Evlilikle birlikte bireylerin sosyal ve kişisel durumları yanında mali durumlarında da birtakım değişiklikler oluşur. Tarafların evlenmiş olmakla mali çıkarlarının zedelenmemesini, dahası evlilik birliğinin getirdiği mali külfetle orantılı mali haklara kavuşmalarını sağlamak gereklidir. Bu nedenle evlilik birliğinin kurulması anından başlayarak evlilik suresince ve evlilik sonrasında ortaya çıkabilecek tüm durumların taraflara getireceği hak ve yükümlülükler kanunlarımızda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Evlilik birliğinde eşlerin mali hak ve yükümlülükleri evlilik birliğinin devamı için önemlidir.
İnsanların evlilikten temel beklentisi, sıcak bir yuvaya sahip olmak, o yuvanın içinde eşi ve çocuklarıyla birlikte güven içerisinde yaşamaktır. Karı kocanın birlikte yaşayacakları evin seçimi ve hukuki niteliğinin yanında, evliliğin herhangi bir nedenle sona ermesi durumunda taraflara sağladığı haklar nedeniyle de Aile Konutu büyük önem taşır.
Aile konutu, eşlerin içinde birlikte yaşadıkları, kendilerinin ve çocuklarının yaşamlarına yön verdikleri, acı ve tatlı günlerin yaşandığı, anıların oluştuğu mekandır. Eşler ortak kararları ile aile konutunu seçerler. Eşlerden biri, diğerinin açık rızası olmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez, satamaz, bağışlayamaz, başka bir mülk ile değiştiremez veya aile konutu üzerindeki haklarını sınırlayamaz. Aile konutu tapuda taraflardan biri adına kayıtlı ise diğer eş, tapu kaydına “aile konutu” ibaresinin kaydedilmesini isteyebilir. Tapuda aile konutu şerhinin verilmesi için;
- Aile konutu kendi adına kayıtlı olmayan eş, tek başına başvuruda bulunuyorsa evliliğin devam ettiğini kanıtlayan nüfus kayıt örneğinin ve tarafların birlikte yaşadıklarını gösteren muhtarlık kaydının,
- Eşlerin ikisi birlikte başvuruda bulunuyorsa evlilik cüzdanının ve nüfus kayıt örneğinin sunulması gereklidir.
Eğer aile konutu olarak kullanılan yer kira ile sağlanmışsa bu durumda kira sözleşmesinde yer almayan eş, evi kiraladıkları ev sahibine yapacağı bir yazılı bildirim ile sözleşmenin tarafı haline gelir. Böylece kira sözleşmesi ile ilgili olarak diğer eş ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.
Evlilik Birliğinde Eşlerin Mali Hak ve Yükümlülükleri Nelerdir?
Evlilikte eşlerin hak ve yükümlülükleri, Medeni Kanunun Evliliğin Genel Hükümleri başlığı altında düzenlenmiştir. Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Böylelikle, evlilik birliğinde eşlerin hak ve yükümlükleri de doğar. Eşler, evlilik birliğinin mutluluğunu el birliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.
- Eşler, Evlilik birliğinin mutluluğunu el birliğiyle sağlamak zorundadır.
- Eşler; Çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
- Eşler, birlikte yaşamak zorundadır.
- Eşlerin aile konutu, ortak konutu birlikte seçme yükümlülüğü bulunmaktadır.
- Eşler evlilik birliğini birlikte yönetmekle yükümlüdürler.
- Eşler, birbirine sadık kalmak zorundadırlar.
- Eşler birbirlerine yardımcı olmak zorundadırlar.
- Eşler, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıklarıyla katılırlar.
- Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Evlilik Birliği İçindeki Mal Rejimi Türleri Nelerdir?
Yıllarca evlilik birliği içinde birlikte yaşam mücadelesi veren, çalışan, çabalayan, didinen eşlerin mali çıkarlarının korunması doğaldır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunumuz eşler arasındaki ekonomik ilişkiler için çeşitli modeller öngörmüştür. Eşler, bu modeller arasından birini seçme hakkına sahiptirler. Bunlar;
- Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi
- Mal Ayrılığı Rejimi
- Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi
- Mal Ortaklığı Rejimi
Eşlerin hangi mal rejiminin geçerli olacağına ilişkin sözleşme yapmaları mümkündür. Bu sözleşme noterde yapılabileceği gibi önceden yazılmış bir sözleşmenin noterde onaylanması şeklinde de yapılabilir. Ayrıca eşler evlenme akdi için başvuru yaparken hangi mal rejimini kabul ettiklerini yazılı olarak da bildirebilirler.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi
Eşler kendi aralarında başkaca bir tercih yapmadıkları takdirde edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Eşlerin çalışmaları karşılığı edindiği mallar, sosyal güvenlik kuruluşlarının verdiği emekli ikramiyesi, emekli aylığı ve benzeri ödemeler, kişisel malların kira ve benzeri gelirleri edinilmiş mal statüsündedir. Edinilmiş mallara katılma rejimi suresince eşler, sahip oldukları malları bireysel olarak yönetme, kullanma ve serbestçe tasarruf etme hakkına sahiptirler. Ölüm, boşanma, evliliğin iptali ya da tarafların başka bir rejimi birlikte kararlaştırmaları ile bu rejim sona erer.
Herhangi bir yolla bu rejimin sona ermesi halinde kişi, eşinin edinilmiş mallarının değeri üzerinden bir alacağa sahip olur. Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesi, iyileştirilmesi veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almadan katkıda bulunmuşsa bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur. Mal rejiminin tasfiyesi halinde, eşlerden biri diğerine ait malın edinilmesinde, iyileştirilmesine veya korunmasında hiç karşılık almadan ya da uygun bir karşılık almadan katkıda bulunmuşsa bu maldaki değer artışı için katkısı oranında eşinden alacaklı duruma geçer.
Mal Ayrılığı Rejimi ve Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi
Eşlerin mal ayrılığı veya paylaşmalı mal ayrılığı rejimini seçmeleri halinde, eşlerden her biri kendi mal varlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkını korur. Bu durumda her eşin kendi malı sadece kendisine aittir. Kişi kendisine ait olduğu halde eşinde bulunan malın iade edilmesini talep edebilir. Evliliğin sona ermesi veya bu rejimin terk edilmesi durumunda eşlerin birbirlerinin malları üzerinde herhangi bir hakkı olmaz. Ancak eşlerden biri diğerine ait olan malın edinilmesinde, iyileştirilmesine, korunmasında karşılıksız ya da uygun bir karşılık almadan katkıda bulunmuşsa katkısı oranında bir bedel ödenmesini talep edebilir.
Mal ortaklığı rejimini kararlaştırmaları halinde, eşlerin kişisel mal sayılanlar haricindeki tüm mal varlığı ortaklık mallarını oluşturur. Ortak mal varlığı üzerinde eşlerin tek başlarına tasarruf yetkileri yoktur. Evliliğin sona ermesi veya bu rejimin terk edilmesi durumunda ortaklık malları eşler arasında yarı yarıya paylaştırılır.
Kişisel Mallar Nelerdir?
Sayılan tüm mal rejimlerinde kişisel mal olarak kabul edilen mallar şunlardır:
- Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya
- Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği mal varlığı değerleri
- Manevi tazminat alacakları
- Kişisel mallar yerine gecen değerlerdir.
Mal Rejiminin Değiştirilmesi Mümkün Müdür?
Eşlerin iradi olarak yukarıda bahsedilen mal rejimlerinden birini tercih etmiş olmaları yahut evlilik başlangıcında yasal mal rejimine tabi olmaları, bu mal rejiminin bir daha değiştirilemeyeceği anlamına gelmemektedir. Eşler evlilik başlangıcında yasal mal rejimine tabi olsalar da, iradi olarak evlilik başlangıcında bir mal rejimi belirlemiş olsalar da bu mal rejimini iradi olarak yeni bir evlilik sözleşmesi olarak da bilinen mal rejimi sözleşmesi ile değiştirebilirler. Bu iradi durum haricinde ikincil olarak, haklı bir nedenin bulunması halinde eşlerden birinin Aile Mahkemesine başvurması ile mevcut mal rejiminin mal ayrılığı rejimine dönüşmesini talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu haklı nedenleri, Türk Medeni Kanunu’nun 206. maddesinde belirtildiği üzere, şu şekilde ifade edebiliriz:
“Özellikle aşağıdaki hallerde haklı bir sebebin varlığı kabul edilir:
- Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,
- Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması,
- Diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,
- Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,
- Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması.
Eşlerden biri ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun ise, onun yasal temsilcisi de bu sebebe dayanarak mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.”
Eşler arasındaki mal rejimine ilişkin düzenlemeler getiren Medeni Kanun 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanuna göre; 01.01.2002 tarihinden önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler 01.01.2003 tarihine kadar, kendi aralarında hangi mal rejiminin geçerli olacağına dair sözleşme yapmadıkları takdirde, bu tarihten itibaren kanuni mal rejimini, yani edinilmiş mallara katılma rejimini seçmiş sayılacaklardır.