Yağma suçu, başkasının zilyetliğindeki taşınabilir bir malı, zilyedinin rızası olmaksızın, faydalanmak amacıyla, cebir veya tehdit kullanarak bulunduğu yerden almak veya zilyedin bu malı kendisine teslimini sağlamaktır. Yağma suçu, cebir veya tehdit ve hırsızlık suçunun bir araya gelerek oluşturdukları bir mürekkep(birleşik) suçtur. Halk arasında gasp suçu olarak bilinir.
[vc_row][vc_column][vc_column_text][vc_row][vc_column width=”1/1″][vc_column_text][/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_message message_box_style=”outline” message_box_color=”warning” icon_fontawesome=”fas fa-exclamation-triangle”]Yağma suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, CMK 150/3 maddesi uyarınca şüpheli veya sanığa avukat atanmadan yapılamaz.[/vc_message]
Türk Ceza Kanunu’nun 148’inci ve devamı maddelerinde yağma suçu düzenlenmiştir. Bu suç, hırsızlığa benzemekle birlikte hırsızlıktan farklı olarak, malın alınması veya verilmesini temin için zilyet üzerinde cebir veya tehdit kullanılıyor olmasıdır. Mal varlığına karşı işlenen suçlar arasında bulunan ve ciddi tehlikeli olarak görülen bu suç tipinde kişi özgürlüğü ve vücut dokunulmazlığı da ihlal edilmektedir. Dolayısıyla burada korunan hukuki değer yalnızca malvarlığı değildir, kişi özgürlüğü ve vücut dokunulmazlığını da içine almaktadır.
[vc_row][vc_column][vc_column_text] [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_message message_box_color=”alert-warning” icon_fontawesome=”fas fa-exclamation-triangle”]Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Cezası – TCK 109. Madde hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız. https://kadimhukuk.com.tr/makale/kisiyi-hurriyetinden-yoksun-kilma-cezasi-tck-109/[/vc_message]
Yağma Suçu Nedir?
TCK’nın 148 ve devamı maddeleriyle, eski ceza kanunu döneminde gasp olarak bilinen yağma suçu düzenlenmiştir. Bu suç, hırsızlığa benzemekle birlikte hırsızlıktan farklı olarak, malın alınması veya verilmesini temin için zil yet üzerinde cebir veya tehdit kullanılmaktadır. Bu nedenle, mal varlığına karşı işlenen suçlar arasında en tehlikelisi olarak bilinir ve kabul olunur. Çünkü bu suçlarla korunan hukuki değer olarak yalnızca malvarlığı değil, kişi özgürlüğü ve vücut dokunulmazlığı da ön plana çıkar.
Yağma suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ikinci kısım, onuncu bölümünde ‘’Malvarlığına Karşı Suçlar’’ başlığı altında, 148’inci madde ile 150’inci madde arasında düzenlenmiştir.
[vc_row][vc_column][vc_column_text] [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_message message_box_style=”outline” message_box_color=”blue” icon_fontawesome=”fas fa-balance-scale”]
Madde 148
(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir.
(3) Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.
[/vc_message]
Yağma eylemi; başkasının zilyetliğinde bulunan bir taşınır malın, zilyedin rızası bulunmadan yararlanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanarak almak veya zilyedin bu malı kendisine teslimini sağlamaktır. Gasp suçu, bileşik suçlardandır. İki ayrı suç olan hırsızlık ve cebir veya tehdit suçları birleştirilerek tek ve bağımsız bir suç haline getirilmiştir.
Hırsızlık suçunda olduğu gibi, yağma suçunda da, taşınır malın alınmasıyla ilgili olarak zilyedin rızasının bulunmaması gerekir. Ancak, hırsızlık suçundan farklı olarak, bu suçun oluşabilmesi için, mağdurun rızasının, cebir ve tehdit kullanılarak ortadan kaldırılması gerekmektedir. Gasp suçu açısından tehdidin, kişiyi, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle yapılması gerekmektedir. Yağma suçunun oluşması için, fail tarafından kullanılan cebir veya tehdidin etkisiyle, mağdur malı teslim etmeli veya malın alınmasına karşı koymamalıdır. Bu açıdan baktığımızda kullanılan cebir ve tehdidin, kişinin üzerinde etki yaratacak dozda olması gerekmektedir.
[vc_row][vc_column][vc_column_text] [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_message message_box_color=”alert-warning” icon_fontawesome=”fas fa-exclamation-triangle”]Kişisel Verileri Ele Geçirme, Yayma Suçu ve Cezası–TCK 136 hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız. https://kadimhukuk.com.tr/makale/kisisel-verileri-ele-gecirme-yayma-sucu/[/vc_message]
Yağma Suçu Şartları
Yağma suçunun oluşabilmesi için belli bir takım şartların oluşması gerekmektedir.
- Bu suçla korunan hukuki yarar; yağma suçu, cebir veya tehdit ve hırsızlık suçunun bir araya gelerek oluşturdukları bir birleşik suç olduğu için bu suç tipinin hukuki konusu da birden fazladır. Yağma suçuyla korunan hukuki değer; bir taraftan zilyetlik ve buna bağlı haklar iken, diğer taraftan tehdit suçunda olduğu gibi kişi özgürlüğü ve cebir suçunda olduğu gibi de vücut dokunulmazlığıdır.
- Yağma suçunda fail herhangi bir kişi olabilmektedir.
- Bu suçun mağduru, herkes olabilir. Yağma suçunun mağduru, malın zilyedi veya zilyedin yanında bulunup eylem sırasında malı koruyan veya yardım etmek isteyen, bu nedenle kendisine cebir veya tehdit kullanılan kimselerdir.
- Gasp suçu seçimlik hareketli bir suçtur. Kanun bu suçun oluşması için iki hareketten en az birinin yapılmış olmasını öngörmüştür: Bu hareketler cebir veya tehdittir. Fail, mağdura yönelttiği cebir veya tehdidi, kendisine veya bir başkasına yarar sağlamak amacıyla bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymaya zorlamak amacıyla gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. Bu amaca yönelmeyen cebir veya tehdit eylemleri yağma suçunu oluşturmazlar.
[vc_message]Gasp suçu kapsamında CMK 128 kapsamında hak, alacak veya malvarlığına el konulabilir.[/vc_message]
Yağma Suçu Unsurları
Fail
Gasp-Yağma suçunun faili herhangi bir gerçek kişi olabilmektedir. Madde metninde yer alan ‘’kişi’’ tabirinden, bu suçun failinin herkes olabileceği anlaşılmaktadır. Yağma suçunun birden fazla kimse tarafından işlenmesi, TCK’nun 149’uncu maddesinde nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Ayrıca akrabalar arasında yağma suçunun işlenmesi durumu, cezasızlık veya indirim nedeni olarak kabul edilmemektedir. Failin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi ve örgüt mensubu suçlu olup olmamasına göre, TCK’nın 58’inci maddesi uygulama alanı bulabilecektir.
Mağdur
Bu suçun mağduru, herkes olabilir. Yağma suçunun mağduru, malın zilyedi veya zilyedin yanında bulunup eylem sırasında malı koruyan veya yardım etmek isteyen, bu nedenle kendisine cebir veya tehdit kullanılan kimselerdir. Ayrıca 149/1e. maddesine göre, yağma suçunun mağdurunun beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda olan bir kimse olması hali, suçun nitelikli şekli olarak öngörülmüştür.
Yağma suçunun mağduru, malı vermesi için icbar edilen, irade özgürlüğü zorlanan kişidir, diğerleri ise suçtan zarar gören kişidir. Örneğin bir bankanın veznedarının silahla tehdit edilerek bankanın kasasındaki paraların alınması halinde, suçun mağduru bankanın veznedarı olan kişidir; alınan paraların maliki bulunan banka tüzel kişiliği ise mağdur değil, sadece suçtan zarar görendir.
Suçunun Hukuki Konusu
Yağma suçu, hırsızlık suçu ile çok benzerlik gösteren bir suçtur. Yağma suçu ile hırsızlık suçunun; malın taşınabilir olması, malın sahibinin rızasının olmaması, malın alınması ve faydalanmak kastı unsurları aynıdır. Bu sebeple de yağma suçunun konusu da hırsızlık suçunda olduğu gibi, başkasına ait olan taşınır bir mal oluşturmaktadır. Esasen bu suçta tehdit ederek veya cebir kullanarak ‘’teslimine veya alınmasına’’ karşı koymamaya mecbur kılınan mal, ancak taşınır bir mal olabilir. Taşınmazların teslim edilmesi veya alınması söz konusu olamaz. Taşınmazlar, cebir veya tehditle zapt edilebilir, işgal edilebilir. Taşınmazların, cebir veya tehditle işgal edilerek malikinin yararlandırılması halinde; bu suç değil, cebir (m.108), tehdit(m.106) ve hakkı olmayan yere tecavüz (m. 154) suçları oluşur.
‘’Mal‘’ kelimesi, sözlükte, ‘’sahip olunan değerli ve lüzumlu şey’’ anlamına gelmektedir. Yağma suçunun konusunu oluşturan taşınır mal (eşya) kavramını tüm unsurlarıyla birlikte; ‘’maddi bir malvarlığı olan, üzerinde şahısların hakimiyet sağlayabilecekleri, insan dışı, sınırlanabilen, ekonomik bir değer taşıması gerekmeyen herhangi bir şey ‘’ olarak tanımlamak mümkündür.
[vc_row][vc_column][vc_column_text][vc_row][vc_column width=”1/1″][vc_column_text][/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_message message_box_style=”outline” message_box_color=”warning” icon_fontawesome=”fas fa-exclamation-triangle”]Bir hakkı somutlaştıran, temsil eden vesikalar, örneğin çek, poliçe ,bono, piyango bileti, veri taşıyıcısı vb. şeyler yağma suçunun konusunu oluştururlar. Mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi biçiminde işlenirse senedin yağması suçu oluşur.[/vc_message]
Fiil
Yağma suçu seçimlik hareketli bir suçtur. Kanun bu suçun oluşması için iki hareketten en az birinin yapılmış olmasını öngörmüştür: Bu hareketler cebir veya tehdittir. Taşınır mal yağması suçunun hareket öğesini, cebir veya tehditle bir taşınır malın alınması oluşturur. Örneğin; Bir kişinin, bir diğerinin kafasına sopa ile vurarak cebinden cüzdanını almasında yağma suçunun oluştuğu görülmektedir. Yağma suçu ihmali hareketle işlenemez
Cebir ya da tehdit, bir kişiyi malını teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmak amacıyla yapılmalıdır. Cebir ya da tehdidin belirtilen amaçla ve bu şekilde gerçekleştirilmesi, yağmayı mal varlığına karşı işlenen diğer suçlardan ayırmaktadır. Cebir veya tehdit ile malın alınması veya verilmesi arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Cebir veya tehditle mal alındığı anda da suç tamamlanır.
Senedin yağması suçunda ise hareket öğesi, cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun aşağıda yer alan hareketlerden birini yapmaya zorlanması oluşturmaktadır.
- Kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi vermeye zorlamak,
- Var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye zorlamak,
- Var olan bir senedin alınmasına karşı koymamaya zorlamak,
- İlerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya zorlamak,
- Var olan bir senedi imha etmeye zorlamak,
- Var olan bir senedin imhasına karşı koymamaya zorlamak
Yağma Suçunda Cebir ve Tehdit: Kanunumuzda cebir (m.108) ve tehdit (m.106) genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olarak ayrıca düzenlenmiştir. Ancak bu suçlar daha ziyada başka suçların işlenmesinde araç suç fonksiyonu görürler. Cebir ve tehdit, irade özgürlüğü etkileyen, en bilinen zorlama araçlarını oluşturmaktadır. Her ikisi de kişi üzerinde zorlayıcı etkiye sahiptir. Kişi bu sebeple istemediği bir davranışta bulunmaya zorlanmaktadır. Fail fiziksel veya psikolojik zorlama yoluyla mağdurun irade özgürlüğüne müdahale etmektedir.
Cebir; TCK madde 108, ‘’ Hürriyete Karşı Suçlar’’ başlığı altında cebri ayrı bir suç olarak şu şekilde düzenlemiştir: “Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur.”
Cebirde, tıpkı kasten yaralama gibi, kişiye karşı fiziki güç kullanılmaktadır. TCK madde 86’da düzenlenen kasten yaralama suçunu oluşturmayan hareketler cebir sayılmayacaktır. Yağma suçunda kişi kendisine uygulanan fiziki gücün yarattığı acının etkisiyle belirli bir davranışta bulunmaya zorlanmalıdır. Özetle; yağma suçunda cebrin amacı failin malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya zorlamaktır. Ayrıca TCK madde 148/3’e göre; ‘’ Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilemeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır’’ denilmektedir. Örneğin mağdurun hipnotize edilerek veya uyuşturucu madde, alkol ya da uyku ilacı verilerek uyutulmak suretiyle cebindeki paranın alınması halinde, bu davranışlar cebir kavramının içerisine girdiği için değil, kanunen cebir sayıldığı için yağma suçunu oluşturacaktır.
Cebir değişik şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Vurma, itme, tekme atma, ısırma, kolunu veya ayağını tutma, saçını veya kulağını çekme, elini kolunu bağlama şeklinde gözükebilmektedir. Dikkat edilmesi gereken husus, vücut üzerinde etki eden önemsiz her hareket cebir olarak nitelendirilmemektedir. Fail tarafından mağdura yönelen bedensel zorlama etkisi önemli, ciddi olmalıdır. Beden bütünlüğüne yönelik olmakla beraber, tamamen önemsiz ihlaller gasp suçunun oluşmasına sebebiyet vermez. Bu nitelikte olmayan bir cebir veya tehdit, sırf mağdurun normalden daha fazla ürkek olması nedeniyle, malı teslim etmeye veya alınmasına yöneltmişse, gasp suçu oluşmaz ve fiilin hırsızlık olarak nitelendirilmesi gerekmektedir.
Tehdit de cebir gibi, iradeye müdahalede bulunan bir zorlama aracıdır. Tehdit, istenilen yapılmazsa ileride haksız bir saldırıya uğrayacağı söylenerek bir başkasına suç işletilmesidir. Tehdit yüze karşı olmalıdır ve kişi bunu en azından duymuş olmalıdır. Cebirde mağdura karşı kullanılmış maddi bir güç varken, tehditte bu güç manevi güç olmaktadır. Ayrıca tehdit edilenin yakını olan bir kişiye kötülükte bulunulacağı beyanı da tehdit sayılmaktadır. Gerçekleştirileceği beyan edilen kötülüğün mutlaka doğrudan malı elinde bulundurana yönelik olmasına gerek yoktur. Yakınlık konusunda da mutlaka akrabası olması aranmamaktadır.
Sonuç olarak; zilyedin mal üzerinde tasarruf olanağının ortadan kalkması anına kadar, cebir ve tehdide başvurulması durumunda yağma suçu oluşmaktadır. Failin mağdurda bulunan ve fail dışında kalan bir nedenden kaynaklanan korkudan yararlanılarak malı elde etmesi durumunda yağma suçu söz konusu olmaz.
[vc_row][vc_column][vc_column_text] [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_message message_box_style=”outline” message_box_color=”blue” icon_fontawesome=”fas fa-balance-scale”]Netice: Türk Ceza Kanunu’muzda ki yağma suçunun tanımında ‘’ “…bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi…” denilerek suçun tamamlanması için bir malı teslime ya da malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi…’’ denilerek mağdurun malın tesliminin ya da alınmasına karşı konulmamasının sağlanmasıyla tamamlandığını açıkça düzenlemiş bulunmaktadır.[/vc_message]
Manevi Unsur
Yağma suçu kasten işlenebilen suçlardan birisidir. Yağma suçunun kasten işlenebilmesi söz konusu değildir. Kast; suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek gerçekleştirilmesidir. Yağma suçunda failin kasten hareket ettiğini söyleyebilmek için, onun suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmesi gerekmektedir. Fail, mağdurun veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına veya malvarlığına yönelik bir kötülükte tehdit ederek veya cebir kullanarak onu bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya zorladığını bilmelidir. Olası kastla da bu suç işlenebilmektedir.
Hukuka Aykırılık Unsuru
Cebir ve tehditle bir mal alındığı zaman, kural olarak, fiilin hukuka aykırılığı da gerçekleşmiş olmaktadır. Bu suçun tipikliği, hukukun izin verdiği herhangi bir fiilin icrasıyla bağlantılı olarak ihlal edilmişse, fiil hukuka uygun olmaktadır.
Meşru savunmanın bu suçta gerçekleşmesi zordur. Bir kimsenin kendisine veya başkasına yönelik haksız bir saldırıyı uzaklaştırmak amacıyla, cebir veya tehditle saldırganın malını alması durumuna pek rastlanmaz. Ancak sözgelimi bir kimse kendisine yöneltilmiş bulunan silahı saldırgan kişinin elinden zorla alacak olursa, burada meşru savunmadan bahsedilebilir.
Yağma suçunun tipikliği görevin ifası ile bağlantılı olarak işlenebilmektedir. Bir icra memurunun zor kullanarak borçlunun elinden mallarını alması durumunda fiil hukuka uygun olacaktır.
Diğer yandan hakkın kullanılması için TCK madde 150/1’de bir düzenleme bulunmaktadır: “Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.”
Buna göre örneğin; kendisine borcu olan ancak bu borcu zamanında ödemeyen kimsenin bankadan bir miktar para çektiğini görüp bu parayı borcuna karşılık olmak üzere tehdit veya cebirle alan alacaklı her ne kadar yağma suçundan sorumlu olamasa da mevcut duruma göre tehdit ya da kasten yaralama suçlarında sorumlu olacaktır. Yani kanun koyucu hakkın kullanılması bir hukuka uygunluk nedeni olarak öngörmemiştir.
Yağma Suçu Cezası
Yağma Suçu Temel Hali Cezası
TCK’nın 148’inci maddesinde yer alan yağma suçunu işleyen kimseye karşı 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilmektedir.
Yağma Suçu Nitelikli Hali Cezası
TCK’nın 149’uncu maddesinde belirlenen nitelikli yağma suçunu işleyen kimselere ise 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilecektir. Sanığın eyleminin TCK’nın 149’uncu maddesinin hangi bendine girdiğinin, Yargıtay denetimine olanak verilmesi açısından, kararda mutlaka gösterilmesi gerekmektedir.
Yağma suçunun unsuru olan cebirin gerçekleştirilmesi sırasında, kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halinin gerçekleşmesi durumunda TCK’nın 87’inci maddesi de ayrıca uygulanacaktır.
Yağma Suçu Nitelikli Halleri
Yağma suçunun nitelikleri halleri TCK’nın 149/1 ve 150’inci maddelerinde düzenlenmiştir.149/1’de cezanın arttırılmasını gerektiren, 150’inci maddede ise cezada indirim yapılmasını gerektiren nitelikli hallere yer verilmiştir.
1. Daha Ağır Cezayı Gerektiren Nitelikli Haller (m.149)
- Suçun Silahla İşlenmesi
Yağma suçu genellikle silahla işlenebilen bir suçtur. Silah mağdur üzerinde ciddi korkutucu etki yaratabilecek bir araçtır. Silahın ne anlama geldiği TCK’nın ‘’ Tanımlar’’ başlığında belirtilmiştir. Bu tanımda belirtilen niteliklere uygun herhangi bir şey silah kavramına girmektedir.
- Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle İşlenmesi
Kişinin kendisini tanınmayacak hale koyması, mağdurun savunma yeteneğini azaltmakta ve ayrıca sonradan failin tanınmasını ve teşhisini güçleştirmektedir. Fail bunu takma sakal, bıyık kullanarak ya da peruk takarak, yüzüne makyaj yaparak, yüzünü boyayarak ya da maske veya çorap geçirerek yapabilmektedir.
- Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi
Birden fazla kişinin, mağdurun üzerinde daha büyük bir korkutucu etki meydana getirmesi sebebiyle, bu hal nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Bu nitelikli halin varlığı için, yağma suçunu iki veya daha fazla kişinin müşterek fail sıfatıyla birlikte işlemesi gerekmektedir. Bu nitelikli halin uygulanması için faillerin birlikte fail olarak hareket etmeleri gerektiğinden azmettirme ve yardım etme durumlarında bu nitelikli hal uygulanamayacaktır.
- Yol Kesmek Suretiyle ya da Konutta, İşyerinde veya Bunların Eklentilerinde İşlenmesi
Yol kesmek suretiyle bu suçun işlenmesi halinde, fiil aynı zamanda seyahat özgürlüğünü de kısıtlamış bulunmaktadır. Yol, yalnızca halkın veya araçların geçmesi için yapılmış bir yeri değil insanların geçeceği umulan her türlü yeri ifade eder. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için yağma suçunun önceden tasarlanıp, mağdurun yoldan geçmesini beklemek suretiyle geçiş özgürlüğünün kısıtlanarak işlenmesi gerekmektedir.
Aynı şekilde konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde bu suçun işlenmesi de nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Bunun sebebi ise; bu şekilde işlenerek kişilerin konut ve işyeri dokunulmazlığının ihlal edilmiş olmasıdır. Yağma suçunun, kişilerin özel hayatlarını yakından ilgilendiren bu yerlerde işlenmesi durumunda, kişiler üzerinde büyük korku yaratması sebebiyle nitelikli hal olarak düzenlendiğini düşünmekteyiz. Ayrıca sadece ev değil, kişinin kaldığı otel odası da konut sayılacağından, burada kişinin yağmaya maruz kalması halinde de bu nitelikli hal uygulanmaktadır.
- Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Durumda Bulunan Kişiye Karşı İşlenmesi
Söz konusu bu nitelikli halin uygulanabilmesi için mağdurun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak bir durumda olması gerekmektedir. Ancak bu durum, yağma suçunun unsurunu oluşturan cebir veya tehdidi algılayamayacak derecede olmamalıdır. Aksi halde suçun temel şekli oluşamaz.
- Var Olan veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak İşlenmesi
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, suç örgütünün fiilen var olması gerekmemektedir. Burada önem arz eden husus, mağdurun böyle bir örgütün gücünden faydalanılarak korkutulmasıdır.
- Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Maksadıyla İşlenmesi
Suçun temel şekli bakımından maksat önemli değildir. Burada ise yağmanın suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla işlenmesi nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Failin burada örgüt üyesi olup olmaması önemsizdir. Bu nitelikli hal bakımından failin cebir veya tehditle bir malı suç örgütüne yarar sağlamak amacıyla alması gerekmektedir.
- Gece Vakti İşlenmesi
Güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi gece vaktini oluşturmaktadır. ( m.6/1-e) Bu süre içerisinde yağma suçunun işlenmesi halinde ceza arttırılacaktır. Yağma suçunun başlanmasının veya tamamlanmasının gece vaktine rastlanması durumunda, suç geceleyin işlenmiş olur.
2. Yağma Suçunun Daha Az Cezayı Gerektiren Nitelikli Halleri (m. 150)
- Suçun Bir Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağın Tahsili Amacıyla İşlenmesi
Alacağını almak için yağma suçunu işleyen kişi cezalandırılmaktadır. Fakat burada hukuki ilişkiden kaynaklanan bir alacağının bulunduğunu da göz önüne alarak sadece kullanılan tehdit ya da kasten yaralama fiillerinden cezalandırılma söz konusu olmaktadır. Önemli olan husus; fail ile mağdur arasında gerçekten hukuksal bir ilişkiden kaynaklanan borç ilişkisinin mevcut olması gerekmesidir. Örneğin bir kimse fuhuşa aracılık yapmaktan doğan alacağını tahsil amacıyla cebir ve tehdite başvurmasında bu hükümden yararlanılamayacaktır.
- Suçun Konusunu Oluşturan Malın Değerinin Az Olması
TCK madde 150/2’ye göre; “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.” şeklindedir. Malın değerinin objektif olarak az olup olmadığı suçun işlendiği zamana göre belirlenmektedir.
Yağma Suçu İndirim Halleri
Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı durumunda faile verilecek ceza, üçte birden yarıya kadar indirilebilecektir. Malın değerinin azlığına rağmen, hakim gerekçe göstererek indirim yapmayabilecektir. Burada uygulanan azami miktar 1/2 iken, asgari miktar 1/3’tür.
Yağma suçunun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla gerçekleştirilmesi durumunda suçun zorlama unsuru tehdide yönelik ise, TCK’nın TCK’nın 106’ıncı maddesinde bu eyleme uyan fıkra uygulanacak, yağma suçunun zorlama unsuru cebire yönelik ise, TCK’nın 86’ıncı ve 87’inci maddelerine göre belirlenecek ceza aynı Yasanın 108’inci maddesi gereğince arttırılarak hükmolunacaktır.
Fail kovuşturma başlamadan önce; aldığı malı geri verir veya mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse, TCK’nın 168/3’üncü maddesi gereğince verilecek ceza 1/2 oranında, malın iadesi veya tazmin kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmeden önce gerçekleştirilirse, verilecek cezadan 1/3’e kadar indirilecektir. Burada yapılacak indirim en fazla 1/3’tür.
Yağma Suçunun Özel Görünüş Biçimleri
Teşebbüs
Yağma suçuna teşebbüs mümkündür. Cebir ve tehdide başvurulmuş olmasına rağmen, mal alınamamışsa, yağma suçuna teşebbüs söz konusu olmaktadır. Örneğin failin mağdura sopayla vurmasından sonra polis sirenini duyması sonucunda parayı alamadan kaçmasında olduğu gibi. Suç, malın alınmasıyla birlikte tamamlanmaktadır.
İştirak
Yağma suçuna iştirak bir özellik göstermemektedir. İştirake ilişkin düzenlenen (m.37-41) genel kurallar bu suçta da uygulanmaktadır.
İçtima
Yağma suçu bileşik bir suçtur. Gasp suçu, tehdit, cebir kullanma ve hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğu için, fail yağmayı oluşturan bu suçlardan dolayı ayrıca cezalandırılamaz; sadece yağma suçundan cezalandırılır. Yani cebir, tehdit ve hırsızlık, yağma suçunun unsurunu oluşturmaktadır. Ortada tek bir suç vardır o da gasp suçudur.
Bileşik suçun düzenlendiği TCK madde 42’ye göre; “Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.” Bu hükme göre tek fiil sayılan bileşik suçlara içinde barındırdığı her bir suç için ayrıca ceza verilemeyecektir. Gasp suçundan faile içinde barındırdığı diğer suçlardan ayrıca ceza verilemeyeceğine ilişkin kuralın istisnasını TCK madde 149/2 oluşturmaktadır. Bu hükme göre; “Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” Ayrıca yağma suçunun zincirleme suç şeklinde işlenmesi kanunumuzda kabul edilmemiştir. (TCK m. 43/3)
Bu nedenle aynı suç işleme kararıyla değişik zamanlarda aynı kişiye karşı yağma suçunun birden fazla işlenmesi halinde, gerçek içtima hükümleri uygulanır ve fail her bir suçtan dolayı ayrı ayrı ceza alır. Örneğin, failin mağduru aynı niyetle birer hafta arayla beş kez tehdit ederek malını almasında olduğu gibi. Ayrıca hırsızlık suçunu oluşturacak şekilde malın alınmasından ve mağdurun bu eşya üzerindeki egemenliğinin sona ermesinden sonra gerçekleşen cebir ya da tehdit, hırsızlık suçunun yanında kasten yaralama veya tehdit suçunu da oluşturur. Bu durumda yağma suçu oluşmaz.
Yağma Suçunda Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Adli Para Cezasına Çevirme
Yağma suçunun temel halini işleyen kişi ilgili hükme göre 6 yıldan 10 yıla kadar cezalandırılmaktadır. Cezanın alt sınırı 6 yıldan başlamaktadır. 1 yıl veya altında olan hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi mümkün olduğundan, yağma suçunda adli para cezasının verilmesi mümkün değildir.
Erteleme
TCK’nın 51’inci maddesi; ‘’ İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir.’’ şeklinde düzenleme getirdiği için yağma suçunda erteleme kararı da uygulanamamaktadır.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
CMK’nun 231’inci maddesinde ‘’ Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.’’ şeklinde düzenleme bulunduğu için, yağma suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı da verilememektedir.
Yağma Suçunda Soruşturma ve Kovuşturma
Yağma Suçunda Soruşturma
Yağma suçu şikayete tabi bir suç değildir. Bu nedenle de herhangi bir şekilde suçun işlendiği öğrenildiğinde savcılık kendiliğinden soruşturma başlatmalıdır. Gasp suçunda şikayet süresi yoktur. Çünkü resen araştırılır. Ancak, suçun dava zamanaşımı süresi 15 yıl olup, suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıl geçmeden işlenen suç savcılığa bildirilmelidir. Aksi takdirde, dava zamanaşımı süresi dolacağından suç ile ilgili soruşturma yapılamayacaktır.
Yağma Suçunda Kovuşturma
Yağma suçu daha öncede belirttiğimiz gibi, adli makamlarca resen soruşturulan ve kovuşturulan suçlardan birisidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise ; alacağın tahsili amacıyla işlenen yağma suçları için TCK madde 150/1’in tehdit ve kasten yaralama suçlarının cezasına değil bunlara ilişkin hükümlerin tamamına gönderme yaptığıdır. Bu durumda alacağın tahsili amacıyla işlenen suçların kovuşturulması da tehdit ve kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlere göre yapılmaktadır.
Yağma Suçu Gözaltı ve Tutukluluk Hali
Gözaltı
Gözaltı hali, CMK’nun 91’inci maddesinde düzenlenmiştir. Usule uygun olarak yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saten fazla olamaz. O halde gözaltı süresi toplam 36 saati geçemez.
Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır.
Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhal tebliğ edilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan bu düzenlemelere göre Yağma suçunda Cumhuriyet savcısının gözaltı kararı vermesiyle gözaltı halinin gerçekleşmesi mümkündür.
Tutukluluk Hali
Gasp- Yağma suçunun işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde CMK 100/3 maddesi uyarınca tutuklama nedeni var sayılabilir.
Tutuklama ceza muhakemesinde yer alan, hakim kararıyla Anayasada ve yasada belirtilen koşulların gerçekleşmesiyle kişi hakkında henüz suçluluğu kesinleşmeden verilen ve özgürlüğünü geçici olarak kaldıran bir koruma tedbiridir. Ceza muhakemesi sırasında delillerin korunmasını, sanığın veya şüphelinin kaçmasını önleyerek böylece muhakeme sonunda verilebilecek olan özgürlüğü bağlayıcı cezanın yerine getirilebilmesini sağlamaya yönelik geçici nitelikte bir araçtır. Ayrıca tutuklama tedbirinin orantılı ve ölçülü olması gerekmektedir.
Yağma suçunda soruşturma evresinde tutukluluk süresi, bir yılı geçemez. Kovuşturma evresinde ise bu süre en fazla iki yıldır. Bu süre zorunluluk hallerinde en çok üç yıl daha uzatılabilmektedir.
Yağma Suçunda Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme
Şikayet Süresi
Yağma suçu ve nitelikli halleri takibi şikayete bağlı olmayan, resen takibi gereken suçlardır. Ayrıca, kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde de, kullanılan cebirin veya tehdidin niteliği gereği TCK’nın 106 veya 86’ıncı maddesi uyarınca şikayete bağlı suç kapsamına girerse, suç şikayete bağlı hale gelecek aksi takdirde resen takibi gerekecektir.
Zamanaşımı
Yağma suçunun ve nitelikli hallerinin dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıldır. (m. 66/1-d) Suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıl içinde soruşturma başlatılmaz veya sava açılmış ise dava sonuçlanmaz ise zamanaşımının dolması ile dava sona erecektir.
Uzlaşma
Yağma suçu CMK madde 253/1’de sayılan suçlardan biri olmadığından dolayı uzlaştırılamaz. Ancak; alacağın tahsili amacıyla işlenen yağma suçlarında tehdit ve kasten yaralama ilişkin hükümler uygulanacağından bu hallerde uzlaştırılabilme yapılması mümkün olmaktadır.
Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, suç işleyen kimsenin işlediği suçtan pişman olması neticesinde ortaya çıkan bir durumdur. Kişi işlediği fiil nedeniyle pişmanlık duymakta ve ortaya çıkan haksızlık durumunu telafi etmek için çabalamaktadır. Her suç tipi için etkin pişmanlık söz konusu olmamaktadır. Yalnızca TCK’da belirtilen suçlarda etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaktadır.
Yağma suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilmektedir. Suçu işleyen fail, mağdura vermiş olduğu zararın kısmen veya tamamen giderilmesi ya da suçu birlikte işlediği kişilerin kimliklerini belirtmesi halinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak cezasında indirim alabilecektir. Buna göre şayet fail yağma suçunu işledikten sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verir veya tazmin suretiyle tamamen giderirse verilecek cezanın yarısına kadar indirilir. Buna karşılık etkin pişmanlık kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmeden önce gösterilirse verilecek cezanın üçte birine kadar indirilmektedir. Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mağdurun rızasına bağlıdır.
Yağma Suçunda Görevli Mahkeme
Yağma suçunun davasına bakmaya madde itibariyle görevli mahkeme, ağır ceza mahkemesidir. Bu suç çocuklar tarafından işlenmişse, görevli mahkeme çocuk ağır ceza mahkemelerinde yapılmaktadır. Çocukların bu suçu yetişkinlerle birlikte işlemesi durumunda, davaların birlikte yürütülmesi zorunlu ise, genel mahkemeler birleştirme kararı verebilir ve birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülmektedir. Birleştirme zorunlu değilse, çocuklarla yetişkinlerin soruşturma ve kovuşturması ayrı ayrı yürütülür. Şayet çocuğun işlediği yağma suçu Terörle Mücadele Kanunun kapsamına giren bir suç ise, bu suçlardan dolayı yargılama genel mahkemelerde yapılmaktadır.
Yağma Suçu Suç Duyurusu Örneği
….. Cumhuriyet Başsavcılığına
Mağdur : Ad Soyad/ TC- Adres
Şüpheli : Ad Soyad/ TC- Adres
Suç : Yağma Suçu
Suç Tarihi: …/…/…
Açıklamalar
- Olayı Anlatınız
- Olayı Anlatınız
- Olayı Anlatınız
Hukuki Nedenler : TCK m. 148 ve ilgili mevzuat
Sonuç ve İstem : Şüpheli hakkında gerekli kovuşturmanın yapılarak Türk Ceza Kanunun madde 148 gereğince cezalandırılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim …/…/…
Yağma Suçu Yargıtay Kararları
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/252 Esas 2018/7939 Karar
- Gasp-Yağma Suçu
- Türk Ceza Kanunu 148. Madde
Olay tarihinde, yaya olarak yürümekte olan yakınanı bir süre takibe alıp arkasından giden sanığın, yakınanın yanına iyice yaklaşıp kolundan tutarak ‘’Karnım aç beni doyuracaksın gardaş’’ dediği, yakınanın öğrenci olup parasının olmadığını söylemesi üzerine bu kez sanığın, müştekinin kulağına doğru yaklaşarak ‘’Sana şimdi burada bir şey yapsam, kimse bir şey yapamaz’’ diyerek yüzüne tokat atması üzerine, yakınanın cebinde bulunan 2-3 TL bozuk parayı çıkartıp sanığa verdiği, parayı alan sanığın tekrar müştekinin yüzüne tokat atıp ‘’ Hadi bakalım bir daha karşıma çıkma, seni burada görmeyeyim’’ dediği; yakınanın sanığa dikkatli dikkatli baktığı sırada ‘’ Sana git diyorum gitmiyon mu lan’’ diyerek pardösünün iç cebinden çıkardığı ele geçirilemeyen bıçağı müştekiye gösterip bir kez daha yüzüne tokatla vurması üzerine yakınanın sanığın yanından ayrılması şeklinde gerçekleşen olayda; eylemin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK’nın 149/1-a maddesinde düzenlenen silahlı yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden; yazılı şekilde sanığın yağma suçundan TCK’nın 148/1, tehdit suçundan ise 106/2-a maddeleri uyarınca ayrı ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi, sanığın, yakınanın zararını kovuşturma aşamasında giderdiğinin kabulü karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 168/3-1 maddesi uyarınca 1/3 oranına kadar indirim yapılabileceğinin gözetilmemesi, bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA,
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2016/5983 Esas 2017/1508 Karar
- Gasp Suçu
- Türk Ceza Kanunu 148. Madde
Sanık ile maktulün; evinde 3 ay önce badana yapması nedeniyle tanıştıkları, olay günü sanığın maktulün evine gittiği, maktulün evde bulunan para ve değerli eşyalarını almak istediği, maktulün vermek istemediği aralarında çıkan tartışma sırasında maktulü itekleyerek yere düşürüp etkisiz hale getirdiği, evde bulunan maktule ait araç anahtarı ile araç ruhsatını, cep telefonunu ve cüzdanını alarak evden dışarı çıktığı, kapının önünde park halinde bulunan maktule ait aracı alarak ayrıldığı, alınan Adli Tıp raporuna göre, maktulün sanık ile aralarında geçen tartışma ve darp olayının tetiklediği akud kardiyak atağa bağlı olarak öldüğü, sanığın maktule basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte iteklemek suretiyle müdahalesinin olduğu ancak ölüm olayı ile sanığın eylemi arasında illiyet bağı bulunduğu olayda;
1-Sanığın maktulü daha önceden tanıması evinin boya badana işlerini yapması da dikkate alındığında maktuldeki kalp rahatsızlığını önceden bilip bilmediği araştırılarak sonucuna göre;
a- Bildiği tespit edildiği takdirde TCK’nun 22/3 ve 86/2 maddeleri yollamasıyla aynı Yasanın 85.maddesi uyarınca bilinçli taksirli öldürme suçundan,
b- Bilmediği tespit edildiği takdirde ise TCK.nun 22/2 ve 86/2 maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 85. maddesi uyarınca taksirle öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yerine eksik soruşturma sonucu olayda uygulama yeri bulunmayan neticesi sebebiyle ağırlaşan yaralama sonucu öldürme suçundan hüküm kurulması;
2-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
Sanığın maktule ait maddi değeri olan araç anahtarı ile aracını, araç ruhsatını ve cep telefonunu maktulü etkisiz hale getirmek suretiyle ölmeden önce aldığı anlaşılmakla yağma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin suç niteliğinde hata edilerek yazılı şekilde hırsızlık suçundan hüküm kurulması,
BOZMAYI gerektirmiş,
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/4529 Esas 2019/1632 Karar
- Gasp-Yağma Suçu
- Türk Ceza Kanunu 148. Madde
Oluş ve dosya içeriğine göre; olay tarihinde Silivri 4 Nolu Cezaevinde tutuklu olarak bulunan mağdur …’e … E Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü olarak bulunan sanık …’nun yazdığı mektupta “…Bayrampaşa Özel Tip Cezaevi yıl 1997, hani sen karanlık dalgalı bir denizde idin. Hani ben sana can simidi olmuştum, ve canına can vermiştim. İşte şimdi yine aynı kulvardayız sana bu sefer cankurtaran olacak ve seni aydınlığa çıkaracak olanda yine benim. Bana ihanet edenler bir bir ölüyorlar. İhanet sinemi delse de kurşun artık acı vermiyor. Bu yüzden senden isteğim var bana maddi yardım lazım. Öncelikle bana ulaş sana izah ederim… Adım sağ soyadım ölüm…” şeklinde ifadeler kullanmak suretiyle müştekiyi tehdit ederek para talep ettiğinin anlaşılması karşısında, sanık …’nun eyleminin yakınan …’a yönelik yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA,
Gasp suçuna ilişkin daha fazla emsal kararı Yargıtay’ın sitesinden (https://www.yargitay.gov.tr/) indirebilirsiniz.
Yağma Suçu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Yağma suçu adli para cezasına çevrilir mi ?
Yağma suçunun cezası 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası olduğu için, yağma suçunun adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
Yağma suçunda korunan hukuki değer nedir?
Yağma suçunda korunan hukuki değer karma nitelik taşımaktadır. Bu suçla kişi hürriyeti, zilyetlik ve aynı zamanda mal varlığı hakları da korunmaktadır.
Cebir veya tehdidi algılayamayacak derecede olan bir kişiye karşı yağma suçu işlenebilir mi?
Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan bir kişiye karşı yağma suçu işlenmesi halinde cezanın arttırılmasını gerektiren bir nitelikli hal söz konusu olmaktadır. Ancak bu durum, gasp suçunun unsurunu oluşturan cebir veya tehdidi algılayamayacak derecede olmamalıdır. Aksi takdirde suçun suçun temel şekli oluşmayacaktır.
Yağma suçunda dava zamanaşımı süresi ne kadardır?
Yağma suçunun ve nitelikli hallerinin dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıldır.