İdari para cezası, ilgililerin idareye karşı borç yükümlülüklerini yerine getirmelerini ve idarece konulmuş bulunan yasaklara uymalarını, idari düzeni sağlamaya yönelik idari bir yaptırım türüdür. Kabahatler kanunu ve bazı özel kanunlarda yer alan kabahatlerin yaptırımlarının ilk türü olarak düzenlenen ve idari makamlarca hükmedilen para cezalarına idari para cezası denir. İdari para cezası Kabahatler Kanunu’nun 17. Maddesinde düzenlenmiştir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu yazımızda idari para cezasının ne olduğundan ve idari para cezasının nereye ödendiğinden bahsedeceğiz.
Kanunun gerekçesinde de belirtildiği üzere; kabahatleri suç olmaktan ve ceza kanunlarının kapsamı dışına çıkarma eğiliminin bir sonucu olarak; çeşitli hususlarda düzenleme getiren özel kanunlarda bazı fiiller karşılığında idarî yaptırımlar öngörülmektedir. Başka bir deyişle, bu fiiller, “idarî suçlar” olarak tanımlanmaktadırlar. İdari para cezası kabahatlerin karşılığında öngörülmüş ve kanunda açıkça gösterilen parasal yaptırımlardır. Bu cezaları makamlar ya da kamu görevlileri vermektedir. Bu noktada kişilere belirlenen ücret tutarında ceza verilir. İdari para cezaları üçe ayrılır. Bunları tanımlamak gerekirse;
- Maktu İdari Para Cezası: Kanunda para cezasının pazarlıksız olarak sabit belirlendiği hallerde maktu idari para cezası söz konusudur. Örneğin “Kumar oynayan kişiye, “bin” Türk Lirası idari para cezası verilir.” Şeklindeki ceza türü maktu idari para cezasıdır. Böyle bir cezanın uygulanmasında takdir hakkından söz edilemez.
- Nispi İdari Cezası: Kanun koyucu bazı kabahatler bakımından ise öngörülen para miktarının duruma göre artırılabileceğini düzenlemiştir. Bu tür cezalara nispi cezalar denilmektedir. Nispi cezalarda da takdir hakkı bulunmamaktadır. Fakat ilgili kurumdan bilgi istenilmesi gerekebilir. Örneğin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/11. maddesine göre “İthali, lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi olan eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla ithal eden kişiye, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilir. Eşyanın değersiz, artık veya atık madde olması durumunda, idarî para cezası; dökme halinde gelen eşya için ton başına beş bin Türk Lirası, ambalajlı gelmesi halinde kap başına yüz Türk Lirası olarak hesaplanır.”
- Alt ve Üst Sınırlar Arasında Gösterilen İdari Para Cezası: Kanun bazı durumlar için alt ve üst sınırlar belirlemiştir. Asgari ve azami oranlar belirli iken somutlaştırma halinde uygulayıcıya bir takdir hakkı tanınmıştır. Burada ceza belirlenirken bazı kriterlere uyulmalıdır. İdari para cezasının miktarı belirlenirken, işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumunun birlikte göz önünde bulundurulur.
İdari Para Cezası Nedir?
İdari para cezaları, ilgililerin idareye karşı borç yükümlülüklerini yerine getirmelerini ve idarece konulmuş bulunan yasaklara uymalarını, idari düzeni sağlamaya yönelik idari yaptırım türüdür. Kabahatler Kanunu’nun 2. Maddesine göre kabahat, kanunda yer alan idari yaptırımların öngörüldüğü haksızlık olarak adlandırılır. Eski Türk Ceza Kanunu kapsamında kabahatler de yer almaktayken, bu husus yasadan çıkartılmış ve kabahatler için öngörülen cezaların verilebilmesi için Kabahatler Kanunu hukuk sistemine kazandırılmıştır. İdari yaptırımlar, yetkili idari merciiler tarafından idari işlem ile yaptırım düzenlemesidir. Bu yaptırımlar idari düzenin ihlalinden kaynaklanmaktadır. İdari yaptırımların özellikleri çeşitlilik arz etmekle birlikte şu şekilde özetlenebilir:
- İdari yaptırımlar idari işlem niteliğindedir.
- İdari yaptırım kararı verilmesi için yargı kararına gerek yoktur.
- İdari yaptırım kararı verilmesi için idare hukuku kapsamında yasalar dikkate alınmalıdır.
- İdare hukuku kararı verecek yetkili mercie yasa açıkça yetki vermiş olmalıdır.
İdari para cezası 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ve sair diğer özel yasalarda yer alan kabahatların yaptırımı için öngörülen bir para cezasıdır. İdari para cezasına idari makamlar karar verir herhangi bir yargı merciine gerek bulunmamaktadır. İdari para cezasının hükmedileceği idari suçlar belli başlı yasalarda öngörülmüştür. Kabahatler Kanunu’nun 17. Maddesinin 1 ve 2. Fıkrası şu şekildedir: “(1) İdarî para cezası, maktu veya nispi olabilir. (2) İdari para cezası, kanunda alt ve üst sınırı gösterilmek suretiyle de belirlenebilir. Bu durumda, idarî para cezasının miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulur.”

İdari Yargının Görev Alanına Giren İdari Para Cezaları
Kişilerin işlemiş oldukları suçlardan dolayı ödemekle yükümlü oldukları ceza tutarı adli para cezası iken kişilerin yaptıkları kabahat neticesinde ödemekle yükümlü oldukları ceza tutarı ise idari para cezası olarak adlandırılır. İdari para cezaları maktu ya da nispi şekilde belirlenebilir. Kanunda idari para cezaları alt ve üst sınır gösterilmek suretiyle belirlenmiştir. Dolayısıyla idari para cezasının miktarı belirlenirken bazı hususlar göz önünde bulundurulur. Bunlar:
- İşlenen kabahatin haksızlık içeriği
- Failin kusuru
- Failin ekonomik durumu
Genel olarak idari para cezalarının alt ve üst miktarları Kabahatler Kanunu kapsamında belirlenmemiştir. İdari para cezaları her ne kadar Kabahatler Kanunu’nun 17. Maddesinde tanımlanmışsa da üç türe ayrılmaktadır. Bunlar maktu idari para cezası, nispi idari para cezası ve alt-üst sınırlar arasında gösterilen idari para cezalarıdır. Aşağıda idari yargının görev alanına giren idari para cezalarının neler olduğu sıralanmıştır:
- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca verilen idari para cezaları.
- 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun uyarınca verilen idari para cezaları.
- 4634 sayılı Şeker Kanunu uyarınca verilen idari para cezaları.
- 4634 sayılı Doğalgaz Kanunu uyarınca verilen idari para cezaları.
- 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu uyarınca verilen idari para cezaları.
- 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu uyarınca verilen idari para cezaları.
- 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun uyarınca verilen idari para cezaları.
- 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca verilen idari para cezaları.
- 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca verilen idari para cezaları.
- 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca verilen idari para cezaları.
- Diğer Kanunlarda düzenlenen idari para cezaları.
İdari Para Cezası Nereye Ödenir?
İdari para cezaları kural olarak mal müdürlüklerine ödenen yaptırımlardır. Ancak bazen yetkili idari mercii bir kurum olabilir. Bu durumda vermiş olduğu idari para cezasını, cezayı kesen kuruma ödemek gerekebilir. Yani idari para cezasının tahsilatını, cezaya hükmeden kurum yapacaktır. Bunun dışında banka ya da PTT şubelerine de ödemelerin yapılması mümkündür. Son olarak kişi cezayı öderken aynı zamanda itirazda da bulunabilir. Bir idari para cezasının nereye ödeneceği, idari para cezasının tebligatında yazmalıdır. Aksi takdirde itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Bunun dışında kişiler idari para cezasını süresi içinde ödemelidir. Eğer ceza süresi içinde ödenirse ceza miktarının %25’i oranında indirim yapılmaktadır. Yani cezanın 3/4’ünün ödenmesi yeterli olmaktadır. Cezanın erken ödenmesi için kişi kendisine ceza tebliğ edildikten sonra 15 gün içerisinde ödeme yapmalıdır. Aksi takdirde ödeme süresi 1 ay olarak kabul edilir.
İdari para cezası, kabahatlerin karşılığında öngörülen ve kanunda açıkça gösterilen yetkili merciler tarafından verilen kararla hükmedilen ceza türüdür. Kanunda yer alan yetkili merciler idari kurullar, idari makamlar ya da kamu görevlileri örneğin kolluk kuvvetleri şeklinde sıralanabilir. Özetle herhangi bir yargı kolunun kararı olmaksızın idari para cezası verilebilir. Ancak adli para cezasında durum farklıdır. Adli para cezaları, bağımsız yargı mercilerin (Mahkemelerin) suç karşılığında vermiş olduğu para cezalarıdır. Mahkemelerin hapis cezası gibi diğer yaptırım türlerine de karar vermesi mümkünken idari mercilerin böyle bir yetkisi yoktur. Ayrıca idari para cezaları adli sicile de kayıt edilmez ve başka bir yaptırım türüne de çevrilmez. İdari para cezaları teşebbüs aşamasında kalan bir fiil için de hükmedilmez ancak adli para cezalarının teşebbüs aşamasında kalan suçlar için hükmedilmesi mümkündür.
İdari Para Cezası Nasıl Ödenir?
İdari para cezaları nispi ya da maktu şekilde belirlenebilir. Maktu şekilde belirlenen idari para cezalarına örnek trafik cezaları verilebilir. Kanun kapsamında trafik cezalarının tutarı belirlenmiş olsa da bu tutarın Kanunda belirlenen süre içerisinde ödenmesi halinde %25 indirim uygulanarak ödendiği görülmektedir. Bununla birlikte kişinin ekonomik durumu idari para cezasını ödemeye elverişli olmayabilir. Bu durumda ilk taksitinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde, idarî para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir (Kabahatler K. m. 17/3)
Kabahat dolayısıyla idarî para cezası veren kamu görevlisi, ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını derhal kendisi gerçekleştirir. İdarî para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen kişi- den bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez. (Kabahatler K. m. 17/6) Bu hüküm uyarınca, peşin ödeme hali hem kişinin rızasına bırakılmış hem de söz konusu rızanın kişinin kanun yoluna başvurma hakkını elinden alması engellenmiştir.
İdari Para Cezasına İtiraz Süresi
İdari para cezasına itiraz süresi, genel olarak 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesine göre 15 gündür. İtiraz süresi idari para cezasının ilgili kişiye tebliğinden, yani para cezasına dair yaptırım kararının eline ulaşmasından itibaren başlar. Bunlar üstte bahsettiğimiz idare mahkemelerinin görev alanı dışında kalan idari para cezalarına ilişkindir. İdarenin görev alanında kalanlar için 60 gündür.
İdari para cezası, cezanın muhatabı olan kişiye gönderildiğinde bu cezaya itiraz süresinin ve itiraz merciinin gösterilmesi gerekir. Fakat uygulamada para cezalarının usulsüz bir şekilde muhataplarına tebliğ edildiği, itiraz süresi ve itiraz edilecek merciin gösterilmediği görülmektedir. İtiraz süresi ve merciinin tebligatta gösterilmesi zorunluluğunun önemi şu ki bazı idari kurumların özel kanunlarında 15 günlük genel itiraz süresinden ayrı bir itiraz süresi mevcuttur.
Danıştay kararlarına göre, idari işlemlerde itiraz süresinin muhataba bildirilmemesi halinde uygulanacak itiraz süresi 60 gündür. Devletin idari kurumları tarafından düzenlenen idari yaptırım kararlarında, idari yaptırım kararına karşı hangi mahkemeye gidileceği veya varsa itiraz edilecek başka idari makam, bu idari idari makamın ve başvuru sürelerinin gösterilmesi hukuki bir gerekliliktir, bu gereklilik ise ilgili makamların takdirinde olmayıp, en üst hukuki norm olan Anayasanın bağlayıcılığının zorunlu bir sonucudur.
İdari Para Cezalarının Türleri
İdari para cezaları yukarıda da açıkladığımız üzere 3’e ayrılmaktadır. Bunlar maktu idari para cezası, nispi idari para cezası ve alt ile üst sınırlar arasında gösterilen idari para cezası olarak ayrılır.
- Maktu İdari Para Cezası: Kanunda para cezasının pazarlıksız olarak sabit belirlendiği hallerde maktu idari para cezası söz konusudur. Örneğin “Kumar oynayan kişiye, “bin” Türk Lirası idari para cezası verilir.” Şeklindeki ceza türü maktu idari para cezasıdır. Böyle bir cezanın uygulanmasında takdir hakkından söz edilemez.
- Nispi İdari Cezası : Kanun koyucu bazı kabahatler bakımından ise öngörülen para miktarının duruma göre artırılabileceğini düzenlemiştir. Bu tür cezalara nispi cezalar denilmektedir. Nispi cezalarda da takdir hakkı bulunmamaktadır. Fakat ilgili kurumdan bilgi istenilmesi gerekebilir. Örneğin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/11. maddesine göre “İthali, lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi olan eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla ithal eden kişiye, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilir. Eşyanın değersiz, artık veya atık madde olması durumunda, idarî para cezası; dökme halinde gelen eşya için ton başına beş bin Türk Lirası, ambalajlı gelmesi halinde kap başına yüz Türk Lirası olarak hesaplanır.”
- Alt ve Üst Sınırlar Arasında Gösterilen İdari Para Cezası: Kanun bazı durumlar için alt ve üst sınırlar belirlemiştir. Asgari ve azami oranlar belirli iken somutlaştırma halinde uygulayıcıya bir takdir hakkı tanınmıştır. Burada ceza belirlenirken bazı kriterlere uyulmalıdır. İdari para cezasının miktarı belirlenirken, işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumunun birlikte göz önünde bulundurulur.
Maktu idari para cezaları için idarenin ya da cezanın uygulanmasında bir kurumun takdir yetkisi yoktur. Verilen para cezası sabittir. Ancak nispi idari para cezalarında, öngörülen idari para cezasının miktarı durumdan duruma değişerek farklılık gösterebilir. Nispi idari para cezalarında da idarenin bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Ancak ilgili kurumdan bir bilgi istenir ve gelen bilgilere göre de kişinin idari para cezasına hükmedilir. Son olarak alt ve üst sınırlar arasında gösterilen idari para cezası bazı durumlarda yasada belirlenmiştir. Bu ceza kapsamında asgari ya da azami oranlarla ceza uygulayıcısına bir takdir hakkı tanınmıştır. Özetle alt ve üst sınırlar arasında gösterilen idari para cezaları belirlenirken bazı kriterler göz önünde bulundurulur ve bunlar şu şekilde sıralanabilir:
- Kişinin işlemiş olduğu kabahatin ne olduğu,
- Kişinin işlemiş olduğu kabahatte haksız olup olmadığı,
- Kişinin işlemiş olduğu kabahatte kusurunun ne olduğu,
- Kişinin ekonomik durumunun ne olduğu ve ne kadar geliri olduğu,
İdari Para Cezasına İtiraz Dilekçe Örneği
… İdare Mahkemesi Başkanlığı’na
Davacı: (Ad-Soyad) (T.C.) (Adres)
Vekili: Av. Umur YILDIRIM
Söğütözü Mah. Söğütözü Cad. No:2/B/7 Koç İkiz Kuleleri Çankaya/ANKARA
Davalı: İlgili Kurum Adı (Adres)
Konu: İdari para cezasına itirazımızı havidir.
Tebliğ Tarihi: Zımmen ret durumunda başvuru tarihi de belirtilmelidir.
AÇIKLAMALAR
- Bu kısımda, davaya konu edinen işlem/eylem açıklanır. Daha sonra işlemin / eylemin hukuka aykırılık nedenleri belirtilir.
- Dilekçenin konu kısmı ile çelişmeyen bir açıklama yapılmalıdır. İstemler açık ve net bir şekilde ortaya konulmalıdır.
- İşlemin iptali isteniyorsa iptal kelimesi kullanılmalı, tam yargı davası ise miktar net bir şekilde belirtilmelidir.
Netice ve Talep: Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle söz konusu idari para cezasına itirazımızın kabulüne karar verilmesini vekaleten ve saygılarımızla arz ve talep ederiz. (Tarih)
Davacı Vekili
Av. Umur YILDIRIM
EKLER:
İdari Para Cezasına İlişkin Mahkeme Kararları
Danıştay İDDK 2010/795 E. 2011/1488 K. ve 08.12.2011 Tarihli Kararı
Dolayısıyla, dava konusu ödeme emri, kamu gücünün kullanılmasıyla ilgili idari para cezasının tahsil edilmesine ilişkin olup, idari işlem niteliğindeki ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılacak davalarda, kural olarak, idari yargının görevli olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde idare mahkemesinin görevli olduğu açıktır. Ayrıca, idari para cezasının devamı niteliğindeki ödeme emrinin yargısal denetiminde idari yargının görevli olmasının, uyuşmazlığın çelişkisiz çözümünü ve yargılamanın çabuk bir biçimde sonuçlandırılmasını sağlayacağı kuşkusuzdur.
Bu durumda, yukarıda belirtilen gerekçelere göre 506 sayılı Yasa’nın 140.maddesine dayanılarak tesis edilen idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada idari yargının görevli olduğu anlaşıldığından, davanın görev yönünden reddi yolunda verilen kararda usul ve hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Danıştay 15. Dairesi 2011/156 E. 2011/3298 K. ve 02.11.2011 Tarihli Kararı
Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Kuruma ödenmeyen idari para cezaları, bu Kanunun 80’inci maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. İdari para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idari para cezalarına karşı Kuruma itiraz etme veya yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak, Kurumca itirazın reddedilmesi veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 80’inci madde hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir.” hükmü yer almıştır.
Danıştay 8. Dairesi 2018/6737 E. 2020/5600 K. ve 16.12.2020 Tarihli Kararı
Bu hale göre; her ne kadar Kabahatler Kanunu uyarınca idari para cezalarına karşı açılacak davalarda adli yargı görevli ise de davaya konu edilen işlemin idari para cezası olmadığı gibi bir idari yaptırım olarak kanuni dayanağı da olmayan zarar-ziyan bedelinin tahsiline yönelik, tek yanlı ve icrai; tipik bir idari işlem olduğu görüldüğünden, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada idari yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumda, davayı görev yönünden reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.