Kızlık soyadını kullanma, evlilikle ve boşanma ile kadının soyadının ne olacağı hususunda halk arasında bir karmaşa söz konusudur. Kadının soyadının evlilikle ve boşanma ile nasıl değişeceği bilinmemektedir. Kadın evlenmez ise doğum ile kazandığı soyadını kullanır. Soyadını haklı sebeplerle değiştirmek isteyen her bir birey de dava açarak doğumla kazandığı soyadının değiştirilmesini talep edebilir.
Kadının evlenmesi ile birlikte yalnızca doğumla kazandığı soyadını kullanamayacağı belirtilmiş olsa da Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarını esas alarak kişinin soyadını “özel hayat” kapsamında değerlendirmiştir ve evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu kadının özel hayatına müdahale olarak değerlendirmiştir. Cinsiyet ayrımı yapmadan eşit bir şekilde uygulanması gerektiğini ifade etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu evlendikten sonra kadının kocasının soyadını almasını eşitlik ilkesine ve Anayasa’ya aykırı bulmuştur. Evlendikten sonra sadece kendi soyadını kullanmak isteyen kadının Aile Mahkemesinde dava açarak kızlık soyadını “hiçbir gerekçe göstermeden” kullanabilmesini mümkün kılmıştır.
Nitekim kadının kızlık soyadı kullanamaması erkek ile arasındaki farklı muameleyi gösterir. Bu nedenle AİHM birçok kararında ayrımcılık ve kadının özel hayatına müdahale olarak kabul eder ve Türk Medeni Kanunu’nun 187. Maddesini Ayrımcılık Yasağının düzenlendiği AİHS 14. Maddeye aykırı olarak kabul eder. Bu madde hükmü ise; “Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Evlenen kadın sadece kendi soyadını kullanabilir mi diye merak edenler için de bunun mümkün olduğunu söyleyelim. Bunun için doldurduğun dilekçe ile Aile Mahkemelerinde dava açarak bekarlık soyadını kullanabilir.
Kızlık Soyadını Kullanma Nasıl Olur?
Türk Medeni Kanunu 187. maddeye göre; kadın evlenmekle kocasının soyadını alır. Şayet kendi soyadını kullanmak istiyorsa evlendirme memuruna ya da daha sonra nüfus idaresine yazılı başvuru yaparak kocasının soyadının önünde önceki soyadını da kullanabilir. Kanun metninden anladığımız üzere kadının tek başına kızlık soyadını kullanması kanunen mümkün değildir. Kanun, kadının soyadının kullanılmasına dair Türk Medeni Kanununda iki hüküm belirlemiştir. Bu maddeler 173. ve 187. maddelerdir.
“Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.”
Kanunun anılan hükmü ile kadının evlenirken kural olarak kocasının soyadını alacağını belirtmiştir. Fakat isteyen her kadının evlenme ile kazanacağı soyadının önüne doğumla kazandığı soyadını da ekletebileceği belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kızlık Soyadını Kullanma Kararı
Türk Medeni Kanunu 187. maddeye göre kadın kızlık soyadını ancak kocasının soyadının önünde kullanabilir. Kanunen sadece kızlık soyadının kullanılması mümkün değildir. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarını esas alarak kişinin soyadını “özel hayat” kapsamında değerlendirmiştir ve evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu kadının özel hayatına müdahale olarak değerlendirmiştir. Cinsiyet ayrımı yapmadan eşit bir şekilde uygulanması gerektiğini ifade etmiştir. Yargıtay Genel Kurulu’nun benimsediği karar neticesinde kadının kızlık soyadını kullanması için haklı gerekçeye ihtiyaç olmadığını kabul etmiştir. (30.09.2015) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu evlendikten sonra kadının kocasının soyadını almasını eşitlik ilkesine ve Anayasa’ya aykırı bulmuştur. Evlendikten sonra sadece kendi soyadını kullanmak isteyen kadının Aile Mahkemesinde dava açarak kızlık soyadını “hiçbir gerekçe göstermeden” kullanabilmesini mümkün kılmıştır.
Anayasa Mahkemesine Göre Kadının Kızlık Soyadını Kullanması
Kadının kızlık soyadını kullanmak istemesi kadının özel hayatını ilgilendirir. Kadının soyadı taşıması yükümlülük olduğu kadar temel hakkıdır. Anayasa madde 90’da temel hak ve özgürlükler düzenlenmiştir. 5170 sayılı kanun ile temel hak ve özgürlüklere ilave olarak milletlerarası hükümlerin de esas alınacağı kabul edilmiştir. Buna göre; temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalar kanun hükümleri ile farklılık içermesi durumunda milletlerarası antlaşmalar esas alınır. Türk Medeni Kanunu madde 187 kadının kocasının soyadının önünde kızlık soyadını kullanabileceğini yalnızca kendi soyadını kullanamayacağını düzenlemiştir. Kadının özel hayatına müdahale içeren bu kanun maddesi ile Milletlerarası antlaşmaların aynı konuda hükmüne bakacak olursak bu konuda milletlerarası antlaşma olmadığını görürüz. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi kararını esas almaktayız. Anayasa Mahkemesi kadının yalnız kızlık soyadını kullanmasını kabul etmeyen madde 187’yi Anayasa aykırı olarak görmemektedir. Bu hükmün iptali için yapılan 2011 tarihli E.2009/85, K.2011/49 sayılı kararı ile reddetmiştir. Anayasa Mahkemesinin kadının kızlık soyadını kullanmasına bakış açısı bu şekildedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararına Göre Kadının Kızlık Soyadını Kullanması
Kadının kızlık soyadını kullanmak istemesi “ayrımcılık” kavramı ile bağlantılı olduğu için öncelikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 14’ü inceleyelim. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi “Ayrımcılık” kenar başlıklı 14. Maddesine göre; temel hak ve özgürlüklerden yararlanma cinsiyet, …. Herhangi başka bir duruma dayalı ayrımcılık gözetmeden sağlanmalıdır. Bu maddeye aykırılık olmaması için farklı muamelenin nesnel ve makul olmaması gerekir. Eğer makul ise 14. Maddeye aykırılık teşkil etmemektedir.
Kadının kızlık soyadı kullanamaması erkek ile arasındaki farklı muameleyi gösterir. Bu nedenle AİHM birçok kararında ayrımcılık ve kadının özel hayatına müdahale olarak kabul eder ve Türk Medeni Kanunu’nun 187. Maddesini AİHS 14. Maddeye aykırı olarak kabul eder.
Boşanan Kadının Soyadı
Türk Medeni Kanunu madde 173’de boşanan kadının soyadı hususu düzenlenmiştir. Madde hükmü;
“Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir.
Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.
Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.” şeklindedir.
Boşanan kadının bekarlık soyadı yerine, evlenmeden önceki soyadını kullanmasında yararı bulunabilir. Zira dul kalmasına yol açan evlilikten doğan çocuklarının soyadı ile aynı soyadını taşımak isteyebilir.
Kadının Soyadı Kanunundaki Talep Hakları
Boşanma hükmünün kesinleşmesinin tarafların kişisel durumları üzerinde doğurduğu bazı hukuki sonuçlar vardır. Bunlardan biri, eşlerin “boşanmış” statüsüne girmeleridir. Buna göre boşanan kadının seçenekleri;
- Evlenmeden önce dul idiyse;
- Dulluk soyadını,
- Bekarlık soyadını (hakim kararı ile)
- Evlenmeden önce bekar idiyse;
- Bekarlık soyadını (kızlık soyadını),
- Yasal koşulların varlığı halinde kocasının soyadını (hakim kararı ile), kullanmak ve taşımayı talep etmek hakkına sahiptir.
Kocanın Soyadını Taşımaya İzin Verilmesi
Boşanma kararının kesinleşmesi ile boşanan kadının, kocasının soyadını taşıma hak ve yükümlülüğü kendiliğinden ortadan kalkar ve kural olarak kadın boşanmanın kesinleşmesinden itibaren kendi kızlık soyadını veya dulluk soyadını kullanır. Kadının boşandığı kocasının soyadını taşımaya devam etmek istemesi halinde bu talebini ya boşanma davası içinde ya da boşanmadan sonraki müstakil bir dava biçiminde ileri sürmesi gerekir. İşbu konuya ilişkin açılacak davada kadının iki hususu ispat etmesi gerekecektir. Bunlar;
- Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu,
- Bunun kocaya bir zarar vermeyeceği.
Medeni Kanunun 178. maddesinde “Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” denmekle, anılan davaya konu olan talebin zamanaşımına tabi olduğu belirtilmiş, belirtilen taleplerin dava yolu ile boşanmanın kesinleşmesini takip eden bir sene içerisinde istenebileceği düzenlenmiştir.