Hangi hallerde boşanma olmaz sorusu boşanma davası açan her çiftin merak ettiği bir konudur. Boşanma davası; evlilik birliği devam eden tarafların artık anlaşamamaları halinde evlilik birliğini sonlandırmak için sahip oldukları bir haktır. Bu hakkın kullanılması için taraflar arasında geçerli bir evlilik birliği kurulmuş olması gerekir. Boşanma davasının şartları yerine getirildiği ve usulüne uygun bir şekilde dava açıldığı takdirde boşanma kararı verilir. Bu noktada Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak hizmet vermekle birlikte bu yazımızda da boşanma davasının reddedildiği durumlardan yani boşanma kararı verilmeyen durumlardan bahsedeceğiz.
Boşanma davası açıldıktan sonra hâkimin dava dosyasında ilk inceleyeceği hususlar harcın ödenip ödenmediği, davanın görevli-yetkili mahkemede açılıp açılmadığıdır. Bununla birlikte vekâletnameler ve boşanma sebepleri incelenir. Bu hususlarda eksiklik olmadığı takdirde dava görülür. Boşanma davası 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun İkinci Kitap Aile Hukuku bölümü, Birinci Kısım Evlilik Hukuku ve İkinci Bölüm Boşanma başlığı altında 161. Maddeden başlayarak 184. Maddeye kadar düzenlenmektedir. Hangi hallerde boşanma olmaz sorusunun cevabı hem esasa hem de usule yönelik olabilir. Eğer boşanma davası şartları yerine gelmemişse, usul eksiklikleri olmuşsa, eşler veya davacı boşanma iradesini değiştirmişse veya eşler boşanma sebeplerini ispat edememişse, boşanma olmaz.
Hangi Durumlar Boşanma Olmaz?
Boşanma davası açıldığı zaman, hakim dava şartlarını ve usul kurallarını inceler. Eğer bu hususlarda bir eksiklik yoksa hakim davanın devamına karar verir. Taraflar iddialarını ve taleplerini sunar, bunları ispat ederler. Hakim bu durumları değerlendirerek tarafların boşanmalarına ya da ayrılmalarına karar verir. Ancak bunların dışında yasada sayılı şartların eksik olması ya da usul eksikliklerinde hakim boşanma davasını reddeder ve taraflar boşanamaz. Hakimin boşanma davasını reddettiği yani boşanma kararı verilmeyen haller şu şekilde sıralanabilir:
- Boşanma davasının harçlarının yatırılmaması,
- Boşanma davasının harçlarının eksik yatırılması,
- Çekişmeli boşanma davası açan davacı tarafın davadan vazgeçmesi,
- Anlaşmalı boşanma davasında her iki tarafın da anlaşmadan vazgeçmesi,
- Boşanma davasının duruşmasına davacının ya da vekilinin mazeret bildirmeden katılmaması,
- Boşanma davası için sunulması gereken evrakların sunulmaması (Örneğin anlaşmalı boşanma davalarında anlaşma protokolü)
- Boşanma davası açan eşin karşı tarafın kusurunu ispatlayamaması,
- Boşanma davası açan eşin boşanma sebeplerini ispatlayamaması,
Boşanma davası açıldığında yukarıdaki durumlarda hakim tarafların boşanmalarına karar vermez. Kişi boşanma davasını açması, hakimin tarafların boşanmalarına karar vermesi için yeterli değildir. Örneğin bir kusura dayalı olarak açılan boşanma davasında bu kusurun ispatlanamaması halinde hakim tarafların boşanmalarına karar vermeyecektir. Somutlaştırmak gerekirse, eşinin zina yaptığını söyleyen bir kişinin açtığı boşanma davasında zinayı kanıtlayamaması halinde hakim tarafların boşanmalarına karar vermeyecektir. Bu nedenle taraflar kendileri ya da vekil aracılığı ile boşanma davasını açtıktan sonra delillerini sunar. Ancak bu delillerin hukuka aykırı bir şekilde elde edilmemesi gerekir. Eğer hukuka aykırı delil elde edildiyse boşanma şartları ispat edilemediği için boşanma davası reddedilir.

Boşanma Davasının Reddedilmesi ve Sonucu
Boşanma davasının reddedilmesi, boşanmanın gerçekleşmemesi ve evlilik birliğinin devam etmesi sonucunu doğurur. Eğer dava usulden reddedilmişse, usul eksiklikleri giderildikten sonra tekrar dava açılabilir. Örneğin gerekli evraklar elde edilmeden boşanma davası açılırsa dava reddedilir ancak sonrasında evraklar tamamlanınca tekrar dava açılabilir. Ancak boşanma davası esastan reddedilirse aynı sebepten boşanma davası açılabilmesi için 3 sene geçmesi gerekir ancak bunun dışında bir sebepten boşanma davası açılacaksa 3 sene beklemeye gerek yoktur.
Kişi açtığı boşanma davasından feragat edebilir diğer adıyla bu davadan vazgeçebilir. Bu durumda kişi feragat etse de herhangi bir süre beklemeksizin tekrar boşanma davası açabilir. Ancak feragat edilen davadaki sebeplere tekrar dayanılması mümkün değildir. Örneğin zina nedeniyle boşanma davası açan bir erkek, eşini affettiyse ve eve geri dönüp birlikte yaşamaya başladıysa günün sonunda affettiği varsayılır. Devamında boşanma davasından feragat edebilir. Ancak sonrasında kadının, erkeğin hayatına kast edecek bir davranışı olduğunda kişi tekrardan boşanma davası açabilir. Ancak bu kez hayata kast nedeniyle boşanma davası açılır, zina nedeniyle boşanma davası açılmaz. Yani boşanmayı talep eden tarafın bu talebinden vazgeçmesi, davaya taraflar ya da vekillerinin katılmaması ve iddiaların kanıtlanamaması halinde boşanma davaları reddedilir ve bu davaların usulden, esastan reddedilmesine göre de sonuçları değişiklik gösterir.
Boşanma Davasının Eksiksiz Yürütülmesi
Boşanma davaları çekişmeli ya da anlaşmalı olarak ikiye ayrılır. Anlaşmalı boşanma davasının usulüne uygun yürütülmesi ve esastan reddedilmemesi için gerekli bazı şartlar vardır. Örneğin taraflar en az 1 yıl evli kalmalı ve tarafların uzlaşmaları ile hazırladıkları bir boşanma protokolü olmalıdır. Bunun dışında hakim karar vermeden önce tarafları bizzat dinlemelidir ve velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı hususlarında taraflara uygun bir sonuç olduğuna kanaat getirmelidir. Bunun dışında harçlar eksiksiz yatırılmalı ve görevli-yetkili mahkemede dava açılıp usulüne uygun işlemler yürütülmelidir.
Çekişmeli boşanma davasında ise; kişiler Türk Medeni Kanunu’nda yer alan sebeplere dayanarak dava açabilir. Bu sebepler zina, terk, akıl hastalığı, haysiyetsiz hayat sürme, küçük düşürücü suç işleme ve hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranışlardır. Bu sebeplerden birisine ya da birden fazlasına dayanılarak dava açılabilir. Bir dilekçe hazırlanarak bu hususlar delillerle ispat edilerek görevli ve yetkili mahkemeye sunulur. Davada görevli mahkeme aile mahkemesi olup aile mahkemesi olmayan yerlerde aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri görevli olacaktır.
Çekişmeli boşanma davalarında yetkili mahkeme ise taraflardan birisinin yerleşim yeri ile eşlerin birlikte son kez en az 6 ay yaşadıkları yer mahkemesidir. Dilekçe sunulduktan sonra harçlar yatırılır. Harçlar ve masraflar ödendikten sonra dosya bir esas numarası ile mahkeme nezdinde görülür. Mahkeme, önüne dosya geldikten sonra bir tensip zaptı düzenler ve yapılacak işlemler belirlenir. Ardından ön inceleme duruşması yapılır ve tarafların sundukları dilekçelere göre tahkikat aşamasına geçilir. Hakim delilleri ve iddiaları değerlendirir.
Medeni Kanunda Hangi Hallerde Boşanma Olmaz?
Boşanmaya engel durumlar aslında boşanma gerektirecek vakıaların var olmadığına dair hallerdir. Bunları geniş kapsamlı değerlendirmek gerekir. Evlilik ilişkisi içerisinde eşler arasındaki ilişkinin şekli ve devamındaki belirli olgular boşanmaya engel kabul edilebilir. Boşanmaya engel durumların şunlar olduğu söylenebilir:
- Anlaşmalı boşanmada 1 yıldan az süreyle evli kalmak,
- Eşin kusuru sebebiyle tartıştıktan sonra affetmek veya barışmak,
- Bir arada yaşamaya devam etmek, evden ayrıldıktan sonra geri dönmek,
- Şikayetten vazgeçmek,
- Evliliğin devamı için girişimlerde bulunmak ve aracılardan yardım istemek,
- Birlikte olmaya dair eylemler, pikniğe gitmek, beraber tatile gitmek ve cinsel ilişkiye girmek,
- Eşine sevgi söylemleri ve eylemlerinde bulunmak,
- Eşinin öğrendiği kusuruna rağmen affetmek ve bu kusuru dikkate almamak.
- İddia edilen kusurların ispat edilememesi.
- Delillerin süresinde verilmemesi ya da hukuka uygun yollarla elde edilememesi.
Yukarıda sayılan benzer durumlara eş nitelikteki haller de boşanmanın gerçekleşmesine engel olabilir. Ancak bu engellerin Mahkemece takdiri gerekir. O yüzden tam manasıyla boşanmaya engel durumları sayma yoluyla kesin olarak ortaya koymak mümkün değildir. Bu nedenle alanında uzman bir aile hukuku avukatının yardımı alınmalı ve deliller ve sair hususlar ayrıntılı olarak belirlenmelidir.