0 (312) 911 9553
·
info@kadimhukuk.com.tr
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
Danışmanlık

Tahdit Kodu ve Kodun Kaldırılması Davası

11tahdit kodu kodun kaldirilmasi davasi nedir

Ülkemize her yıl farklı amaçlar ile yabancı uyruklu kişiler seyahat için gelmektedir. Yabancı uyruklu kişiler, ülkeye girerken gerekli özeni göstermekte ve kurallara uymaktadır. Fakat daha sonrasında yabancılar yasalara uymak için gerekli özeni göstermediklerinden ötürü deport (sınır dışı) edilmektedirler. Sınır dışı edilirken sınır dışı edilme nedenlerine bağlı olarak sicillerine bir tahdit kodu işlenir. Bu kod sebebi ile 5 aydan başlayarak 5 yıla kadar olabilecek süreler içerisinde, bazı durumlarda ise süresiz bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti’ne girişleri yasaklanmaktadır.

Deport sorgulama ve kaldırma ile ilgili olarak tahdit kodlarının ayrıntılarını bilmek gereklidir. Zira tahdit koduna göre kişinin neden ülkeye alınmadığı ve sınır dışı edildiği tespit edilir. Bu makalemizde tahdit kodu ve iptal davasını açıklayacağız.

Tahdit Kodu Nedir ve Neden Konur?

Suçun önlenmesi, güvenliğin sağlanması ve kanunların uygulanması için güvenlik birimleri başta olmak üzere ilgili resmi makam ve merciler ülkemizde bulunan ve ülkemize gelmek isteyen yabancılar hakkında gereken inceleme ve araştırmaları yapmakta, bunun sonucunda yabancıların ülkemize gelmeleri ve kalmaları konusunda karar verilmektedir.

Tahdit kodlarının bir çok konuş nedeni olabilir. Yapılan eylemin önemine bağlı olarak tahdit süresi değişiklik göstermektedir. Tahdit kodu süresi 5 aydan 5 yıla kadar uzayabilir. Genel olarak tahdit kodu konulmasının başlıca nedenleri şunlardır:

  • V-69 (İkamet izni iptal edilen yabancı kişiler)
  • V-71 (Adreste bulunamayan yabancı kişiler)
  • V-70 (Sahte evlilik yapan yabancı kişiler)
  • V-77 (Ahıska Türkü uyruklu olmadığı halde bu şekilde başvuruda bulunan yabancı kişiler)
  • V-84 (10 gün içerisinde ikamet izni almak koşuluna bağlı olarak giriş yapan yabancı kişiler)
  • G-78 (Bulaşıcı hastalık taşıyan yabancı kişiler)
  • G-87 (Genel güvenlik açısından tehlike arz etmekte olan yabancı kişiler)
  • Ç-113 (Türkiye’ye yasadışı giriş ve çıkış yapan yabancı kişiler)
  • Ç-114 (Hakkında adli işlem yapılan yabancı kişiler)
  • Ç-115 (Ceza evinden tahliye olan yabancı kişiler)
  • Ç-116 (Genel ahlak ile kamu sağlığını tehlikeye atan yabancı kişiler)
  • Ç-117 (Kaçak çalışan yabancı kişiler)
  • Ç-118 (İkamet izni iptal edilen yabancı kişiler)
  • Ç-119 (Kaçak çalışanların, hakkındaki para cezasını ödememesi durumu)
  • Ç-120 (Vize ya da ikamet ihlalinden kaynaklanan para cezasının ödenmemesi durumu)
  • Ç-135 (Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na aykırı davranan yabancı kişiler)
  • Ç-136 (Seyahat masraflarını ödemeyen yabancı kişiler)
  • Ç-137 (Terke davet edilen yabancı kişiler)
  • Ç-138 (INAD yolcu / Inadmissible Passenger)
  • Ç-141 (Türkiye’ye girişi bakanlık iznine tabi olan yabancı kişiler)
  • K (Kaçakçılıktan aranan yabancı kişiler)
  • N-99 (Interpol kodu)
  • O-100 (Semti meçhul ve yurda girişi yasaklı sığınmacı)
  • N-82 (İstihzan kodu / Girişi öz izine bağlı olan yabancı kişiler)

Turistik ya da ticari amaçlarla, çalışmak veya eğitim için, yerleşmek maksadıyla, sığınmacı, göçmen ya da mülteci olarak, kısacası her ne amaçla olursa olsun ülkemize gelen yabancıların izlemesi gereken prosedürler, uymaları gereken kurallar ve yerine getirmeleri gereken sorumlulukları bulunmaktadır. Ülkemizde bulunan yabancıların bu kurallara ve prosedürlere aykırı davranmaları halinde idari para cezası, geçici veya sürekli olarak ülkeye girişin yasaklanması ve sınır dışı etme gibi yaptırımlar uygulanabilmektedir. Uyulamayan ya da ihlal edilen kurallar ile bunlar için öngörülen yaptırımlar tahdit kodları ile tanımlanmaktadır. Tahdit kodları hangi kuralların ihlal edildiğini ve bunun yaptırımının ne olduğunu göstermektedir.

Her bir kurala ayrı bir kod verildiğinden çok sayıda tahdit kodu bulunmaktadır. Örnek olarak;

  • Ç 117 ülkemizde kaçak olarak çalışan yabancıları tanımlamaktadır. Bunlara 1 yıl giriş yasağı uygulanır ve ayrıca idari para cezası verilir.
  • Ülkemize izinsiz giren ve kalanlara ise Ç 113 kodu verilir, 2 yıl giriş yasağı uygulanır ve ayrıca idari para cezası verilir.
  • Ç 114 hakkında adli işlem yapılan yabancılardır. 1 yıl giriş yasağı uygulanır.
  • Genel ahlaka aykırı davranan veya kamu sağlığını tehlikeye atan yabancılara Ç 116 kodu verilir. 1 yıl giriş yasağı uygulanır.
  • G 87 genel güvenlik açısından tehlikeli olan yabancılar sınır dışı edilir.

Bunun gibi her bir durum için farklı bir tahdit kodu söz konusudur ve  cezaları farklıdır.

Türkiye’ye Giriş Yasağı

Yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışları ile ilgili konular 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununda düzenlenmiştir. Kanunun 9 ve 10. maddelerine göre:

  • Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir.
  • Türkiye’den sınır dışı edilen yabancıların Türkiye’ye girişi, Genel Müdürlük veya valilikler tarafından yasaklanır.
  • Türkiye’ye giriş yasağının süresi en fazla beş yıldır. Ancak, kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından ciddi tehdit bulunması hâlinde bu süre Genel Müdürlükçe en fazla on yıl daha artırılabilir.
  • Vize veya ikamet izni süresi sona eren ve bu durumları yetkili makamlarca tespit edilmeden önce Türkiye dışına çıkmak için valiliklere başvuruda bulunup hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancılara, idari para cezalarını ödemiş olmaları ve İçişleri Bakanlığınca belirlenen ihlal sürelerini aşmamaları kaydıyla, Türkiye’ye giriş yasağı kararı alınmayabilir.
  • Türkiye’yi terke davet edilenlerden, süresi içinde ülkeyi terk edenler hakkında giriş yasağı kararı alınmayabilir.
  • Genel Müdürlük, giriş yasağını kaldırabilir veya giriş yasağı saklı kalmak kaydıyla yabancının belirli bir süre için Türkiye’ye girişine izin verebilir.
  • Kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı sebebiyle Genel Müdürlükçe; idari para cezaları ve kamu alacakları sebebiyle ise valiliklerce yabancıların ülkeye kabulü ön izin şartına bağlanabilir.
  • Giriş yasağına ilişkin tebligat, sınır kapılarındaki yetkili makam ya da valilikler tarafından yapılır. Tebligatta, yabancıların karara karşı itiraz haklarını etkin şekilde nasıl kullanabilecekleri ve bu süreçteki diğer yasal hak ve yükümlülükleri de yer alır.

Tahdit Kodunun Kaldırılmasına İlişkin İptal Davası

İdari para cezası verilmesi, sınır dışı edilme ve ülkeye giriş yasağı konulması durumunda bu işlemlerin iptali istemiyle birlikte tahdit kodu da dava konusu yapılabilir. Dava ile tahdit kodunun değil, tahdit koduna dayanılarak yapılan işlemin; idari para cezasının, sınır dışı etme işleminin ya da ülkeye giriş yasağının iptali istenmelidir.

Tahdit kodunun kaldırılabilmesi için idare mahkemesine dava açılmalıdır. Bazı durumlarda idari başvuru ya da meşruhatlı davetiye ile de tahdit kodunun kaldırılabilmesi mümkündür. Sınır dışı edilme ve tahdit kodu kaldırma konusunda mutlaka bir uzman ile çalışmanız, yol haritasını doğru şekilde çıkarmak bakımından oldukça önemlidir.

Tahdit koduna dayanılarak yapılan işlemlerde işlemi yapan idareye karşı, genellikle valiliklere ya da İçişleri Bakanlığına karşı dava açılmalıdır. Dava açma süresi işlemin tebliğ tarihinden itibaren 60 gündür.

Dava açılması durumunda idarenin işlemin gerekçesini ve bunun hukuka uygunluğunu ortaya koyması gerekmektedir. Söz gelimi yabancının ülkeye izinsiz girdiği ve ikamet ettiği, kaçak çalıştığı, genel ahlaka aykırı davrandığı, kamu sağlığını tehlikeye düşürdüğü, hakkında adli işlem yapıldığı, genel güvenlik açısından tehlikeli olduğu davalı idare tarafından somut ve hukuken kabul edilebilir bir şekilde ortaya konulmalıdır. Buna karşılık davacı da işleme dayanak yapılan olguların doğru olmadığını ya da hukuka aykırı olduğunu açıklamalıdır.

Yabancı dahi olsa kişi haklarını doğrudan etkileyen bu tür işlemlerin kanuni bir dayanağa ihtiyacı bulunmaktadır. Kanunda ve yönetmelikte bu konuda açık bir hüküm bulunmadığından tahdit kodu uygulamasının kanuni dayanak ilkesine uygun olduğunu söylemek güçtür. Ancak yabancıların ülkeye girmeleri ve kalmaları doğrudan doğruya devletlerin egemenlik yetkisiyle ilgili bir konudur. Diğer taraftan kanunlarımız ve diğer mevzuatımız yabancıların ülkemize girişi ve kalması, gerektiğinde sınır dışı edilmesi ve diğer tedbir ve önlemlerin alınması konusunda idareyi görevlendirmiştir. Bununla birlikte bu konudaki ilke ve kriterlerin mevzuatla net bir şekilde tespiti ile uygulamanın hukuka uygun bir şekilde yürütülmesi hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Söz gelimi bir yabancı adli bir olaya karışmış, ancak hakkında takipsizlik ya da beraat kararı verilmişse hakkında adli işlem yapıldığı gerekçesiyle sınır dışı edilmesi ve ülkeye girişinin yasaklanması hukuka aykırı olacaktır. Aynı şekilde bir eğlence yerinde alkollü olduğu için genel ahlaka aykırı davrandığı gerekçesiyle yabancının sınır dışı edilmesi ve ülkeye girişinin yasaklanması hukuka aykırıdır.

Her tahdit koduna göre idari davayı yürütmek ve davada başka türlü bir savunma yapmak gereklidir. Fakat burada önemli olan davayı yasal süresi içinde açmak ve yabancılar hukuku konusunda tecrübeli, yetkin bir avukat ile çalışmaktır. Bazı firmalar yabancılara danışmanlık vermek adı altında hukuk hizmeti de vermeye çalışmaktadır. Fakat davalarda temsil hizmeti yalnızca avukatlara aittir.

Sınır Dışı Etme

Sınır dışı etme kararı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alınır. Haklarında sınır dışı etme kararı alınacak yabancılar Kanunun 54. maddesinde şu şekilde belirtilmiştir:

  • İşlediği suç nedeniyle hapis cezası alan yabancılardan sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilenler
  • Terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar
  • Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar
  • Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar
  • Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar
  • Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler
  • İkamet izinleri iptal edilenler
  • İkamet izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler
  • Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler
  • Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler ya da bu hükümleri ihlale teşebbüs edenler
  • Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı bulunmasına rağmen Türkiye’ye geldiği tespit edilenler
  • Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar
  • İkamet izni uzatma başvuruları reddedilenlerden, on gün içinde Türkiye’den çıkış yapmayanlar
  • Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler.

Sınır dışı etme kararı alınanlara, sınır dışı etme kararında belirtilmek kaydıyla, Türkiye’yi terk edebilmeleri için on beş günden az olmamak üzere otuz güne kadar süre tanınır. Ancak, kaçma ve kaybolma riski bulunanlara, yasal giriş veya yasal çıkış kurallarını ihlal edenlere, sahte belge kullananlara, asılsız belgelerle ikamet izni almaya çalışanlara veya aldığı tespit edilenlere, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlara bu süre tanınmaz.

İdari Gözetim Kararına Karşı Sulh Ceza Hakimine Başvuru

Hakkında sınır dışı etme kararı alınanlardan; kaçma ve kaybolma riski bulunan, Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal eden, sahte ya da asılsız belge kullanan, kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye’den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayan, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar hakkında valilik tarafından idari gözetim kararı alınır ya da idari gözetime alternatif yükümlülükler getirilir. Hakkında idari gözetim kararı alınan yabancılar, yakalamayı yapan kolluk birimince geri gönderme merkezlerine kırk sekiz saat içinde götürülür. İdari gözetime alınan yabancılar, geri gönderme merkezlerinde tutulurlar.

İdari gözetim kararı, idari gözetim süresinin uzatılması ve her ay düzenli olarak yapılan değerlendirmelerin sonuçları, gerekçesiyle birlikte yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Aynı zamanda, idari gözetim altına alınan kişi bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa, kendisi veya yasal temsilcisi kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir.

İdari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimine başvurabilir. Başvuru idari gözetimi durdurmaz. Dilekçenin idareye verilmesi hâlinde, dilekçe yetkili sulh ceza hâkimine derhâl ulaştırılır. Sulh ceza hâkimi incelemeyi beş gün içinde sonuçlandırır. Sulh ceza hâkiminin kararı kesindir. İdari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim şartlarının ortadan kalktığı veya değiştiği iddiasıyla yeniden sulh ceza hâkimine başvurabilir.

İdari gözetim işlemine karşı yargı yoluna başvuranlardan, avukatlık ücretlerini karşılama imkânı bulunmayanlara, talepleri hâlinde 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümlerine göre avukatlık hizmeti sağlanır.

Sınır Dışı Edilemeyecekler

  • Sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar
  • Ciddi sağlık sorunları, yaş ve hamilelik durumu nedeniyle seyahat etmesi riskli görülenler
  • Hayati tehlike arz eden hastalıkları için tedavisi devam etmekte iken sınır dışı edileceği ülkede tedavi imkânı bulunmayanlar
  • Mağdur destek sürecinden yararlanmakta olan insan ticareti mağdurları
  • Tedavileri tamamlanıncaya kadar, psikolojik, fiziksel veya cinsel şiddet mağdurları

hakkında sınır dışı etme kararı alınmaz.

Hiç  kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez.

Sınır Dışı Etme Kararı İptal Davası ve Bireysel Başvuru

Sınır dışı etme kararı, gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancı, bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi, kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir.

Yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde idare mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvuran kişi, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir. Mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır. Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir.

Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde  yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez.

Görüldüğü gibi sınır dışı etme kararına karşı açılacak davalar farklı süre ve usule tabi bulunmaktadır. Dava açma süresi sınır dışı kararının tebliğinden itibaren 7 gündür. Dava kararı alan valiliğe karşı açılır. Yetkili ve görevli mahkeme valiliğin bulunduğu yer idare mahkemesidir. Dava açma süresi boyunca ve dava sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilemez. Dava 15 gün içinde kesin kararla sonuçlandırılır.

Sınır dışı etme kararlarına karşı açılan davalarda idare mahkemelerince verilen kararlar kesin olduğu için davanın reddi durumunda süresi içinde önce Anayasa Mahkemesine, bilahare Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulmalıdır. Sınır dışı etme kararına karşı Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılacak bireysel başvurularda öncelikli inceleme talebinde bulunulmalı ve başvurunun incelenmesi sürecinde ilgilinin sınır dışı edilmemesi için gereken tedbir ve önlemlerin alınması istenmelidir.

Dava sürecinde idarenin sınır dışı etme kararının hukuka uygunluğunu somut gerekçelerle ortaya koyması gerekmektedir. Buna karşılık davacı kararın hukuka aykırılığını açıklamalıdır.

Sınır dışı etme kararı bir çok yönden hukuka aykırı olabilir. Sınır dışı edilmeyi gerektiren durumlar Kanunda sayıldığı için bunların dışında başka bir nedenle alınan sınır dışı kararı hukuka aykırıdır. Aynı şekilde Kanun sınır dışı edilemeyecek olan kişileri saydığından bu kapsama giren yabancıların sınır dışı edilmesi hukuka aykırı olacaktır. Söz gelimi sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar ve ciddi sağlık sorunları, yaş ve hamilelik durumu nedeniyle seyahat etmesi riskli görülenler sınır dışı edilemez.

Sınır Dışı Edilme ve Tahdit Koduna İlişkin Danıştay Kararı

Aşağıda yer verilen Danıştay Kararında sınır dışı edilme ve ülkeye alınmama gibi işlemlerin temel haklarla ilgili olması nedeniyle kanuna ve hukuken kabul edilebilir gerekçelere dayanması gerektiği belirtilmiştir.

Danıştay 10. Daire 2010/9929 E.,  2014/3373 K.

…Dava dosyasının incelenmesinden; İngiltere uyruklu yabancı olan davacının, turistik amaçlı ikamet izninin olduğu, din adamı olarak çalışma izninin olmadığı halde … Valiliği’nce yapılan denetimlerde, …, … Mahallesi, … Yanı, No:… adresinde bulunan … Protestan Kilisesinde din adamı olarak izinsiz çalıştığı, binanın kapısında herhangi bir isim ya da levha olmadığı, kendilerini … Protestan Topluluğu olarak tanıtan davacının da aralarında yer aldığı şahısların kilise olarak kullandıkları binanın, kilise olduğuna dair resmi belge bulunmadığının tespit edildiğinden bahisle, çişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 16.4.2009 tarih ve … sayılı işlemi ile, binayı kilise olarak kullanan, ibadetlerin düzenlenmesi ve gerçekleşmesini organize edenler arasında yer alan davacının çıkışını teminen, 15 günü aşmayacak şekilde ikamet tezkeresi tanzim edilmesi, bu süre içerisinde çıkış yapmadığı takdirde sınırdışı edilecekler kapsamına alınarak çıkışının sağlanması ve … tahdit veri girişinin yapılmasının karara bağlandığı; … Valiliğince anılan işleme istinaden 44.5.2009 tarihine kadar Türkiye’den çıkış yapması gerektiğine, bir yıl süre ile Türkiye’ye giriş yapamayacağına ve 4.5.2009 tarihine kadar çıkış yapmadığı takdirde sınır dışı edilecekler kapsamına alınacağına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmıştır.

Olayda, dosyada bulunan tutanak ve dosya içeriği incelendiğinde, davacının kilise tarafından “din adamı” olarak görevlendirilmediği açık olup; resmi olarak kilise niteliğinde bulunmayan bir binada aynı inanca sahip bazı kişilerle birlikte inancının gereğini yerine getirdiğinin anlaşılması karşısında, din adamı olarak çalışma izin belgesine sahip bulunmadığı gerekçesiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, 1982 Anayasasının “Yerleşme ve Seyahat Hürriyeti” başlıklı 23.maddesinde; “Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un “A) İkamet Tezkeresinin Reddolunacağı Haller” başlıklı 7. maddesinde; “Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan; B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan; C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan; D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan; E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden; yabancılara ikamet tezkeresi verilmez.”, 19. maddesinde “İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancılar verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunur. Bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenler sınır dışı edilebilirler.”, 21. maddesinde “Bu kanunda derpiş edilen sınır dışı kararını almaya İçişleri Bakanlığı yetkilidir. İçişleri Bakanlığı, lüzum göreceği sınır ve sahil illerine memleketin umumi güvenlik ve nizamı noktasından derhal çıkarılmaları lazımgelen yabancıları istizan etmeden sınır dışı etmek yetkisini verebilir. Bu iller bu yetkiye göre işlem yaptıkları takdirde keyfiyeti mucip sebepleriyle birlikte İçişleri Bakanlığına bildirmeğe mecburdurlar.” kuralı yer almaktadır.

15.12.2003 tarih ve 180 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Genelgesi uyarınca Türkiye’ye süreli giriş yasağı uygulaması gerçekleştirilerek bu şekilde daha önce belirlenen kurallara uymayan veya bu kuralları ihlal edenlere çeşitli kodlarla belirli sürelerle ülkemize giriş yasağı uygulanmakta olduğu, bu kapsamda davacıya da Ç-117 kodu ile 1 yıl süre ile giriş yasağı uygulandığı görülmektedir.

Anayasa ile güvence altına alınan seyahat özgürlüğü ancak ilgili anayasa maddesinde gösterilen neden veya nedenlere bağlı olarak kanunla sınırlanabilir.

Dolayısıyla, Yasada öngörülmeyen bir sınırlama neden ve yönteminin idari düzenleme ile getirilmesine de olanak bulunmamaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Kanunu’nun 7. maddesinin son fıkrası hükmüyle de, idari yargı yerlerine, yasalara açıkça aykırı düzenlemeleri, bu düzenlemeler dava konusu edilmeyip, sadece uygulama işlemleri dava konusu edilmiş olsa bile; ihmal etmek suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesine olanak tanınması karşısında; davanın çözümünde, bir takım fiiller nedeniyle belirli sürelerde yurda giriş yasağı konulmasını öngören Genelgenin dikkate alınmaması gerektiğinden; anılan düzenleme esas alınarak tesis edilen ve yasal dayanağı bulunmayan dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Bu durumda, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamıştır.

] }


Avatar

1990 yılında Kırıkkale’de doğan Umur Yıldırım, orta öğrenimini Bursa Polis Koleji’nde tamamladıktan sonra yüksek öğrenimine Ankara Polis Akademisi’nde başlamış ve 2011 yılında ayrılmıştır. Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne başlayarak başarı burs ile üç yılda dönem ikincisi olarak mezun olmuştur. Halen tam burslu olarak Çankaya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü-Kamu Hukuku Bölümünde yüksek lisansına devam etmekte olan Umur Yıldırım, Kadim Hukuk ve Danışmanlık Bürosu’nun kurucusudur.