Devlet Memurları Kanunu 126. Madde (DMK)
Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar
Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verilir.
Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir. Disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisi yoktur, cezayı kabul veya reddeder. Ret halinde atamaya yetkili amirler 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbesttirler. Özel kanunların disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullarla ilgili hükümleri saklıdır.
- İlgili Makale:
- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) Tam Metin:
Devlet Memurları Kanunu 126. Madde Açıklaması
Disiplin cezalarına karar vermeye yetkili makamlar, kanuni idare ilkesi uyarınca Devlet Memurları Kanununun bu maddesinde gösterilmiştir. Bu makamlar yapısına göre “disiplin amirleri” ve “disiplin kurulları şeklinde ikiye ayrılmaktadır.
Bu madde uyarınca disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını vermeye yetkilidirler. Disiplin amirleri özel kanunlarla verilmiş olan disiplin cezalarına ilişkin yetkileri kullanmakla da görevlidirler.
Disiplin kurullarının görev ve yetkileri de şu şekildedir; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı verme, devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu karar vermeye yetkilidir. Özel kanunlarla da verilen görevleri yapmaya yetkilidirler. Ancak disiplin ve yüksek disiplin kurullarının ayrı ceza verme yetkileri yoktur, sadece kabul veya reddedilebilirler.
Devlet Memurları Kanunu 126. Madde Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar Emsal Kararlar
Danıştay On İkinci Dairesi E:2003/497, K:2003/672
- Devlet Memurları Kanunu 126. Madde
- Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda “kademe ilerlemesinin durdurulması” cezasıyla cezalandırılması gerektiği sonucuna varılmakla birlikte disiplin kurulu kararının atamaya yetkili amir olan Bakan tarafından yeniden değerlendirilerek ilgilinin sicil ve disiplin durumu dikkate alınıp bir alt ceza olan aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda anılan 657 sayılı Yasanın 126. maddesinde; önerilen ve disiplin kurulunca aynen kabul edilen cezanın atamaya yetkili amir tarafından değiştirilemeyeceği açıkça hükme bağlanmış olup, İdare Mahkemesince olayın değerlendirilmesi sonucunda davacının eyleminin aylıktan kesme cezasını gerektirdiği sonucuna varılmasında isabetsizlik bulunmamakla birlikte, disiplin kurulu kararının ilgili Bakan tarafından değiştirilmesinin uygun görülmesine dair gerekçesinde hukuka uyarlık görülmediği gibi, kararın yukarıda belirtilen gerekçesine uygun olarak davacıya aylıktan kesme cezası önerilmesi durumunda, bu cezayı vermeye yetkili amirin takdir yetkisini ortadan kaldıracak biçimde bir alt ceza verilmesi gerektiği yolundaki gerekçesinde isabet görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacının eylemine uygun aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasında isabetsizlik bulunmamakla birlikte kınama cezasının verilmesi gerektiği sonucunu doğuracak şekilde işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararı hukuken isabetli bulunmadığından davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, İdare Mahkemesince verilen kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, 20.3.2003 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
Danıştay On İkinci Dairesi E:2000/194, K:2002/3189
- Devlet Memurları Kanunu 126. Madde
- Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar
Dava, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Tarım Reformu Genel Müdürlüğünde … olarak görev yapan davacının 1/20 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali ve parasal hakların yasal faizi ile tazmini istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesinin kararıyla, davacının 4455 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince davanın esasının incelenmesini istediğinin görüldüğü, dosyanın incelenmesinden; Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğünde görev yapan davacı hakkında Muayene ve Kabul Komisyonu üyesi olması sıfatıyla genel müdürlük hizmet binalarının ısıtılması için 1995-1998 yılları arasında alınan yakıt ve tüketilen yakıt miktarlarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi sonucunda 214.340 kg yakıtın alınmış gibi gösterildiğinin saptanması üzerine açılan soruşturma sonucunda sahte belge düzenleyerek idare zararına sebebiyet verildiğinden bahisle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesi gerektiği, ancak geçmişte olumlu sicil almış olmasının dikkate alınmasıyla bir derece düşük ceza olan aylıktan kesme cezası ile tecziyesinin soruşturmacı tarafından teklif edildiği, Teftiş Kurulu Başkanlığınca da kabul edilen bu görüşe ilgili Bakanın 27.11.1998 günlü onayı verdiğinin anlaşıldığı, oysa 657 sayılı Kanunun 125/D-f ve 126. madde hükümlerine göre soruşturma sonucu davacının kademe ilerlemesinin durdurulması gerektiğine ilişkin husus ancak kurumun yetkili disiplin kurulu kararı alındıktan sonra kişinin geçmiş sicil durumu değerlendirilerek bir alt ceza olan aylıktan kesme cezasına dönüştürülmesi ve bundan sonra disiplin amirince cezanın verilmesi gerekirken, disiplin kurulu kararı olmaksızın disiplin amirince bir alt ceza olan aylıktan kesme cezası verilmesi işleminde yetki ve şekil yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile dava konusu işlem iptal edilmiş, davacının aylığından kesilen miktarın dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile tazminine hükmedilmiştir.
Davalı idare, davacıya verilen cezanın maaş kesimi cezası olduğu ve bunun da 657 sayılı kanunun 126. maddesine göre yetkili makam tarafından verildiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 24.10.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay Sekizinci Dairesi E:1995/4185, K:1997/3879
- Devlet Memurları Kanunu 126. Madde
- Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar
Davacının, bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 27.4.1994 gün … sayılı kararının iptali ve bu işlem nedeniyle uğradığı maddi zararın tazmini istemiyle açılan davada; 657 sayılı Yasa’nın 126. maddesinde devlet memurluğundan çıkarma cezasının, amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verileceği yüksek disiplin kurulunun cezayı kabul ya da reddedeceği, ayrı bir ceza tayinine yetkisinin olmadığı, ret halinde atamaya yetkili amirlerin 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbest olduklarının hükme bağlandığı, dava ve işlem dosyasının incelenmesinden, davacının … İcra Müdürü iken, 38 gün özürsüz ve kesintisiz olarak göreve gelmediğinden bahisle 657 sayılı yasanın 125/E-d maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması için 27.10.1993 günlü olur ile Yüksek Disiplin Kuruluna öneride bulunulduğu, dosyadaki çelişkili beyanlar ve davacı lehine tanık ifadeleri olduğu gerekçesiyle davacının devlet memurluğundan çıkarılması yolundaki önerinin reddine ve bu cezanın bir derece hafifi olan kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasının uygun olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilerek, dava konusu işlemin tesis olunduğunun anlaşıldığı, Yüksek Disiplin Kurulunun kendisine sunulan önerinin kabulü ya da reddi yönünde karar vermesi gerekirken, yukarıda anılan Yasa hükmüne aykırı olarak, ayrı bir ceza tayin edilerek, davacının kademe ilerlemesi cezası ile cezalandırılması yoluna gidildiğinden, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden ve bu işlemden dolayı davacının uğradığı, tüm maddi zararının davacıya ödenmesine hükmeden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; verilen cezanın yasaya uygun olduğu öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır. İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe Usul ve Yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına 10.12.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay Onuncu Dairesi E:1987/2100, K:1989/2239
- Devlet Memurları Kanunu 126. Madde
- Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar
Davacı, Müze Müdürü olarak görevli iken, işlediği öne sürülen disiplin suçu nedeniyle, 657 sayılı kanunun 2670 sayılı kanunla değişik 125/c maddesinin (b) ve (g) bentleri uyarınca Kültür ve Turizm Müdürlüğünün işlemiyle 3/30 oranında aylık kesimi cezası ile cezalandırılmış, bu işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, İdare Mahkemesi kararıyla, kabul edilir mazereti olmaksızın iki gün göreve gelmeyen ve izinsiz olarak il hudutları dışına çıkan davacıya 3/30 oranında aylık kesimi cezası verilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı ise, bu kararın yerinde olmadığını öne sürerek temyizen incelenmesini ve bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Kanunun değişik 126.maddesi 1.fıkrasında, uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının disiplin amirleri tarafından verileceği hükme bağlanmış, aynı kanunun 128.maddesinde de, disiplin amirlerinin uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde verme zorunda oldukları belirtilmiştir.
Öte yandan, Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 19.maddesi 1.fıkrasında, disiplin amirlerinin yükümlülükleri belirtildikten sonra, 2. fıkrasında aynen; “Bu genel sorumluluğu dışında disiplin amirleri ayrıca;
a) Memurların uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve memurluktan çıkarma cezalarından biriyle cezalandırılması gereken disipline aykırı davranışlarını öğrendikleri tarihten itibaren kanunen belli süreler içinde disiplin soruşturmasını başlatarak; gerekli cezayı uygulayarak, disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğramasını önlemek,
b) Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı tarihi izleyen 15 gün içinde vermek,
c) Uyarma, ve kınama cezalarına karşı yapılan itirazı, cezalarla ilişkin karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde inceleyerek sonuçlandırmak, zorundadırlar.” hükmü yer almıştır.
Bütün bu kuralların birlikte incelenmesinden, disiplin cezası verilebilmesi için, kusurlu halin tespitinden sonra, kanunla belli süreler içerisinde ilgili memur hakkında soruşturma açılması, bu soruşturma sonucunda oluşturulan soruşturma raporunun değerlendirilerek yetkili disiplin amiri veya kurul tarafından disiplin cezasının verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Temyiz, ve dava dosyasındaki belgelerin incelenmesinden, davacının hakkında herhangi bir disiplin soruşturma açılmaksızın doğrudan disiplin amirince savunması alınarak, disiplin cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava konusu işlemde, yukarıda belirtilen kanun ve yönetmelik hükümlerine uyarlık bulunmadığından, davanın reddine ilişkin mahkeme kararı yerinde görülmemiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri E:2004/2690, K:2007/2461
- Devlet Memurları Kanunu 126. Madde
- Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar
657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 126. maddesinin üçüncü fıkrasında, disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisinin bulunmadığı, cezayı kabul veya reddedeceği belirtilmiş, bununla birlikte, disiplin kurulunun ve yüksek disiplin kurulunun cezayı reddetmesi durumunda, reddedilen cezaya konu eylemin cezasız bırakılmaması, böylece kurum içinde çalışma düzeninin korunması ve bu durumun sürdürülmesi amacından hareketle, atamaya yetkili amirlere, söz konusu eylem nedeniyle reddedilen dışında başka bir disiplin cezası verebilme olanağı tanınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, yapılan disiplin soruşturması sonunda davacının üyesi olduğu sınav kurulunun, sınavda objektif değerlendirme yapmadığı, belirlenen usulsüzlüklerin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğundan bahisle, bu eylemin 657 sayılı Yasa’nın 125. maddesinin D/ı fıkrası uyarınca görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunulması olarak değerlendirildiği ve davacıya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesinin önerildiği, ancak Disiplin Kurulu’nca bu önerinin, aynı eylem nedeniyle diğer sınav kurulu üyelerinden birisine kınama cezası verilmesinin önerildiği belirtilerek, davacıya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesinin adil olmayacağı gerekçesiyle reddedildiği, bunun üzerine atamaya yetkili amir tarafından davacıya 1/30 oranında aylıktan kesme cezası verildiği anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere gerek soruşturmacı, gerek Disiplin Kurulu tarafından davacının eyleminin, görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunulması olarak nitelendirildiğinde duraksama bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu eylemi nedeniyle davacının kademe ilerlemesinin durdurulmasıyla cezalandırılması önerisinin, önerilen cezanın adil olmadığından bahisle Disiplin Kurulu’nca reddedilmesi üzerine, bu eylemin cezasız bırakılmamasına yönelik olarak 657 sayılı Yasa’nın 126. maddesi uyarınca atamaya yetkili makam tarafından başka bir disiplin cezası verilebileceği, bu durumda atamaya yetkili makamın verdiği cezayı gerektiren eylemi tekrar nitelendirmesine gerek olmadığı açıktır.
Bu çerçevede, İdare Mahkemesi’nce uyuşmazlığın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davacının eylemini disiplin cezası verilmesini gerektiren eylem olarak nitelendiren ve bunun karşılığı cezayı gösteren disiplin kuralının açıkça gösterilmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.