Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi

olunceye kadar bakma sozlesmesi

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun, bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Diğer bir tanımla ölünceye kadar bakma sözleşmesi,  yaşlılık veya hastalık gibi kişinin bakıma ve gözetime muhtaç olan bakım alacaklısının, belirli bir malvarlığını bakım borçlusuna devretmeyi üstlendiği, bakım borçlusunun ise bakım alacaklısına ölünceye kadar bakma, gözetme ve ihtiyaçlarını karşılama borcunu üstlendiği bir sözleşmedir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bir malvarlığının devri karşılığında bir kimsenin hayatı süresince bakılmasını sağlayan, iki tarafa borç yükleyen ivazlı bir sözleşmedir. Burada bahsedilen malvarlığı, sağlararası bir sözleşme veya ölüme bağlı bir sözleşme ile devredilebilir. Bu iki farklı tür ölünceye kadar bakma sözleşmesinin doğuracağı sonuçlar bazı noktalarda birbirinden farklılaşmaktadır.

Türk Borçlar Kanunu’nun 612. Maddesine göre ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin, “miras sözleşmesi” şeklinde yapılması gerekmektedir. Bu, bir geçerlilik şartı olup miras sözleşmesi şeklinde yapılmayan ölünceye kadar bakma sözleşmeleri geçerli olarak kabul edilmemektedir. Sözleşmenin sona ermesi ise sözleşmeden dönme, bakım borçlusunun ölümü, iflas veya tarafların anlaşması gibi durumlarla gerçekleşebilir. Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri Türk Borçlar Kanunu ve Medeni Kanun’umuzda ayrıntılı olarak düzenlenmektedir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu makalemizde Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi’ni ele alacağız.  Makalede bu sözleşmenin şartlarını, nasıl yapılabileceğini, muris muvazaası içeren sözleşmelerin geçerli olup olmadığı ve bakım alacaklısının ipotek hakkı gibi konulardan ayrıntılı bir şekilde bahsedeceğiz.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nedir?

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, taraflardan birinin sağlararası bir tasarrufla mal varlığının tamamının veya bir kısmının mülkiyet veya kullanma hakkını, mal varlığındaki herhangi bir değeri devretmek veyahut ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçı atamak, bazı mallarını vasiyet etmek gibi edimine karşılık öteki tarafın da ölünceye kadar bakıp gözetmek edimini yüklendiği, talih ve tesadüfe bağlı, resmi vasiyet şeklinde düzenlenen sözleşmedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 611- 619 maddeleri arasında düzenlenen “Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi” iki taraflı borçlandırıcı bir sözleşmedir. Türk Borçlar Kanunu 611.madde de ölünceye kadar bakma sözleşmesi “Bakım borçlusunun, bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmesine, bakım alacaklısının da bir mal varlığını veya bazı mal varlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu maddenin düzenlemesinden anlaşıldığı üzere, ölünceye kadar bakma sözleşmesi, karşılıklı ivazları içeren bir sözleşmedir.

Bakım alacaklısının borcu, bir mal varlığını veya bazı mal varlığı değerlerini bakım borçlusuna devretme, onun da borcu, bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmesidir. Bu bakımdan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iki farklı türünün bulunduğundan bahsedebiliriz. Bunlar, miras hukuku bakımından bakım alacaklısının edimini ölüme bağlı bir tasarrufla yerine getirmesi veya borçlar hukuku bakımından, bakım alacaklısının edimini sağlararası bir işlemle yerine getirmesi durumudur.

  • Borçlar Hukukunda Düzenlenen Şekli: Borçlar hukukumuzda düzenlenen şekli ile ölünceye kadar bakma sözleşmesinde taraflar edimlerini bakım alacaklısı sağ iken yerine getirmektedirler. Burada tarafların hak ve yükümlülüklerine ilişkin olarak ve dahi sözleşmenin durumuna ilişkin olarak uygulanacak hükümler borçlar hukuku hükümleri olacaktır.
  • Miras Hukukunda Düzenlenen Şekli: Miras hukukunda düzenlenen şeklinde ise bakım borçlusu, edimini bir ölüme bağlı tasarruf ile elde etmektedir. Sözleşmede bakım borçlusu mirasçı olarak gösterilmiş veya belli bir mal vasiyeti alacaklısı olarak gösterilmiş olması durumunda bakım alacaklısının sağlığında ifası gerekecek bir yükümlülük altına girmemiş olacaktır.
olunceye kadar bakma sozlesmesi nedir
olunceye kadar bakma sozlesmesi nedir

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Tarafları

  • Bakım Alacaklısı

Bakım alacaklısı ölünceye kadar bakma sözleşmesince kendisine bakılacak olan kişidir. Bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme yükümlülüğü altındadır. Burada bakım alacaklısının gerçek kişi olması gerekmektedir. Bakım alacaklısının küçük veya kısıtlı olması durumu sözleşmenin borçlar hukuku veya miras hukukuna göre yapılıp yapılmadığına göre değişmektedir. Borçlar hukuku bakımından ölünceye kadar bakma sözleşmesinde teorik olarak küçük ve kısıtlıların yasal temsilcilerinin rızası ile sözleşmeyi yapabilmeleri mümkündür. Ancak miras hukuku bakımından ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaparken ölüme bağlı tasarruf yapma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan dolayı sınırlı ehliyetsizler yani küçükler ve kısıtlıların bu sözleşmeyi yapmaları mümkün değildir.

  • Bakım Borçlusu

Bakım borçlusu bakımından bakım alacaklısında olduğu gibi gerçek kişi olması zorunluluğu yoktur. Bakma ve özen gösterme yükümlülüğü tüzel kişiler tarafından da yerine getirilebilir. Bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girmektedir.  Örneğin ülkemizde sayısı az olmakla birlikte bu tipte kurumlara rastlanmaktadır. Bu kurumlara darülaceze (https://www.darulaceze.gov.tr/), lapaix, antigiana (düşkünler evi) örnek olarak verilebilir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan kişilerin bakım borçlusu olarak sözleşme yapmaları uygulamada rastlanılmasa da yasal temsilcilerinin rızası ile mümkündür.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi’nin Şekli

Borçlar Kanunu’nun 11.maddesine göre sözleşmelerde şekil serbestîsi kabul edilmiştir ancak bu duruma bir sınırlama getirilmiştir. Kanunda açıkça şekil şartına bağlanan sözleşmeler dışında şekil serbestisi hükümleri uygulanabilmektedir. Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri borçlar kanununda resmi şekil şartına bağlanmış bir sözleşme türüdür. Borçlar kanunumuzun 612.maddesinde “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, mirasçı atanmasını içermese bile, miras sözleşmesi şeklinde yapılmadıkça geçerli olmaz. Sözleşme, Devletçe tanınmış bir bakım kurumu tarafından yetkili makamların belirlediği koşullara uyularak yapılmışsa, geçerliliği için yazılı şekil yeterlidir.” Şeklinde ölünceye kadar bakma sözleşmesinin resmi ve miras sözleşmesi şeklinde yapılabileceğini açıklanmıştır.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin resmi vasiyet şeklinde yapılması geçerlilik şartı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple farklı şekillerde yapılan sözleşmeler geçersiz olacaktır. Burada ölünceye kadar bakma sözleşmesinin borçlar hukuku veya miras hukuku kapsamında bir sözleşme olması farklılık arz etmemektedir. Resmi şekilde düzenlenme şartının yanında aranan düğer şartlar ise şöyledir:

  • Sözleşmenin karşılıklı anlaşmaya dayanması
  • Tarafların yetkili olması
  • Sözleşmenin yazılı olarak yapılması
  • Sözleşmenin şahitler huzurunda yapılması
  • Aksi kararlaştırılabilmekle birlikte sözleşme taraflarının aynı evde yaşaması
  • Sözleşme konusu devredilecek malların bakım alacaklısına ait olması

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Düzenlenmesinde Yetkili Makam

Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin resmi vasiyetname şeklinde yapılabileceğinden bahsetmiştir. Medeni kanunumuzun 532.maddesine göre resmi vasiyetname düzenlemeye yetkili makamlar şöyledir; Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir.”

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi’nin borçlar hukuku veyahut miras hukuku bakımından yapılması yetkili makamı değiştirmemektedir. Her iki tür sözleşmede de sulh hakimleri ve noterler yetkilidir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesinde bakım alacaklısının bakım borçlusuna vermesi gerekenler arasında taşınmazların da bulunması durumunda tapu memurları vasiyetname düzenleyebileceği hususu tartışmalıdır. Kadim hukuk ve danışmanlık olarak düşüncemiz şartların varlığı halinde tapu sicil muhafız veya memurlarının da bakma sözleşmesini düzenleyebilecekleridir.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Düzenleniş Biçimi

  • Tarafların Yetkili Memur Önünde İradelerini Açıklamaları

Sözleşme düzenlenirken ilk aşamamız tarafların yetkili makam huzurunda iradelerini açıklamasıdır. Bu açıklama işlemde birlik esasına uygun olarak araya herhangi bir vasıta girmeden iradelerin açıklanmasıdır. Temsilci aracılığıyla yapılacak olan irade açıklamaları borçlar hukuku ve miras hukukuna ilişkin olan ölünceye kadar bakma sözleşmelerine göre farklılık arz etmektedir. Borçlar hukuku bakımından kişi iradesini temsilci vasıtası ile açıklayabilecekken, miras hukuku bakımından yapılacak olan tasarruf ölüme bağlı bir tasarruf olmasından dolayı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır, bu sebeple miras hukuku bakımından bu sözleşme temsilci vasıtası ile yapılamaz.

  • Resmi Memurun Tarafların İradesini Tespiti

Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin metni, taraflar resmi memur önünde iradelerini açıkladıktan sonra resmi memur tarafından hazırlanır.  Tarafların resmi memura iradelerini gösteren bir metin sunmaları bu metni sözleşme haline dönüştürmez. Medeni kanunumuzun 533. Maddesi gereği sözleşme metninin bizzat memur veya görevlendireceği memur tarafından yazılması gerekmektedir.

  • Sözleşme Metninin Taraflara Okutulması

Bu aşama tarafların belirtmiş oldukları irade beyanlarının yetkili memurun hazırlamış olduğu sözleşme ile uyumlu olup olmadığına bakılması için önem arz etmektedir.

  • Tarafların ve Resmi Memurun Senedi İmzalamaları

Tarafların sözleşmeyi resmi memur ve iki tanık önünde imzalamaları gerekmektedir. Kanun tarafların sözleşmeyi tanıklar huzurunda imzalamalarını aramaktadır.

  • Tanıkların Senedi Onaylaması

Tarafların senedi onaylamaları geçerlilik şartlarından bir diğeridir. Burada iki husus önem arz etmektedir. İlki tarafların beyanlarının senet metni ile uyumlu olduğuna dair kabul beyanıdır. İkincisi ise tarafların beyanlarının kendi önlerinde yapıldığını ve tarafları tasarrufa ehil gördüklerine dair imzalarıdır.

İnfaz Hesaplama Yapmak İçin Tıklayınız
olunceye kadar bakma sozlesmesi fesih
olunceye kadar bakma sozlesmesi fesih

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Sona Ermesi

Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin sona ermesi, sözleşmenin borçlar Hukuku’na mı yoksa miras Hukuku’na göre mi yapıldığına göre değişiklik arz etmektedir.

  • Borçlar Hukuku’na Özgü Sona Erme Sebepleri

Sözleşmeden Dönme: Türk Borçlar Kanunu’nun 616 ve 617.maddelerinde sözleşmeyi fesih hükümleri yer almaktadır. 616. Maddede düzenlenen süre verilerek sözleşmenin feshedilmesi hükümlerine göre tarafların arasındaki sözleşmenin edimlerinde gabine yol açacak kadar önemli orantısızlıklar bulunması durumunda sözleşmeden dönmek isteyen taraf altı ay önceden bildirimde bulunarak sözleşmeyi feshedebilir.  “Tarafların edimleri arasında önemli ölçüde oransızlık bulunur ve fazla alan taraf kendisine bağışta bulunulma amacı güdüldüğünü ispat edemezse diğer taraf, altı ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, sözleşmeyi her zaman feshedebilir. Bu oransızlığın tespitinde, ilgili sosyal güvenlik kurumunca, bakım borçlusuna verilenin değerine denk düşen anapara değeri ile bağlanacak irat arasındaki fark esas alınır. Sözleşmenin sona erdirilmesi anına kadar geçen sürede ifa edilmiş edimler, anapara ve faiziyle birlikte değerlendirilerek, denkleştirme sonucunda alacaklı çıkan tarafa geri verilir.” (TBK 616)

TBK’nın 617. Maddesinde ise süre verilmeden feshedebilmenin şartları düzenlenmiştir. Burada sözleşmeden doğan borçlara aykırı davranılması sebebi ile sözleşmenin sürdürülebilmesinin imkânının kalmaması durumunda, tarafların sözleşmeyi önel süre vermeden sona erdirebilmeleridir. “Sözleşmeden doğan borçlara aykırı davranılması sebebiyle sözleşmenin devamı çekilmez hâle gelir veya başkaca önemli sebepler sözleşmenin devamını imkânsız hâle getirir ya da aşırı ölçüde güçleştirirse, taraflardan her biri sözleşmeyi önel vermeksizin feshedebilir. Sözleşme bu sebeplerden birine dayanılarak feshedildiği takdirde kusurlu taraf, aldığı şeyi geri verir ve kusursuz tarafa, bu yüzden uğradığı zarara karşılık uygun bir tazminat ödemekle yükümlü olur. Hâkim, sözleşmenin önel verilmeksizin feshini yerinde bulabileceği gibi, taraflardan birinin istemiyle veya kendiliğinden, aile topluluğu içinde yaşamalarına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir bağlayabilir.” (TBK 617)

Bakım Borçlusunun Ölümü Nedeni İle Sözleşmenin Feshi: Bakım borçlusunun ölümü ile birlikte sözleşme kendiliğinden sona ermemektedir. Bakım borçlusunun ölümü durumunda borçlunun hak ve yükümlülükleri Medeni Kanunu’nun 599. Maddesi kapsamında mirasçılarına geçecektir. Ancak genellikle bakım borçlusunun mirasçıların sözleşmenin yeni tarafı olması sözleşme ilişkisini olumsuz olarak etkilemektedir. Bu nedenle Borçlar kanunun 618. Maddesinde bir düzenlemeye gidilerek bakım alacaklısına bakım borçlusunun ölümünden itibaren 1 yıllık sözleşmeyi sona erdirme hakkı tanınmıştır.  Bakım alacaklısı bu hakkını kullanması durumunda, sözleşmenin kurulması sırasında bakı borçlusuna verdiği edimleri mirasçılardan talep edemeyecektir. “Bakım alacaklısı, hakkını başkasına devredemez. Bakım borçlusunun iflası hâlinde bakım alacaklısı, borçlunun ödemekle yükümlü olduğu dönemsel gelirin elde edilebilmesi için ilgili sosyal güvenlik kurumunca ödenmesi gereken anapara değerine eşit bir parayı, iflas masasına alacak kaydettirme hakkını elde eder. Bakım alacaklısı, bu alacağını karşılamak üzere, üçüncü kişilerce borçluya karşı yürütülmekte olan hacze katılabilir.” (TBK 618)


  • Miras Hukuku Bakımından Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmelerinin Sona Erme Sebepleri

Miras Hukuku Bakımından Sözleşmeden Dönme: Medeni kanunumuz bakımından sözleşmeden dönülebilmesi için MK 547.maddedeki şartların sağlanması gerekmektedir. bu madde bakımından öncelik bakım borçlusunun talep hakkının mevcut olmasıdır. Örneğin sözleşmede edimlerden bir kısmının bakım alacaklısının sağlığında devredileceğinden bahsediliyorsa ve bakım alacaklısı bu edimleri ifa etmemiş ise bakım borçlusu bu nedenle sözleşmeden dönme hakkını kullanabilecektir. “Miras sözleşmesi gereğince sağlararası edimleri isteme hakkı bulunan taraf, bu edimlerin sözleşmeye uygun olarak yerine getirilmemesi veya güvenceye bağlanmaması hâlinde borçlar hukuku kuralları uyarınca sözleşmeden dönebilir.” (MK 547)

Miras Hukuku Bakımından Bakım Borçlusunun Ölümü: Borçlar hukuku bakımından düzenlenen bakım borçlusunun ölmesi hususunda sözleşme kendiliğinden sona ermemesine rağmen, miras hukuku bakımında yapılan sözleşmelerde ölüme bağlı tasarruf durumu mevcut olduğundan dolayı sözleşme bakım borçlusunun ölümü ile kendiliğinden sona erecektir. Bu durumda bakım borçlusunun ölünceye kadar yerine getirmiş olduğu edimlerinin parasal değerlerini, mirasçılar bakım alacaklısından sebepsiz zenginleşme hükümlerini ileri sürerek talep edebilirler. “Mirasçı atanan veya kendisine belirli mal bırakılan kişi mirasbırakanın ölümünde sağ değilse, miras sözleşmesi kendiliğinden ortadan kalkar. Mirasbırakandan önce ölen kişinin mirasçıları, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ölüme bağlı tasarrufta bulunandan, miras sözleşmesi uyarınca elde ettiği ölüm tarihindeki zenginleşmeyi geri isteyebilirler.” (MK 548)

Tarafların Anlaşması: Miras hukukumuz açısından yapılan bir ölünceye kadar bakma sözleşmesi tarafların anlaşmaları halinde adi yazılı bir sözleşme ile ortadan kalkabilir. “Miras sözleşmesi, tarafların yazılı anlaşmasıyla her zaman ortadan kaldırılabilir.” (MK 546)

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi ve Muris Muvazaası

Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir sözleşmedir. (BK M.611) Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ivazlı akitlerden olup, tenkise de tabi değildir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girmektedir. Bu yükümlülük altına girdiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir.

Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için; sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

  • Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinde Muvazaa İddiası Durumunda Araştırılacak Hususlar

Kural olarak bu tür sözleşmelere dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülebilmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.  Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse, bu durumda akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Burada önemli husus bakım alacaklısının akit anında özel bakıma muhtaç durumda olmasını aramak söz konusu değildir. Özel bakıma muhtaç bulunmamak veya akitten sonra çok kısa yaşamak, bu akdin muvazaa kastı altında yapıldığını göstermez. Ancak miras bırakanın sözleşmeyi yaparken diğer mirasçılardan mal kaçırmak kastı ile hareket ettiği anlaşılırsa kuşkusuz durum değişecektir.

  • Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinde Muvazaa İddiası Durumunda Kanıt Yükü

Davacı olan mirasçı kendi hakkına dayanarak yani mirastan mal kaçırma amacıyla temlik yapıldığı iddiasını her türlü kanıtla ispat edebilir. Özellikle tanık sözleri önemlidir. Örneğin söz konusu tanık beyanlarından davacıyla miras bırakanın arasının açık olduğu, yaşlı olan muris ile davalının ilgilendiği, davalının isteğine uyarak temlik ettiği ve benzeri olgular sabit olursa, muvazaa nedeni ile davanın kabulü gerekecektir. Çünkü miras bırakanın asıl amacı ölünceye kadar bakıp gözetme değil, gerçek amaç ve isteği mirastan mal kaçırmaktır.

  • Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Çocuklardan Biri İle Yapılması

Borçlar kanunu 611.maddesi bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir. Bakım alacaklısının akit anında özel bakıma muhtaç durumda olmasını aramak kanunda bulunmayan bir unsur ilave etmek olur.  Aksi kararlaştırılmadıkça, akdin bakım alacaklısına sağladığı menfaatler, sosyal duruma uygun ikamet, beslenme ve giyinme, gözetme gibi ihtiyaçların karşılanmasıdır. Bu ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak maddi desteğin ne olacağını önceden kestirmek mümkün olmaz. Hayatın idamesi için gerekli asgari şartları sağlayacak nafakayı borçlu olabilecek kimse ile ölünceye kadar bakma akdi yapmayı engelleyen bir kanun hükmü yoktur.

Kaldı ki, bu akdin hedefi nafaka veya ahlaki görevleri kadar maddi destek elde etmek değil, tarafların, bilhassa bakım alacaklısının sosyal durumuna uygun bir bakım elde etmektir. Bu sebeplerle mirasçı olabilecek kimselerle yapılmış olan ölünceye kadar bakım akdinin yapılması sırasında özel bakıma muhtaç bulunmamak veya akitten sonra çok kısa yaşamak, bu akdin saklı pay kurallarını bertaraf etme maksadını matuf olduğunu kabule yeterli değildir.

Bakım Alacaklısının İpotek Koyma Hakkı

Borçlar kanunumuz bakım alacaklısının hukuki olarak korunabilmesi için bakım borçlusuna devrettiği taşınmazlar hakkında kanuni ipotek hakkı düzenlemiştir. İpotek hakkı sadece devredilen tapulu taşınmazlar hakkında mevcut olup bakım alacaklısının devrettiği diğer taşınır veya taşınmazlar için bir hukuki güvence mevcut değildir. Pek tabi bakım alacaklısı devredilen diğer edimler için bir sözleşme yaparak güvence altına alma yoluna gidebilir.

Bakım alacaklısı Borçlar kanunu 613.maddede düzenlenen kanuni ipotek hakkını 3. Kişilere karşı da ileri sürebilmek için mülkiyetin bakım borçlusuna naklinden itibaren 3 aylık kesin süre içerisinde tapu kütüğüne ipotek hakkını tescil ettirmelidir. Bu sürenin geçmesi durumunda bakım alacaklısı bu hakkını ileri süremeyecektir. Bakım alacaklısı ipoteği yasal sürede tescil ettirmesi durumunda, bakım borçlusunun devredilen taşınmazı üçüncü bir kişiye devretmesi durumunda yasal ipotek düzenlemesinde doğan haklarını üçüncü kişiye karşı kullanabilir. “Bakım borçlusuna bir taşınmazını devretmiş olan bakım alacaklısı, haklarını güvence altına almak üzere, bu taşınmaz üzerinde satıcı gibi yasal ipotek hakkına sahiptir.”(TBK 613)

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Yapmak İçin Gerekli Evraklar

  • Taraflara (varsa yasal temsilciye) ve tanıklara ait kimlik belgesi ve fotokopisi
  • Bakım alacaklısının ve bakım borçlusunun 2’şer adet fotoğrafı
  • Temsilci var ise Vekaletname, vasilik kararı
  • Taşınmazın emlak beyan belgesi
  • Taşınmaza ait tapu senedi

Yorum Gönderin

performans dusuklugu nedeniyle is akdi feshi

Performans Düşüklüğü Nedeniyle İş Akdi Feshi

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

istifa dilekcesi

İstifa Dilekçesi Örnekleri

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

trafik kazalarinda tahkime basvuru

Trafik Kazalarında Tahkime Başvuru

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

X
kadim hukuk ve danışmanlık