Nafaka hesaplaması motoru ile eşe veya çocuklara verilecek olası nafaka miktarını hesaplayın. Çocuğa verilecek nafakayı iştirak nafakası, eşe verilecek nafakayı yoksulluk nafakası olarak seçin. Nafaka hesaplama, boşanma veya ayrılık durumunda maddi destek sağlamak amacıyla yapılan bir işlemdir. Nafaka miktarı, nafaka alan ve veren tarafın ekonomik durumu, nafakanın türü (eş nafakası, çocuk nafakası), eşin çalışma durumu ve çocukların yaşı gibi birçok faktöre bağlı olarak belirlenir.
- Kesin Bir Miktar Vermezler: Online nafaka hesaplama araçları, sadece tahmini bir nafaka miktarı verir. Kesin miktar, mahkeme tarafından tarafların durumları ve deliller değerlendirilerek belirlenir.
- Hukuki Danışmanlık Alın: Nafaka hesaplama ve diğer hukuki konularda doğru bilgi almak ve haklarınızı korumak için bir avukattan hukuki danışmanlık almanız önemlidir.
Nafaka hesaplama motoru, boşanma davası ile talep edilen nafakaların hesaplanmasında kullanılır. Boşanma davasında da boşanma kararı ile yoksulluğa düşen kadın mahkemeden yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep edebilir. Mahkemece kadının talebi neticesinde gerekli incelemeler yapılarak ve karşı tarafın mali durumu dikkate alınarak uygun bir miktarda yoksulluk nafakasına hükmedebilir. Yine boşanma davası ile birlikte müşterek çocukların giderleri için iştirak nafakası talep edilebilir. Boşanma davası ile iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarları ve neye göre miktarın belirlendiği merak konusu olmaktadır.
Nafaka Nedir?
Nafaka, Yargıtay kararlarında kabul edildiği üzere tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası olmak üzere dörde ayrılır. Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin kendisi için ve müşterek çocuklar için talep ettiği nafakaya tedbir nafakası denir. TMK’nın 197. maddesine göre evlilik birliği devam etmekle beraber, ayrı yaşamakta haklı olan eşin diğer eşten talep ettiği nafaka tedbir nafakasıdır. Boşanma davasının açılma tarihinden, dava sonuçlanıncaya ve hüküm kesinleşinceye kadar devam edecek nafakaya, tedbir nafakası denir. Boşanma davası içinde takdir olunan tedbir nafakası, boşanma ile ilgili kararın kesinleşmesiyle sona erer.
Türk Medeni Kanunun 175. maddesine göre; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka kelime anlamı ile “geçimlik; yasaların belirlediği durumlarda, genellikle, zaruret içimde bulunan kimseye kanunda belirtilen yükümlüler tarafından verilmesi gerekli yardım” olarak tanımlanmaktadır.
Nafaka Hesaplama Nasıl Yapılır?
Nafaka miktarını belirlemek karmaşık bir süreçtir ve birçok faktöre bağlıdır. Nafaka hesaplama işlemi, mahkemeler tarafından özenle yapılır ve Türk Medeni Kanunu ile Yargıtay içtihatlarına dayanarak karara bağlanır. Nafaka hesaplanırken dikkate alınan başlıca unsurlar şunlardır: Maaş, yaşam şartları ve çocukların varlığı gibi unsurlar göz önünde bulundurulur. Bir matematik problemi gibi düşünün: Her değişken, sonucu etkiler. Nafakaya uygulanacak artış oranı, nafakanın verildiği tarihe bir yıl eklenerek hesaplanır ve bu tarihten itibaren nafakanın bu artış oranıyla ödenmesi gerekmektedir. Amacı, verilen nafaka miktarının enflasyon karşısında erimesini önlemek ve nafaka alan kişinin ekonomik durumunun daha da kötüleşmesini engellemektir.
- Tarafların Ekonomik Durumu: Nafaka alacaklısı ve nafaka yükümlüsünün gelirleri, mal varlıkları, borçları ve yaşam standartları değerlendirilir.
- Kusur Oranı: Boşanmaya veya ayrılığa sebep olan kusurun ağırlığı, nafaka miktarını etkileyebilir.
- Eşin Çalışma Durumu: Nafaka alacaklısı eşin çalışıp çalışmadığı, çalışma potansiyeli ve kazanç durumu dikkate alınır.
- Sosyal ve Ekonomik Durum: Tarafların yaşı, sağlık durumu, eğitim seviyesi, mesleği gibi sosyal ve ekonomik durumları da nafaka miktarının belirlenmesinde rol oynar.
Nafaka yasaların belirlediği durumlarda, genellikle, zaruret içinde bulunan kimseye kanunda belirtilen yükümlüler tarafından verilmesi gerekli yardım anlamına gelmektedir. Nafaka hesaplama, boşanma aşamasında verilen nafaka türüne göre değişiklik gösterir. Eğer taraflar nafaka miktarını kendi aralarında kararlaştırırsa hakim bunu göz önünde bulundurur. Nafakanın miktarı, kişilerin sosyal ve ekonomik durumlarına, boşanmadaki kusur durumlarına, boşanma sonrasında yoksulluğa düşme durumlarına bakılarak hakim tarafından hesaplanır. Nafakanın bir matematiği ya da oranı yoktur. Her somut olaya göre hakim özel olarak hesaplama yapar. Bu anlaşmayı nafaka miktarı, nafakanın arttırılma oranı, nafakanın ne kadar süre ile verileceği, nafakanın hangi para cinsi ile ödeneceği hususlarında yapabilirler. Ancak taraflar aralarında anlaşamazsa boşanma davasına bakan görevli Aile Mahkemesi hakimi nafaka için de hüküm kurar. Görevli hakim nafakaya hükmederken şu durumları göz önünde bulundurur.
- Nafaka borçlusunun mali durumu
- Nafaka yükümlüsünün mali durumu
- Varsa ortak çocuk sayısı
- Her iki eşin de yiyecek-içecek gibi market alışverişi
- Her iki eşin de barınma (kira, ısınma, elektrik vs.) gideri
- Her iki eşin de sağlık durumu
- Ortak çocuğun/çocukların eğitim durumu
- Ortak çocuğun/çocukların yaşları
- İki tarafın da sosyal hayatları (Yol, tatil vs.)
Nafakanın standart olarak hükmedildiği bir miktar bulunmamaktadır. Görevli hakim nafakaya hükmederken taraflardan ekonomik ve sosyal durumlarını belirten bir rapor isteyebilir. Açıklanan bu mali durumlar ve sosyal hayatlar eğitim masrafları, yeme-içme ve giyim masrafları, kira, ulaşım giderleri, yakıt masrafları, sağlık giderleri dikkate alınarak karar verilir. Nafakanın süresi de boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek kişinin daha ağır kusurlu olmaması şartı ile mali gücü oranında süresiz olarak istenebilir.

Maaşa Göre Nafaka Hesaplama
Nafaka hesaplamasını hakim takdir eder. Hakim nafaka hesaplaması yaparken gerektiği takdirde bir bilirkişiye rapor alınması için dosyayı gönderebilir. Hakim nafakaya hükmederken çeşitli kriterleri bakar. Bu kriterler hakime nafaka miktarı tayini konusunda yol göstermektedir. Şöyle ki hakim nafaka miktarına hükmederken; eşlerin ekonomik durumu, kaç müşterek çocuk olduğu, eşin/çocukların yeme içme giyim masrafları, çocukların eğitim giderleri, eşin/çocukların varsa kira masrafları, faturalar, eşlerin meslekleri, gelirleri, ulaşım giderleri ve yakıt masraflarına bakılır. Nafakanın miktarı, kişilerin sosyal ve ekonomik durumlarına, boşanmadaki kusur durumlarına, boşanma sonrasında yoksulluğa düşme durumlarına bakılarak hakim tarafından hesaplanır. Nafakanın bir matematiği ya da oranı yoktur. Her somut olaya göre hakim özel olarak hesaplama yapar.
Nafaka; kamu düzenine ilişkin olan, devredilmeyen ve haczedilmeyen, feragat edilmeyen ve takas edilmeyen bir alacak türüdür. Nafaka aile üyelerinin birbirlerine yaptığı geçim yardımıdır ve boşanan eşlerin de birbirine nafaka ödemeleri mümkündür. Türk Medeni Kanunu’nda 4 çeşit nafaka düzenlenmiştir. Bunlar iştirak, yardım, yoksulluk ve tedbir nafakasıdır. Bunlardan üçü boşanma davasında talep edilebilirken yardım nafakası boşanma ile talep edilemez. Boşanma davası ile talep edilebilen nafaka türleri şöyledir:
- Tedbir nafakası
- İştirak nafakası
- Yoksulluk nafakası
Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesine göre boşanma sebebiyle eşlerden birinin yoksulluğa düşmesi halinde kusuru daha ağır değilse geçimini sağlamak için diğer eşten süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu nafaka, nafaka borçlusu eşin mali gücü oranında belirlenir. Nafaka alacaklısı kişinin kusursuz olması gerekirken, nafaka yükümlüsünün kusuruna bakılmamaktadır. Boşanma ile hükmedilecek nafakada cinsiyet ayrımı yapılmamıştır.
Maaş Alan Biri Ne Kadar Nafaka Öder?
Nafaka miktarının belirlenmesinde hakimin takdiri önemli rol oynamaktadır. Genellikle mahkemeler tarafından nafaka ödemesine hükmedilen kişinin aldığı maaşın %20’si ile %25’i arasında nafakaya hükmedilmektedir. Örnek olarak vermek gerekirse; asgari ücret alan bir kişinin ortalama 5.000 TL ile 6.000 TL arasında nafaka ödemesine hükmedilmektedir. Makalemizde detaylıca bahsettiğimiz üzere mahkeme takdir yetkisini nafaka borçlusunun sosyo ekonomik durumu ile nafaka alacaklısının boşanma neticesinde etkilenen ekonomik durumunu gözeterek kullanmaktadır.
Nafaka miktarı belirlenirken mahkemeler tarafından araştırma yapılacaktır. Sosyal inceleme raporu da denilen bu raporlarda kişinin malvarlığı ekonomik durumu bakmakla yükümlü olduğu kişiler ve aldığı maaş gibi bir takım bilgiler yer almaktadır. Burada mahkeme nafakayı belirlerken hakim tarafların ekonomik etmenlerden etkilenmesine göre nafaka miktarını arttırıp azaltabilir.
Asgari Ücretli Ne Kadar Nafaka Öder?
Asgari ücretle çalışan bir bireyin nafaka ödemesi gereken miktar, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Nafaka miktarını belirlerken mahkemeler, kişinin gelir durumu, boşanma sonrasında iki tarafın yaşam standartları ve özellikle çocukların ihtiyaçları gibi kriterleri göz önünde bulundurur. Asgari ücretle geçinen bir birey için nafaka hesaplanırken, hem kendi yaşamını sürdürebileceği bir gelir düzeyi bırakılmasına hem de karşı tarafın ihtiyaçlarının makul şekilde karşılanmasına dikkat edilir. Nafaka miktarı TÜFE oranına göre her yıl arttırılır.
Asgari ücretli bir kişinin ödeyeceği nafaka miktarı, boşanmanın getirdiği maddi yüklerin adil bir şekilde dağıtılmasını hedefler. Eğer nafaka talebi çocuklar için yapılıyorsa, çocuğun bakımı, eğitimi ve sağlık masrafları gibi temel ihtiyaçlar dikkate alınır. Mahkeme, bu ihtiyaçları asgari ücretli bir bireyin bütçesine göre değerlendirir ve çocuğun yaşam standardını koruyacak bir nafaka miktarı belirlemeye çalışır.
Nafaka miktarı, her iki tarafın mali durumuna göre belirlenir. Nafaka ödenecek kişinin ekonomik koşulları, gelirleri ve giderleri incelenir. Bu değerlendirme sonucunda, adil ve dengeli bir nafaka tutarı belirlenir. Ayrıca, nafakanın geçici veya sürekli olup olmayacağı da mahkemenin kararına bağlıdır. Nafakanın süresi, tarafların maddi ihtiyaçlarına ve ekonomik durumlarındaki değişimlere göre yeniden düzenlenebilir.
Asgari ücretli bir birey için nafaka genellikle gelirinin belirli bir yüzdesi olarak hesaplanır. Ancak kesin bir oran vermek zor olsa da, nafakanın genellikle %15 ila %25 arasında değişebileceği söylenebilir. Bununla birlikte, nafaka miktarı her davanın koşullarına göre değişiklik gösterebilir, bu yüzden standart bir rakamdan bahsetmek doğru olmaz.
Sonuç olarak, asgari ücretle çalışan bir kişinin nafaka ödemesi gereken miktar, mahkemeler tarafından titizlikle değerlendirilir. Hem ödeyenin yaşamını sürdürebilmesi hem de nafaka alan tarafın ihtiyaçlarının karşılanabilmesi hedeflenir. Nafaka, tarafların maddi koşulları ve hayat standartları değiştikçe yeniden düzenlenebilir, bu yüzden sabit bir ödeme tutarı olmayıp, esnek bir süreçtir.
Maaşa Göre Nafaka Hesaplama Örnekleri
Nafaka miktarını hesaplamak için çeşitli gelir seviyelerine göre örnekler aşağıdaki tabloda sunulmuştur:
- 5,000 TL maaşı olan için 750 – 1,250 TL
- 10,000 TL maaşı olan için 1,500 – 2,500 TL
- 20,000 TL maaşı olan için 3,000 – 5,000 TL
- 50,000 TL maaşı olan için 7,500 – 12,500 TL
Bu oranlar, mahkemenin tarafların mali durumunu ve diğer sosyal faktörleri değerlendirdikten sonra belirlediği genel bir yüzde aralığına dayanmaktadır.
Çekişmeli Boşanmada Nafaka Hesaplama
Özel boşanma sebepleri; zina, hayata kast-pek kötü muamele-onur kırıcı davranış, terk, akıl hastalığı ve küçük düşürücü suç işleme, haysiyetsiz yaşam sürmedir. Genel boşanma sebepleri ise bunlardan farklı olarak evlilik birliğinin temelden sarsılması (Şiddetli geçimsizlik) ve fiili ayrılıktır. Çekişmeli boşanma davası bu sebeplerden biriyle açılan ve tarafların çoğu konuda anlaşma sağlayamadığı dava türüdür. Nafaka hesaplama yaparken davanın çekişmeli mi yoksa anlaşmalı mı olduğu önemlidir. Çünkü anlaşmalıda taraflar kendi nafakayı belirler.
Çekişmeli boşanma davasında çoğu konuda uzlaşma sağlanamaz. Hakim kişilerin ekonomik durumlarını, sosyal durumlarını dikkate alarak tarafların ihtiyaçlarına göre bir nafaka miktarı belirler. Taraflar nafakanın arttırılmasını talep ederse TÜİK’in yayınladığı ÜFE ve TÜFE oranları ele alınır. Ancak Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre ÜFE oranları (https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=Enflasyon-ve-Fiyat-106) dikkate alınır. Ayrıca nafaka miktarı belirlenirken, bir üst sınır kararlaştırılmamıştır.
Yoksulluk Nafakası
Boşanmanın mali sonuçlarından biri olan yoksulluk nafakası Türk Medeni Kanunu’nu 175. Maddesi ile düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu 175. Maddesi ile “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” şeklinde belirtilmiştir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
Yoksulluk nafakası toptan veya irat şeklinde de hükmedilebilir. Türk Medeni Kanunu 176/3. Maddesine göre, “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkmaktadır. Alacaklı tarafın evlenme olmadan fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. “ hükmü verilmiştir. Türk Medeni Kanunu 175. Maddesine göre yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için bulunması gerekenler;
- Nafaka Talep Eden Eşin Yoksulluğa Düşecek Olması: Yoksulluk nafakasının ana şartı nafaka isteyen eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olmasıdır. Yargıtay içtihatları gereğince yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Yoksulluğa düşen eş erkek olabileceği gibi kadın da olabilir. Nafaka isteyen eş çalışmıyorsa ve başka geliri ya da serveti bulunmuyorsa yoksulluk nafakası talep edebilir.
- Nafaka Talep Eden Eşin Kusursuz Veya Daha Az Kusurlu Olması: Nafaka talep eden eşin boşanmaya neden olan olaylarda ya kusursuz olması ya da diğer eşten daha az kusurlu olması gerekmektedir. Nafaka talep eden eşin kusuru diğer eşten daha ağır ise yoksulluk nafakası talep edemez. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Bu sebeple nafaka yükümlüsü akıl hastası olsa bile geliri veya mal varlığı varsa nafaka ödemekle yükümlüdür. Eşit kusurlu eşin, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmesi koşuluyla, yoksulluk nafakası talep etmesine yasal bir engel yoktur.
- Ödenecek Nafakanın Ödeyecek Eşin Mali Durumu İle Orantılı Olması: Nafaka ödeyecek kişinin mali gücü bu nafakayı ödemeye yeterli olmalıdır. Yargıtay içtihatlarına göre, kendisi de yoksul olan ve nafaka talep eden ile birbirine yakın veya denk durumda bulunan eş aleyhine yoksulluk nafakasına hükmedilemez. Yargıtay içtihatlarına bakıldığında, kocanın çalışabilecek durumda ise sırf işsiz olması kendisini nafaka yükümlülüğünden kurtarmaz. Tarafların ekonomik ve şahsi durumları benzer ve denk ise birbirlerinden yoksulluk nafakası talep edemezler. Talep eden maaş alması durumunda maaşın nafaka talep eden eşi yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı dikkate alınır.
- Taraflardan Birinin Talep Etmiş Olması: Yoksulluk nafakası, ancak istek halinde hükmedilebilecek bir ödeme oluşturmaktadır. İstek olmaksızın hakim kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmedemez. Yoksulluk nafakası talebini erkek eş de kadın eş de yapabilir. Bu konuda bir ayrım bulunmamaktadır. Nafaka tarafların talep ettiği miktar veya altında hükmedilir. Talep miktarından fazlasına hükmedilemez. Nafaka talep edilirken miktarı açık şekilde yazılmalıdır.
- Nafaka Talebinin Süresinde Olması: Türk Medeni Kanunu’nun 178. Maddesine göre; “Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” Belirtilen hüküm yoksulluk nafakası taleplerinde de dikkate alınır. Yoksulluk nafakasına karar verilebilmesi için tarafların boşanmış olması gerektiğinden eşler evli iken ancak boşanma davasında yoksulluk nafakası talep edebilir. Yargıtay içtihatlarına göre, davacı dava ve cevaba cevap dilekçesinde, davalı ise cevap ve ikinci cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası talebinde bulunabilir. Boşanma davası kesinleştikten sonra ise yoksulluk nafakası bir yıl içerisinde talep edilebilir. Bir yıllık süre kararın kesinleşmesinden itibaren hesap edilir.
Yoksulluk Nafakası Miktarı Nasıl Belirlenir?
Boşanma davalarında nafaka miktarı belirlenirken nafakayı ödeyecek eşin maddi gücü dikkate alınır ve maddi gücü ile orantılı nafakaya hükmedilir. Türk Medeni Kanunu hükümlerinde hakkaniyet ilkesi bulunmaktadır. Hakkaniyet ilkesi “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.’’ (TMK m. 4) hükmü ile belirtilmiştir. Boşanma davasında da hakim nafaka miktarını takdir ederken hakkaniyet ilkesini esas almaktadır.
Burada önemli olan taraflardan birinin ağır kusuru yoksa ve yoksulluğa düşecek mali durumdaysa nafaka alacaklısı olacağıdır. Hakim yoksulluk nafakasına hükmederken önce eşler arasında bir anlaşma olup olmadığını inceler. Eşlerin gelir düzeylerini araştırır ve nafakaya hükmedecekse mali durumu daha yüksek olan eş nafaka yükümlüsü olur. Her iki eşin de düzenli ve yeterli geliri bulunuyorsa nafakaya hükmedilmez. Nafaka hesaplama yoksulluk nafakasında tarafların ekonomik durumuna göre genelde karar verilir. Bu durum maaşın ortalama 1/5’i civarıdır.
Nafakaya hükmederken eşlerden birinin mesleği varsa ve keyfi olarak çalışmıyorsa nafakaya hükmedilmez. Yoksulluk nafakasını belirlerken hakim tarafların ekonomik etmenlerden etkilenmesine göre nafaka miktarını arttırıp azaltabilir. Yani nafaka miktarının arttırılıp azaltılması değişen koşullara göre farklılık gösterir. Nafakanın arttırılıp azaltılması nafakaya ilişkin kararların kesin hüküm teşkil etmemesidir.
Anlaşmalı boşanma davasında taraflar ödenecek nafaka miktarını kendileri belirlerler. Ancak taraflarca belirlenen nafaka miktarı kesin değildir. Hakim tarafından taraflarca belirlenen nafaka miktarı hakkaniyete uygun görülmemesi durumunda değişiklik yapılması gündeme gelir. Hakim taraflarca belirlenen nafaka miktarını haklı sebeplerin bulunması halinde hakkaniyet ölçüsünde belirler. Tarafların hakimce belirlenen nafaka miktarı üzerinde anlaşamamaları durumunda anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüşür. Bu bakımdan tarafların nafaka miktarı üzerine anlaşması önemlidir.

İştirak Nafakası
Çocukların bakımına katkıda bulunmak üzere diğer eş tarafından ödenecek olan nafaka türüne iştirak nafakası adı verilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 182/2 maddesinin son cümlesine göre, “Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” Hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile velayet hakkı kendisine verilmeyen eşin çocuklar için ödeyeceği nafakayı düzenlemektedir. Zira tarafların boşanmış olması, velayet kendisine verilmemiş olan anne ya da babanın çocuğun bakım giderlerine katılma yükümlülüğüne son vermez. İştirak nafakası belirlenirken,
- Çocuğun ihtiyaçları,
- Çocuğun yaşı,
- Anne ve babanın ekonomik durumu,
- Günün ekonomik koşulları dikkate alınır.
Boşanma davasında kadın çocuğun velayetinin kendisinde bırakılması ile çocuğun giderlerinin karşılanmasını sağlamak adına mahkemeden iştirak nafakasına hükmedilmesini talep edebilir. Mahkemece erkeğin mali durumu ve çocuğun menfaatleri dikkate alınarak uygun bir iştirak nafakası miktarına hükmedilir. İştirak nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile ödenmeye başlanır ve kural olarak çocuk ergin olunca sona erer.
Anlaşmalı boşanma davasında hakim tarafından boşanmaya hükmedilebilmesi için tarafların boşanmanın mali sonuçlarında anlaşmaya varmış olmaları gerekmektedir. Maddi ve manevi tazminat gibi nafaka hususu da anlaşmalı boşanmanın mali sonuçlarının arasındadır. Anlaşmalı boşanmayı düşünen tarafların nafaka hususunda anlaşmalarını boşanma protokolünde açıkça belirtmeleri veya hakim huzurunda dile getirmeleri gerekmektedir. Nafaka hususunda anlaşılmamış olması anlaşmalı boşanmanın çekişmeli boşanmaya dönmesine sebebiyet vermektedir.
İştirak Nafakası Hesaplama
Boşanma davalarında iştirak nafaka miktarı belirlenirken nafakayı ödeyecek eşin maddi gücü ve çocukların yaş, eğitim, bakım giderleri dikkate alınarak nafaka miktarı belirlenir. Ergin çocuk ve ölmüş çocuk için iştirak nafakası talep edilemez. Eğer kendisine velayet verilmeyen eş çalışamayacak durumda olup başka da geliri yoksa nafaka ödemeye tabi tutulamaz. İştirak nafakası her ay peşin ödenmektedir. Anlaşmalı boşanmada iştirak nafakası talep edilirken her çocuk için ayrı ayrı miktar belirtilmelidir.
Anlaşmalı boşanma davasında taraflar ödenecek nafaka miktarını kendileri belirlerler. Ancak taraflarca belirlenen nafaka miktarı kesin değildir. Hakim tarafından taraflarca belirlenen nafaka miktarı çocuğun bakım ve ihtiyaçlarını karşılayacak durumunda değilse değişiklik yapılması gündeme gelir. Hakim taraflarca belirlenen nafaka miktarını haklı sebeplerin bulunması halinde hakkaniyet ölçüsünde belirler. Tarafların hakimce belirlenen nafaka miktarı üzerinde anlaşamamaları durumunda anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüşür. Bu bakımdan tarafların nafaka miktarı üzerine anlaşması önemlidir.
Tedbir Nafakası Hesaplama
Tedbir nafakası bağımsız bir nafaka olmayıp, boşanma davası devam ederken yoksulluk ve iştirak nafakasının yerini alan ve boşanma kararı kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası veya iştirak nafakası olarak devam eden nafakadır. Bir başka deyişle, boşanma davasında istenen yoksulluk ve iştirak nafakası, boşanma davası devam ettiği sürece tedbir nafakası adı altında hükmedilir. Hakim boşanma davası devam ederken eş ve çocuklar için tedbir nafakası belirlenir ve tedbir nafakası boşanma kararı kesinleştikten sonra yoksulluk ve iştirak nafakası adını alır.
Boşanma davası devam ederken verilen tedbir nafakasının her zaman arttırılması veya azaltılması istenebilir. Hakim koşullarda değişiklik olduğunu tespit ederse nafakanın miktarını azaltabilir veya arttırabilir. Boşanma kararı kesinleşene kadar nafakanın arttırılması veya azaltılması istenebilir. Boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte tedbir nafakası sona erer. Kesinleşme ile birlikte eş için yoksulluk nafakası, çocuklar için ise iştirak nafakası ödenmesi gündeme gelecektir.
Nafaka Ödenmezse Ne Olur?
Kişi hakkında nafakaya hükmedilmişse her ay düzenli olarak nafakanın ödenmesi gerekir. Ancak kişi gerek kendi isteğiyle gerek zorda kaldığı durumlarda nafakayı ödeyemiyor olabilir. Kişinin nafakayı ödememesi halinde icra yoluyla bu nafakanın tahsili yapılabilir. Bunun dışında nafaka ödemeyen kişiye 3 aylık tazyik hapsi verilebilir. Tazyik hapsi; kişilerin borçlarını yerine getirmeleri için zorla hükmedilen hapis cezası türüdür. Kişinin tazyik hapsinden kurtulması için nafaka borcunu ödemesi gerekmektedir. Kişi eğer ekonomik durumu kötüleştiği için ödeme yapamıyorsa, nafakanın azaltılması için dava açacaktır.
Nafakanın ödenmemesi hususunda nafaka türleri arasında bir ayrım bulunmaktadır. Tedbir nafakasının icra takibi ilamsız icra takibi ile yapılır. Yani herhangi bir mahkeme kararına gerek yoktur. Bunun sebebi de mahkemenin tedbir nafakası hakkında vereceği kararın nihai bir karar olmamasıdır. Ancak tedbir nafakası dışındaki diğer nafaka türleri için ilamlı icra yoluyla takip yapılabilir. İcra ve İflas Kanunu m. 344’e göre nafaka borcunu yerine getirmeyen kişi üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılır. Söz konusu madde şöyledir:
‘’Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir. Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.”
Nafaka Hesaplama Hakkında Mahkeme Kararları
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2019/4888 K. 2019/5251 ve 02.04.2019 Tarihli Kararı
- Nafaka Hesaplama
- Boşanma Davasında Nafaka Nasıl Belirlenir?
Boşanma veya ayrılık vukuunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. md. 182). Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir.
TMK’nın 328. maddesine göre de, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erer.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2022/12280 K. 2023/4024 ve 06.06.2023 Tarihli Kararı
- Nafakanın Hesaplama
- Boşanma Davasında Nafaka Nasıl Belirlenir?
Borçlu vekili temyiz dilekçesinde; dayanak ilamda 1981 doğumlu müşterek çocuk için 500 TL, davalı için 500TL nafakaya hükmedildiğini, ilamda emekli maaşının davalıya aidiyetine dair hüküm olmadığını, icra takibinde sadece eş… Ekiz’in alacaklı olduğunu, şikayete konu takibi ilkin nafaka alacağının tahsili olarak düşündüklerini, dava sırasında davalının nafaka alacağı için Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2005/5857 E. sayılı dosyasında ayrı bir takip başlattığını öğrendiklerini, dava dilekçesinde eş ve çocuk için toplam 1000TL nafaka hükmedildiğine vurgu yaptıklarını, 1.000 TL diye bir kabul olmadığını, davalıya ödenmesine hükmedilen nafakanın aylık 500TL olduğunu, mahkeme kararında haczin çocuğa ödenecek nafakayı da katacak şekilde 1.000 TL ile sınırlı tutmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sosyal güvenlik hakkının devredilemeyeceğini, bu haktan vazgeçilemeyeceğini iddia ederek kararın bozulmasını talep etti.
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E. 2014/9692 K. 2015/12262 ve 02.06.2015 Tarihli Kararı
- Nafaka Hesaplama
- Boşanma Davasında Nafaka Nasıl Belirlenir?
Dayanak ilamda aylık nafakanın altı ayda bir TÜFE artış oranında artırılması hükmüne yer verilmiş olup, bu halde hesaplamalarda, şikayete konu takip dosyasında bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada olduğu gibi, nafaka artışının isabet ettiği aylarda TÜFE değeri esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken; tüfe katsayılarını, hesaplanacak ay endeksi/önceki dönem endeksi oranlaması sonucu çıkan yüzde oranlarına göre belirleyen ve bu belirlemeye göre TÜFE artış oranlarını hesaplayan; ayrıca, zamanaşımı defi taraflarca ileri sürülebilecek bir husus olmasına rağmen ve borçlu tarafça bu yönde bir talep bulunmamasına rağmen, yaptığı hesaplamada zamanaşımını dikkate alan hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi isabetsiz olup, alacaklı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz itirazlarının kabulü gerekir.
Bu halde, Mahkeme’ce yapılacak iş, açıklanan esaslar doğrultusunda Yargıtay denetimine elverişli yeni bir bilirkişi incelemesi ile şikayettin esası hakkında karar vermektir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.