Ceza Muhakemesi Kanunu 144. Madde
Tazminat İsteyemeyecek Kişiler
Kanuna uygun olarak yakalanan veya tutuklanan kişilerden aşağıda belirtilenler tazminat isteyemezler:
a) (Mülga: 11/4/2013-6459/18 md.)
b) Tazminata hak kazanmadığı halde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hale dönüşenler.
c) Genel veya özel af, şikayetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler.
d) Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler.
e) Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar.
Ceza Muhakemesi Kanunu 144. Madde Gerekçesi
Bu madde ile, kimlerin tazminat isteyemeyecekleri tam bir açıklıkla hüküm altına alınmakta, uluslararası normlar, öğretide benimsenmiş görüşler ve Yargıtay içtihatları gözetilerek uygulamada doğabilecek tereddütlerin giderilmesi hedeflenmektedir.
Bu düzenlemeye göre, kanuna uygun olarak gözaltına alınan veya tutuklanan kimse:
- Gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süresini, mahkûmiyetle sonuçlanan bir başka hükümlülüğünden indirme kararı alabildiğinde, indirime konu bu sürenin karşılığında tazminat isteyemeyecektir. Kalan “artık süre” için istemde bulunabileceği ise tartışmasızdır.
- Sonradan yürürlüğe giren ve getirdiği lehte düzenlemeler ile fiili suç olmaktan çıkarma veya ceza yaptırımını hafifletme gibi sonuçlar öngören kanunu gerekçe göstererek tazminat isteyemeyecektir.
- Tazminat, haksızlığın bir karar veya hükümle belgelenmesini gerekli kıldığından, böyle bir belgelemeyi olanaksız hâle sokması nedeniyle, ölüm, genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, zamanaşımı ve benzeri nedenlerle hakkındaki kamu davasının düşürüldüğünden veya ortadan kaldırıldığından veya kovuşturmasına yer olmadığına karar verildiğinden bahisle tazminat istemeyecek, evlenme nedeniyle hakkındaki kamu davasının ertelendiğini veya düşürüldüğünü ileri sürerek tazminat isteminde bulunamayacaktır.
- Ceza ehliyetsizliği nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği gerekçe gösterilerek tazminat isteyemeyecektir.
- Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suçu işlediğini veya suça katıldığını ifade ederek gözaltı veya tutuklamaya şahsî kusuruyla neden olmuş ise tazminat istemeye hak kazanamayacaktır.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
Ceza Muhakemesi Kanunu 144. Madde Tazminat İsteyemeyecek Kişiler Emsal Kararlar
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2019/1883, K:2021/922
- Ceza Muhakemesi Kanunu 144. Madde
- Tazminat İsteyemeyecek Kişiler
Tazminat talebinin dayanağı olan Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/1029 Esas – 2015/1165 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacıların bina içinde muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından 20/07/2015 – 28/08/2015 tarihleri arasında 1 ay 8 gün tutuklu kaldıkları, yapılan yargılama sonunda beraatlerine hükmedildiği, beraat hükmünün 09/10/2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununa tabi olduğu anlaşılmakla;
Davacıların ayrı ayrı 5.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, davacıların adli makamlar huzurunda verdikleri beyanları ve eylemleri nedeniyle haklarında soruşturma ve kovuşturma yapılmasına ayrıca tutuklanmalarına neden oldukları değerlendirilmekle tutuklu kaldıkları süreler için CMK 144/1-e maddesi gereğince haklarında tazminata hükmedilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinde;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
- Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 tarih, 2013/531 Esas – 2015/157 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı CMK’nın “Tazminat isteyemeyecek kişiler” başlıklı 144/1-e. maddesinde ”Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar” hükmüne yer verilmiş, madde gerekçesinde “Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suçu işlediğini veya suça katıldığını ifade ederek gözaltı veya tutuklamaya neden olmuş ise tazminat istemeye hak kazanmayacaktır.” açıklamasında bulunulmuştur. Buna göre, bir suç isnadıyla hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan kişi adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını beyan ederek şahsi kusuru ile gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olmuşsa artık bu kişi tazminat talebinde bulunamayacaktır. Bu kapsamda dava konusu somut olay açısından tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyası celp edilerek, davacıların (sanıkların) tüm aşamalardaki beyanları incelenip Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak davacıların tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
- Gerekçeli karar başlığında “koruma tedbirleri nedeni ile tazminat” yerine ” Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat ” olarak yazılması, kanuna aykırı olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak bozulmasına, 01.02.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2015/10095, K:2016/3127
- Ceza Muhakemesi Kanunu 144. Madde
- Tazminat İsteyemeyecek Kişiler
5271 sayılı CMK’nın “Tazminat isteyemeyecek kişiler” başlıklı 144. maddesinin (e) bendinde; “Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar” hükmüne yer verilmiş, madde gerekçesinde de “Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suçu işlediğini veya suça katıldığını ifade ederek gözaltı veya tutuklamaya neden olmuş ise tazminat istemeye hak kazanmayacaktır.” açıklamasında bulunulmuştur. Konuya ilişkin dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 tarih, 2013/531 esas, 2015/157 sayılı kararında da, ‘’5271 sayılı CMK’nın 142/1-e maddesinde açıkça adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanda bulunarak suçu işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlara tazminat verilmeyeceği belirtilmiştir. Buna göre, bir suç isnadıyla hakkında soruşturma yapılan kişi adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını beyan ederek şahsi kusuru ile gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olmuşsa artık bu kişinin tazminat talebinde bulunamayacağı kabul edilmelidir.’’ şeklindedir.
Bu kapsamda dava konusu somut olay değerlendirildiğinde; davacının soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısınca alınan beyanında açıkça atılı suçu işlediğini kabul ederek tutuklanmasına neden olduğu ancak yapılan yargılama sonucunda tutuklanmasına neden olan Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçlarının davacı (sanık) tarafından işlendiğinin sübut bulmadığı gerekçesiyle beraatine hükmedildiği anlaşıldığından, davacının tazminat talebinin Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 144/1-e maddesi gereğince reddi yerine, davacı lehine tazminata hükmedilmesi,
Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak bozulmasına, 29.02.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2015/2895, K:2015/17223
- Ceza Muhakemesi Kanunu 144. Madde
- Tazminat İsteyemeyecek Kişiler
5271 sayılı CMK’nın “Tazminat isteyemeyecek kişiler” başlıklı 144. maddesinin (e) bendinde; “Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar” hükmüne yer verilmiş, madde gerekçesinde de “Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suçu işlediğini veya suça katıldığını ifade ederek gözaltı veya tutuklamaya neden olmuş ise tazminat istemeye hak kazanmayacaktır.” açıklamasında bulunulmuştur. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 tarih, 2013/531 esas, 2015/157 sayılı kararında da, ‘’5271 sayılı CMK’nın 142/1-e maddesinde açıkça adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanda bulunarak suçu işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlara tazminat verilmeyeceği belirtilmiştir. Buna göre, bir suç isnadıyla hakkında soruşturma yapılan kişi adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını beyan ederek şahsi kusuru ile gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olmuşsa artık bu kişinin tazminat talebinde bulunamayacağı kabul edilmelidir.’’ şeklindedir.
Bu kapsamda dava konusu somut olay değerlendirildiğinde; kasten öldürme suçu şüphelisi olarak hakkında soruşturma yapılan davacının (sanığın) aşamalardaki beyanlarında açıkça atılı suçu işlediğini kabul ederek tutuklanmasına neden olduğu ancak yapılan yargılama sonucunda davacı (sanık) hakkında üzerine atılı kasten öldürme suçunu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediği gerekçesiyle beraatine hükmedildiği anlaşıldığından, davacının tazminat talebinin Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 144/1-e maddesi gereğince reddi yerine, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince sonucu itibariyle isteme uygun olarak bozulmasına, 09.11.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2020/2329, K:2021/8736
- Ceza Muhakemesi Kanunu 144. Madde
- Tazminat İsteyemeyecek Kişiler
Maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan ‘’2.316,67’’ TL yerine, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak bu miktarın üstünde kalacak şekilde ‘’2.346,37’’ TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince bozulmasına, ancak yeniden yargılama yapmayı gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 1. bendinde davacı lehine hükmolunan maddi tazminat miktarının ‘2.316,97’’ TL’ye indirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun olan hükmün düzeltilerek onanmasına, 13.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2020/3732, K:2021/8558
- Ceza Muhakemesi Kanunu 144. Madde
- Tazminat İsteyemeyecek Kişiler
Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 tarih, 2013/531 esas 2015/157 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı CMK’nın “Tazminat isteyemeyecek kişiler” başlıklı 144/1-e. maddesinde ”Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar” hükmüne yer verilmiş, madde gerekçesinde “Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suçu işlediğini veya suça katıldığını ifade ederek gözaltı veya tutuklamaya neden olmuş ise tazminat istemeye hak kazanmayacaktır.” açıklamasında bulunulmuştur. Buna göre, bir suç isnadıyla hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan kişi adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını beyan ederek şahsi kusuru ile gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olmuşsa artık bu kişi tazminat talebinde bulunamayacaktır. Bu kapsamda dava konusu somut olay açısından tazminat talebinin dayanağı olan 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/234-2015/94 sayılı ceza dava dosyasında davacının (sanığın) tüm aşamalardaki beyanları incelenip Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak davacının tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Davacının birden fazla hırsızlık suçundan yargılamasının yapıldığı görülmekle, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyasında davacı hakkında düzenlenen tutuklamaya sevk, sorgu, tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm tutanak, müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde onaylı birer sureti temin edilip dosya içine alınarak, davacının hangi suç ya da suçlardan tutuklandığı belirlenip, tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihleri ceza infaz kurumundan sorularak infaz edilen tutukluluk süresinin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak bozulmasına, 06.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E:2019/13608, K:2021/4805
- Ceza Muhakemesi Kanunu 144. Madde
- Tazminat İsteyemeyecek Kişiler
- Tazminat talebinin dayanağı olan Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/13 Esas – 2014/25 sayılı kararının incelenmesinde, davacı (sanık) hakkında örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/337 Esas – 2010/212 sayılı kararı ile suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiği sabit olmadığından bahisle uyuşturucu madde ticareti yapma amacıyla kurulan suç örgütüne üye olma suçundan beraat kararı verildiği, uyuşturucu madde ticareti yapma suçu yönünden ise dosyanın tefrik edilerek 25.11.2010 tarih, 2010/154 Esas – 2010/229 sayılı karar ile bu suç yönünden görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın Boyabat Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, neticede davacı (sanık) hakkında Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2014 tarih, 2011/13 Esas – 2014/25 sayılı kararı ile üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, davacının tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığı ve davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti bakımından davacı ile ilgili tutuklama ve tahliyeye ilişkin müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri dosya içine alınarak, davacının hangi suç ya da suçlardan tutuklandığı ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/337 Esas – 2010/212 sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmiş olması halinde kesinleşme tarihi tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
- Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 tarih, 2013/531 Esas – 2015/157 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı CMK’nın “Tazminat isteyemeyecek kişiler” başlıklı 144/1-e. maddesinde ”Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar” hükmüne yer verilmiş, madde gerekçesinde “Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suçu işlediğini veya suça katıldığını ifade ederek gözaltı veya tutuklamaya neden olmuş ise tazminat istemeye hak kazanmayacaktır.” açıklamasında bulunulmuştur. Buna göre, bir suç isnadıyla hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan kişi adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını beyan ederek şahsi kusuru ile gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olmuşsa artık bu kişi tazminat talebinde bulunamayacaktır. Bu kapsamda tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyası celp edilerek davacının (sanığın) soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki tüm beyanları incelenip Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak davacının tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması.
- Dairemizce UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada davacının 15.08.2008-19.12.2008 tarihleri arasında tutuklu görüldüğünün anlaşıldığı ve mahkemece davacının 14.05.2008-19.12.2008 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kaldığının kabul edildiği görülmekle davacı hakkında düzenlenen gözaltı, tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde onaylı birer sureti ilgili ceza mahkemesinden temin edilip dosya içine alınarak ve tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle davacının tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi sonrası bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
- Davacının adli sicilinde birden fazla mahkumiyet hükmünün olduğu da dikkate alınarak her ne kadar CMK’nın 144/1-a maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak, mahsup edilen sürenin hükmolunacak manevi tazminat miktarının tayininde dikkate alınması gerektiği nazara alındığında, davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı sürelerin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
- Davacının tutuklandığında işçi olarak çalıştığı ve tutuklanması sebebiyle iş akdinin 29.08.2008 tarihinde feshedildiği, UYAP sistemi üzerinden temin edilen SGK hizmet bilgisi evrakına göre davacının 29.08.2008 tarihine kadar (4-a) sigortalı olarak çalıştığının ve tahliye olduktan sonra tekrar aynı iş yerinde çalışmaya başladığının anlaşılması karşısında, davacının tutuklandığında çalıştığı yer olan Maya Residences Etiler Sitesi Parsel Yöneticiliği ünvanlı iş yerinden, gözaltında ve tutuklu kaldığı süreler içerisindeki maaşının kısmen veya tamamen ödenip ödenmediği araştırılıp, kesinti yapılmamış olması veya maaşının ödenmiş olması halinde herhangi bir gelir kaybının bulunmadığı dikkate alınarak bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi, kesinti yapılmış olması halinde yapılan net kesinti tutarı kadar ya da ödeme yapılmamış olunması halinde ise maaş bordrosunda belirtilen net maaşı üzerinden hesaplanacak miktarın gelir kaybı olarak tayini gerektiği gözetilmeden davacının 1.500.00 TL maaş aldığı beyanına dayanılarak maddi tazminata hükmolunması,
- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak bozulmasına, 14.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.