Mühürde sahtecilik suçu; Cumhurbaşkanlığı, TBMM’ye ait bir mührü üretmek ya da kullanmak için işlenebileceği gibi kamu kurum ve kuruluşlarına ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait mührün sahtesini üretmek veya kullanmaya denir. Kanun koyucu, Devlet ve kamu kurum ve kuruluşlarınca kullanılan resmi mühürlerin resmi belgeleri tasdik edici ve onların gerçek olduğuna güven duyulmasını sağlayıcı özellikleri bulunan resmi mühürlerde yapılacak sahtecilik fiillerini önlemek istemiş ve bu suçla resmi mühürlerin gerçekliğine ilişkin toplumda var olan inanç ve itimadın korunması amaçlanmıştır. Suç, sahte olarak üretilen mührün üretilmesi veya kullanılması anında tamamlanmaktadır. Suçun tamamlanması için ayrıca bir zararın doğması gerekli değildir. Mühürde sahtecilik suçu iki şekilde oluşur:
- Cumhurbaşkanlığı, TBMM ve Başbakanlık tarafından kullanılan mührü sahte olarak üretmek veya kullanmak. (TCK 202/1. madde)
- Kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici mührü sahte olarak üretmek veya kullanmak. (TCK md.202/1. madde)
Buna karşın, mühür niteliğinde bulunmayan tevsik ve tasdik edici aletler hakkındaki sahtecilik eylemleri 202. maddeye alınmamıştır. Ayrıca, mühür ve diğer aletlerin izinin taklidini ve kullanılmasını düzenleyen 334. madde ve benzeri 335, 336. maddeler de madde kapsamı dışında bırakılmıştır. Belirtelim ki, bu husus anılan 333/2 ve 334-336. maddelerdeki eylemlerin cezasız kaldığı şeklinde yorumlanmamalı, koşulları oluştuğunda bu tür eylemlerin belgelerde sahtecilik suçunu oluşturabileceği düşünülmelidir.
Mühürde Sahtecilik Suçu Nedir?
Mühürde sahtecilik suçu TCK m. 202’de düzenlenen kamu güvenine karşı suçlardandır. Birinci fıkrada suçun iki şekli de belirtilmiştir. Söz konusu suç seçimlik hareketlerle işlenebilen suçlardandır. Ya sahte mühür üretme şeklinde işlenir ya da sahte mühür kullanma şeklinde işlenir. Seçimlik iki hareketten birinin işlenmesi ile suç oluşur. Aynı şekilde iki seçimlik hareket bir arada işlenirse faile tek bir suçtan ceza verilir. Örneğin bir mührün sahte olarak üretildikten sonra üretimini yapan kişinin bu mührü kullanması halinde tek bir suç oluşur.
Maddedeki kamu kurum ve kuruluşlarından kasıt belediyeler, valilikler, Kızılay, Bakanlıklar, müdürlükler, SGK hatta okul idareleridir. Bu kurumlara ait mühürler sahte olarak üretildikten veya kullanıldıktan sonra suç oluşur. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına örnek vermek gerekirse; Barolar, Türkiye Tabipler Birliği, Makine Mühendisleri Odası gibi çeşitli meslek örgütleridir. Bu kurumların kullandığı her türlü mühür suçun konusunu oluşturur.
Mühürde Sahtecilik – Madde 202
- Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık tarafından kullanılan mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza Mahkemesi)
- Kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza Mahkemesi)
Madde gereği suç kamu güvenine karşı suçlardandır. Çünkü Cumhurbaşkanlığı ya da TBMM Başkanlığı’na ait mührün sahte olarak üretilmesi ve kullanılması şeklinde suç işlenir. Aynı şekilde kamu kurum ve kuruluşlarının onaylama ya da belgeleme şeklinde kullandığı mührün sahte olarak üretilip kullanılması şeklinde de suç işlenmiş olur. Yani söz konusu suç birden fazla şekilde işlenebilir.
Mühür Nedir?
Mühür; bir hukuki karar veya işlemin kim veya hangi makam tarafından yapıldığını ya da tasdik edildiğini gösteren, üzerinde TC. rumuzu ile ilgili olduğu kurum veya kuruluşun ad veya işareti yer alan ve kullanıldığında da bu işareti ilgili belgeye geçirmeye yarayan alettir. Mühür bir başka açıdan, bir egemenlik veya yetkinin bulunduğunu gösteren, kanıtlayan alamettir. Öte yandan mühür, Devlet ve Hükümet makamları veya kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından, alınan bir karanın veya hukuki işlemin bu makamlarca yapıldığının göstermek veya bazı işlem veya belgelerin doğruluğunu, belirli bir içerikte ya da nitelikte bulunduğunu, belirli bir biçimde düzenlendiğini tasdik etme veya belgelenmesinde kullanılır.
Resmi mühürler, 8.6.1984 tarihli ve 234 sayılı KHK’nin 2 ve 6. maddeleri uyarınca Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, Darphane Dairesi Başkanlığı tarafından basılır, bir sicil numarası verilerek resmi mühür kütüğüne kaydedilir ve mühür beratları ile birlikte ilgili kamu kuruluşuna verilir. “Kamu kurum ve kuruluşlarında” kullanılacak resmi mühürlerin basılmasıyla ilgili hususlar Resmi Mühür Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Resmi mühürlerin hangi kurumlarca kullanılabileceği Yönetmeliğin 3. maddesinde belirtilmektedir. Temel kural, “resmi mühürlerin yalnızca kuruluş kanunları ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri gereği kendilerine kamu görevi verilmiş kurum veya kuruluşlarca kullanılabileceği” şeklindedir.
Mühürde Sahtecilik Suçunun Unsurları
Mühürde sahtecilik suçunun işlenmesi için suçun iki seçimlik hareketten birisi ile gerçekleştirilmesi gerekir. Suç kamu güvenine karşı işlendiği için önemli sonuçlar doğurabilir. Sahte mühür kullanımı; kamu kurumları ve meslek örgütlerinin itibarını kötü etkiler. Bu kuruluşlar yapılan hukuki işlemlerde güvenilirliklerini kaybeder. Bu nedenle suçla korunan kamu güvenidir.
Suçla korunan hukuki değer kamuya duyulan güven duygusudur. Devlete ait olan mühür yaptığı işlemler için güven altına alınmıştır. Bu nedenle mührün güvenilirliğini zedeleyen hareketler suç olarak tanımlanmıştır. Suçu işleyen kişi sonradan pişmanlık duyabilir. Bu durumda indirim hallerinden etkin pişmanlık hükümleri burada uygulanmamaktadır. Suçun faili herkes olabilirken mağduru kamu yani devlettir. Ayrıca fail herkes olabildiği için özgü bir suç değildir.
Suçun Faili ve Mağduru
Mühürde sahtecilik suçunu işleyebilmek için herhangi bir özgü suç hali düzenlenmemiştir. Suç seçimlik hareketli bir suçtur. İcrai hareketlerle işlenebilir. Kanundaki düzenlemesine göre de herkes suçun faili olabilir. Mühürde sahtecilik suçu kamu güvenine karşı suçlardandır. Kanunda bu başlık altında düzenlenen suçun koruduğu hukuki değer kamu güvenidir. Bu nedenle de mağdur kamunun kendisidir yani devlettir. Bunun yanı sıra suç işlenirken menfaati ihlal edilen kişiler olabilir. Onlar da suçtan zarar gören kişilerdir.
Suçun Fiili
Mühürde sahtecilik suçu seçimlik hareketli bir suçtur. İlgili kanuni düzenlemeye göre suçun işlenmesi için ya üretim ya da kullanma eylemlerinden biri gerçekleşmelidir. Ayrıca bu seçimlik iki hareketten birinin gerçekleşmiş olması yeterlidir. Suçun işlenebilmesi için mührün aldatma yeteneğinin de olması gerekir. Aldatma yeteneğinin varlığını Yargıtay’da verdiği kararlarda benimsemiştir.
Sahte Mühür Üretme: Sahte mühür üretme hareketi; gerçek bir mührün bıraktığı eser ve izleri bırakmaya elverişli biçimde taklit ederek sahte bir mühür imal edilmesi şeklinde icra edilir. Sahte mühür üretilmesi ile amaç, onun onaylayıcı veya belgeleyici nitelikteki iz veya eserini kullanmaktır. Sahte mühür üretilmesi, başka bir malzemeyle gerçek bir mührün taklidinin yapılması şeklinde olabileceği gibi, ger- çek bir mühürde değişiklik yapmak suretiyle (örneğin bir notere ait mührün başka bir noterlik mührü olarak değiştirilmesi) de gerçekleştirilebilir. Sahte mühür üretme eylemi, gerçek bir mührün iz veya eserini bırakmaya el- verişli şekilde taklit bir mühür imal edildiği an tamamlanır. Üretim tamamlanmamış iken failin yakalanması halinde suçun teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilir.
Sahte Mührü Kullanma: Devlet ve kamu kurumlarına ait mühürler, belirli bir işlemin, belgenin, durumun veya bir metaya ait evsafın doğruluğunu, gerçekliğini onaylama veya belgeleme amacıyla kullanılmaktadır. Dolayısıyla iki fıkra arasında kullanımına ilişkin ibare farklı olmakla birlikte kullanım hareketinin her iki fıkrada da bu işlevler yönüyle olması gerektiği değerlendirilmelidir. Sahte mührün kullanılması; onun onaylayıcı veya belgeleyici fonksiyonuna uygun olarak kullanılması şeklinde anlaşılmalıdır. Onaylayıcı veya belgeleyici işleviyle kullanılmamışsa, eylem bu suçu oluşturmaz. Örneğin, sahte resmi belge üretilmesi amacıyla yazılan bir yazının ilgili yerine mühür basılması ve izinin çıkarılması şeklinde kullanılabilir.
Fail, sahte mührü fonksiyonuna uygun şekilde kullanan; örnekte mührü belgeye basan kişidir. Buna karşın, sahte mühür izi basılan belgeyi kullanan kişinin eylemi mührü kullanma değil, sahte belgeyi kullanma niteliğindedir. Eğer bu kişi belgenin sahte mühürle oluşturulduğunu bilerek kullanıyorsa, belgede sahtecilik suçundan sorumlu tutulur.
Manevi Unsuru
Türk hukuk sisteminde; düzenlenmiş olan suçlar için kasti sorumluluk gerekir. Kanun koyucu herhangi bir suç için taksirli halini düzenlemediyse o suçtan ancak kast ile sorumluluk mümkündür. Mühürde sahtecilik suçunun taksirli hali TCK’de düzenlenmemiştir. Yani suç yalnızca kasten işlenebilir. Kast TCK’de tanımlanmıştır. ‘’ Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.’’ (TCK m. 21/1) Kast öngörülebilir bir neticenin öngörülmesi ve istenmesi ya da kabul edilmesidir. Yani kastın bazı unsurları vardır ve bunlar bir arada bulunmalıdır. Bu unsurlar:
- Öngörülebilirlik ve öngörme
- Neticeyi isteme ya da kabul etme
Neticeyi istemek; failin suçu öngörmesinin yanı sıra gerçekleşmesini istemektedir ya da en azından gerçekleşeceğini kabul etmektedir. Suç için asıl önemli olan kıstası herkesçe öngörülebilir olup olmadığıdır. Öncelikle dış dünyaya yansıyan hareket veya netice öngörülebilir olmalıdır. Bu öngörülebilirlik aynı durumdaki ortalama zekaya sahip makul kişilerce aynı olmalıdır. Öngörülebilir olmayan durumlarda illiyet bağı kesilir. Fail kast ile suçu işlerken neticeyi öngörmektedir.
Mühürde Sahtecilik Suçunun Cezası Nedir?
Türk Ceza Kanunu m. 202’de düzenlenen mühürde sahtecilik suçu kamu güvenine karşı işlenen suçlardandır. Bu suç sahte mühür üretmek ya da sahte mührü kullanmak suretiyle işlenir. Suçun işlenmesi kamu güvenini zedeler. Mühürler resmi belgelerin geçerliliğini korur. Belgelerin doğruluğunu sağlamak için kullanılan araçlardır. Sahte mühürlerin kullanılması kamu kurumlarının ve meslek kuruluşlarının itibarını zedeler. Sonucunda da hukuki işlemler güvenilirliğini yitirir. Toplumda genel bir güven sorunu oluşur.
Mühürde Sahtecilik Cezası | |
TCK 202/1 | 2 yıl ile 8 yıl arasında değişecek şekilde hapis cezası |
TCK 202/2 | 1 yıl ile 6 yıl arasında değişecek şekilde hapis cezası |
TCK m. 202’de mühürde sahtecilik suçunu oluşturur. Cumhurbaşkanlığı ya da TBMM Başkanlığı’nın kullandığı mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi 2 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kamu kurum ve kuruluşlarınca ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici mührü sahte olarak üreten ve kullanan kişi de bir yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun Özel Görünüş Biçimleri
Mühürde sahtecilik suçu için alt sınırdan ceza verilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı 2 yıl veya altında ise kişilere ceza verilmemektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi durumunda suçu işleyen kişinin belli bir denetim süresi içerisine girmesi gerekir. denetim süresi içinde söz konusu şartlara uyan kişi süre sonunda verilen kararın etkilerinden bertaraf edecektir.
Cezanın ertelenmesi kararı da 2 yıl ve altında olan suçlar için verilecektir. Suçu işleyen kişi hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilmesi için cezanın infazından şartlı olarak vazgeçilmelidir. Cezanın ertelenmesi kararı mühürde sahtecilik suçunun alt sınırından ceza verildiği durumlarda söz konusudur. 1 yıl ve altındaki hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir. Mühürde sahtecilik suçu için alt sınır 2 yıldır ve fail hakkında indirim sebepleri uygulanırsa adli para cezası verilebilir. Hapis cezasının para cezasına çevrilmesi halinde kişi cezasını ödemezse, bu ceza tekrardan hapis cezasına döner.
Teşebbüs
Sahte mühür üretme veya sahte üretilmiş mührü kullanma suçlarına teşebbüs olanaklıdır. Failin üretim veya kullanma eylemine ilişkin icra hareketinin elinde olmayan nedenlerle tamamlanamaması halinde teşebbüsten söz edilir. Üretime iştirak etmeyen ve fakat sahte mührü kullanan failin, örneğin belge üzerine düşürdüğü izin silik ve okunamaz olması durumunda, eylem teşebbūs aşamasında kalır.
Teşebbüs TCK m. 35’de failin işlemeye kast ettiği suçu elinde olmayan nedenlerle tamamlayamamasıdır. Suçun elverişli hareketlerle doğrudan icrasına başlanır ancak kişinin elinde olmayan sebeplerden dolayı icrasını tamamlayamaması ve sorumlu tutulması halidir. Teşebbüs aşamasında kalan suçun zarar ve tehlike ağırlığına göre cezalarda indirim uygulanacaktır. Örneğin ağırlaştırılmış müebbet, 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına, müebbet hapis cezası da 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde ise verilen cezanın ¼’ünden ¾’üne kadar indirim yapılır. Mühürde sahtecilik suçu da sırf hareket suçu olmasına rağmen icrai hareketler bölünebilir niteliktedir. Bu nedenle teşebbüs hükümleri uygulama alanı bulur.
İştirak
İştirakle ilgili genel hükümler uygulanır. Sahte mühür üretmeye veya kullanmaya ikna eden kişi azmettiren, üretim veya sonraki aşamada yardımcı olan kişi, yardım eden sıfatıyla suça iştirak etmiş sayılır. İştirak bir suçun birden fazla failin birlikte işlenmesidir. Suça birden fazla kişi katılır ve bu kişiler suç işlemeye yönelik ortak bir irade olmalıdır. Bu nedenle, yalnızca kasten işlenen suçlarda iştirak mümkündür. Mühürde sahtecilik suçu da birden fazla fail ile işlenebilen bir suçtur. İcrai hareketlerinin birden fazla kişi ile yapılırsa suçun işlenişine katılan herkes fail olarak sorumludur. Kullanma fiili aslında sahte mührü elinde bulundurmayı da gerektirir. Fa- kat, kanunda sahte mührün salt bulundurulması suç sayılmamıştır. Bu nedenle üretimine iştirak etmediği bir sahte mührü bilerek bir süre bulunduran kimse, üreten veya kullanan faile yardım etmesi nedeniyle iştirak dolayısıyla sorumlu tutulur.
İçtima
Suç, sahte mührün üretilmesiyle oluşur, tamamlanması için mührün kullanılmış olması gerekli değildir. Failin sahte mührü ürettikten sonra bir de kullanması durumunda müterakki/geçitli suç bulunduğundan tek suç oluşur, 43. madde uygulanamaz. Ancak mührün kullanılması ile ortaya çıkan belgede sahtecilik ile içtima hususu aşağıda açıklanmaktadır. Kullanma fiili bakımından, failin sahte mührü bir kez kullanmış olması, suçun tamamlanmış olması için yeterlidir. Bir suç işleme kararıyla birden fazla kullanılması halinde zincirleme suç hükümleri (43/1.) tartışılmalıdır.” Yargıtay, aynı araca ait, tescil belgesi ve bir çift sahte plaka gibi birden fazla sahte resmi belgenin farklı zamanda üretildiğinin kanıtlanamaması durumunda tek suç sayılacağını ve 43. maddenin uygulanamayacağını kabul etmektedir. 18 Sahte mührü üreten kişinin mühürde sahtecilik suçu tamamlandığından, mührün sahte bir belge üretimi için kullanılması halinde iki ayrı suç oluşur.
Failin üretmediği sahte mührü bilerek sahte resmi belge oluşturmak için kullanması konusunda, bir görüşe göre bu takdirde iki ayrı suç oluşur.” Diğer görüş, sahte resmi belgenin bu mühür izi olmadan oluşabilmesi durumunda iki suçun oluşacağı, aksi halde, yani mühür izinin resmi belgenin varlığı bakımın- dan zorunlu unsur olması durumunda mühürleme şeklindeki tek fiille iki ayrı netice elde edildiğinden, fikri içtima hükmü gereği ağır olan suçla ceza verilmesi gerektiği yönündedir.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme, Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması
- Adli Para Cezasına Çevirme: Adli para cezasına mahkemece karar verilirse, fail bir miktar parayı devlet hazinesine öder. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulur. Hükmedilen hapis cezası, para cezasına çevrilebilir. Bunun için verilen ceza 1 yıl ve daha altında hapis cezası olmalıdır. Adli para cezası tek başına ya da hapis cezası ile birlikte uygulanan yaptırımdır. Mühürde sahtecilik suçunda hapis cezası para cezasına çevrilebilir.
- Erteleme: Cezanın ertelenmesi, mahkemenin belirlediği cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Mühürde sahtecilik suçunda da hükmedilen cezanın ertelenmesi mümkündür.
- HAGB: Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması ise sanık hakkında hükmedilen cezanın belli bir denetim süresinde sonuç doğurmamasıdır. Denetim süresinde belli koşullar yerine getirilirse ceza ortadan kaldırılır ve dava düşer. Mühürde sahtecilik suçu için de hükmedilen hapis cezası için HAGB kararı verilebilir. HAGB kararının amacı kişileri ıslah etmektir. Adli sicil kaydında da gözükmeyen karar hiçbir sonuç doğurmaz.
Mühürde Sahtecilik Suçunda Şikayet Süresi ve Görevli – Yetkili Mahkeme
Türk Ceza Kanunu’nda şikâyete tabi suçlar belli bir süreye bağlanmış ve kanunda belirtilmiştir. Mühürde sahtecilik suçu ise şikâyete tabi suçlardan değildir. Bu nedenle şikâyete ilişkin de bir süreye bağlanmamıştır. Savcılık bu suç için soruşturmayı kendiliğinden başlatacaktır. Suçtan mağdur olan kişi yargılama esnasında şikâyetçi olmadığını belirtse de davaya da failin ceza almasına da bir etkisi yoktur. Şikâyetten vazgeçildiğinde dava düşmez ve yargılamaya devam olunur.
Mühürde sahtecilik suçu için görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Dava suçun işlendiği yerdeki asliye ceza mahkemesinde görülür. “Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır.” (5235 sayılı Kanun m. 12)
Zamanaşımı
Mühürde sahtecilik suçunda dava zamanaşımı süresine uymak kaydı ile her zaman soruşturma yapılabilir. Dava zamanaşımı suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçmesine rağmen dava açılmamışsa ya da dava açılmasına rağmen kanuni süresinde sonuçlandırılmamışsa ceza davasının düşmesi sonucunu doğurur. Mühürde sahtecilik suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu zamanaşımı süreleri içerisinde her zaman soruşturma yapılabilir ve bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılmaz. Zamanaşımı süresinin başlangıcı suçun işlendiği tarihtir. Mühürde sahtecilik suçu için geçerli olan 8 yıllık sürenin sonunda dava açılmadıysa ya da açılan dava sona ermediyse zamanaşımı süresi dolar. Zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle de düşme kararı verilir.
Uzlaşma ve Etkin Pişmanlık
CMK m. 253’de uzlaştırma kurumu düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre soruşturma ve kovuşturması şikayete bağlı suçlar ve CMK m. 253’teki katalog suçlar uzlaştırmaya tabidir. Uzlaşmaya tabi olan suçlar için soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında da mahkeme dosyayı uzlaştırma bürosuna göndermektedir. Buna göre mühürde sahtecilik suçunun şartları taşımaması ve katalog suçlardan olmaması nedeniyle uzlaştırmaya tabi değildir. Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir ve failin hiç ceza almamasını ya da aldığı cezada indirim yapılmasını düzenler. Buna göre fail mağdura karşı bir zarar yaratmıştır. Ancak bu zarardan pişmanlık duyarsa ve zararı gidermeye çalışırsa etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanacaktır. Etkin pişmanlık hükümleri her suç tipi için uygulanmaz yalnızca haklarında düzenleme bulunan suçlar için uygulanır. Mühürde sahtecilik suçu için de etkin pişmanlık hükümleri öngörülmemiştir.
Görevli Mahkeme
Görevli mahkeme, her iki fıkra yönünden asliye ceza mahkemesidir. Suçun takibi şikâyete tabi olmayıp, Cumhuriyet başsavcılığınca re’sen soruşturulur ve iddianameyle dava açılır. Sahteliğin kanıtlanması durumunda suça konu mührün zoralımına karar verilir. Mührü taklit edilen kamu kurum veya kuruluşu ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun eylem nedeniyle zarar gördüğü düşünülüp katılma istekleri kabul edilmelidir.
Mühürde Sahtecilik Suçu Emsal Yargıtay Kararları
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2013/12911 E. 2014/9867 K. 17.04.2014 Tarihli Kararı
- Mühürde Sahtecilik Suçu
- TCK 202. Madde
Mahkemece 09.11.2010 tarihinde mühürde sahtecilik ve elektrik hırsızlığı suçlarından verilen beraat kararlarının katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere mahkemesine iade edildiği ve mahkemesince . de sadece hırsızlık suçuna ilişkin yeniden değerlendirme yapılarak 17.01.2013 tarihinde yeniden hüküm kurulduğu ve bu hükmün de yine katılan vekili tarafından süresinde temyiz edildiği cihetle; katılan vekilinin mühürde sahtecilik suçu yönünden 09.11.2010; elektrik hırsızlığı suçu yönünden ise, 17.01.2013 tarihli hükümlere yönelik temyizlerinin incelemesinde;
Mahkemece kanıtlar değerlendirilip. gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle mühürde sahtecilik suçundan verilen beraat ve hırsızlık suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kararlar usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılan vekilinin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin (ONANMASINA), 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/9249 E. 2016/9400 K. 12.12.2016 Tarihli Kararı
- Mühürde Sahtecilik Suçu
- TCK 202. Madde
Sanık … hakkında resmi evrakta sahteciliğe teşebbüs suçundan verilen beraat hükmü, sanıklar …, …, … … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri, sanıklar …, … ve … hakkında; mühürde sahtecilik suçundan verilen hüküm kurulmasına yer olmadığına hükümleri, sanıklar …, …, … ve … hakkında; resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükümleri ile sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükümleri o yer Cumhuriyet savcısı, katılan vekili ve sanık … tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılan vekilinin sanıklar …,… ve … hakkında mühürde sahtecilik suçundan verilen hükümleri de temyiz etmiş olmasına rağmen, bu hükümlerle ilgili olarak tebliğnamede bir görüşe yer verilmediği anlaşılmakla, belirtilen hükümlerle ilgili ek tebliğname düzenlenmesi amacıyla dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/10939 E. 2019/6093 K. 03.05.2019 Tarihli Kararı
- Mühürde Sahtecilik Suçu
- TCK 202. Madde
Dairemizin 16.11.2016 tarihli tevdii kararı üzerine Yüksek Öğretim Kurumuna çıkarılan tebligat sonucu kurum vekilinin 05.01.2017 tarihli dilekçe ile resmi belgede sahtecilik ve mühürde sahtecilik suçlarından kurulan hükümleri temyiz etmesine rağmen ek tebliğnamede sadece mühürde sahtecilik suçundan görüş bildirildiği, sahte olarak düzenlendiği iddia olunan denklik belgesini içeren resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümle ilgili görüş bildirilmediği dikkate alınarak; belirtilen eksikliğin giderilmesi amacıyla ek tebliğname düzenlenmek ve dairemize gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 03.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/16971 E. 2017/15217 K. 25.12.2017 Tarihli Kararı
- Mühürde Sahtecilik Suçu
- TCK 202. Madde
Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme ilişkin olarak, sanığın, diğer sanık …’ın evinde ve işyerinde ele geçirilen sahte resmi belgeleri düzenlediği veya kullandığına dair inkara yönelik savunmasının aksine delil bulunmadığının anlaşılması karşısında bu belgelerden sorumlu tutulamayacağı ancak sanığın yakalandığı sırada yapılan üst aramasında ele geçirilen, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan, …. adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı talep belgesi aslı dosyaya getirtilip, belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu hususu da göz önüne alınarak, incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulduktan sonra, aldatıcı niteliğinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıklar …, …, …. müdafileri ile sanık …’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 11.11.2019, 2019/17711-2019/13528
- Mühürde Sahtecilik Suçu
- TCK 202. Madde
Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın, yetkilisi olduğu şirketin ithal ettiği Çin menşeli eşyayı gümrük vergisi ödememek için serbest dolaşım beyannamesi düzenlendiği ve bu belgeyi sahte mühür ile işleme koymak suretiyle üzerine atılı resmi bel- gede ve mühürde sahtecilik suçlarını işlediği iddiasına ilişkin olayda; dolaşım belgesi üzerindeki mührün sahte olduğu iddiasıyla dava açılması, sahte olduğu anlaşılan belgeleri düzenlemekte kullanılan mührün ise ele geçmemesi karşısında; sahte mühürlerin suça konu resmi belgenin zorunlu tamamlayıcı unsuru olduğu bu nedenle sahte dolaşım belgesi düzenlenmek, kullanmak eylemlerinin kül halinde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu…
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 7.11.2019, 2017/12177-2019/7711
- Mühürde Sahtecilik Suçu
- TCK 202. Madde
Sanığın adresinde yapılan adli aramada bazı kamu kurum ve kuruluşlara ait sahte mühürler ile fiziki olarak boş vaziyette kesimi yapılmamış, düzenlenmemiş, ayrıca dijital olarak da çok sayıda değişik vasıfta belgenin ele geçirilmesi nedeniyle mühürde sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda, mühürde sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçlarının birbirinden bağımsız ayrı suçları oluşturduğu cihetle, kriminal raporuna göre mühürlerin sahte oldukları ve aldatma kabiliyetini haiz oldukları, diğer fiziki belgelerin ise düzenlenmemiş boş vaziyette olduğunun bir kısım belgelerin de onaysız fotokopi niteliğinde olduğunun tespit edildiği, dosya içerisinde dijital olarak tespit edilen belgelerin ise imzasız oldukları gibi, yalnızca sanığa ait hardisk, flash bellek, CD ortamında yer aldıkları, belge haline getirilmediğinin anlaşılması karşısında, resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağından sanığın bu suçtan beraatine, mühürde sahtecilik suçundan ise eylem sübut bulduğundan, mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, eylemin kül halinde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğundan bahisle, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması bozmayı gerektirmiştir.