Mirasta Tenkis Davası ve Saklı Pay

mirasta tenkis davasi

Tenkis davası, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufunun, mirasçının saklı payı üzerindeki haksız müdahalesinin saklı pay oranını koruyacak kadar indirilmesidir. Yani diğer bir tanımla tenkis davası, miras bırakanın tasarruf özgürlüğünü aşarak saklı pay sahibi mirasçıların miras hakkına yaptığı tecavüzün giderilmesi ve miras bırakanın yaptığı tasarrufun kanuni sınırlar içerisine çekilmesi için açılan bir davadır. Saklı pay mirasçıları, miras bırakanın saklı payına el atması durumunda tenkis davası açarak, saklı paylarının kendilerine iade edilmesini talep edebilmektedir. Davada ölüme bağlı tasarrufun iptali değil, değiştirilmesi söz konusu olmaktadır. Tenkis davası Türk Medeni Kanunu’nun 560. maddesi ve devamında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Saklı paya sahip olan ve tenkis talebinde bulunabilecek kişiler;

  • Altsoy
  • Anne ve baba
  • Sağ kalan eştir.

Mirasçılara, tenkis talebi yetkisi veren asıl husus saklı paylarıdır. Kanunen mirasçıların bazılarına miras payları içerisinde miras bırakanın dahi müdahale edemeyeceği bir hak tanınmıştır. Buna göre saklı pay mirasçıların saklı payları miras bırakanın tasarruf edilebilir mal varlığı dışında tutulmuştur. Miras bırakan, ölüme bağlı tasarrufları yalnızca saklı payların hariç tutulduğu tasarruf edilebilir kısım üzerinde gerçekleştirebilecektir. Tenkis davası miras hukukuna ilişkin bir dava olup miras bırakanın ölümü halinde açılabilen bir davadır. Muris sağ iken bu davanın açılması mümkün değildir. Tenkis davası, miras bırakanın bazı mirasçılar aleyhine mirastan mal kaçırma işlemlerine karşı oldukça etkili bir hukuk davasıdır.

Tenkis Davası Nedir?

Tenkis davası, saklı pay mirasçılarına tanınan, miras bırakanın kendi saklı payları üzerinde yapmış olduğu tasarrufların kendilerine iade edilmesini talep ettikleri davadır. Özellikle bu dava aralarında husumet bulunan miras bırakan ve mirasçı açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü bu dava sonucunda verilen karar, miras bırakanın yapmış olduğu saklı paya müdahale eden tasarrufları geçmişe etkili olarak geçersiz kılmaktadır. Tenkis talep etme hakkı kural olarak dava yoluyla kullanılmalıdır.

Tenkis davası, mahiyeti gereği belirsiz alacak davasıdır. Mirasçılar davayı açarken aynı zamanda kendilerinin saklı paylarının ve saklı pay oranlarının belirlenmesini de talep etmektedir. Bu sebeple mirasçılar kendilerine iade edilecek payların ne olduğunu tam olarak belirleyemeyecek konumdadır. Yargıtay’ın görüşleri de tenkis davasının belirsiz alacak davası olduğu yönündedir. Yapılacak belirleme sonucunda miras bırakanın mirasçının saklı payı üzerinde yapmış olduğu haksız tasarruflar değiştirilecek ve kendisine iade edilecektir.

Tenkis talebi mirasçının şahsi hakkı olduğundan devredilemez bir haktır. Mutlaka saklı pay mirasçısı tarafından şahsen kullanılmalıdır. Aynı zamanda saklı paya müdahale objektif olarak değerlendirilecektir. Miras hukukunda kabul edilen ilkeye göre asıl amaç vasiyeti olabildiğince ayakta tutmaktır. Mirasçının saklı payı başka şekillerde maddi olarak karşılanmışsa mirasçı tenkis talebinde bulunamayacaktır.

İnfaz Hesaplama Yapmak İçin Tıklayınız
mirasta tenkis davasi nedir
mirasta tenkis davasi nedir

Tenkis Davası Hangi Hallerde Açılır?

Tenkis davası, mirasçının saklı payına müdahale edildiği durumlarda açılabildiğinden ilk olarak anılan durumların tespit edilmesi gerekmektedir. Tenkis davasında özellikle taraflar açısından en büyük önem arz eden husus, miras bırakanın tereke üzerinde tasarruf edebileceği kısmın doğru tespit edilmesidir. Buna ek olarak tenkis davasının açılabilmesi için uygulamada ve öğretide iki koşul kabul edilmiştir. Bunlar;

  • Mirasçıların saklı paylarını alamamış olmaları
  • Miras bırakanın yaşamında yapmış olduğu sağlar arası ya da ölüme bağlı tasarruflar sonucu mirasçının saklı payına müdahale etmiş olması.

Bu koşullar gerçekleştiğinde, saklı payı ihlal edilen mirasçının tenkis davası açabileceği kabul edilmiştir. Bu koşulların var olmadığı hakim tarafından tespit edilmesi durumunda dava reddedilecektir. Aynı zamanda mirasçıların saklı paylarının elde edememe sebebinin miras bırakanın yaşamında veya gerçekleştirmiş olduğu ölüme bağlı tasarruflar sonucunda yaşanmış olması büyük önem taşımaktadır. Mirasçının saklı payına kavuşamamasının sebebinin miras bırakanın haricinde gerçekleşmiş olması durumunda mirasçı tenkis davası açmaya hak kazanamayacaktır.

Saklı Pay Nedir?

Saklı pay, kanun koyucu tarafından mirasçıya verilmiş olan ve miras bırakandan dahi korunan bir haktır. Buna göre miras bırakan mülkiyeti kendisine ait olsa dahi, mirasçıların saklı payları üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunamayacaktır. Saklı pay yasal miras payının belli bir kısmı olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişilerin miras paylarının içerisindeki belli bir kısmının saklı pay olarak belirlenmesinin sebebi miras bırakan ile aralarında bulunan kuvvetli bağdan kaynaklanmaktadır. Buna göre, miras bırakanın yaşamından sonra bakmakla yükümlü olduğu kişilerin her ne sebeple olursa olsun terekenin belli kısmından mahrum kalmamaları gerekmektedir.

Miras bırakan yalnızca mirastan çıkarma söz konusuysa saklı pay üzerinde tasarruf edebilir. Mirastan çıkarma söz konusu olduğunda mirasçının miras payı bulunmadığından saklı payının da korunmasında hukuki bir yarar bulunmadığı kabul edilmiştir. Ancak mirastan çıkarma için kanunda sayılan koşulların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bir diğer yol ise miras bırakan ve mirasçının iradelerinin uyumlu olmasıdır. Bu yola göre mirasçı ve muris, murisin yaşamı esnasında yapacakları mirastan feragat sözleşmesi ile kişinin saklı payının ortadan kaldırılmasını sağlayabilirler.

Miras bırakanın tasarruf oranı saklı pay mirasçılarının saklı paylarının terekenin bütününden çıkarılması yoluyla hesaplanmaktadır. Tasarruf oranı hesaplanırken, esas alınması gereken terekenin net tereke olması gerekmektedir. Tereke hesabı, miras bırakanın tüm malvarlıklarının ölüm anındaki değerleriyle hesaplanmaktadır. Terekeden çıkarılması gerekilen değerler, miras bırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve defter tutulması için yapılan giderler, miras bırakan ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık bakım ve geçim giderleridir.

tenkis davasi sakli pay
tenkis davasi sakli pay

Saklı Pay Mirasçıları Kimlerdir?

Saklı pay mirasçılar ve bu mirasçıların oranları Türk Medeni Kanunu’nun 506. maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre “Saklı pay aşağıdaki oranlardan ibarettir:

  • Altsoy için yasal miras payının yarısı,
  • Ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri,
  • Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte üçü.”

Buna göre saklı payı mirasçıları kişinin altsoyu, anne-babası ve sağ kalan eşidir. Eski düzenlemede murisin kardeşleri de saklı pay mirasçısı konumundaydı. Ancak 2007 yılında yapılan düzenleme ile kardeşlerin saklı pay mirasçı olması hakkı kaldırılmıştır. Terekenin 2007 yılı öncesinde açılmış olması durumunda saklı pay oranları belirlenirken kardeşlerin saklı payları da göz önünde bulundurulacaktır.

Saklı pay mirasçılarının saklı pay oranları kanunda da belirtilmiştir. Buna göre altsoyun miras payının yarısı saklı paydır. Miras bırakanın tasarruf edebileceği oran altsoyunun miras payının yarısıdır. Yine anne babanın yani ikinci zümrenin mirasçı konumda olması durumunda saklı payları miras paylarının dörtte biridir. Sağ kalan eşin ise mirasçı olduğu zümreye göre değişkenlik göstermektedir. Buna göre sağ kalan eşin birinci zümre ile yani altsoy ile mirasçı olması durumunda saklı pay oranı miras payının dörtte üçüdür. Diğer zümreler bakımından ise miras payının tamamı saklı paydır. Yani tamamına dokunulamaz.

Tenkise Tabii Olan Tasarruflar

Tenkis davasına konu edilebilecek tasarruflar kanunen sınırlanmıştır. Buna göre tenkis davası, miras bırakanın bazı tasarrufları bakımından açılabilmektedir. İlk olarak bir tasarrufun tenkis davası ile değiştirilebilmesi için hukuken geçerli bir tasarruf olması gerekmektedir. Buna göre hukuken geçersiz tasarruflar baştan geçerli olmadıklarından, mirasçının hakkının zedelenmemiş olduğu kabul edilmektedir. Hukuken var olmayan bir tasarrufun zedeleme gibi bir sonuç doğurmayacağı kabul edilmektedir. Kişiler tasarrufun butlanını iddia ederek taleplerini ileri sürebilirler. Yine tenkis davasına konu edilebilecek tasarruflar karşılıksız olması gerekmektedir. Tasarrufun bir kısmının karşılıksız olması durumunda, tenkis davasına tasarrufun karşılıksız kısmı konu edilebilir. Buna ek olarak, tenkise tabiiyet bakımından tasarruflar sağlar arası ve ölüme bağlı tasarruflar olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrıma göre;

  • Ölüme Bağlı Tasarruflar Bakımından: Ölüme bağlı tasarrufların tenkise tabi olabilmesinin tek koşulu saklı payın zedelenmesidir. Saklı payı zedeleyen tüm ölüme bağlı tüm tasarruflar tenkise tabiidir. Sağlar arası tasarruflar bakımından öngörülen sınırlamalar ölüme bağlı tasarruflar bakımından öngörülmemiştir.
  • Sağlar Arası Tasarruflar Bakımından: Sağlar arası tasarrufların tenkise tabi tutulmaları için kanunda birtakım şartlar öngörülmüştür. Türk Medeni Kanunu’nun 565. maddesine göre “Aşağıdaki karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir:
  1. Mirasbırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlararası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,
  2. Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,
  3. Mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,
  4. Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.”

Anılan madde gereği sağlar arası işlemleri tenkise tabii kılabilmek için özellikle dava süresince miras bırakanın ilgili işlemi saklı pay kurallarını etkisiz hale getirmek amacıyla yapıldığının kanıtlanması önem taşımaktadır.

Tenkiste Sıra

Miras bırakanın tenkise tabii tasarruflarının birden fazla olması durumunda ilk olarak hangi tasarrufun değiştirileceği hususu gündeme gelmektedir. Bu husus Türk Medeni Kanunu 570. maddede düzenlenmiştir. Maddede “Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır. Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.” denilerek, tenkis bakımından önceliğin ölüme bağlı tasarruflarda olduğu hüküm altına alınmıştır. Bunun sebebi ise miras bırakanın saklı payı zedeleme kastının ilk olarak ölüme bağlı tasarruflarda kendini göstereceğidir. Nitekim kişi mirasçısının saklı payına ulaşamaması hususunda bir düzenleme yapacaksa ölüme bağlı tasarruflar üzerinde yapılması daha yüksek ihtimaldir. Ölüme bağlı tasarrufların tenkis edilmesi sonucunda saklı pay mirasçılar saklı paylarına kavuşmuşsa, sağlar arası tasarruflar tenkis edilemeyecektir.

Ölüme bağlı tasarrufların tenkis edilmesine rağmen mirasçılar saklı paylarını elde edememişse sağlar arası tasarruflar tenkise tabi tutulacaktır. Sağlar arası tasarruflar içerisinde ise öncelik miras bırakanın ölüm tarihine en yakın tasarruftur. Sağlar arası tasarruflar en yeni tarihten başlamak üzere tenkise tabii tutulur. Eğer sağlar arası tasarrufların tenkisi de saklı pay mirasçıların saklı paylarının iadesine yeterli gelmediyse kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlar arası kazandırmalar tenkise konu edilir.

Tenkis Davasının Tarafları

Tenkis davasında davacı konumunda bulunan kişi, saklı payı zedelenen mirasçıdır. Mirasçılar bu davayı tek başlarına açabilecekleri gibi, birden fazla mirasçının bir araya gelmesi durumunda da dava açılabilir. Davanın açılabilmesi için mirasçının yalnızca saklı pay mirasçısı olması yetmemektedir. Aynı zamanda kişinin miras bırakanın ölümü anında da mirasçılık sıfatına haiz olması beklenmektedir. Miras ortaklığını temsille görevlendirilmiş kişi tenkis davasını açma yetkisine sahip değildir. Tenkis davası açma hakkı başka birine devredilemez kişisel bir haktır. Yalnızca açılan tenkis davası sırasında davacının ölmesi durumunda, davacının mirasçıları davaya devam edebilirler.

Tenkis davasında davalı konumunda ise, saklı payın zedelenmesine sebep olan tasarruftan yarar sağlayan veya hak elde eden kişidir. Bu kişiler diğer mirasçılardan birisi olabileceği gibi üçüncü kişiler de olabilir.  Tenkis davasına konu edilen tasarruftan yarar sağlayan kişi yanı davalı, iyi niyetli olması durumunda dava sonucunda mirasın geçtiği an itibariyle elinde bulunduğu haliyle geri vermekle yükümlüdür. Kötü niyetli üçüncü kişi ise genel hükümlere göre sorumludur.

Tenkis Davasında İspat

Hukuk davalarında ispat hususunda genel kural iddia edenin iddiasını ispatla yükümlü olduğudur. Tenkis davasında da davacı tarafın iddiası saklı payının ihlal edildiği yönünde olduğundan ilk olarak ispatlanması gerekilen husus, davacının saklı pay mirasçısı olduğu ve saklı payının ihlal edildiğidir. Davacı belirtilen hususları hukuka uygun delillerle ispatlamakla mükelleftir.

Tenkis davasında saklı payın ihlali her türlü delille ispatlanabilir. Ancak tenkis davasında asıl önem arz eden husus, sağlar arası tasarruflar bakımından mirasçının saklı payına el atma kastı bulunup bulunmadığıdır. Bu husus tamamen miras bırakanın arzusuyla ilgili olduğundan hakim tarafından tespit edilmesi zor bir husustur. Bu sebeple tarafların saklı payı zedeleme kastı bulunup bulunmadığı konusunda sunacakları deliller önem arz etmektedir. Hakimin miras bırakanın kastı bakımından tespitlerde bulunurken kazandırma tarihi itibariyle miras bırakanın yaşı, sağlık durumu, ailevi durumu ve kazandırmayı yaptığı kişi gibi hususları göz önünde bulundurması gerekmektedir.

Tenkis Davasında Yargılama

Tenkis davasında kişi, tenkis talebinin yanında ayrıca ifa edilen kazandırmanın kendisine verilmesini talep ediyorsa bunun ayrıca belirtilmesi gerekmektedir. Tenkis davası sonucunda verilen karar bir eda davası kararı niteliği taşımamaktadır. Tenkis davasında mecburi dava arkadaşlığı söz konusu değildir. Mirasçıların hepsinin davacı konumunda bulunmasına gerek yoktur. Birden fazla davacı olması durumunda da her bir davacının durumu ayrı ayrı incelenmektedir. Buna ek olarak da her davacı ve her davalı bakımından da ayrı hükümler kurulmaktadır.

Tenkis davası daha önce de söylendiği üzere belirsiz alacak davasıdır. Bu sebeple dava, asgari bir ücret üzerinden açılmalıdır. Yargılamaya esas alınacak harç ve giderler bu asgari ücret üzerinden hesaplanacaktır. Yargılama sürecinde dava değerleri, bilirkişi incelemelerinden sonra netleşecektir. Daha sonrasında dava sırasında ödenmesi gereken harç ve giderler davacının davayı ıslah ettiği değer üzerinden tekrar belirlenecektir.

Tenkis Davasında Hak Düşürücü Süre ve Tenkis Def’i

Tenkis davası, mirasçının saklı payının zedelendiğini öğrenmesinden itibaren 1 yıl içerisinde açılmalıdır. Yine tenkis davası, mirasçı zedelendiğini öğrenmemiş olsa dahi mirasın açılma tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süreye tabiidir. Aksi takdirde kişinin dava açma hakkı kalmamaktadır. Bu sebeple saklı pay mirasçılarının özellikle saklı payları hususunda dikkatli olmalarında yarar bulunmaktadır.

Tenkis iddiası ise, def’i yoluyla her zaman ileri sürülebilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 571. maddesinin 3. fıkrasında bu husus açıkça düzenlenmiştir. Ancak tenkis def’i en geç ikinci cevap dilekçesine kadar ileri sürülmedir. Davanın her aşamasında ileri sürüleceği kabul edilemez. Tenkis def’i, tenkis davasının açılması için öngörülen hak düşürücü süreler geçmiş olsa dahi ileri sürülebilmektedir. Tenkis incelemesi yalnızca defiyi ileri süren mirasçı bakımından yapılır, diğer mirasçılara sirayet etmez.

Tenkis Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Genel hükümlere malvarlığına ve şahıs varlığına ilişkin tüm davalarda görevli mahkeme asliy hukuk mahkemesidir. Tenkis davasında da dava konusu tereke olduğundan dava malvarlığına ilişkindir. Tenkis davasında yetkili mahkeme ise Türk Medeni Kanunu’nun 576. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre tenkis davasında yetkili mahkeme miras bırakanın son yerleşim mahkemesidir. Tenkis davası miras bırakanın son yerleşim yerinde bulunan asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.

Tenkis Davası Dilekçe Örneği

…….. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne

Davacı :……. (T.C.Kimlik No ve açık adresi)

Vekili : Av. Umur YILDIRIM

Davalı : …… (Açık Adresi)

Konu: Tenkis talebinden ibarettir

Açıklamalar:

  1. Miras bırakan A ……. tarihinde vefat etmiş olup…..
  2. Açıklamalar
  3. Açıklamalar

Deliller:

  1. Nüfus kayıtları,
  2. Mirasçılık belgesi,
  3. Tapu kayıtları,
  4. Tanıklar,
  5. Keşif ve bilirkişi incelemesi,
  6. Sair her türlü yasal delil.

Hukuki Sebepler: TMK 560 ve devam eden maddeleri.

Sonuç ve İstem : Gerekli inceleme ve yargılama yapılarak saklı payına tecavüz edildiği anlaşılacağından tenkis talebinin kabulü ile ……..sayılı payın oranında …..ada ……. parsel taşınmazın tapu kaydının iptali ile adıma yazılması olmadığından bedeli ……..TL’nin davalıdan masraflarla birlikte tahsiline karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

Davacı Vekili

Av. Umur YILDIRIM

Mirasta Tenkis Davası ve Saklı Pay Hakkında Emsal Yargıtay Kararları

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 31.05.2017 tarihli ve 2017/2295 E., 2017/3044 K. sayılı kararı

  • Mirasta Tenkis Davası ve Saklı Pay

Bilindiği üzere, tenkis davaları ihlâl edilen saklı payın temin edilmesi amacını taşımaktadır. Tenkis hesabı uzmanlık gerektiren bir iş olup, davacıdan davanın başında saklı payının ihlal edilip edilmediğini, ihlâl edilmiş ise bunun miktarını bilmesini beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır. Dava dilekçesinde gösterilen miktar; harca esas alınan tahmini değerdir. Bu bakımdan tenkis davalarında, davacının dava dilekçesinde gösterdiği dava değeri ile talebini sınırladığını söyleyebilme olanağı yoktur ve bu tür davalar 6100 s. HMK’nun 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davalarının örneğini teşkil eder.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 17.02.2015 tarihli ve 2014/21093 E., 2015/2415 K. sayılı kararı

  • Mirasta Tenkis Davası ve Saklı Pay

Kanun Koyucu, yasal mirasçıların bir kısmına, miras bırakanın tasarruflarıyla ortadan kaldırılamayan, dokunulamayan bir miras hakkı tanımıştır. Kanun koyucu tarafından tanınan bu hakka saklı pay (mahfuz hisse) denir. Kendisine saklı pay tanınan mirasçılara da saklı paylı mirasçı denmektedir. Saklı paylı mirasçının hakkı, miras bırakanın iradesinden bağımsız olarak güçlendirilmiştir. Miras bırakan saklı pay üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunamaz. Saklı paylı mirasçıların bu haklarını ortadan kaldıracak ölüme bağlı tasarruflarda bulunamaz. Sağlar arası veya ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı pay sahibi mirasçının saklı payına el atıldığı takdirde, yapılan o tasarruf, tenkis davası yolu ile saklı paylı mirasçının saklı payı sağlanıncaya kadar indirime tabi tutulacaktır. Başka bir anlatımla; saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın saklı paylarına el atması halinde onun, ölümünden sonra bu el atmanın ortadan kaldırılmasını, saklı paylarının tamamlanmasını talep ve dava edebileceklerdir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 06.03.2017 tarihli ve 2016/8652 E., 2017/2554 K. sayılı kararı

  • Mirasta Tenkis Davası ve Saklı Pay

Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570). Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir. Bunun için tereke ile ilgili bütün kayıt ve belgeler dosyaya getirtilmelidir. Murisin temlik dışı taşınmazların tapu kayıtları ve diğer belgeleri mahkemece re’sen tespit edilir (Yargıtay 2.HD.23.06.2005, 8487-9834)Mirasbırakanın saklı payı zedeleyip zedelemediği “net tereke” üzerinden hesaplanır. Net tereke ise, terekenin aktifinden terekenin pasifin indirilmesi ile bulunur. Terekenin aktifi; mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile denkleştirmeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Terekenin aktifini, temlik edilenler ile temlik dışı bırakılan mal varlığı değerleri oluşturmaktadır. Temlik edilen ve temlik dışı olan taşınmazların değeri mirasbırakanın ölüm tarihindeki bedelleri esas alınarak hesaplanır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 26.05.2022 tarihli ve 2019/178 E., 2022/738 K. sayılı kararı

  • Mirasta Tenkis Davası ve Saklı Pay

Ayrıca tenkis davasının açılabileceği belli süreler vardır. TMK’nın 571. maddesinin 1. fıkrasına göre “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer”. Bu madde “Hak düşürücü süreler” başlığı altında düzenlendiğinden bahsi geçen bir ve on yıllık sürelerin hak düşürücü nitelikte olduğu tartışmasızdır. Ancak bu sürelerin işlemeye başlaması için öncelikli koşul murisin ölmesidir. Muris hayatta olduğu sürece tenkis davası açılamayacağı gibi hiçbir süre de işlemeye başlamayacaktır. Anılan hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.2021 tarihli ve 2017/1-1827 E., 2021/625 K. sayılı kararında da değinilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacılar 14.10.2013 tarihinde vasiyetnamenin iptali davasını açmışlar, davacılardan … vekili 02.07.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle davasını tamamen ıslah ederek açmış olduğu davayı tenkis davasına dönüştürdüğünü belirtmiştir. Bu durumda tenkis davasının, iptal davasının açıldığı 14.10.2013 tarihinde, hak düşürücü süre geçirilmeden açıldığının kabulü gerekir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 24.02.2021 tarihli ve 2020/10045 E., 2021/1869 K. sayılı kararı

  • Mirasta Tenkis Davası ve Saklı Pay

Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke, mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK. md. 565) Mirasbırakanın, TMK’nın 564 üncü maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır.

Yorum Gönderin

X
kadim hukuk ve danışmanlık