Kurumlar Arası Geçişe Muvafakat Verilmemesi İptali Davası

kurumlar arasi gecise muvafakat verilmemesi

Kurumlar arası geçişe muvafakat verilmemesi iptal davası, geçiş hakkı kazanan kişinin başvuru yapmış olmasına rağmen gerekçe gösterilmeden kendisine muvafakat verilmemesi durumunda karşımıza çıkar. Bu şekilde kendisine muvafakat verilmeyen kişiler bu işleme karşı iptal davası yoluna gidebilmektedir. Kamu kurumlarında çalışan personelin hak ve yükümlülükleri, görevleri, hizmet şartları, atanmaları, yükselmeleri, aylık, ödenek ve diğer özlük işleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunda düzenlenmiştir. Naklen atama olarak isimlendirilen, kamu kurumları arasındaki geçiş şartları “memurların bir kurumdan diğerine nakilleri” başlıklı 74. madde hüküm altına alınmıştır.

Memurların 657 sayılı kanuna bağlı kurumlar arasında, kurumların uygun bulmaları ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri olanaklıdır. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de koşuldur. Kurumlar arası geçiş, isminden anlaşılacağı üzere memurun görevli olduğu kurumun değişmesi sonucunu doğuran idari işlemdir. Örneğin, Ticaret Bakanlığında belli bir sınıfta ve derecede bulunan memurun bu yol ile İçişleri Bakanlığında aynı derece ve sınıfta bir memuriyete naklidir. Burada her iki kurumda 657 sayılı kanuna tabidir. İkinci şart ise her iki kurumda nakil işlemine muvafakat etmesidir.

DMK madde 74’e göre; “Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakati ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır. Aşağı dereceye atananların 68. maddede yazılı süre kaydı aranmaksızın eski derecelerine tekrar atanmaları caizdir. Kazanılmış hak derecelerinden aşağı derecelere atananların aylık derece ve kademeleri genel hükümlere göre tespit edilmekle beraber, atandıkları bu derecelerde geçirdikleri süreler (kesenek ve karşılık farklarının kendileri tarafından her ay T.C. Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri şartıyla) emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirilir.” denmektedir.

kurumlar arasi gecise muvafakat verilmemesi dava
kurumlar arasi gecise muvafakat verilmemesi dava

Kurumlar Arası Geçişe Muvafakat Verilmemesinin İptali Nedir?

Sınavla veya sınavsız şekilde kurumlar arası geçiş şartlarını sağlamış olan bir memurun, usulüne uygun kurumuna başvuru yapmış olmasına rağmen, çalıştığı kurumun geçiş talebine olumsuz cevap vermesi veya hiç cevap vermemesine kurumlar arası geçişe muvafakat verilmemesi denir. Bu durumda kurumlar arası geçişe muvafakat verilmemesinin iptali için idare mahkemesine dava açılmalıdır.

Kurumlar arası geçişe ilişkin düzenlemeler 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 74. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Ancak bu madde tüm kurumları kapsayacak bir durumda değildir. Çünkü her kurumun farklı ihtiyaç, kadro gerekleri veya nakil işlemlerinde aranan hukuki prosedürler değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle, genel anlamda kurumlararası geçişe ilişkin ilk bakılan kanun 657 sayılı kanun olsa da uygulamada yönetmelik veya diğer usule ilişkin düzenleyici işlemlerin önem kazandığını görmekteyiz.

Ancak en nihayetinde kurumlar arası geçiş hakkı kazanan memura hangi kurum olursa olsun muvafakat vermek zorundadır. Bu muvafakat verilmediği taktirde, ki uygulamada vermeyen kurum az değildir, aşağıda detaylarına değineceğimiz hukuki yollara başvurulabilir.

Kurumlar Arası Geçişe Muvafakat Verilmemesinin Sebepleri

Kurumların muvafakat verip vermeyeceği kurum amirlerinin takdir yetkisi kapsamındadır. Söz konusu takdir yetkisi, mutlak ve sınırsız bir yetki değildir. Kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından yargı denetimine tabi bir yetkidir. Bu nedenledir ki, kurum amirleri tarafından memurun mali ve özlük haklarına zarar verecek bir karar vermemelidir. Aksi takdirde bu karar idari yargıda iptal davasına konu olabilmektedir. Kurumlar geçişe muvafakat verilip verilmeyeceğini

  • Personel ihtiyacına,
  • Davacının atanmak istediği görevin yükselme niteliği taşımadığı,
  • Kariyer mesleklerden birine veya üst unvanlı bir göreve geçişin ya da kamu personeli seçme sınavı sonucuna göre öğrenim durumuna uygun bir kadroya yapılan bir yerleştirme işleminin söz konusu olmadığı,
  • Muvafakat talebinin yasal herhangi bir mazerete dayanmadığı dikkate alındığında,

Kurumlar Arası Geçiş Aşamaları Nelerdir?

Memurun çalıştığı kurumdan farklı bir kuruma geçiş yapabilmesi için belli aşamalar izlenmesi gerekir. Bu süreçte yerine getirilmesi gerekenler genel olarak aşağıdaki gibidir. Ancak belirtmek gerekir ki süreç, her somut olayda farklılık gösterebilmektedir.

  • Memurun başvurusu
  • Kurumlar arası karşılıklı yazışma
  • Nakil İşlemi

Memurun hali hazırda çalıştığı kurumun muvafakati vermesi halinde, kazanılmış hak derecelerinden aynı değere sahip olan göreve nakil işlemi gerçekleştirilebilir. İlgili mevzuatta yazılı şartların oluşması halinde kendisinden daha yüksek bir dereceye yükseltilmesi suretiyle nakil işlemi gerçekleştirilebilir. Memurun onayının alınması koşulu ile en fazla üç dereceye kadar alt bir kadroya nakil işlemi gerçekleştirilebilir.

Görüldüğü üzere kurumlar arası geçiş hakkı, temelde bir özlük hakkı niteliğine sahip olduğundan memur, kendisiyle eş dereceye sahip farklı bir kuruma naklen geçiş yapabileceği gibi, koşulların oluştuğu halde daha üst bir dereceye de geçebilir. Memurun kendisinden daha alt bir pozisyona geçiş yapması durumunda ise muvafakati aranır. Her ne kadar nakil işlemi kural olarak, kurumlar arası aynı sınıflar içinde gerçekleşse de istisnai olarak memurun eğitimine uygun olan farklı bir sınıfa da geçirilmesi mümkündür. Tabi memurun haricen sınavla yahut başka bir yolla kazanım elde ettiği durumlarda geçiş yapılacak olan kurum belirlidir.

kurumlar arasi gecise muvafakat verilmemesi dava
kurumlar arasi gecise muvafakat verilmemesi itiraz

Muvafakat Verilmemesi

Belirtmek gerekir ki, burada kurumların muvafakat verip vermeyeceği kurum amirlerinin takdir yetkisi kapsamındadır. Söz konusu takdir yetkisi, mutlak ve sınırsız bir yetki değildir. Kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından yargı denetimine tabi bir yetkidir. Bu nedenledir ki, kurum amirleri tarafından memurun mali ve özlük haklarına zarar verecek bir karar vermemelidir. Aksi takdirde bu karar idari yargıda iptal davasına konu olabilmektedir.

Yargı kararlarının gerçekleştirmiş olduğu bu denetimde, muvafakat vermeyen kurumun takdir yetkisinin olumsuz olması halinde kurumun bu kararının; memurun mezun olduğu bölüm ile alakalı bir mesleğe naklen atanma talebinde bulunması halinde, memurun eş durumu nedeniyle naklen atanma talebinde bulunması halinde, kurumun memurun hizmetine ihtiyaç duyduğu iddiası ile kurumlar arası geçiş adına muvafakat vermeyip bu iddiasını ispatlayamaması halinde ve memurun eğitim durumu nedeniyle naklen atama talebinde bulunması halinde bozulması gerektiğine ilişkin kararlar verilmiştir.

Görülmektedir ki, kurumların takdir yetkisi kapsamında olan olumsuz muvafakat kararları, özellikle belirtilen bu hususlar halinde idari yargı tarafından memurun lehine bozulmaktadır. Fakat her şeyden önce belirtilmesi gerekmektedir ki, kurumların takdir yetkisi kapsamında olan muvafakat kararları, belirtilen hususlar halinde idari yargı tarafından lehine bozulsa da bu doğrultuda öncelikle memurun bu durumları açık bir şekilde idari yargıya izah edebilmesi, memurun bu durumunun izahına dair açıklama yapılan dilekçede emsal yargı kararlarına yer verilmesi en önemli husustur. Bu durum da iyi bir idare avukatının yargı sürecine olan katkısı ile mümkün olacaktır.

Kurumlar Arası Geçişe Muvafakat Verilmemesi İptali Davası

İptal davası ise hukuka aykırı oldukları ileri sürülen idari işlemlerin geçmişe etkili olarak ortadan kaldırılması için açılan idari davalardır. İptal davası; idari yargı organlarında açılan ve idari işlemlerin hukuka uygunluğunun idari yargı yoluyla denetimini amaçlayan bir dava türüdür. İdari işlemlerin yetki, sebep, şekil, konu ve amaç yönlerinden biri ile hukuka aykırı olmaları nedeniyle menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan idari dava “iptal davası” olarak adlandırılmaktadır.

Kamu görevlisi naklen geçmek istediği kuruma dilekçe ile başvuru yapmalıdır. Başvuru yapılan kurum da memurun halen çalıştığı kurumdan muvafakat talep etmelidir. Memurun halen aktif çalıştığı kurum ise kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde takdir yetkisini kullanarak bu talebi değerlendirmelidir. Muvafakat verilmediği durumlarda, memur 60 gün içinde idare mahkemesine yürütme durdurma istemli açmalıdır. İdare mahkemesi tarafından, muvafakat vermeme işlemi hukuka aykırı bulunup iptal edilmesi halinde davalı idare 30 gün içinde muvafakat vermek zorundadır.

İptal davası sonucunda hukuka aykırı bir işlemin varlığı tespit edilirse iptal kararı verilmek suretiyle anılan işlem geçmişe yürümek suretiyle hukuk aleminden silinmektedir. Açılan dava sonucunda verilen iptal kararı sadece dava konusu edilen hukuki işlem yönünden sonuç doğurmaktadır. İdari yargı mercii, uyuşmazlık konusu olayda hukuka aykırı bir durum tespit ettiğinde sadece iptal kararı vermekte ve artık dosyadan elini çekmektedir; eski halin yeniden tesisi için ise, davalı idari makam tarafından ayrıca bir işlem tesis edilmesi gerekecektir.

İptal davalarında “resen araştırma ilkesi” geçerlidir. Yargılamanın idaresi taraflara değil mahkemeye aittir. Mahkeme, uyuşmazlığın çözümünde tarafların getirdikleri belge ve bilgilerle bağlı değildir. Tarafların getirdiği bilgi ve belgelerle yetinmeyip bizzat kendisi herhangi bir istek olmaksızın araştırma yapabilir.

Muvafakat Verilmemesi Yürütmenin Durdurulması Kararı

İdari işlemin iptali davasının en önemli unsuru tedbir mahiyetindeki yürütmenin durdurulması kararıdır. Yürütmenin durdurulması kararı, aleyhine iptal davası açılan işlemin idare tarafından davanın sonuçlanması beklenmeden uygulanması halinde kişilerin zarara uğramasını engellemek amacıyla verilen geçici nitelikte bir karardır.

Danıştay, vergi veya idare mahkemesinde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz (İYUK m.27). Yürütmenin durdurulması davacı tarafından ayrıca talep edilmelidir. Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir ve karara bağlanır. Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için kanunun aradığı şu iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir. (İdari Yargılama Usulü Kanunu m.27):

  • İdari işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması,
  • İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması.

Yukarıdaki iki şartın birlikte gerçekleşmesi halinde davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra, mahkeme tarafından gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. İdari yargıda görülecek olan iptal davası, memur kişi için oldukça büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle her meslekte olduğu gibi, bu hususta da yeterli donanım ve bilgiye sahip bir uzman idare avukatı ile söz konusu süreç yönetilmelidir. İdare alanında uzman olan avukat veya avukatlar ile bu süreci yönetmek memur kişinin açacağı iptal davasının lehe sonuçlanma şansını arttıracaktır. Bu sayede ilerde karşılaşılabilecek hukuki sorunlar önlenecek, işin mahkemeye intikal etmesi halinde zaman, emek ve maddi kayıpların olmasının önüne geçilecektir. Yargılama faaliyetlerinin de ücretsiz olmadığı unutulmamalıdır.

Yorum Gönderin

X
kadim hukuk ve danışmanlık