İdari Yargılama Usulü Kanunu 27. Madde
Yürütmenin Durdurulması
- Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.
- (Değişik: 2/7/2012-6352/57 md.) Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. (Ek cümle: 21/2/2014-6526/17 md.) Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez.
- (Ek: 2/7/2012-6352/57 md.) Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir.
- Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, 26 ncı maddenin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazı kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.(Ek cümle: 19/1/2022-7351/2 md.) Vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak açılan davalarda, dava konusu tutarın yüzde ellisi oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemez.
- Yürütmenin durdurulması istemli davalarda 16. maddede yazılı süreler kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir.
- Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulması hakkında karar veren daire, mahkeme veya hâkim tarafından çözümlenir. İdareden ve adli yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz.
- Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarına, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın bölge idare mahkemesine, idare ve vergi mahkemeleri ile tek hâkim tarafından verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
- Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir ve karara bağlanır.
- (Ek: 2/7/2012-6352/57 md.) Yürütmenin durdurulmasına dair verilen kararlar on beş gün içinde yazılır ve imzalanır.
- (Ek: 2/7/2012-6352/57 md.) Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz.
İdari Yargılama Usulü Kanunu 27. Madde Açıklaması
Maddenin 1. fıkrasına göre Danıştay’da veya idare mahkemelerinde den açılması dava konusu idari işlemin yürütülmesini durdurmaz. Ancak mahkeme talep üzerine yürütmenin durdurulması kararı verebilir. Bu karar ile idari işlemin hukuka uygunluk karinesi geçici olarak askıya alınır veya durdurulur.
Yürütmenin durdurulması kararları kamu hukukunun temel ilkelerine -idari işlemlerin icrai olması ve hukuka uygunluk ilkesi aykırılık teşkil etmesi nedeniyle olağanüstü bir prosedür niteliğinde olup idarenin tesis etmiş olduğu işlemlerin kendiliğinden yürürlük kazanması ve idari işlemin icrası ilkelerinin karşıtını ve dengesini oluşturur.
Davacı bu yolla idari yargı mercilerine başvurarak aleyhine tesis edilen idari işlemin uygulanmasının dava sonuçlanıncaya kadar ertelenmesini talep ede bilmektedir. Böyle bir imkânın varlığı davacının ilerde telafisi güç ve imkânsız zararlarla karşılaşmasına engel olmaktadır.
Yürütmenin durdurulması kararları idare mahkemelerince yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili olarak verdiği birer karar olmaları sebebiyle, nihai karar olmamasına rağmen bir mahkeme kararıdır. Ancak yürütmenin durdurulması yargısal bir karar olmakla beraber başlı başına bir dava değil, iptal talebi ile birlikte talep edilebilecek bir husustur. Yürütmenin durdurulması kararlarının etkisi mahkemenin esastan karar vermesine kadar geçerlidir. Mahkeme esasa ilişkin karar verdikten sonra yürüt menin durdurulması kararı bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
İYUK’un 27, maddesinin 2, fıkrasına göre, “Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.” Kısacası zararın doğması ve açıkça hukuka aykırı olma şartlan bir arada aranacaktır. Her iki birlikte gerçekleşmediği durumlarda yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecektir. Yürütmenin durdurulmasına ilişkin kurallar Anayasa’dan daha önce kabul edilmiş bulunan İYUK’ta yer almış, sonra da bunların Anayasa’ya aktarılması gereği duyulmuştur.
- İlgili Makale:
- 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Tam Metin:
İdari Yargılama Usulü Kanunu 27. Madde Yürütmenin Durdurulması Emsal Kararlar
Danıştay 7.Daire E: 2000/ 4274, K: 2002 / 3384
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 27. Madde
- Yürütmenin Durdurulması
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 1615 sayılı Gümrük Kanununun- 109’uncu maddesinde, gümrüğe karşı sorumlu oldukları belirtilen işletmelerden sundurma ve antrepolarda noksan çıkan eşyanın vergi ve cezaları tutarı bir meblağın, tazminat olarak alınacağı belirtilmiş; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 4001 sayılı Kanunla değişik 27. maddesinin 3’üncü fıkrasında da, vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılmasının tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durduracağı, ancak tahsilât işlemlerinden dolayı açılan davaların tahsil işlemini durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmenin durdurulmasının istenebileceği açıklanmıştır.
Vergi Mahkemesince, ödeme emrine konu tazminatın davacı Şirketten istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada mahkemelerince verilen kararın bozulması istemiyle yapılan başvurunun halen derdest olup, sonuçlanmadığı; kesinleşmeyen amme alacağının ödeme emri ile istenilemeyeceği gerekçesiyle, ödeme emrinin iptaline karar verilmişse de; 1615 sayılı Yasanın 109. maddesi uyarınca davacı Şirketten istenilen ödeme emrine konu tazminat gümrük vergi ve resmi olmayıp, bu tazminatın istenilmesine ilişkin işlem de, bir tahakkuk işlemi değildir. Bu durumda, 6183 sayılı Yasanın 37. maddesine göre tesis edilmiş tahsilata yönelik bir işlem olan dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada yürütmenin durdurulmasına karar verilmedikçe, ödeme emri düzenlenebilir. Zira hukuk düzeninde asıl olan idari işlemin icralığıdır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 23.10.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay 4.Daire E: 1999/2681 K:2000/2716
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 27. Madde
- Yürütmenin Durdurulması
193 sayılı Gelir Vergisi Yasasının beyan esasına ait 83. maddesinde, hilafına hüküm olmadıkça gelir vergisinin mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunacağı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 25. maddesinde de vergi kanunlarına göre beyan üzerinden alınan vergilerin tahakkuk fişi ile tarh ve tahakkuk ettirileceği belirtilmiştir.
Olayda, davacı tarafından verilen 1997 yılına ait gelir vergisi beyannamesine göre tarh ve tahakkuk eden vergilerin 2 ve 3. taksitlerinin vadesinde ödenmemesi nedeniyle, amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenip, tebliğ edilmiştir. Davacının davalı idareye verdiği 13.4.1998 tarihi dilekçeyle düzeltme talebinde bulunmuş olması tahakkuk eden verginin tahsili işlemini durdurmaz. Düzeltme talebinin kabul edilmemesi üzerine şikayet yolu ile müracaat ve sonrasında dava yoluna gidilmesi ayrı bir prosedür olup kesinleşen vergi borcunun tahsili işlemini durduramayacağından. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 120 ve 123. maddesine aykırı olarak davacının düzeltme talebi üzerine hiçbir işlem yapılmadan doğrudan ödeme emri düzenlenmesinde yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptal edilmesine yönelik mahkeme kararında isabet görülmemiştir.