Nafaka artırım davası; değişen ekonomik durum sonucunda nafaka alacaklısının, nafaka ödemek ile yükümlüğü olduğu kişiden nafakanın artırılmasını talep ettiği davadır. Nafaka artırım davası, ülkemizde çok sıklıkla karşılaşılan bir dava türüdür. Boşanma davası sonucu karara bağlanan nafaka miktarı değişen ekonomik, sosyal şartlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda yetersiz kalabilir. Mahkeme tarafından hükmedilen nafakanın yetmemesi durumunda nafaka artırım davası açılabilir. Mahkeme tarafından tespit edilen nafaka miktarının günün koşullarına göre çok küçük miktarda kalması ihtimali göz önünde bulundurularak nafaka artırım davası düzenlenmiştir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak nafaka artırım davasının ne olduğuna ve ayrıntılarına geçmeden önce nafaka çeşitleri hakkında bilgi vermek istiyoruz. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu kapsamında 4 tür nafaka vardır. Bunlar;
- Tedbir nafakası (TMK m. 169)
- Yoksulluk nafakası (TMK m. 175)
- İştirak nafakası (TMK m. 329)
- Yardım nafakası (TMK m. 364)
Tedbir nafakası, boşanma davası devam ederken eşlerden birinin maddi olarak güçlüğe düşmesinin önlenmesi için mahkemenin aldığı geçici bir önlemdir. Ki ortak çocuk için de velayetine sahip olan eşe ödenmesi için tedbir nafakasına hükmedilebilir. Yoksulluk nafakası ise boşanma davası yüzünden eşlerden birinin yoksulluğa düşecek olması nedeniyle ödenir. Ancak burada şöyle bir şart bulunmaktadır: Nafakayı ödeyen eşin kusuru daha ağır olmamalıdır. İştirak nafakası; velayet hakkına sahip olan eşe ödenen, ve yalnızca çocuğun eğitim, bakımı için hükmedilen nafaka türüdür. Son olarak yardım nafakası bunlardan farklı olarak eşe ödenmeyen, bir kişinin yardımı olmadan yoksulluğa düşecek olan alt-üst soy ya da kardeşlere ödenen nafaka çeşididir.
Çocuğun ihtiyaçlarında veya anne ve babanın ödeme gücünde veya benzeri hayat koşullarının değişmesi halinde, hakim tarafından nafaka miktarının yeniden belirlenmesi veya nafakanın tamamen kaldırılması mümkündür (TMK m.331). Bu hüküm, durumun değişmesi halinde hem nafaka borçlusu anne ve babaya, hem de nafaka alacaklısı çocuğa mahkemeye başvurma hakkı tanımaktadır. Bunun için belli bir sürenin geçmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Velayetin anne veya babadan birine verilmesi, çocuk kendisine bırakılmamış olan tarafın, çocukla kişisel ilişki kurması ve iştirak nafakası ile ilgili hususlar hakkında verilen kararlar kesin ve nihai bir hukuki durum meydana getirmez. Taraflar değişen hal ve koşullar çerçevesinde hakime başvurarak, nafakanın artırılmasını veya azaltılmasını veyahut da tamamen kaldırılmasını isteyebilir.
Nafaka Artırım Davası Nedir?
Nafaka artırım davası; değişen ekonomik durum sonucunda nafaka alacaklısının, nafaka ödemek ile yükümlüğü olduğu kişiden nafakanın artırılmasını talep ettiği davadır. Bu dava içerisinde nafaka ödeyen kişinin maddi durumunun iyi olacak yönde geliştiğini kanıtlayan belgeler bulunmalıdır. Bunun yanında nafaka alan kişinin haklı sebepler ile nafaka artırılması talebi oluşturması gerekir. Nafaka çeşitleri 4 tanedir. Bunlar;
- Tedbir nafakası
- Yoksulluk nafakası
- İştirak nafakası
- Yardım nafakasıdır.
Mahkeme tarafından hükmedilen nafakanın sonrasında tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflar irat şeklinde hükmedilen nafakanın arttırılmasını isteyebilir. Nafaka alacaklısının paranın alın günü karşısında ihtiyaçlarının artması, hastalık, çocuğun eğitimi gibi nedenlerle mevcut nafakanın giderlerini karşılayamaması, buna karşın nafaka borçlusunun gelirinde ödeme gücünde artış olmuşsa nafaka arttırılması davası açılabilir.
Nafaka; yoksulluğa düşmüş olan ve geçimini kendi imkanlarıyla sağlayamayan, başkalarına muhtaç durumda bulunan kişiye yardım etmeye denir. Hükmedilen nafakanın az gelmesi durumunda kişiler haklı gerekçelere dayanarak nafaka arttırma davası açabilmektedirler.
Mahkeme tarafından hükmedilen nafaka miktarı kesin hüküm teşkil etmemektedir. Yani nafaka miktarının değişen koşullara göre artırılabilmesi mümkündür. Nafaka miktarının artırılması açılacak nafaka artırım davası ile talep edilir. Nafaka artırım davası açılabilmesi için ortada önceden hükmedilmiş bir nafaka olmalıdır. Sonrasında ise nafaka artırımını talep eden kişinin bu talebine dayanak olarak haklı gerekçeler göstermesi gerekmektedir. Bu gerekçeler kişiden kişiye ve duruma göre değişmekle beraber gerekçelerin gerçekliğini değerlendirme konusunda hakimin takdir yetkisi mevcuttur. Hakim sunulan gerekçeleri tarafların maddi ve sosyal durumlarına, zamanın ekonomik koşullarına ve paranın alım gücüne göre değerlendirecektir. Nafaka artırım oranları Yargıtay kararları ışığında mahkemelerce TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranı dikkate alınarak belirlenmektedir.
Nafaka Artırım Davası Şartları
Çocuğun velayeti kendisine verilmiş olan taraf ona bakmak, onu beslemek ve barındırmak yükümlüdür. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine mali gücü oranında katılması gerekir. (TMK 1282/2. madde) Eşlerin mali gücü nafaka miktarının tayin edilmesinde rol oynar. Hükmünden yola çıkılarak nafaka ödeyen kişinin maddi durumunda artış olması halinde ve nafaka alacaklısının maddi durumunun kötüleşmesi halinde nafaka davasının açılması söz konusudur. Nafaka artırım talebinin hakim tarafından göz önüne alınabilmesi için bazı şartlar aranmaktadır. Bu şartlar:
- Nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artması,
- Mevcut nafakanın giderleri karşılayamaması,
- Nafaka borçlusunun ekonomik gücünde önemli artış olması,
- Tarafların mali durumlarının değişmesi,
- Enflasyon, alım gücünün azalması gibi sebeplerle nafaka miktarının yetmemesi,
- Nafaka artırım talebinde bulunan kişinin, nafaka alacaklısı olması,
- Söz konusu şartların mahkemede kanıtlanabilmesi gerekir.
Nafaka artırım talebi, ortak çocuğun özel okula gidecek olması ya da kursa yazılacak olması halinde de istenebilir. Bunların dışında nafaka alacaklısı eş, sağlık probleminden dolayı işe gidemiyorsa artırım davası açabilir. Ayrıca nafaka alacaklısı, hasta olursa ve maddi durumu tedavi için yeterli değilse haklı nedenle artırım davası açabilir. TMK 176 ve 300. Maddeleri uyarınca nafaka artırım davası açacak kişiler mahkemeden nafaka miktarının ileriki yıllardaki artış oranının belirlenmesini de talep edebilirler. Böylece kişiler tekrar tekrar dava açmak durumunda kalmazlar.
TMK Madde 176/4 “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Nafaka Artırım Davasını Açabilecek Kişiler
Nafaka artırım davası kural olarak nafaka alacaklısı tarafından, nafaka borçlusuna karşı talepte bulunmak amacıyla açılan davadır. Eski eşe yoksulluk nafakası veyahut çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmişse eski eş veya çocuğun velayetini elinde bulunduran kişiler nafakanın artırılmasını talep edebilir. Koşullarda bir değişiklik gerçekleşmesi durumunda hem nafaka borçlusu hem de nafaka alacaklısının başvuru hakkı mevcut bulunmaktadır.
Nafaka borçlusu taraf nafaka artırımı açamaz bunun yerine nafaka azaltmak için dava açması yerinde olacaktır. İştirak nafakasının artırılmasında veyahut azaltılması davasıyla ilgili mahkeme tarafından verilen kararda, dava tarihinden itibaren hüküm yerine geçecektir. İştirak nafakası ile alakalı olarak yapılacak artış oranında boşanmanın kesinleşmesi ile artış oranı belirlenecektir. Nafaka arıtırım davasının karara bağlanması için, mahkeme delilleri, nafaka miktarını, arttırma talebini birlikte değerlendirir. Nafaka artırımına ilişkin verilen kararda nafakanın her yıl belli bir oranda artacağına hükmedilebilir. Bunun sebebi, sürekli aynı mağduriyetlerin yaşanmasının önüne geçilmesidir. Yargıtay’a göre nafaka miktarının yıllık artırımı ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) göz önüne alınarak yapılır.
Çocuğun İştirak Nafakasında Artırım Davası
Mahkemenin vermiş olduğu nafaka kesin bir hüküm teşkil etmemektedir. Nafaka, alacalının talebi doğrultusunda artırılabilir. Evlilik birliğini resmi olarak mahkemede sonlandıran eşlerden, boşanma sonucu geçim sıkıntısı yaşayacak kişinin bu problemi bir nebzede olsa azaltmak için nafaka talep hakkı olacaktır. İştirak nafakasının çocuğun büyümesine veya eğitim ihtiyaçlarında nafaka miktarını yetersiz kalması sonucu çocuğun velayetini elinde bulunduran kişinin talebi ile nafakanın artırımı davası açılabilecektir.
Eşlerin birlikteliği sonucu bir çocuk dünyaya gelmiş ise çocuğun velayetini elinde bulunduran kişinin çocuk masrafları için nafaka hakkı mevcut olacaktır. Pek tabi günümüz koşullarında hükmedilen iştirak nafaka miktarları kısa bir süre içerisinde yetersiz hale gelebilmektedir. Günden güne artan harcamalar, ihtiyaçlar sonucu çocuk için iştirak nafakası alacaklısının gerekli sebeplerin varlığını mahkemeye sunması ile nafaka artırım talebinde bulunmasını gerektirecektir.
Nafaka Artışı Neye Göre Belirlenir?
Boşanma davası sırasında veya boşanmanın kesinleşmesinden sonra mahkeme boşanma kararı ile birlikte maddi anlamda sıkıntıya düşecek eşe ya da varsa müşterek çocuklara sosyo-ekonomik durumlarına göre nafaka bağlayabilir. Hakim bağlanacak nafaka miktarını belirlerken eşlerin maddi durumunu, çocukların giderlerini, zamanın ekonomik ve sosyal koşullarını göz önüne alır. Ancak değişen koşullar ve ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar neticesinde hükmedilen nafaka miktarı yetersiz kalabilir. Bu durumda nafaka alan taraf nafaka yükümlüsüne nafaka artırım davası açabilir. Ancak nafaka artırım talebinin ülke genelindeki ekonomik kriz, paranın değer kaybetmesi, nafaka yükümlüsünün ekonomik anlamda zenginleşmesi, nafaka alanın yeni giderlerinin ortaya çıkması gibi haklı gerekçelere dayanması gerekir. Nafaka artırım davasında hakimin dikkate alacağı hususlar:
- Eşlerin maddi durumu
- Çocukların giderleri (Okul, kurs vb.)
- Ekonomik ve sosyal koşullar (Enflasyon, zamlı ürünler)
- Nafaka alacaklısının ortaya çıkan yeni ihtiyaçları
- Ekonomik kriz, paranın değer kaybetmesi
- Nafaka yükümlüsünün maddi durumunun yükselmesi
Nafaka artırım davasının kanuni dayanağı Türk Medeni Kanunu’nun 176.maddesinin 4’üncü fıkrasıdır. Anılan hüküm şu şekildedir: “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Buna göre nafaka alacaklısı veya nafaka borçlusunun mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda nafaka artırımı talep edilebilecektir.
Nafaka artış miktarı, Yargıtay kararları doğrultusunda mahkemelerce, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıklamış olduğu Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında belirlenmektedir. Fakat, bu oranlar değişmez artış oranları değildir. Ekonomik şartlarda oluşabilecek değişimlere göre de artış oranı üzerinde bir nafaka artırım kararı verilebilir.
Nafaka Artırım Miktarının Hesaplanması
Nafakaya ilişkin genel olarak mahkeme tarafından nafaka artış oranı kararda gösterilebilir. Genel olarak ÜFE-TÜFE oranında artırılması karara eklenmektedir. Bunun yanında hakim genellikle davada talep edilen artış oranı ile hakkaniyete ve kanuna uygun bir artış oranına hükmeder. İştirak nafakasında ise artış oranının belirlenebilmesi için mahkeme kararı önem arz eder. Mahkeme, hükmedeceği kararında iştirak nafakasının hangi oranda artırılmasına karar verdi ise nafaka da o oran ile bağlı olarak artacaktır.
Mahkemenin vereceği karar için nafaka artırım talebinin dava dilekçesinde sunulmuş olması gerekmektedir. Yoksulluk nafakası bakımından ise süresiz bir nafaka olması sebebi ile artış oranının ne olacağı önemlidir. Burada da mahkeme genel olarak kararlarında ÜFE-TÜFE oranlarında yıllık olmak üzere artırılmalarına ilişkin kararlar vermektedir. Nafakanın her yıl arttırılması için dava açılması tarafları çok fazla uğraştırır hatta zor durumlara sokabilir. Bu nedenle taraflar nafakaya hükmedilirken her yıl ÜFE oranında artış yapılacağını kararlaştırabilir ve hakim de buna göre hüküm verebilir. ÜFE oranının kabul edilmesi Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarından biridir.
Boşanma Davası Devam Ederken Nafakanın Artırılması
Boşanma davası sürecinde genellikle tedbir nafakasına hükmedilmektedir. Tedbir nafakasının artırılması boşanma davası süreci devam ettiği için ilgili boşanma davasına bakan mahkeme hâkiminden talep edilebilir. Çekişmeli boşanma davaları uzun süreçli davalar olması sebebi ile birkaç yılda tamamlanabilmektedir. Bu sebeple eşlerin enflasyon ve gelir dengesindeki bozulmalar sebebi ile dava sürecinde artırım talebinde bulunmaları gerekli hale gelebilir. Nafaka yükümlüsünün geliri oranında giderlere katılması gerekmesi sebebi ile gelir durumunda bir artışın olması nafaka bakımından da artış gerektirecektir.
Bu durumun varlığı halinde nafaka artırımı ile alakalı talep dilekçesi sunulabilir veyahut duruşma esnasında hâkimden de talepte bulunulabilir. Mahkeme davadan önce sunulan nafaka artırım talebi karşısında görüş belirtmezse, ara karar kurmazsa, bu daha sonradan dava esnasında sözlü olarak hatırlatılmalıdır.
Nafaka Artırım Davasında Yetkili Mahkeme Neresidir?
Nafaka artırım davalarında; görevli mahkeme aile mahkemesi, yetkili mahkeme ise nafaka alacaklısının oturduğu yerdeki Aile Mahkemesidir. Kişiler nafaka aldıkları süre içerisinde nafaka artırım davası açabilirler. Yardım nafakası alan kişilerin nafaka süresi içerisinde nafaka artırım talebine ilişkin dava hakları saklıdır. Nafaka alacağına ilişkin yargılama süreci hakimin mevcut nafaka miktarını, nafaka artırımı için gösterilen sebepleri delilleriyle birlikte değerlendirmesi sonucunda karara bağlanır. Ayrıca nafaka artırım davaları basit yargılama usulüne göre görülür.
Türk Medeni Kanunu madde 176 / 4’e göre “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Bu madde ile nafaka artırım talebinde bulunan kişi sürekli aynı mağduriyetleri yaşamasın diye nafakaya hükmedilen ilk kararda veya nafaka artırımına ilişkin kararda nafaka alacağının her yıl belli oranda artırılmasına dair hüküm koyulabilir. Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre nafaka artırımı yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) doğrultusunda yapılmaktadır. Böylece yıllık ekonomik verilere göre değişkenlik gösteren bir endeksin uygulanması ile kişilerin nafaka konusunda mağduriyetler yaşamasının önüne geçilmiştir. TMK 175. Maddesi uyarınca yoksulluk nafakası; Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali günü oranında süresiz olarak isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
Nafaka Artırım Davasında Yargılama Usulü
İştirak nafakasının artırılması veya azaltılması için açılan davalarda verilecek karar, dava tarihinden itibaren hüküm ifade eder. İştirak nafakasında yapılacak artış oranı, boşanmanın kesinleşme tarihine göre belirlenmesi gerekir. Karara bağlanan iştirak nafakasında gelecek yıllar için artış yapılması istenmiş ise Türkiye İstatistik Kurumu ÜFE oranları (Üretici Fiyatları Endeksi) dikkate alınır. Açıkça istem olmadan gelecek yıllar için artırma kararı verilemez.
Aile mahkemesinin, nafakanın artırılması yönünde karar verebilmesi için nafaka artırım dava açılması gerekmektedir. Nafakasının artırılması talebiyle açılan dava basit yargılama usulüne tabidir. Basit yargılama usulünde dava aşaması; dava dilekçesi ve cevap dilekçesinden ibarettir. Yani tarafların birer dilekçe sunma hakkı vardır. Basit yargılama usulü, daha çabuk sonuçlanması gereken, kısa bir incelemeye ihtiyaç duyulan bir yargılama usulüdür. Bu tür davalarda, mahkeme delilleri ve beyanları yeterli görür ise duruşma yapmadan dosya üzerinden de karar verebilmektedir. Dosya üzerinden karar verilemiyor ise mahkeme duruşma yapacaktır. Basit yargılama usulünde mahkeme, en fazla iki duruşma yaparak yargılamayı tamamlamak zorundadır. Yapılacak olan duruşmalar arası ise en fazla bir ay olmalıdır.
Görüldüğü üzere nafakanın indirilmesi davası, boşanma davasından farklı bir usul ile görülmekte olup hızlı ve daha çabuk karara verilen bir yargılama usulüne tabidir. Nafaka artırım davası açacak eşin, davayı kazanması için gerekçelerini mahkemeye sunmaları gerekmektedir. Bu bağlamda, kişiler tarafından öne sürülecekleri deliller birbirinden farklılık gösterecektir. Gösterilen deliller karşısında aile mahkemesi, öncelikle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında değişiklik olup olmadığını tespit edecek bunun için de taraflardan konu ile ilgili delilleri toplayacak, gerekirse ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazarak, uzman görüşüne başvuracak ve nafakayı günün koşullarına göre yeniden değerlendirip bir karar verecektir.
Nafaka Artırım Davası Süreci
Nafaka artırım davalarında basit yargılama usulü uygulanmaktadır. Basit yargılama usulü daha hızlı ilerletilen yargılama usulüdür. Dilekçe teatisi davacı ve davalının dilekçelerini sunması ile sona erer. Boşanma davalarında olan cevaba cevap ile ikinci cevap dilekçesi aşamaları nafaka artırımı davasında mevcut değildir. Basit yargılama usulü sebebi ile hızlı bir şekilde sonuçlandırılacağından, dava dilekçesinde bütün delillerin sunulması, hangi olaylara ve durumlara dair delil sunulduğunun belirtilmesi, ilgili yerlerden alınacak belgeler için kurumlara müzekkere yazılması gerektiğinin bildirilmesi gerekir.
İddia ve savunmaların genişletilmesine ilişkin olan yasak davacının dava dilekçesinde, davalının cevap dilekçesinin sunması ile başlayacaktır. Dilekçeler teatisinin sona ermesi ile birlikte mahkeme dosya ile alakalı karar verebilir veyahut duruşma yaparak tahkikat aşamasını yürütebilir. Basit yargılama usulü ile alakalı en fazla iki duruşma yürütebilir. Bu iki duruşma arasında ise en fazla bir ay olmalıdır.
Nafaka Artırımında ‘’Karşı Dava’’ Kurumu
Karşı dava, nafaka alacaklısı davacının, açtığı davada nafaka borçlusu davalının hak talebinde bulunması ve hukuken kendi çıkarlarını korumak için açtığı davadır. Bu iddia ve savunmalarda belirtilebileceği gibi ayrı bir dilekçe ile de ileri sürülebilir. Bu dava asıl dava ile birlikte görülecektir. Nafakanın artırımı talebinde bulunana nafaka alacaklısının dava dilekçesi, nafaka borçlusuna tebliğ edilmesi ile birlikte yasal süre geçmeden cevap dilekçesinde karşı dava talebinde bulunduğunu bildirmelidir.
Davalı nafaka borçlusu karşı davada bulunmak istiyorsa ve karşı dava ile birlikte nafaka artırımı talebine karşı itiraz ederek nafakanın kaldırılması veyahut nafakanın indirilmesini isteyebilecektir. Karşı dava dilekçesi ile davaya karşı iddia ve savunmalarda belirtilmelidir. Karşı dava açacak olan nafaka borçlusu ayrı bir dilekçe ile de karşı dava talebinde bulunabilir. Ancak yine de yasal sürelere dikkat edilmesi gerekmektedir. Nafaka borçlusu karşı dava ile birlikte mahkemeye karşı dava harç ve giderlerinin yatırılması gerekmektedir.
Nafaka Artırım Davasında İspat
Nafaka artırım davasında birçok delile başvurulabilmektedir. İştirak nafakası ile alakalı çocuğa ilişkin belgelerin sunulması mümkündür. Örnek olarak çocuğun eğitim giderlerine ilişkin okul senetleri, eğitim harcamasıyla alakalı gider makbuzları delil olarak mahkemeye sunulabilir. Bununu yanında tanık beyanları da bir delil olarak karşımıza çıkabilir. Eşin kendi nafakasına ilişkin alım gücünün düştüğünü belgeler nitelikteki delillerin mahkemelere sunulması en çok karşılaşılan delillerdendir.
Kişinin kirada oturduğu evin kirasının artması, temel ihtiyaç giderinin artması gibi sebepler evraklarla delil olarak ileri sürülebilir. Bunlar hakkında kişi bilirkişi raporu ile tespit talebinde bulunabilecektir. Bu rapor ile birlikte kişinin geliri ve ekonomik durumu incelenecektir. Bunlarla birlikte hastalık halinin mevcut bulunması durumunda da kişinin kendisinin veya çocuğun hastalık durumu halinde hastane raporları veyahut heyet raporları delil niteliğine haiz olacaktır.
Nafaka Artırım Davası Ücreti ve Zamanaşımı Süresi
Nafaka artırım davası, konusu para ile ölçülebilen davalardandır. Yani dava açan taraf arttırılmasını talep ettiği miktar oranında dava açma harcı ödemek zorundadır. Bu nedenle talep edilen nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden nispi esasa göre harcın belirlenmesi gerekir. 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca nispi harç alınır. Nafaka artırım davası harç hesaplama bu kapsamda yapılır.
Nafaka artırım davası harca tabi bir davadır. Nafaka artırım davası ücreti nispi harç tabidir. Talep edilen bir yıllık nafaka miktarı üzerinden nispi harcın yatırılması gereklidir. Nafaka artırım davası için harçlar 2023 yılına göre örnek verecek olursak aylık artırım miktarı 6.000 TL olarak kabul edersek; 10.000 x 12= 120.000 TL olacak ve 120.000 TL üzerinden harç hesaplanacaktır. 10.000 TL üzerinden verilecek harç ise 1 tanık olması durumunda;
Nafaka Artırım Davasında Giderler | |
Başvuru Harcı | 269,85 TL |
Gider Avansı | 1.120,00 TL |
Peşin Harç | 269,85 TL |
Tebligat Gideri | 700 TL |
Vekalet Pulu ve Vekalet Harcı | 98,90 TL |
Bilirkişi Ücreti (Bilirkişi deliline dayanıyorsanız) | 770 TL |
Keşif Gideri (Keşif deliline dayanıyorsanız) | 1912,35 TL |
Tanık Gideri | 80 TL |
Diğer İş ve İşlemler | 150 TL |
Toplam | 5370,95 TL |
Aynı şekilde karşı vekalet ücreti de nispi oranda belirlenir. Davayı kaybeden taraf, davayı kazanan tarafın avukatına 1 yıllık nafaka miktarı üzerinden AAÜT oranında karşı vekalet ücreti öder. Nafaka artırım talebinde bulunabilmek için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Nafaka devam ettiği sürece nafaka alacaklısı değişen koşullar ve haklı gerekçelerin varlığı halinde her zaman nafaka artırım davasını açabilir. Nafaka borçlusu ya da alacaklısının ekonomik durumundaki olumlu ya da olumsuz değişikliğin bir dönem için geçerli olmaması, değişikliğin süreklilik arz etmesi halinde nafaka artırım talebi ile dava açılabilecektir. Nafaka kararı verildikten sonra nafaka ödeyen kişinin maddi durumunda artış olması ya da nafaka alacaklısının maddi durumunun kötüleşmesi durumunda veya hakkaniyet duyguları gerektiği takdirde hakim bağlanan nafakanın artırılması yönünde karar verebilir.
Nafaka Ödememenin Cezası Nedir?
Nafaka ödemesine dair karar verilmiş olan eş artık maddi durumunun elverişsiz olmasından kaynaklı olarak ya da nafaka hükmediliş şartlardan birinin ortadan kalkmasına dayanarak nafaka ödeyemediğini, ödemesine gerek kalmadığını mahkemeye kanıtlamak suretiyle nafakanın kaldırılmasını talep edebilir. Fakat böyle bir durum oluşmamışsa, mahkeme kararına ve hakkında yapılan icra takibine rağmen nafaka borcunun ödenmemesi durumunda İcra ve İflas Kanunu uyarınca nafaka borçlusu hakkında 3 aya kadar tazyik hapsine hükmedilebilir. Bu ceza ayrıca para cezasına çevrilemediği gibi ertelenmesi de söz konusu değildir. Yasaya göre nafaka ödemeyen nafaka yükümlülerine alacaklının şikâyeti üzerine 3 aya kadar hapis cezası verilir. Verilen bu hapis cezasının kalkması için nafaka borcunun ödenmesi gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus ise ödenmemiş olan nafaka borçları hakkında alacaklı tarafın 3 ay içerisinde bir şikayette bulunması gerektiğidir. Bu süre içerisinde şikayet edilmediği takdirde nafaka alacaklısının şikâyet hakkı düşecektir.
Nafaka artırım davası yukarı ayrıntılı belirttiğimiz üzere görevli ve yetkili mahkemede açılmalıdır. Bütün dava sürecin etkin ve hızlı şekilde takibinin yapılabilmesi adına deneyimli bir boşanma avukatının hukuki yardımına başvurmak kişinin yararına olacaktır. Nafaka eşler ve çocuklar için ne kadar önemliyse nafakanın miktarı ve yeterliliği de o kadar önemlidir. Bu husus, kişinin yaşadığı toplum içerisinde asgari geçim standartlarını yakalayabilmesi adına mahkemece hükmedilen ödemedir. Nafaka davası ve artırım davası bu bakımdan kişi lehine ve olabildiğince hak kaybı yaşanmadan sonuçlanmalıdır. Bu nedenle boşanma davası avukatı ile sürecinizi sürdürmeniz menfaatinize olacaktır.
Anlaşmalı Boşanmanda Nafaka Artırım Davası Açılabilir Mi?
Anlaşmalı boşanma protokolünde taraflar nafaka miktarını kendileri belirlerler. Anlaşmalı boşanmış olmak nafaka artırım davası açmaya engel değildir. Çünkü anlaşmalı boşanma protokolü halin ve günün şartlarına göre hazırlanır ve dolayısıyla koşulların gelecekte değişmesi ve hakkaniyetin gerektirmesi gibi durumlarda anlaşmalı boşanmış olan eşler de nafaka artırım talebinde bulunabilirler. Nafaka borçlusunun maddi durumunun olumlu yönde değişmesi, ekonomik düzeyinde artış olması, kendisine miras kalması gibi durumlarda anlaşmalı boşanmaya rağmen nafaka borçlusu tarafından nafaka artırımı talep edilebilir. Nafaka normalde ÜFE oranında arttırılır. Bu durum boşanma kararında yoksa yine nafaka artırım davası açılabilir. Nafaka artırım davası boşanma avukatı aracılığıyla takip edilmesi önemli hak kayıplarının meydana gelmesini önleyecektir.
Nafaka Artırım Davası Yargıtay Kararı
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/11305 Esas 2016/11631 Karar 17.10.2016 Tarih
- Nafaka Artırım Davası
- Medeni Kanun 175. Madde
Yargıtay’ın bir kararında, “Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile şartları oluştuğu takdirde artırılabilir veya azaltılabilir, aksi düşünce güven ilkesine aykırı düşer. Zira davacının sözleşme ile elde ettiği statüye beslediği güven, davalı sosyal ve ekonomik durumunun bu özel statüyü koruyacak seviyeden daha aşağıya düşmediği veya hakkaniyet bunu gerektirmediği sürece onaylanmış olan iradın aradan çok az bir zaman geçtikten sonra indirilmesi isteminde bulunmak, hakkın kötüye kullanılması mahiyetini de arz edebilir. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü protokol ile üstlenen kişinin sonradan bu yükümlülüğünün kaldırılması ya da azaltılması yönünde talepte bulunması da iyi niyet, doğruluk-dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleriyle bağdaşmaz. Çünkü kendi kusuru ile mali imkanlarını zorlayan tarafın TMK md. 2’den yararlanması söz konusu olamaz.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2006/2072 Esas 2006/2575 Karar 16.03.2006 Tarih
- Nafaka Artırım Davası
- Medeni Kanun 175. Madde
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Yoksulluk nafakası” başlığını taşıyan 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası, kusuru daha ağır olmamak kaydı ile boşanma ile yoksulluğa düşecek eşin, diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak isteyebileceği bir nafaka olup, bu nafakaya hükmedilebilmesinin ön koşulunun, bu konuda talep bulunması olduğu gerek öğreti, gerekse yargısal kararlarda istikrarlı bir biçimde kabul edilmektedir. Talep yazılı şekilde veya sözlü olarak yapılabilir. Ancak hukuki sonuç doğurabilmesi için sözlü isteklerin mahkeme tutanağına geçirilmesi zorunludur.
Nafakanın artırılması davasına dayanak teşkil eden Ankara 17. Asliye Hukuk mahkemesinin 1997/437 Esas, 1998/158 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde:
Davalının yoksulluk nafakası talebinin bulunmadığı, yoksulluk nafakasına ilişkin talep haklarını saklı tuttuğu, mahkemece boşanmaya karar verilerek “… davalı eş lehine 7/7/1997 tarihinden başlamak üzere aylık 15.000.000 TL nafakanın tayin ve takdirine, müşterek çocuklar lehine her biri için ayrı 10.000.000’ar TL’den ceman 20.000.000 TL iştirak nafakasının tayin ve takdirine, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine…” şeklinde hüküm kurulduğu, temyiz incelemesi sonunda hükmün manevi tazminat yönünden kısmen bozulmasına ilişkin Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12/6/1998 tarih ve 5996-7453 sayılı ilamının 1. bendinde hükmolunan nafakaların tedbir nafakaları olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Bu itibarla, nafakanın artırılmasını isteyen lehine daha önce hükmedilen bir yoksulluk nafakası bulunmamasına rağmen, mahkemece nafakanın artırılmasına ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 16/3/2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Nafaka Artırım Davası Dilekçesi
Nöbetçi Aile Mahkemesine
Davacı: A.Ö., adres, T.C. Kimlik No:…….
Vekili : Av. Umur Yıldırım
Davalı :C.Ö., adres, T.C. Kimlik No:…….
Dava Konusu : Nafakanın Artırılması
Olaylar
İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesi Sayın Hâkimliği’ne,
DAVACI : Ad Soyad (T.C. Kimlik No)
Adres
DAVALI : Ad Soyad(T.C. Kimlik No)
Adres
KONU : Nafaka artırım dilekçesidir.
AÇIKLAMALARIMIZ
Müvekkilim ile davalı … tarihinde evlenmiş olup, Aile Mahkemesinin 2009/… Esas, 2011/… karar sayılı ilamı ile boşanmışlardır. Karar kesinleşmiş olup müşterek çocuk M.Ö.’in velayeti müvekkilime verilmiştir. İlgili kararda müşterek çocuk lehine 100,00TL iştirak nafakasına karar verilmiştir. 2009 yılında takdir edilen nafaka, bu tarine kadar aynen devam etmiştir. Müvekkilim işsiz olup çocuğun artan ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmiştir. Buna karşılık davalının işi ve geliri bulunmakta, o tarihten itibaren de aylık geliri her sene artmaktadır. Buna durumlar altında önceki nafaka miktarı yetersiz duruma gelmiş ve 300 TL’ye artırılması talep ve dava etmek gerekmiştir.
İddiamızın Dayanağı Olan Vakıalar:
- Müvekkilim ile davalı evli iken Aile Mahkemesinin … Tarih, … Esas ve …. Karar sayılı kararı ile boşanmış müşterek çocuğun velayeti müvekkilime verilerek 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir.
- Müşterek çocuk müvekkilimin yanında kaldığı için ve ihtiyaçları arttığı için 2009 yılında hükmedilen nafaka miktarı yetersiz olup artırılması gerekmektedir. Bunun için davalının mali gücü vardır.
Davalı, müşterek çocuk için aylık …-TL iştirak nafakası ödemektedir. Boşanma kararının kesinleşmesinden sonraki … yıl içerisinde enflasyon ise yüzde … oranında artış göstermiştir. Bu sebeple müvekkil, paranın alım gücü karşısında ezilmiş ve zaman içerisinde müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Neticede müvekkilin, müşterek çocukların ortaya çıkan yeni ve zorunlu giderlerine yetişemiyor olması sebebi ile Sayın Mahkemeniz huzurunda müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakalarının artırılması istemi ile dava açma zorunluluğu hasıl olmuştur.
Yukarıda ayrıntılı olarak ifade ettiğimiz üzere müşterek çocuğun giderleri aylık …-TL’nin üzerindedir. Müvekkil müşterek çocuğun giderlerine artık yetişememektedir. Bu sebeplerle müşterek çocuk lehine hükmedilen nafakanın artırılmasını ve tarafların ekonomik durumları göz önüne alınarak işbu dava marifetiyle … tarihinden itibaren aylık …-TL’ye çıkarılmasını talep ederiz.
Deliller:
- …. Aile Mahkemesinin …. Tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamı,
- Tanık beyanları, mali durum araştırması.
- Nüfus kayıtları, Ekonomik ve sosyal durumuna dair araştırmalar, müşterek çocuğun giderlerine ilişkin deliller, banka kayıtları, belgeler, whatsapp konuşma kayıtları, mesajlar, bilirkişi ve
- kanunen ikamesi mümkün her türlü hukuki delil.
Hukuki Sebepler: 4721 sayılı TMK m. 176. ve 6100 sayılı HMK’ nın ilgili hükümleri
Sonuç ve Talep: Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı iş bu davanın kabulü ile;
- Tarafların müşterek çocuğu M.Ö. için… Aile Mahkemesinin 2009/147 Esas 2011/122 Karar sayılı kararı ile takdir edilen 100,00-TL iştirak nafakasının 300,00-TL’na çıkartılarak, … tarihinden geçerli olmak üzere her ay davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
- Yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi arz ve talep ederiz. ../../….
Davacı Vekili
Av. Umur Yıldırım