizce dikkate alınacak nedenlerle, müvekkilimizin babası … … hakkında gaiplik kararı verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. …/…/…

Davacı Vekili

Av. Umur Yıldırım

X
kadim hukuk ve danışmanlık