Beyaza imza, borçlu tarafından sadece imza atılıp, diğer hususların doldurulması başka bir şahıs tarafından tamamlanmasına denir. Diğer adı açığa imza veya beyaza imza denir. Ticari hayatın gerektirdiği bazı durumlarda beyaza imza, açığa imza veya boş senede imza durumları söz konusu olabilmektedir. Genellikle taraflar arasında güven ilişkisi çerçevesinde kurulur. Bu makalemizde Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak beyaza imza, açığa imza veya boş senede imzanın hukuki sonuçları ile TCK m. 209’da belirtilen açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu hakkında bilgilendirmelerde bulunacağız.
Hayatın olağan akışı ve ticari hayatın gerekleri, kimi durumlarda beyaza imza atmayı zorunlu kılmaktadır. Beyaza imza iddiası uygulamada, adi senetlerde görülebildiği gibi kambiyo senetlerinde de sıkça rastlanmaktadır. Beyaza imza atan taraf ile alacaklısı arasında, senedin adi senet mi yoksa kambiyo senedi mi olacağı konusunda bir anlaşma bulunsun veya bulunma sın; beyaza imzanın güvenilerek verildiği taraf, yazacağı cümleler ve bilgiler yardımıyla, bu kağıdı adi senet olarak kullanabileceği gibi, kambiyo senedi olarak da tamamlayabilir. Bunun önemli bir sonucu olarak; beyaza imza, farklı hükümlere tabi olacaktır.
Beyaza imza nasıl ispat edilebileceği konunun temel noktasını teşkil etmektedir. Çünkü geçerli bir senet durumunda da imza inkarı yerine, imzanın kendisine ait olduğu fakat senedin anlaşmaya ay kın olarak doldurulduğu iddiasında bulunulabilecektir. Bu durumda beyaza imzanın ispatı açısından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 290. maddede yer alan senede karşı senetle ispat kuralının uygulanıp uygulanmayacağı önem arz etmektedir. Yine senede karşı senetle ispat kuralının bazı istisnaları Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 293 ve 294. maddelerinde düzenlenmiştir.
Beyaza İmza Nedir?
Beyaza imza, önceden yazılmış bir sözleşme metni olmaksızın, boş bir kâğıda imzasını koyarak bunu alacaklıya veya üçüncü kişiye verilmesine denir. Diğer bir tanımla beyaza imza, borçlu tarafından sadece imza atılıp, diğer hususların doldurulması başka bir şahıs tarafından tamamlanmasına denir. Sözlük anlamı olarak beyaza imza içeriği olmadan sadece altı imzalanmış boş kağıt anlamındadır. Ticaret literatürüne göre ise tarafların anlaşmış oldukları bir konu hakkında yazılmak üzere karşı tarafa verilen ancak anlaşılmış konu hakkında herhangi bir husus içermeden sadece imzanın bulunduğu kağıda beyaza imza denilmektedir. Taraflardan biri boş kağıda imza atıp, içeriğini karşı taraf dolduracağı için toplumda açığa imza, boş kağıda imza şeklinde de bilinmektedir.
Beyaza imza karşılıklı güven esasına dayanır. Tarafların anlaşmış oldukları şartlar çerçevesinde boş kağıt doldurulur. Boş kağıdın imza atılması tek başına herhangi bir hüküm ifade etmez. Ancak bu imzalı boş kağıt karşı tarafa doldurulmak üzere verilmesi halinde hukuki belge niteliğinde olabilir. Boş senede imza sonucu oluşan belgenin hukuki olarak bir değer atfedilebilmesi için bazı hususların varlığı gerekmektedir, bunlar,
- Boş kağıtta bir imza, mühür veya buna benzer bir işaret olmalıdır.
Boş kağıtta imza, mühür veya buna benzer bir işaret olmaması halinde bir senet niteliği taşımaz. İmza ve mühür dışında bunlara benzer olarak parmak izi de işaret olarak atılabilmektedir. Paraf imza statüsünde değildir. Bu yüzden boş kağıdın paraflanması halinde beyaza imza söz konusu olmaz.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 15. Maddesine göre,
- İmzanın, borç altına girenin el yazısıyla atılması zorunludur. Güvenli elektronik imza da, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğurur.
- İmzanın el yazısı dışında bir araçla atılması, ancak örf ve âdetçe kabul edilen durumlarda ve özellikle çok sayıda çıkarılan kıymetli evrakın imzalanmasında yeterli sayılır.
- Görme engellilerin talepleri halinde imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir.”
Maddesinde, “İmza atamayanlar, imza yerine usulüne göre onaylanmış olması koşuluyla, parmak izi, el ile yapılmış bir işaret ya da mühür kullanabilirler. Kambiyo senetlerine ilişkin hükümler saklıdır.” Hükmü belirtilmiş ve imzanın nasıl atılması gerektiğini düzenlemiştir. İmzanın nereye atılacağı konusu mevzuatta net olarak belirtilmemiştir. Sadece boş senedin kendisine atılmalı, kağıdın konulduğu zarfa veya boş kağıda bağlı başka bir kağıda imza geçerli değildir. Senet birden fazla sayfadan oluşması halinde her sayfaya atılmasına gerek yoktur.
- Açığa imzanın geçerli olabilmesi için taraflar arasında bir anlaşma olmalıdır.
Karşı tarafa verilen açığa imza kağıdının taraflarca anlaşılan hususlara göre doldurulması gerekmektedir. Bu şekilde doldurulması halinde herhangi bir hukuki problemle karşılaşılmamaktadır. Ancak bu kağıt tarafların anlaştığı şeklinde doldurulmaması halinde Türk Ceza Kanunu madde 209’da belirtilen açığa imzanın kötüye kullanılması suçu meydana gelecektir.
Tahliye Taahhütnamesinde Açığa İmza Durumunun Hukuki Niteliği
Tahliye taahhütnamesinin geçerlilik koşulları; yazılı ve taahhüdün kiralananın tesliminden sonra verilmiş olmasıdır. Teslim tarihinden önceki tahliye taahhütnamesi kiraya verene tahliye hakkı vermez. Tahliye taahhütnamesinin düzenlenme tarihi kira sözleşmesi ile aynı tarihte de olmamalıdır. Kira sözleşmesinden önce veya kira sözleşmesi ile birlikte verilen taahhütler geçerli değildir. Hatta ve hatta kira sözleşme tarihi ile kiralananın teslim tarihinin farklı olduğu durumlarda kira sözleşme tarihinden sonra olsa da kiralananın teslim tarihi öncesinde yani o süre zarfında verilen taahhütler geçerli değildir.
O nedenle sözleşme ile teslim tarihinin farklı olduğu durumlarda bu husus mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Fakat tahliye taahhütnamesinde verilme zamanının bulunmaması taahhüdün geçerliliğini etkilemez. Böyle bir durumda tahliye taahhütnamesinin düzenlenme tarihinin taşınmazın teslim tarihinden sonra olduğu ispat edilebildiği sürece taahhüdün geçerliliği konusunda bir tartışma yaşanmayacaktır. Fakat böyle bir durumda teslim tarihinden sonra verildiğini ispat yükü kiraya veren üzerinde olacaktır.
Tahliye taahhütnamesinde tarih bulunmaması onu geçersiz yapmaz. Zira tarih bulunması tahliye taahhütnamesinin geçerlilik şartlarından değildir. Boş bir evrak imzalanmak yani beyaza imza atmak suretiyle verilen belgenin sonradan tahliye taahhütnamesi olarak doldurulması hususu vardır. Eğer boş tahliye taahhütnamesine imza atıldı ise şu şekilde iki farklı iddia söz konusu olur:
- Kiracının imzasını içeren tahliye taahhüdünün düzenleme ve tahliye tarihleri belirtilmeksizin kiraya verene verildiği iddiası,
- Kiracının imzasını içeren belgenin esasında tahliye taahhütnamesi niteliğinde olmadığı; ancak, sonradan kiraya veren tarafından yapılan ilavelerle tahliye taahhüdü niteliği kazandığı iddiası.
Yukarıda ifade ettiğimiz iki olasılıkta da beyaza yani boş tahliye taahhütnamesine imza atan kiracının, imza attığı belgenin esas amacı dışında düzenlendiğini ispat etmesi gerekir. Aksi halde, bu belgelerin sonuçlarına katlanmak durumundadır. Zira boş kağıda yani beyaza imza atılması ve bu belgenin daha sonradan kiraya veren tarafından doldurulması halinde yazılı geçerlilik şartına uyulmuştur. Dolayısıyla beyaza imza atılmak suretiyle verilen belge tahliye taahhütnamesi niteliğini haizdir. Fakat belgenin müşterek amaç dışında doldurulduğu ispat edilirse geçersiz kabul edilir.
Beyaza İmza İddiasının İspatı
Normal olarak bir belge düzenlenirken ilk önce metin yazılır, daha sonra da imzalanır. Ancak, ortada geçerli bir belgenin olabilmesi için önce metnin, sonra da imzanın atılması gibi bir zorunluluk düzenlemelerde, yargı kararlarında bulunmamaktadır. Pekala, beyaz bir kağıda imza atılarak, üstü sonradan karşı tarafça doldurularak geçerli bir belge düzenlenebilir. Fakat önemli olan sonradan doldurulan senedin anlaşmaya uygun şekilde doldurulup doldurulmadığıdır.
Senetle ispat zorunluluğu yalnız hukuki işlemler (muameleler) içindir. Hukuki fiiller ise, tanıkla ispat edilebildiğinden bunların senetle ispat zorunluluğu yoktur. Senede karşı senetle ispatın bazı istisnaları Hukuk Muhakemeleri Kanunun 293 ve 294. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu istisnalar dışında, imzalı boş kâğıdın senet haline dönüştürülmesine karşı borçlu tarafından ileri sürülen hususların senetle ispatı gerekmektedir. Öte yandan, imzalı boş kâğıdı alacaklıya veren borçlu, diğer tarafa güvenmiştir. Bu güvene dayanarak rızası ile imzalı boş kâğıdı veren kimse muhtemel tehlikelere ve onun hukuki sonuçlarına katlanmalı ve senede karşı savunmasını yazılı delillerle ispat etmelidir. Kısaca imzalı boş bir kâğıdın aradaki anlaşmaya aykırı olarak hukukça geçerli bir senet haline getirildiği iddiasının istisnalar dışında tanıkla ispatının mümkün olmadığı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yönünden açıklanmış bulunmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere açığa imza taraflar arasında güvene dayandığı için sonradan doldurulan belgenin içeriğinin imza sahibinin iradesine uygun olduğu şekilde düzenlendiği karinesine sahiptir. Bu nedenle beyaza imzanın aksini sadece kesin delille ispat edilmesi mümkündür. Konuyla ilgili olarak Yargıtay kararlarında kesin bir içtihat bulunmamakla birlikte beyaza imza durumunda, irade bozukluğu halleri saklı olmak üzere, tanık dinlenemeyeceği ancak senetle ispat edilebileceği hususunda görüş birliği mevcuttur.
Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu ve Cezası – TCK 209
Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu; tarafların aralarındaki anlaşmaya uygun bir şekilde doldurulması için karşı tarafa teslim edilen boş bir kağıdın, karşı tarafça anlaşmaya ve veriliş nedenine aykırı bir şekilde doldurulmasına denir. (TCK 209. madde). Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu konusu olan boş kağıt, alelade boş bir kağıt olabileceği gibi bono, poliçe, çek gibi kambiyo senedi de olabilir. Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 209. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre, suçun oluşması için bir kişi diğerine belirli bir tarzda doldurmak üzere imzalı ve boş bir kağıt vermelidir. Suçun oluşması için;
- İmzanın gerçek olması,
- İmzalı kağıdın, tevdi ve teslim nedeninden farklı bir şekilde doldurulması gerekmektedir.
Bu maddeyle, belirli bir tarzda doldurulup kullanılması için verilmiş imzalı boş kağıdı teslim edenin isteğine ve veriş nedenine aykırı olarak dolduran kimse cezalandırılmaktadır. Suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabiidir. Ayrıca verilen kağıt hukuken geçerli bir belge oluşturmamaktadır. Eğer suç gerçek bir belgenin tahrif veya tağyiri şeklinde işlenecek olursa, bu durumda belgede sahtecilik suçu söz konusu olacaktır.
İkinci fıkrada ise, imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişinin, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılması öngörülmüştür. Bu durumda imzalı kağıt teslim ve tevdi edilmemiş, suçlu bunu hukuka aykırı bir şekilde ele geçirerek doldurmuştur.
Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu Nedir?
Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunu düzenleyen 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 209. maddesi;
- Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır.
Şeklindedir. Görüldüğü üzere 209. maddenin birinci ve ikinci fıkrasında açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun hangi hallerde oluşacağı belirtilmiştir. Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunun iki şekli mevcuttur:
- Mağdurun kendi rızasıyla faile teslim ettiği kısmen veya tamamen boşa kağıda, bono, poliçe, çek gibi kambiyo senedine atılan imzanın kötüye kullanılması (TCK 209/1. madde)
- Mağdurun rızası dışında ve “hukuka aykırı ele geçirilen” kısmen veya tamamen boş kağıt, bono, poliçe, çek gibi kambiyo senedinin doldurulması (TCK 209/2. madde)
Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunun Şartları Nelerdir?
Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu, belirli bir tarzda doldurulup kullanılması için başkasına verilmiş olan imzalı boş bir kağıdın veriliş nedenine aykırı olarak doldurulması neticesinde oluştuğu için taraflar arasında belirli bir ilişki şekli bulunmaktadır. Bu nedenle de TCK md. 209/1 de düzenlenen hali şikayete tabii bir suçtur. Ancak TCK md.209/2 de düzenlenen hali maddenin atfıyla, belgenin niteliğine göre resmi belgede sahtecilik (TCK md. 204) veya özel belgede sahtecilik (TCK md.207) suçlarını oluşturacaktır. TCK md. 209/2 atfıyla resmi belgede veya özel belge sahtecilik suçunun oluşması halinde bu suçlar şikayete tabii değildir.
Suçun oluşması için sayılan şartların gerçekleşmesi halinde Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması suçu oluşur. Bu şartlar; suçun birinci fıkrada belirtilen unsurlarla işlenmesi için;
- Bir kişi diğerine belirli bir tarzda doldurulmak üzere imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıt vermeli,
- İmza gerçek olmalı,
- Verilen belge hukuken geçerli bir belge mahiyeti taşımamalı,
- Söz konusu imzalı kağıdın, tevdi ve teslim nedeninden farklı bir şekilde doldurulması gereklidir.
Suçun ikinci fıkrada belirtilen unsurları taşıması halinde de belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırma yapılacaktır. Bu fıkranın uygulama alanı bulabilmesinin şartları ise;
- İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıt olmalı,
- Kişi bu kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirmeli veya elde bulundurmalı,
- Hukuki sonuç doğuracak şekilde doldurmalıdır.